22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-30 ARALJK 1994 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER I Gazeteci dövmeye l bir milyon t • KÜTAHYA (Cumhurryet)- * Gazetemiz Kütahya muhabiri ' Ali Kehribar'ı yazdığı bir ' haberden dolayı ikinci kez j saldınp yumruklayan şeriatçı ögretmen Halil Balta'ya bir milyon lira ağır para cezası verildi. Kütahya 2. Sulh Ceza Mahkemesi 'ndeki ı duruşmada. saldırgan î ögretmen suçunu inkar j etmesine karşın saldın suçu » sabit görülerek TCK'nin i 456/4. maddesi uyannca bir i milyon lira para cezası verildi. i Sine-Sen'e yasak i • TUNCELİ (Cumhuriyet) - } Topladıklan yiyecek ! yardımlannı Ovacık'ta evleri •' yanan vatandaşlara ulaştırmak \ için Tunceli'ye kadar getiren ! Sine-Sen İkinci Başkanı I Yusuf Çetin kente sokulmadı. j Çetin, Ovacık'a j sokulmayışlanyla ilgili t olarak, "Yardımlan Ovacık'a ! götürüp evsiz vatandaşlara [ dağıtmak istediğimizi Vali Atıl Uzelgün'e anlattık, ancak j vali bu isteğimizi kabul 1 etmedi ve 'Şimdiye kadar ' hiçbir basın mensubunun ,' Ovacık'a girmesine izin , vermedim. Dolayısıyla sizin ! girişinize de izin j vermiyorum' dedi. lnsanlar ı kendi ülkelerinde yaşayacak I ancak yine kendi ülkelerinde I başka bir şehre | giremeyecekler ben bu işi J anlamış değilim" diye j konuştu. Mffletvekillerme protesto ; • SAMSLN(Cumhurryet)- Samsun Büyükşehir i Belediyesi'ne bağlı olarak J kurulan Gazi Belediyesi'nin ! başkanı Vedat Yıltnaz, ! seçimlerin yapıidıgı 21 Mart'tan beri geçen 9 ay < içinde kente uğramayan biri • devlet bakanı olan 9 Samsun milletvekilıni belediye binası ı açılışına davet etmedi. İHkü ocağına satdıpı • TRABZON(AA)- Trabzon Ülkü Ocaklan Fatih , Temsilciliği'ne molotof kokteyli atıldı. Fatih Mahallesi'ndeki binanın ı zemin katında yer alan ' J ' " - r î ' \ teıtisîTciligfn kipısına'dün ' sabaha karşı arılan molotof ! kokteyli binada hasar | meydanagerirdi. Tüpgut Yılmaz içinbaşvupu • ANKARA (AA) - DYP Genel Başkan Yardımcısı ve Kütahya Milletvekili lsmail Karakuyu. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve kardeşi Turgut Yılmaz'ın, yasal mirasçı olmadıklan halde mal bildirimlerinde, veraseten gelen maliardan eşlerine pay sahibi görünümü 1 verdikleri yolunda iddialar bulunduğunu bildirdi. Karakuyu, TBMM Araştırma fKomjsyonu'ndan. bu nedenle, Yılmaz kardeşlerin, anne ve babalanndan intikal eden mallara ilişkin veraset ve intikal vergisi beyannamesinin incelenmesini istedi. 'Yeni Sıvaslara daveüye' • ANKARA (ANKA) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Sıvas katliamı davasında verilen karar nedeniyle DGM'yi "Hukuku siyasallaştırmakla" suçlayarak, "Bu karar, yeni Sıvaslara hazırlananlann gücünü ve kararlılığını arttırdı" dedi. Keskin, düzenlediği basın toplantısında, gizli oturumlarla sürdürülen yargılama sonucunda Sıvas davasında verilen karann büyük bir degerlendirme yanlışını ortaya koydugunu söyledi. Olayın RP'nin yönetimindeki yurtlarda kalan öğrencilerin yönlendirmesiyle gerçekleştigine ilişkin iddialann arastınlması doğrultusundaki taleplerin mahkemece reddedildiğine dikkat çeken Keskin, 1v DGM'nin bu karan, kamu vicdanında mahkûm olmuştur. Bu karar, adalete karşı güven duygusunun sarsılmasını daha da pekiştirmiştir. Adalete olan güven duygusu, bu kararla zedelenmiştir" dedi. Çekiç Güç'e halk oylaması • ANKARA (AA) - BBP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Saffet Topaktaş, Çekiç Güç konusunda halkoylaması yapılmasını istedi. Topaktaş, bugün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Çekiç Güç'ün görev süresinin 6 ay daha uzatılmasını eleştirdi. Demirel fesih yetkisi istedi Cumhurbaşkanı Demirel, 'Rejimin daha iyi işlemesi bakımından seçim yenileme yetkisinin cumhurbaşkanına verilmesinde yarar görüyorum' dedi ANKARA (Cumhuriyrt Büro- stı) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 1995'egirerkenTürki- ye'yi değerlendirdiği basın top- lantısında, TBMM seçimlerini yenileme yetkisi istedi. Başkan- lık veya yan başkanlık sistemi tartışmasına girmedigini vurgu- layan Demirel, "Seçimin yenflen- mesi olayı. şu andaki bir ihti\ aç- tan doğmuyor. Rejimin daha iyi işlemesi bakımından seçim yeni- leme yetkisinin cumhurbaşkanı- na verilmesinde \arar görüyo- rum. Seçilmiş heyetlerin kendile- riniyeniİemedeki yavaşhklan bu- naumlar çıkardı" dedi. Kürt sorununun çözümü için ülkenin bütünlügüne yönelmiş hiçbir öneriyi kabullenmeyece- gini vurgulayan Demirel, "Bö- hinmeye varan birtakım tavsrve- leri kabul ederek o Avnıpa'nın içine oturmayı ve bize 'demok- rat' lakabı verilmesini redde- derim" dedi. Demirel, "Kürt reatitesJ" ko- nusunda, "Türldye'de, "Ben Kür- düm' diyen varsa, varsın desin. Ama biz Kürt milletiyiz, Türk milletinden aynyız, diyorlarsa bu bölücülüktür. Böyle" bir Kürt kimliğini tanunryonım" görüşü- nü dile getirdi. Demirel, otoyol- lar ve hızlı tren projeleri konu- sunda, "Oto\ollar bosa çıkmış, diyenler olabilir. Bu, Sayın Çiller de olabilir. Ben 'lazımdır' diyo- rum. Ben yine sonunda haklı ÇH karun. Ben maratoncuyum" di- yerek Başbakan Tansu Çiller'e meydan okudu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. "çağdaş, mutlu. müref- feh, demokrat. Büyük Türkiye hedefınin nezaretçisi" olarak dü- zenledigi basın toplantısında, 1994 yılı ile ilgili değerlendir- meler yaptı, 1995 yılına ilişkin hedefler İcoydu ve sorulan yanıt- ladı. Demirel'in çeşitli konular- da dile getirdiği görüşler ve so- rulara yanıtlan şoyle: • Seçimleri yenileme yetkisi: Anayasada belirlenen çerçeve- ye uyuyorum. Çankaya tartışma- lan noktalanmıştır. Anayasanın 104. madddesınde tadad edilen cumhurbaşkanlığı yetkilen ara- smda -TBMM secimferinin yent- fenmesine karar vermek" şeklın- de bir ifade kullanılmaktadır. 116. maddede getirilen kayıtlar nedeniyle cumhurbaşkanının bu yetkisi hemen hemen kullanıla- maz durumdadır. Halbuki, cumhurbaşkanının TBMM seçimlerini yenileme yetkisine sahip olması, Türki- ye'de Meclis'in ve rejimin daha iyi işlemesini saglamak bakımın- dan fevkalade önemlidir. Seçi- min yenilenmesi olayı şu andaki Enflasyon uyartsı: Ekonomi daralmıştır. Enflasyon oranının üç ha- neli hale gelmesi. yatınmlardaki >e isrihdamdaki gerileme netkesin- de büyüme eksive dönüştü. Hayat çok zorlaştı bir ihtiyaçtan doğmuyor. Bu yet- kinin bana verilmesi anlamında söylemiyorum, şu anda cumhur- başkanının TBMM'yi yenileme yetkisi yoktur. Bu değerlendir- mem güncel olmaktan ziyade, devleti işletmeye yöneliktir. Ben başkanlık ya dayan baş- kanlık sistemi tartışmasına ke- sinlikle girmem. Seçilmiş heyetlerin kendileri- ni yeniİemedeki yavaşlıklan bu- nalımlar çıkarmıştır. Seçilmiş heyetlerin kendilerini yenileme yetkisini cumhurbaşkanına bı- rakmak doğrudur. Bu, anayasa değişikliği gerektirir. Türkjye bunu ne zaman yapar-bilemiyo- rum. • Anayasa değişikliği Türkiye bu anayasa değişik- liklerini yapabilmeli. Gerçi Mec- lis parçalı, ama bunlarçok önem- li. Bakın, TBMM'nin itiban çok önemli. Meclis'in hem itibarlı, hemgüvenilirkalması lazım. Bu seçim yenilemesi olayını da biraz onun için söyledim. Demokrasi, ülkenin ve halkın mutlulugu için vardır. Ülkenin \e halkın bölün- mesinin gerekçesi olamaz. Tür- kiye'nin bölünmez bütünlügüne yönelmiş hiçbir tedbin kabul et- mem, dinlemem. Herkes eğri otursun, doğru konuşsun. "Siya- si çözüm" diyenler neyi kastedi- yorlarsa, söylesinler. "Türkiye Avrupabdındemokrattır" desın- ler dıye. bölünmeye varan birta- kım tavsiyeleri kabul ederek o Avrupa'nın içine oturmayı ve bi- ze "demokrat" denmesini red- dederim. Demokrat lakabının bedelı bö- lünmekse ben yokum. Hem de- mokrasi. ınsan hakları olacak, hem de ülkenin bürünlüğü koru- nacak. • Kürt reaütesi: Demokratikleşme Türkiye'nin Trakyası için başka, Kars. Arda- han, Çukurova için başka değil- dir. Bu hak ve özgürlükler eşit- tir. Bunlann rümünde standarda daha çok yaklaşma mücadelesi vardır. Kürt reaütesi şudur: Evet, SEÇtM YETKİSİ Bu, şu andaki bir ihtiyaçtan doğmuyor. Ama seçilmiş heyetlerin kendilerini yeniİemedeki yavaşlıklan bunalımlar çıkarmıştır. Cumhurbaşkanına bu konuda yetki verilmesi anayasa değişikliğini gerektirir, Türkiye bunu ne zaman yapar bilemiyorum. AVRUPA^YA REST Bölünmeye varan birtakım tavsiyeleri kabul ederek o Avrupa'nın içine oturmayı ve bize 'demokrat' lakabı verilmesini reddederim. 'Demokrat' lakabının bedeli bölünmekse, ben yokum. KÜRT REALtTESl Evet, Türkiye'de 'Ben Kürdüm' diyen vatandaş varsa, varsın, desin. 'Biz Kürt milletiyiz, Türk milletinden aynyız' derlerse, bu bölücülüktür, böyle bir Kürt kimliğini tanımıyorum. TARİKATLAR Türkiye'de dini cemaat liderleri diye bir makam yok. Din kisvesiyle değil, ama gelir vatandaş olarak benimle görüşürler. Türkıye'de. u ben Kürdüm" di- yenler vardır. Bu doğaldır. Böy- le bir şeyi birisi hatırlatmazsa, kımse kimseye, u Sen Kürt mü- sün" diye sormuyor. "Ben Kürdüm" diyen vatan- daş, varsın desin. Milletin adı Türk milleti, bu milletin fertleri- nın Kürt aslından gelmesinin hiçbir anlamsızlığı yoktur. Hep- si bu milletin mensuplandır. "Biz kabul etmiyoruz bunu, Kürt mil- letiyiz, Türk mttietinden aynyız" derseniz bölücülük olur. Bu bölücülüktür. Böyle bir Kürt kimliğini tanımıyorum. Şarkını, türkünü söylersin. Kim- senin bir şey dediğı yok- Yalnız dil birliginden Türkiye'yi ayınr- sanız, Türkiye parçalanmaya gi- der. Bugünkü şartlarda parçalan- maktan korkuyoruz. • Doğu \e CDoğu'da göç: 193 bin kişi yerdeğiştirmiştir. Diyarbakır'ın nüflısunun 1 mil- yon olmasını memnuniyet verici bulurum, ama zorla değil. Gü- neydogu'da Adana gibi şehirler Demirel: Devlet mahcup olduMumcu cinayeti •Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Uğur Mumcu'yu katledenlerin yakalanması için şeref sözü verildiğinin hatırlatılması üzerine, Mumcu cineyetinin faillerinin önünde sonunda ortaya çıkanlacağını söyleyerek, '24 ocaktan önce yakalanır diyemem. Daha önce verilen tarihler bizi mahcup etti' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı SüJeyman Demirel. devlet yetkililerinin, yazanmız Uğur Mumcu'ya düzenlenen suikastın hemen ardından verdikleri "Faillerinin bulunması şeref borcudur" sözünü anımsatırak, "Ancak faiDer 24 ocaktan önce yakalanırlar mı, tarih veremem. Daha önce verilen tarihler bizi mahcup etti" dedi. Demirei, diğer faili meçhul cinayetlerin de devletin yakın takibinde olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dün düzenlediği basın toplantısında kendisine yöneltilen "L'ğur Mumcu'nun öldürülmesirMkii sonra, devlet bu konuda şeref borcu sözü vermi^L Deviet 24 ocağa şeref borcunu ödcmiş olarak gtrebiiecek mi" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Mumcu dnayetinin faflioi önünde sonuoda ortaya çıkanlacakor. Bu. de> ktin şeref borcudur, tekrar edrvorum. '24 ocaktan önce yakalanırlar' diyemem. Daha önce verflen tarihler bizi mahcup etti." Demirel. dığer faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak da şunları söyledi: "Faffi meçhul cinaverler vardır. Bunlann faillerinin ortaya çıkanlması devletin bir numaraJı işidir. Bu cinayefJer devletin yaknı takibindedir. Birtakım açıklamalar yapdmı\orsa kanıtlann yok edilmemesi içiiHİir. Ben şahsen faili meçhnl cinayetkrden fevkalade rahatsxdık duvuyorum, kişisel olarak bunlan taldp edht)rum." DYP'nin gündeme getirdiği "sosyal istihbantt teşkaatı'' ile ilgili bir soru üzerine ise Demirel, "Ne olduğunu bflmryonıro" demekJe yetindi Milletvekiline 10 günlük hapis cezası ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - 12. Sulh Ceza Mahkeme- si, dokunulmazlığı stiren SHP Tunceli Milletvekili Sinan Yerli- kaya'ya trafık suçu nedeniyle yargılayarak ! 0 gün hapis ceza- sı verdi ve bunu 190 bin lira pa- ra cezasına çevirdi. Yerlikaya, "Bu bir hata değil, skandaldır. Hâkimle konuştum, okumadan imzaladım, kârip hatası, dedi. Karara rtiraz ettim" dedi. Anayasanın 83. maddesi ile, milletvekillerinin yasama doku- nulmazlığı düzenleniyor. Bu madde gereğince, millet- vekilleri Meclis çalışmalannda- ki oy ve sözlerinden, düşüncele- rinden dolayı sorumlu tutulamı- yor, seçimden önce veya sonra suç işledikleri ileri sürülen mil- letvekilleri, Meclis'in karan ol- madan tutuklanamıyor, sorguya çekilemiyor ve yargılanamıyor. SHP Tunceli Milletvekili Si- nan Yerlikaya yasama dokunul- mazlığı kaldınlmamasına karşın, 12. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılandı ve "tehlikeli araba kullanıp kazaya sebebiyet ver- mek" suçundan 10 gün hapis ce- zasına carpıtıldı. Bu ceza 190 bin lira para ce- zasına çevrilerek, Yerlikaya'ya bildirildi. ıstıyorum. Askerliğin 18aydan I2ayain- dırilmesi benim projemdi. Ben bunu meydanlarda söyledim, geldim, yaptım. Terör vardır; Türkiye hesaplannı yeniden yap- mak zorunda kalmıştır. Askerli- ğin süresinin 18 aya. çıkarılması kanunu değiştirmiyor, kanun du- ruyor. Sartlar inşallah değişir 15 aya, sonra 12 aya iner. 18 ay ge- çici bir ihtiyaçtan doğmuştur. İÇiUer'e otoyol yanıtı: Otoyollar boşa çıkmış, diyebi- lir birisi. Bu. Sayın C'Merdeola- bilir. Başka şeyler de söylenebi- lir. Ben, "lazundır"diyorum. Ben yine sonunda haklı çıkanm. Ben marotuncuyum. Türkiye'nin enerji kapasitesinin 7-8 milyon kw daha arttınlması şarttır ve bu- nun için daha fazla gecikilme- melidir. Hükümete de her gün söylüyorum, aksi halde Türkiye karanlıkta kalacaktır. •Cemaat ve tarikat liderierivle görüşme: Türkiye de "dini cemaat lider- leri" diye bir makam yok. Bir unvan da yok. Çankaya'da kim benimle gö- riişmek isterse, vaktım müsaade ettıgı sürece görüşüyorum. "Di- ni cemaat lideri" dcdığınız kışı- lenn çoğu zaten benım dostum- dur. Mehmet Kutlulan falan kas- tediyorsanız, onlar benım dos- tumdur. Ama, yani bana gelirken din kisvesiyle değil, vatandaş olarak gelir giderler. Bu ülkenin vatandaşlannın vatandaş olma- lan benimle görüşmelenne kâfi- dir. lEkonomik durum: 1994 yılında önemli ekono- mik sıkıntılarla karşılaşılmıştır. Yılbaşında dövız fiyatlannda yüksek bir artışla başlayan para piyasalanndaki dalgalanma ma- alesef reel ekonomiyi de etkisı altına almıştır. Ekonomi daralmıştır. Enflas- yon oranın 3 haneli hale gelme- si, yatınmlardaki ve istihdamda- ki gerileme neticesinde büyüme- nin eksiye dönüşmesi. işçi, me- mur ve köylünün gelirlerinde or- taya çıkan reel düşüş bu olumsuz gelışmenin sonuçlandır. Bunla- nn I995'te yeniden rayına otur- ması lazım. 1993 yılına göre, yüzde 150 civannda gerçekleşen döviz fi- yatlanndaki artış, bir başka ifa- deyle devalüasyon, ihracatta beklenen artış etkisini göstere- memiştir. Türk Lirası yüzde 28 oranın- da reel olarak devalüe edilmiş ol- masına ragmen. ihracatm ancak yüzde 14.1 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Alınan istikrar tedbirlenyle 1994 yılında yattnmlarda genel. ciddi bir durgunluk ortaya çık- mıştır. Yatınmlann tümüyle durması ve bazı hayati devlet hizmetleri- nin görülmelerinin aksaması, bir süre sonra büyük hoşnutsuziuk- larayol açacaktır. •Yunanistan'la ilişkiler, AB: Yunanistan'ın, A\rupa'da Türk menfaatlerini baltalamaya çalışmaktan vazgeçmesi gerekir. Zatengüçlerideyetmez. A\rupa Yunanistan'ın peşinden giderse. bu Türkiye ile Yunanistan'ı sür- tüşmeye itebılir. Avrupa, gafını. 6-7 martta düzeltmek zorunda- dır. ANAP. "kulak tıkama" politikası yurütecek ANAPyönetiminden 'Anayol'a tavır BÜLENT SARIOĞLL 1 ANKARA - Solda bütünleşme çalışmalannın ardından yeniden ısıtılan 'Anayol' formülü nedeniyle hareketli günler yaşayan ANAP yönetimi, 'basın ve işadamlannın zorlamasına kulak tıkayarak 1995 >ılı sonbahannda seçim otacakmış gibi hazıriık yapma' karan aldı. ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık, DYP ile koalisyona girmenin 'partinin başını taşın altına sokmak' olacağını belırterek. "Söylediklerimiz, zorlamalarla koatisyon förmüllerine getiriliyor. İktidar için iştahımız kabarmış filan değfl" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın başkanlıgında geçen günlerde art arda toplanan başkanlık divanı, 1995 yılı stratejilerini değerlendirirken yeni yılda DYP ile koalisyona girilmesi yönündeki görüşlere karşı da tavır aldî. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan ANAP Grup Başkanvekili Aşık, "Ne ANAP'ın tabanı ne milletvekilleri ne de yönetimi böyle bir koalisvona sıcak bakıyor" dedi. Aşık, ANAP liderinin. TBMM Genel Kurulu'nda ifade ettiği, "Gerekirse, elimizi taşın altına sokanz" yönündeki sözlerinin. "Ülkemizin \aranna olacak her şeyi yapartz. Geçki önlemlerie zaman kaybedilmemesi gerekir"anlamma geldiğini belirterek şunlan söyledi: "Yönetim olarak, 1995 yılına seçim yılı gözüyle bakıjoruz. 1995 >ıh stratejilerimizi değerlendirdik. Birinci ve güçlü varsayun, sonbaharda seçim olacağı yönünde. DSP ve MHP ile kurulması olası bir koalisyondan daha da önemlisi, seçim için neler yapabileceğimizi konuştuk. Tek başına iktidar olabilmek için etkili gibi Mesut Yılmaz Eyûp Aşık göriinen basın ve iş dünyası kesimlerine kulak tıkavıp kendi tabanımızın istelderini dikkate almayı kararlaştırdık. Şubat ayından itibaren kongrelerimizi yapacağız. Bölge toplantılan. mm'ngler \e '2000 Yılına Doğru' adıyla düzentedtğimiz programlar de\am edecek. Sağlık, eğftim, sanat ve tanm alanındaki projelerimizi biraz daha geüştireceğiz." Eyüp Aşık, temel hedeflerinin *tek başına iktidar1 olduğunu belirtirken DSP ve MHP ile koalisyon formüllennin ise ikinci planda gündeme geldiğini vurguladı. Aşık, ANAP yönetiminin, 28 ocaktaki bütünleşme kurultayının ardından gündeme gelecek olasılıklan değerlendiripdeğerîendirmeyeceğine ilişkin bir soruya. "Bu konuyla fazla ilgftenmryoruz. Kim seçilirsc seçilsin, SHP'de bu ilkesizlik varken zaten koalisyon devam eder" yanıtını verdi. DYP Istanbul Milletvekili Coşkun Kırca'nın, Başbakan Tansu Çiller ile ANAP lideri arasında arabuluculuk yaptığı yönündeki savlan yalanlayan Aşık, DYP Bursa Milletvekili CavitÇağlar'ın ANAP milletvekilleriyle yaptığı belirtilen göriişmeye ilişkin olarak da şunlan söyledi: "Sayın Çağlar, TBMM Genel Kurulu'nda yanımızdan geçerken 'Bizi bu hükümetten kurtarın' diyor. Bizde 'Bunu kendi genel başkanınıza söyleyin' dhoruz. Bu ertesi gün, görüşme olarak bircok köşe yazannca yaalıyor. DYP ile koalisyona girmek, ANAP'ın başını taşın altına sokmak olur. Tabii bir yandan ülke batıvor, diğer vandan hiçbir şe> yapmamak da olmaz. Bu amaçla erken seçim için zoıiama yapıyoruz, yoksa iktidar için iştahımız kabarmış filan değiL" POLITIKA GUNLUGU HtKMET ÇETtNKAYA TEKZİP Hikmet Çetinkaya'yı rıukuka ve ve basın ahlak ilkeleri- ne saygılı olmaya davet ediyoruz. 2 Ekim 1994 tarihli "Fethullah" başlıklı yazısında Hik- met Çetinkaya'nın müvekkilimiz Fethullah GülenHoca- efendi ile ilgili olarak gerçek dışı ve tahkir edici isnadlan yinelemesi sebebiple tekzip hakkımızı kullanmak yine bir zaruret haline gelmiştir. Sözkonusu yazıda müvekkilimiz "Askeri liselerde, polis koleji ve akademilerinde örgütlenmek, Laik Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olmak, Türkiye 'yi 2000 'li yıllarda na- sıl ele geçireceğinin hesabını yapmak gibi aynı zamanda suç teşkil eden fiillerin içinde bulunmakla itham edilmiş ve 'demokrasi maskesi takan karayobaz çeteleri', 'din adamı maskesi taşıyan kişi', dini siyasete ve ticarete araç olarak kullanan, sahte müslüman, dini imanı para olan ki- şi" şeklinde tahkir edilmeye çalışılmıştır. Bu iddialann gerçek dışılığı Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan çok sayıdaki tekzip ve manevi tazminata mah- kûmiyetle sonuçlanan Mahkeme kararıyla sabit olmasına rağmen, gazetecilik görevı ve basın hürriyeti kötüye kul- lanılarak, Hikmet Çetınkaya tarafından, müvekkilimize olan husumeti, hakaretamız bir biçimde ortaya konmaktadır. Şimdi soruyoruz: Bu ifadelerın gazetecılikle, eleştiriyle bir ilgisi olabilir mi? Müvekkilimizin kamuoyunca yakinen bilinen ve bütün eserierinde ortaya koyduğu düşünceleri dinimizin temel mesajı olan bırlik, hoşgörü, adalet, eşıtlik ilkelerinin ülkemizde de gerçekleşmesı ve Devletimizin be- kasıdır. Eğer müvekkilimizin gö'rüşlerini paylaşmıyorsanız bunlan Hukuk Devletinin ortaya koyduğu eleştiri hakkı sı- nırlan çerçevesi içinde ifade etme hakkına sahipsiniz; an- cak tahkir hakkına asla! Hikmet Çetinkaya'nın bu yazısı 26.6.1994 tarihli yazısı- nın aynen tekrarından ibarettir. Istanbul 3. Sulh Ceza Mah- kemesi tekzip talebimiz üzerine 26.6.1994 tarihli yazı için, 1994/231 müt. sayılı dosyadan "yazının onur ve haysiyet kırıcı ve gerçek dışı olduğu "ndan bahisle tekzip metninin aynen neşrine karar verilmıştir. Cumhuriyet Gazetesi ve- kilınin "yazının eleştiri nıteliğınde olduğu" yönündeki iti- razı da kabul görmemiş ve Istanbul 2. Asliye Ceza Mah- kemesinin 1994/58 müt. sayılı dosyasından vakı itirazın reddine karar verilmesi ile karar kesınleşmiştir. Bunun üze- rine mahkeme karanyla tekzip metnı 1.10.1994 tarihli Cum- huriyet Gazetesinde aynen neşredilmiştır. Bir kez daha kamuoyuna duyurmak istiyoruz: Müvekki- limiz hakkında ileri sürülen iddialar tamamen asılsızdır. Müvekkilimizin hiç birsiyasi veticarı faalıyeti bulunmamak- tadır, sadece ülkemizin ve bütün ınsanlığın faydasına olan doğruları, düşüncelerini açıklayarak desteklemektedir. Bü- tün bunlar da meşru zeminlerde yapılmaktadır. Müvekki- limizin kitaplan dışında hiç bir önemli malvariığı bulunma- maktadır. Müvekkilimizin Hukuki yollardan gerçekleri doğru bir şe- kilde ortaya koymasına rağmen, her vesilede asılsız iddi- alannı, kesinleşmiş Yargı kararlarına rağmen tekrar etmek- ten vazgeçmeyen Hikmet Çetinkaya'yı Hukuka ve Basın ahlak ilkelerine saygılı olmaya davet ediyoruz. 07.11.1994 Fethullah Gülen Vekilleri Av. Orhan Erdemli, Av. Hasan Günaydın Kalp hastası hükümlüye sevk engeliIstanbul Haber Servisi - PKK davasından Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve kalbinden rahatsızlığı nede- niyle ölümle yaşam arasında mücadale \eren 35 yaşındaki Sadrettin Ajdınlıkadlı hüküm- lünün. tedavi için tam teşekül- lü bir hastaneye sevkedilmesi istendi. Adli Tıp Kurumu 3. th- tisas Dairesi, Aydınlık'ın teda- visi için tam teşeküllü bir has- taneyi gereksiz bularak. 'has- tanesi olan başka bir cezaevini' uygun görürken. de\ reye gıren İHD yetkililen konuyu ulusla- rarası insan haklan kuruluşlan- na bildirdi. Türkiye'deki ceza- evlerinin hiçbirinde tam teşe- küllü hastane bulunmadığına dikkat çeken Sadrettin Aydın- lık'ın avukatı Eren Keskin ise müvekkilinin göz göre göre ölüme terkedildiğini öne sürdü. Devletin. hukukgeregi insanla- nn yasama hakkını gü\ ence al- tına almak zorunda olduğunu da vurgula>an Keskin, başta Adalet Bakanı olmak üzere tüm yetkilileri göre\e çağırdı. Sadrettin Aydınlık'ın ailesı ve !HDyetkilileri dün birbasın toplantısı düzenleyerek kamu- oyunun duyarlı olmasını istedı- ler. Aydınlık'ın avukatı Eren Keskin'in toplantıda yaptığı açıklamada. müvekkilinin I985 yılında Diyarbakır Sıkı- yönetim Mahkemeleri'nce ida- ma mahkûm edildiğini. ancak. daha sonra çıkan 3713 sayılı yasa ile cezasının 20 yıla ındi- ğini söyledi. Aydınlık'ın 35 ya- şında ve mitral kapak yetmez- liği nedeniyle ağır hasta oldu- ğunu vurgulayan Keskin. tam teşeküllü bir hastaneye sevke- dilmemesi halinde müvekkili- nin yaşamını yitireceğini söyle- di. Aydınlık'ın sağlık durumu- nun son bir yıl içinde daha da ağırlaştığına dikkat çeken Kes- kin. "Müvekkilim artık görüş- lere dahi çıkamamaktadır. Ken- disi ile birlikte a>m koğuşta ka- lan tıp fakültesi öğrencisi arka- daşının kontrolü altında yaşa- mını yatakta geçirmektedir" dedi. Ne amaçla cezaev inde bu- lunursa bulunsun. söz konusu olan şeyin bir insan hayati oldu- ğunu dile getiren Keskin. Ay- dınlık'ın göz göre göre ölme- mesi için duyarlı olan herkesin demokratik baskı ortamı oluş- turmasını istedi. Sadrettin Aydınlık'ın tedavi olabilmesi için "Ha>ati tehlike olması halinde" cezanın tehiri- nı düzenleyen CMUK'un 399. maddesıne göre savcılığa baş- \ urduklarını da belirten Keskin şöyle devam etti: "Ancak, AdB Tıp 3. İhtisas Dairesi, savcıhk ta- rafından sevkedilen Sadrettin Avdınlık'ın cezasının geri kalan kismını hastanesi olan başka bir cezaevinde geçirebileceğine ka- rar vermiştir. Bu rapora tarafi- mızca itiraz edilecek ve dosya- nın genel kurula gösterilmesi is- tenecektir." Basın toplantısına katılan Sadrettin Aydınlık'ın annesi Hamide Avdınlık ile babası Se- lahattin Avdınlık da çoçuklan- nın tedavisinin yapılarak ser- best bırakılmasını istediler. Toplumsal Hukuk Araştırma Vakfı Başkanı Talat Tepe ise hukuk gereği devletin ınsanla- nn yasama hakkını güvence al- tına almakla görev li olduğunu v urgulayarak. Aydınlık'ın öl- mesi halinde bundan devletin sorumlu olacağını dile getirdi. Aydınlık'ın cezaevi koşullann- da tedavi edilemeyeceğinin Ad- li Tıp raporlarında da tespit edildiğini ifade eden Tepe, söz konusu olan şeyin bir insan ha- yati olduğunu vurgulayarak, yetkilileri gerektiği gibi dav- ranmaya çağırdı. Siyasetçiye gençlerden tepki ANKARA (UBA) - Gençlerin yüzde 49.7'si siyasetin değil. siyasetçilerın kötü olduğunu düşürüyor, yüzde 17 si de "'Siyaset bizim neyimize" diyor. Türk Metal Sendikası tarafından "Gençlik sorunlan ve genç işçiler" konusunda yapılan bir araştırmada, gençlenn siyasetçilerden şikâyetçı olduğu belırlendi. Anket çalışmasında yöneltilen "Siyasete bakışınız nasıl" sorusuna gençlerin yüzde I7'si. "Siyaset bizım neyimize" yanıtını verirken. yüzde 49.7'si siyasetin değil. siyasetçilerin kötü olduğu. yüzde 22'si. de Türk toplumunun daha fazla siyasete katılması gerektiği cevabını verdi. Aynı soruyu gençlerin yüzde 2.8'si yanıtsız bırakırken. yüzde 3.6'sı da siyasetle aktif olarak ilgilendiğini söyledi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear