Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 HAZİRAN1994CUMA CUMHURJYET SAYFA
EKONOMI
Karayalpn
otomotivcilerden
yanrt bekliyor
• ANKARA(Cumburiyet
Bürosu)- SHPGenel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı
Murat Karayalçın, otomotiv
sanayicilerine yaptığı "fşçi
çıkarmayın, stoklannızı
eritelim" önerisineyanıt
bekliyor. Karayalçın,
otomotiv sektörüyle ilgili
değerlendirmelerinin sektörde
farklı beklentilere yol açtığını
belirterek, partisinin Merkez
Yürütme Kurulu'nun
açılışında yaptığı konuşmada,
şunlan söyledi: "Ben
açıklamamda. sanayide
yaşanan krizin ileri boyutlarda
olmadığını ya da en azından
çok büyûk ölçüde işçi
çıkanlmasına neden olacak bir
tablonun önümüzde
bulunmadığını söylemiştim.
Nitekim ilgili sendikanın
Genel Başkanı Sayın Özbek ve
Bursa Şube Başkanı da
yaptıklan açıklamalarda bu
görûşleri doğruladılar. Biz bu
darböğaan aşılması için
biraraya gelipçözüm
üretebileceğimizi söylüyoruz."
dikkat
• ADANA (AA) - Sahte veya
içeriği itibanyla yanıltıcı belge
düzenJemede kullamlan
tihazlar aracılığıyla verilen
fışlerin. vergi iadesinde
geçersiz oiduğu hatırlatılarak
vatandaşlar uyanldı.
Adana Deftedan Ali
Karaarslan, vergi
denetimlerinde, Kasım Algül
ve Murat Keskin isimli
şahıslann sahte fiş
düzenleyerek sattıklannın
belirlendiğini bildirdi.
alacakları
• ANKARA (AA) - Botaş'ın
kuruluşlardan alacağı
doğaJgaz bedellerinin,
peyderpey ödenmeye
başlandığı bildirildi. Botaş'a en
çok borcu bulunan TEK,
borunun 200 mılyannı
öderken ikinci sıradaki
Ankara Büyükşehir Belediyesi
ise Botaş'a "masaya oturma"
önerisinde bulundu. Halen,
Botaş'a, l trilyon lira ile en
fazla Türkiye Elektrik
Kurumu'nun borcu
bulunuyor.
DÜZELTME
Dünkü ekonomi
sayfamızda, "SEK
üreticilerin güvencesi"
başlıklıhaberde,SETBÎR
Başkanı Doğan VardarlTnın
üreticiye "sadece mayıs
ayından borcu bulunduğu"
yolundaki açıklaması, teknik
bir hata nedeniyle "nisan"
ayı olarak çıkmıştır.
Devlet Bakanı Nafız Kurt'un Tekel Genel Müdürlüğü'nü Ankara'ya taşıma gerekçesi:
Genelmüdürünyeribakarunyaıu
ÖZGÜR ULUSOY
Nafiz Kurt
Tekel Ge-
nel Müdürlü-
ğü'nün mil-
yarlarca lira-
ya mal olacak
Ankara'ya
taşınma ka-
rannı, ekono-
mik kriz ve ta-
sarruf tedbir-
leri de değiş-
tirmedi, sadece bir yıl ertelenme-
sine yol açtı. İstanbul'daki genel
müdürlük birimlerinin yanı sıra,
başta İzmir Tütün Müessesesi
olmak üzere Tûrkiye'nin çeşitli
bölgelerindeki Tekel işletmeleri-
nin de Ankara'ya taşınmasında
ısrar edilirken, Tekel'den so-
rumlu Devlet Bakanı Nafiz
Kurt. bu karan savunarak.
"Tûm bakanlıklara bağlı genel
müdürlükJer Ankara'da. Benim-
Id neden oünasın?" dedi.
