23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 HAZİRAN1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER (îıtiversîte adaytannda stnavheyecanı •IANKARA (AA)-YüzbınJerce gencin geleceğıni belirleyecek Oğrençi Yerleştirme Sınavı, 26 haziran pazar günü 80 merkezve Lefkoşa'da yapılacak.825bin240 adayın, 2 bin 758 binada ter dökeceği sınavda 89 bin 920 personel görev yapacak. 8 haziranda başlayan soru kitapçıklannın basımı için "kapalı döneme" giren matbaa görevlileri ise 26 haziranda sınav başladıktan sonra özgürlüklerine kavuşacaklar. YÖK, bu yıl üniversıtelerin örgûn eğitim yapan böiümlerinin kontenjanını 21 bin 899 antırarak 198 bin 49'a yûkseltti. Açıköğretim bölümlerineise 572 bin 220 öğrenci alınacak. Bütün üniversitelerin toplam kontenjanı ise 761 bin 269 olarakbelirlendi. Ögretmen liseleri sınavsonuçlan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığfnca 9 Nisan 1994 tarihinde gerçekleştirilen Anadolu Öğretmen Liseleri Giriş Sınavı sonuçlan belli oldu. Sınavda birinciliğj Konya Selçuklu'dan Fatih Sulak 361.023 puanla elde etti. Faüh Sulak, Aksaray öğretmen Lisesi'negirmeye hak kazandı. Bursa Osmangazi'den Murat Evren Kara'nın 358.869 puanla ikincilıği kazandığı sınavda Aydın'dan Onur özyer 354.102 puanla üçüncü oldu. OnurÖzyer meslek liseleri sınavında da Tûrkiye ikinciliğini elde etmişti. 67 bin 335 adayın katıldığı sınav sonucunda başanlı olan 5 bin 220 aday var olan Anadolu öğretmen liselerine yerleştirildiler. Asgari ücrette pekor 1991de •ANKARA (AA> İşçi ve işveren kesimı arasında belirlenecek yenı miktar konusunda tartışmalara neden olan asgri ücrette, son 10 yıldaki en yüksek artış yüzde93.5ilel991yılında oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı Çalışma Genel Müdürii Ismail Bayer, asgari ücretin, geçen yıl oybirliğı ile belirlendiğini haürlatarak bu ücretin 1985, 1987,1988,1989 ve 1990 yıllannda Türk-İş'in muhalefetine karşın Türk-lş ve hükümet üyelerinin oyçokluğu ile belirlendigini kaydetti. Merkez Bankası döviz topluyor • ANKARA (ANKA)- Merkez Bankasfnın rezervi, artışını sürdürüyor. Bankanın rezervi geçen hafta da yaklaşık 200 milyon dolar arttı. Merkez Bankası'nın döviz rezervi, 3-10 haziran arasmdaki haftada 190 milyon dolar artarak 3 milyar 975 milyon dolara yükseldi. 13-20mayıs tarihleri arasındaki haftada 207 milyon dolar artan rezerv, 20-27 mayıs tarihleri arasında 157 milyon dolar daha büyüdü. Merkez Bankası'nın altın rezervi ise geçen hafta 1 milyar 476 milyon dolar oldu. Mevduatta artış •ANKARA (ANKA) -Bankalardaki toplam mevduat. 20-27 mayıs günleri arasında 7.4 trilyon lira artarak 327.8 trilyona yükseldi. Mevduat, bankalardaki mevduaün tümünün garanti kapsamına alınmasından sonrakı hafta 41.8 trilyon lira artü. Mevduat, 20-27 mayıs günleri arasında bir haftada 7 trilyon 362 milyar lira artarak 327 trilyon 752 milyara cıktı. Söz konusu haftada vadelı tasarruflar 643 milyar, vadesız tasarruflar 3 trilyon, vadesiz ticari mevduat 1.5 trilyon lira arttı. Adanalı işçilerin yürüyüşu • ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) -Adana Büyükşehir, Belediyesi'nden atılan işçilerin Ankara yürüyüşündeki en zorlu etap, herhangi bir olay çıkmadan ve sıkınü yaşanmadan geçiliyor. 