Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30ARALIK1994CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yılbaşı üstüne
MELİH CEVDET ANDAY
Y
ılbaşında ne yapıyorsu-
nuz?
Bugünlerde dostlar, ar-
kadaşlararasında en çok
duyulan soru bu. Yılba-
şı, nedense. sevinç geti-
riyorinsanlara. Ömürle-
rinden bir yıl eksildiğini değil de, en
azından bir yıl daha yaşayacaklannı dü-
şünüyorlar da ondan. Haklıdırlar. Nâ-
zıın Hikmet'ın dediği gibi, "Yaşamak
güzd şey be kardeşim." Akhikus, öteki
dünyada kendisini görmeğe giden
Odysseus'a. "Buradakıralolmaktansa.
dünyada köle olayun, daha iyi" dıyor-
du.
Gerçi yılbaşı sıradan bir gündür, çün-
kü doğanın ayı, yılı yoktur ama. biz o
gün seviniyoruz, gülüyor eğleniyoruz
ya, yeter bize. însan mutlu günler ya-
ratmış, böylece doğanın biteviyeliğini
yenmiştir. ona katkıda bulunmuştur. İş-
te, "köhür" dediğimiz de budur.
Yılbaşı ile Noel, birbirine kanştınlır
çoğu zaman; aralan yakındırda ondan.
Gerçekte bir benzerlik de vardır bu iki
törensel gün arasında. Ama yılbaşı es-
ki, Noel yenidir.
Noel sözcüğü, Latince Natalis "do-
ğumla Ugüi" sözcüğunden gelir; İsa'nın
dogumu onuruna 25 Aralık'ta kutlanan
Hıristiyan yortusu.
İsa'nın yaşadığına ilişkin bir belge
bulunmadığına göre, doğum günü ner-
den çıktı ortaya? Noel'in çeşitli Hıris-
tiyan mezheplerince değişik tarihlerde
kutlanması da bunu gösterir. Ama üs-
tünde durmayalım; geriye uzandıkça
biiyük adamlann doğum günleri bilin-
mez olur. Biz Isa'yı söyledikleriyle var
ediyoruz, o bize yeter.
Ansiklopedi diyorki:
"Bir Roma almanağına göre, İS
336'dan önce Noel, Roma'da Hıristiyan
yortusu olarak kutlanıvordu. Buna kar-
şılık Kudiis dışında Doğu'da 6 Ocak'ta
kutlanan Epifanyat yortusunda Hz.
İsa'nın hem doğumu, hem de vaftiz edil-
mesi biriikte anıbyordu."
Şu bilgi önemli:
"Noel gelenekleri çok çeşitli kaynak-
lara dayanır. Romalılar 17 Aralık'taki
Saturnalia(Satürn Şenliği) gününde çe-
şitli eğlencekr düzenler. birbirierine ar-
mağanlar veririerdi."
Şunu da unutmayalım. Töton boyla-
rının Galya, Britanya ve Orta A\ru-
pa'yagirişiyle Noel kutlamalannaGer-
menlerin ve Keltlerin Yule(yeni yıl)ge-
lenekleri deeklenmiştir. Diyeceğim ki,
hiçbir gelenek. başladı denılen tarihte
başlamış değildir, çok daha eskilere
uzanır. Bizi aldatan. Tarih'in bölümle-
re aynlmış olmasıdır. Oysa zaman bö-
lünemez. Yaprak dökmeyen çam ağacı.
kuzeyden inip Noel ve Yılbaşı törenle-
rine katılmıştır.
Insanoğlu ölüme nasıl karşı gelsin!
Doğum'u kutlamaktan başka ne yapa-
bilir!
İşte. Noel'in kökeni olan Natalis'e
geldik gene. Ölümü değil, doğumu dü-
şünelim.
Gelelim Yılbaşı'na... Bakın Noel ile
nasıl benzerlikler bulacağız.
Ansiklopedi diyor ki:
"Kökeni çok eskileredayanan vediin-
\anın hemen her yerinde kutlanan yıl-
başı, genellikle nefis köreltme. annma,
canlanma \e \enilenmeyi temsil eden
törenleri kapsar."
Görüyor musunuz. gene ölüme kar-
şı direnme. Ancak "nefîs köreltme"ni-
teliği artik ortadan kalkmıştır; yılbaşı
gecesi, her yerde. bolca yemek ve bol-
ca içmek üzere geçer: öyle ki, ertesi
gün hasta olarak kalkılır yataktan, su-
ratlar asıktır, keyifler yerinde değildir.
Kısacası, bizyılbaşını gelenekten uzak
bir biçimde kutlamaktayız.
Okuma\i sürdürelim:
" Değişik kiiltürlerde değişik biçimle-
re bürünen bu yenilenme ögesL evrenin
yaratılışının anılması ya da simgesel dü-
zeydeyenilenmesi yoluyla tannlann, ev-
renin ve toplumun güçİendirilmesi ama-
cına yöncliktir."
lnsanoğlu'nun anlayamadığı şey
ölümdür. doğum, canlanma, yenilenme
törenleri bu başkaldırının göstergeleri-
dir.
"Bilinen ilk yılbaşı kutlamaları, ba-
har ılımına (mart ortası), Asur'da ise
güz ılımına (evlül ortası) en yakın yeni-
ayda yapılırdı" (İÖ 2000). Mİsırlılar, Fe-
nikeliler ve Persler yılbaşını güz ılımın-
da (21 Eylül), Yunanlılar ise IÖ 5. yüz-
yıla değin kış gündönümünde (21 Ara-
İık) kutlardı. Roma'da Cumhuriyet dö-
neminde. 1 Mart'ta başlatılan yeni yıl
İÖ153"ten sonra resmi olarak 1 Ocak'a
alındı. Bu u\gulamaJulyen takviminde
de (İÖ 46) sürdürüldü."
Buraya kadaryazdıklanmızdan anla-
şılmıştır sanınm ki. yılbaşı, dahası No-
el törenleri dinsel değildir. Bizim kök-
tendinciler pirelenmesinler diye söylü-
yorum bunu.
Gerçi ben çocukluğumda yılbaşı ne-
dir bilmezdim. böyle bir gelenek yok-
tu evimizde: ama o zaman toplumumuz
dünyaya yabancı idi.
Şimdi yılbaşı geldi diye ona gecikmış
birözlemle mi sanlacağım?
Yok canım! Takvimimizin >apay ol-
duğunu bilecek kadar aklım var. Uy-
durmadır büfün bunlar. Bakın, Roma
yılı 1 Mart'ta başlıyordu. Neden? Bu-
nun nedeni olur mu! I Ocak da uydur-
madır.
Ama insanoğlu. kültürünü işte böy-
le uydura uydura yaratmıştır. Biz kül-
tür yaratığıyız. Başka türlü olamazdık
ki!
Sevelim bu törenleri, saçma olsa da
sevelim.
Doğa saçma değil mi?
Saçmaladıklarımızı sevelim. yarın
gece birbirimizi kutlayalım, güler yüz-
lü olalım.
Ölümü unutalım.Ertesi sabah yeni-
lenmiş olarak uyanalım.
ARADABIR
YAVUZ GOR Emekli Elçi
Ahmet Rüstem Bey
Ahmet Rüstem Bey (1862-1935), Müslümanlığı kabul
ederek Osmanlı Devleti'nin hizmetine geçen Bilenski adın-
daki bir Polonyalının oğludur. Devlete birçok hizmetleri
geçmiş olan Ahmet Rüstem Bey, bu arada Balkan Sava-
şı'nda er rütbesiyle ve gönüllü olarak orduya katılmıştır. Bi-
rinci Dünya Savaşı sonunda, Anadolu'ya geçmiş, Sıvas
Kongresi'ne gitmiş, Atatürk ile biriikte Ankara'ya gelmiş-
tir. Kuvay-ı Miiliyeci olduğundan Nemrut Mustafa Paşa
divanınca gıyaben idama mahkûm edilmiş olan Ahmet
Rüstem Bey, Avrupa'da Ankara hükümetini ve milli müca-
deleyi destekleyen faaliyetlerde bulunmuştur.
Ahmet Rüstem Bey'in, bu renkli ve serüvenli yaşamının
en ilginç öyküsü, hiç kuşkusuz, 1914 yılında büyükelçi ola-
rak atandığı VVashington'daki görevi sırasında yaşadığı
oteydır.
1915 yılında, Amerikan basını, Osmanlı ülkesinde cere-
yan etmekte olan 'Ermeni tehciri' ile yakından ve -bittabi-
tek yanlı olarak yaygara koparmaya başlayınca, Ahmet
Rüstem Bey kolları sıvamış ve herkesin çuvaldızı kendine
batırması gereğini vurgulayarak Ingiltere, Fransa, Avustur-
ya, Macaristan vb devletlerin, sömürge halkları ve azınlık-
lara karşı tutumlarını eleştiren yazılar yazıp yayımlatmıştır.
Bu arada, Amerika'da 'zenc/'lere uygulanan baskıyı, Fili-
pin halkına reva görülen muameleleri de yazılarında vur-
gulamıştır. Kızılderililerin maruz kaldığı, eşi görülmemiş
soykınmından da söz edip etmediğini bilmiyoruz.
Işler bu raddeye gelince, Ahmet Rüstem Bey, 'Beyaz Sa-
ray'a çağrılmış ve Başkan Wilson kendisini ağır bir dille
eleştirmiştir. Bu konuşma sırasında, Osmanlı Sefiri'nin, ce-
binden o günkü VVashington Post'u çıkararak Virginia eya-
letinde linç edilen iki zencinin, bir türlü bulunamayan fail-
lerinden söz ettiği ve 'tesamüh' konusunda, Osmanlı Dev-
leti'nin kimseden ders almaya muhtaç olmadığını söyledi-
ği bilinmektedir.
Kendisinden 'özür dilemesi' istenilen büyükelçi, bunu
reddetmiş; Babıâli, büyükelçisini desteklemiş ve nihayet
Ahmet Rüstem Bey, 'persona non grata' (istenilmeyen
adam) ilan edilmiştir. VVashington'dan ayrılırken, "Burutu-
betli ve sokaklan çamurdan geçilmeyen kentten aynlıp
Boğaziçi'ndeki evime gideceğimden pek mutluyum..."
dediği söylenir.
Birkaç gün önce, Ankara'daki ABD Maslahatgüzan'nın,
dışişlerine gelerek önemli bir girişimde bulunduğu açıklan-
dı. Bu girişimin -herhalde- aynısının, VVashington Büyükel-
çiliğimiz nezdinde de yapıldığı anlaşılıyor.
DEP davasının sonuçlanmasını hemen izleyen bu süreç-
te, böyle bir girişimin ya da girişimlerin, açık seçik 'içişle-
rine müdahale' olduğu, tevil ve tefsir kabul etmez bir ger-
çektir.
Bu girişimi sırasında, Amerikan Maslahatgüzarı, eğerya-
zılı bir metin, örneğin bir muhtıra (aide-memoire) verdiyse
Amerikan hükümetinin, bu aşamada, 'Johnson Mektu-
bu'nu anımsamadığı, anımsadıysa o zamanki koşullar ve
devlet adamları ile şimdikiler arasındaki farkı iyiden iyiye
hesap ettiği anlaşılıyor.
Her halükârda 30 yıl önce, dolaylı bir şekilde de olsa,
Johnson'un mahut mektubu, kamuoyuna açıklanmış ve
kimlerie merhabalaştığımızı öğrenmiştik.
Aradan geçen süre sırasında, özellikle son yıllarda, bir
'saydamlık'edebiyatının içindeyiz. Bu saydamlığın, sosye-
te güzellerinin iç çamaşırları konusu dışında, çengelli iğ-
netere takılıp kalmaması gerekirdi.
• • •
Biz, bugün, Ahmet Rüstem Bey'i ve onun gibileri saygı
ile anarak yazıyı bitirelim.
İLAN
T.C.
GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI
HALKALIGİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ
Meclisi Mebusan Yokuşu Selçuk Han No: 91 Kat: 2
Fındıklı/lstanbul adresinde mukim Tam Kimyevi Maddeler ve
Dahili Ticaret - Bünyamin Tovil firması adına gümrük giriş
beyannamelerinden doğan ve karşılannda miktarlan gösterilen
kamu alacaklannın tahsili için çıkarılan tebligatlar, firmanın
bilinen adresinde bulunamaması sebebıyle iade edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 31'inci maddeleri
gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğine
karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenler ile anılan adreste faaliyet
gösteren şirketin belirtilen borcunun 15 gün tçinde
gümrüğümüz saymanlığına ödenmesi. aksi halde 6183 sayılı
AATUH Kanunu'nun 55-60 ve 114'üncü maddelen gereğince
işlem yapılacağınm bilinmesi ilanen tebliğ olunur.
Dosya No:
1-27020 178
2-27038,178
3-27039'178
4-27023'178
5-27027 178
6-27043-178
7-27046/178
8-27025/178
9-27015 178
10-27013 178
11-27026/178
12-27021,178
13-27036/178
14-27028/178
Bevanname
no. ve tarihi:
17142 26.02.1992
38100 01.05.1992
41917 13.05 1992
26420/02.05.1991
42237 04.07 1991
50404 31.07.1991
61612/12.09.1991
78266*07.11.1991
85474 28 11 1991
8991112.12.1991
67449 03.10.1991
24229/17.03.1992
32792 15.04.1992
32954/15.04.1992
Amme alacağı
miktarı:
63.523.OOO.-TL.
79.098.000.- TL.
79.952.000.- TL.
49.826.000.- TL.
60.052.000.-TL.
57.253.OOO.-TL.
65.204 000.-TL.
129.659.000.-TL.
71.067 000.-TL.
142.747.000.-TL.
62.296.000.- TL.
72.950.000.- TL.
76.470.000.- TL.
86.532.000.- TL.
Basın: 48400
TARTIŞMA
Mutlu yıllar dilemeyin, sağlayın!
son yıllarda bazı
parlamenterler,
seçmenlerine ve
öğretim üyelerine
yeni yıl kartlan
göndermektedir.
Sıcaklıktan yoksun ve yasak
savma şeklindeki kutlama
kartlan ile kaç tane oy
kazanılıyor bilmiyorum. Önce
ellerindekı ad listelerine göre
adres yazıp kartlan postalayan
sekreterlerin sabırlannı
kutluyorum. Harcadıklan çaba
ile daha yararlı işler
yapabilırlerdi kanısındayım.
ancak kuşkusuz ki bu onların
iradesi dışındadır.
Lütfen bize yeni yıl kartlan
ile mutlu yıllar dilemeyiniz.
Atatürk ilkelenni. laikliği.
demokrasiyi koruvarak.
rüşveti, yolsuzluğu, gericilıği
önleyerek. sokaklara dökülen
işçi ve memurun sesine kulak
vererek, faili meçhul
cinayetleri aydınlatarak.
çevremize duyarlı olup
çocuklanmıza yaşanır bir
dünya bırakma çabasını
göstererek. üniversite öğretim
üyelerine \e öğrencılerine
çağdaş üniversitelerde çalışma
ve okuma olanaklan varatarak.
sizlerden hâlâ bir şeyler
bekleyen insanımıza mutlu
yıllan siz sağlayınız.
Gönderdiğiniz kartlar,
çoğunlukla okunmadan ya çöp
sepetlerine atılmakta ya da
bıkıp usanmadan ve umutsuzca
ağaçlan koruma çabası içinde
olan kişilerin kâğıt torbalannı
doldurmaktadır. Kutlamayla
gönül almanızın çağı geride
kalmıştır.
Üstesinden gelmek zorunda
olduğunuz çok önemli ve
çözümlerinin ertelenmesi
mümkün olmayan sorunlanmız
vardır. Tebrik kartlannızın
tutan milyan bulmaktadır.
Karnı aç, ayakkabısız, sobasız,
okulsuz, kitapsız, ilaçsız bunca
çocuk toplumumuzda yaşarken
paralan harcadığınız yeri
düşünmeniz gerektiğine
inanıyorum.
Dünyamızın güzellikleri
olan çocuklanmızı ve
ağaçlanmızı koruma
duyarlılığını gösteren daha çok
devlet adamına sahip
olacağımız yıllara kısa
zamanda ulaşma dileği ile ben
de yeni yılınızı kutluyorum.
Prof. Dr. Esmera\
Acartürk
İ İ İ İAVTA'danYILBAŞI İNDİRİMİ
HEMEN ALIN, 10 MİLYON KAZANIN
• Avukatlar. yargıçlar, savcılar ve bütün hukukçular için bir cennet yaratıldı.
• Yemyeşil çevresi, deresi, mandalina bahçeleri, uçsuz bucaksız kumsalı, denizi,
göletleri, havuzu. spor merkezleri ve her eve ulaşan iletişim ağıyla
AVTA sizleri bekliyor.
• Üstelik, 20 Ocak akşamına kadar Aralık fıatlan uygulanıyar. Ve ek olarak.(
10 Milyon lira indirim yapılıyor.
• Çabuk karar verip aramıza katılın. Bahar
ve kış aylannda da köyümüz bir başka
güzeldir. Gelin tatil yapm.
• Unutmayın, AVTA' ya girince, üç ayn
döneminiz olur. 40 gün yararlanırsınız.
AVTA TATİL KOYU TURIZM TİCARET A.Ş.
SATIŞ TEMSILCILIKLERI' B«lurtiry (0 212) 570 70 66 Ankm (0 312) 441 44 34 bnjr (0 232) 425 49 86
H w k u IstHal Cd Beyoğkı Iş Mertıezı B Bk* Ka 1
No .122 80070ISTANBUL
Tel (0 212) 252 54 65 -252 56 79 -F» " 252 57 75
TMIK6yt):KadiUesı-BO0RUM
Tel ( 0 252 | 382 45 01 F«: (0 252) 382 44 99
* <•:•-© ^
B u y ı l b a ş ı n d a s e v d i k l e r i n i z e Q e n k L < b i r s ü r p r i z y a p m !
Yeni yılın ilk adımlarını duyduğumuz şu günlerde, DİNOZOP'Jn düşsel dünyasına bir uğrayın !..
. SM V Doğaya dokunmadan hazırlanmış yılbaşı ağaçlan,
V Unicef köşesi. Kutlama, mesaj kartları.mektup setleri, ajandalar,
V Bebelere, babalara,"aydınlığa umut" kitaplar, oyunlar,
¥ "Rengahenk" binlerce maskot, peluş ve ahşap armağanlar,
V Hobby'ler, puzzle'lar, masa oyunları b i r y e r l e r d o s a k l ı !
Moda Cad. Sarraf Ali Sok. No.11
Kadıköy-lstanbul (216)346 14 08
K53
YILBAŞINA KADAR IIEPSİ ÖZEL FİYATLARLA...!
GALERI • ATÖLYE 293 89 78 (3HAT)
(OPERA)
S A N A I C i l i l l S I
Doğa Anadolu Kilimleri
ve
Rerazi İren
Reslm Serglsl
26 Arılık 94- 14 Ocak 95
Hırıcıje Konaj, Sok So 1 Sailık Apr
Gumujsuyu Tel tQ212 249 92 02
GALERİ
ODA
AYTEN
YETİŞ DOĞU
R C M m Sergı M
9-30 Aralık 1994
HuircvjKredeCjd i[J2/B (Fınn Sk i
Te^ıkıvc Tet 2
S (
) 22 l'R
o Galeri <!
i Atölye ;
*> ilanlannız ıçin- i
i 293 89 78 <!
l (3 hat) J
ÇÖKSIAJV
s/ıy
20 Aralık 1994 • 4 Ocak 1995
ISTANBUL DEVLET GUZEL
SANATLAR GALERİSİ
Atlas Sineması Üstü Beyoğlu
Tel: 243 30 53
'95
14 Aralık - 7 Ocak
yeni yıltnız kutlu olsun
fahr el nisa zeid
bedri rahmi eyüboğlu
zühtü müridoğlu
orhan peker
burhan uygur
kadir akorak
avni arbaş
nijad devrim
ergin inan
komet
utku varlık
yunus tonkuş
julide
resiın, heykel ve
özgün baskı sergisi
ADTİ6ANŞakayık Sok 54 1 Nişantaşı
Tel 0212 247 90 81
ADNAN ÇOKERMinimaller ve Varyasyonlar
Sergı 21 OCAK 1995 tarıhıne kadar uzatıimıştır.
GALERİ JB
u<revGerecteCad FtnnSok Nc 2 iTeşvıkıye Istanbul Tel 0-(212!227 03
İnsanın yılbaşında
rahat edeceği tek yer
evr
"yazarlara, sanatçılara ve
dünyaya onlann gözüyle
bakan herkese açıkttr."
Rez:261 25 58 / 59
Teşvikiye (Karakol) bostan
sok. 13/A(EskiKeçi Bar)
ISTANBUL 1. SULH HÂKİMLİĞİ
1994 173 VasiT.
İstanbul. Çatalca. Karaburun Kö>ü. cilt 032-01. sayfa 23. kütük
14'te nüfusa kayıüı, Beker ve Clgen'den olma. 05.05.1967 doğumlu
Yadigar Demirbilek hastalığı sebebiylc mahkemece 21.12.1994 tan-
hinde vesayet altına almmış olup kendisine Boluca Köyü. Gazios-
manpaşa. No: 3, İstanbul adresinde ikamet eden dayısı Mehmet
Tepe'nın vasi tavinine karar verilmiştir.
İlan olunur. 26.12.1994
Basın: 14667
NADİRNADİ'Yİ
UĞURLARKEN
Derleme
50.000|KDViçinde)
Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad.
39-41 Ctığaloğlu-İstanbul
Ödemeli gönderilmez
'^kkttkre, gnçton, kinttm f«botj«
«tMiy«nji bir ortvnio B«§<n m .
S d b M
PENCERE
(1) Solun Zamanıdır;
Ama,NasılBir
1960ların ilk yarısı, Yön' dergisinin eski Vatan gazete-
sindeki yönetim yerinde laflıyorduk, Doğan Avcıoğlu,
her zamanki gibi sigarası dudaklarında konuşurken, or-
taya bir fikiratıverdi:
"- Nâzım 'ın şiirlerini yayımlayalım mı?.."
Önce sustum.
Nâzım Hikmet'in şiirlerini yasaklayan bir yasal yasak
yoktu; ama, görünmez bir el, bütün gazeteleri ve dergi-
leri avucunun içine almış, Babıâli'ye korku salmıştı; şai-
rin adından sanından söz açılamıyordu. Peki. biz şiirleri
yayımlarsak tepemize gökten yıldırım mı düşerdi?.. Bi-
raz düşündükten sonra Doğanın sorusunu yanıtladım:
- Yayımlayalım...
'Kurtuluş Savaşı Desfan/'ndan ilk şiirler 'Von'de çık-
maya başlayınca ortalık birbirine girdi, şairin yurtsever-
liği herkesi şaşırtmış, insanlarımızı çarpmıştı; "vatan
hainiNâzım"denen kişi bu muydu?.. Toplumda bir dep-
rem yaşandı; fikirler değişiyor, düşünceler biçimleni-
yordu. Gerçekte Türkiye'de aforoz edilen yalnız Nâzım
değildi; Yön dergisi "sol" ve "sosyalizm" sözcüklerini
de meşrulaştırmaya çalışıyordu. Ismet Paşa, ortanın
solunu benimsedikten sonra bir gün noktayı koydu:
' - Ben" dedi. "kırk yıllık solcuyum.."
Padişahlığı ve halifeliği yıkıp cumhuriyeti kuran hare-
ketin "ikinci adamı" elbet solcuydu: 1789 Devrimi'nde,
Fransız parlamentosunda solda oturan cumhuriyetçile-
re solcu denmiyor muydu?.. CHP (Cumhuriyet Halk Par-
tisi), 1923 Devrimiyle cumhuriyetçiliğin bayrağını yük-
seltmesine karşın, ancak 1960'larda "solcuyum" diye-
bildi.
•
Batı'da "sol, sosyal demokrat, sosyalizm "kavramları
sanayileşme sürecinde gündeme girdiğinden Türkiye'-
dekinden daha değişik bir kökene sahip: Marksizm ile
yakın alışverişi var; bugün kökeninden aynlmış gibi gö-
rünse de özünde yine sınıfsal içeriğini taşıyor; emekçi
halkın desteğini arkasına alıyor: endüstri toplumunda
milyonlarca işçi, sosyal demokrasiye sağlıklı bir temel
oluşturuyor.
Ülkemizde sosyal demokrat ya da demokratik sol bir
partinin dayanakları nedir?..
Türkiye, endüstri devriminin neresinde?.. Sanayileş-
meden 'bilgitoplumunageçilebilirmi?..60milyonnüfu-
sun yarısmı tarım kesiminde yaşayan köylüler oluşturu-
yor. Göçle kentlere yığılan nüfusu da yarı köylü yarı
kentli kitleler oluşturuyor. Her büyük kentin yüzde 60'ı
kondularda yaşıyor. 1.5 milyon memura sendika yasak-
ları sürüyor. Sendikalı işçi sayısı azalıyor, 2 milyonun
altına iniyor. Kayıt dışı ekonomi'y/e geçinenlerin ağırlı-
ğı toplumda gün geçtikçe artıyor. Etnik ve dinsel çelişki-
ler, hemşerilik güdüleri, tarikat örgütlenmeleri ağır
basıyor. Böyle bir toplumda sosyal demokrat ya da de-
mokratik sol bir parti ne yapabilir?..
Avrupa'nın gelişmiş toplumunda çalışanlarm büyük
çoğunluğu işçi...
Türkiye'de bu taban var mı?..
1960lardan bu yana dünya ve Türkiye öylesine değişti
ki, sol kendisini yeniden sorgulamak zorundadır; ancak
bu sorgulamaya önce sağdan başlayabilir.
Bu başlangıç bir umudun kaynağını da oluşturabilir.
Niçin?..
•
Çünkü 1980'lerden beri en vahşi yöntemleriyle uygu-
lanan neoliberalizm, 14 yıl sonra döküfüyor. Sağ, askeri
faşizmle solu ezdi; ama, büyük sermaye kesimi, toplum-
da bir lokomotife dönüşüp ülkeyi düze çıkaramadı, istik-
rara kavuşturamadı. 14 yıl sonra, toplam hanesinin altı
çizildiğinde, ortaya çıkan sonuç nedir?.. Dış borç, iç
borç, toplumun kirlenmesi, şeriatçılık, tarikatçılık, yüzde
100'ü aşan enflasyon, insan haklarının çiğnenmesi, et-
nik çelişkinin yükselmesi, iç göçün yoğunlaşması, de-
mokrasiden yoksunluk, yatınmsızlık, Batı'dan dışlanma.
sistemin tıkanması, işsizliğin çığ gibi büyümesi, çelişki-
lerin derinleşmesi, "yükselen değerler"\n çöküşü, gele-
ceğe bakışta umutsuzluk...
Sağ politikalar tıkandı..
öyleyse solun zamanıdır..
Ama nasıl bir sol?.. . j
\
ÖLÜ
Ç
YIGENOGLU
ŞERIATÇI
ŞIDDETjVE
OZANLAR
K E N T I
S I V A S
2. BASKI ÇIKTI
EKİN YAYINLARI
Sakarya Caddesi 36/11 Tel-Fax; (312) 4352497
Yenişehir-ANKARA
Bılgi ve Rezervasyon için
0(212) 251 88 97
İLAN
NUSAYBİN ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1994 104
Davacı Aynur Ayaz vekıli Av. Abdullah Al tarafından. davalı
Hikmet Ayaz aleyhine açılan boşanma davasının yapılan açık
yargılamasında;
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilemediği gibi tüm ara-
malara ragmen adresi tespit edilemediğinden ilan yoluyla dava
dilekçesi ile duruşma gününün tebliğine karar verilmiştir. Bu
nedenle ilanen gazetede ilan edildiğı tarihten itibaren
duruşmanın bırakıldığı 24.1.1995 günü saat 09.00"a kadar
mahkememizde hazır bulunması veya kendini bir vekille tem-
sil ettirmesı, aksı takdirde duruşmanın yokluğunda yapılacağı
ve karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur.
Basın: 53749