23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 SUBAT1994 PERSEMBE CUMHURIYET SAYFA GENÇLIK - EGITIM Yaşanılırbir yurtisteyenöğrenciler, 'topluistekleri' yüzündenyurttan oldular Yurtlardayaşadıkları sorunları 5 bin imzalı bir dilekçeyle Kredi ve Yurtlar Kurumu 'na üetîikleri için haklarında soruşîurma açılan 6 öğrenci, Çemberlitaş Kız Yurdu'ndan atıldı. Gençlik-Eğitim Servisi - Yurtlarda yaşadıkları sorunlan dile getiren beş- bin imzalı dilekçeyi, Kredi ve Yurtlar Kurumu'na verdikten sonra hakla- nnda soruşturma açılan öğrencilerin bir bölümü kaldıklan yurttan atıldı. Edirnekapı Erkek Öğrenci Yurdu'- ndan dört kişinin 45; üç kişinin de 10'- ar günlük uzaklaştırma cezası aldığı soruşturmada, Çemberlitaş Kız Öğ- renci Yurdu'ndan da Zeynep V ıldız, Ehırsun Ege, Ayla Caba, Serpil Kork- maz, Dtıygu Ocal ve Fıgen Doğru çıkanldı. Yurt Idare İşletme Yönet- rneliği'nin 20. maddesinin c fıkrası (İdareye karşı ferdi veya toplu olarak sözlü ya da yazılı küçük düşürücü be- yanda bulunmak veya buna teşvik et- mek) gereğince "yurttan süresiz çı- karma" cezası alan öğrencilerle gö- rûştük. Ynrtta kaldığınız dönemde yaşadığı- nız sonınlar nelerdi? Bizler, sorumluluklannın bilincin- de olan insanlanz. Sağlıkh koşullarda yaşamak da bizim en doğal hakkımız. Mevsim kjş olmasına rağmen Çem- berlitaş Yurdu'nda kaloriferler yan- mıyordu. Bize daha önce ayhk olarak verilen kahvaltı paralannı ödememe- ye başladılar. Temizlik için alınan iş- çiler çok yaşlı olduğundan doğru dü- rüst temizlik yapılmıyordu. Odalarda 12 kişi kaldığımız için bir sürii sorun yaşıyorduk. Giriş saati 21.00 oldu- ğundan hiçbir etkınliğe kaülamıyor- duk. Soruşturmalar ne zaman başladı? Yurtta kalan öğrenciler, bir süre önce koşullann düzeltilmesi için imza toplamış gösteri Vapmtştı. Daha sonra yurt yönetimlerince haklarında soruşturma başlatüdı ve şimdi kimisi süreli, kimisi süresiz uzaklaştırma cezası aldüar. Bu şorunlar sadece Çemberlitaş'ta değil. İstanbul genelindekı tüm yurt- larda yaşanıyordu. Öncelikle Edirne- kapı Erkek Öğrenci Yurdu'nda ye- mek boykotu ve basın açıklaması yapıldı. Tüm yurtlarda kalan öğren- ciler ortak bir toplantı yaptı. Çemberlitaş Kız Yurdu"unda imza topladık ve basın açıklaması yaptık. llk soruşturma bu yüzden açıldı. İda- renin işini engellemekten 11 kişi uzak- laştırma, 7 kişi de kınama cezası aldı. 5 bin imzalı dilekçeyi Kredi ve Yurt- lar Kurumu'na verdik. İkinci bir so- ruşturma açıldı. Bunun sonucunda ise 4 kişi bir ay uzaklaştınldı, 6 kişi de yurttan atıldı. Soruşturma dönemi içinde yurttaki görevlilerin ve yetkililerin size karşı tavn nasıldı? Memureler yüzümüze gülüyorlar- dı, ama emir k'ulu olduklannı söyle- yerek bazı şeyleri yapmaktan geri kalmıyorlardı. İlk imza topladığımız- da, yurt görev lileri birincı smıföğren- dlenyle bire bir görüşmüşler ve "İm- za toplayanlar teröristtir onlardan uzak durun" gibi bizım hakkımızda suçlayıcı sözler söylemişler. Bizimle de bire bir görüşerek sındirmeye çalı- şıyorlardı. Bölge Müdürü \urda gel- diğinde ona sorunlanmızı anlatmaya çalışlık. ama bizi dinlemedi bile. Biz de odayı terk ettik. Sanıyoruz buna alınmış. Soruşturmalar döneminde diğer ku- rum ya da kuruluşlann sizlere yaklaşı- mı nasıldı? Emekçı Kadınlar Birliği. ÇASOD, ÇHD. İHD, EĞİT-SEN, SHP ve adı- nı şu an sayamadığımız kurum ve ku- ruluşlar bize destek verdiklerini açı- kladılar. SHP bizim sorunumuzla yakından ilgileneceğini söylediği hal- de bu sadece sözde kaldı. Basın, so- runlarımıza yer verdi, ama burada şunu belirtmek gerekir, bizim ilk basın açıklamamız Çemberlitaş'ta >apılmıştı ve açıklamaya gazeteciler alınmadı. Basına karşı gösterilen bu tavır bizce önemli. Aileleriniz yaşananiara nasd tepki gösterdi? Ailelerimizle görüşen yurt yetkilile- ri kendılerini haklı göstermeye çalıştı- lar. ama söylediklerine kendilerinin bıle inandığını sanmıyoruz. Aileleri- miz doğal olarak çok üzüldüler. Ev tutmak zorunluluğu doğdu. Ekono- mik durumumuz iyi olsaydı zaten devlet yurdunda kalmazdık. Ev tut- mak başlıbaşına sorun olduğu gibi depozitosu. eşyası bizim için sorun olacak. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bizler demokratik taleplerimizi dile getirdik. sorunlanmızı uygun bir dille ifade etmeye çalıştık. ama yetkililer bizi dinlemedikleri gibi yurttan attı- lar. Avukatlığımızı ÇHD üstlendi. Dava açacağız. Sonuçta şiddete ya da başka bir >ola başvurmuyoruz. Ta- leplerimizi demokratik yollarla elde etmeye çalışacağız. • Söyleşi "Edebiyatımızda Yeniler Tansu Bele (Ay Geceye Yalnız Doğar) Ender Macun (Yağmuruykusu) Bugün, saat 16 OCda Atatürfc Kitaplığı, Ta' ' Fotoğraf Söyleşileri Nevzat Çakır Konuklar: Ersin Alak, Şakir Eczacıbaşı, Nusret Nurdan Eren a saaM9.0ffda IFSAKta "**$&** TRT'nin dikkatine... Ben bu sene İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi bölümiine ek kontenjanla yerleştirildim. Büiyorsunuz, bizim örgün öğrenimden yararlanma imkanımız oldukça kısıılı. Durum böyle iken televizyon yayınlarından dayararlanamamak, zaten zor olan öğrenim durumumuzu iyice zora sokuyor. Bilmiyorum, dersler başka kanallardan da verilecek mi, ama sadece TV4 ten verilecekse işimizgerçekten çok zor. Yetkililer acaba hiç dûşünmedimi, TV4 kaç ilimizeyayın yapıyor? Şayınyetkililer, gazetenizden okuduğumagöre Anadolu Üniversitesi ile sıkı bir ilişkiniz olmuş. Durumu kendilerine iletirseniz biz TV4 ü izleyemeyen Açıköğretimlileride düşünürler herhalde... Yapacağımzgirisimler için şimdiden teşckkiirler. Atîlla Cingöz Tiirkiye'de 'dörtkız başıtta'rock yapmak BEHZAT ŞAHİN/KEMAL GÖKHAN GÜRSES Hem arabeskin, arabesk popun egemen olduğu bir toplumda rock yap hem de erkek egemen toplumda bu işi "dört kız başına" yap. Olacak iş mi diye sorarsanız. onlar. bunun "olacak iş" olduğunu kanıtlamaya yeter de artar bile. Kim mi onlar? Onlar "Volvox." Latince'de "bü- tün ses" anlamında; biyolojide de "tek hücreliler koionisi." Onlar vo- kal-gitarda ODTÜ Ekonomi'den Şebnem Ferah, davulda Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakül- tesi Endüstri Tasanmı'ndan Gül Ağırca, klavyede Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuan Müzikoloji'den Özlem Tekin, bas- ta Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı'ndan Ebru Bank (Kardeşinin adı Tö Bank. kedileri- nin de Pamuk Bank'mış. Biz Ebru'- nun kötü espri nakledicisiyiz). Şu sıralarda sahneye çıküklan Ortaköy Sis Bar'la Beyoğlu Ke- mana tıkhm tıklım. Eh, bu durum- da onlarla söyleşi yapmak için daha sakin bir yer bulmak gerek. Ortaköy Cuba Bar'da birbirinden şirin dört kızla keyifli, esprili söy- leştik. Söyleşide işbölümü şöyle gerçekleşti: Şebnem grubun sözcülüğünü üstlendi. Ebru ile Özlem Şebnem'e katkıda bulundu, grip olan Gül de burnunu çekip durdu. Buyrun soh- bete... (Kahkaha efektleri konserve değildir.) Isterseniz Vol>ox nasd ortaya çık- tı oodan başlayalun? Hepimiz başka arkadaşlarla çalı- şıyorduk. Bir arada çalışmamızın daha doğru olacağını düşündük. Gerek 16-17 yaşın insana verdiği, kızlar da yapar hissi, gerek bizim daha iyi anlaşacağımızı düşünme- miz, gerekse müzikal açıdan aynı seviyede olmamız bizi bir arada ça- lışmaya itti. Uzun bir süre biz de çalanz, biz de ederi- zi kamtlamak gibi, yani gençliğin verdiği gözüka- rahkla başladık, ama... Hala gencsiniz. O zaman Bursa'- daydık. Bu işi kızlar yapa- maz, gibi bir karu vardı. Mesela çahştığımız stüd- yoya gelen kızlar, gitar çajan erkeklerin sevgilile- ri fılandı. Onlann gitar- lannı taşıyorlardı. Pek fazla aktif olan yoktu. Peki, slzin gitarlannı/ı taşıyan erkekler var mı? (Kahkahalar) Yok. Çok uzun bir süre bunu kabul ettirmek için uğ- raştık. Yani kısa sürdü hırsımız. Çünkü anladık ki ister kız olun ister er- kek, bu işi doğru düzgün yaparsamz kabul edilirsi- nız. Biz de aletlerinı doğru düzgün çalmaya çalışan, yapuğı müziği doğru düz- gün yapmaya çalışan in- sarilar olarak bulmaya çalıştık kendimizi. Sem- patik geliyorduk o za- manlar, ama bunun ardı- na sığınmak istemedik gruplanndan çok daha ağır koşul- larda çalıştık ve sonunda bütün ar- kadaşlanmızın desteğini kazandık. Onlar da bize yardım olsun diye gi- tarlanmızı taşıdı (Kahkahalar). Gûncel zorluklar neydi? Bizler, rockın bize getirdiği birta- kım toplumsal verilerden çok bi- reysel verilere inanan insanlanz. Yani rock topluma şunlan bunlan getirmişse, biz de küçük onlar ola- rak yetişmek zorunda değiliz. Biz- ler değişimden yana olan insanla- nz. Ukalalık olarak düşünebilirsi- niz. ama rockın yapuğı. yarattığı şeyler değil. burıdan sonra bizim Onlar 'Volvo.v.' Latince'de 'bütün ses'anlamında; biyolojide de "tek hücreliler koionisi../ Birlikte calışmaya, 'biz de çalanz, biz de ederiz'i kamtlamak için, gençliğin verdiği gözükaralıkla Bursa'da başlamışlar, şimdi İstanbul'dalar. (Fotoğraf: AHMET ŞIK) Erkek yaptığımız şeyler rockı oluştura- caktır. Biz 60"lar döneminde olan şeylerin çok fazla etkisinde değiliz. Bunu hiçbir zaman gözardı etmiyo- ruz. ama bizi biraz daha başka de- ğerlendirmek gerekir. Rockın felse- fe kısmı gerçekten yavaş yavaş kay- bolmaya başladı. Her neyse, nasıl zorluklarla karşılaştığımızı anla- talım. Bir kere başta Bursa'da, ora- ya gelen bütün gruplan herkes eğle- nerek dinlerken, bizi, şimdi ne ya- pacaklar acaba, bunlan kim çıkardı. diye düşünerek dinliyordu. Insanlar müzik dinlemeye geliyorsa zaten birtakım önyargjlan kapıda bırakmış olmalı. Özellikle bizim o konserde çıkacağımızı bıliyorlarsa. Erkek mü/isyenlerde ensrrüman- larını kadınlaştırma eğilimi vardır. Sizde nasıl olu> or bu? Yok. bizde öyle değil de \ucudu- muzun bir parçası gibi. bir arkada- şımız, çocuğumuz gibi hissediyo- ruz. Sahnede kendinizi nasıl hissedi- yorsunuz? Sahne zaten bir kanş yüksekte, çıktığımız zaman boy problemimiz olu\or... (Kahkahalar) Dördümü- zün aynı anda aletlerini eline alıp çalışı, hakikaten anlatılması çok güç bir duygu. Bir kere bunun bize verdiği çok büvük güven var. Biz 5-6 yıldır bir aradayız. Neredeyse kimyasal bir ilişki var aramızda. Gerek aletlerimizle gerek birbiri- mizle inanılmaz bir pozitıf enerji oluşturuyoruz. Sizi, kendi dinlevici kitleniz dışın- da dinlemeye gelen var mı, hani şura- da kızlar çalıvormuş, gidip bir dinle- yelim diye? Mutlaka oluyor. Ama gerek çal- dığımız >erler, gerek bizim tavırla- nmız başka şekilde davranmalan- na imkan vermiyor. Gerçi bir kere- sinde Ebru'nun klavyesine gül yap- rağı döktüler. ama onu da anlayışla karşılamak gerek. onlann orada öyle yapılıyor herhalde. Dışarıdaki insandan nasıl etkileniyorsunuz? En basıtmden kala- balık bir yerde yürürken insanlann bizim giyimi- mize ya da bizim diğerle- rine göre daha rahat davranmamıza garip ga- rip bakmalan. bizim ne- gatif enerji almamıza ne- den oluyor. Bu da tabii ki bestelere. sahnedeki tavnmıza da yansıyor. Rock müziği onun için seviyoruz. o an hisset- tiğiniz bütün duygulan sıfır tiyatro yaparak, nefretse nefreti, sevgiyse sevgiyi veriyorsunuz, eğ- lenmek istiyorsanız eğle- niyorsunuz ya da ken- dinizle dalga geçiyorsu- nuz. Zaten toplumdan negatif enerji almasak bu kadar vurgulayıcı ol- mazdı yaptığımız şey. bu kadar özel olmazdı. Bir tarafımız Doğu'da bir tarafımız Batı'da. 60'- larda Türki>e'de rock yapanlar Türk motifleri- ni de kullanıyorlardı. Siz- deyse daha radikal, bütü- nüyle rock kurallarına uyan bir eği- lim var. Bunu nasıl taşıyorsunuz, ne ile besliyorsunuz? Bu gerek yeüştiriliş biçimimizle, gerek okuduğumuz okullarla. ge- rek yaşadığımız yerlerle. anne- babalanmızîa olan ilişkilerimizle. dinlediğimiz müzikle. kendimizi ne vatandaşı olduğumuzu gördüğü- müzle, yani biz ülkemizi seviyoruz. başka ülkeleri de seviyoruz. insan- lan da seviyoruz, ama dünya va- tandaşı olarak görüyoruz kendımi- zi. Düşünürsek koskoca evrende minicik bir dünyanın üzerinde ya- şayan insanlanz. Tabii ki İngiltere'- deki. Amerika'daki insandan farkı- mız yok. Müzikal olarak da. "Anneniz babanız yok mu sizin yavmm?" (Kahkaha efekü) Var. Üstelik teşvik ediyorlar. Bizi izlemeye geli- yorlar. Müzikle uğraşmak çok pa- halı bir şey. Sürekli destek oldular. Ailemiz de gençliklerinde müzikle uğraşmış insanlar. Genel olarak bir değişimden söz ediliyor. Nasıl bir değişim bu? Ve ıy-^ sılbirgençlik? ." ,\ Bunu şöyle açıklayabiliriz, 35-49 yaşlanndaki müzisyenler bizi eleşti- rirken gözleri doluyor. "Çocuklar inaıuunıyorum sizlere'" diyor. Bız- den çok çok daha i>i müzisyenler. bizden çok daha duygusallar. Hoş- lanna gitmeyecek pek çok yönleri- miz olmasına rağmen. bizi yürek- lendirecek eleştiri yapı>orlar. Bu- günün gençleri. bu kadar duygusal değil. Artık birtakım sosyal uyan- lar. sosyal mesajlar. öneriler duy- mak için insanlar konsere gitmiyor. "Bilet aldık, eğlenmeye gidiyoruz" di> orlar. Kimsenın sözlerle ilgılen- diği >ok. Biz de sözlerimizin anlaşı- Imasını çok isteriz. Ancak inşallah sözlerine dikkat ederler diyoruz. Ama her şeyden önce kendimiz için yapıyoruz. Peki böyle bir durumda Türkçe rock yapmak anlaşümayı kolaylaş- tırmaz mı? Ama biz dışanda da anla^ılmak istiyoruz. Aynca rockm dili Ingiliz- çedir. Almanı da İngilizce yapıvor. İsviçrelisi de. Siz de orada sesiniz duyulsun isti- yorsanız kendi motiflerinizden bir şeyler katmanız gerckmivor mu? Zaten Deep Purple da Doğu mo- tifleri kullanıyor. Bizim Doğu mo- tifleri kullanmamızla Deep Purp- le'ın Doğu motiflerini kullanması arasında hiç fark yok. Bizim Türk müziği hakkındakı bilgimiz onlar- dan fazla değil. katabileceğimiz motifler de komik durabüir. • Avustralya'dan Amerika'ya, açıköğretim AÇIK YUKSEK ÖĞRETİM KÖŞESİ GençBk-Eğitiın Servisi - Türkiye'de bugünkıi anlamıy- la açıköğretim, 1982 yıhnda Anadolu Üniversitesi'nde li- sans düzeyinde iki ayn prog- ramla başlandı. Bugün ise Açı- köğretim Fakültesi ile İktisat ve İşletme Fakültelerinin li- sans, lisans tamamlama ve ön- lisans düzeyinde uyguladıği program sayısı 30'u aştı. Dünyada açıköğretim ya da başka bir deyişle uzaktan egiti- min 60 yıllık bir geçmişi bulu- nuyor. Irlanda'da Kilroy's College, 1932 >ilında Fransız- ca, Ispanyolca ve Almanca dil eğitimi sertifıka programlannı başlatu. Halen dünyada 557 yüksek öğretim kurumu açı- köğretim sistemiyle eğitim ve- riyor. Bu kurumlardan 149'u Avrupa'da, 169'u Kuzey Ame- rika'da, 259'u ise dünyamn di- ğer ülkelerinde buunuyor. Amerika Birleşik Devlet- leri'nde Pennsylvania, VVis- consin, North Carolina, Cali- fornfa George Washington, Missouri gibi önde gelen üni- versiteleri uzaktan eğitim yön- temiyle lisans. yüksek lisans ve doktora eğitimi veriyor. Eği- tim dallan arasında ise tekstil- den tanma. iş idaresinden mü- hendisliğe kadar çeşitli dallar bulunuyor. İngiltere'de 1969 yıhnda ku- rulan açık üniversite, lisans ve lisans üstü programlar uygu- lanmaktadır. Bu ptogramlar İngiltere dışında Belçika. İr- landa, Lüksemburg ve Hollan- davatandaşlanna da açıktır. İngiltere'de Aston, Dur- ham, Londra, Lancaster, Hull, Stirling, Brunel üniversiteleri, Oxford Politeknik ve Sheffield Politeknik gibi yükseköğretim kurumlan da çeşitli dallarda açıköğretim yapmaktadır. Fransa'da ise aralannda Pa- ris. Bordeaux, Toulouse, Strasbourg üniversiteleri başta olmak üzere özellikle 1970 yı- lından bu yana çok sayıda yükseköğretim kurumu arala- nnda yabancı dil eğitimi de ol- mak üzere değişik dallarda uzaktan eğitim yöntemiyle li- sans ve lisans üstü eğitim ver- mektedir. Avustralya'da Southern Queensland, Adelaide, Char- les Sturt üniversiteleri, Ka- nada'da Victoria, Saint Fran- cis Xavier, Laurention üniver- siteleri de doğa bilimlerinden hukuka kadar çeşitli dallarda uzaktan eğitim yöntemiyle li- sans ve lisans üstü eğitim ver- mektedir. Hindistan'da Anna- malai, Madras. Delhi. Pencap, Himachal Pradeş, Kakatai üniversiteleri gibi kurumlar, açıköğretim yöntemleriyle felsefeden zoolojiye kadar çe- şitli dallarda eğitim hizmeti sunuyor. İtalya, Hollanda, Belçika, Danimarka, Finlan- diya gibi gelişmiş Batı ülkele- rinde de açıköğretim yönte- miyle binlerce öğrenci mühen- dislikten işletmeciliğe değin de- ğişik dallarda lisans, yüksek li- sans ve doktora eğitimi yapma olanağına sahıptir. • Anadolu Üniversitesi öğretim görevlileri Doç.AliAtıfBir(Satış Yönetimi): Üretimden çok satmanuı önemli olduğu bir çağda yaşı- yoruz. Firmalar artık "satış elemanı" arıyor- lar. Amacımız. satışa daha planiı ve daha ör- giitlü elemanlar yeriş- rirmektir. Bu programı bitirenler çeşitli işlet- melerde iş bulabilirler, kendi işletmelerinj ku- rabilirler. Hatta bu işin eğitimi aldıklan için kendileri "secici" olabilirler. Biz aslında satış yönetimi eğitimi veriyoruz. Öğrencilerimiz, kitaplannı çok iyi okumalıdırlar.. Unutulmamabdır ki bu kitaplar Türkiye'de bu konuda yazdabi- lecek en iyi kitaplardır. Öğrencilerimize önemli bulduğum bir noktayı da hatırlarmak isriyorum; satışçüığı bir meslek olarak benimsemelidirler. TV'de Açıköğretim f/Z 10.00 Açık UseProgramlan ^XT Tarıh-1: Turklerın IslamiyeteGirişleri, Matematik-1: Fonksiyonlarda Bileşke lşl.-1 Edebıyat-1: Güzel Konuşma, Fen Bılgisi-1: Samit ve Katlı OranlarKanunu Sağlık Bılgisi-1: Eeslenme-2 Almanca-1: Ders-13 12.00 Açık Yükseköğretim Programlan Sosyal Bilımler Ev idaresi Önlisans Programlan Aile Yapısı: Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'ndan Erol ipekli ve Sevinç Dülger "Evliliğe İlk Adım" konulu dersi dramatıze ederek anlatacaklar. DinlerTarihi: Yrd. Doç. Dr. Metin Balay "Hınduizm ve Budizm" konulu dersi işleyecek. İktisat ve İşletme Fakülteleri Atatiirk İlkeleri ve İnkılap Tarihi: Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Mumcu'nun anlatacağı dersin konusu "Türk inkılabınaYol Açan NedenlereToplu Bir Bakış" ingilizce: Anadolu Üniversitesi Yabancı Diller Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Zülal Balpınar ve Eğitim Fakültesi Öğretim Elemanı M. Smith'in birlikte sunacakları ingilizce dersi "Lett, Right, Strıghtehead" konularını içerıyor. AÖF Önltsans Programlan Ulusfararası pazaıiama: Prof. Dr. Çevik Uraz "Unite 1" dersını işleyecek. Satış İlkeleri: Anadolu Üniversitesi lletişim Bılımlerı Öğretim Elemanı Doç. Dr. Ali Atıf Bir "Satış ve Satışın Temel ilkeleri "konusunu anlatacak. SağlıkPersoneliÖnlisans Programı Biyokimya: "Biyokimya Giriş III" dersini Prof. Dr. Mınelnal işleyecek. Mikrobiyoloji: Osmangazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Akşrt "Bakterılerin Yapı ve Fizyolojileri" konularını işleyecek. Doğum ve Kadın Hasialıklan Hemşireliği: "Kadın Yaşamının Evrelerı" konulu ders Doç Dr. AnahıtCoşkun tarafından anlatılacak. CerrahiHastalıklar:Prof Dr HalukKıperın anlatacağı ders "Cerrahınin Tarihçesı ve Şok" konularını içerıyor 15.30 Açık Lise Programlan Sağlık Bilgisi.ÇevreSağlığı-2 Fransızca: Ders-13 Matematık: İkinci Derece Bir Bılinmeyenli Denklemler-3 Almanca: Ders-13 Fen Bilgisi. Psikoloji: Sosyal Davranışlar ve Sosyal Psiko. 17.30 Eğitim Paketi 18.00 Açık Lise Programlan Edebıyat: Yazılı Anlatım Genel Türk Tarihi: Türk-lslam Dev, Külturve Medeniyet Biyoloji, Coğrafya: Dış Kuvvetler İngilizce: Ders-6 Ekonomı: Müteşebbıs ve Teşebbüs 20.00 Açık Yükseköğretim Programlan İktisat ve İşletme Fakülteleri Bltgisayar ve Basic Programlama: "Algoritma veTasarım Yöntemleri" dersını Doç. Dr Ali Güneş anlatacak. Rekiamalık ve Safaş Yönetimi: Anadolu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Fermanı Maviş "Reklam Etkinlığinin Ölçülmesı" konusunu işleyecek. Maliye Politikası: "Enflasyon ve Devlet Borçlanması" dersını Prof. Dr. izzettın Önder anlatacak. Lisans Tamamlama Programları Beden Eğıtımı önlisans Tamamlama Programı Antrenman Bilgisi: Yrd. Doç. Dr. Yaşar Sevım "Kuvvet, DayanıklılıkveSürat" konularını işleyecek. Spor Fızyolojisi: "iskelet Kasları ve Egzersiz" dersını Aysun Yüksel anlatacak. (Aynca AÖF önlisans dersleri ile sağlık personeli ön lisans derslerinin gündüz yayınlan tekrarlanacak.) 23.40 Rock Marfcet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear