22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26NİSAN1994SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tiyatroculara tutuklama • KARAMAN(Cumhuriyet) - Yunus Emre Halk Oyunculan Tiyatrosu'nda yer alan biri Eğit-Sen üyesi 3 oyuncu tutuklandı. Ti>atrocu Şükrü Ayçiçek. Metin Bakıa ile Eğit-Sen üyesi İbrahim Polat'ın şehir merkezinde yürûdükleri sırada terörle mücadele görevlileri tarafından dağılmalan yolunda uyanda bulunulmasuun ardından gözaltına alındıklan öğrenildi. Emniyette ifadelerinin abnmasından sonra serbest bırakılan liyatrocular dün çıkanldıklan mahkemede "'polisle alay etme". "karşı koyma" suçlanndan tutuklanarak cezaevıne gönderildiler. Kamu görevi ile sîyaset kanştı • ANKARA (AA)-RP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal, son günlerde Türkiye'de kamu görevi ile siyasetin birbirine kanştığını, ideolojik saplantılann siyaset olarak gündeme getirilmek istendiğini öne sürerek, "Kamu görevi işgalederek politika yapmak ülkenın de milletin de haynna değildir" dedı. Tekdal, RP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, toplumda bir stres hali yaşatılmak istendiğini görüşünü savundu. Nâzım'a yurttaşlık hakkı önerisi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- SHP Adıyaman Milletvekili Celal Kürkoğlu, büyük Şair Nâzım Hikmet'in yurttaşhk haklannın iadesi için hazırladığı yasa önerisini SHPGrup Başkanlığı'na verdi. Yasa önerisinin gerekçesinde. "Nâzım Hikmet'in bir dönemin siyasal yönetimine karşı çıkması, onun vatandaşhktan çıkanlmasını gerektirmez" denildi. Doğubeyazıt'ta çatışma: 7 ölü • Haber Merkezi- Ağn'nın Doğubeyazıt ilçesi kırsal kesiminde, güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya giren teröristlerden yedisi ölü ele geçirildi. Şırnak-Cizre karayolunda da bir kamyonun mayına çarpması sonucu iki kişi öldü, iki kişi deyaralandı. DYP'denisrafa son'çağptsı • ANKARA (ANKA) - DYP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Karakuyu. başta devlet olmak üzere herkesin israfa son vermesi gerektiğini bildirdi. Karakuyu, Bosna-Hersek konusunda da dünyada birçifte standart yaşandığını kaydetti. DYP Genel Başkan Yardımcısı Karakuyu, Genel Merkez binasında bir basın toplantısı düzenleyerek son gelişmelere ilişkin acıklamalarda bulundu. Temel Gündoğdu toprağa verildi • İSTANBLL(AA)- Gecirdiği kalp krizi sonucu Ankara'da önceki gün ölen ÂNAP İstanbul Milletvekili ve MYK üyesi Temel Gündoğdu. dün İstanbul'da toprağa verildi. Ânkara'da TBM M'de düzenlenen törenden sonra uçakla İstanbul'a getirilen - Gündoğdu'nun cenazesi, Üsküdar Yeni Cami'de kılınan ikindi namazından sonra Karacaahmet MezarlığYnda toprağa verildi. Cenaze törenine, ailesi ve yakınlan ile AN AP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, milletvekilleri. partililer ileçek sayıda vatandaşkatıldı. Yerelsecimlerde süre kısaltılması • İSTANBUL (AA) - AN AP fstanbul Milletvekili Naci Ekşi. DYP'li Güneş Müftüoğlu ve Cemil Erhan tarafından yerel seçimlerin süresinin kısatılması amaayla hazırlanan Anayasa değişikligi teklifıni. 'Yerel yönetimlere darbe' olarak değerlendirdi. Naci Ekşi, yaptığı yazılı açıklamada, anayasa değişikligi teklifınin, demokrasi ve yerel yönetimJer kavramına aykın olduğunu öne sürdü. Yerel yönetimlerin. vatandaşlar tarafından direkt olarak parlamentonun hiçbirdahili olmadan 5 yıl için kendüerine hizmetetmek üzere seçildiklerini vurguladı. Koalisyondan çekilmeyi savunan 10 isyancı milletvekili, solda birliğe döndü Gürkaıriyalııızbıraktılar İSMET DEMÎRDÖĞEN ANKARA - SHP'de, koalisyondan çekilmeyi savunan isyancı 10 milletveki- li, Grup Başkanı Aydın Güven Gürkan- dan koptu. "Gürkan'ın kontrolünde" olduklan yorumlanndan rahatsızlık duyan is- yancılar, hedeflerini. "solda birlik" olarak belirlediler ve bu amaçla demokratik kitle örgütleri ile sendika- larla temasa geçtiler. Milletvekilleri. parti örgütünde de destek arayışına gir- diler. Yayımladıklan bildiriyi çoğaltarak parti örgütüne, delegelere, sendikalara ve sivil toplum örgütlerine gönderen is- yancılar, solda birliği savunan çevrelerle de ilişki kurdular. Sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri doğrultusunda. Tür- kiye'de sol kimliğin yeniden tarif edil- mesi için kurultay düzenlemeyi tartışan isyancılar. bunun ardından da, SHP ku- • Ankara Milletvekili Kerimoğlu, "Gürkan da bir I milletvekilidir.Doğrulannı destekliyoruz, hareketimizin Gürkancı olarak sunulmasından kendisinin de rahatsız olması gerekir" dedi. Mehmet Kerimoğlu. kendilerini, "arzın merkezi" olarak görmediklerini bildirdi ve "Solda birliği arıyoruz, bu yolda sıra neferiyiz, bunu da onur sayıyoruz" dedi. rultayını olağanüstü toplantıya çağır- mayı planlıyorlar. "Sıra neferiviz' İsyanolardan Ankara Milletvekili Mehmet Kerimoğlu. konuyla ilgili soru- lanmızı yanıtlarken. "Ahmetci, Meh- metçi değiliz. Hareketimizin kişilerle il- gisi yok. Gürkan'ın kontrolünde olduğu- mtız yorumları doğru değil. Gürkan da bir millervekilidir. Doğrularını destekle- riz. Hareketimizin Gürkancı olarak su- nulmasından en başta kendisinin rahatsız ohnası gerekir" dedi. Amaçlannın solda biriiğin sağlanmasına katkıda buiun- mak olduğunu belirten Kerimoğlu, şun- lan söyledi: "Türkiye'nin birikmiş sorunları ve ekonomik darboğaz karşısında kesinlikle sorumiuluktan kaçıyor değiliz. 2.5 yıldır şikayet ertiğimiz hükümcti, şimdi sami- mivete davet ediyoruz. Son Ayasofya olayında bir kez daha göriildü ki, sağ koalisyon her zaman kurulabiliyor, libe- ral görünen partiler de, oy avcılığı uğruna radikal sağla buluşabitiyor. Partimizi de zor durumda bırakıyor. Bizim çıkışımız, bu nedenledir ki, yalnızca bir parti içi so- run değildir. Kendi özeleştirimizi yaptık- Karayalçınörgüttengüvenoyu akh Muğla'daki toplantıda yönetidler ve başkanlar koalisyonda kalma karan verdi MERİHAK İZMİR- SHP'nin Muğla'da yapılan bölge toplantısında örgüt temsilcileri ve belediye başkanlan. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'a, "partinin kendismi kitleiere anlatamadığından" yakındılar. Karayalçın'm "ikna" konuşmalannın ardından örgüt yöneticileri ve belediye başkanlannın çoğunlukla, koalisyonda kalma eğilimi kazandıklan öğrenildi. PM-MYK SHP'de Ankanve Yükselen istifa etti ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu)- SHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Muzaf- fer Ankan ile Parti Meclisı (PM) üyesi Hilmi Yükselen. bu görevlerinden istifa ettiler. SHP lideri Murat Karayalçına yakınlıklanyla bilinen iki mil- letvekilinin istifasımn ardın- dan, parti yönetiminde başka islifalar da olabilecegi bildiril- di. . Demokratikleşme paketi Başbakan Tansu ÇiUer ile Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın tarafından mayıs ayının ilk haftasında kamuo- yuna açıklanması beklenen demokratikleşme paketi üze- rindeki çalışmalar sürdürülü- yor. SHP Parti Meclisi'nin (PM) 28 nisan günü yapacağı toplantıda son şekli verilecek olan demokratikleşme paketi- ne ilişkin sorulara Karayalçın, "Bu paketin yaşama geçirilme- si, hükümetteki varlık nedeni- mizdir. Pakettekiler gerçekleş- tirilmezse SHP'nin de hükü- mette kalma nedeni olmaz" dedı. SHP Genel Merkezi'nin. örgütte beh- ren "koalisyondan ay nlalım seslerini'" or- tadan kaldırmak amaayla başlattıği böl- ge toplaülanrun ilki. Muğla'da yapıldı. Ege ve Akdeniz Bölgesi'ndeki illerin 9'- unun il ve ilçe başkanlan ile belediye baş- kanlannın katıldığı toplantıda. Kara- yalçın tarafından durum değerlendirme- si yapıldı. Toplantının basına kapalı bö- lümünde yaklaşık 3.5 saat, 5 Nisan Eko- nomik Kararlan'nı anlatan Karayalçın. daha sonra kendisine "yazılı olarak iJeti- len" sorulan tek tek yanıtladı. Toplantı- ya katılan örgüt yöneticileri ve belediye başkanlanna konuşma olanağı tanınma- dı. Yapılan değerlendirmelerde, SHP'nin kitleiere kendisini anlamadığı görüşü ağırlık kazandı. Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü, Karayalçın'm 5 nisan günü Ankara'da yapılan toplantıda ortaya konulan düşünceleri örneklerle zengin- leştirerek kendüerine anlattığını söyledi. ÇIZMEDEN YUKARI / MUSA KART Parayı veren düdüğü çalar!.. TBMM Başkanı, 'Karnından konuşmasın' diyen Kıratlıoğlu'nu yanıtlamadı Gndoruk: HerkesinbirüslubuvarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkaru Hüsamerfin Cindoruk. DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat KıratuoğhTnun. "darbe u> ansına" karşı sö> lcdığı "Kimse karnından konuşmasuı" sözlerinı yanıtsız bıraktı. Cindoruk, istifasırun istendiğine ilişkin yorumlara ise. "Yerimde otunryorum" karşılığıru verdi. Cindoruk, dün Ankara Ticaret Odası'run (ATO), bazı öğrencilere burs verilmesi nedeniyle düzenlediği törene katıldı. Törenden sonra ATO Başkanı Ahmet Çavuşoğlu'nun odasında gazctecilerin konuyla ilgili sorulannı yanıtlayan Cindoruk. herkesin bir üslubu olduğunu v urguladı ve "Rkirözgürlüğünden \anayim, düşöncelerinii açıklayacağım, eleştirilere açığun. İnsanlar her gün ülke meselelerini düşünmelidir. Hiçolmazsasaçınıtaramaya a> ıracağı vakit kadar düşünmelidir" dedi. Cindoruk, DYP içindeaktif politika yapmak düşüncesi taşıvorsaTBMM BaşkanlığVndan istifasımn istenildiğinin anımsatılması üzerinede. "Yerimde otunıyorum" diyc konuştu. Cindoruk. burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik seferberliğehazırgöründüğünü söyledi. Alınan ekonomik önlcmlenn yetersiz kalması durumunda yeni önlemlerin gelcccğini belirten Cindoruk, ithalatta da gönüllü kısitlamaya gidilmesini istedivelüketiminazaltılması gerektiğini sövledi. "Toplantıda karavalçın'ı demokratik pa- ket eğer ertelenirse, göriişülmezse eskiye oranla koalisyondan ayrılrnak konusunda daha kararlı gördüm" diyen Ülkü, sözle- rini şöyle sürdürdü: "5 mayısta açıklanması beklenen de- mokratik paket, beklentileri karşılarsa ve yaşama geçilirse 5 nisan kararlan anlam kazanır. Aksi halde bu kararlann bizi daha zoria>acağına inanı\oruz. Toplantı- da noksan kalan bölüm, SHP niçin >ere) seçimlerde 4. parti olduğu konu- suydu? Bu olay pek gündeme gel- medi. SHP'nin Özellikle kırsal yörelerdeki başansızlığı neden kaynaklandı? Bu sonılar açı- Imadı." İznıir İl Başkanı Hilmi Değir- menci ise toplanunın oldukça yararlı geçtiğini savunarak şunlan söyledi: "Önemli olan koalisy onun de- vam edip etmeveceği değil. ülke- nin içinde bulunduğu kritik du- rum. ToplantKİa. demokratikleş- meyle ilgili olarak koalisvon pro- tokolünde yer alan memur sen- dikaları \asa.sı, issizlik sigortası, tş gütencesi, hukuk reformu, konulan dahil bunun boyutunun çok > önlü olduğu gerceği de orta- >a konuldu. Paketin hükümetin başlangıç noktasındaki pakete sahip çıkarak işlerlik sağlannıası gerektiği dilc geririldi." Karayalçm'dan yamtlar Örgüt vöneticileri ve belediye başkanlannın yazılı sorulannı vanıtlayan Karayalçın'm şu gö- rüşleri dile eetırdiei öğrenildi: • SHP^nin hükümette kal- ması sıkıntı yaratmıştır ancak şartlar hükümette kalmayı ge- rekrirdi. Ekonomik sıkıntılar 2 günde ortay a çıkmadı. • \erel seçimlerde diğer par- tikrindeo> kaybetti. RPninçok güclendiği konusundaki düşünce- lerekatümıyonım. • Solda birliğe evet. Ama bu konuda şu anda gercekleştirilen hiçbir şe> yok. DSP Genel Baş- kanı Ecevit tutariı değil. Birlik çalışmalarının parti yöneticileri- nin dışında gelişmeler ve fornıül- lerie şekilenebilir. Bir de biriiğin gündemde olduğu bir dönemde birbirimizi kıncı sözlerden sakın- mamız gerekir. Bu oimuyor. • Iğruna siyaset yaptığımız kesimlerin haklannın sa>unul- ması bizim görevlerimiz arası- nda. Biz bu görevi yapmak için hükümettey iz. Şu anda önümüz- de demokratikleşme paketi var, takvimi var. Bu takvimden 1 gün bile geri adım atmayız. Bir tek madde bile geri gitmeyiz. Müm- taz Soysal "Hükümetten cekile- lim ama kaçar gibi çekilmeye- lim. Kavga ederek çckilclim" dedi. Biz eğer hükümetten çekile- ceksek, bir amaç uğruna bu bo- zulmalı." POLITIKA GUNLUGU HIKMET ÇETINKAYA tan sonra solun birliğine yönelik adım atmak amacını taşıyoruz. Bakanlık pa- zarlığı içinde değiliz, partiyi yıkmayı he- deflediğimiz dedikodularına kulakları- mız tıkalı. Ahmetçi, Mehmetçi değiliz. Solda birlik adına sıra neferiyiz." Türkiye'de sosyal demokrasinin ve sol düşüncenin çağdaş yaşamın garanti- si olduğunu belirten Kerimoğlu, bu ne- denle kimlik bunalımının aşılması ve solda birliğin mutlaka sağlanması ge- rektiğini söyledi. "Bu yolda kendimizi arzın merkezi gibi görmüyoruz, sıra nefe- riyiz, bunu onur sayıyoruz" diyen Keri- moğlu. şöyle konuştu: "îdeolojinin yeniden tarifi ve birlik için herkesi ikna etmeye >e ikna olmaya haz»- rız. Tek doğru biziz biçiminde bir sapian- tımız yok. Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinden kopmadan yapılacak ideolo- jik tartışma, birliğin çatısını, kadrolarını belirleyecektir. Eksiklerimizi gidermek ve solda birlik arayışı içindeyiz." Sistem ÇökünceL TYT Bank'ta çalışan 400 kişi şimdi ne yapacak? Bir grup TYT çalışanıyla konuşuyoruz: "Durumumuzun ne olacağını bilmiyoruz. Ücretlerimi- zi alamayacağımız söyleniyor..." TYT Bank çalışanları yılgın, yarınlanndan endişeli... Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Ekonominin yükü çalışanların sırtına biniyor. işten çıkarmalar çığ gibi bü- yüyor. Bankalar batıyor, fabrikalar kapanıyor, üretim durma noktasına geliyor. 1992 yılında Türkiye'de 5 milyonu aşan işsiz sayısı, 1994te 6 milyonu aştı; her yıl yüzbinlere ulaşan işsiz sa- yısına yüzbinler eklendi. 1980'li yılların ortalarından bu güne kamunun sanayiye yatırımları durduruldu. Özel sektörde ise önemli sayılacak yatırımlar görülmedi. Bir ülke düşünün ki bankalar batıyor, fabrikalar kapa- nıyor, sanayide üretim durma noktasına geliyor, kimse- de çıt yok. Sendikalar suskun; işçi, memur, esnaf, sana- yici umursarnaz. Siyaset tıkanmış, demokratikleşme askıya alınmış, şeriatçılar adım adım ilerliyor, Milli Eği- tim çağdışılığa teslim edilmiş. Aslında yanıt verilmesi gereken soru şu: "Toplumsal sorunun çözüm yolları sınıfsal aynmın dı- şında mıdır?" Olayın özü burada yatıyor. Ama kimse bu soruya yanıt vermiyor... "işçileri kapının önüne koyun ve ekonomik sorunu çö- zün..." Tüm bunlar gelişmiş sanayi ülkelerinde yaşandı, 1979'da Amerika'da "sendikasızlaştırma" eyleminde görüldü. Amerika gibi sanayileşmiş ülkelerde bu tür yöntemler "vahşi kapitalizmin" bir sonucu olarak top- lumsal çöküntülere neden oldu. Hızla değişen ve alabildiğine devingen bir dünyada yaşıyoruz. Değişen dünyada sorunlar gün gün büyüyor. Köylüler, yılda 37 gün çalışarak kentlilerin sırtından ge- çindikleri savlarıyla horlanıyor. Tüm bunlar olurken or- taya çıkıp şöyle denilmiyor: Cumhuriyet tarihi boyunca tarım kesiminden sanayi kesimine yönelik kaynak aktarımı böylesine hoyrat kul- lanılmadı..." Sonuç ne oldu? Tarım kesimi giderek yoksullaştı bu son 10 yıl içinde ve kırsal kesimden kentlere olan göç yoğunlaştı. Böyle olunca "lumpen proletarya" kentlerin varoşlarında ön- ce siyasal kimlik arayışına girdi. Çarpık ekonomik düzen 10 yıl içinde iyice kendini gösterdi. Merkez sağ ve mer- kez sol partiler "kurulu düzenin" partisi olarak kent va- roşlarında yaşayanıarla iletişim kuramadılar. Işte 27 Mart seçim sonuçları bu gerçeği yansıtmakta- dır.. Şimdi TYT Bank'ta çalışanların çığlıklarına kulak veri- niz. Tıpkı Karabük Demir Çelik işçileri, Zonguldak'taki kömür işçileri ve Türk Hava Yolları çalışanları gibi onlar da şöyle sesleniyorlar: ' Bu bir sistem sorunudur. Bizler ise sistemin sorum- lusu değiliz.'' Ekonomide serbest piyasa düzeninin tüm acımasızlı- ğıyla yaşama geçirilmesinin faturası emekçi kesimlerin sırtına yüklenmiştir. Devletin küçülmesi yolunda atılan adımlar, kamu işletmelerine, girişimciliğine ve yatırım- lara son verilmesi, bugünkü ekonomik çöküntünün te- mel nedenini oluşturmuştur. TYT Bank çalışanları diyor ki: "Ekonominin kar-faiz-rant üçgenine oturtulmasının cezasını çalışanlar çekmektedir..." Kim sahip çıkacak TYT çalışanlarına? Elbet devlet... Onlar da haklı olarak şunlan söylüyorlar: "Kaldı ki bugünkü iktidar Anayasa'nın 49. maddesin- deki Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır' ilkesini korumak ve uygulamak zorundadır. Yine biz çalışanlar, değil Anayasa 'nın 49. maddesinin uygulanmasını, hak edilmiş kazanımlarımız olan maaş, ihbar ve kıdem tazminatı gibi haklarımızın verilip veril- meyeceğini bile bilmiyoruz. Kimse de bize açıklama yapmak gereğini duymuyor. Bugun rahatsızlansak dok- tora çıkmak gibi bir hakkımız bile yok. Uygulanan yön- tem bıktırma ve yıldırma yöntemidir. Ama bizler yılma- dık, yılmayacağız." Türkiye'de siyaset tıkanmış, ekonomi çökmüş. Emek- çi yığınlar ezildikçe eziliyor... Demirel: Çankaya'ya toz kondurtmayız ÇANAKKALE (Cumhurijet) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Türkiye Kalkınma Bankası (TKB) Genel Müdürü Özal Baysal'ın görevden alınma kararnamesinin Çankaya'ya ulaşmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Demirel. 3 günlük Çanakkale gezisinde. ga- zetecilerin TKB Genel Müdürü Baysal'ın görevden alınma ka- rarnamesini kendisinin imzalamadığı yönündeki haberlerin anımsatılması üzenne, "İyi ki sordunuz. Bahsedilen genel müdü- riin görevden alınması vey a başka bir yere tayiniyle ilgili kararna- me Çankaya'ya gelmemiştir ve bu kimseyi de Alın" veya Alma- yın' diye bir şey söylenmemiştir" dedi. Cumhurbaşkanının "düzgün çalışan" bir kişinin görevden alınması istendiğinde. "Bunu niye alıyorsunuzT" deme hakkı bu- lunduğunu kavdeden Demirel "Çankay a üzerine en ufak bir toz kondurtmayız. Çünkü orası siyasi makam değil" diye konuştu. Hükümet programında memur sendikacılığı/2 Anayasa'dayoksa'Yasak' sonucuçıkarmakyanlış Prof. Dr. SAVAŞ TAŞKENT Ancak Türkiye bu antlaşmayı onaylarken, birçokian yanmda 6. maddeyi de dışladığı için, bu alanda bir yükümlülük üstlenmiş de- ğildir. (Sözleşmeler için Bkz. S. Taşkent, Insan Haklannın Uluslararası Dayanaklan, Basisen Eğitim ve Kültür Yayınlan: 26, İstan- bul 1993). Memur sendikacılığının yaşama geçirilebil- mesi. bir başka deyişle işlerlik kazanabilmesi için yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmamak- tadır. Çözümlenmesi gereken sorun, böyle bir yasanın anayasaya uygunluğudur. Bir görüşe göre, anayasamızın "Sendika kurma hakkı" başlığını taşıyan 51. maddesi ve "Toplu iş sözleşmesi hakkı" başlığını taşıyan 53. maddesi. hakkın sahıbi olarak yalnızca "iş- çiler ve işverenler"den söz etmekte; aynı şekıl- de 54. madde de yine açıkça "işçiler"in gre\ hakkına sahip olduklannı belirtmektedir. Anayasa, memurlariçin sendika, toplusözleş- me ve grev haklannı öngörmüş değildir. Böy- le olduğuna göre, belirtılen konularda me- murlar için >apılacak yasal bir düzenleme, anayasaya aykın düşecektir (Bkz. N. Aka>. Sendika Hakkı, Kamu-İş Yayınlan. Ankara 1993. sf. 114-115). Anayasamızın memurlara sendika. toplu- sözleşme ve grev gibi sosyal ve ekonomik haklan tanımadığı doğrudur. Ancak yanlış olan, anayasanın suskun kaldığı bir alanda yaşak koyduğu sonucunun çıkar ılmasıdır. Önceliİcle belirtilmelidir ki memur sendi- kacılığı konusunda anayasasında herhangi bir yasak bulunmayan Türkiye. memurlann sendikalaşmasını öngörcn birçok uluslararası anlaşmaya imza atmış durumdadır. Bunlann başında Birleşmiş Milletler tarafından 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilmiş bulunan ve Türkiye'nin de 1949 tarihinde onaylamış olduğu "İnsan Haklan EvTensel Bildirgesi" gelmektedir. Bu bildirgenin 23. maddesinin 4. fıkrasına göre. "Herkesin, çıkannı korumak için sendi- ka kurma veya sendikaya üye ouna hakkı vardır." Aynca. Avrupa konseyi'nce benim- senmiş bulunan ve Türkiye'nin de 1954 yılında onaylamış olduğu "İnsan Haklannın ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme"nın II maddesinin 1. fıkrasında aynen şöyle denilmektedir: "Herkesin, banşçı amaçlarla toplanma ve başkalarıyla dernek kurma özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak. yine herkesin çıkarlarını korumak amacıyla sendi- ka kurma ve sendikay a üye olma haklannı da içerir." Öte yandan. TBMM'nce 1992) ılında onaylanmış bulunan ycdi ILO sözlcşmesın- den 87 savılı sözlcşme. doğrudan sendika öz- gürlüğünü tcme! almakta; 151 sayılı sözlcşme ise, memurlann örgütlcnme ve çalışma ko- şullannın iyileştırilmesi amacını taşımak- tadır. Anayasamızda. sendikal özgürlüklerin iş- çiler dikkate alınarak düzenlenmiş olması: buna karşılık memurlara ilişkin olarak her- hangi bir hüküm bulunmaması karşısında vanlacak sonuç şudur: Anayasa, işçilcrin sen- dikal hak ve özgürlüklerini, açıkçası sendika özgürlüğünü. toplu iş sözleşmesi özerkliğini ve grev hakkını güvence altına almıştır. Ka- nun koyucunun, bu alanda bir yasa hazırlar- ken. sözü cdılcn hak ve özgürlükleri biryana itmesı mümkün değildir; böyle bir tutum ana- yasaya aykınlık oluşturur. Buna karşılık, aynı hak vcözgürlüklerin mcmurlara da tanı- nmasının kanun koyucu tarafından kabul edilmemesi durumunda. anayasaya aykınlık söz konusu olmaz. Çünkü. memurlann sen- dikal hak ve özgürlükleri anayasal güvence altına alınmış değildir. Ancak. bunlann ka- nun kov ucu tarafından yasa ile düzenlenmesi de anayasaya aykınlık oluşturmaz. Nitekim. 1961 Anayasasfnın 47. madde- sindc işçilcrin grev hakkına sahip olduklan vurgulandıktan sonra. grev hakkının kulla- nılmasının ve istisnalannın ve ışverenlerin haklannın kanunla düzcnleneceği belirtilmiş; "lokavt"tan ise hiç söz edilmcmişti Buna rağ- men. 275 sayılı "Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu" 1963 yılında yürürlüğc ko- nulmuş; bu yasada lokavt. grcvc paralel bir biçimde düzenlenmiş ve lokavtın -anayasada düzcnlcnmcmiş olması dolayısi) la- anayasa- ya aykın düştüğü iddiasıyla açılan davayı Anayasa Mahkemcmiz. ** lokavt anayasal bir hak olarak öngörülmemiş ise de, işverenlere bu hakkm tanınması yasak edilmiş olmayıp yasa koyucunun Lsteğine bırakılmıştır" eerek- çesiyle feddedilmiştir (Ay. Mah. 20.10.1967 tar.veE.63 337. K. 67/31). Aynı şekilde. Danıştay da. 87 ve 151 sayilı ILO sözîeşmeleri onaylanmadan öncc hükü- metin bu konuda görüş istemesi üzerine. kamu görevlilerinin sendika kurmalannda anayasal bir engel bulunmadığına karar ver- miştir. Danıştay'a göre. "... kamu görevlileri- nin sendika ve üst kumiuş kurma hakkının ana- y asal bir hak olarak yer almadığı, ancak buna karşm bunu yasaklayan bir hükmün de bulun- madığı görüİmektedir. Bir hakkın anayasada yer almamış olması, yasayla tanınmasına engel ölamaz (Dan., I. Daire, 22.4.19921. ve E. 136, K. 147). Anayasalar, bir yönüyle, bireylerin devlete karşı olan temel hak ve ödevlerini gös- terir, bunlan güvence altına alır. Anayasanm sustuğu bir konuda "yasak" gctirdiği görüşü yenndegörülemez. StKECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear