25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13ARAUK1994SALI CUMHURİYET SAYFA 11 VAZIYET HAYVANLAR VE HAYVANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ Deniz SOM 1M: (212) 612 06 06 FakK 012)513» 98 Alyanakh Hocatam cehennemlik A lyanaklı Hoca, biriktirdiği çey- rek tondan fazla altın nede- niyle cehennemde caytr cayır yanacak gibi. Topladığı altın- lar, cehennem ateşinde kızdınlıp, Ho- ca'nın vücudu bunlarla dağlanacak ki, işte o zaman sadece yanakları değil, her tarafı al al olacak! Çünkü bu dünyada iki lafının arasın- da "şeriaf'tan söz eden Hoca, öteki dünyada hesap verirken, pek şeriata sığınamayacak. Kuran'ın Tevbe suresi- nin 35 ve 36. ayetleri karşısında alya- naklı Hoca'nın önce yüzü kızaracak: "Ey iman edenler! (Bilin ki), (Yahudi) alimlerinin, (Hıristiyan) rahiplerinin ço- ğu, şüphe yok ki, halkın maHannı hak- sız yere yiyoıiar, onlan Allah yolundan alıkoyuyoriar. Altın, gümüş toplayıp bi- riktiren ve onu Allah yolunda harcama- yanlara acıklı azap müjdele. Onların Lafiükamak (böylece toplayıp biriktirdikleri altınlar- la gümüşlerle) cehennem ateşinde kız- dırıiıp onunla alınları, yanlan, sırtlan dağlanacak ve kendiniz için toplayıp biriktirdiğiniz işte bu! Toplayıp biriktir- diğinizin tadını tadın! (denilecek)." Sonra da belki, alyanaklı Hoca'nın servet hesabına akıl erdiremeyenler- den Prof.Dr.Coşkun Özdemir'in klini- ğinde çalışanlar alyanaklı Hoca'nın aleyhinde şahitlik yapacak: "Biz de Türk vatandaşı ve elhamdü- lillah Müslümanız. Servetin böylesinde gözümüz yok ama karnımızı doyura- cak, çoluk çocuğumuzu okutacak, sağlık masraflanmızı karşılayacak ka- dar gelir elde edebilmemiz için adil dü- zenin öncüsü, örnek Müslüman Ho- ca'dan altınlar, dövizler, arsalar getiren cinsten miktan münasip alınteri rica et- miştik. Veımedi." Alyanaklı Hoca, bu durumda bir tek şekilde kendini savunabilecek: "Ben o altınlan Allah yolunda harca- mak için biriktirmiştim. Türkiye'de şe- riat devleti kuracaktım." Ama o zaman kendisine, "lyi de Ho- ca, müslümanlar ibadetlerini yapamı- yor muydu?" diyecekler ve ekleyecek- ler: "Bu sendeki nasıl biralıpteridir kı, se- ninle aynı eğitimi görüp, aynı işi yapan- lar, bu kadar altın toplayamamış. Sen halkın mallannı haksız yere yiyen Yahu- du alimlerie, Hıristiyan rahiplere benze- miyor musun?." Alyanaklı Hoca'da laf çok ama, öte- ki dünyada hesap vermek, bu dünya- da kadayıfın altını kızartmaya benze- meyecek! Cehennem ateşinde kızdın- lan altınlarla dağlandığında sadece ya- naklan değil, tüm vücudu al al olacak! V aziyet okurlarından Nimet Olcay, televizyonda geçen cumartesi pop müziğinin tar- tışıldığı Siyaset Meydanı'nda sunucu Ali Kırca'nın birtutumunu şid- detle kınadı. Olcay, gecenin ilerleyen saatlerinde programatelefonla katılan Fikret Kızı- lok'un bir örnek vermek için Zürfü Li- vaneti'ye "Eşinizi seviyor musunuz?" sorusunu yönelttiğini ve Livaneli'nin "Ben bu soruya cevap vermek istemi- yorum" demesi ve konunun başka bo- yutlara çekilmesi üzerine, Ali Kırca'nın "Kısa bir ara veriyoruz" diyerek prog- ramı kestiğini anlattı. İşte tam bu sırada, reklamlara geçil- meden ekranda görüntünün kayboldu- ğunu ve fakat stüdyodaki mikrofon se- sinin kesilmediğini belirten Nimet Ol- cay, "Ekrandan Ali Kırca'nın sesi duyu- luyordu ve Fikret Kızılok için Zülfü Li- vaneli'ye 'Ağzına lafı tıkadık ama' diyor- du" dedi. Nimet Olcay'ın tepkisini anlamak olası değil. Bundan daha normal bir davranış olabilir mi! lyi ki, kendileri gibi düşünmeyenlerin ağzına lafı tıkamışlar. Stüdyoda olsa ağzını burnunu da dağıtabilirlerdi! Sanata Evet Başbakan ben olsaydım bu duruma düşmezdik. Yıldınm Akbulut 'Hastanelere ilaç kuruDarı gprek' o D evlet Tryatroları Genel Müdür- lüğü özel Kalem Müdürü Cem Gedik, "Sanata Evet" kampanyası için yanm ton es- ki gazete kağıdını vermek isteyen va- tandaş Salman Yılmaz'ın iki hafta so- nu evde bekletilmesı ve gazetelerin evinden alınmaması olayıyla ilgili ola- rak, "Bana ulaşıp da yanıtsız kalan vu- kuat yok. Kayıtlanmızda bu isimde bir başvuru da bulunmuyor. Düzmece bir olay" dedi. Ankara'dan Salman Yılmaz ise, Dev- let Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'nün 324 22 10 numaralı santralını aradığı- nı, buradan 204 numaraya (özel kalem) bağlandığını, daha sonra bir bölüme aktarıldığını, sekreterin 296 numara (garaj amirligi) ile görüşmesini önerdi- ğini ve kendisini "Özel Kalem Müdürü" olarak tanrtan bir kişi ile konuştuğunu anlattı ve "Neden düzmece bir olaya adımı karıştırayım" dedi. Öyle ya beş yıldır biriktirdiği yanm ton eski gazete kağıdını sanata katkı için değerlendirmek isteyen bir vatandaş, durup dururken neden böyle bir olaya karışsın ve iki hafta sonu evinde neden oturup beklesin. Neyse, sonuçta sorun çözülüyorgaliba... Özel Kalem Müdürü Cem Gedik, ba- ğış yapmak isteyen vatandaşı bizzat kendisinin arayacağını söyledi. Uma- nm, "mutlu son" gerçekleşir. ndokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyele- rinden Prof.Dr.Süleyman Çelik, ilaç konusundaki tar- tışmaya bir özeleştiri ile katılıyor. Prof.Çelik, eczacılık fakültesi mezunu ve tıp fakültesi hocası sıfatıyla 'hem natına hem mıhına' vuruyor: "En önemli sorun, ilaçlann bılimsel il- kelere göre kullanılmamasıdır. Bu ko- nuda hekimlerin de, eczacıların da so- rumluluğu vardır. Sorunun en önemli nedeni bilgi ye- tersizliğidir. Eczacı hastanın ilaçlarını uygun şe- kilde kullanmasın- dan doğrudan so- rumludur. Hastaya ilaçlarını nasıl, ne kadar ve ne süre kullanacağını an- latmak, ilaç-ilaçve ilaç-besin etkileş- meleri konusunda uyarmak eczacının görevidir. Ne yazık kı, eczacılık fakül- telerinde, uygula- mada hiç kullanıl- mayacak dersler dört yıl boyunca okutulmakta, fakat bu konularda ye- terli eğitim veril- memektedir. Me- zuniyet sonrası eğitim de olmayın- ca, eczanede ya- pılan işe bakılarak kalfa-eczacı karşı- laştırması yapıl- ması doğaldır. So- runun çözümü için öncelikle eczacılık fakültelerinin eğitim programlannda uygulamaya yönelik eleştiriler yapılma- lıdır. Aynca eczanelerte ilgili yasa de- ğiştirilerek birden çok eczacının birlik- te çalışmasına olanak veren büyük ec- zaneler açılması sağlanmalıdır. Bura- larda çalışacak eczacılar, belirli ilaç grupları üzerinde uzmanlaşarak hasta- lann ilaçlannı rasyonel kullanmalanna yardımcı olurlar. Hekimler için de mezuniyet sonrası eğitim yetersizliği söz konusudur. Bu durumda hekimleri ilaçlar konusunda bilgilendirecek tek kaynak, ilaç firma- lannın tanıtım çalışmaları olmaktadır. Bu da aşırı bir promosyon olarak kar- şımıza çıkmaktadır. Olay artık tanıtımın çok ötesine geçmiş, bir anlamda rüş- vete dönüşmüştür. Oyle ki bazen açık- ça pazarlık yapılmaktadır. Firmalar kendi ilaçlannın yazılması koşuluyla kli- niğe tıbbi cihazlar bağışlamaktan lüks makam odası veya muayenehane dö- şemeye ya da yurtiçi veya yurtdışı beş yıldızlı otellerde ağırlamaya kadar de- ğişik seçenekler sunabılmektedirler. Tüm bunlar gizli-saklı yapılmamakta, hiçbir sakınca görülmeksızın açıkça sergilenmekte ve toplumca benımsen- miş, kanıksanmış bir uygulama ola- rak bakılmaktadır. İlaç firmaları ile eczacılar arasında da bu tür ilişkiler vardır. Kuşkusuz bu durum her iki mesleğin etik ku- rallarıyla da mes- lekyeminleriilede bağdaşmamakta- dır. Sonuçta ucuz ilaçlar değil. en pahalı ilaçlar yazıl- maktadır. Olayın hasta ya da devlet için eko- nomik yük oluş- turmasının dışın- da toplum sağlığı yönünden de önemli sakıncala- n vardır. Sorunun çözü- mü için Batı ülke- lerindeki hastane- lerde olduğu gibi bizdeki hastanelerde de 'ilaç kurulları' oluşturutmalı ve ilaç- lann reçetelere yazılması kontrol altına alınmalıdır. Bu kurullar. yönetimin emir- leri ile çalışmaz. Kararlar bilimsel gö- rüşlerin tartışılmasıyla demokratik yön- " temlerle alınır. Dolayısıyla ortada ya- saklar listesi yoktur. Bu tarz bir uygu- lamaya geçebilmek için yeni yasaya ya da yeni kararnamelere gerek yok- tur. Bu nedenle aksaklıkları devlete, hükümete ya da sağlık bakanlığına yüklemek olanaksızdır. Hastaneler is- terlerse bugün, hemen böyle bir dü- zenlemeye geçebilirler." Antibiyotik örneği Prof.Dr.Süleyman Çelik, pahalı ilaç yazımı ile hasta ve devlet eko- nomisine getirilen yükün yanısıra toplum sağlığı yönünden yaratılan sakıncalara da bir örnek veriyor: "Mikrobik hastalıklarda kullanıtan antibiyotikler, eğer bilimsel ilkelere göre uygulanmazsa ilaçlara karşı mikroplarda direnç gelişir ve o ilaç artık mikroplara tesir edemez. Bunu önlemek için yeni ve dolayısıyla pa- halı antibiyotiklerin diğerantibiyotik- terin etkili olduğu hastalıklarda kul- lanılmaması gerekir. Amaç bunlan yedek kuvvet olarak el altında tuta- rak, diğer antibiyotiklerin etkili olma- dığı olgularda kullanmaktır. Fakat ne yazık ki, Batı'da en az satan yeni an- tibiyotikler, bizde en çok satan ilk 10 ilacın arasına girmektedir. Sonuçta bunlara karşı da direnç gelişmekte ve ciddi enfeksiyonlar tedavi edile- memektedir." Eski Beyoğlu keyfi, Özel yılbaşı keyfi. Dünya mûziği, nostalji. Çatı'da farklı yaşanır. "Cumartesi genç matine" Yemekli, ıçkili 150.000 TL. Restaurant Cafe - Bar 25100 00 SEFAHATHANE'DE TEKİLA gecesi latinhayafave%50indirimlitddla 14.12.1994 Çarşamba BETOĞUI CimRhTTİ HLAS SfBUSl RS.U CıİRİŞPlDE S^ÜDA 251 22 45 Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 ev-i CAFE - BAR - RESTAURANT TEŞVİKİYE'DE YENİ YERİNE TAŞINDI ABDIIPEKÇıCAD. TEŞVIKIYE BOSTANı (KARAKOL SOK.) TEŞVİKIYE 261 2558/59 tLAN T.C. URLA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Izmir ili. Urla ilçesi. Yağcılar köyünde aşağıda esas numarası yazılı ve parsel numaralan yazılı davacılar adına Teos Alt Yapı Koop. tarafından davah Orman Idaresi aleyhine açılan tahdide itiraz davalannın yapılan yargılamalan sonunda dava konusu ta- şınmazların 16.10.1986 tarih 16 tutanak no'lu \e 36 no'lu orman tahdit komisyon karar ve haritası uyannca orman sınırlannın kuzeyden güneye dogru 223, 224. 356/222-355 221-357-219-358/218 sınır taşına kadar devamı ile güneydeki orman sınır ta- şından batıya doğru denizi takiben 218 no'lu orman sınır taşına kadar devam eden bölümün orman olması nedenıyle 36 no'lu orman tahdit komisyon karar ve hantasının doğru olduğuna, bu nedenle davanın reddine karar verilmış olup tüm aramalara rağmen adresleri tespit edilemeyen davacılâra (asağıda isimleri yazılı) mahkeme karan yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 21.10.1994 EsasNo. 987'315 987 209 987/231 987350 988'156 Karar No. 993/223 993-163 993191 992/ 52 992/305 Parseli: 220 436 752 784,425.378. 146 223-707 Basın: 47151 Da\acının adı soyadı: Levent Akar Sırn Karallı Nihal Aynur Teos Alt Yapı Koop. Ethem Sağbaş-Lütsan Sağbaş ÇİZGİLİK KÂMİLMASARACI KİM KİME DUM J)UMA BEHÎÇ AK Arkadaşımız Behiç Ak, yıllık izninin bir bölümünü kullanmakta olduğundan çizgilerine bir süre ara verecektir. KARGACA KEMAL GÖKHAH GÜRSES ToPİMMSAL-ZAP/W6! OH OLIPAK CA/H VoKSA!HAYBİNÇfQ^ HARBİ SEMİHPOROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 13 Atahk GATTAMELATA *NIN YARATICISL. 1*U'OA eueÜA/, ÜHLÜ İTALVAN H£YKELOSf &OUAT&-LO, FLO- RAUCA'M OOĞMUÇTU-RĞNESANS HEYKELCİLİĞIUDE BÜYÜK 8İR ÇlĞltZ AÇAN SANATÇI, MIKELANS ÖMCESl YAŞAMIŞ KT ETKISI TÜM 1S. YUZYtL 8OrUMCA SÜRMÜÇTÜ.- MlKELAKU 81- LE OUA ÇOK ŞEYLER BORÇLUDUR. DOUATELLO, FLOKAN- SALI ESKİ US7X GMBBRTİ'YE ÇIRAKLIK EOERE< HEYKE- LE BAÇLAMIÇ, DAHA SONRA GOMA'yAyANTIK YAPITlARI İUCE- LEMEYE GİrMİÇTİ. DONATELLO, HÜMANİST8'g SĞ/LiMLE, İMSAM- LARI ÖZELLİICLE/eiYLE SAPTAMA U6RAÇIHA GİGMlÇ, PERSPEK- VE MİMA&İ oeTT^McA BÜriJNl£$EN YHPirLAIS VE£- MEYE BÛYÜM: AĞIBLHC TANlMlÇTI. HEYKEUJNİN Si/S VEUEOİKJU DEVLETADAMI İÇİN YAPTIĞI B£CNZ "SArmMElATM*ADU ATtf rAPtT7,ÜHUNLBRİN(M EM ÜMLÛSÜ SArrLAAAKTADtg. UEYKEL, 6ÜÇ.İNCE- Li/C, HAREKET VE AUfTŞALUSlN Ö&NEĞİ Sİ8İDİR- 1995 AJMDASI Lüks ciltli, büyük boy ajandayı \ — Cağaloğlu, Taksim ve Caddebostan sergi salonlarımızdan bulabilirsiniz. Fiyatı:150.000 TL. Cumhuriyet Kitap Kuliibü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. 39<4l Cağaloğlu-htanbul . Pvsta Çeki Hesap So:666322 j tarih toplum . .r r — FARUK PEKIN İLE KÜLTÜR GEZİLERİ KATMANDU - HİNDİSTAN 23 Ocak-4 Şubat 1995 MISIR-KAHİRE EBU SİMBEL-NİL VADİSİ 26 Şubat- 5Mart 1995 GİZEMLİ ÇİN 4-18Mayıs 1995 FEST SEYAHAT ACEHTASIİ0-212) 258 25 73• 25825 89 VEFAT tlk resimli dergi yayıncımız. Darülmuallimat Müdürü merhum Mustafa Refik Beyin ve merhume Vasfiye Hanım'ı kızı, merhume Nazime Atakul ve merhum Naci Ekmekçi'nin kardeşi, Hikmet-Ruhsar Erdengiz'in ablası, merhume Leyla Turnier ve Refık Erduran'ın annesi. Dr. Abel Turnier ve Tülay Erduran'ın kayınvalidesı. merhum Salahaddin Atakul ve Nermin Türkkan'ın tevzesı. Berrin Ekmekçi ve Ali Erdengiz'in halası. Murat-Pınar Erduran'ın babaanesi, Alî-Donna Kıykıoğlu. Refika. Octaviç ve Dr. Auguste Turnier'in anneanneleri, Timur ve Tamer Kıykıoğlu, Melis Erduran. Alexander \e Sabnna Turnier'in büyük büyükanneleri, merhum avukat Hüsameddın Ahmet Erduran'ın eşi REFİKA ERDURAN 11 Aralık 1994 günü vefat etmıştır. Cenazesi 13 Aralık 1994 Salı günü Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Zıncırlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AtLESt Çiçek göncferilmemesi. arzu edenlerın Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunmalan nca olunur. YAŞAYANÖLÜLER Rahmetli Cevdet Kudret'in 1936'da, birdergide yayımlanması yanm kalmış olan ve oynanmamış bir oyunu. Savaşın insanları nasıl yozlaştırdığını epik birtiyatro diliyle anlatıyor. MitosBOYUTYayınları Evımde 0-6 yaş çocuğunuza deneyımlı anne tarafından özenle bakılır. Tel: 562 70 85 Gungoren
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear