14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar •Genel Yayın Koordınatörii: Hikniet Çetinkaya • Genel Yaym Danışmanı: Orhan Erinç •Yazuşleri Müdûrleri: tbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanc • Haber Merkezi Müdürü: tpek Çauşlar • Görsel Yönetmen: Ali Acar • Dış Haberler: Ergun Balcı • Ekonomi: Abdurrahman Yıldırım • İstihba- rat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdülkadir Yücebnan A Düzeltme: Abdullah Yazıcı Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbav •Haber Müdürü: Doğan Akın Atatürk Bul- van No:125. Kat: 4, Bakanhklar-Ânkara Td: 4195020 (7 Hat), Telex: 42344. Fax: 4195027 •İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H.Zİva Blv. 1352 S.2 3 Tel:4411220 Telex: 52359, Fax:4419117 «AdanaTemsilcisi:Çetin YiğenoğluİnönüCd. 119S. No. 1 Kat: l.Tel: 3522550-3522601-3522492, Te!ex 62155. Fax 3522570 Müessese Müdürü: Erol Erkut • Koordmatör: Ahmet Korrisan »Muhasebe: Büieot Yener • ldare: Hüseyin Gürer •Işletme: önder Çdik • Bılgı-tşlem Naii lnal • Bılgısavar Sıstem: Mûhivet Çifer •Reklam Reha Işttman Yaynbyaa ve B«§an: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş. TürkocafcCad 39,41 Cağaloflu34334lst.PK.246tstanbulTel (0 212)5120505(20hdt)Telex 22246.Fa.x (0 212)5138595 10OCAK 1994 İmsak:5 51 Güneş: 7.22 Öğle: 12 19 İkindi: 14.40 Akşam: 17.01 Yatsı: 18.27 TVgüzel konuşmayı unutturuyop •KONYA(AA)-Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Savaş Büyükkaragöz, gençlerin kitap okumak yerine televizyon seyretmeyi tercih etüklerini belirterek, "Televizyon seyretmek yüzünden güzel konuşma unutuluyor"dedi. Doç. Dr. Karagöz, Türkiye'de orta ve yüksek öğrenim gören gençlerin Türkçeyi yeterince bilmedikleriru, kelime dağarcıklannın da kısır olduğunu belirterek AA muhabirine şunlan söyledi: "Gençler televizyonda duyduklan argo ve yabanci kelimelerinesiri oluyorlar. Televizyon aile içerisinde diyaloğun asgariye inmesındeetkilioluyor. Saglar'dan kitap toplatmaya tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Kültür Bakanı Fikri Sağlar. Ayvalık'ta, Nâzım Hikmet'in, "Memleketimden Insan Manzaralan" adlı kitabının toplaülması girişimini kınadı. Butürolaylan önlemek amacıyla hazırladıklan yasal düzenlemelerin. ıvedilikle TBMM'den geçmesini dilediğinı söyleyen Sağlar, " Yapılan mantığa sığmaz" dedi.49.Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin göreve başlamasından sonra. kütüphanelerde, aralannda Nâzım Hıkmet'in kitaplannın da bulunduğu çok sayıda kitaba uygulanan yasaklann kaldınlmış olduğunu anımsatan Sağlar, Ayvalık İlçesi'nde. 1968 yılında venlmış bir mahkeme karannın gerekçe gösterilerek Nâzım Hikmet'in kitaplannın toplatılma girişimini kınadı. Heykeltıraş Cevdet Altuğ öMü • İSTANBLL(AA)- Heykeltıraş Cevdet Altuğ. tedavi görmekte olduğu hastanede bu sabah öldü 70 yaşında ölen Cevdet Altuğ, bacağının kınlması nedeniyle bir süredir Baltalimanı Kemık Hastanesi'nde tedavi görüyordu. Tiyatro sanatçısı Şcvket Altuğ"un ağabeyi olan Cevdet Altuğ. çeşitli çahşmalannın yanı sıra en son Kocaeli'nin Körfez ilçesine bağlı Yanmca'da, "Şehit Nazım Er ve Atatürk heykeli"ni yapmıştı. İnsanlıkiçin tehdit • ATİNA(AA)-Deniz seviyesinin 2030 yılına kadar 4 ila 40 sanümetre yükselerek özellikle sahillerde yaşayanlar için büyük sorunlar yaratacağı ileri sürüldü. Atina Teknik Üniversitesi Ekoloji Bölümü öğretim üyelen D. Hristula. K. Hacibiru ve A. Andreadaki, bilimsel bir toplantıda yaptıklan açıklamada. deniz seviyesinin yükselerek sahilden itibaren 60 kilometre enindeki bir şeritte yaşayan canlılan tehdit edeceğini iddia ettiler. Yunan bılım adamlan Söz konusu bölge içinde yaşayan nüfusun üçte birinin büyük sorunlarla karşılaşacağını öne sürdüler. 9 günlük tatil önerisi • ANKARA (UBA)- Türkiye Seyahat Acenteleri Birliğı (TÜRSAB) Başkanı Talha Camaş. Türkiye'nin tatil programının yeniden düzenlenerek Ramazan ve Kurban bayramlannın 9 gün tatil olmasını istedi. Camaş, Ekonomist dergisinin son sayısında yayımlanan söyleşisinde ıç turizmi canlandırmak amacıyla Türkiye'nin tatil programının yeniden yapılması gerektiğini belirtti. Balet Gregory Osborne öldü • NEW YORK (AA) - Ünlü bale sanatçısı Gregory Osborne öldü. Amerikan Bale Tiyatrosu ve Kanada Ulusal Balesi başdansçısı Osborne'un kanserden öldüğü bildirildi. 39 yaşında öien sanatçı "Dönüş Noktası" (The Turning Point) ve "Olabildiğince Hızlı Dans Ediyorum" (I q'm Dancing As Fast As I Can) gibi sinema yapıtlannda da rolalmıştı. BürokratmşahsındaOzalyargdanacak H ayali ihracat davasında, bürokratlann Şubat ayında baslayacak duruşmalan siyasi platforma dönüşecek. Bürokratlar, özal'ın başbakan iken yayımladığı ve ihracatçıya yergi iadesinin kesintisiz ödenmesı gibi istemlerine yer verdiği genelgeyi mahkemeye delil olarak sunacaklar. B ürokratlar, Para Kredi Kurulu'nun "gizli" kararlan ile ihracata şu anda aktanlmakta olan teşvikleri de mahkemelere delil olarak sunacaklar. "Devlete hizmet cezasız kalmazmış, davalan kaybetsek, birkaç milyar liralık temyiz harcını ödeyip temyize bile gidemeyiz" diyorlar. NURSUN EREL ANKARA - Hayali ihracatın faturasmı ödemeleri istenerek devlet tarafından mah- kemeye verilen bürokratlann. şubat ayında başlanacak duruşmalannın birer "siyasi platform"a dönüşeceği bildirildi. Ankara'daki asliye hukuk mahkemelerin- de görülecek davalarda. 4 müsteşar ile büyü- kelçi unvanlı bir genel müdürün de aralan- nda yer aldığı 50"ye yakın bürokratın savun- malannı. dönemin Başbakanı Turgut Özal'- ın yaklaşımlanna ve yazılı emirlerine da- yandıracaklan belirtiliyor. Duruşmalarda ihracata dönük "gizli" teşviklerin de açıkla- nacağı öne sürülüyor. Abnan bılgiye göre, mahkemelere sunula- cak deliller arasında Para Kredi Kumlu'nun "gizli" tutulan yeni kararlan ile şu sırada ıh- racata uygulanan teşvikler de yer alacak. Yargılanacak bürokratlar ile avukatlan, davalara sunacaklan deliller ve savunma üzerinde yoğun biçimde çalışıyorlar. Bir üst bürokrat Cumhunyet"e, "Davavı kaybeder- sek, temyiz edebilmemiz bile mümkün değil. çünkü sadece temyiz harcı birkaç milyar lira tutuyor" diye tepkisini dile getirirken. diğer bir bürokrat, "Devlete hizmet gerçekten ce- zasız kalmazmış. Ne acıdır, devlet hayali ihra- eatçıdan tahsil edemediği faturayı bize yükle- di. Ustelik, karartarı ile bir dönem bu olayın yaşanmasma yol açan hiçbir siyasinin bu da- valarda adı biİe geçmiyor" diye konuştu. ÖzaFın genelgesi Bürokratlann savunmalannda dayana- caklan en önemli belgeyi. Turgui Özal"ın dönemin başbakanı olarak 12 Kasım 1987 tarihinde yayımladığı genelge oluşturacak. Özal. İçışleri ve Malıye ve Gümrük Bakan- lıklan ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar- lığı'na ve Merkez Bankası İdare Merkezı'ne gönderdiği genelgede. ihracatta vergı iadesı kararnamesının uygulanmasına açıklık geti- rerek vergi iadelerinin ihracatçıya ödenme- sınde bürokratın engel çıkartmamasını iste- mişti. Bürokratlara. "Aykın davrananlar hakkı- nda yaşal işlem yapılacaktır" uvansında bu- lunan Özal. vergi ıadesini başlatan kararna- menin amaçlannı da anlattığı genelgesinde, "Kararnamenin ana esprisi, dış ticarette fir- malanmı/m rekabet gücünü arttırmak. ihra- cat ımı/ı geliştinnek, yurdumuza daha fazla dövizin girmesini sağlamak, ihracat işlemle- rinde birtakım yanltş değerlendirmeleri önle- mektir" diyor. Özal, genelgesinde daha son- ra ihracatçıya vergi iadesi odenebilmesi için ibrazetmesı gereken belgeleri saydıktan son- ra şöyle devam ediyor: "Karamame ile mallann gümrük kanunu çerçevesinde çıktşının yapüması ihraç sayıl- mtştır. Devlet adına malın cins ve mıktarını kontrol eden ve bunu tasdik eden beyanname- lere göre ihracat yapüdıktan sonra, "hem güm- rük çıkış be\ annamesinin doğruluğu. hem de malın ihraç edilmediği gibi varsayunlann or- tadan kaldırılması öngörütmüştür. İhraç edi- len mallann bedeUerinin yurda döviz olarak getirilmesi öngörülmüş ve bunun için döviz alını bordrosu esas ahnmıştır. Ayrıca imalatçı faturası aranmaksızm ihracatçının faturası ile işlem yapılması yeterli kabul edilmiştir. thra- catçı tarafından yasalara göre ihracatı yapıl- mış, dövizi gelmîş ve belgeleri tamamlanmış bulunan ihracatçılara >ergi iadelerinin öden- meleri gerekmektedir. Kararnamede belgeler yönünden lehte olan hükümlerin uygulanacağı açıklanmıştır. Soruşturma durdumlsun Bundan kasıt daha önce ihracatçıda aranan imalatçı faturasının ıhracatçının kendi ıradesi dışındaki hatalardan mesul tutulmamasının sağlanmasıdır. Buna göre 1.1.1987 tarihin- den önce de yapılan ıhracatlarda da ihra- catcı faturası ile yetinilmesi gerekmektedir. Herhangi bir soruşturmaya başlanmamış olaylarda vergi iadesi açısından imalatçı fa- turası nedeni ile ihracatçı hakkında herhangi bir işlem yapılmayacaktır. İmalatçı faturası nedeni ile başlamış soruşturmalar ihracatçı açısından hukuki sebebi kalmadığından durdurulacak. sonuçlandınlanlar hakkında ise vergi iadesi mevzatı bakımından ihra- catçılar hakkında hiçbir işleme tabi tutulma- yacaktır. İhracatçının vergi iadesinin yalnız DPT talimatına istinaden geciktirilebileceği veya durdurulacağj kararnamede açıkça Delirtil- miştir, aynca bu konuda tereddüt edilen du- rumlarda olayın hiçbir işlem yapılmaksızın DPT'ye intikal ettırilmesi ve buradan alı- nacak talimata göre işlem yapılması öngö- rülmüştür. 1.1.1987 tarihinden itibaren DPTden izin aünmadan yapılan soruşturmalar ile 1.1. 1987'den önce başlamış fakat bu tarihe ka- dar raporu yazılmamış soruşturmalar ızin alınmaması halinde dayanaktan yoksundur. Vergi iadesine hak kazanan bir ihracatçı- nın diğer bir konudan dolayı vergi mevzuatı- na aykın ışlernı tespit edıldığinde bu ışlemin vergı iadesinin tahakkukuna engel olması söz konusu olamaz. İhracatta vergi iadesi olayının diğer vergi işlemleriyle ve tahakkuku ile ödenmesinin birbiriyle kanştınlmaması ve ihracatta vergı iadesinin 86 11237 savılı kararname esasla- nna göreyürütülmesi gerektiğinin bilinmesi- ni rica ederim. Aykın davrananlar hakkında yasal işlem yapıîacaktır. Turgut özal Başbakan." Özal'ın genelgesi 1 yıl sonra yüriirlükten kaldınlmıştı. Özal'a yakın kaynaklar,jenelge gündeme getirildiğinde, "Burada eğer Ozal ka- rarnameye aykın emirler vemıiş oLsa bile bürok- ratlar uygulamak durumunda değülerdi. Yasa- lar bunu emreder" dıyerek bürokratlann haya- li ihracat olaylanna göz yumduklannı ve genel- geye sığındıklannı öne sürüyorlar. Bürokratlar ise, genelgenin son cümlesine dikkati çekerek, "Bir ülkede Başbakan, 'Ver- gi iadeleri ile ilgili soruşturmalan durdurun. Soruşturma açılmış olsa bile ıadelen ödeyın' diyor ve aykın davrananlar hakkında yasal iş- lem yapüacağı tehdidini bürokrata savunu- yorsa, bu emrin karşısında hiç kimse dura- maz" diye konuşuyorlar. Özal'a yakın kaynaklar ise genelgenin son cümlesi olan "Aykın davrananlar hakkında yasal işlem yapılacaktır" ibaresinin farklı bir daktilo punjosundan çıktığını belirterek, "Bu cümle Özal'ın bilgisi dışında genelgeye ilave edilmiş. Zaten yarattığı tereddütler so- nucu genelge 1 yıl sonra yürürlükten kaldınlmıştı" diyorlar. Bogaz'da ttndyeâövttnevsimdegüzehtir Eline küçük, ahşap saplı bıçağını ahyor. Bıcak. gözün izleyemed;ği bir hızla ikiye ayınyor midyeyi. Kabuk bir Beyni eline ne zaman komut veriyor, el ne kadar sürede komutu yerine getiriyor? Anlaşdmıyor. L'stanın elleri elli yana düşüyor, midye suyla dolu leğenin içine. Iki, üç, yiiz, beş yüz... Dleriyle beyninin uyumu sınır tanımıyor. sekiz yıldır midye, bıçak ve su içinde yaşıyor. (Fotoğraf: GARBIS ÖZATAY) BERAT GÜNÇIKAN On iki metre uzunluğunda varyok. Boğazı yanp geçen Rus bandıralı gemiyi izliyor. Motorunun sesi denizi uyandınyormuş. umurunda değil. Balıkçıİann ho> rat çığlıklan, "ağı çekin" seslenişleri vuruyor sahile. Artık iskeledeler. Otuz kulaçlık derinlikten çıkanlan midyeler naylon çuvallara dolduruluyor. Birazdan bu çuvallar, otuz bin liraya Anadolukavağı'nm midyecilerine satılacak. Şevket Karaaslan, motorcunun giilüşlerine pek yüz vermiyor, "Hadi oy alanma, on çuval indir oradan." Çuvallardan bırini kendi sırtlanıyor, diğerlerini oğlu ve yardımcılan. Şeytan sobasıyla ısıtılan naylon kaplı kulübelere taşınan çuvallar beton zemine dökülüyor. Tahta sekısine oturuyor Karaaslan. Eline küçük, ahşap saplı bıçağını alıyor. Bıçak, gözün izleyemediği bir hızla ıkiye ayınyor midyeyi. Kabuk bir yana düşüyor, midye suyla dolu leğenin içine. İki, üç. yüz, beş yüz... Elleriyle beyninin uyumu sınır tanımıyor. Beyni eline ne zaman komut veriv or, el ne kadar sürede komutu yerine getirijor? Anlaşılmıyor. Şevket Karaaslan'ın elleri elli sekiz yıldır midye. bıçak v e su içinde yaşıyor. Temizlenen midyeler suyla birlikte biner binertorbalanıyor. Beyoğlu'nda. İzmir'de. Ankara'da. Kadıköy'de; bilindik bılinmedik meyhanelerde. balıkçı lokantalannda yenilmek üzere satışa hazırlar artık. Binlik midye torbasının fiyatı seksen beşbin lira. Kimisi salata, kimisi tava olacak. Dolmalıklann yeri ayn. Hangi mevsim mi güzeldir midye? Boğazda. her mevsim. Ama kar suyu yedi mı daha da tatlanır meret... Osman Akbakan. nam-ı diğer Midyeci Osman, ısrarlı, midyeyi çiğ yiyecek. Altına yalan yanlış şeyler v azılmayacaksa fotoğraf daçektirecek. Midyeci Osman öfkeli. Çünkü üç ay önce bir söy lenti yayılmış, "Midyeler civalı." Söylenti bir anda satışlan neredeyse yan vanya düşürmüş. Çiğ yemesi de bundan. Kulübesinin naylonuna iğnelenmiş Orhan Gencebay, Müslüm Gürses posterlerine inat. tevekkülden yana değil. Üççocuğunun geçimini midyeyle sağlamış. sağlayacak. Tanesini on kuruştan satarak başladığı mid> ecilıği böyle söylentilere kaptırmayacak. Sudan kabarmış ayaklannı gösteriyor Vedat Bilbay. O da en az Osman kadar öfkeli. Böv lesi söylentilerle kim ne yapmak ister, anlayamıyor. Rumelikavağı'nda en az kırk kişinin ekmek parası midye. Üçerden çocuklannı bir de kadmlannı düşün, kaç nüfus beslenir bu işten? "Karnıış, soğukmuş, fırtınaymış, dinlemeyiz'" dıyor Bilbay: "Hastalık bile demeyiz çalışınz. Ama yine de bizimle uğraşırlar." i$çiye ucuz ilaç tehlîkede Daç tekellerinden SSK'ya6 rest' • İlaç fırmalannın ucuz eşdeğer ilaç uygulaması yüzünden SSK'yı cezalandırdığı öne sürüldü. İZMtR (Cumhuriyet Ege Bü- kaır.uoyTinda yeniden tartışılma- rosu)- İlaç sanayicilerinin. yak- laşık bir yıl önce SSK ile imza- ladıklan sözleşmeyi iptal etme- ye hazırlandıklan bildirildi. Izmir Eczacı Odası Başkanı Le- vent Kamacık. ilaç firmalannın SSK ile anlaşmalannı iptal et- melerinin "ekonomik nedenle- re" dayanmadığını savunarak "Bu, bir anlamda ucuz eşdeğer ilaç uygulaması yüzünden SSK'- y\ cezalandnmak amacını taşı- yor" dedi. SSK ile yaklaşık bir yıl önce anlaşmaya vararak sözleşme imzalayan ilaç sanayicilerinin, bugünden itibaren gecerli ol- mak üzere "fesih ihbarnameleri- ni" noterden çıkardıklannı be- lirten Kamaak. bunun SSK'yı cezalandırmak amacını taşıdı- ğını öne sürdü. SSK'nın geçen yıl başlatüğı "en ucuz eşdeğer ilacı alma" uygulamasının, ilaç fırmalan arasında "kıyasıya re- kabet" yarattığını anımsatan Kamaak. sözlerini şöyle sür- dürdü: "Rekabet yüzünden fıyatlar inanılmaz boyutlarda düşerken SSK'nın da ilaç harcamalarında bir önceki yıla oranla yan yarıva tasamıf sağlandı. Böylece yü- lardır ilaç fıyatlannın şişirUmiş mau'vetieri içerdiği konusundaki iddialar da bir anlamda haklüık kazandı. Ancak ilaç fiyatlarının ya başlanmasının yanı sıra bü- yük frrmalaruı ilaçlannın, eşde- ğerleri karşısında SSK'daki payımn giderek küçülmesi, so- nucta ilaç endüstrisini önemli ölçüde rahatsız etti." ilaç fırmalannın SSK ile söz- leşme feshine gjtmesi konusun- da iki ayn görüş oluştuğunu kaydeden Kamaak; Bayer, Schcring, Knoll, Hoescht, İbra- him Ethem, Yurtoğlu. Haver gibi fırmalann sözleşmelerini feshetme düşüncesinde olma- dıklannı, buna karşın Eczacı- başı. Fako, Sandoz. Deva, Bi- lim gibi fırmalann ise fesih konusunu bugünden itibaren uygulamaya başlamalannın beklendiğini söyledi. İlaç firma- lannın anlaşmalannı feshetme- lerinin "önemli ekonomik bir nedeni" olmadığını vurgulayan Kamaak, şu görüşlere yer ver- dı: "Bu, bir anlamda SSK'yı ucuz eşdeğer ilaç uygulaması yüzün- den cezalandırmak amacını taşı- yor. İlaç firmaları bilindiği gibi daha önce de kunımda biriken alacaklarına karşılık SSK'ya ilaç vermeme boykotu yapnuş- lar, ancak daha sonra da bu boy- kotu bazı fırmalar delmişlenü. Biz, sözleşmeyi feshetme kararı- nı da bir manevra olarak yorum- luyoruz." Türkiye, doğayadönüşte gedkti• Avrupa ve ABD'de 1980"de başlayan doğaya dönüşe, Türkiye de katıldı. Çeşitli hastahklann tedavisinde kullanılan doğal bitkilerin ve toplanan mantarlann halk sağlığını tehdit ettiği belirtildi. Uzmanlar, vatandaşlann dikkatli olmalannı söylediler. İstanbul Haber Ser\isi -1980'li yıllarda Avrupa ve ABD'de başlayan "doğaya dö- nüş" akımına. özellikle son yıllarda Tür- kiye'nin de katıldığı belirtildi. Ancak uzmanlar. çeşitli hastahklann tedavisin- de, bilinçsiz olarak kullanılan doğal bitki- lerin ve toplanan zehirli mantarlann ölüm olaylannı artürdığına dikkat çeke- rek, halka daha dikkatli davranmalan. Sağlık Bakanhğı'na ise önlem alması ge- rektiği konusunda uyanlarda bulunuyor. Halktan öncelikli olarak doğal bitkiler konusunda eczaalann bilgilendirilmesi amaayla, İstanbul Eczacı Odası'nın dü- zenlediği "Bitkilerle Tedavi-Meslek İçi Süreldi Eğitim Programı", dün Mecidiye- köy Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Mehmet Domaç'ın açış konuşmasıyla başlayan toplantıda dinjeyici eczaalara tebliğ su- nan İstanbul Üniversitesi Eczaalık Fa- kültesi Farmakognozi Anabilim Dalf- nda görevli Prof.Dr.Ali H. Mericli, Prof. Dr. Nurhayat Sütlüpınar, Doç.Dr. Afife Mat ile Doç.Dr.Filiz Meriçli, gerek doğal bitkilerin bilinçsiz kullanılması, gerekse zehirli mantar konusunda herkesin son derece dikkatli davranması yönünde gö- rüş bildirdiler. Avnıpa'da ekol Başta Almanya olmak üzere çeşitli Av- rupa ülkelerinde, doğaya dönüş alanında bir ekol ortaya çıktığını, ancak Türkiye'- de bitkisel tedavi olayının yanlış değer- lendirildiğini anımsatan uzmanlar, "Di- ğer ilaçlara oranla, yan etkisinin daha az olması insanların doğal bitki malzemeleri- ne ilgisini arttınyor. Ancak bu kullanım Türkiye'de standardın çok altında ve yal- nızca aktarların inisiy atifinde gerçekleşi- yor. Bu son derece sakıncalıdır. Bu konuda lisans eğitimi bile görmeyen aktarların ye- rine eczacılann tercih edilmesi gerekir. Bu açıdan Milli Eğitim >e Sağlık bakardıkla- rına alınacak önlemlerle Ugili önemli gö- revler düşüyor." şeklinde konuştular. Örneğin ithal edilen bitkisel çaylann ül- mantar toplayıp yeme alışkanlığı artıyor. Kırsal kesimden kente göç eden Anadolu insanı. zehirli mantarlarla zehirsiz kültür mantarlarını birbirine karıştırıyor. Böyle- ce zehirlenme oranı yükseüyor. Zehirlen- me belirtisinin geç algılanması ve tedavide geç kalınması kesin ölümlere yol açabili- yor. Çünkü mantar zehirlenmesi önce ka- raciğeri yok ediyor, ardından ise insanı öldürüyor. Toplumdaki bir diğer yanlış ka- nı ise mantarın protein miktarı açısından etten daha sağlıklı olduğu. Oysa bu yanlış. Ette yüzde 18-20, mantarda ise yüzde 4 İstanbul Üniversitesi Eczacdık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı'nda gö- revli Prof.Dr.Ali H. Meriçli, doğal bitki- lerin bilinçsiz ktülanıldığuu söyledi. keye girişinde yalnızca Tanm Bakanlığı'- nın izni bulunduğunu, oysa olayın tanm- saldan çok sağlık alanına girdiğini vurgu- layan uzmanlar, denetim eksikliği ve kontrol mekanizmasının yokluğu nede- niyle halkın bilinçlendirilmesinin de zor- laştığı görüşünde birleşiyor. Zayıflama ürünlerinin sakıncalı yöntemlerle Tür- kiye'ye sızdığına, bu durumun ise insan ölümlerine yol açtığına dikkat çeken uz- manlar, sözlerini şöyle sürdürdüler: "Özellikle sonbaharda. büyük kentlerde ormanlardan, Anadolu'da ise dağlardan Doç. Dr. Arife Mat, "Kırsal kesimden kente göç eden Anadolu insanı, zehirli mantarlarla zehirsiz kültür mantarlannı birbirine karıştınyor" dedi. protein bulunuyor. Aynca mantar zehir- lenmesi olaylarının tedavisi de milyonlarca Urayı buluyor. Büyük kentlerdeki hastane- lerde meydana gelen mantar zehirlenmesi vakalarından haberdar oluyonız, ancak Anadolu'da bir çok bölgedeki ölüm olayla- n hep gizli kalıyor. Bu nedenle kentlerdeki ormanlarda yetişen zehirli mantarlann ke- süüikle toplanmaması ve yenmemesi gere- kiyor. Ancak etiketli ve süpermarketlerde sa'tılan mantarlar tercih edilmeli. Mantar- lar. evlerde naylon torbalarda ve buzdolap- lannda uzun süre saklanmamalı,taze ola- rak kullanümalı." Avustralya Mumcuve Nazım'a anmagecesi Haber .Merkezi- Nazım Hik- met ve Lğur Mumcu Avustralya'- da düzenlenen gecelerde birlikte anılacak. Sydney Türk HalkevT- nce düzenlenen gecelere gazete- miz yazarlanndan Ahmet Taner Kışlalı da konuşmacı olarak katı- lacak. Nazım Hikmet'in do- ğumunun 92'nci. Mumcu'nun öl- düriilüşünün bırinci yıldönümü nedenivle düzenlenen geceler 15 ocakta Sydney'de ve 24 ocakta Melbourae'da gerçekleştirilecek. Kurulduğu 1978 vılından bu yana düzenli olarak her yıl Nazım Hikmet'i anan Sydney Türk Halkevi, ünlü şairi geçen yıldan itibaren Mumcu ile birlik- te anma karan aldı. Sydney Türk Halkevi'nin Nazım Hikmet'i an- mak amaayla geçen yıllarda dü- zenlediği törenlere RıÂi Su, Ataol Behramoğlu, Nihat Behram, Me- tin Denürtaş ve Aziz Nesin ile Nazım'ın Rus asıllı eşi Vera Tul- yakova katılmıştı. Geçen yılki anma toplantısına Mustafa Ek- mekçi de katılmış, geceden sonra Mumcu'nun öldürüldüğü haberi Sdney'e ulaşınca Melbourne'da düzenlenen gecede Nazım Hik- met ve Uğur Mumcu birlikte anılmışü. Sydney ve Melbourne'da yapı- lacak gecelere katılacak olan ya- zanmız Ahmet Taner Kışlalı, Avustralya'da bulunduğu süre içerisinde Sydney Yazarlar Festi- vali çerçevesinde düzenlenecek olan "199O'lı yıllarda Avrupalı yazarlar" konulu bir panele de konuşmacı olarak katılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear