23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet7*YILSAYI25027 S A N A T K Ü L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 15NİSAH1994CUMA Cinsellikeğiîiminin başlangıçyaşı, yıllardır tüm dünyada tartışılır durur ve karara varılamaz, ama çocıığunuz 'kaçuııhnazsoruyu' muîlakasoracaktır 'Anneciğim,ben neredengeldim!'Çeviri Servisi - Bütün dünyada çocuklar. günün birinde anne ba- balanna bu soruyu yöneltir ve yüz- lerinın kıpkırmızı kesilmesine neden olur. Bu soruya nasıl bir yanıt venl- mesi gerektiğiyse uzun yıllardır tartışılagelmiştir. Kimileri, cinsellik eğiüminin, Hollanda"da da olduğu gibi çok erken yaşlarda başlaması gerektiği- ni söylerken, kimilerine göre cinsel- likle ilgili her bilgi, gençleri bıraz daha müstehcenliğe kışkırtıyor. Cinselliği geciktirmeyin Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 19 ülkede yapılan araştı- rmalan ve sonuçlannı kapsayan son raporuna göreyse cinsellik eğitimi, günübirlik cınsel ilişkileri kışkırtmak şöyle dursun, aksine bir . gencm ilk cinsel deneyimini daha geç yaşamasını sağlıyor. Dokuz yaşındaki bir İngiliz'e, dünyaya nasıl geldiğı sorulduğun- da, size. utana sıkıla şu klasik leylek masahnı anlatması pek mümkün- dür. Aynı soruyu dokuz yaşındaki bir Hollandalıya yönelttiğinizdeyse size hiç çekinmeden. Hollanda'da bütün çocuklann dört yaşından beri öğ- rendiğı bilgileri aktaracaktır. Yanı. seks hakkında bilmek istediğiniz her şeyı. Bu kadar açık bir cinsellik eğı- timinın Hollandalı çocuklan fazla bilmiş yaptığj ıddialannı ise sayısal verilerçürütüyor: Hollanda. Avrupa ülkeleri içinde, genç yaşlarda gebeliğe en az rastla- nan ülke Hollandalı gençler, ilk cin- sel ilışkılerini İngilizlerden ortalama Günümüzün çocuklan artık "Seni leyîek dedegetirdi* ya da "Karnıbahar yaprağmda bulduk seni' türünden yanıtlarla kandınlıp oyalanacak çocuklar değil. Bu nedenle ana-babalann. bu soruyu duyupda yüzlerî kızarmadan önce davranmalan ve çocuklanna cinseiliğin kökenlerini ve nedenJerini anlatmalan gerekiyor. ç^^y oğu ana-baba, çocuklanna -^ cinselliği erken yaşta öğretmekle onlann masumiyetlerine zarar vereceği sanısma kapılır. Kuşkusuz, özellikle Katolik ülkelerde kilisenin tutucu ağırlığınm da bu sanıda etkisi yok değildir. Unutulmamasi gereken, çocuğun cinselliği doğru kaynaktan öğrenmesinin daha faydalı olduğudur. altı ay sonra yaşıyor (İngiltere. genç- lerdeki gebeliğin en yüksek olduğu ülke). Dünya Sağlık Örgütü'nün ra- porunda, "Cinsellik konusunda en açık olan ülkeler, doğum oranlannın da en düşük olduğu ülkeler" deniyor. U'HOdan Dr. Mariella Baldo, "Gençlere cinsellikle ilgili bilgileri öğretmek, bir kişiye araba kullanma- sını öğretmekten farksızdır" diyor ve ckliyor: "O zaman bilirsiniz ki. kaza vapma olasılıklan da azalmıştır." Bazı anne babalar. Hollanda'- daki gibı, cinsellikle ilgili bilgilerin daha dört yaşında verilmeye baş- ladığı birsıstemin. çocuklann bütün masumiyetlenni alıp göturmesın- dcn korkuyor. Ötekilerse cınsel ımajların med>ayı kapladığı bir dö- nemde, çocuklann nasıl olsa masu- miyetlerini kaybedeceklenni ilen sü- rüyor. Roma L'niversitesi'nin konuyla ilgili bir çalışması da hayli ılgınç so- nuçlar veriyor. Buna göre, Italyan gençlennın yüzde 15-20'sı cınselliğı televizyondan. gazeteden vc kıtap- lardan öğrenmiş. Yüzde beşi. a>ak- ta cinsel bırleşmenin. doğum kont- rolü için i\i bir yöntem olduğunu sanıyor Kilisenin etkisi İtalya ve öteki Avrupa ülkelerin- de Katolik kilisesi çok önemli bir rol oynuyor. Sözgelimi. şimdiki Eğitim Bakanı Rosa Russo Jervolino. cin- sellik eğıtımınde devletın. aılenın geleneksel rolüyle bo> ölçüşmeye kalkmamasi gerektığinı düşünüyor. • İngiltere'de de benzer bir tablo var. Eğitim Bakanı John Patten. aılelere çocuklannı cinsellik bılgısı derslenn- den çekme hakkı tanırkcn AIDSvi- rüsü gibi cınsel yolla bulaşan has- talıklan içeren tarlışma konulannı. ızlenceden çıkarttı. Almanj a'da ise Protestan k uzey le Katolik güneyın derslere yaklaşımı birbirinden haylı farklı. Bavyera'da cinsellik bılgısi dersleri. toplumsal bilımler çerçevesınde zorunlu. ama dersler. öğrenaler 15'ıne geldiğınde başlıyor. Protestan Scheleswıg Holstein'da ise aynca cinsel eğitim dersleri var ve çocuklar sekiz yaşına bastıklannda bu derslere ginneye başlıyor. Haydi gençler, müziğe • Son yıllarda, popüler müzik alanında, genç insanlann çıkardığı kaset savısındaki artış, liseli ögrencilerin kendileri için düzenlenen müzik yanşmalanna da ilgisini arttırdı. SERAPDİKMEN İZMİR - Popüler müzik. kendı- ne genç yıldızlar yaratırken. genç- ler bu alanda seslerini duyurabil- mek ve kaset çıkarabilmek için, düzenlenen yanşmalan izliyorlar. Hemen hemen her lisede görülebi- len popüler müzik gruplan, kendı- lenne de bu pıyasada yer bulabil- mek için kıyasıya yanşıyorlar. Çe- şitli gazetelerin liselerarasında dü- zenledığı yanşmalar büyük. ilgı go- rüyor. Gündemdeki "sanatçılar- dan" kimisı, pıyasaya uygun, sanat kaygısı taşımadan ürünler yaptı- klannı gizlemezken kimileri de kendi yaptığı müziğin farklı oldu- ğunu öne sürüyor. Popüler müzik kervanına katılmak isteyen genç- ler de önlerine gelen fırsatlan de- ğerlendirmeye çalışıyorlar. Mılli Eğitim Müdürü Turgut Akan. lise- li öğrencılerin müzik yanşmalan- na kaülmalannı desteklediklerini belirtırken "Okullanmızda eğitsel kol faaüyetleri kapsamında. bu tür çalışmalara ve folklor, tivatro gibi çaltşmalara da destek veriyoruz" dedi. KafKaFtan'Ferbode' Karşıyaka Lisesi'nden "Ferbode Grubu" da öncelikle liselerarası ol- mak üzere. düzenlenen bütün popüler müzik yanşmalannı gün- demine almış durumda. "Müziği- mizi dinlerseniz farkımızı an- larsınız" görüşünü savunan grup elemanlan. "ölümsüz müzik" ya- ratmak ıstediklerini belirtiyorlar. Ruslar, THY'yi istemiyor • Avrupa'dan umduklan müşteriyi bulamayan Türk turizm şirketlerinin Rusya'ya yönelmesi TH Y ile Aeroflot arasında yoğun bir rekabete yol açtı. ANTALYA (Cumhuriyet) - Rus Hava Yollan Aeroflot. THY'nin Moskova-Antalya char- ter seferlerini engelliyor. Bu yıl Av- rupa'dan beklenen müşteriyi bula- mayan Türk turizmcileri, Rusya pazanna yöneldi. 23-26 mart ta- rihlerinde Moskova'da yapılan "Uluslararası Turizm ve Seyahat Acenteleri Fuarı"na birçok Türk firmasının yanında Tunzm Ba- kanlığı da kaülmışü. 3 yıldan beri Rusya'dan Antalya'ya yaklaşık 3 bin turist getiren Kalinka Turizm, 1994 yılının ilk kafilesini de 29 ni- sanda getiriyor. Kalinka Yönetim Kurulu Baş- kanı Yılmaz Dikbaş, 1993 yıhnda 1 milyon 290 bin Rus'un tatil için yurtdışına • çıküğını, bu saymın 1994'te yüzde 30 oranında art- masının beklendiğini hatırlatarak, "Her hafta 300 turisti Antaiya'ya getirmeyi planladık. Ancak Rus Hava Yollan Aeroflot yetkiüleri THVnin Moskova-Antalya char- ter uçuşlarına izin vermeyecekleri- ni söyleyerek tebdit ediyorlar. An- talya'nın kendi pazarları olduğu- nu söylüyortar. Aeroflot, haftada 4 kez Antalya'ya geliyor. Ancak THY'yi engeliemeye çalışıyor" dedi. Adt üstünde ÇiçekPazan Kışı anlayamadan İstanbul'a bahar geiiverdi. "Havalar gene de soğur. Hatta kar bile yağabilir" diyen karamsarlara inat, ağaçlar çiçeğe vurdu, kırlar 'renkahenk' çiçeklerle doldu. Çiçeğin boUaşmasıyla birlikte, Çiçek Pazan da şenleniverdi. Fi- yatlannın yüksekliği bir yana bırakılacak olunursa pazarda her türlü bahar ve kır çiçeğini bulabilmek mümkün. Ancak, çiçekçiler satışlardan hoşnut değil. Çoğu "Günlük gereksinimlerin fiyatları öylesine yükseldi ve insanlanmız öylesine >ok- sullaşti ki pazarın dolup boşalmasına karşın satış >ok denecek kadar az" diyorlar. Gerçekten de. çiçeklerin ahcısından çok, bakıcısı var. Kim bilir, belki bolluk fi> at- ları düşürür de, pa/ardaki şenlik evlerdeki vazolara değin yayılır. (Fotoğraf: GARBİS ÖZATA Y) Mulîipl skleroza çözüm için elele verdiler Hastalar, hastaneaçıyor • Dünyadan silinmeye yüz tutmasına karşın Türkiye'de rastlanan ve "ağır hastalıklara yol açan hastalık" olarak tanımlanabilen multipl sklerozun nedenlerini bulabilmek ye hastaları sağlığa kavuşturmak amacıyla İzmir yöresinde bir hastane kurulması kararlaştmldı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Nedenı bilınmeven. Neryüzündeenderhastalıklardan bin olarak kabul edilen, yarı felç, görme bozukluklan. dengc kaybı gibi sonuçlara yol açan"multipl skleroz" hastalığı için Türkiye'de deginşımlerbaşladı. Multipl skleroz hastalan. hastane kurmak için çabalıvorlar. Hastalann kurduğu. bılımsel ve sos\al amaçlar taşıyan Multipl Skleroz Derneğı yetkılılen. hastane için ürla'da yer gösterildığıni. beİirtıyorlar. Ömür boyu sürüyor Derneğın en büyük amacının. multipl skleroz hastalan için bir hastane kurmak olduğunu belirten Başkan Prol. Dr. Egemen İdiman. "Bu hastalık ömür boyu sürüyor. Bu nedenle hastane kurmak isti>oruz. Dün> adaki örnekleri de bö> le" dedi İdiman. hastane >en konusunda Lrla Beledı\esryleginşımleri olduğunu belirterek kendilerinegösteriİen Kekliktepc'deki 15dönümlük arsanın. Arsa Oflsı'nce onaylanmasınıbekledıklerinisövledi Ona\ gelmesi halinde. 50yataklı bir hastane kurmak içinçalışmalara başlanacağı'nı belirten İdiman. İzmır Valisi Kutlu Aktaş'ın bu konuda destek sözü verdiğinı söyledi. Önce tanıtılacak 9 Eylül Cnıversuesı Tıp Kakültesı Hastanesı Nörolojı Kliniğı"neka\ıtlıhastalarca 1988\ılındakurulan Multipl Skleroz Derneğı. geçen \ ıî Konak Beledi\esrnceNarlıdere'dekendılenne20vıllığına \erilenbinadacal1smalann1surduruyc7r. Buhastalığın nedcnının bılinmedığını belırten Prof İdiman. "Bü>ük bir olasılıkla, genetik olarak > atkın bir birevde, bir viriis enfeksİNonun tetiklediği bağışıklık slstemini bozan bir \ hastalık. Genetik olan > atkın olan kişi, bir \iriis | enfeksiy onu sonrasında. kendi sinir sistcmi proteinine 1 karşı \ abancılaşıv or ve ona karşı bir sa\ unnıa başlatıv or. Bu da kişinin zararına sonuçlanıyor" dedi. Golfalanı açmakiçin çam ağaçlan kesilemez BÜLEVT ECEVİT Çağdaşyaşamın koşulları, 'sorumluluğun dağıtılmasını' öngörüyor ancak bu dağıtım yaygınlaştıkça, insanlar bireyselsorumluluktan her geçen gün daha çok kaçıyor Hırsızı görençok, şikayet edenyok Çeviri Servisi- Ingiltere'de. lise öğrenci- si 17 yaşındaki Natalie Jeal, smav önce- sinde, psikoloji notunu yükseltmek için küçük bir deney yaptı. Natalie \e arkadaşlan. deney lerini, daha çok 'Seyirci Faktörii' adıyla bilinen bir kuram üzerine dayandırdı. 1964 yıhnda Kitty Genovese adlı bir kadın. New York'un göbeğjnde yanm saat boyunca dövülmüş ve çevredeki 40 kadar kişiden ne bir ses, ne bir tepki çıkmamıştı. İzinli hırsızlık! The Independent gazetesinde Nicholas Roe'nin yazdığı yazıya göre, Seyirci Fak- törü şu anlama geliyor: Sayınız ne kadar artarsa. içinizden biri- nin çıkıp müdahale etmesi olasılığı o ka- dar düşüktür. Natalie de. sevimli bir İngiliz kasabası olan Levves'in vicdanını aynı sınavdan geçirdı. Bu amaçla, üç arkadaşıyla birlikte, bü- yük birmarketin sahibinden, göstere gös- tere hırsızlık yapmak için izin aldı. İngil- tere'de market hırsızlığı çok ciddi boyut- larda olduğundan, market sahibi hiç du- raksamadan öneriyi kabul etti. Natalie, önce marketten parasııu vere- rek büyük mor bir şampuan satın aldı. Büyük ve mor ki herkes görebilsin. Sonra dışan çıkıp yanm saat kadar bekledi, arkadaşlan da bu arada gözetle- mek için en uygun yerleri seçmişlerdi. Na- talie, artık sınava hazırdı: "Sessizce bir köşeye gidip, şişeyi çan- tamdan çıkardım ve elimde şişevle yürü- meye başladım. Sonra bir kadınla göz göze geldim, bir şeyler aldığımı görebilmesi için Natalie'nin arkadaşlan. dcfterlerinc kaydedebilecek bir şey olmadığı için düş kınklığma uğradılar. Ama daha gün yeni başlıyordu. Natalic. beş dakika sonra aynı deneyi yineledi. Başkalannın gözleri önünde. büyük mor şişeyi gene çantasına attı vc gcne kimseden çıt çıkmadı. \ J östere göstere çaldım" diyor İngiltere'nm Lewes kasabası insarılannı smavdan geçiren Nathalie ve devam ediyor 'önçe market sahibinden hırsızlık izni aldım! Sonrada defalarca girip çıkıp göze batacak bir şeylercaldım. Hırsızlığımı çok kişi gördü ama sadeee biri şikayet etti. Onu da dinlemediler!' şişeyi ön plana çıkardım. Çantamı elime aldım, açıp şişeyi koydum. Bütün bunlan gözleri önünde yaptım. Sonra çanta\ı om- zuma attım, v aptığunın ne demeye geldiği- Kıllan kipirdamadl ni fark ettiğini görebilmek için yine gözle- rine baktun. sonra elimi kolumu sallaya- rak dışan çıkfım." Peki ya kadın ne yaptı? "Hiçbir şey." Sonra bir kez daha ıçeri girdı ve bir kez daha 'çaldı' ve yine kimseden ses çıkmadı. Natalie, arkadaşlannın gözlemlerini şöyle anlatıyor: "Yûzüme inanmaz gözler- le bakıyorlarmış ama kdlarını bile kıpı- rdatmadılar." Natalie. kadınlann önünde. erkeklerin önünde. tek tck kişilerinin önünde. ıki ki- şilik. üç kişilik. dört kişilik grupların yanında avnı şe\i defalarca denedı. Bir adam onu çıkışa dek izledı. sonra bisıkletine atlayıp gitti. Üç genç kız. Na- talie'yi hcm içcride hcm dışanda izledı. ama onlar da bir şey yapmadı. Aslında 15. deneye kadar kimse bir şey vapmadı. 15. deneyde. Natalie. ortayaşlı. başında kırmızı beresi olan bir kadını gö- züne kestirmişti: "Şişevi çantama koy- dum, gözleri ni bana dikti. Arkadaşlarım, o sırada aramıza giren adam olmasaydı, kadının beni >akalayacağını sö\lü\or." Bu kadın. "hırsızîığı" yetkililere bildir- di. Ama bunun dışında tüm kışkırtmala- ra rağmen Levves halkı. Natalie'nin mar- keti 22 kez so\ması karşısında sessiz kal- mayı yeğledi. Natalie. "İnsanlar karışmak istemiyor" diyor. "Bir şey olunca, bunun dışında kal- mak istivoıiar. Neden bilmiyonım, işte öyle yapıyoriar." Prof. Dr. Adrian Furnham bu durumu iki şekildeaçıklıyor: "Birincisi, sorumlulu- ğun dağıtılması. Ötekiler varken ben niye bir şey yapayım ki? Niye, o kişi ben olayım? Ikincisi de "çam devirmekten" du- yulan korku." Peki tepki gösteren kadının farkı ney- di? "Kendini aptal gibi hissehnedi. Ne ya- pacağını biliyordu." ANTALV A - Antaly a'da bölae parkı olarak av nlan Düzlerçamı orman alanının "golf alanı" vapılması ıle ilgili açılan davada bilirkişı. "olumsuz" raporu verdı. Sedat Çolak'a "golf alanı" vapılması ıçın tahsıs edilen alanda binlerce çam ağacının kesılecek olmasına çevrccıler tepki göstenrken "Antalva'da golf alanına gereksinim > arsa bataklık olan ^ amansaz bölgesinin buna çok uygun olduğu" belırtıldı. Alan 1990 yıhnda Orman Bakanlığı tarafından tunzm amaçlı golf sahası olarak Sedat Çolak'a ait Ay-Pa Mühendıslik İnşaat Sanayii \eTicaret AŞ've tahsis edilmışti. A> -Pa AŞ'nın de burada bir İngilı? firmasi) la birlikte yatmmyapacağıbildınlmışti. Düzlerçamı'nd.. 383 ve 384 no'lu 700dönümlük bölümlerde bin kadar ağacın kesilecck olması nedeniyle çev recılerden gelen tepkilersonucu. Antalya Beledivesi de imarplanında. söz konusu yeri günübirlik kullanıma açarak "bölge parkı" olarak belırlemışti. Ancak son olarak Antalva Beledıye Meclısrnın 4.3.1993 gün \e 179 sayılı karan ile bu alan tekrar "turizm amaçlı golf merkezi" ılan edildi. Kararın iptali istendi Duzlerçamf nda. Termessos Milli Parkı'na sınır olan 700 dönümlük alanın tekrar tunzm amaçlı golf merkezi japılmasına tepki gösteren eskı belediye meclisi üyesi SHP'li Fahretrin Köken, ıdare mahkemesinedava açarak beledı\enin son aldığı karann iptalini istemişti. Antalva İdare lylahkemesı'nde süren davada îstanbul Teknik Üniversitesi öâretim üyelen Prof. Dr. Ahmet Keskin, Prof. Dr. Yûcel Ünal ve Prof. Dr. Ayten Çetiner'den oluşan bilirkişi heyetinin raporunda. "Antalya Düzlerçamı orman alanında 1 /25000 ölçekli p'landa bölge parkı olarak belirlenen alanın belediye meclisinin 4.3.1993 gün ve 179 sayılı kararı ile turizm amaçlı golf merkezi olarak yapılan plan tadilatının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı" bıldirildi. Raporda bölgenin doğal güzellığının değişe- ceği. kesilen ağaçlar nedeniyle de doğal dengenin bozu- lacağı, doğal güzellikleri içeren bu alanın halk tarafı- ndan piknik alanı olarak kullanılması yerine, daha az ve belirli gruplar tarafından kullanılmasının, kamu yaran açısından uygun olmadığı da belirtıhyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear