23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'' 17 ARALIK 1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çevre Bakanı başkanlığında, Ankara'da toplanan 17 ilin valisi hava kirliliğine karşı çözüm yollannı tartıştı KirnÜği asııiiKİa. yedd valhıiı ı•'Kirlilikle mücadele eden kuruluşlar arasında Çevre Bakanlığı yok' diyen Bakan Akçalı, yürürlükteki yasalann valilere geniş yetkiler tanıdığını vurguladı. Kısa ve uzun vadeli önlemler ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Kış aylanyla birlikte, Istanbul başta olmak ûzere hava kirliliğinin tehlike sınırlannı aştığı 17 ilin valisi, Çevre Bakanı Rıza Akçalı başkanlığında çözüm yollannı tartıştı. Çevre Bakanı Akçalı, yürürlük- teki yasalann valilere geniş yetkiler ta- nıdığını vurgulayarak "Kirüüğin arka- sında mazererter olmamair dedı. Çevre Bakanlığfnca düzenlenen top- lantıya, kirlılık düzeyi tehlike sınınna ulaşan Istanbul, Bolu. Bursa. Balıkesır, Eskişehir, Diyarbakır. Çorum, Kütahya, Kınkkale, Karaman. Muğla, Sıvas. Erzu- rum, Kahramanmaraş ve Kocaeli valüe- ri ile Çankın ve Konya çevre il müdürle- ri katıldı. ÇevTe Bakanı Akçalı. kamuoyunda ha- va kirliliğine gösterilen duyarİılığın se- vindirici olduğunu kaydederek *Su prob- lemini kışın. hava kirliliğini de yazuı ko- nuşmamız lazım. l muyorum o düzeve geleceğiz''dedı. Akçalı, şöyle konuştu. " lllerimizin pek çok problemi var, ama bunlar kiriiligin arkasındaki mazeretler olmamah. Çevre ve Enerji bakanlıklarv- nın illeregönderdiği vakıtstandartlan ile mahalli çevre kurullannm beliriediği pa- rametreler karariıükla uvgulanırsa, bu- gün yaşadığımız sıkıntılar yaşanmamış olur. Vaüiiklerimizin bu konuda jeterli yetkileri vardır. Kirlilikle mücadele eden kuruluşlar arasında maalesef Çevre Ba- kanlığı yokrur. Valilerin yetkili olması da dognı, ekonomik ve gerçekçi bir karar- dır. Bu konuda da yetki karmaşası ve ek- sikliği söz konusu degildir." Ankara'daki kirlılik sorununun. ıthal kömür ve doğalgaz kullanımıyla çözüm- lendiğini anımsatan Akçalı, benzer ön- lemlerin diğer kentlerde de alınması ge- rektiğini söyledi. İstanbul Haber Servisi - Çevre Bakanı Rıza Akçalı' nın lstanbul'da yürürlüğe konulacağını açıkladığı kısa ve uzun vadeli önlemler şöyle: •Doğalgaz kullanımını zorunlu hale getirecek şekilde il hıfzıssıhha kurulunun karannı almak. •Ruhsatsız kömür ocaklannı faliyetten men etmek. •Kalitesiz ve vasıfsız kömür kullanımını önlemek konusunda gerekli idari ve inzıbatı tedbirleri. etkili ve sürekli bir şekilde yürürlüğe koymak. •Yakıcılar ve yakma sıstemlenni iyileştirme çalışmalannı hızlandırmak. •Gerektiğinde semtlere göre kalonfer ve sobalann yakılma saatlerinı düzenleyerek, denetimleri titizlikle yürütmek. •Fski ve bakımsız araçlarla yoğun egzoz gazı çıkaran taşıtlan trafikten men etmek. •Medya aracılığıyla hava kirliliğinin ölçüm değerleri konusunda, halkı sürekli bilgılendirmek. •Enerji ve yakıt tasarrufu konusunda gerekli önlemlen önceliklı olarak uygulamak. #Sanayi sektörünün hava kirliliğinin azaltılması açısından teknoloji yenileme ile baca gazı antım tesislerini kurmaya yönelik yatınmlara ağırlık verilmesini sağlamak. •Araçlarda emisyon kontrol ölçümlerini yaygınlaştırarak tüm araçlan ölçümden geçirecek gerekli tedbirlen almak. • Isianbul'un kirlılık haritasını dikkate alarak yoğun olan semtlerde kırliliğin devam ettiği durumlarda uyan kademelerine göre, Hava Kalitesini Kontrol Yönetmelıği'ne göre, sanayi tesislerine gerekli müdahalelerı sağlamak. •Doğalgaz kullanımı konusunda tüm kentin, geriye kalan 2'3'lük kısmına hızmet vermek üzere altyapı sisteminin planlamasını yapmak ve gerekli yatınmlara başlamak. •Cumhurbaşkanlığr Genel Sekreterliği'nin 25 Ağustos 1994 tarıhinde yayımladığı yazıya göre, tstanbul'da Kilyos'tan Istrancalar'a kadar olan bölgedekı kömür ocaklannın kapatılarak buralann yeşillendirilmesı konusundaki talimatlann, yetkılilertarafından süratle yerine getirilmesi. Danıştay'dan döndu Çiller'in ücret genelgesine yargı engeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay, Başbakan Tansu ÇUler"in. toplusözleşme farklannın 6 ay gecikmeli olarak ödeme planına bağlanmasını öngören genelgeleri hakkında, yürütmeyj durdurma karan verdi. Danıştay'ın karannın ardından, kamu kesimindeki işçilerin birikmiş alacaklan konusunda nasıl bir yöntem izleneceği belirlenmedi. Kamu işyerlerinde uygulanmakta olan toplusözleşmelere göre işçilere ödenmesi gereken 4. ve 5. dilim ücret zamlannın 6 ay ertelenerek ödenmesini öngören genelgeler, Hak-lş Konfederasyonu'na bağlı Özağaç-Iş Sendikasf nın açtığı da\a üzerine, Başbakanlık'ın savunması alınana kadar durduruldu. 'Yanhş karardan dönüldü' Hak-lş Genel Eğitim Sekreteri Salim Uslu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada. "Türkiye bir hukuk devletidir. Yanlış alınan karar, yüce yargıdan dönmüştür" dedi. 13 ve 20 eylül tarihlerinde yayımlanan genelgelerde, "Farklann ödenmesinde Türk-Iş ile sağlanan mutabakat üzerine" ifadesınin kullanıldığma dikkat çeken Uslu, hukukta yeri olmayan yöntemlerle toplusözleşme prosedürüne müdahale isteklerinin yerinde olmadığının anlaşıldığını belirtti. Hükümete, hukuk ihlalleri yaparak hukuk karmaşası yaratmaması çağnsında bulunan Uslu, "Türk-tş Konfederasyonu yetkiUleri de hükümetin yanlışına ortak olduklan için işçüerden özür dilemeüdir*' dıve konuştu. Uslu, bu genelgelere dayanarak 15 Ocak 1995 tarihinde bir grup işçiye sözleşme farklan ödemesi yapılmasının öngörüldüğünü anımsatarak "Hükümet ya emrivaki yapıp ödemeleri yapmayı sürdürecek ya da yeniden sorunu çözmeye çaüşacak. Genelgeler olmadan zorîa işçilere taahhütname imzalatılarak ödeme yapılması, bonolann dayatılması, KİT yönetkilerinin Türk Ceza Kanunu karşısında şahsen sorumlu olmalannı gündeme getirir" dedı. Danıştay 10. Dairesi tarafından verilen kararda, toplu iş sözleşmelerinin 'özel hukuk ahkâmına tabi olduğu' belırtilerek Başbakanlık'tan savunma gelene kadar yürütmenin durdurulduğu belirtildi. SdUhrtya uğramanın cezası, gözalUİstanbul Haber Servisi - ts tanbul Üniversitesi'nde (İÜ) haf- ta başından bu yana sol görüşlü öğrencilere karşı. ülkücüler tara- fından yoğunlaşan saldınlar dûn de sürdü. Laleli'deki Edebiyat Fa- kültesi'nin giriş kapısında dün, okul dışıdan geldikleri belirtilen bir grup ülkücü, sol görüşlü bazı öğrencilere satırla saldırdı. Saldın sonucu altı öğrenci ya- ralanırken, polislerin gözleri önünde meydana gelen olaydan sonra yaralanan sol görüşlü üç öğ- renci gözaltma alındı. Öğrenciler. ülkücülerin silah teşhinnde bulunduklannı da ileri sürdüler. Olaylar İnsan Haklan Haftası'nda başladı lÜ'de, ülkücülerin saldınlanna neden olan olaylar, İnsan Haklan Haftası nedeniyle hafta başında Edebiyat Fakültesi'nde sol görüş- lü öğrencilerin karikatür sergisıne ülkücü öğrencilerin müdahale et- mesiyle başladı. Önceki gün de kalabalık bir şe- kilde okula gelen ülkücüler, ser- gidekı karikatürleri tahrip etti. Bunun üzerine yürüyüş yapmak isteyen sol görüşlü öğrenciler, po- lis tarafından engellendi ve arala- nndan üç kişi gözaltma alındı. Dün sabah 11.00 sıralannda da Edebiyat Fakültesi'nin girişinde- ki nokta karakolunda bulunan po- lislerin önünde. okula girmek is- teyen sol görüşlü altı öğrenci. bir grup ülkücünün satırlı saldınsına uğradı. Saldırganlar kaçti Okul dışından geldikleri be'.ir- tileh ülkücüler. saldırdıklan öğ- rencileri yaralayıp kaçarken, yara- lılardan üç kişi polis tarafından gözaltma alındı. Kafalanna aldıklan darbelerle yaralanan Edebiyat Fakültesi ög- rencileri Uğur Yazan ve Selçuk Öner. daha sonra bir grup öğren- ciyle birlikte şikayette bulunmak için fakülte dekanı Süha Göney'e çıktılar. Bu arada dekanlık koridorunda beldeyen öğrencilerin çevresi si- vil ve çevik kuwet polıslen tara- fından sanldı. Selçuk öner adlı yaralı öğrencinin dekan Göney'le görüşmesinden sonra bir açıkla- ma yapan öğrenciler, bir süredir yaşanan olaylann 'sağ-sol çatış- ması' şeklinde lanse edilmemesı •IÜ Edebiyat Fakültesi'nde sol görüşlü öğrenciler, okul dışından gelen bir grup ülkücünün saldınsına uğradı. Satırlı saldırıya uğrayan altı öğrenci yaralanırken üçü polis tarafından gözaltma alındı. gerektiğinı belırterek, "Kimlikle- rimiz olmadan giremediğimiz okulumuza,30-40yaşlanndaki fa- şistler. eüerini koUanm sallayarak girdikten sonra satuiaıia devrim- ci demokrat öğrencilere saldın- voriar. Cicçnıişte Maraş katliamlannı yapanlann bu ilk saldınsı değil, görünen o ki son da olmayacak. Ama bizler,bu saldınlara karşı so- nuna kadar direneceğiz" dediler. Saldın sırasında ülkücülerin si- lah teşhinnde bulunduklannı ile- ri süren öğrenciler, "Kahrolsun faşizm" sloganlan attılar. Öğleden sonra 15.30 sıralann- da toplu halde okuldan çıkarak Aksaray yönüne doğru yürüyen öğrencilere polis müdahale etti. Grubu coplayarak dağıtan polis- ler, Tarih Bölümü öğrencısi Ziya Çeüki de gözaltma aldı. Bu arada, Siyasal Bilgıler Fa- kültesi'nde de (SBF) önceki gün akşam saatlerinde. 40 kişılık bir ülkücü grubun tekbır getirerek kantini bastığı, ancak karşıt gö- rüşlü öğrencilerin olmaması ne- deniyle "Geldik,yoktunuz" yazı- lı dövizleri duvarlara asarak gıt- tikleriöğrenildı. Buolay nedeniy- le SBF'de dün gerginlik yaşanır- ken herhangi bir olay gerçekleş- medi Saldınlar arasında Uğur Yazan ve Selçuk Öner başından yaralandı.(Fotoğraf: AHMET ŞIK) ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Laiklik, Tarikatlar, vs...(2) Perşembe günkü yazımda "Kır at çizgisi" olarak isim- lendirdiğim bir çizgi içinde, 1946'dan günümüze "dinci gruplann" tutumlarını değerlendirmeye çalışmıştım. Bu arada Tansu Çiller'in "Fethullahçı" olarak adlandınlan grubun lideri Fethullah Gülen ve "Nurculann" liderlerin- den Mehmet KutJular ile görüşmesinin de bu çerçeve içinde "normal" bir şey olduğunu ve herhangi bir "fufar- sızlık" olmadığını belirtmiştim. Ve asıl "tutarsız" olanlann, DP-AP-DYP çizgisini "olduğundan farklı" görmek iste- yenler olduğu vurgulamıştım. Zaten gene geçen salı akşamı, Nurculann lidetierinden Mehmet Kutlular, bir televizyon programında tutumlarını net bir biçimde açıkladı. "Biz" dedi, "önceleri Demokrat Parti'yi destekledik, sonra Adalet Partisi'ni." Ve devam et- ti, "12 Eylül sonrasında da Doğru Yol Partisi'ni destekli- yoruz." Tabii Türkiye'deki tüm Nurcuların DYP'ye destek olduk- larını söylemek mümkün değildır. Ama önemli ölçüde DYP'yı destekledikleri de çok açıktır. Aynen Nakşibendi- lerin önemli ölçüde ANAP'a destek olduklan gibi. (RP'de- ki güçlenmenin ne gibi değişıkliklere yol açacağını şimdi- den kestiremiyoruz.) 1980 öncesinde DP'nin ve AP'nin belli tarikatlara ve ki- mi tankat dışı dinci gruplara ödün verirken umutlan ve beklentilen; bu kadroların er-geç kendi saflarına donecek- leri idi. Özellikle buralardaki gençlerin belirli bir yaşa ve ko- numa geldikleri zaman, DP-AP safına katılacaklarını tah- min ediyorlardı. Ve bu düşunce ve tahminleri 1970'in or- talarına kadar doğru çıktı. Hatta daha sonralan da çok farklt bir görüntü olmadı. MSP'nın ve RP'ntn oylan %10 civannda dolaştı. (Son yerel seçımlerde RP'nin aldığı %19 oy, bence "dinsel" nedenlerle değil, bambaşka nedenler- le verilmiştir. Ama bunu çözümlemenin sırası değil.) 12 Eylül sonrasının sahte Atatürkçüleri ya çok "saf" ya da "emihere çoksadık" olduklan ıçın Türkiye'deki tarikat- lara ve dinci gruplara inanılmaz fırsatlar yarattı. Ülke bü- tünlüğünü "Islamiyet çerçevesinde" sağlayabileceklerini sandılar. Hz. Muhammed'ın hadısleriyie propagandalar, okullara zorunlu dın dersi konulması vb gibi yanhş politi- kalar, bu tür grupların güç ve prestıjlerini arttırdı. 12 Eylül cuntasının lideri ramazanda rakı ıçmeyi laiklik ve Atatürk- çülüksandı... 12 Eylül sonrasının "icazetli" ya da "icazetsiz" üç parti- si; ANAP, DYP ve RP, bu tarikat ve dinci gruplann oylannı "kapmak" için amansız bir mücadeleye giriştiler. ANAP'ın "iktidara yakın" olması, ilk anda ANAP'ı avantajlı bir duru- ma sokmuştu. Ancak ANAP çok hızla yıprandı. Zira ANAP'ın "masonlan", DYP'nin "masonlanna"oranla çok deneyimsiz ve açgözlüydüler. İnanılmaz bir "yağma döne- mi" başladı. Dinci gruplar bu dönemde çok rahatsız oldu- lar. Yaşanan "dejenereliklerı" yandaşlarına açıklamakta çok zorlandılar. Zaten Nurcuların önemli bir bölümü DYP'yi desteklemeyi sürdürmüştü. (İktidara uzak görünmelerine rağmen...) Bu arada Refah Partisi, Avrupa'da çok güçlenmişti. ANAP ve DYP; Avrupa'da yaşayan ve müthış bir "tepki" içinde olan insanlarımızın beklentilerini doğru değerlendi- rememişlerdi. Belki de doğru değerlendirmeler yapmış, fakat güç yetirememişlerdi. Oysaki Avrupa'dakı vatandaş- lanmız "benliklerini" ve "değerlerıni" koruma kavgası için- deydiler. Ve bu nedenle "Islamiyet"e ve "Türkiye"ye hara- retle sarılıyordu. Işte bu potansıyel, RP ve MHP'ye yara- dı. Perşembe günkü yazımda ve bugün değindiğim nokta- lar dikkate alındığı zaman. Tansu Çiller'in Sayın Gülen ve Sayın Kutlular'la görüşmek istemesini doğal karşıîarnak gerekir. Ancak bu konuda garip ve çırkın olan şey; yurtdı- şında destek ararken "radikal Islamcı tehlikelerden" söz eden bir siyasetçinın, yurtiçınde bu türden unsurları bann- dıran gruplarla bir tür pazarlığa oturabilmesidir. Daha ön- ce aynı çizginin liderliğini üstlenen hiçbir politikacı, "radi- kal Islam" şantajıyla dış destek aramamıştı. Türkiye'deki tarikatlar ve kimi dinci gruplann, bu tutum karşısındaki davranışlan ne olacaktır? Eminim ki çoğu "kıs kıs" gülmektedir. Zaten anlaşıldığına göre TMKT konu- sunda Sayın Başbakanımız bu liderleri değil bu liderler Sayın Başbakanımızı ikna etmişler... Nefesi kuvvetli hoca- larla baş etmek, bizim aslan sosyal demokratlarla baş et- meye benzemiyor elbette. Zaten maaşallah, bizim aslan sosyal demokratlardan çıt çıkmıyor. Adamlar sanki ayda yaşıyorlar. HüküTiet ortak- lan tarikat şeyhlerini toplamış pazarlık yapıyor, bu aslan- lar (!) "üç maymun"u oynuyorlar: Görmedim-duymadım- konuşmadım. Ve bu politikalarla Türkiye'deki emekçı kit- leleri harekete geçireceklerıni sanıyorlar, değişim umutla- nnı yanıtlayacaklarını sanıyorlar... Sevgilı Okay Gönensin'in "Yeni Yüzyıl"\ nihayet yaşa- ma geçti. Bir dizi değerli gazeteci ve yazan bünyesinde ba- rındıran bu gazeteye içtenlikle başarılar dilıyorum. Kaç ör- neğini yaşadım. Ben bir gazetenın ilk sayısını beğenirsem, birkaç haftada batıyor. Eğer beğenmezsem yüz binler satıyor. Yeni Yüzyıl'ın ilk sayısını gördüm. Sanırım çok sa- tacak ve okunacak... lw>Vîl7îl V k i i r i i n r l i i ^°n yHarda yağışlann azalmasıyla beliren kar özlemi nihayet sona erdi ve dün " ^ J t x * a " " * • " " " " Ankârabey^zlara büründü. Sabâh saaüerinde başla>an kar yağışıyla kimileri so- kağa dökûlürken kimileri de sıcak mekanlannın pencerelerinden dısanvı sevretmevi yeğ tuttu. (Fotoğraf: RIZA EZER) Kamu çalışanlan, bugün saat 12.00'de Ankara Tandoğan Meydanı'nda 20 arahk eylemine ısıııma mitiııgîHaber Merkezi - Türkiye Kamu Çalı- şanlan Sendikalan Konfederasyonu (Türk Kamu-Sen) üyesı çalışanlar. bugün Anka- ra'da düzenleyecekleri mitingde hükümeti protesto edecekler. Miting, bugün saat 12.00'de Tandoğan Meydanı'nda başlaya- cak. Bir günlük iş bırakma eylemine hazırla- nan Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfede- rasyonlaşma Kurulu ise dün DİSK'i ziya- ret ederek destek istedi. 20 aralık eyleminin, Demokrasi Platformu'ndayeralan işçi kon- federasyonlan Türk-lş, Hak-lş. DİSK, Tür- kiye Mimar Mühendis Odalan Bırliği \e di- ğer demokratık kıtle örgütlen tarafından destekleneceği bildırildi. Ankara Büromuz'un haberine göre Türk Kamu-Sen den yapılan açıklamada. mitin- ge katılacak kamu çalışanlan. hükümetin uygulamalan sonucu ezilen memurlan sim- gele> en tabutlar taşıyarak maaş bordrolan- nı yakacaklar. 5 Nisan Kararlan'nın ardın- dan gelen zam yağmurunun eleştirileceği mıtinge, çeşıtlı ıllerden gelecek memurlar- la birlikte 100 bine yakın kamu çalışanının katılması bekleniyor. Açıklamada. mitinge katılacak bayan me- murvememureşlerinin."Başbakan bacım, memurum, açım". memur çoçuklannın da "Başbakan ana, hani bana?" yazılı pankart taşıyacaklan bıldinldi. İstanbul Haber Sen'isi'nin haberine göre KamuÇalışanlan Sendikalan Platformuve eşgüdüm sendikalannca gerçekleştirilecek 20 aralıktaki bir günlük iş bırakma eylemi geniş destek buluyor. Birleşik Sosyalist Par- ti (BSP) Genel Yönetım Kurulu da eylemi destekleme karan aldı. Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyon Kurulu adına Egit-Sen Genel Başkanı İstnet Aktaş, dün DISK'i zıyaret ederek 20 aralık eylemi için destek istedi. Aktaş, Türkiye'de 1 milyon 700 bin dolayında kamu çalışanının. son yıllarda giderek artan mali sıkıntı yaşadık- lannı. bunun 5 Nisan ekonomik ıstikrarka- rarlanyla daha da arttığmı söyledi. Toplam 28 kamu çalışanı sendikasının. 20 aralıkta hükümeti uvaracak bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini anımsatan Is- met Aktaş. taleplerinın kabul edilmemesi halinde eylemlerinin giderek yaygınlaşaca- ğını vurguladı. DlSK Genel Sekreteri Mehmet Atay da kamu çalışanlannın haklannın bir an önce teslim edılmesini ısteyerek. 20 aralık eyle- mine DlSK'in yöneticileriyle. üyeleriyle aktif biçimde katılacağını açıkladı. Eylemi destekleyecek Türk-lş, Hak-lş, DİSK. TMMOB. Türk Tabipleri Birliği ile diğer meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütlerinin. 19 aralıkta Ankara'da 20 ara- lık eylemine ilışkin ortak bir basın açık- laması yapacaklan kaydedildi. 1995 Kiiba Halkıyla Dayanışma Yılı ama ABD ambargosu devam edecek 'insan haklanmız çiğneniyorOKTAY EKİNCİ HAVANA/tSTANBUL - Kısa adı ICAP olan Kiiba Halkbuia Dostnık Kurumu'nun çağnsı üzerine 21-25 Kasım 1994 tarihlerin- de Hawana'da toplanan 109 ülkeden 3000'e yakın 'Küba dostunun' ortak bildirgeleri, toplantınm son günü kabul edilen şekliyle broşür halinde çoğaltılarak ilan edildi. Ispanyolca ve Ingilizce olmak üzere iki dilde basılan sonuç bildirgesi, bir hafta süren toplantı süresince ayn ayn çalışan üç farklı konudaki uluslararası komisyonlann 'eytem kararianru' içeriyor. Komisyonlar, bu kararlann öncelikle top- lantıyı ızleyenler tarafından 'kendi ülkele- rindeduyurulmasını' önemle vurguluyorlar. Çünkü ÂBD'nin Küba'ya uyguladığı am- bargo, dünyada haberleşmeyi ellerinde tutan 'medya tekeflerini' de etkiliyor. Uluslararası komisyonlar 'Köba'yla Dayanışma 1. Dünya Buluşma- sı' adı verilen toplantının ilk gününde üç ko- misyon kurulmuştu. Hemen her ülkeden katılımcılardan olu- şan komisyonlar.'Ambargoya karşı ulusla- rarası eylemler', 'ABD ve yandaşlannın ya- lan kampanyası karşısında Kiiba gerçeğinin anlatılması' ve "Küba'yla da\anışma üzeri- ne fikirler' şeklinde özetlenen konulan pay- lasarak çalışmalannı sürdürdüler. •Havana'daki 'Dünya Buluşması'nın sonuç bildirgesi iki dilde ilan edildi. Buna göre 1995 yılı boyunca tüm kıtalarda dayanışma festivalleri düzenlenecek ve ABD'nin Küba'ya uyguladığı abîukanın 'insan haklannı çiğneyen yüzü' geniş kampanyalarla teşhir edilecek... Toplantının son günü ise komisyonlann bu konulardaki karar tasanlan tarttşmaya açıldı ve görüşmeler sırasında diğer söz alan konuşmacılann da yeni önenleri değerlen- dirilerek'genel sonuç bildirgesi' oluşturuldu. ICAP Başkanı Sergio Corrieri'nin son şeklini okuduktan sonra hemen tüm katılım- cılann uzun alkışlanyla onaylanan bildirge, yine her üç komisyonun karar gerekçeleriy- le birlikte iki dilde basılarak broşür haline getınldi. Ambargova Karşı Eylemler Komisyo- nu'nun büyük coşku gösterileriyle kabul edi- len karar önerileri arasında, 1995 yılının 'Jo- se Marti'ye adanması ve yine aynı yılın 'ABD ambargosuna karşı mücadele >ılf ola- rak belırlenmesi başta geliyor. Aynı komisyon çalışmasıyla kabul«. jilen bir diğer önemli karar ise, 1994 yılı aralık ayında ABD'nin Miami kentinde düzenle- nen ve 'Küba'nın çağnlı olmadıgı' Kuzey ve Güney 'Amerika Zirvesi' için tavır alınma- sı. Adaya sadece 120 km mesafedeki bir Amerika kentinde yapılacak bu 'kıta ülkele- ri buluşmasfnda ABD'nin Küba'yı "yok sayması', 11 milyonluk bir ülkeye ve halka 'hakaret' kabul edilerek, bütün dünyada pro- testo edilecek. 'ABD yalanlannınyarudanması' konusun- da öneri getiren öbür komisyonun yine ka- bul edilen kararlan ise. Küba hakkında ileri sürülen hergerçek dışı ve 'ABDtaraftan' ha- bere karşı, bu ülkedeki 'direnme kararlıhğı- nın' dünyaya hemen duyurulması yönünde de güçbirliği yapılmasını öngörüyor. Havana'da gerçekleştirilen türden dünya buluşmalannın 'masrafir olması nedeniyle sık sık yinelenemeyeceği vurgulanan karar- da. özellikle 1995 yılında 'bölgesel toplanrı- lar1 düzenlenerek Küba gerçeğinın duyurul- ması ve dayanışma sürecinin güçlendirilme- si benimseniyor. BM'deki oylama Bildirgede ABD'nin Küba'ya uvguladığı ambargoyla ilgili Bırleşmiş Milletler'deki son oylamada. sadece ABD ve lsrail'in bu- na evet dediği belirtiliyor. Diğer tüm ülkelerin ise çekimser ya da olumsuz oy verdikleri anımsatılan bildirge- de, önümüzdcki yıl yapılacak ikinci oyla- mada 'çekimser ülkelerin 1 de Küba'nın ya- nındayeralmalan için yoğun kampanyabaş- latılması öngörülüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear