Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS1994 PAZARTESİ
8 DIŞ HABERLER
'ÜstKıuııl; iki özelkaııahpayladı
EDÎPEMİLÖYMEN
LONDRA - Ingiltere'de yayın yapan
18 özel televizyon kanalını denetleyen
Bağjmsız Televizyon Komisyonu,
yani bizim'Üst Kunıl'a eş düşen
örgût, özel kanallara ilişkin
değerlendirmesini açıkladı. Biri
Londra'ya yayın yapan, biri de sadece
sabahlan yayın yapan iki tanınmış
kanalı yerin dibine batırdı. Dört ay
içinde, yayın kalitelerini
arttırmadıklan takdirde. her birini 2
milyon sterlin ceza bekliyor. Bu, bizim
parayla 100 milyar lira ediyor. Ama
cezadan da öneinlisi, bu iki televizyon
kanalının prestijine inen darbe.
Londra'da yayın yapan Carlton TV'
için 'Üst Kurul', "Beklenen düzeyin
akmda" derken, sabahlan yayın
yapan GMTV için de "yetersiz"
ifadesini kullandı. Çok yüksek
düzeyde, profesyonel biçimde
belirlenen ilişkiler söz konusu olduğu
için, bu kullanılan ifadeler aslında çok
ağır... Pekiyi, bu iki kanal ne yapmış
da 'Üst Kurul'un hışmıru çekmiş
üzerine? Efendim, bir kere, fazla
magazine kayıyormuş ikisı de.
Haberleri kısa kısa attınp
geçiştiriyorlarmiş. Toplumun alt
katmanlannın merak ve takıntılannı
gıdıklayıp yayınlannı orta sınıfkitleye
yöneltmek yerine magazın
INGILTERE
gazetelerinin okuyuculanna
yöneltiyorlarmış. örneğin, stüdyoda
hipnotizma seansı düzenJeyen birinin
yaptığı program bu bakımdan
izleyiciye saygısızlık olarakgörülmüş.
Başka örnekler de var. Ama kısaca, bu
iki şirket de kar gayesini öne çıkartıp
kaliteyi geri plana atıyorlarmış. Basit
zevklereçanak tutuyorlarmış... Bütün
bunlar. sadece 'Üst Kururun fikri de
değil. Kanallann ne kadar izlendiğini
saptayan gerçekten bağımsız
kaynaklar, 6 ay içinde GMTV'nin 6
milyon izleyiciyi kaybettiğini gösterdi.
Carlton TV'nin ilk 20 program
arasmda bir tek programı bile yer
almıyor... Carlton aynca, gizli kamera
ileçok sık çekim yaptığı için de
eleştiriliyor. Bu tür çekimlerin yeri ve
zamanı olduğu, ancak herdurum için
de kullanılmalarının "ahJaki sonınlar
yarattığjnı"söylüyor'Üst Kurul'. Bu
Ingiliz 'Üst Kurul'u tabii,
Türkiye'deki durumlan bilmiyor.
Bilse, her halde sigortası atar, trafosu
yanardı... Bu iki TV için, işin içinde
karşıuklt hissedarük durumlan da var.
GMTV'de Carlton'ın hissesi yüzde 20.
çıkarmak yerine, "halk böyle istiyor"
kalkanının arkasına sığınıp kaliteyi
aşağı düşürenler, karşılannda polıtik
bakımdan gerçekten bağımsız bir
denetlememekanizması buldular...
'Üst Kurul', bu iki kanalın yayınını
yeterh bulmazsa yayın lisanslannı da
ıptaledebilecek... Daily Mirror
gazetesinde bu konuda bir yorum
yayımlandı. Türkiye'de özel
televizyonlann çoğunun kulağına küpe
olacak türden bu yorumda, can alıa
cümle şu: "Reklam geliri ve rating
(izlenmeoranı), birnumaraJı kavgı
"Al gülüm ver gülûm" sistemiyle Ingiliz ohınca, program kalitesi düştü. İzteyid,
halkına çar çur programlan bu hırs karştsında televizyonunun
yutturmaya çahşanlar, kaliteyi yukan düğmesini çevirir. Nitekim çevirdi de.~"
AIDS'li
mahkum
özgür ölecek
FRANSA
MİŞEL PERLMAN
PARlS - Yoğun günler yaşadı FransızJargeçen
hafta... Kaydedilen olaylann en göze
çarpanlanndan biri kuşkusuz Avrupa
Birliği'nin daveti üzerine. merkezi Paris'teki
UNESCO'da bir araya gelen çok sayıda devlet
temsilcisinin, Avrupa İstikrar Paketi'nin (AİP)
'doğuşuna' katılmasıydı. Fakat iş bununla bitse,
yinedeiyi olacak tı.
Halbuki, bu olaydan başka, Bosna konusunu
elealrruş Fransızentellerinin, bu kez gerçekten
kesinlik kazanmış "Avrupa Bosna'da başlar"
adlı aday listesiyle, 12 haziran Avrupa
seçimlerine katılmasının, tüm siyasal partılerin
seçim hesaplanru birölçûde bozmasıydı. Daha
neler, neler... Bunlan ve bu tür olaylan
aktüalitenin güçlü projektörleri altında
inceleyenler, acaba Kuzey Batı'dakı Nantes
kentiyle başkent Paris arasında meydana gelen
olaydan haberdar mıydılar? Bir yerde, ınsanlığı
aklayan, acıklı bir olay. Adı: Gerard. Soyadı:
Boucfaez. Doğum yılı: 1952. Polis
karakollanndakı 'hava'yı az da olsa taklit
ederek, böyle de başlayabilirdik yaaya. Şurası
muhakkak ki, Gerard Bouchez 42 ilkbahannı
geride bırakmış, silahlı soygun yaparak toplum
kurallannın dışına çıkmış ve en son olarak da,
10yılhapsemahkûmolmus,birkişiydi. 1999
yılından önce aynlması imkânsızdı
Nantes kenti hapishanesinden!
Fakat, AIDS kurbanı kişilerden birisiydı
Gerard ve topluma cezasını ödeyecek zamanı
bile kalmayacaktı. O bunu gayet iyi biliyordu
kuşkusuz. Lakin zaman geldi, TV'de bu
hastalıkla ilgili bir programı izleyen
hapishanedekı diğermahkûmlarda vardı bu
durumun bilincınde. AIDS'li Gerard Bouchez
hiçbirzaman gizlememişti hastalığıru. Vede bir
isteğini. Hapishanede ölrnemektı bu isteği.
Kendisi zamanla yanşırken, arkadaşlan olan
Nante hapishanesi mahkûmlan hep bir
ağızdan, bu dünyadan yakınlan arasında
aynlabilmesi yolunda bir gjrişimde bulundu.
Gardiyanlar ve hapishane müdürü de bu
davranışa destek vermekten geri kalmadı.
Amaçlan, bu konuda yetkilere sahip
Cumhurbaşkanı FrançoisMitterrajıd'ın,
Bouchez'i insanlık adına ceza süresı dolmadan
afTetmesiydi. Hastalığın son aşamasına varmış
olması, mahkûmlann dayanışma mektubu
Protestan papazı Bernard Delepine'in ona
Angers'teki evinde son günlennı geçırmek
olanağı sağlaması veCumhurbaşkaru
Mıtterrand'ın merhamet duygulannı
güçlendirirerek af karannı vermesini sağladı.
Insanoğlunun benliğındeki, o titreşen kûçük
alev var ya, onu gözardı etmeyen kışiler hâli var
çok şükür bu dünyada. Bu alev yanmaya
devam ettikçe umutlannuzın sönmeyeceğine
inanmak bu durumda zor olmasa gerek! Evet,
Bouchez "serbest ölmek özgürlöğü"nü
kazanmış bulunuyor...
DANSA DAVET - Larin Amerika'nın verli halklan adına >crdiği mücadelevle 1992 yılmda Nobel BanşÖdûlö'mi alan Rigoberta
Menchu, Botivya'nın kuzeyinde yer alan La Paz'daki geleneksel foiklor festhalinde dansa kaldınlryor. Menchu'yu dans alanına sü-
rüklemekte acele eden partneri, geleneksel kıyafetleri içinde bir Kueçua yerlisi. Menchu, Bolivva'da Larin Amerika'nın yerli halk-
larını bir araya geriren bir konferansa katılmak üzere bulunuyor. (Fotoğraf: REUTER)
Arafat'ıizkmeninbedeü20bindolar
KUDÜS (AA) - FKÖ lideri Yaser
Arafat'ın, 27 yıl süren Israıl
işgalinden sonra özerk yönetime
geçen Gazze ve Eriha'ya
haziranın ortalannda yapacağı
bir haftalık tarihi zıyaret, dünya
basın-yayın organlanna pahalıya
mal olacak.
Arafat'ın zıyaretınin. uluslararası
medyada büyük bir "olay" olarak
manşetlerde yer alacaği
konusunda kuşku yok.
Televizyon ekipleri, Arafat'ın en
ufakjestlerini veziyaret sırasında
meydana gelecek gelişmeleri en
ınce aynntısına kadar
görüntülemenin hesabını
yapıyorlar.
Ancak medyanın bu tarihi olayı
izleyebilmesi için FKÖ
tarafından belirienen tarifeye
uyması gerekiyor. FKÖ liderinin
ziyaretı üç şekilde izJenebılecek.
9 20 bin dolar ödeyen gazetecı ve
işadamlan, FKÖmerkezinin
bulunduğu Tunus'tan Arafat'la
beraber seyahate katılabilecek, ilk
gün kendisi ile akşam yemeği
KÖ liderinin
özerk yönetime
geçen Gazze ve
Eriha'ya yapacağı
ilk ziyaret, dünya
basınına oldukça
pahalıya mal olacak.
yiyebilecek ve ayaretin bütün
aynnülannı izleyebilecekler.
• 10 bin dolar ödeyen
gazeteciler, yemek dışında
ziyaretin bütün programını
izleme hakkına sahip olacaklar,
ancak toplam bir hafta sürecek
ziyaretin ilk iki günü Enha.
kalanını Gazze"de gecirecek olan
Arafat'ı çok yakından
izleyemeyecekler.
• Foto muhabirleri de 20 bin dolar
ödemek zorunda kalacak. Foto
muhabirlerinin yemeğe katılıp
katılmayacağı konusu kesinlik
kazanmadı. Fiyatlara Tunus'a
dönüş bileti de dahil bulunuyor.
Medyanın ödeyeceği bu
miktarlar, FKÖ ve ziyareti
düzenleyen bir Avusturya
şirketinegidecek. FKÖ, elde
edilecek gelirle bir Filistin Bilim
ve Kültür Akademisi kurmayı
planlıyor.
Ziyaretı düzenlemekle görevli
Filistinlı yetkılılerden Semaan
Huri, belirlenen miktarlan
ödemeyen gazetecilerin de
ziyareti izleyebileceklerini. ancak
diğermeslektaşlan kadar
ayncalıklı olamayacaklannı
belirtti.
Bu gazeteciler, basın toplantılan
ve halka hitaben yapılacak
konuşmalan hiçbir ücret
ödemeden izleyebilecekler.
Arafat'ın ziyaretinin
organizasyonu için FKÖ
Enformasyon Daıresi Başkanı
Yaser Abid Rahbo, geçen ay
Avusturya'nın Teleaxis Holding
şirketi ile 7.5 milyon dolar
tutannda bir sözleşme imzaladı.
15 milyon nüfuslu Eriha'daki
Filistinli yetkililer, binlerce
kişiden oluşacak gazeteci
ordusunu karşılamaya
hazırlanıyor. FKÖ'nün bir
haftalığına metre karesi 800
dolardan iki büyük salon, 100
telefon hattı ile iletişim araçlan
kiralâyacağı öğrenildı.
Flamanlardan
Fmnazcayasağı
CEMSEY
BRÜKSEL-Belçika'da
Fransızca konuşan Valonlar
ile Flamanca konuşan
Flamanlar arasındaki
sürtüşme. geçen hafta yeni bir
kavgaya neden oldu. Flaman
bölgesı parlamentosu, bu
bölgede basın aracılığıyla iş
ilanı verilirken Fransızca
kullanılmasını yasakladı.
Flaman milliyetçisi Halk
BirliğiPartisi'ninCVU)
girişimiyle ahnan yeni karar,
Fransızca yayın yapan ülke
çapındaki gazetelerde dahi
Fransızca iş ilanı verilmesini
yasaklıyor ve işverenlerle işe
ginneye aday olanlar
arasında, Almanca ya da
İngilizcegibi dillerdeyabancr
dil bılgısinin sınanması
dışında, Flamancadan başka
bir dil kullanılamayacağı
kaydını getiriyor. Bu karar
anlamsız bir kavgayı
yaratmanın ötesinde, Flaman
bölgesinin tam ortasında
bulunan. buna karşılık
ağırlıklı olarak Fransızca
konuşulan başkent Brüksel ile
Valonya eyaletinin smır
bölgelerinde sıkıntıya neden
oluyor. Özellikle Brüksel
yakınında, ancak Flaman
bölgesinde kalan Renault,
MacDonalds, Osram ve
Sharpgibi uluslararası
şirketler. işçi alımında
Fransızca kullanamayacak
olmaktan şikayetçiler.
Flaman bölgesinde ya da
komşu yörelerde yaşayan
Valon asıllı Belçikalılarda iş
arama olanaklannın bu
kararla kısıtlanmasından
korkuyorlar. Flaman
parlamentosunun aldığı son
karar, aslında 1973 yılından
kalma bir yönetmeliğe yeni bir
BELÇİKA
ek yapılmasından başka bir
şey değil. Bu yönetmelik,
Flaman bölgesindeki
işletmelerde işveren ve işçiler
arasında sözlü olsun, yazılı
olsun tüm iletişimin Flamanca
gerçekleştirilmesi
zorunluluğunu getiriyor.
Flaman parlamentosunun
karanna tepkiler de gelmekte
gecikmedi. Ayn eyalet
statüsüne sahip Brüksel'in
başkanı Chartes Pkjııe,
Fransızca konuşan
Brüksellilerin
cezalandınldıklan duygusuna
kapıldıklannı söyleyerek,
konuyu tüm eyaletlerin,
belediyelerin ve merkezi
hükümetin temsilcilerinin bir
araya geldiği komisyonun
gündemine getireceğini
belirtti. Belçika
parlamentosunda ise yerel
seçimlerde yapılacak
harcamalan kısıtlayan bir
yasa kabul edildi. 9
temmuzda. yani yerel
seçimlerden üç ay önce
yürürlüğegirrnesi öngörülen
yasaya göre, siyasi partiler
yerel seçimlerde yaptıklan
harcamalann kaynaklannı
bildirmek zorunda kalacaklar
bundan böyle. Yalnızca
bireylerin yapüklan bağışlar
bu bildirimin kısmen kapsamı
dışında bırakılıyor. Bireylerin
adiannın açıklanması
gerekmiyor. Ikinci yenilik de
cezalandırma usulündc. Eğer
bir aday bildırdiğinden daha
fazla harcama yaparak seçim
kazanırsa bu adayın seçimi
geçersizsayılacak. önceden
bildirilen üst sının tüm bir
aday listesi aşarsa listenin ilk
sırasındaki aday. seçimi
kaybetmiş sayılacak.
Kadınlann 260
yıllıkmücadelesi
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Kadmlara
oy hakkı tanınmasının 75.
yıldönümü kutlandı. Nasıl
kutlandı?Tören filan
yapılmadı. Parlamentonun
îcadın başkanı Ingegerd
Troedsson, kadın
parlamenterlen bir araya
getiren bu günü andı. Isveç'te
kayıtlara geçilen bölümüyle
kadın erkek eşitliğinin yasa
önünde kabul edilmesinin
uğraşı, daha 1734'te başlıyor.
Bu yıl ve öncesinde geçerli olan
yasaya göre bir kadın, kocası
öldükten sonra "yetişkin"
kabul ediliyordu. Bu da,
örneğin miras konusunda çok
önemli bir adımdı. 1810'da,
erkek temsilcisi olmayan
kadınlara işyeri sahibi olma,
ticaret yapma hakkı tanındı.
1842'de ise kadmlara da
erkekler gibi yüksekokula
gitme hakkı tanındı. 1853'teise
kadmlara, öğretmen olabilme
yolu açıldı. 5 yıl sonra, 25
yaşını aşmış bir kadının,
ekonomisini kendi başına
yürütebileceğine karar verildi.
1862'de,duilarave
evlenmemiş kadmlara yerel
seçimlerde oy kullanma hakkı
İSVEÇ
tanındı İki yıl sonra erkekten,
"kadınını dövme hakkı" alındı.
Bunu, 187O'te kadınlara tıp
öğrenimi yapma hakkının
verilmesi izledi. İki yıl sonra ise
bir kadının, dilediği erkekle
evlenebilmesi yasal olarak
güvencealtına alındı. 1884'te,
bekar kadınlann. erkeklerle
aynı zamanda yetişkin olduğu
kabul edildi. Beş yıl sonra, yine
evli olmayan. ama zengın olan
kadınlann, belediye
secimlerinde aday olmalanna
izın verildi. İsveçli kadınlara,
ülke demokrasi tanhinin en
önemli aşaması kabul edilen
parlamento secimlerinde oy
kullanma ve seçilme hakkı, 24
Mayısl 919'da verildi.
1921'de.Göteborg'dan
Kersrin Heselgren,
parlamentoya giren ilk kadın
parlamenteroldu. Bukadarla
bitmedi her şey. Örneğin, bir
evlilikte doğan çocuğun
bakımı için annenin de tek
başına yeterü olduğunu kabul
eden yasanın yaşama gecmesi
1949'ubuldu.'l982'dede,
aynlan çiftlerin çocuklannın
annenin soyadını alması ilke
olarak kabul edildi.
Geleneksel Türk
Gunu Yuruyüşu
NE W YORK (AA) - Türklerin
Amerika'daki varbğmı
simgelemek amacıyla
düzenlenen ve giderek
geleneksel hale gelen 'Türk
Günü Yûröyüş'ü New York'ta
yapıldı.
'Türk Günü Yûrüyüşü'
dolayısı\la Başkan Clinton ve
New York Belediye Başkam
Rudolph Giuliani birer mesaj
yolladılar ve ABD'de yaşayan
Türk toplumunu kutladılar.
56. Sokak'la Madison
Caddesi'nin kesiştiğı nokta-
dan başlayan yürüyüşe New
York'ta bulunan Çevre
Bakanı Rıza AkçaİJ,
Türkiye'nin Washington
Büyükelçisi Nüzhet Kandemir,
BM nezdindeki daimi
temsilcimiz Büyükelçi Inal
Batu, KKTC Temsilcisi
Büyükelçi Osman Erruğ, İslam
Konferansı Örgütü Genel
Sekreteri Büyükelçi Engin
Ansay, New York Kardinali
BaşpiskoposO'Connor,
yûrüyüşü düzenleyen
Türk-Amerikan Dernekleri
Federasyonu yöneticileri,
Kore savaşı gazisi Türk ve
Amerikahlar ile New York'ta
bulunan Türk, KKTC.
Boşnak, Arnavut, Azeri,
Türkmen, Özbek, Kırgızve
Makedonyalılardan oluşan 20
bin dolayında kişi, ellerinde
kendi bayraklan olduğu halde
katıldı. Renkü bir topluluk
oluşturan Türklerin. New
York Belediye Bandosu
eşliğinde yaptığı yaklaşık üç
saat süren yürüyüşe
Amerikalılar da sevgj
gösterileriyle katıldılar.
Kardinal de yfirüdû
Yürüyüşün en önemli
olaylanndan birini New York
Kardinali Carno John O'Con-
nor'un yürüyüş koluna
katılarak bir süre yüriimesi, bu
arada Türkiye'nin New York
Din Işleri Ateşesi Sabit Şimşek
ile fotoğraf çekurmesi
oluşturdu. 'Türk Günü
Yüriiyûşü' 1. Cadde'de bulu-
nan Türkevi'nın önündekı
Dag Hammarskjold
Meydanı'nda son buldu.
Yürüyüşün sona ermesinden
sonra toplanan kalabahk, özel
bir Amerikan telefon
şirketinin sağladığı
olanaklarla Türkiye'deki
yakınlannı arayarak üçer
dakika süreyle parasız
konuşma olanağından
yararlandılar. Türk Günü
Yürüyüşü'nün de içinde yer
aldığı Tfirk Hafta»' 30 mayıs
günü sona erecek.
Külfür • Sanaff
YILIN EIM BUYUK FILMI
: 993 CANNfS 5ENUGI BUYUK ODULU
1 994 OSCAR ADAYI
1994 ISTANBUl ULUSLARARASI FİLM FtSTIVALI ACILIS FILA/I
YON CKen Kaıge
Btlınmeyen dunya Çtn'ın yarım yuzyıllık rnacerası içinde
buyulc btr dosrfuğun, futfeunun nefes fcesıo oytusu
"Mufhış surukleyıcı bir Fılm Dunyonın her yonın<ia
ieyirciyi buyUİUyOf " V Conby The Nww Ifark Iımeı
"Murıte>efTi ve porıHilı btr destan " R OX4.M TIME
, PLAYBOY
5- HAFTA Sadece
BEYOÖLU A L K A Z A R ' d a
Seonslar: 12.00-15,15-18.30-21.45fel:245 73 83
CINEMA
CAFE-BAR
22.00 - 02.00
HALİL
CEYLAN
(Gıtdr Eşliğinde Ozgun Muzık)
İMdJıl C.Kİ K^ııtpjnnjkkarı -V*
No i'J/A Bcvojlu 252 V> 10 11
293 89 78 ( 3 hat)
IÇİNDEN DALCA GEÇEN TİYATRO
Ferban Şensoy
Yer: Fenerbohçe Morina Pyramid Kornsı
SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ
D«niz A^ırı Güldürü
b P b C C f 21.00
K I R K A M B A R GECE TIYATROSU
Carşamba, Per^onnbe, Cun "~ " •'*-•-
Bdet Sohs: f bohçe Mannafel:0216 -344 23 46/1007
Ses 1885 Ortorom<ular - Beyoğkı,fel-0212 • 251 18 65/64
wıkkoromQ ve Çory Mo^aıolon
İtalya'nın liberal Dışişleri Bakanı
Antonio Martino:
Neo-faşist bakanlar
deııetiıııiiîiiz altında
B«WOODYALLENKLASIGI
'ANNIE HALL"
A nervous romance.
BeyoğluPERA (25132 40) 1200-14 15-16:30-18:45-2100
(Beyoğlu Sıneması yani)
Ferhan Senso/uıj
FERHANGI
ŞEYLER
PAZAR 15.30
Kültür Sanat
ılanlarınız için-
293 89 78
(3 hat)
A k b a n k K ü l t ü r S a n a t E g i t i m M e r k e z i
SÖYLEŞİ
EMRE ARGUN
"Ayvalık Evlerl "
2 Haziran 1994, Perşembe Saat 18.00
\ K - > \ \ \ 1 I s l . k l a l C J d d c s l KOOK» Rc>ııjtlu I s u n h u l U l l l l i l j l 2 S 2 <s m ı tıl ıM
AKBAIMK
J
BRÜKSEL (Cumhuriyet) -
ltalya"da 27 mart tarihinde ya-
prlan seçimlerde ülke tarihinde
bir dönüm noktası yaratacak
değışiklikler oldu: Hıristiyan
Demokratlar uzun yıllar otur-
duklan iktidar koltuğundan
indi, seçimlerden ancak bir kaç
ay önce siyasete atılan medya
imparatoru Sirvk) Beriuscofri
başbakan oldu, ama belki deen
önemlisi neo-faşistler hüküme-
te girdi.
DCT Spiegel dergisi, yeni Dı-
şişleri Bakanı Antonio Martino
ile sağ koalisyon, faşizmin yük-
seldiği endişesi ve Italya'nm
yeni Avrupa Birliği (AB) politi-
kası üzerine konuştu:
- Sayın Bakan, Avrupa Ber-
lusconi hükümerJndeki Fini fak-
törûnden korkuyor. Hükümetin
beş üyesi aşın sağcı kabul edih-
yor. Bımlarm ücü. faşizmden
vazgeçtiğini hiçbir zaman açık-
lamayan MSPnuı (Italvan Sos-
yal Hareketi Mnssoüni'nin fa-
şist partisinin devamı sayılan
neo-faşist bir parti) üyesi.
Yurtdışında endişe duyulma-
sı bekleniyordu ve bu anlaşıla-
bilir bir şeydir. İtalya'daki deği-
şim o kadar radikaldi ki, yo-
rumlanmasında güçlükler ol-
ması çok doğaldı. Fakat temel-
de şu geçerlidir: Bu beş bakan,
"Allenza Nationale"nin (Ulusal
Birlik) üyesidir. Bu da MŞI'dan
farklıdır, zaten o da eski faşist
parti değildir. Benim için en
önemli olan bu Birlik'in ortak
programımızı im^alamış olma-
sıdır ve bu program da sağcda-
nn programı değil, liberal orta-
nın programıdır.
- Yine de, savaş sontmdan beri
ilk kez Wr Batı Avrupa ülkesi
hflkünıetinde faşistler de yer ab-
yor. Kısa bir süre öncesine kadar
bu hayal bile edilemezdi. Böyle-
ce bir tabu yıkjlnuş olmadı mı?
Bu insanJar gerçekten neofa-
şist olsalardı, ben onlarla ayıu
hükümetin çatısı altında bulun-
mazdım.
j? -*f "t-. . -LL-