13 haziranda Adana'dan yürüyüşe başlayan işçilerin bugün sabah Pozantı'ya ulaşması bekleniyor. Dün Toroslar aşılırken yaylalarda oturanlann yürüyüşe destek vermesi eylemcileri sevindirdi. • Limanlann özelleştirilmesine sert tepkilergeliyor. Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Biber "Limanlann özelleştirilmesi halka ihanettir" dedi. • "Limanlarbirülkenin £ bağımsızlık göstergesidir' diyen Biber, "Limanlar için gerekirse savaşınz, hiçbir KİT zarar etmiyor, ettiriliyor"diye konuştu İthalat-İhracatın durma noktasına geldiği günümüzde, l laştırma Bakanlığı'na bağlı bulunan Derince, Bandırma, Samsun, İskendenın, İstanbui, İzmlr \e Mersin Limanlarının iş oranı sıf» düzey- de. Antalya, Trabzon, Rize, Hopa, Giresun, Ordu ve Tekirdağ limanlan ise ancak yüzde 15 kapasiteyle hizmet verilebiliyor. 'DmaıılarözeUeştirilmemelrERGÜN AKSOY ANKARA - Özelleştirme kapsamında bu- lunan limanlar için Liman-İş Sendikası ha- rekete geçti. Ozelleştirmeyi engelleyebil- mek için pasif eylemlerini yoğunlaştıran li- man ışçilerinin. önümüzdeki günlerde ey- lemlerini daha da radikalleştirecekleri bildi- rildi. Liman-îş Sendikası Genel Başkanı Ha- san Biber, ekonomik durgunluk ve özelleş- tirme karanna paralel olarak işçiler arasında başgösteren psikolojik çöküntünün liman- larda ithalat-ihracatı durma noktasına getir- diğini bildirdi. Biber, "Ülkemizin siyasal ve ekonomik bağımsızlığı için savaşacağımız gibi bağımsızlığımuın göstergelerinden biri olan limanlanmızm özeUeştirilmesi için de savaşınz. Hopa'dan tskendenın'a tüm üyele- rinuri harekete geçirir, Ankara'yı hedef gös- teririz"dedi. Limanlardaki ithalat-ihracatın durma noktasına geldiği, limanlann ancak yüzde 10 kapasiteyle çalıştığı bıldirildi. Ulaştırma Ba- kanlığı'na bağlı Derince, Bandırma, Sam- sun, Iskenderun, İstanbui, Izmir ve Mersin limanlanrun iş oranının sıfır düzeyde seyre- derken Antalya, Trabzon, Rıze, Hopa, Gi- resun, Ordu ve Tekirdağ limanlarının ise an- cak yüzde 15 kapasiteyle hizmet verdıkleri kaydedildi. Liman-İş Sendikası Genel Baş- kanı Hasan Biber, limanlardaki iş oranında yüzde 90 düşüş kaydedıldığıni belırterek "İthalat ve ihracatın durmasına en büyük et- ken, yaşanan ekonomik durgunluk ve özelleş- tirme kapsamına paralel olarak işçiler arası- nda başgösteren psikolojik çöküntünün vükle- me ve boşaltmadaki verimi düşürmesinden kavnaklanıvor" dedi. Iktidann bir taraftan manevi duygularla halkı etkilemeye çalıştığını, diğer taraftan özelleştirme karan aldığını belirten Biber, li- manlan almak için aralannda yabancı ser- mayenin de bulunduğu birçok şirketin gjri- şimler başlattığını belirterek "Cumhuriyet"'e şunlan söyledi: "Limanlarımızı, yabancı sermaye tekeline alırsa. buraları bir üs gibi kuJlanır. Denetün yetkisi tamamen bu firmaya ait olur. Oysa li- manlar bir ülkenin bağımsızlığı için stratejik öneme sahiptir. Bu stratejik önem, devlet eiî>- le yabancı ve yeıii sermayeye peşkeş çekiâ- yor. Sendika olarak ozelleştirmeyi engelleye- bilmek için açıkça şu çağrıv ı yapıvoruz; iiike- mizin ekonomik >e siyasi bağımsızlığı için sa- vaşacağımız gibi ülkemiz için büvük önem taşıyan limanlarımız için de sataşırız. Hopa'- dan İskenderun'a kadar ülkedeki tüm üyeleri- mizi harekete geçiririz ve Ankara'yı hedef gösteririz. Kesinhkle limanlardaki özeueştir- meyi engejleyeceğiz." KİTlerin bilerek zarar ettirildiğini savu- nan Biber, ülke ekonomisıne en fazla döviz girdisi sağlayan sektörlerin başında limanla- nn geldiğini, I993'ün ilk üç ayında sadece İzmir Limanı'nda 350 milyar lira tutannda dövoz geliri elde edildiğini söyledi. Biber, gö- rüşlerini şöyle dile getirdi: "Limanlar para basıyor, limanlar altın yu- murtlayan tavuktur. Limanlar adete bir darp- hanedir. Eğer limanlar özelleştirilirse, emek- sermaya çelişkisi daha da derinleşir. Özelleş- tirme siyasi \e ideolojik bir karardır. Liman- lann daha fazla kâr etmeleri için uluslararası sendikalarla birlikte projeler hazırladık. Bu projeleri başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm ilgililere gönderdik. Ancak hiçbir yanıt alamadık. Limanların tek bir genel müdürlük çatısı altında, otonom bir idareye kavuşturul- ması gerekir. Bu uygulama yaşama gecirilsin, biz sendika olarak söz veriyoruz, limanlarda 15 trilyon kâr elde edilir. Hükümetten de des- tek istemiy oruz. 3 ay içinde limanlan çağa uy- gun teknolojiyle de donatıru. ÖzeUeştirmeyi canımız pahasına da ols» engeUeyeceğiz. Özeüeştirme halka ihanettir." Yaklaşık 60 yıl Leningrad adıyla anılan St. Petersburg kenti, 2. Dünya Savaşı'- ndaki 3 yıllık Alman kuşatmasında tümüyle yıküdıktan sonra, Sovyet nû- marlannca yeniden ve 18. yüzyıl kimliğiyle restore edfldi. Bugün St. Peters- burg'un parklarını süsleyen heykeller, kentin bir "kültür ve sanat başkenti" olma kimliğini güçlendiren en önemli özellikleri arasında. Çağdaşkentkr heykeUenykövünüyor OKTAY EKİNCt Başkentimiz Ankara'ya belediye baş- kanı olan Melflı Gökçek, ıcraatmin henüz ikinci ayında ne denlı bir 'kentli biUncine' sahip olduğunu tüm çıplaklığıyla göster- dı ve kaldırdığı heykelîerle ilgilı atv'dekı tartışmada da -kendi deyimiyle- 'belden aşağı' kültür düzeyini tüm aynntılanyla sergilemiş oldu. Aslında Gökçek'in kente vecağdaşlığa karşı nasıl bir düşünceye sahip olduğu, daha ilk günlerinde meslek odalanrfa karşı takındığı tavırla hemen ortaya çıkrruştı. Odalann yapı projeleri üzennde sürdürdukleri denetimın 'bilimsel ve top- lum yaranna' olan neden ve sonuçlannı göremeyen Gökçek, uygar ülkelerde sü- rekli uygulanan bu 'sivil tophım örgütü hizmetini' salt bir 'gelir kaynağı' olarak değerlendirmiş ve şöyle konuşmuştu: "Solculara para kazandırmayacağun..." Nitekım, son heykel tartışmasında da aynı düşüncesini ağzından kaçıran Melıh Gökçek, atv ekranlanndan tüm Tiirki- ye'ye şu düşüncesini acıkladı: "Heykelle- ri kaMınlan sanatçılar, bir gelir kapılan kapandığı için tepki gösteriyorlar..." '3. Binyd'a altı yılın kaldığı bir dönemde, topraklannda yeryüzünün belki de en zengin uygarhklar birikimi bulunan bir ülkenin, üstelik başkentinin belediye baş- kanı konumundaki bir yerel yöneticisi, kentsel ve kültürel hizmet çevrelerine böylesine salt 'parasal' ve 'beİden aşağı' gözlüklerle bakarken, dünyada bugün birçok kent 'çağdaş olmak' onunınu sa- natcılan ve sanat eserlenyle 'kucaklaşa- rak' taşıyor. Gerçi, doğrusunu söylemek gerekirse, bugüne dek hemen hiçbir kentimizde o çağdaş kentlerdeki gibi bir 'sanatla tanı- şma ve bünınleşme' pek yaşanmadıysa da Melih Gökçek'in sergiledıği 'ürpertici' tu- tuma da kenüerimiz ve özellikle Aııka- ramız ilk kez tanık oluyor. 'Kent ve heykel' denince, dünyada akla ilk gelen ömekler arasında hiç kuşkusuz St. Petersburg'un özel bir yeri var. 1917 Ekım Devrimi"nden sonra birkaç yıl öncesıne dek, yaklaşık 60 yıl adı 'Le- ningrad' olarak anılan bu kuzey kentinde. sayılan 3000'e varan ve çoğunluğunu 'çıplak insan figürierinin' oluşturduğu heykel var. Üstelik salt parklarda ve bah- çelerde değil, meydanlarda, köprü baş- lannda, sokak köşelennde, resmi ve dın- sel yapılann girişlerinde... 1700 yılında. dönemin kültür ve sanata önem veren ünlü Rus Çan I. Peter tarafı- ndan, Neva Irmağı'nın Kuzey Denizi'ne döküldüğü delta üzerinde kurulan St. Pe- tersburg, Venedik kentine sanki bir rakip olarak. yine dönemin en ünlü ltalyan ve Fransız sanatçılanna heykelîerle do- nattınhyor. Bizim resmi tarih kitaplannda 'deli' unvanıyla anılan, ancak Ruslann 'Büyük Petro' dedikleri Çar I. Peter, aynı anda yine Rusya'da 'aydmlanma çağım' başla- tarak St. Petersburg'u kültür ve sanatın 'başkenti' yapan imar uygulamalannı gerçekleştiriyor. St. Petersburg, mimarlık ve sanat tarihi açısından tüm dünya için 'evrensel bir mi- ras' niteüği taşıyan tüm güzellıklennı, Sovyet döneminde de titızlıkle koruyor ve hatta restorasyonlarla da sürekli gelış- tiriyor. Ne var ki bu görkemli kentsel zengin- liğin hemen tüm sanatsal değerleri, 2. Dünya Savaşı yıllannda, 1941-1944 dö- nemindeki üç yıllık 'Nazi kuşatması' sı- rasında, bin'irce ton bomba altında yıkı- larak tahrip edilıyor. 'Hitter faşizminin' ıstılacı ordulan. 900 gün boyunca kentte taş taş üstünde bırakmıyorlar. Düşmana üç yıl süresince teslim olmadığı ve diren- diği için daha sonra Sovyet hükümetince 'kahraman Leningrad' unvanı venlen kentte, hemen tüm tarihsel yapılar ve sa- raylar yanıp yıkılırken, 1 milyon kişiyi aşkın 'kentli' insan da aynı kuşatmada yaşamını yitıriyor... Pekı, bunca uzun sürelı ve yıkıcı bir bombardıman altında kalan St. Peters- burg'da, koca kenı adeta harabeye dö- nerken, bugün kenti süsleyen ve 18.. 19. yüzyıldan bu yana var olan 'heykeller' nasıl sağlam kalıyor?.. Bu sorunun yanıtını. 1989 yihndaki zı- yarelimizde Leningrad Mımarlar Odası Başkanı bıze anlattığmda. doğrusu ncyc uğradığımızı şaşırmışük. Hitler"in kuşatması başladığında, kenı halkı Yaşistlerin amacını' anlamış vc he- men kenttekı heykelleri loplayarak Le- ningrad'ın içinden geçen Neva IrmağT- nınkanallannaatmış. Uçyıl.okanallann içinde vc sulann altında kalan heykeller böylecc bombardımandan zarar görmc- mişlcr. Kuşatma bitip, savaş sona crdıktcn sonra da bir yandan mimarlar kenti yeni- den 'St Petersburg' gibi tümüyle resıore ederlerken öbür yandan da kanallann içindeki heykeller toplanıp, yine kentteki eski yerlenne yerleştirilmışler... Şimdi, kente ve sanata karşı böylesine duyarlılıklann yaşandığı bir yüzyılın so- nuna yaklaşılırken Türkiye'nin başkenti Ankara'da bir belediye başkanı kalkıyor ve mılyonlann gözüne baka baka "heykeli kolundan tutup atmaktan' söz cdiyor. Üs- telik bunu 'miDiyetçilik' adına yapıyor. Söyler mısınız, acaba Melih Gökçek mi milliyetçidir, yoksa bir yandan kent- lerini savunmak için şehit düşerken, öbür yandan heykellerinı koruyabilen 'Kahra- man Leningradlılar' mı?.. Kimbılır; belkı de o heykeller öylesine korunmasaydı ve 'Sovyet mimarlar' da kenti tarihsel kimlikJerini yaşatarak' res- tore etmeselerdı, geçen yıllardaki referan- dumda da kent halkı oranm 'St. Peters- burg' olduğunu kolay kolay anımsaya- mayacaktı... Villa, Çiller'in olursa inşaatyasağı ım olur? Çiller'in eşi Özer Çiller'in 1992 yılında Beldibi'ndealdığı arazide pansiyon yapımına, turizm bölgelerinde inşaat yasağına karşın başJandı. 3 ayn villadan oluşacak inşaat 18 odaü olacak ve asma köprülerle birbirine bağlanarak tek tesisgibi gösterilecek. BÜLENT ECEVtT ANTALYA - Başbakan Tansu Çiller'in eşi Özer Çil- ler'in 1992 yılında Beldibi'- nde aldığı arazide pansiyon inşaaüna başlandı. Geçen ay başlayan inşaatın projesine göre 3 ayn Vflla' yapılacak. Villalar birbirlerine asma köprü ile birleşerek tek tesis gibi gösterilecek ve arazı tah- sisinde belirtilen '18 yataklı pansiyon' şartı yerine getiril- mış olacak. Beldibi'ndekı 1627 met- rekarelik Hazine arazısinı Antalya Ticaret Odası Meclıs Başkanı Kemal Kınay, eski AP Milletvekih İhşan Ataöv ve DYP Antalya İl Başkan Yardımcısı trfan Aktaş'tan toplam 600 milyon liraya de- vir alan 'ÇUler'lerin sahibi ol- duğu AYTAŞ şirketi. 1989 yılından beri Hazine'den çı- kmayan tahsisi bir ay içinde çıkarttı. Kemer Mal Müdür- Iüğü'nde yapılan tahsis söz- leşmesine göre Çillerlerin bu arazide. 18 yataklı pansiyon yapması gerekiyordu. 3 villa yapılacak Alanyalı Nihat Günata'nın taşeronluğunu yaptığı inşaat, turizm bölgelerinde inşaat ya- sağına karşın geçen ay baş- ladı. Temel betonlannın dö- küldüğü inşaatın projesine göre burada 3 ayn *vUla' yapı- lacak. Bu villalann da birbirleriv- le asma merdıvenlerle birleştı- rileceği öğrenildi. Devletin AYTAŞ'a 49 yıllığına tahsis ettiği ve pansiyon yapma şartı getirdiği arazideki inşaatın projesi tahsis şartlanna da uyuyor. 3 ayn yapmın tek bına gibi gösterüdiği pansi- yon inşaatının yaz sonunda bıtmesi bekleniyor. Tahsis şartlanna göre de pansiyonun Haziran 1994te bitmesi gereki- yordu. İnşaat alanlannda, inşa- atı yapan firmanın ismi, inşaat sahibi, fenni mesul ve tesisın adının yazılı olduğu tabela ası- Iması gerekirken Çillerlerin pansiyon inşaatında bu tabela yok. İnşaatın taşeronu Nihat Günata, verilecek paraya göre inşaatın bitiş tarihinin bellı olacağını söylerken "Şu anda ne hızlı ne de ya\ aş denikbilecek bir şekilde çalışmalar süriivor. Yaz sonunda kaba inşaat bitebilir'; diye konuştu. Günata, proje ile ilgili bilgi vermek istemedi. Arazi üzerinde bulunan 3 eski yapıdan ikısi yıkılarak yeni bi- nalar için temel çalışmalan sür- dürülüyor. İki katb olarak yapılacak olan bu villalann ta- mamlanmasından sonra bir ta- nesinin değerinin 8-10 milyar lira dolaylannda olacağı kayde- diliyor. ÇtLLERLERtN TABELASFZ tNŞAATI-İnşaat alanlannda, inşaatı yapan fırmanın ismi, inşaat sahibi, fenni mesul ve tesisin adının yazılı olduğu tabela astlması gerekirken ÇilJerierin 18 odalı pansiyon inşaatında bu tabela bulunmuyor. MC girisimine SHP'liler suskun kaldı İşten atılan memurlara 'sınav hakkı', 1402'liklereeşdeğerhak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güvenlik so- ruşturması ve diğer nedenlerle görevlerine son ve- rilenlerin ya da işe başlatılmayanlann haklannın ladcsini öngören yasa tasansı. DYP-ANAP-RP'- nin oluşturduğu "Yeni Miüiyetçi Cephe - MC'nin girişimleri ve SHP temsilcilerinin ise "suskun" kal- ması nedeniyle büyük ölçüde tırpanlandı. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabu! edilen tasandan, gü- venlik soruşturması mağdurlannın görevlerine iadesine ilişkın hüküm çıkanlarak kendilerine yal- nızca yeniden "suıava girme" hakkı tanındı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda dün ele alınan "güvenlik soruşturması ve bazı nedenlerle göre\lerine son verilen ve kamu görevine alınma- yanlar"ın haklannın geri verilmesini öngören ta- san. "MC" engeline takıldı ve haklan geri verme nıtelığınden uzaklaştınldı. Görüşmelerde DYP, ANAP ve RP'nın itirazla- n üzenne engellenen tasan için alt komisyonda uzlaşma arandı. Önceki gün toplanan alt komis- yonda uzlaşma sağlanamaması üzenne, SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın devreye girdi. Karayalçın, güvenlik so- ruşturması mağdurlannın haklannın iadesini ön- gören geçici maddelerin metınden çıkanlmaması için önceki gece Başbakan Tansu ÇiUer'le görüştü. Çiller, Karayalçın'dan, komısyon üyesi ve DYP"- nın "miUiyetçi-muhafazakar" kanadından İsmail Köse vc Melih Pabuççuoğlu'nu ikna etmesini iste- di. Gece geç saatlere kadar. Köse ve Pabuççu- oğlu'nu ikna etmeye çalışan Karayalçın, DYP'- lileri ikna etmek yerine geri adım attı. Daha sonra komisyonda, haklann iadesini öngören geçici 3.4 ve 5. maddeler, metinden çıkanldı. Komisyonda, SHP Malatya Milletvekili Mustafa Yıimaz'ın, 12 Eylül döneminde idarenin tasarrufuyla talepleri dışında kurumlan ve sınıflan değiştırilenlerin gö- revlerine dönüşünü öngören geçici 4. maddenin yeniden metne eklenmesine ilişkın önergesi, gerek " M C muhalefeti ve gerekse diğer SHP'li üyelerin etkin olmamalan nedeniyle kabul edilmedi. Kara- yalçın'ın ikna girişimi sonuçsuz kalıp SHP'li üye- ler de "Ne yapalım, ikna edemiyonız; hiç obnazsa bu kadanyla çıksuı" diyerek yetennce etkin ola- mayınca, tasan büyük ölçüde budandı. Tasan ile güvenlik soruşturması ve diğer nedenlerle görevle- rine son venlenler ya da işe alınmayanlara yalnız- ca "suıav hakkı" tanınırken kimler hakkında güvenlik sonışturması yapılacağına da Bakanlar Kurulu'nun karar vermesi benimsendi. Tasannın ilk halinde, "12 Ey!ülzedeler"in, geçmişe yönelik aylık ve diğer özlük haklannın verilmesi öngörii- lürken komisyonda bu, "Verilmez" şeklini aldı. Aynı dönemde işlerine son verilen askeri persone- lin de görevlerine iade edilemeyeceği hükme bağ- lanırken bu durumdakilere yalnızca, başka ku- rumlarda calışabilme olanağı tanındı. Komisyonda, yalnızca 1402 sayılı yasa gereğin- ce görevine son verilen ve kamu hizmetinde çalış- malan sakıncalı bulunanlara, başvurmalan halin- de, aynı ya da eşdeğer göreve dönme olanağı tanındı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear