14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25EKİM 1994SALI OLAYLAB VE GORUŞLER Bir bilim adamının ardından Çok yakın bir geçmişte ve genç yaşta yitirdiğimiz Prof. Dr. Uğur Derman, sağlam güçlerin katıksız bir temsilcisi idi. Onun üniversite hayatında sergilediği mesleksel ve kişisel davranış, cumhuriyet kuşaklannın örnek alacağı ideal bir bütünlük ifade etmektedir. Prof. Dr. ORHAN SUNAR Cerrahpaşa Tıp Fakültesi B izans ve Osmanlı impa- ratorl uklanrun son gün- leri arasındaki ilginç benzerlikler sayisız araş- tırmalara konu edılmiş- tir. Osmanlı Imparatorlu- fu'nun sağlam. ekomomik. siyasal, sos- yal ve kültürel yapısının sonundabozu- lup Bizans'a benzemesi ibret vericidir. Batıl inançlar. basîtlik. vurgunculuk, adam kayırma, entri ka, güvensizlik, ka- derciiik. macera hevesi, güçsüzlük ve günü kurtarma endişeleri her ikisinin de tükeniş işaretleri şeklinde kabul edil- miştir. lmparatorluğu ç-öküntüye götüren asıl neden "bilimsel güç"ün ortadan kalkmasıydı. Dariilfîinunvardıamaya- rabcüık. flkir üretme ve toplumu yön- lendirme işlevini yerine getiremiyordu. Bilim denilen şey, yiice dinimizi çıkarla- nna aleteden cahil ulema sınıfının insa- fina terkedümişti. Böylesine yıkılmi ş bir diizenden mo- dern Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşu doğruyu bilen ve bi limi hareket nokta- sı yapan biravuç diri kalmış insanın ce- saret ve inancı sayesinde gerçekleşmiş- tir. Bir kez doğrunun ne olduğu anlaşı- lıncahalkobiravuç insantn peşinedüş- müş ve sel gibi akarak tutsaklık ve zu- lümden kurtulmanın yolunu bulmuştur. Akıkılık ve bilim Türkiye Cumhuri- yeti'nin iki ana ilkesini oluşturmuştur. Anatomi. fizyoloji vebiyolojiyi günah- tır diye içeri sokinayanlann ülkeyi sü- rükledikleri yol, ancak Sevr'e götüren yol olabilirdi. Cumhuriyet kurulduğundan beri köprülerin altından çok sular geçti. Ge- lişim parametlerine göre köklü tekno- lojik büyümeler sağlandı. Atatürk'ün üniversite reformu ile bu devlet kuru- mumuz toplumu yönlendirici, teknolo- jik gelişmeyi itici büyük görevler üst- lendi. Ancak yıllar sonra cumhuriyet il- kelerinden yavaş, yavaş uzaklaşmamız, eski hastalıklann yeniden ortaya çık- masına neden oldu. Bugün toplum "doğnı" ile "yaıüış"ı yine birbirine kanştırmaya başlamıştır. Sahtekartık ve gericüik, "akıfcdık" ve u bilim"le yer değiştirmiş gibidir. Özel iletişim araçlannda sergilenen günlük yaşantımızın nıteliksizliği o araçlarla uyum içinde sürüp gitmektedir. Top- lum değerleri ile alay edercesine "ara- besk"lik başannın sım sayılmaktadır. Üretenlerin değil, sömürenlerin itibar gördüğü günler yaşamaktayız. Bunlar yetmiyormuş gibi üniversite- lerimizin içinde yer yer kargaşa zemi- ni oluştuğu görülmektedir. Tüm bu olumsuzluklara karşın öbür ulusal kurumlanmızda olduğu gibi üni- versitelerimizde de "diri kalmış cum- huriyet çocuklarTnın. uygarlığın koru- yuculan olarak görevlerini sessizce sür- dürdükleri bir gerçektir. Kurumlannı bozulmaktan. çürümekten korumaya çalışmaktadırlar. Akıl ve bilimin üsrün- lüğü ilkesini genç kuşaklara aşılamaya. onlan çağdaş dünyanın teknolojik ge- reklerine göre yetiştirmeye özen göster- mektedırler. Uyumlu biraderler şirketi haline gelen bazı üniversite yöneticile- ri ve taraftarlannın keyfi, zararlı ve hak- sız eylemlerine karşı çıkmakta ve onla- n etkisiz hale getirmektedirler. Çok yakın bir geçmişte ve