25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS1994 CUMARTESİ 14 KULTUR 6. ULUSLARARASIISTANBUL TIYATRO FESTIVALI Algılama, duygular ve tutku: 'Zun'Kültür Servisi - 6. Uluslara- rası İstanbul Tı>atro Festivali'- nde bugün ve yann saat 21.15'- te "Zun" adlı dans gösterisi izle- nebilir. Polonya'dan festivale konuk olan. Theatre Ekspresji- Dışavurumcu Tiyatro'yu sah- neleyen ve koreografıyi gerçek- leştiren VVoljciech Hanicka. Oyunun ışıklan Marek Mrocz- kovtski'ye, dekorlan Barbara Hanicka"ya, müziklen ise Ge- insborough'a ait. "Zun"da Krzystof Baünski, Andrzej Cho- rab, Krzysztof Dziemaszkie- wicz, Bozena Eltermann, VVojci- ech Misiuro, VVojciec Osowski, Jarcslavva Pozorska, AJeksand- ra Trytko ve Zenon Zwirski rol alıyor. Mim, bale, dram, atletizm "Zun" Polonya dilindekı "Zmyysly-Algılaına", "L'czu- cia-Duygular" ve "Namietons- ci-Tutku" kelımelennın baş harflennden oluşuyor. "Zun", Adem'in işlediği günah kadar eski olan. "Doğa ve Kültür" dünyalannın çatıştığı sınırda yeralır Herkesdeneyimleredi- nir v e doğal olan ile empoze edi- lenlerin çelişkisini yaşamaya devam eder. Artık asla masu- miyctimize gen dönme şansı- mız kalmamıştır. Theatr Ekspresji'yi (Dışavu- rumcu Tiyatro) Wojciech Mi- siuro bir gnıp atlet ve vücut ge- liştirenler ile birlikte 1987"de kurmuş Repertuarlannda üç prodüksiyon bulunuyor: "Ölü- l D Edbiii" D Polonya'dan Theatre Ekspresji adlı dans tiyatTOSu'Zun'u bugün ve yann saat 21.15'te Taksim Sahnesi'nde sahneleyecek. su" üzerine yazdığı yazıda şun- lara değiniyor: "Dans Tiyatro- su, altmışlı yıllardan bu yana ge- lişen, tiyatro ve dans sanatını birleşriren yeni bir tür, yeni bir tanımlama olarak karşımıza ÇH kmaktadır. Dans kökenli olduğu gibi ti- yatro, mim \e müzik kökenli sa- natçıların eğilim gösterdiği \e ürettiği bu yeni anlatım şeklinin en çok doğu Avrupa'da benim- sendiği görülmektedir. Dans sa- natı. hareket birimini bir anlatım aracı olarak değil, kendi öz varlığı olarak değerlendirebil- meyi ancak bu yüz yılda tam ola- rak başarabilmiştir. Müzikte se- sin ve resimde desenin temel varlığı ile iletişim kurabilmesi öoemli bir gelişme idi. Bu geliş- me modem dans kapsamı içinde yapılan çalışmalarda ortaya çıktı ve dansın özerkliğini, başlı başına bir sanat dalı olarak ka- bul edilmesine yardımcı oldu. Bu yıl Tiyatro Festivali çerçe- vesinde izleyeceğûniz Polonyalı Wojciech Misiuro'nun Expressi- ve Tiy atro Topluluğu söz konusu yeni akım kapsamında bir toplu- luk. 198Tde kurulan topluluk, at- letik bir eğitim görmüş olan sa- natçılardan oluşmakta. Amaçla- n atletik dinamizmleri ile pando- mim. bale, tiyatro gibi sanat dal- larından yararlanarak özgün ve güçlü bir ifade dili yaratmak. Yapıtlannda rock ve klasik mü- zik kullanan toplulukta kostüm ve sahne tasarunı önemli yer tut- maktadır. Topluluğun İstanbul seyircisi- ne sunacağı "Zun" adlı parça. koreograf Misiuro'nun bir konu ve hikayeye day alı olmaksızın iş- lediği ilk parçası. İnsanoğlunun doğası ve sosyal, kültürel gerçeği arasındaki çelişkiyi, aşk, duygu ve düşünce üçgeni çerçevesinde belirtiyor. Herkesin yaşamında varlığını duyduğu bu çelişkiyi, Misiuro imgeler ve semboller yüklü ola- rak işlemiş. İnsan \ ücudunun bu- rada, geleneksel tiyatroda oldu- ğu gibi bir konuyu, manay ı ifade aracı bir nesne olarak kullan- masınm yanı sıra vücudun kendi v arlığı esas temayı, konuyu oluş- turuyor." lar" ve "Zun". Tiyatronun ar- tistik amacı mim. bale. dram ve atletizmin dinamiğini birleştı- ren özgün bir anlatım dili oluş- turmak. Aşk, duygu, düşünce Misiuro, sözcüklerin taşıdığı şiirsel anlamı bir tarafa bıraka- rak onun yerine mekan ve hare- ketin şiirsclliğini uyarlamaya çalışır. Şiirsel dans ise ikincil konumdadır. Misiuro'nun çalı- şmalan eleştirmenlerce post- modern olarak adlandınlmak- tadır. Dışavurumcu tiyatronun oyuncu-dansçılan değişik spor disiplinlerinde yetişmiş kişiler- dir. Gösterilere rock ve klasik müziğin birleşimi eşlik ediyor. Barbara Hanicka tarafından ta- sarlanan sahne dekoru ve kos- tümler tüm gösterilerde çok önemli anlatım unsurlan ola- rak karşımıza çıkıyor. "Dışavurumcu Tiyatro" adı kimi zaman yanlış anlamaya neden olmaktadır. Bu ad. top- luluğun amacınını dışavurum- culuğu amaçlayan bir çağnşım yapıyorsa da. Misiuro'nun an- latımı kimi zaman çok zor çö- zülebilen özgün semboller ve anlamlarla bezenmiş. "Zun"da Misiuro kendisi olarak görünü- yor ve gösteri süresince izleyici- lere yol gösteriyor. Şebnem Ak- san. "Zun" ve "Dans Tiyatro- İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarf ndan 'İstanbuPun Gözleri Mahmur' 'Eskiİstanbulsoyluluğuyla' buluşmaKültür Senisi- 6. Lluslararası İstanbul Tiyatro Festivalinde bugün İstanbul Şehir Tiyatro- lan'nın sahnelediği "İstanbuT- un Gözleri Mahmur" adlı oyun izlenebilir. Melisa Gürpınar'ın yazdığı oyunu Hakan Gürpınar yönettı. Oyunun müziklerini Esin Engin besteledi, koreogra- fısını Eftal Gülbudak hazırladı, dekor ve kostümlerini Ayşen Aktengiz ve Sabahat Çolakoğlu gerçekleştirdi. Oyunda; Hü- meyra, Ayla Algan, Toron Ka- racaoğlu, Serra Ydmaz, Benin Koper, Mehmet Gürhan, Metin Çoban, Zeynep Irgat, Derya Kurtuluş, Aziz Sarvan, Burteçin Zoga, Şenay Saçbüker, Mela- hat Abbasova, Sevinç Erbulak, Tahir Tahiroğlu, Aziz Sanan, Cem L'ras, Murat Üçkardeşler, Hüseyin Karabağ, Cem Kara- kaya, Eftal Gülbudak ve Seden Edgü rol alıyor. Ozgün adıyla "Yeni Zaman/ Eski Hayat". ya da yeni adıyla "İstanbuTun Gözleri Mahmur", 1900'lerden.başlayarak "İstan- bullar" ve "İstanbullular" üzeri- ne acı tatlı, keyifli, hüzünlü, sa- kin heyecanh biröykü, bir anı- msama. bir uvan. "Sıradan nos- talji"nin tuzaklanna düşme- den. ama gerçeklen de acıma- sızca söylemenin en estetik biçı- mini yaİcalayarak anlatılmış. ya da belki yazann ve yakınlannın "hayat"lanndan aktanlmış bir öykü. Bugün hepimizın geç de olsa. aynmına vardığımız ve yı- 1lardan ben hepimizın burnu- nun dibinde. gözlerimizin önünde vaşanagelen, İstanbul'- un ve onun köklü sahiplerinin yavaş yavaş yok olup gidişlerin öyküsü "İstanbul'un Gözleri Mahmur" Melisa Gürpınar, "İstanburu Seven Bir Oyun" başhğı alünda yazdığı yazısında şunlan söylüyor: "Yeni Zaman Eski Hayat", adlı oyunda baş- rol İstanbul'undur. Bu kahra- man yüzyıllık bir yaşam dilimi 'İstanbul'un Gözleri Mahmur'da Ayla Algan, Humeyra ve Toron Karacaoğlu oynuyorlar. içinde. çakıştığı her tarihsel olayın etkisiyle başkalaşır, de- ğişik bir yüz alır. Oyunda geç- mişte günümüze kadar, kentle özdeş olarak, değişik yaşama biçimleri arasmda savrulan bir Büyük Hanım vardır. Neşesi, hüznü, kalenderliği, hoşgörüsü, gafleti, sabn. ihmalkarlığı, ace- leciği. zekası ve geç uyanışıyla, tam bir Doğu'dur o. İstanbul ile Büyük Hanım'ın yaşamı, birbirine koşut olarak yürür. Onlan ıteleyen zaman kadar görece, değişken ve tamam- layıa bir rol de, anlatıcıya yük- lenmiştir. O, bir oyuncugjbi ro- lünün içine girmez. Kendisi ola- rak işlevini yerine getirir. Za- manı yüriiten, olaylan başla- tan, devinimsiz. sakin bahçele- rin içinden, onlarca yılı bir yap- rağın sırtında ötelere sürükleyi- veren odur. Yani, durgunluk- tan, aksiyon yaratan bir loko- motiftir. Yaşı, cinsiyeti, kimliği belirsizdir. Oyunun saatini kurar, kentin yanısıra. onu simgeleyen İstan- bullu bir aileyle birlikte zaman tünelindeki yolculuğu başlatır. Bu yolculuğu ölüm bile durdu- ramavacaktır. MEHMET BASUTÇU PARİS - Geçen hafta. Paris'te. Türk edebıy atını konu alan \a da Türkive'nın sorunlanna eğilen toplantı, gösteri ve açık oturum- lar. alışılmadık bir yoğunluktaydı. 28 nisan ak- şamı. France Cuhure Radyosu'nun "Sınırsız Şi- irler" (Poesıes sans Frontıeres) başhğı alünda üst üste sunduğu dört şıir ve müzik gecesınden üçün- cüsünde. Türk. Kürt ve Irak şiiri birlikte tamtıldı. Aynı program çerçevesinde. daha önce Sırp. Hırvat \e Bosnalı şairler bir araya getırilmiş: bir sonrakı gece ise İsraılli \e Filıstınlı şaırlere aynlmıştı. Paris'ın göbeğinde bulunan "Rond- Paris'te Türk edebiyaü ve Türkiye Point" Tiyatrosu'nda düzenlenen ve daha sonra France Culture antenlerinde yayımlanacak olan "Sınırsız Şiirler" dızısınin amacı, kanlı çatış- malann yaşandığı bölgelerdeki düşmanbğa ve hoş- görüsüzlüğe karşı. şiirin getirdığı uzlaştıncı sıcaklı- ğa dikkat çekmekti. France Culture Radyosu'nun hazırladığı duyuruda, bu şiir geceleri şöyle tanıtılı- yordu: "Hölderlin; 'Yokluk zamanı şairler ne işe yararlar' diyc sormuş. Biz de bugünün dünyasına bakrtğımızda, 'Vahşetın \e katliamlann boy attığı bir zamanda şairler ne işe yararlar' diye sorabiliriz. Nefret çığlıklan, hıçkırıklar, sloganlar ya da yalan- lar dışında kim ne işitebilhor ki bugün?" Nedım Gürsel ile Levent Yılmaz'ın katıldıklan. şiirlenn Türkçe ve Fransızca olarak okunduğu et- kınlığin başında. beş ay önce yitirdiğımiz Abidin Dino'ya saygı sunuldu. Âbıdin'in "Pera Palas" adlı kitabından bölümler okundu. Melih Cevdet An- day'ın da bir şiiriyle tarutıldığı programa. Iraklı şair Saadi Yusef de katılırken Koma Zozan adlı Kürt müzik grubu, şiirler arasına şarkı ve ezgilerden oluşan nokta- lar koyuyordu. Ertesi akşam ise aynı anda, Paris'in değişik ma- hallelerinde Türkiye ve Türk sa- natına ilişkin iki etkinlik arasında seçim yapmak gerekmekteydi. Etnolog Altan Gokalp, "El Ek" ve "Echanges France - Tunjuie" demeklerinin ortaklaşa düzen- ledikleri toplantıda Türkiye'de laiklık konulu bir konferans verirken; Nedim Gürsel, Enis Batur ve Ali Semizoğlu, "Türk Edebiyatmda Doğu \e Baö" konusunu. "Türkiyeü İşciler DerneğT'yle, "Yazar- lar Evi"nin (Maıson Des Ecnvains) birlikte düzen- ledikleri bir toplantıda tartıştılar. Hüzünlü, Meyicisiyle 'sessiz'ce konuşan resimler AHU ANTMEN "Yerlejik değil de göçebe bir duvarlığın res- samı olduğunu da söyieyebiliriz Levent'in. Bu yüzden de mimariden çok, canlı varlıkların görün- dûğü bir dünyadayızdır. Bu aynı zamanda, duygusalhğın, cinseiliğin de öne çıkmasına yol açan bir özelliktir. Ne var ki, Levent bu temaları işlerken hiçbir zaman aşırüığa kaçmaz, gereksiz bir gösterişçiliğe düşmez. Tersine, onun resminin gelişme çizgisinde, karanlıkla aydınlık, kar- maşıklıkla yalınlık arasında sürekli bir gidip gel- me olsa bile, > arılmak istenen nokta. dinginlikten başka bir şey değildir." Şair-yazar Prof. Dr. Cevat Çapan'ın Levent Arşıray'ın resmi için söyledikleri, sanatçıyla ilgi- li söylenebilecek çok şeyi özetlediği için burada bir 'alıntı' olarak yer alıyor. Arşıray. son sergi- sinde,k 'göçebe bir duvarlığın" ressamı olduğunu kanıtlıyor gerçekten de. Mistik müziklerle ses- lendirdiği sergisinde yer alan tuvallerin çoğu, sa- natçının son yıllarda ürettikleri. Son y ıllarda "ya- şadıklan": "Sanatçının kendi yaşamından esin- lenmesi kaçınılmaz. Resimlerimde hep bir ya- şanmışlık var. Onun için de sürekli bir değişim söz konusu. Aynı tema üzerinde yıllarca çalışan res- sanüar var, onların bunu nasıl 'başardıklannı' an- lamıyonım. Ben kendimi dinlediğim için restnim sürekli bir değişim geçrimek zorunda kalıyor. Bu sergide, daha çok soyutlamaya girtim örneğin..." Levent Arşıray'ın sergide yer alan büyük bo- yutlu resimleri, sanatçının "kendi rüzgarlann- dan" esinlendiğinin en dikkat çekici ömekleri. Babasını yitırdikten sonra üzerinde çalışmaya başladığı bir resim, Arşıray'ın sergideki öteki re- simlerinden çok başka bir yerde duruyor ör- neğin. Sanatçının geçen yıl Venedik Bienali kap- samında açılan Francis Bacon retrospektifıni gördükten sonra büyük ölçüde etkilendiğini bu Irlanda asıllı ünlü ressamın "izini" üzerinde taşı- yan bir resim bu. Levent Arşıray'ın resminde değişmeyen tek şey. belki de sürekli karşımıza çıkan haç şekli... Kimileri farklı algılasa da bu şekil. Arşıray'ın re- simlerini "iskeleti" yalnızca. resim yaparken kendiliğinden ortaya çıkan bir şekil. Resminde göze batmayan. ancak dikkatle bakıldığında fark edilen bir öğe. Ama Arşıray, "yanlış anlaşı- lmalardan" şikayetçi: "1984 'te yaptığım bir re- sim, Ankara'da bir yanşmada dereceye girdi. Yanşma sergisinin açüışına Kenan Evren gelecek diye resmimi, içinde 'haç' var gerekçesiyle kal- dırmak istediler. Tesadüf, resimden anlayan biri varmış da aralannda, resmi savunmuş da resim öyle sergilenebilmiş..." MSÜ GSF'de öğretim görevlisi olarak çalı- şan Levent Arşıray, 1980'li yıllann son yansında UNESCO aracılığıyla Tayland hükümetinin verdiğj bursla 'Doğu'da geçirdiği iki yılın farklı deneyimini de taşıyor üzerinde: Resimlerinde ölüm, acı, öfke. korku, sevgi. aşk - her yaşam kesiti- insan. Cevat Çapan'ın da dediği gibi "din- gin" bir dışavurumla ortaya çıkıyor. şaşırtıcı olarak. Hüzünlü. izleyicisiy le "sessiz"ce konu- şan resimler. İzleyici. Arşıray 'ın önemle üzerin- de durduğu bir konu bu: "Bizde ne yazık ki izle- yicinin sürekliliği yok. Sergilerde izleyiciyle çok güzel bir iletişim kuruluyor, ama bir sonraki ser- gide bir daha o insanları bulamıyorsun. Oysa bu izleyicilerin en azından 'Ben bu kadar değiştim. sen ne kadar değiştin?' demek için sevdiği bir res- samın öteki sergüerini de izlemesini bekliyorum." Arşıray'ın sergisi İş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi'nde. 6 Orient Express' Silahhane'de Kültür Servisi- Raffael Rheins- berg'in "Orient Express"başlıklı yerleştirme sergisi 10 mayıs salı günü Yıldız Sarayı Silahhane'de açılıyor. Berlin Künstlerhaus Bethanien. Lutfhansa Alman Havayollan ve İstanbul Alman Kültür Merkezi işbirliğiyle dü- zenlenen sergi. bu yıl Berlin'de Kreuzberg'deki Künstlerhaus Bethanien'in (Bethanien Sana- tevi) 2O.kuruluş yılını Berlin ve İstanbul arasında bir sanat köp- rüsü kurarak kutlamayı amaçb- yor. Bu amaçla Raffael Rheins- berg'in iki aşamah sergi projesi gerçekleştirecek. 1974'te kurulan Künstlerhaus Bethanien, atölye ve sergi ola- naklanyla uluslararası sanatçıla- ra açık özerk bir kuruluş. Kuru- luşun müdürü ve küratör Dr. Michael Haerdter ve yardımcı kürator Beral Madra yönetimin- de gerçekleştirilen sergilerin ilkin- de. Yıldız Sarayı Silahhane'de Raffael Rheinsberg'in nisan ayı- nda İstanbul'da çalışarak ürettiği bir yerleştirme sergilenecek. İkinci sergi, ağustos-eylül ay- lannda Berlin'de Künstlerhaus Bethanien'de açılacak. Rheins- berg'in İstanbul için gerçekleştir- diği yapıt yanında dört Türk sa- natçısmın. înd Eviner, Serhat Ki- raz, Ahmet Öktem ve Erkan Öz- dilekın Berlin için gerçekleştirdi- ği yapttlar sergilenecek. Sergile- rin kataloğu Berlin'de hazırlana- cak ve basılacak. Gemidegece tiyatrosu Kültür Servisi-Ortaoyuncular^ "Ku"kambar-Gece Tiyatro- su"unu 6. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında bugün saat 24.00'te sunuyor. İçinden Dalga Geçen Tiyatro'da sergilenecek gece tiyatrosunu Ferhan Şensoy yönetiyor. Kırkambar türlü çeşitli mal taşıyan gemiler için kullanılan bir denizcilik terimi. Halk arasında da içinde değişik türden şeyler bulunan yerler için kullanılıyor. Ferhan Şensoy da bu te- rimden hareketle çeşitli skeç, şarkı ve fantazilerden oluşturdu- ğu "Gece Tiyatrosu"nun ismini "Kırkambar" koymuş. "Kı- rkambar-Gece tiyatrosu" kendi içinde değişen, hareketli ve öz- gün biryenilik. Ortaoyuncular'ın tarihi ile bezenen Kırkambar, Şensoy'un sıcak sohbeti ve mekanın her köşesini kullanan oyunculann skeçleriyle şenleniyor. Ortaoyuncular'ın ocak ayından bu yana Kuruçeşme sahilin- de demirli olan "İçin- den Dalga Geçen Ti- yatro"da sahneledik- leri "Gece Tiyatro- su"nda bir yandan iç- kiler yudumlanırken bir yandan da tiyatro limarundan demir alarak Ortaoyuncu- lar'ın sımsıcaİc rüz- ganyla pupa yelken li- mandan limana keyif- li bir yolculuk yapıla- biliyor. Ferhan Şensoy " Kı- rkambar-Gece Tiyat- rosu"nun doğuşunu şöyle anlatıyor: "Bir ruh hastası 2 kere 2'nin 5 ettiğine kesinkes inanır. Oysa bir ruh hastası 2 kere 2'nin 4 ettiğini bilir ve buna sinirlenir. Bende Kuruçeşme de demirli İçinden Dalga- her iki durum bir ara- Geçen Tiyatro'da Ortaoyuncular'ın Kırkambar'ı saat 24.00'te. da bulunduğundan, bir ruh ve sinir hastası ola- rak zaman zaman doktora görünüyonım. Durumumu anlatıyorum. Ne anlatsam, doktor bana her seferinde, içkiyi bırakmamı öneriyor. Dediğini yapıyonım. Ancak bu sefer de, daha önce hiç sinirlenmediğim, günün 24 saat oluşu. haftanın 7 güne bölünüşü, 8. güne pazartesi adı altında yeni bir haftabaşı sıfatı \erilmesi, ikizkenar ücgenlerin yalnızca iki kenarı olabilişi gibi şeylere sinirlenmeye başlıyorum. Anlattım dunımu doktora, bunun üzerine bana gnıp terapisini önerdi. Meditasyon transandantal falan türevi şeylerden nefret ettiğimi belirttim. - Ben öylesini demiyorum, dedi doktor, nasdsa sen bir yerde çıkıp konuşunca, uçan kaçan da konuşsan, dinleyen bulunuyor. Çık bir yerde, iki saat konuş! İşte bu gece tiyatrosu, bir anlamda, doktor tavsiyesiyle. bana tedavi olarak düşünüldü. Benimle bu gnıp terapisine katılan herkese çok teşekkür ederim". 6. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında bugün son gösterisinı yapacak olan "Kırkambar-Gece Tiyatrosu" 9 mayıstan itibaren Kalamış'ta demir atacak. Lone Star'dan senaryo yarışması • KültürServisi-Avrupa'dakıenbüyükmedya . ,ı, ^; kuruluşlanndan biri olan Prime Time Post Production Center'in ortaklığı ve işbirliği ile faaliyetlerine başlayan ' • Lone Star. sinema ve televizyon endüstrisine hareket kazandırmak amacıyla bir senaryo yanşması düzenüyor. Belgesel, televizyon dizisi. sinema fılmi ve kısa metrajh fılm senaryolannı içermekte olan yanşmaya, sinopsiş yollama süresi 3 Haziran 1994 Cuma günü sona erecek. Ön elemeyi geçen yazarlann, eserlerini 15 Ağustos 1994 Cuma gününe kadar seçici kurula ulaştırmalan gerekiyor. Derece alanlann ödülleri ve başan belgeleri 15 Eylül 1994 Cuma günü düzenlenecek bir törenle takdim edilecek. Dört ayn dalda birinci seçilen eserlerin prodüksiyonu, Lone Star tarafından gerçekleşürilecek. İkinci ve ücüncü seçilen eserler ise aynca ödüllendirilecek ve gelecek prodüksiyonlarda öncelikle değerlendirilecek. Amaa, Türk sinema ve televizyon dünyasına dört ayn dalda yeni senaryolar kazandırmak, yerli yapımlan teşvik etmek ve aynı zamanda genç yeteneklere olanak tanıyarak desteklemek olan Lone Star'ın düzenlediği senaryo ' yanşmasıyla igilenenler. Kı\ anç Ergun'dan 245 35 32 nolu telefonla ya da Kabataş Çıkmazı No: 6 Setüstü-Kabataş adresine şahsen başvurarak aynntılı bılgi alabilirler. 'Ressamlar Sokağı'açıldı • BURSA (AA) - Bursa'da Osmangazi Belediyesi'nin, sanatçılann açık alanda resim yapması ve çalışmalanm sergilemeleri amacıyla oluşturduğu "Ressamlar Sokağı'. sezonu açtı. Osmangazi Belediye Başkanı Basri Sönmez, sanatçılann birkaç yıldan beri yaz aylannda çalışmalanm sürdürdükleri Tophane semtindeki Ressamlar SokağVnda sezonun. metal hey kel sanatçısı Yılmaz Emen ile 'Çoban Ressam' olarak tanınan Süleyman Şahin, "Ozan Ressam' olarak bilinen Muzaffer Genç. Arslan Erdoğan. Bayram Saltabaş. Turgut Erdoğan. Birim Aksüyek. Kemal Topçu. Fatih Sarmanlı ve Salih Kale'nin çahşmalanyla açılacağını kaydetti. Zeki Fındıkoğlu'ndan 'Geleneksel Türk Resimleri* • Kültür Senisi - Horhor Sanat Galerisi ile Türk Tiyatro ve Televizyon Yazarlan Derneği işbirliği sonucu gerçekleştirilen ilginç organizasyonda Amerika'da yaşayan ve bu ülkede geleneksel Türk resim sanatını serigrafik baskıya döken Prof. Zeki Fındıkoğlu'nun eserleri, 17 mayısa dek Yıldız Sarayı Tiyatro Enstitüsü'nde sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Türk sanaünın geleneksel estetik öğelerini günümüze çağdaş teknik bir yorumla taşıyan Zeki Fındıkoğlu. çocukluğunun gözlem birikimlerinden de yararlanarak hikayelerimizi, masallanmızı efsanevi renklerle bugünkü kuşaklara yansıtıyor. 1973 yılında eğitimini geliştirmek için ABD'ye gıden sanatçı 1974 yılında The Corcoran School of Arts'ta grafik sanatlar dalında ihtisas yaptı. 1975 yıhnda The George Washington Univercity'nin güzel sanatlar bölümünde masters of fıne art derecesi ile eğitimini tamamladı. Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye'de 40'a yakın kişisel sergi açtı, birçok yanşmalı sergide ödül aldı. Aynı zamanda iyi bir araştırmacı olduğunu, eserlerine yansıttığı hikayelerinde gösterdi. 'Giselle'Mersin'de • MERSİN (Cumhuriyet) - Kuruluşunun üzerinden yalnızca iki yıl geçmesine karşın, sunduğu eserlerle sanatseverlerin beğenisini kazanan Mersin Devlet Opera ve Balesi, bale sanatında ustalığın ölçüsü sayılan 'Giselle'i sahneliyor. İlk kez 1841 'de sahnelenen Giselle'nin koregrafısi J.Perrot ve J.Coralli'ye ait. Daha sonraki yıllarda başka koregraflar ve değişik koregrafik anlayışlarla birçok kez sahnelenen Giselle 1989'da Petipa tarafından yeniden sahneye konuldu. Mersin devlet Opera ve Balesi'nde ilk kez sahnelenecek olan Giselle ise Margie Scott ve Youri Papko tarafından sahneye konuluyor. Orkestra şefliğıni Nezih Seçkin'in yaptığı eserin dekorunu İ.Şerdar Başbuğ, kostümlerini ise Figen Koyuncuoğlu ve Çimen Karaosmanoğlu hazırladı. Eserin ışık düzenlemesini ise Ali Dedekargınoğlu gerçekleştirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear