Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 HAZİRAN1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
FESTIVAL KULISI:
Sanat 'protokolsüz' de sürüyorKöJtûr Senisi - 22.Uluslara-
rası tstanbul Festivali'nin salı
akşamı Dolmabahce Sarayı'-
ndaki açılış törenine hükümeti
ve devleti temsiJen çağnhlann
katılmaması, basında taiyük
ayıp', 'davet krizi'gjbi başhklar-
la kınandı.
Cumhurbaşkanı, Başbakan,
bakanlar, İstanbul Valisi, Bele-
diye Başkanı ve milletvekille-
rinden hiç biri törene katılmadı.
Törende açıhş konuşması yapa-
cağı açıklanan ve gazetelere
gönderilen açıhşa katılacağını
bildiren bültenlere karşın, Kül-
tûr Bakaru Fikri Sağlar'ın töre-
ne katılamaması da eleştirilere
yol açtı.
Sağlar'ın açıklaması
TBMM'deki çalışmalan do-
layısıyla açıhşa katılamadıgmı
belirten Kültür Bakanı Fikri
Sağlar. "Çok jstememe rağmen,
Uk kez festivalin açılışına katıl-
mak onunınu yaşsunsidığan için
ûzgünüm"dedı. Yayın organla-
nnda yer alan haberlerden ötü-
rü üzûntü duyduğunu ifade
eden Sağlar, kamuoyunun bu
konudakı örnek duyarühğın-
dan da büyük mutluluk duydu-
ğunu söyledi. Sağlar'a göre bu
duyarhhk, ülkemızde kultür ve
sanat etkinliklerine tûm halkı-
mızm ne denh sahip çıktığının
ve önemsendiğjnin somut bir
göstergesiydi.
Bakanlığırun İstanbul Müzik
Festivah'ne ekonomik kaynak
yaratarak, geleceğini güvence
altına almak için çaba göster-
diğini de vurgulayan Sağlar,
böylesine önemsedikleri bir
uJuslararası etkinhği, TBMM'-
deki Bayındırlık ve İskan Ba-
kanı Ue ilgili gensoru ve Çekiç
Güç görüşmelenne katılmak
zonında olduğu için katıla-
mayışını kamuoyunun anlayı-
şla karşılayacağına inandığını
da behrtti.
Erdoğan çağrüdı, gelmedi
Öte yandan İstanbul'un RP'-
lı Büyükşehir Belediye Başkanı
Tayyip Erdoğan, çağnlı olmadı-
ğı için açıhşta bulunmadığını
söyledi. Davetten haberi olma-
dığını savunan Erdoğan, bilgi-
sayar kayıtlanna baktığını,
olayı araştırdığı, davetiye gel-
mediğini yineleyerek, Cemai
Reşit Rey, Açıkhava Tiyatrosu
gibi yer taleplerinin lahsislennı
yapüklannı belirtti.
İstanbul Kültür ve Sanat
Vakfı yetkilileri ise açıhş konse-
ri ve törenine Istanbul Büyük-
şehir Belediyesi protokolün-
den; Belediye Başkanı Tayyip
Erdoğan, Özel Kakm Mûdürii
Ömer Yararbaş. Genel Sekreter
Kahnunan Emmioğlu ve Kültür
İşleri Daıre Başkanı Şenol De-
miröz'ün davet edildığıni ve da-
veüyelerinin özel kurye ıle 9
Haziran 1994 günü istanbul
Büyükşehir Belediyesi'nde Hül-
ya Altın ve özlem Erdoğan ta-
rafından imza karşıhğı teslım
ahndığını söylediler.
Sanata daha fazla önem
Yetkililer aynca, 10 haziran
çuma günü de Tayyip Erdoğan,
Ömer Yararbaş, Şenol Demi-
röz'ün, 13 hazirandada Kahra-
man Emmioğiu'nun katılama-
yacaklannın bıldirildiğini,
vakıf olarak herhangi bır pro-
Şakir Eczacıbaşı, konuş-
masında sanata daha
çok ihtiyacımız olduğu-
nu vurguladı. Bilkent
Akademik Oda Orkest-
rası'nı Server Ganiyev
yönetti.
tokol hatası yapılmamasına
kurumun her zamanki ciddiyeti
içerisinde gerekh özenin göste-
nldiğıni ifade ettiler.
İstanbul Kültür ve Sanat
Vakfı Yönetim Kurulu Başka-
nı Şakir Eczacıbaşı, açıhş ko-
nuşmasında İstanbul Festivah'-
nın sanat ve kültürün evrensel
nıtehklerinden hiçbir biçimde
ödün vermediğini vurgulaya-
rak, Türkiye Cumhuriyeti'nin
50'inci yıl kutlamalanyla birlik-
te başlayan festivalin, kimi za-
man siyasal, kimı zaman tutucu
eğilimlerle savaşmak zorunda
Fransa'dafestivallerzw chmmuk
Kültür Servisi - Fransa'da her
yıl düzenli olarak 800 festıval
düzenleniyor. Bunlardan 600'ü
yaz aylanna denk gehyor. Son
on yıl içinde sayılan artan festi-
valler bugün mali sıkınülarla
karşı karşıya.
80'li yıllarda sayılan artmaya
başlayan festivaller, halkın yo-
ğun ilgisıyle karşılaşmıştı. Tu-
ristler, müzik ve heyecan, fesü-
vallerin ortak özelliğini oluştu-
ruyordu. Büyük şirketler de bu
ilgiyı reklam amacıyla kullan-
mak için festivallerde sponsor
firma olarak yer alabümek için
neredeyse birbirleriyle
yanşmıştı. Bu akıma uyan
kentler, kasabalar hatta köyler
bile bir festival düzenliyor, yer-
leşim birimlerinde festivalleri
bulunmayanlarsa hayıflanıyor
ve bir festival düzenlemek için
çalışıyordu. Böylelikle sayısız
yerel festival ortaya çıkü ve bir-
çoğu ulusal alanda varlıklannı
bilegösteremedi.
Ekonomiye katkı...
Bugün hem sayılan hem
katıhmcılan hızla artmış olan
festivaller ülkenin dört bir yanı-
nda özelükle de yaz aylannda
kentleri bir anda canlandınr.
ken yerel ekonomiye tartışıl-
maz bir katkıda bulunuyor.
Dünya genelinde yaşayan
Fransa'da ber yıl düzenli olarak gerçekleştirilen 800 festivalin, 600'ü yaz aylanna denk geliyor.
ekonomik sorunlar, festivaller
için hayati önem taşıyan spon-
sorlan da etkiledi. Binlerce se-
yirciyle yüzlerce sanatçıyı bir
araya getiren festivaller arük
eskisi gibi kolay düzenJenmi-
yor. Zorluklann en önemli
kısrru davetü sanatçılann gider-
leri. Yol, konaklama, müzik
düzeni ve sanatçılara ödenen
paralar eskiye oranla kat be kat
artu.
Bu maliyet artışı bir yana fes-
tival organizatörleri, sponsor
fırma bulmakta zorluk çekiyor.
Çünkü sponsorlar artık festi-
valleri çekici bulmuyor.
Son birkaç yıldır başgösteren
finans bulmak zorluğu organi-
zatörleri bir araya getirdi.
Ülke genehnde düzenlenen
festivallere gerek sanatçı gerek-
se sponsor bulmak için oluş-
turulan bu iletim ve yardımlaş-
ma ağı, şimdiden etkisini gös-
terdi. Festivallerin devamını
sağlamak ve seviyelerini ko-
rumak için uğraş veren ulus-
lararası kuruluşlar da var.
Bunlardan biri olan, 1991
yılında kurulan, ama ancak
1993'te sağlam bir yapıya sa-
hip olabilen European Fo-
rum of Worldwide Music
Festivals, Avrupa genehnde
25 festivalle ilgıleniyor. Blues,
barok, caz, rock, klasik ve
pop müzik festivallerinin yanı
sıra tiyatro ve sinema festival-
leri de düzenleniyor.
Müzik festivallerinin son
yıllardaki çizgilerine
bakıldığında barok ve klasik
müzığe geri dönüşün ya-
şandığı gözJeniyor. Bunun en
önemli nedeni dünya müziği
olarak tanımlanan caz, blues
veya rock müziği sanatçı-
lannın festivallere katılma-
lannın yüksek maliyet oluş-
turmasi.
Sadece Paris'te yaz boyun-
ca 15 ayn festivalin düzenJe-
necek olması festival enflas-
yonu için bir gösterge kabul
edilebilir.
Fransız eleştirmenler dün-
yaca ünlü birçok sanatçıyla
beraber genç sanatçılan bir
araya getiren bu sayısız festi-
vallerin sanat seviyesini ge-
nelde ıyi buluyorlar.
Hole'un
basçısı
evindeötii
bıılıuıdu
SEATTLE (AA) - Grunge
akjmının temsilcisi Nirvana
grubununiki ayönce
intihareden solisti Kurt
Cobain'in kansı Courtney
Love'un topluluğunun bas
gitaristi perşembe gecesi
evinde ölü bulundu.
Courtney Love'un solisti
olduğu punk rock grubu
Hole'un bas gjtarisu 24
yaşındaki Kristen PfafTın
perşembe gecesi Seattle'daki
evinin banyosunda ölü
bülunduğu bildirildi. Olayı
soruşturan dedektif Don
Marvin, Pfaffın ölüm
sebebinin henüz
bihnmediğini ancak
otopsiden sonra kesin
sonucun bildirileceğini
söyledi.
Hole topluluğunun son
albümü "Live Through
This" Kurt Cobain'in
intihanndan bir hafta sonra
piyasaya çıkmış, Billboard
listelerinde 55 numaraya
kadar yükselmişti.
Love'ın kocası Kurt Cobain
5nisanda 27 yaşındayken
intihar ederek müzik
dünyasını üzüntüye
boğmuştu.
kaldığjna, halka dönük olma-
makla eleştinldiğine, Batı tak-
litçiliği ve öz sanat dallanna
önem verilmediği suçlamalan-
na dcğındi.
Bu yıl ekonomik bunalımdan
büyük ölçüde etkilenen vakfın,
aşılması güç sorunlarla karşı-
laştığını vurgulayan Eczaabaşı,
krize karşın sanata her zaman-
kinden daha fazla önem veril-
mesi gerektiğini belirtti:
Nejat Bey olsaydı...
"Bu denli ağır ekonomik dar-
boğazlar yaşanırken, sanat şen-
liklerinin desteklenmesini yersiz
buianlar oldu. O\sa, bizler, kül-
tür ve sanatın, vaşamın vazgeçil-
mez bir parçası olduğuna; her or-
tamda, her güçlükte ve her ko-
şuJda öncelikle desteldenmesi
gerektiğine inanıyonız."
Festival bu yıl ilk kez Nejat
Bey'siz yaşandı. Açıhş gecesin-
de 'Nejat Bey olsaydı, bu yaşa-
nanlara karşı o ince üslubuyla ne
güzel şeyler söylerdi' diyenler,
onu özlemle ananlar çoğunluk-
taydı. Artık uluslararası fes-
tivallerin arasında yer alan
İstanbul Festivali'nin açıhşla-
nnda yıllardır, kentlerin önemi-
nin, ülkelerin saygınhğının sa-
nata verdikleri değerle orantılı
olduğunu yineleyip durmuştu
Nejat Bey.
Gecede Kültür Bakanhğı
Müsteşar Yardıması Gülşen
Karakadıoğlu'nun dışında hü-
kümeti temsil eden başka kımse
yoktu. Bu tür açıhşlara daha
çok gidilmesi ve sahip çıkılması
gerektiğini savunan Hıncal
L/luç da koltuk değnekleriyle
gelmiştı Dolmabahçe Sarayı'-
na.
Kuşkusuz yanında her yıl ol-
duğu gibi bir Türkiye Gûzeli de
vardı.
Semra Özal ayakta kaldı
Uluç, yanmdakine konserle
ilgili açıklamalar mı yapıyordu
bilinmez ama sık sık sesı du>u-
luyordu. Ama konser süresince
konuşan sadece Uluç değıldı,
ötekileri ise Dolmabahçe Sa-
rayı'nın akustığı hemen eleveri-
yordu. Bilkent Akademik Oda
Orkestrası'nın şefi Server Gani-
yev, bir ara dayanamayıp, mü-
ziği kesip. seslenn dinmesini
bekledi.
Açılışa biraz gecikmeli de ol-
sa, Semra Özal da katılmıştı
ama protokolde boş yer bula-
mayınca salonu terk etmeye ka-
rar vermişti ki, festivalin proto-
kol sorumlusu Zeliha Kaya. he-
men sprunu çözümleyerek,
Semra Özal'ı yerine oturttu.
Ünlü soprano Hildegard
Behrens. bu gece için Vakko"-
dan 17,5 milyon liraya bir elbi-
se, 2,5 milyona ayakİcabı alrnış-
tı. Bütçesi altüst olan festival,
olağanüstü koşullara karşın,
Kültür Bakanhğı'nın, katkılan-
nı sürdüren belirli özel kuruluş-
lann, yurtdışındakı bazı sanat
kurumlannın gösterdiği ilgiyle.
çabayla ve konuk sanatçılann
ücretlerinde büyük indirimi gö-
ze almalanyla gerçekleşiyor.
Sanata daha çok gereksinım
duyduğumuz bu günlerde, 'Bu
tstanbul bizün. Festivaller he-
pimizindir' sloganını hep anım-
samak ve yaşatmak gerekiyor.
8.ULUSLARARASI İZMİR FESTİVALİ
Kokulu ve arabeskli bir festival
MERİHAK
İZMİR- İzmirh bir festival-
de daha dünyaca ünlü sanatcı-
lannı, köfte şişkebap duman-
lan arasmda, arabesk müzik eş-
hğinde izledi.
Kültürpark Açıkhava Tiyat-
rosu'nda ne zaman bir etkinlik
yapılacağı duyurulsa Izmirli sa-
natseverlerin tüyleri "diken di-
ken" olur. Yıllardır etkinükler,
çevredeki birahaneler ve gazi-
nolardan gelen arabesk müzik-
le "sabotaj" edilir. Her dönem,
belediye başkanlan, "hiç ol-
mazsa festival süresince" sus-
turmaya çahşüklan "garip mü-
ziğe" hep yenilirler. Sorunun
önüne ne vali ne de belediye
başkanı geçebilir.
Izgara dumanının aziyliği
önceki gece dünyaca ünlü
kemana ve Devlet Ssanatçısı
Suna Kan'ı dinlerken yine aynı
hastahk kendini gösterdi. Önce
alçak tonda başlayan "garip
müzik" sonra Izmir Devlet Sen-
foni Orkestrası'nı ve Suna Kan'ı
bastırdı. Vali Kutlu Aktaş'ın da
yaşadığı ses kirühğine Kültür
Bakaru Fikri Sağlar'ın koruma-
sı el koyana kadar bu olay sür-
dü.
Bir sorun böylece çözümlen-
mişti ancak, çevredeki kafe ve
lokantalardan rüzgann da etki-
siyle Kan ve seyırcüerin üstüne
• Izmir Devlet Senfoni Orkestrası'nı Rengim Gökmen yönetti, Suna Kan
açılış konserine solist olarak katıldı. Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın katıldığı
açıhşta, Düzenleme Komitesi Başkanı Filiz Sarper Eczacıbaşı, 'imkansızı
başarmak için' yapılan çalışmalara destek verenlere teşekkür etti.
inen köfte ve şiş kebap kokulan
için kim ne yapacaktı? Festival
konuklannın "ızgara dumam"
adını taküklan bu kokuyla bir-
likte oluşan sis, bir ara o boyuta
geldi ki, Kan ve izleyiciler ara-
smda görüntü engeli oluştu...
Nejat Eczacıbaşı'nın önderli-
ğinde başlayan ve bu yıl 8.'si
gerçekleştirilen Uluslararası İz-
mir Festivali, böylece her yıl ol-
duğu gibi benzer sorunlarla
başladı. Açılışa ilgi, geçen yılla-
ra göre daha azdı. 3 bin 500 ki-
şilik Açıkhava Tiyatrosu'nda
bin kışi bulunuyordu. Kültür
Bakanı Fikri Sağlar'ın açıhş ko-
nuşması yaptığı törende, Festi-
val Düzenleme Komitesi Baş-
kanıFilizSarperEczacıbası.'ini-
kansızı başarmak için" yapılan
çahşmalarda kendilerine destek
verenlere teşekkür ederken,
"Çağdaş bir toplum için en
önemli unsurun geniş bir sanat
ortamı oluşturma olduğunu ve
bu alandaki katküarın gelecek
için atılan en değerli adımlar ol-
duğu bilinciyle, en zor şartlarda
bile ödün verilmedi İzniir Festi-
vali'nden" dedi.
İstanbul Festivali'nin açılışı-
na katılmadığı için sert eîeştiri-
lere uğrayan Sağlar, Türkiye'-
nin geriye götürüimek istendiği
birdönemde İzmir Festivali'nin
açılışını yapmaktan mutlu ol-
duğunu söyledi. "Coşku ve te-
dirginlik yanyana" diyen Sağ-
lar, sözlerinı şöyle sürdürdü:
"Izmirliler coşkuvu bü\ük bir
güçle Türkiye'ye gösterecekler
ve o bir avuç azınlığın çağdaş ve
uygaruğın karştsındaki engel ol-
ma konumlarını >ıkacaklar... 2
gün önce tstanbul Festi\ali'nin
açüışında bulunanamtştrm. Çün-
kü laik, demokratik Türkiye
Cumhnriyeti'ne karşı güç birliği
içinde olmava calışan insanlar,
ülkemizin önemli kentlerinde sa-
nat \e sanatçılara saldırmaktay-
dılar. Onlann sadece kentierde
yapmış olduklannı TBMM'de
çağdaş, laik, demokratik Tür-
kiye'yi kurmak, büyütmek doğ-
rultusunda büyük çaba gösteren
hükümetimLrin bir bireyine de
aynı saldıganlıkla, aynı anlayış-
la gensoru vererek, hükümeti ve
Türkiye'yi belirsizliğe_ sürükle-
mek amacındaydılar. İşte o açı-
dan TBMM'deki tüm parla-
menterler, bu bir avuç azınlığa
karşı duruyordu. Onun için çok
önemli festivale katdamadnn."
Konuşmalann ardından
Rengim Gökmen yönetiminde-
ki İzmir Devlet Senfoni Orkest-
rası, Ferit Tüzün'ün "Esintiler'-
'ini seslendırdi. Ardından Or-
kestrarun eşliğınde Suna Kan,
Mozart'ın Keman Konçerto-
su'nu sundu. Daha sonra da or-
kestra Dvorak'ın" Yeni Dünya-
dan" adh eserini seslendirdi.
ÜŞÜDÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Kışkırtıcılık
Gazetelerin, dergilerin, televizyonların, dolayısıyla si-
yasa adamlarının yaşam biçimimizi, davranışlarımızı,
düşüncelerimizi, duygularımızı, tek sözcükle kültürümü-
zü gereğinden fazla etkiledikleri, nerdeyse baskı altında
tuttukları bir gerçek.
Iyi eğitim görmüş, belli bir bilinç düzeyinin üstüne çık-
mış olanlarda bu etki görece azalıyor.
"Satırların arkasını okumak" diye bir söz vardır. Eği-
timli bir kişiyseniz, gazeteleri öyle okur, radyoları öyle
dinler, televizyonlara öyle bakarsınız. Kimin ne söyledi-
ğini değil de, kimin neyi niçin, ne gibi bir art düşünceyle
söylediğini anlamaya çalışırsınız. Eğitim düzeyinize, ya-
şam deneyiminize göre bir oranda koruyabilirsiniz ken-
dinizi...
Evet, sözcük bu: "Korumak"...
Aldattlmaktan, kandırılmaktan, birtakım çıkarlara araç
edilmekten, ayrımına bile varmadan çevrenizdekilere,
içinde yaşadığınız topluma, memleketinize kötülük et-
mekten kendini korumak...
Siyasa adamları eskiden de yalan söylerlerdi. Yunan-
cadan gelme "politika" sözcüğünün bir anlamı da şu-
dur: Birereğe varmak için karşısındakilerin duygularını
okşamak, zayıf noktalarından ya da aralarındaki uyuş-
mazlıklardan yararlanmak gibi yollarla iş yürütmek...
(Türkçe sözlük)
Sırasında hoşa giden sözler edilecek, sırasında zayıf
noktalara yüklenilecek, sırasında uyuşmazltklar körük-
lenecek... Adr Politika.. Açıkçası: Makyavelcilık...
"Amaca varmak için her araç geçerlidir!" anlayışı.
Günümüzün insanı tam anlamıyla Makyavelci birdün-
yada, yalanların saldırısı altında yaşıyor. Her yandan,
çıkarcılar, kendi amaçlarına ulaşabilmek için sürekli ya-
lan yağdırıyorlar. Televızyonlar, gazeteler, haberler, bil-
diriler, demeçler yalanlarla dolu: Kaba yalanlar, jnce
yalanlar, kapalı yalanlar, açık yalanlar...
Öylesine ki, artık kimse yalan söylediginin bilinmesi-
ne aldırış etmiyor. Karşısındakini inandıramadığını bile
bile, gözünün içine baka baka, yılışa yılışa yalan söylü-
yor. Yalan bir yaşam biçiminin, bir kültürün temel dire-
ği...
Dinleyenler de benimsemişler bu kültürü, hiç kızmı-
yorlar kendilerine yalan söylenmesine. En inanılmaz
yalanları dinlerken neşelerini bulup basıyorlar alkışı:
- Heyt be, işte politika böyle yapılır!..
Kandırılan kendileri değil, onlar yutmaz, yandaşı ol-
dukları parti adına kitleler yönlendiriliyor...
Televizyonculuk, gazetecilik, her şey boylu boyunca
bu batağın içinde...
Görev halkı bilgilendirmek, aydınlatmak, gerçekleri
ortaya dökmek değil, halkı yanına çekmek, yönlendir-
mek, yonetmek...
Her kitle iletişim aracının arkasında bir çıkar grubu-
nun yuvalandığı, kitle partilerini çıkar gruplarının kurdu-
ğu ya da desteklediği, dolayısıyla da denetleme duru-
munda oldukları açıkça görülüyor.
Eskiden gizlenirdi bu işler... Yapılması doğru bulun-
mazdı... Yapanlarutanırdı...Şimdiherşeyortada.. Kim-
senin gizlisi saklısı yok...
Ayrıca yalanın kullanılışında daha ileri aşamalara da
geçildi. Bugün açıkça kışkırtıcılık yapılıyor.
Televızyonlar halkı sokakiara dökecek yalan ya da
abartılı haberler veriyorlar. Gazeteler ilgi çekme adına.
hükümet ileri gelenlerinin ağzından demeçler yayım-
layarak uluslararası ilişkilerimizi zedeleyecek bır hava
yaratmaktan çekinmiyorlar. Siyasa adamları salt hükü-
meti zor durumda bırakmak için örnekse bankalara du-
yulan güveni sarsacak sözler edip ekonomiyi çıkmaza
sokmayı göze alıyorlar - yani düpedüz halka zarar vere-
cek olayları körüklüyorlar.
Anamalcı düzenin insanımıza yüklediği bireycilik du-
yarlığıyla bu bataktan çıkılamaz.
Ama yaşamın böyle sürüp gidemeyeceğini görme-
mek için de insan kör olmalı...
Anamalcılık da, endüstri toplumu da tukendi...
Akılcı, gerçekçi, yalana, kışkırtıcılığa, çıkarcılığa geçit
vermeyen, bugün için bastırılmış görünen insanlık de-
ğerlerinin beklenmedik bir patlama yapacağına inanı-
yorum...
SedaHoşsesve
ÖzkmEbesek konseri
Kültür Senisi - Uluslararası
İstanbul Müzik Festivali kap-
samında, bugün. Seda Hoşses
(keman)t
Özlem Ebesek (pıya-
no) ve İTÜ Çoksedi Korosu'
nun konserleri, İTÜ G Arnfısi'-
nde dinlenebılir.
J 972 yıhnda doğan ve 1983'te
İÜ Devlet Konservatuvan"na
giren Seda Hoşses, Selahattin
Yünkuş ile keman. yardımcı do-
çent Mine Mucur ile armonı ve
solfej. Prof. Eroel Çelebioğlu ile
form bilgısi çalıştı. 1988'de Ga-
lati ıle solo çalışmalarda bulu-
nan Hoşses, 1992 yılında Aber-
deen'de (İskoçva) Shell Expro
Music School'un enstrümantal
kurslanna katıldı. Aynı yıl Ev-
geni Samaflov yönetimindeki
oda orkestrasının Çanakkale ve
Berlin'e yaptığı tumeye katıldı.
1993"te Fransa'da Akdeniz
Gençlik OTkestrası'nda bir ay
staj yapan Hoşses, Pablo Casals
Festivali'nde Maurice Hasson
ve aynca Fransa'da Kemal Ak-
çağ ile çalıştı. Seda Hoşses,
İstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvan Yüksek Dör-
düncü Sınıfı'nda Selahattin
Yünkuş ile keman, Vetıyanim
Warşavski ile oda müziği eğiti-
mını sürdürüyor. Hoşses'ın
konseri konseri saat 11 .OO'de
İTÜ G Amfisi'nde dinlenebilir.
Saat 12.00'de bir piyano resi-
tali verecek olan Özlem Ebesek
ise pıyanoya dokuz yaşında İÜ
Devlet Konservatuvan'nda
Meral Yapalı ıle başladı. 1987
ve 1989"da Salzburg Mozarte-
um Müzik Akademısi yaz kurs-
lanna katılarak Prof Ale\is
GOIOTTII. Prof Sergio Particaroli
ve Prof. Karl Heinz Kammeriing
ile çalıştı. Aynca İÜ Devlet
Konservatu\an'nda tdil Biret,
Mikhail Vorskersesnsky, Vitaly
Marguüs ve Lala Margulis'in
master kurslanna katıldı. Halen
Lala Margulis'le yurtiçi ve
yurtdışında çahşmalannı sür-
düren Ebesek, 1993 yılında
Fransa'da, Gueret Yaz Akade-
misi'nde. Gülsin Onay ile çalış-
mış: öğrenci konserlerine. Gue-
ret Festivali'ne katılmıştı. Ebe-
sek, fstanbul ve diğer şehirlerde
de resitaller verdi^ İÜ Devlet
Konservatuvan Öğrenci Or-
kestrası eşliğinde çaldı, radyo ve
televizyon programlannda yer
aldı.
1992 yılında fÜ Devlel Rîon-
servatuvan Piyano Bölümü"-
nden iyi bir dereceyle mezun
olan Ebesek, halen yüksek li-
sans çahşmalannı Prof. Meral
Yapalı ile sürdürüyor. Ebesek.
aynı zamanda konservatuvarda
öğretim görevlisi.
Bugün yine İTÜ G Amfisi'-
nde saat 19.00'da İTÜ Çoksesli
Korosu'nun konseri dinlenebi-
lir.
'Sıfır Noktasındaki Kadın'
ANKARA (AA) - Tiyatro Özgün Deneme (TÖD), "Sıfır
Noktasındaki Kadın"ı, bugün ve yann Yeni Sahne'de Anka-
ralı sanatseverlcrin beğenisine sunacak. Mısırlı yazar Neval El
Saddavi'nin yazdığı, Yeşim Eyüboğlu'nun sahneye uyarladığı
yapıtta, yaşanan kültürel ortam içindeki kadının yeri sorgu-
lanıyor. Ankara'da 1987 yıhndan bu yana deneysel tiyatro çalı-
şmalan yapan grup, yine Yeşim Eyüboğlu tarafından sahneye
uyarlanan "Bir Yufka Yürekli" ve "'Doğmamış Çocuğa Mek-
tup" adh oyunlan da zaman zaman izlenime sunuyor. 23 ve 24
hazıranda Yeni Sahne'de bu kez, Orianna Fallaci'nin "Doğ-
mamış Çocuğa Mektup" adh eserini sergileyecek Tiyatro Öz-
gün Deneme, 8 temmuzda Konya Ereğli, 9 temmuzda Kara-
man ve 10 temmuzda da Antalya'ya turnegerçekleştirecek.