genç yaş- ta yitirdiğimiz Prof. Dr. Uğur Derman, işte bu sağlam güçlerin katıksız bir tem- silcisi idi. Onun üniversite hayatında sergilediği mesleksel ve kişisel davra- nış, cumhuriyet kuşaklannın örnek ala- cağı ideal bir bütünlük ifade etmekte- dir. Uğur Derman'a göre: Akılcılık, doğ- ruyu yanlıştan ayırmaktır. Dürüstlük- rür. Ahlak bürünlüğüdür. Dine saygı, bâtılı rettir. Türkiye Cumhuriyeti mil- liyetçiliğidir, kutsal dinimizi politikaya alet etmemektir, uygarlık ve teknoloji- ye sahip çıkmaktır. Kendi çıkar ve öz- gürlüğünü başkalannın çıkar ve özgür- lüylesağlıklıbirşekildebağdaştırmak- tır. Hoşgörü ve sevgidir." Uğur Derman'a göre: Bilim, kültür bütünlüğü. gerçeği araştırmaktır. Hır- sızlık ve haksızlık kaldırmaz. Bilimde, ikiyüzlülüğe yer yoktur. Adam kayni- maz. Bilim, entrikaya yol vermez. Ada- mına göre değişen hukuk tanımaz. Ce- haletle uyuşmaz.. Bilgi, becen. araştır- ma ve yaratıcılıktır. Onun bu görüşleri genç kuşaklanmı- za ışık tutacak güçtedir. Bu nedenle bi- zim. Uğur Derman'ın akademik haya- tına tanıklık etmiş kişiler olarak. he- kimliğe başladıktan sonra geçen otuz yıl içinde onun sergilediği tutumu or- taya koymamız gerekir. Uğur Derman. sakin, vakur, yaptığı işten emin. son derece uygar bir bilim adamıydı. Emek. beceri ve özveriyi kredilendirdi. Akademik unvanlara gi- den basamaklann, KlT'lere adam dol- durur gibi taraftarlarca işgal edilmesi- ne karşı çıktı. Bilimsel araştırma ve ya- yınlann hayaii materyal ve bulguiara dayanan öyküler haline gelmesine ve hırsızlığa geçit vermedi. Eğıtim standardının yükseltilmesine büyük özen gösterdi. Bilim ve hekim- likte ticaret kokan teşhirciliği lanetle- di. Kamu adına kurulan vakıflann aile vakıflanna dönüşmesine karşı mücade- leetti. Bilim adamlannın ve hekimlerin kendi aralanndaki geleneksel etik iliş- kilenn. körçıkarlara dayanan tarikatçı- lığa dönüşmesine göz yummadı. "Çalışma'" ve "üretme gücürl nü de- dikodu ve entrika çarklan arasında ez- dirmedi. Kısacası Atatürk'ün üniversite refor- mu ile getirdiği tüm değerlerin ve olum- lu gelişmelerin tersyüz edilmesine kar- şı sabırla direndi. Yüzde yüz ciddi çalışması sırasında etrafındak'lere davranışı, eski Osman- lı efendisi gibi olgun ve yumuşak. se- rinlik ve rahatlık veren asalet örneği ol- du. Hatalan affetmedi ama kimseyi de kırmadı, incitmedi. lktidarla çatışması hep uygar ölçüler içinde kaldı. tmreni- lecek bir hoşgörü sahibi idi. Gördüklerimiz ve işittiklerimizden dehşete düşerken onun varlığı bizlere rahatlık ve iyimserlik aşılıyordu. Kız- gınlıklanmızı, öfkelerimizi törpülüyor, gelecek için umut veriyordu. Büyük, küçük herkese yardımcı oldu. Harika bir yönetim gücü vardı. Bu güç onu dü- rüst idarelerde yönetim kademelerinin aranan adamı haline getirdi. Zor işleri çekinmeden üstlendi. Cerrahpaşa Uni- versitesi tngilizce Bölümü'nükurduve yönetti. Hastaian için "kurtancı bir me- lek" idi. Onlan işgal ettikleri mevki ya da sahip olduklan para ile değil, insan olarak eşit şekilde değerlendirdi. Uluslararası bilim dünyasının saygın bir otoritesi idi. Kazandığı itibar onu uluslararası bilimsel kurumlarda onur- lu mevkilere getirdi. Türk Üniversitesi ve tıbbını yüceltti. Bilimden ve hekimliğinden arta ka- lan zamanının tümünü yine öğretmeye adadı. Öğrencileri ona hayrandı. On- dan kuvvet ve inanç aldılar. Verimleri arttı. Uğu Derman, ahlakta fazileti, bilim- de yeteneği, insan ilişkilerinde mükem- meliyeti. hekimlikte ideali temsil eden varlığın nüfus kütüğüne geçmiş adı idi. Yetişen kuşaklar onu örnek almalı ve bir fani olarak mensup bulduğu dina- mik kitlenin inanç, felsefe, irade ve bi- limsel yaraücılığına sahip çıkmalıdır. Ölümû ile gönüllerimıze düşen ateş, an- cak onun manevi varlığının bu işlev içinde değerlendirilmesiyle sönecektir. Tanndan Uğur'un temiz ve güzel ruhu- na gani gani rahmet diliyoruz. TARTIŞMA Kentin kolektifruhu"önemli olan kentte doğrrıuş olmak değil. kente yaraşır yaşamakür." _ ^ ARtSTO unlü sözlükbilimci Dr. Johnson, sözlüğündekı kent maddesinde birkaç yüzyıl önce ve birkaç yüzyıl öncesinin kenti için şunlan yazıyordu: "Kentte yaşamı yaşam yapan her şey vardır. Kenti bırakıp gitmek için insanın yaşamdan bıkmtş olması gerekir." Bu sözler, günümüz kenti için bir kez daha geçerlidir. Kenti kent yapan şey, onun sunduğu yaşam kolaylıklan kadar ve onlardan daha çok olmak üzere kolektif yaşam gereğinin kentte yoğun biçimde duyumsanması (hissedilmesi) ve bu kolektif yaşam gerçekJeşti rildiği ölçüde, insanlaşma sürecinin de gelişmesidir. Iktisadi sistemden bağımsız bu gerçek. iktisatçı Gunnar Myrdal'a. liberalizmde bir komünistlik kurgu gördüren gerçeğin. bizce ta kendisidir. Bu kolektif ruh iseen açık biçimde. en kolay ve en özgür girebildiği alanın. yani 'sanat alanı'nın özgül yapıilannda yansır. Sanat yapıtlan böylece. sanatçısmdan ve sanat niteliğinden neredeyse bağımsız bu kolektif ruhu temsil ederler. (Sanat yapıtının çoğul anlamlılığı bundandır.) Dolayısıyla, katıksızlığı, annmışLğı anlatırlar; örneğin. yontulann soyunmuşluğundan daha çıplak gerçek budur. Engizisyonun cadı avcılan roiüne soyunmuş belediye baskarüarı, •"ruhlanna şeytan girmiş insanlan ", sanatı ve sanat yapıtlannı ortadan kaldırarak "anndırma" yolunda cihat açmadan önce, -pek ucundan tutunduklan bir neden de olsa- varlıklannın nedeni olan kent halkımn -cadı süpürgesine benzemesi de gerekmeyen- süpürgeleriyle süpürülebileceklerini de düşünmek durumundadırlar. Kadir Yerci PENCERE Şap.. Şup... sizi L S Y Fenerbahçe-Karcher Maçı'Nh Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak yarar- lı bir seferberliğin bayrağını actı. Diyor ki: "Erkek erkeğe öpüşmeyin!.." Vaktiyle bu köşede erkek erkeğe öpüşmenin münase- betsizliğine ilişkin yazılar yazmıştım. Böyle bir görenek ne Batı'da vardır, ne Doğu'da, ne de bizim töremizde geçerli- dir. Nereden çıktı, nasıl tuttu?.. öyle bir noktaya gelindi ki, bir dostu ya da arkadaşı bile değil, bir tanıdığı gördüğün zaman öpmezsen adam bozuluyor, içinden düşünüyor: - Neden soğuk davrandı?.. Islam dünyasında ve Turan coğrafyasında hükümet ve devlet adamları karşı laşbklannda hemen dört koldan tük- rük peşrevine başlıyorlar: -Şap şup... Bizimkiler yakında Kohl'ü ya da ainlon'ı öpmeye kalkı- şırlarsa şaşmam!.. Gerçi boy farkı biraz güçlük çıkanr, ama, bir kolayı bulunur, salyalı tükrüklü iki öpücük iki yana- ğa kondu mu, iki ülkenin cümle alem ortasında dostluğu kanıtlanmış mı oluyor?.. • 12 Eylül'den sonra cuntanın gözetim ve denetimi altında yapılan ilk seçimde ANAP kazanmıştı; Turgut Özal Köşk e çıkacak, Başbakanlık için ruhsatı Evren'in elinden alacak!.. Herkes merakla bekliyor, tarihsel an gelip çattığında tele- vizyon kameraları çalışıyor; Turgut Bey önce Kenan Pasa- nın uzatbğı eli sıkıyor, sonra grekoromen güreşçisi gibi sağ eliyle Evren'i kendine çekip sol eliyle sırtına dolanıyor -Şap şup!.. Asker-sivil ittifakı o anda gerçekleşip, siyasal yasaklar üzerine on yıllık bir anlaşmanın imzası yanaklara tükrükle kondurulmuştur. Erkek erkeğe öpüşmenin dayanılmaz ha- fifliğinde kimi zaman cıvıklığın bir siyaset silahı olarak kul- lanılması, adab-ı muaşeretin kitabında yazmaz; ama, biz- de geçerlidir. • Ruslar'da erkek erkeğe dudaktan öpüşmek özel du- rumlarda eski bir töre sayılır. Söylenceye göre, Ikinci Dünya Savaşı'ndan önceki ünlü Alman-Rus Antlaşması'- nı imzalamak için Rlbbentrop Moskova'ya geldiğinde, HMIer'in bu yakın adamını Stalln dudaklarından öpmüş. 12 Mart ara rejiminde yattığımız Maltepe Tutukevi'nde SabahatUn Eyuboğlu nun bir Stalinci genci alı al moru mor sıkıştırdıgını anımsıyorum; Eyuboğlu soruyordu: - Sen bir faşisti dudaklarından öpebilir misin?.. -Hayır!.. - Peki, Ribbentrop olacak faşistidudaklarından öpen Sta- lin "ı nasıl tutuyorsun?.. (Meraklısına not: Sonradan bu Marksist-Leninist genç de fırdöndü, kan kırmızı liboş oldu.) • Doğu'da kadın kadına ve erkek erkeğe yaşamanın göre- nekleri ister istemez oluşmuştur; Islam, kadını yaşamdan ~~ silince meydan erkeğe kalı- yor; kadın kafes arkasında kadın kadına, erkek kahvede erkek erkeğe al gülüm ver gülüm... Ama, Türkiye'de hiçbir za- man "erkek erkeğe öpüş- me" diye bir görenek olma- dı... Peki, nereden çıktı?.. Nereden çıkacak!.. Cıvı- dık, zibidileştik, arabeskleş- tik, magandalaştık, sululaş- tık, erkeklerimiz alenen gerdan kırıp bel kıvırmaya ve göbek atmaya başladılar; salya sümük iki yanağa iki tükrük kondurmak da cıvı- manın sözde adab-ı muaşe- rete dönüşüp salgın gibi herkesi sanp sarmalama- sından doğuyor. Vazgeçelim şu işten, yok- sa hepimiz şapur şupur Al- lah'a şükür cıvıyacağız... BEKLİYORUZ. KANALD Basketbolda, Avrupa Kulüpler Kupası'ndaki temsilcimiz Fenerbahçe, 3. tur ilk maçında, bugün, İsveç'in Karcher ta- kımıyla, İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'nda, saat 17.45'te karşılaşıyor. Bu çok önemli maç için Abdi İpekçi Spor Salonu'na gidemeyecek olanlar, karşılaşmayı Kanal D ekranlarından canlı olarak izleyebilecekler. Salonda, Fenerbahçe'nin yanında olma imkânı bulamayanları, Fenerbahçe-Karcher Maçı'na, Kanal D'ye bekliyoruz. 06.30 ÇİZGİ FİLM 07.30 SALI SABAHI 09.00 MUTLULUK PEŞİNDE 10.00 TARTIŞMA BÜYÜYOR 11.00 JALEDEN SEVGILER 12.30 TATLI HAYAT 13.00 HABERLER 13.10 MÜZİK 13.30 SİNEMA: İKİ ADAM 15.00 MİSAFİR ODASI 17.00 GÜLDÜRÜKÇÜ KUKLALAR 17.45 FENERBAHÇE-KARCHER MAÇI (CANLI) 18.30 CENNETTE FIRTINA 19.15 SPORDA BUGÜN 19.30 HABERLER 20.00 DOĞUŞTAN ŞANSLI 21.00 KAYGISIZLAR 21.30 SİNEMA: FİRAR 23.00 KONSER 23.50 GECE HABERLERİ 24.00 SPORDA SON DAKİKA 00.10 ÇEŞİTLEMELER 00.50 KAPANIŞ rOLtllKA KONl!ŞMA YIN" Oftu/ ARAL UD & SAZ RUŞEN RUŞRR Ana (et) yemeği Sl'UTRölZ İCKÎ Rez:246 44 18 Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 ATATÜRKBİR GÜN GELECEK OktayAkbal 2. bası 40.000 (KDV içinde) Çağdaş Yarınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez DOSTUM MOZART Nadir Nadi 8. Bası 40.000 (K.DV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödemeli gönderilmez 368230 nolu sürücü ehliyetimi kaybettimn. Hükümsüzdür. RUH/ YILMAZ Pasomu yitirdim. Hükümsüzdür. ABl'ZERKORA YKILIÇ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear