Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
. 8 AĞUSTOS1993 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tuzla açıklannda bekleyen United States'ın sökülmemesi için hükümet uyanldı
Asbestligemigönderilsinİstanbul Haber Servisi - Tuzla
Tersaneler Bölgesi'nde bekleti-
len ve kamuoyunda "asbşstli
gemi" olarak bilinen United
States adh gemirun Türkıye'-
den _gönderihnesi istendı. S.
O.S. Istanbul Çeyre Gönüllüle-
ri Platformu, DİSK Limter:
İş
Sendikası, Tüm Sağkk-Sen. İn-
san Haklan Demeği ve îstan-
bul Tabıp Odası, dün bir basın
toplanUsı düzenleyerek hükü-
mete uyanda bülundu.
Gemıdekı asbestin sökümü
içın Hazine ve Dış Ticaret Müs-
teşaruğı'nca üç trilyonluk kredi
verilmesinin gündeme gcldığini
söyleyen ve S.O.S. Çevre Gö-
nüllüİen Platformu adına ko-
nuşan Tûrksen Başer Kafaoğlu,
"lnsanlık suçu işleyenlere ceza
yerine kredi mi verUecek" dedi.
Geminin İtalya'da restore edi-
lip bır tunstık tesıs olarak Tür-
kiye'ye yenıden getınleceğini
inandıncı bulmadıklannı belir-
ten Kafaoğlu, "Yeni Çevre Ba-
kaıu'nı, Hazine Dış Ticaret
Müsteşarlığı'nı ve hükümeti
uyanyoruz. Toplum ve çevre
sağlığına aykırı oian bu uygula-
•Çevreciler, sendikalar
ve Insan Haklan
Derneğfnin ortaklaşa
düzenlediği toplantıda
asbestli geminin
sökümünün
engellenmesi için
herkesin üstüne düşeni
yapmasıistendi.
"Hükümet gemi için
istenen krediyi
vermesin" diye uyanldı.
madan ivedi olarak vazgeçmele-
rini öneriyoruz" dedı.
İstanbul Tabip Odası'nda
vapılan basın toplantısına katı-
lan DİSK Limter-İş Sendikası
Genel Başkanı Emir Babakuş
da "hiçbir ışçinin. gemi sahibı-
nin kar etmesi ve daha fazla
para kazanması için ölmeyi ka-
bullenmeyeceğini" söyledi.
Mavi asbestli United States adh
geminin. kamuoyunda "Yüzen
Tabutluk" olarak bilindiğinı
anlatan Babakuş. "Sendikamız,
insan \e çevre sağlığı açısından
DEVLET PARAMIZIÇÖPE ATTYOR - S.O.S. İstanbul Çevn GönüBûleri Platformu,
asbestli gemiye kredi verilmemesi için hükümeti uyardıktan sonra. destelerce parayı çöp
bidonuna dökerek "Kredi verilirse paramız böy le çöpe atılacak" dediler.
(Fotoğraf:EMİNE ALGAN)
ne tür önlem almırsa alınsın
ölümcül tehlike içeren asbeste
karşı kampanyasını. Türkiye'de
asbest kullanımı yasaklanana,
işçi ve çevre sağlığuıı koruyucu
önlemler alınana değin sürdür-
meye kararudır" dedi. Gemi
sahibi Kahraman SadıkoğlıT-
nun, Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarbğı'njn vereceği kredi
için Çevre Bakanhğfndan onay
bekledığini açıkJadığını belirten
Emir Babakuş şö\ le konuştu:
"Sadıkoğlu, geminin asbest
sökümünün Türkiye'de yapıl-
masının ülke yaranna olduğunu
ve üç bin kişiye iki yıl boyunca iş
imkanı sağladığını söylüyor.
Kahraman Sadıkoğlu'nun çıka-
n, toplumun çıkarı değildir. Ci-
nayete kredi verikmez."
Toplantıya ızleyıa olarak ka-
tılan ekonomist Arslan Başer
Kafaoğlu da dünyanın hiçbir
yerinde ölüm saçan bir geminin
otel yapılması için böyle büyük
rruktarda bir kredinin venline-
yeceğini söyledi. "Bu paralar,
sizin benim ödediğimiz vergiler-
den gidecek. Kamuoyu, basın,
muhalefet nerede? Parlamento-
da bulunan partilerden hiçbiri,
bırakın çözüm bulmayı daha
toplumun ana dertlerini anlamtş
değil. Biz neredeyiz?" dıye ko-
nuştu.
Tüm Sağlık-Sen İnsan Hak-
lan Komisyonu adına konuşan
Hasan Dikçe'de "Gemiyi insan
sağlığının korunması ve gelişti-
rilmesinin önündeki en temel
hak olan yaşama hakkına yöne-
lik bir saİdın olarak kabul edi-
yor, derhal ABD'ye gönderilip
ûnha edilmesini istivonız" dedi.
Memurlar da özel hastaneye gîdebilecek
Sağlık Bakanı Serdaroğlu, özel hastaneler ile devlet hastanelerinin tedavi giderlerini yakın hale getİTeceklerini açıkladı
ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Rı-
fat Serdaroğlu, özel hastaneler ile dev-
let hastanelennin tedavi giderlerini
yakın hale getırmek ıstediklenni behf-
terek. "Memurlann da özel hastanelere
gitmesini sağlavacağız' dedi.
Serdaroğlu, konuyla ilgili olarak
yaptığı açıklamada, tedavi gıderlerin-
de gerçek maliyetle. Malıye Bakan-
lığı'nın memurlann tedavıleri ıçın
hastanelere ödediğı fıyat arasında bü-
yük fark olduğunu belirterek, "Sözge-
limi 300 bin liralık bir tedavi giderine,
Maliye Bakanlığı 100 bin lira »eriyor.
Maliye Bakanlığı vetkilileri ile görüş-
tüm... Tedavi gideri 300 bin lira ise
Maliye Bakanlığı hastaneye 100 bin li-
ra değil 300 bin lira ödesin" diye konuş-
tu.
Maliye Bakanlığı'nın devlet hasta-
nelen ile üruversite hastanelerinin fi-
yatlannı behrlediğini ancak, Mah>e
Bakanlığı'nın belırlediği fiyatın altın-
da bir fiyatta bakanlığa ödeme yaptı-
ğını kaydeden Serdaroğlu, şunlan
söyledi:
"Piyasada bir röntgen filmi 500 bin
liraya çekih'yor. buna sen 50 bin lira
dersen, kimse cebinden 450 bin lira ve-
rerek, bunu dtşanda çektirmez. Ne ya-
par, bekler, yığüma olur, 3-4 ay sonra-
sına gün verilir. Ama siz buna 350-400
bin lira derseniz, farkuıı verir, gerisini
de devletten alır. Gerçek ortada. niye
kendimizi aldatalun. Bir memur benim
hastanemde hizmet görüyorsa, bunun
gerçek parasını ben diğer bakanlıktan
alacağım. Dolaylı sübvansiyon ortadan
kalkacak ve benim hastanelerim daha
iyi bir yere gelecek."
Serdaroğlu. özel hastaneler üe dev-
let hastanelerinin tedavi giderlenni
yakın hale getirmek içın Maliye Ba-
kanlığı ile çalışmalara başladıklannı,
bu gerçekleştığinde hastanelerde yığıl-
manın ortadan kalkacağnu ve memur-
lann istedıği hastanede tedavi olabile-
ceğinı bildırdı. Serdaroğlu. "Böyle
olunca memura İstediğiniz yerde tedavi
olabilirsiniz' diyeceğiz. İster devlet has-
tanesine. ister özel hastanelerde tedavi-
lerini yaptırsınlar, cü/i bir miktarda
fark olursa onu da ceplerindert ödesin-
ler" diye konuştu.
Serdaroğlu. önümüzdeki günlerde
özel hastaneleri zıyaret edeceğini bil-
dirdi. Serdaroğlu. hastanelenn kuru-
luşlannda yeralan 'Yüzde lOoranında
fakir hastaya bakmaları' maddcsıne
uyulmadığına dikkati çektı.
BULGARİSTAN
Meriç'esu
veribneye
başlaıuti
Haber Merkezi- Bulgaris-
tan'ın baraj kapaklanru ka-
patması nedeniyle su seviyesi
gittikçe inen, hatta kurumaya
yüz tutan Meriç nehrine, Dı-
şişleri Bakanlığı'nın Soyfa ile
bağlantı kurmasmdan sonra
yeniden su verilmeye başlan-
dı. Jepçe barajından bırakılan
suyun 2 gün içinde Trakya'da
büyük hasar gören çeltik tar-
lalanna ulaşması bekleniyor.
Çeltik üretimini etkileyen
su sorununuıl aşılması konu-
sunda Dışışleri Bakanlıgı ile
Bulgaristan hükümeti arasın-
da başlatılan temaslar dün
olumlu sonuçlandı. Dışişleri
Bakanlığı İkili İlişkiler Genel
Müdür Yardımcısı Tevfik
Okyayüz başkanlığındaki he-
yetin ziyareti sonrasında Bul-
garistan hükümeti bölgeye
ydda 32 milyon metreküp su
vermeyi taahhüt etti. Alınan
su karşıhğında Bulganstan'a
elektrik, mazot, gıda ve çelik
verilecek.
Bulgar yetkililerinden edi-
nilen bilgiye göre, Meriç neh-
rine akıtılan su, Türk-Bulgar
sınınna 210 kılometre uzak-
lıkta bulunan Tunca nehri
üzerinde kurulu Jepçe bara-
jından bırakılmaya başlandı.
Suyun 2 gün içinde Çeltik üre-
ticisine ulaşacağı bildirildi.
Cep telefonu
ekim ayında
cebinizde
ANKARA (AA) - LJlaşür-
ma Bakanı Mehmet Köstepen,
PTTnin GSM projesiyle ilgili
teşvik probleminin çözümlen-
mek üzere olduğunu belirte-
rek "Cep telefonlan ekim ya
da kasım ay ından itibareD dev-
reye girer" dedi.
Köstepen, yaptığı açıkla-
mada, kamuoyunda cep tele-
fonu olarak bilinen GSM
projesinin ihalesinin iki kon-
sorsiyumda kaldığını hatırla-
tarak, şunlan söyledi:
"Hazûıede bir sıkmtı vardı. Bu
birkaç gün içinde çözümlenı-
yor. Hazinedeki tıkanıklık gj-
derilince o ihale tşlemey e baş-
layacak. Yapdan anlaşma
geregi arkadaşlar burada kon-
sorsiyumlarla şirket kump o
şirketler kanalıyla buradaki
çauşmalanna başlayacaklar.
Teşvikle ilgili şeyler vardı,
bugün yarın halloluyor. Cep te-
lefonu oJayı da gündemden kal-
kıvor. Arkadaşlar şirketlerini
kırup altv apı > atınmlanna hız-
la başlayacaklar. Ekim veya
kasmtda devreye girer."
YeşilindüşmanlanMerter'in kavaklarınaacımadıİstanbul Haber Servisi- Kız çocuklan
doğunca. kavaklar dikilir kırsal yöreler-
de; gençlik çağına geldiğindeçeyiz para-
sı çıksın diye. Kırsal yörenin bu geleneği
kentlerde uygulanınca kıyametler ko-
par. Çünkü İcent insanı. çevresinde yeşili
az görür ve gözü gibi korur ağaa. Genç-
lik çağına adım atarken yükselen ka-
vaklar mutluluğu temsiJ eder, kentte de
öyle. Bu iki mutluluğun arasında nüans
vardır. Biri geleceğin garantisi olarak
gördüğü için kavaklan mutlu oliır, diğe-
ri ise koşup-oynayıp, saincak kuracağı
bir mekan olarak gördüğü için. Kavak-
lar kesildiğinde mutluluk doruğa ulaşır
kırsal yörede; bu mutluluğun habercisi-
dir çünkü. Kavaklar kesilerek çeyiz dü-
zülür. el emeği göznuru danteller nafta-
linli sandıklardan çıkanlır. Telli duvak-
lar takılır, kavaklann ecelsiz ölümüyle
gerçekleşir tüm bunlar. Kentte ise du-
rum biraz farkbdır, kavaklann eceliyle
ölümü bile rahatsız eder insanı. Hele
ecelsiz öldürmek; özel mülkiyetin öldür-
me hakkı olsa da mutsuzluk verir insa-
na. Ve çaresiz insanlar sağa-soJa şikayet
telefonlan ederek sorunu çözmeye çalı-
şu-, dün Merter'de olduğu gibi. Evinin
karşısındaki kavak ağaçlannın kesildi-
ğini gören kent insanı, "kavak kıyımı"-
nı durdurmak için zabıtayı aradı. incele-
meler sonunda herşeyin "kitabına
uygun" olduğu anlaşıldı. Ancak bu.
kent insanının hüznüne engel olamadı...