Merkezde bir genel müdürlük
ve beş müessese müdürlüğü ile
bunlara bağlı taşra kuruluşlan-
ndan oluşan kuruluşta. toplam
1300 üretim, hizmet ve araştı-
Ambalaj fabrikasında şüpheH ortaklık
Ekooom Serrfsi -Tekef Ambalaj Fabrikası
İşçileri,Tekerin tüm ihtryaçfannı karşılayan
fabnkanın özdteşürilmeye yönkndiriimesİBî
kınayanbir bildiri yayjmladıJar
Bildiride şugorüştereyer verödi:
. ğ
stgaramnpuhauB übtüuunan
'. Faferikaınızsatridığinda,
dmetfatf ort*tf«nkayİK*»aktada. Kartaolaa Kr
GeJca kotnisyonferca verimB bir şekilde
işieüldiğı ve kamu kuruluşlan
içerisJndeözel sektör zihniyetiyte
caJışan ender kuruîuşiardan biri
oiduğu ileri sürülcn fabrika, 20içki»
8 sigara fabrikasi, 22 yaprak tülön merkez
müdüriüğü. 9 tuz işletmea, 76başmüdürlük, 2
kibrit fabnkasında kTiöamlanrnamul ve yan
mamuüerin imalini ve sevkini yürikûyor.
rma birimi faaliyet gösteriyor.
Yüksek Planlama Kurulu ka-
rannca genel müdürlükten baş-
lanarak Ankara'ya taşınması
öngörülen Tekel'in, Türkiye
çapında toplam 50 bin personeli
bulunuyor.
Karar planına göre. önce Ge-
nel Müdürlük'tekı 502 kişilik
personelle başlayacak olan ta-
şınma, Türkiye'nin çeşitli illerin-
deki Tekel müesseselerinin An-
kara'ya nakli ile devam edecek.
Ankara'daki, 1970'liyıllardaar-
sası alınan ve 80'li yıllarda proje-
lendinlip başlatılan, ancak çeşit-
li nedenlerle ara verilen genel
müdürlük binası inşaatının 18
ay ıçınde sona ermesı ve ! 50-200
mılvara rr.al olması bekleniyor.
Tekel Genel Müdürü Mehmet
Akbay, konuya "Yıllık 80 tril-
yon cirosu olan Tekel için,
150-200 milvar çok göriilmeme-
li" >orumunu getiriyor.
Ankara'daki yapısal değişik-
liklere dikkal çeken Akbay.
özelleştirilen kamu kuruluşla-
nndan. birinin binayna da geçe-
bileceklerinı söyleyerek taşınma
işlemini şöyle gerekçelendirdi:
"Tekel, yaJnızca ticari bir kurum
değildir, aynı zamanda bir des-
tekieme kurumudur. Hazine için
önemli bir kaynak yaratan kuru-
luştur. Bu yüziden Hazine ve mer-
kezi idare ile iç ice olması gerekir.
Tekel'in Tarım Bakanlığı, Plan-
lama Teşkilatı ve Maliye ile de
doğnıdan ilişkisi vardır."
Izmır Tütün Müessesesi'nin,
tütün tanmı büyük ölçüde Iz-
mir'de yapıldığından İzmir'de
kalması. Ege'deki Tuz Müesse-
sesi'nin. Tuz Gölü'ne yakın ol-
ması amacıyla Konya'ya ta-
şınması gerektiği iddialannı da
reddeden Akbay, "Bu ilginç öne-
rilerin anlamı yokrur. Koordinas-
yon için Ankara'ya taşınılması
gerekir" dedi.
Personelin, taşınmama yö-
nündeki eğilimini değerlendiren
Akbay, kendilerine de persone!-
den şikayet geldığinı belirterek
"Personelin tavrı çok olumhı de-
ğil. Ancak memuriyette amaç
hizmettir. Tasınmaya öncelikle
üst düzey yöneticiler seviyesinden
başlayacağız. Ege'de, İstanbuT-
da kalmak isteyen arkadaş-
larımız olursa, onlar bulunduk-
lan yerde çalışmaya devam ede-
bileceklerdir" şeklinde konuştu.
Devlet Bakanı Nafiz Kurt da,
genel müdürlüğün Ankara'ya
taşınmasının "şart"oldufunu şu
sözlerle açıkladı: "Tekel, sene-
lerden beri İstanbul'da. Her gfin
teiefonlarla, fakslarla talimatlar
verip yanıt bekliyoruz. Ankara'-
da Tekel Genel Müdürliiğu'nün
zaten tesisleri var. Bakan burada,
genel güdürlük orada. Başka
hangi bakanlığın genel müdürlü-
ğü Ankara dtşında?"
Sanayici barut fiçısı
• Çiller, TOBB'de Doğu'daki sanayicilerin hışmına uğradı
Çiller, TOBB ziyaretinde sadece Yalım Erez'in desteğini alabikli.
ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB), Doğu
ve Güneydoğulu 10 ticaret ve sanayi odası baş-
kanı ile görüşen Başbakan Tansu ÇiDer, bekle-
mediği bir tepkiyle karşılaştı. Teşvik primlerini
10 aydır alamadıklanru, müteahhit alacak-
lannın ödenmediğini belirten başkanlar, Çil-
ler'den, Güneydoğu'daki yatınmlann tamam-
ianmasını ve devletin bu bölgelerde ihale aç-
masını istediler.
Devlet kaynaklannın kullanımı konusunda
sıkıntı olduğunu anımsatan Çiller. oda baş-
kanlanna. "Ancak önceliklerinuz bu yöreierde-
ki yatırunlardır" karşıhğını verdı. Çiller. hükü-
AFIF sıfırlandığı halde ATAŞ'ta hala ton başına 409 bin lira zarar ediliyor
Zam olmazsa akaryakıt yokANKARA (AA) - Türkpetrol Holding
Yönetim Kurulu Başkanı, Turcas Petrol-
cülük AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve mu-
rahhas azası Ayduı Bolak, küçük çapb zam
ve Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu (AFİF)
payı 'sıfırlandığı' halde, ATAŞ Rafınerisi'-
nde ton başına hala 409 bin 361 lira işletme
zararlannın bulunduğunu açıkladı.
Türkpetrol Grubu'na bağlı Marmara Pet-
rol, halen Mobil, Shell ve BP yanında Mer-
sin'deki ATAŞ Rafınerisi'nin ortaklan
arasında yer abyor.
Bolak, AFİF'teki sıfırlamanın rafinelerin
zarannı bir ölçüde karşıladığını. buna
karşılık rafinelerin dığerzararlan iledağıtım
şirketlerinin eksiltilen kar paylannın henüz
genel olarak bir sonuca bağlanmadığını söy-
ledi. "Buradaki problem zam
değil, oluşan zarariarın bir şe-
kilde telafî edilmesidir'" dıyen
Aydın Bolak. "Yaptığımız ne
siyasi, ne de iktisadi bir müca-
deledir. Bu "ayakta durma.
hayatta kalabilme' kav-
gasıdır" dedi.
Bolak, sorunun çözümü için yeni bir vergi
indirimi ya da fiyat ayarlamasının şart oldu-
ğunu savundu. Rafıneri ve dağıtım şirketleri
zararlannın mutlaka ortadan kaldınlması
gereküğini kaydeden Bolak, şunlan söyledi:
"Şu ana kadar yapılanlar yetmiyor. Şimdi he-
def, bu zaran yok etmekse bu zarar. rafineri
çıkş fiyatıyla telafi edilmelidir. \ eyahut nası)
AFfPten vazgeçiyorsanız, birtakım vergiler-
den, daba açık ifadeyle Akaryakıt Tüketim
V'ergisi'nden (ATV) beUi ölçüde vazgeçersi-
niz. O zaman fiyat zammı yapmadan meseleyi
çözersiniz. Mesele biter."
Bolak, "ATAŞ'ın üretime ara vereceği"
yolundaki söylentilerle ilgili bir soruya da şu
karşılığı verdi: "Bu şekilde devam ederse ser-
maye biter. Bırakın üretime ara vermeyi,
ATAŞ'ta üretimi durduracak hale geliriz, he-
pimiz çalışmaya devam kabilivetini kavbede-
riz. Üretime ara vermek. sermayesi olan bir
şirkedn vereceği bir irade kararıdır. Eğer ştr-
ket, sermayesiııin tamamını zarar olarak kay-
betmişse, müflis hale gelir. Bugün Tüpraş,
AFfF'in sıfırlanmasıyla zararının ne kadannı
karşıladı bilmiyorum. Ama sıfırlama yapdı-
ncaya kadar doğan zarariar devam ediyor."
metinin sanayicilerin sorunlanna eğilmeyi,
addi bir görev olarak gördüğünü belirterek.
muhalefetinin dozunu artıran sanayi sektörü-
ne "zeytin dalı" uzattı. Ancak Çiller, yüksek
kredi faizleri nedeniyle gündemde olan "Hazi-
ran krizi"nin önlenmesi konusunda. bankala-
nn hükümetten isteklerine herhangi bir yanıt
vermedi.
Başbakan ÇiUer, dün TOBB'yi ziyaret ede-
rek, yeni seçilen yönetim kurulu üyelenni kut-
ladı. 5 Nisan kararlannın, aradan gecen 2 ay
içinde öngörüien sonuçlannı vermeye baş-
ladığını öne süren Çiller şö\ le devam etti.
"Enflasyonda hızlı bir iniş gündemdedir. Ha-
zine'niıı 6-6.5 aydan beri borçlan-
mamasından sonra, ilk kez mayıs
ayında Hazine şok faizie piyasaia-
ra girmişken, son 10 gün içerisinde
artık Hazine'nin >eni borçlanma
gereği kaimadığı için, faizlerde bir
düşme olacağını da artık somut bi-
çûnde görmekteyiz."
Başbakan Çiller, sanayicileri
ihracata teşvik etmeye çalış-
tıklannı belirtirken de, I haziran-
dan itibaren Eximbank'a her ay
250 milyon dolarlık kredı olanağı
tanıdıklannı, 10 gün içinde bu
kredinin 85 milyon dolarlık bölü-
münün aktanldığını açıkladı.
Çiller, sanayicilere. "Geün bu ih-
racatı yapın" çağnsı yaptı.
TOBB Başkanı Yalım Erez.
önümüzdeki hafta sıkıntı için-
deki tüm sektörleri TOBB'de
bir araya getirerek, sorunlara
karşılıklı çözüm arayacaklannı
bildirdi.
MIKRO
DİNÇ TAYANÇ
Dikkal, Kuduz Geliyor!
Hani benım mahallenın esnafında bir tuhaflıklar' vardı ya ay-
lar önce, şimdı olanlar oluyor a>1ık...
Vç Kardeşler Manavı'nın birbirleriyle *üs'durmakta kararlı
'kandaşlan' lyiden iyiye birbirlerine giriyorlar. öyle ki, mahalleli
lyıce kesıyor ayağını...
işleri iyı giden süpermarketin karşısına bir yenisı açjlıyor.
Onlar da bırbırlerinı yiyorlar. Mahalleli "Yahu, ikiniz fazla geli-
yorsunuz. Vitrinleriniz de mallannız da tezgahtarlarınızdaaynı.
Birleşin de hem siz hem biz kurtulalım" diyor, ama ıkisinin de
patronunun gözünü 'kâr'burümüş. iliedebırbirlerınibatırmaça-
basındalar... Mahalleli onlardan da kesti, kesiyor ayağını.
Durum boyle olunca da iş o 'dışarlıklı' dediğım karanlık
bakışlı küfecilere' yarıyor. Küfeler el arabalarına, el arabaları
tezgahlara dönüşuyor hızla. Yakındır, Vç Kardeşler"\ ya da sü-
permarketleri almaya soyunurlar.
"Eh, ticaretbu, kim akıllıysa o kazanır" diyordum önceleri ki,
son gunlerde ışler değişmeye başlıyor. Bizim küiecilerın yanı-
nda bırer ıkışer itler peydahlanıyor! Alışverışe niyetlendiniz de
küfecilerden başkasına mı yöneliyorsunuz? Olmuyor! itler he-
men dışlerıni göstere göstere hırlamaya koyuluyorlar. Görüyo-
rum, çoğu alıcı 'korku belasına' küfecilere müşteri' olmaya
başiıyor... Başladı mı da artık kurtuluşu yok. Çünkü itler, bir kez
alışveriş edeni, ikincisinde paçasından dişleyip sahibine sürük-
luyorlar.
"Şimdilik hırlamakla, paçamıza diş geçirmekle yetiniyortar,
ama yarın ne olur bilinmez" dıyor bir dostum. "Çünkü havalar
gittikçe ısınıyor. Sıcak, itlerin kudurması için birebirdirhani... Ya
bizi de ısınrlarsa?"
ûncelerı, mahalleliye korkulu bir düş gibi gelen kuduz itın
ısırması' son gunlerde önce endişeye, sonra da gıderek dehşe-
te' dönüşuyor gibı...
"Hergeçen gün fiyatları arttınyorlar. Mallarının niteliği de iyi-
ce bozuldu. Yakındığımızda ya tersliyorlarya da kaşgözle itleri-
ni çağırıyorlar. İtler de ne denli semirdi aynmında mısınız?" di-
yor mahallenın hanımlan ve eklıyorlar: "Bu itlerikovalayamaz-
sak, durumumuz haraptır!"
"Pekiyi ne yapmayı düşünüyorsunuz" diye soruyorurn.
"Şeyy, bilmem ki, mahalleli oturup konuşsak. Elbette 'Ûç Kar-
deşlere dönmeyiz, ama hiç yoksa süpermarketlerden birinden
topluca alışveriş etsek " diyorlar ikırcıkli ikırcikli.
Bu arada itler, lyıce azıtıyor ve mahallede ne kadar çiçek
tarhı. ne kadar gazete ya da Tekel bayıı varsa ya toprağını eşeli-
yor ya da göz göre göre diplerırte 'ediyor!'
Mahallelıden çıt yok!
Sonunda dün gece, itler itliklerini gösterip, mahallenin tüm
evlerınin kapılanna pıslemiyor muü! Sabah geçerken şenliği
gözlüyorum. Kapısından her çıkandan bır çığlık, bir kıyamet...
itler ve küfecilerse sıntıp duruyorlar!
Mahallenin en gözüpek delikanlısı dayanamıyor ve yerden
kaptığı taşı, en yakınındaki ite fırlatıverıyor. it, 'kıyy, kayy'sesleri
arasında kaçmaya koyuluyor, ama "Vay. sen misin itimizitaşla-
yan" dercesıne, küfecıler ortaya fırlayıverıyorlar.
"Biz zaten yokluktan, yoksulluktan gelıp dişimiz tırnağımızla
buralarda tutunmaya çalışan garipleriz. Şu mahallede, kime
zararımız oluyor? Hep birlikte kardeş kardeş yaşasak olmaz
m/"çığlıklarıyla saçlarını başlarını yolmaya oturuyorlar...
Mahalleli ikiye bolünüveriyor. Kimileri "Canım, hayvan işte,
aldırmayın pislemesine. Hem sahipleri de kardeş!ikten ve de
mahallenin bütünlüğünden yana değillermi" diyesi. Kimileri de
"Ne vardı çıkıp iti taşlayacak? Yakışır mı bizim gibi efendi
adamlara. Üstelik, küfecilere bakın ne kadarzavallılar"diyor ve
mahallenın delikanlısına ters ters bakıyorlar.
Yürüyüp gıderken içimden "Yakındır, itler birer ikişerısırma-
ya başlayacak, mahalleli de kuduz iğnesi derdine düşecek.
Düşmekle kalsa iyi, mahalle kuduz karantinasına alınır ve de
ölümler başlarsa görürüm paçanızı" dıye geçirmeden edemi-
yorum.
Tam yanından geçerken mahallenın gözüpek delikanlısıyla
goz goze geliyoruz "Çok geç olmadan bunları itlaf etmedikçe
kurtuluş yok abi"diyor UsMarcasma. Ben de mahalleliye 'çaM/-
rmadan' kolunu sıkıyorum dostça...
Anafiklr Isıracak ıt, hırlamasından bellidır.
Anafikrinanafikri:Hırlayan ıtın ısırması beklenirse; ış, ısınk
acısıyla kalmaz, kuduza varır. Eğer kuduzdan ölmek ıstenmi-
yorsa, ne ıdüğü belırsız ıtlerın çevreyı doldurmaları, zaman var-
ken ve de Vr'in anlayacağı dilden önlenmelıdir.
Ölüm hakkını tarbşacağına...
H
ürrıyet Gazetesı Genel
Yayın Yönetmeni
Ertuğrul özfcök un
önceki günkü köşe
yazısından oğrenıyoruz.
Başbakan Tansu Çiller
Türkıye'de ölüm hakkını
tartışacakmış.
Çiller, "ABD'debukonunun
yoğun şekilde tartışıldığını
gördüm" diyor.
Başbakan genç yaşta ölen
müzisyen Uzay Heparı'nın
durumundan etkılenmış.
Yaşamından ümıtkesılen
hastalarıçin "ölüm"kararı
verılmesı hassasbirkonu.
Hukuki altyapısının
oluşturulması da kaçınılmaz
Ancak boyle bir konuyu tıp ve
hukuk çevreleri dururken
neden Başbakan tartışmaya
açıyor?
Peki kamuoyunun önünde
neyi tartışsaydı?
Şok faızli bono satışıyla
halktan ve bankalardan
toplanan vedahaeylül
ayındayaklaşık70trilyon lira
olarak geri ödenmesi
gereken iç borcu, Hazine'nin
nasıl karşılayacağını m»
tartışacaktı?
Yoksa yıllıkyüzde125'e
ulaşan enflasyonun nasıl
düşürüleceğini mi?
Belki de 700 milyon dolarlık
stand-by anlaşması için
IMF'ye netavizlerverıleceğini
tartışmasını bekliyordunuz...
Yüksek faiz krizinesokulan
Türk sanayi ve işsiz kalan
yaklaşık 400 bin işçi de
Başbakan'ın ıstıhdamı
tartışmasını bekliyor.
Bir o kadar işçi ile birlikte
milyonlarcaköylü,
üretimlerini özel sektörün
insafına terkeden hesapsız
kitapsız özel leştırme
furyasını Çiller'letartışmak
istiyor.
Yine mılyonlarca emekli her
ay "acaba maaş alabilecek
miyiz?" korkusuyla banka
kapısında kuyruk oluyor.
Paralarını zamanında
alamayan ve sağlık
hizmetleri aksatılan
sıgortalılar, sosyal
güvenlıklerıni kiminle
tartışacaklar?
Bankalarda ve aracı
kurumlarda paraları batırılan
tasarruf sahipleri de
günlerdir Başbakan'ın
Yenıköy'dekı yalısının
kapısına gıdip geliyorlar.
Yamemurlar...
Yüksek enflasyona rağmen
bütçede ayrılan güdük
zamları bilealıp
alamayacaklannı kendi
aralarında tartışmaktan ne
zaman kurtulacaklar? Onlara
devletin hangı yetkilisi çıkıp
da, "Zam yok ya da şu kadar
zam var"diyecek?
Çalışanlar, sendikal haklarını
devleti yönetenlerle
tartışmayacak da kiminle
tartışacak?
Başbakan ise, mılyonlarca
dargelirlinin "yaşam
hakkının elinden alınmakta
oiduğu"Turkıye'de "ölüm
hakkını'' tartışmaya açıyor.
TurgutOzal da, boyle
yapardı. Ekonomık sıkıntılar
sosyal sorunlara
dönüştüğünde siyasi
çalkantıları önlemek için
Türkiye'nin gündeminı
değiştirir, kamuoyunu
meşgul ederdi. Böylece hem
dikkatleridağıtırvetepkıleri
hafifletir, hem de
zaman kazanırdı.
Çiller de onun izinden
gidiyor. Daha önce de çeşitli
denemeleri oldu.
Genelkurmay Başkanlığı
tartışmasına Çankaya da
karışınca, ithal tartışma
konularının daha az riskli
oiduğu kanısına vardı.
Amerika gezisinden dış
kaynak bulamadı ama
Amerikanvari "kamuoyu
tartışma konulannı''
beraberinde getirmeyi
unutmadı.
Sırada daha kürtaj var, cinsel
taciz var, aşırı beslenme var,
cınsiyetayrımcıhğı var...
Amerikalı bunları tartıştığına
göre, Başbakan Çiller'in bu
konuları Türk kamuoyunun
dikkatine sunmaması nasıl
beklenır? Zaten Türkiye'yi
yönetenlerTürkiye'nın
gerçek sorunlarını
tartışmaya ne zaman cesaret
ettıler ki?B
BER
NIZIN
ESİ
NKASI