(FotoğrafAydın Turna)
Mühendis Ferda 7 milyonunu kaptınnca gerçeği gördü
Paralar gitti, cinlerkaldı• 'Medyum Memiş' in
kendisini aldattığını ve
büyülerinden
kurtulamadığın öne
süren Kimya Mühendisi
Ferda Dağdelen
savalığa başvurarak
ölümle tehdid edildiğini
söyledi.
tstanbul Haber Servisi- Kim-
ya Mühendisi Ferda Dağdelen,
Beyoğlu Cumhuriyet SavcıhğV-
na başvurarak Mehmet Me-
miş'i dolandıncılık ve ölümle
tehditle suçladı. Dağdelen, fal
baktırdığı Memiş'in büyülü ol-
duğunu söyleyerek kendisinden
yedi milyon fira aldığını, buna
karşın büyüyü bozmadığım
öne sürdü.
Geçtiğimiz yıl şubat ayında
fal baktırmak üzere Memiş'in
bürosuna gitüğini bildiren
Dağdelen, savcıhğa yaptığı suç
duyurusunda şöyle dedi:
"Menüş, bana baktığı falda
büyü gördüğünü >e büyüyü para
karşıjıgında boza bileceğini söy-
ledi. İnançlanmı kullanarak an-
lattıkları somıcunda kendisine
toplam yedi milyon lira ödedim.
^'aptığunız her göriismede iize-
rimdeki büyiiieri ve bana musal-
lat olan cinleri dağıtmak için
çaba harcadığını, ksa sürede
Dağdelen- Büyülerden kurtulma uğruna 7 milyon kaptırdı
kurtulacağunı söylüyordu. Suis-
timal edildiğimi anladan ve ken-
disiyle göruşmeyi kestim."
Bundan sonra Memiş'in çev-
resındeki msanlara hakkında
çeşitli dedikodular yaptığını
söyleyen Dağdelen, "Telefonda
beni ölünile tebdit etti. Arkasının
çok sağlam oMuğunu bakanın-
dan, miUervekiüne kadar adam-
lan bulunduğunu söyleyerek
bana, 'sen bir ölûsün artık' dedi.
Onun cezalandırıbnasını istiyo-
rum"dedi.
LATIN AMERIKA'NIN BUYUK ROMANCISI
JORGE AMADO'DAN
İKİ ROMAN
ÖLÜ DENİZ
Turkçesi: OZDEMİRINCE / roman
2. basım / 53.000 lira
Ölu Denız Amado'nun en ilginç romanlanndan biri. Yazar
bu yapıtıyla dk romanlanndan çok daha değişik, şıır dolu
bir anlat ıma yöneliyor: Salvator Körfezinde teknelerıvle ta-
şımacılık yapan denizcilerin şıır ve efsane dolu, yoksul ve
küçük dunyalannı olağanustu bir ustalıkla anlatıyor. Olu
Denız sozlu cdebiyatın ve halk efsanelerınin yazılı bir anla-
tıma, büyük bir romana donuştuğu bır doruk noktasıdır
TEREZA
BATISTA
Turkçesı: M. OKMEN - S.SELVI
roman / 120.000 lira
Büyuk romancının bir başka bü-
yuk \apıtı: Tereza Batısta vazarın
hcr zamanki sımsıcak insan scvgısiyle elo aldıgı vc buyulu
anlatımıyla dûv getırdiği dunya guzeli bır kadınm ovkusu
Çevresindekı butun sanatçılara os.n kaynagı olan Terezn
bılgisı/lerın oğrctmeni, hastaların ılacı. c/üenlerın kurtarı-
cısıdır. Efendisıno başkaldıran, fahişcler ordusunun başın
da polislere kafa tutan samba krahcesının seruvenı
C \ \ ^ \MM.\RI \ o V) 2 U4IH l.ıilu Ki.ınlml
CUMHURIYETTEN
OKURLARA
OZGENACAR
New York'tan Moskova'ya...
İstanbul'dan Evrene...
Ankara'da SBF'de üçüncü sınıf öğrencisiydim.
11 Kasım 1960 günü ortak dostumuz ünlü ressam Bur-
han Ooğançay'm aracılığı ile Hürriyet Gazetesi'nin An-
kara Temsılcısi'ne gazeteci olmak için başvurdum.
'Cüneyt Abi' ile ilk kez o gün karşılaştım. Boş kadrosu
olmadığı ya da beni gözü tutmadığı için iş veremedi.
12 kasımda Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara Temsil-
cisi rahmetli Ecvet Güresin'e başvurdum.
13 kasımda Cumhuriyet'in Ankara Bürosu'nda gaze-
teciliğe başladım. Milli Birlik Komitesi'ndeki bir çatlak
sonucu o gün 14 komite üyesi yurtdışına sürülecek ve
ben de bu tarihsel ortamın heyecanı içinde gazeteciliğe
başlayacaktım.
Aradan daha bir yıl geçmemişti ki 'Cüneyt Ab/'den
transfer önerisi geldi. Işimden memnundum. Birkaç ay
sonra Hürriyet'in çıkardığı Yeni Gazete'nin temsilcisı
olmamı önerdi. Üstelik aylık, Cumhuriyet'te 2.5 katıydı.
'Cumhuriyet'ten memnundum. '
Aradançeyrekyüzyıl geçti. 'CüneytAû;"MilliyetGaze-
tesi'nin Ankara İstihbarat Şefliği'nden ayrıldı. Atina'dan
dönerek halefi oldum.
Cumhuriyet'teki son değişiklik öncesi Ankara Bü-
rosu'nda o yazar, ben muhabirdim. Bilinen olaylar üze-
rine ben Genel Yayın Yönetmeni' ve 'Cüneyt Abi' de
Ankara Temsilcisı' oldu.
Gazetenin en güç günlerinde tek başına oynadığı 'kal-
dıraç' rolünü Cumhuriyet Gazetesi unutmayacaktır.
30 yılı aşan dostluğumuz, mesleki rekabetimiz boyun-
ca tatlı-acılı anılarımız oldu. Şu anda 'Cüneyt Abi' ara-
mızdan Cüneyt Bey' olarak ayrılıyor. Ama benim gö-
zümdeveanılarımdahala 'Cüneyt Abi'olaraksürecek...
Cüneyt Arcayürek'e yeni görevinde başarılar, sağlıklı ve
mutlu günlerdiliyoruz.
• • •
'Cüneyt Abi'ye başvurduğum yıl Burdur'da bir çocuk
doğdu. Mustafa Balbay adh bu çocuk da her çocuk gibi
büyüdü. O kadar büyüdü ki bugün 'Cüneyt Abi' gibi bir
gazeteciden sonra Cumhuriyet'in Ankara Temsilciliği
görev ve sorumluluğunu devralacak düzeye çıktı.
33 yaşındaki Balbay'ı 1985 yılında izmir'de Milliyet
Gazetesi Bürosu'nda tanıdım. Pırıl pırıl... Çelebi... Can-
dan... Güvenilir... Heyecan dolu.. Gazeteci...
Kendisini Ankara'ya yardımcım olarak getirmek iste-
dim. Milliyet'in Izmir Temsilcisı Nurettin Tekindor bırak-
madı. Ancak, benim.beceremedığımi Cumhuriyet'in o
zaman Izmir Temsilcisi olan Hikmet Çetinkaya yaptı ve
Balbay'ı Cumhuriyefe aldı.
Ege Universitesi Basın Yayın Okulu mezunu olan ve
1980 yılında gazeteciliğe başlayan Balbay, 1989 yılında
Ankara Büromuzun İstihbarat Şefliği'ne getirildı.
Geçen yıl, gazetedeki yeniden yapılanma aşamasın-
da İstanbul Haber Merkezi Mudürlüğü'ne herkesin 'oy-
birliği' ile atandı Ankara'dakı yeni görevıne de yineaynı
oybırliğine dayalı güçle yarın başlıyor.
ister kendisinden küçük olsun ister büyük, herkes onu
'Mustafa'yerine Balbay'diye çağınr. Bunun da nedeni
Mustafa'nın soyadına da yansıyan tevazuudgr. Çünkü o
gerçektenbir'BayBa/'dır. ; '
f
'
!
"?
1I
5
Balbay'ın bir başka özelliği ise -maraton dahil-/uzun.1
,
mesafe koşucusu olmasıdır.
Ankara Büromuzda yıllarca uyum içinde beraber ça-
lıştığı arkadaşlarına yeniden kavuşmanın heyecanı için-
dekı Balbay yarından itibaren yeni bir uzun koşuyaçıkı-
yor. Bu kez sorumluluklan daha da artmış olarak...
Bir kez yazmıştım Dünya gittikçe küçülüyor diye...
Türk okurları, evrende ve dünyada olup bitenleri televiz-
yon ekranlarından anında izleyebiliyor, gazetelerin dış
haberler sayfalarından da yabancı ajansların ya daTürk
meslektaşların haberlerinden öğreniyorlar
Ancak ne var ki bu küreselleşme içinde 'dünyanın ne
düşündüğünü'Türk okuru yeterince izleyemiyor. Bu, ya
yabancı dil bilmezlikten ya da yabancı gazete ve dergi-
lerin Türkiye'de çok pahalıya satılışından kaynaklanı-
yor.
Bu nedenle Cumhuriyet'in 'Natfcmal Geographte' der-
gisi, 'The New York Tirnes' ve 'Le Monde' gazeteleri,
'EIHe' röportaj ve 'Medical Tribune' sağlıklı gibi yabancı
yayın kuruluşları ile yaptığı anlaşmalar büyük ilgi gördü.
Bu işbirliği anlaşmaiarına birönemli halkayı daha ek-
lediğimizi birkaç gün önce açıkladık. Moskova'da ya-
yımlanan ünlü 'Pravda' gazetesinin haber, makale ve
röportajları bundan böyle Türkiye'de sadece Cumhuri-
yet Gazetesi'nde yayımlanacak.
Amacımız küreselleşme aşamasında Cumhuriyet
okuruna dünyayı daha da küçültmek, buna kârşılık dü-
şünce ufkunu daha da büyütmektir. Cumhuriyet okurları
bu yayınları dün başlattığımız Dünyadan' sayfasında
okuyabilecekler.
• • •
Dünyanın küçülmesinden söz edilen bir ortamda 'İn-
sanın yok ettiği dünya ya da değinmek istiyorum. Donel-
la ve Denis Meadows'un Büyumenin YeniSınırlan' adlı
kitabından derlenen yazı dizisini ilgiyle okuyorsunuzdur
sanırım.
Doğadaki kaynakları artan bir hızlatüketen insanoğlu
yarattığı artıkları aynı beceri ile yok edemiyor. Insanoğ-
lunun yarattığı sorunlar bu dizide açık seçik anlatılıyor.
iletişimin ve ulaşımın küçülttüğü söylenen dünyamızı
yoksa gerçekte insanoğlunun gittikçe artan pisliği mi
küçültüyor?
• • •
Dün gazetemizde başlayan bir başka dizi ise "Ha-
raşo'dan Nataşa'ya" ya da 'fieyaz Ruslar-Kızıl Ruslar'
adını taşıyor.
Yüzyılımızın başında ve sonunda kuzey komşumuz'~
da ortaya çıkan ve dünyayı sarsan iki depremin Türkiye
ile bağlantılı toplumsal uzantıları Berat Günçıkan'ın
araştırmasından okuyorsunuzdur.
Şu anda New York'ta yaşamını sürdüren Suat Koz-
luklu'nun gerek Türkiye ve gerek yeni komşu ülkelerde
bu dizi için çektiği özel fotoğraflar ile 1920'lerin arşiv fo-
toğrafları ilginç bir "kontrast" oluşturmuyor mu?
Öyle sanıyorum ki her iki dizinin benzerlerini ne tele-
vizyonlarda ne de öteki gazetelerde bulabilirsiniz. Işte
Cumhuriyet'in özelliği, işte küreselleşmede Cumhuri-
yet'in yeri ve önemi...
Bunları önümüzdeki hafta iki ayrı önemli yazı dizisinin
izleyeceğinden kuşkunuz olmasın.
Sağlıklı, mutlu ve başarılı günler dileğiyle...
TV^PE SON DAKİKA DEĞÎŞİKLİĞİ
• Magazin/TV' Servisi - Fortuna Sittard-Sporing Lizbon
futbol karşılaşmasının naklen yayını nedeniyle TRT-2'nin
bugunkü akışında değişiklik oldu. Bu değişıkliğe göre 15.05'te
ekranagelen "BirSolist"programımnardından 15.25'te futbol
maçı naklen yayınlanacak. Fortuna Sittard-Sporing Lizbon
karşılaşmasından sonra izlenebilecek programlar ise şöyle:
17.20, "KaralamaDefteri", 17.50"Müzik"ve 18.05'te"Bir
Şıirin Hikayesi". 16.25'teTV"deSinema'dayeralan"Ormanın
Gazabı" adh fılm ise bu hafta ekrana gelmıyor.