25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4TEMMUZ1993PAZAR 8 PAZAR YAZILARI İletişim 'hıyar zamanı'nı bitirdi FERRLH YILMAZ Danimarka'da yaz zamanı basın ve politikacılar için "hıyar zamanf'dır. Ga- zetecıler haber üretmekte zorlandıklan- ndan. olur olrnaz haberleri manşet ya- parlar. başyazarlar yazacak konu buJa- mayıpbunalırlar. Parlamentonun yaz tatiline çıkmasıy- la. poliükacılar da "balon" uçurmaya başlar, gelecek pobtik yıl için nabız yok- larîar, hıyar zamanı bunaümındaki gaze- telere haber yaratırlar. Buranın "ciddi" gazetesi Information'un başyazan, ge- çen yıllardan bınnde yazacak şey bula- mayıp sol ıki sütuna kocaman bir hıyar resmi koymuştu. Fakat artık geleneksel hıyar zamanı sona erdı. İletişimdeki devrim dünyayı küçültünce. Danımarka'nın dünyası bü- yüdü, hıyar haberler, gazete manşetleri- ne çıkamaz oldu. Dış dünyarun her ba- kımdan Danımarka'nın burnunun dibi- ne kadar gırmesi gazetecilerde yaz reha- veti bırakmadı, Almanya'daki Nazı saldınlanydı, Bosna'ydı. Irak'ü derken. yazla kış birbirine kanştı. Yaz-kış dinle- meden Danimarka'ya kadar kapağı atan mülteciler, dış dünyanın televizyon ekranlanyla sınırlı olmadığının kavran- masına yol açtı. Politıkacılar. balon uçurmak yerine mültecileri. gelişen ırkçılığı, Bosna'yı, Amenka'nın Irak"a saidınsını tartışmaya devametmek 20- runda kaldılar. Hıyar zamanı sona erdı, balon uçurmalar kalktı. yaz rehaveti bit- ü. Lâkm birçok çevre. dünyanın küçül- düğünü. rehavetin bittiğini kavramakta zorlanıvor; her şeyin eskisi gibi kalması için ayak diretiyor. Dünyaya kaparuşın başını öncelikle sağ çekiyor. ama ideolojık gelişıminin sı- nınna dayanan sol da nostaljık talepler- de başrol oynuyor, her şeyin ideolojik açmaza düşülmeden önceki haliyle kal- ması için çırpınıyor. Sağ, eskiyi kendi eski ilkelliğiyle an- yor. Ateşler içindeki Bosna-Hersek'ten kaçanlara kapılann tamamen kapatıl- masını istiyor. Yabancılann ülkesine hiç gelmemesini, biryolunu bulup gelenlenn geri göndenlmesini talep ediyor. "Dani- marka dışanya kapansın" özlemi>le yanıp tutuşuyor. Sol da, belici daha başka saiklerle, ama yine dünyanın eskisi gibi kalmasını isti- yor. Gerçi mülteciiere karşı çıkmıyor. ama Avrupa Birliği'ne "hayır" diyor. İs- veç'ten ftalya'ya kadar tüm Avrupa'yı birbinne bağlayacak köprülerin yapımı- na, sankı başka dünya varmış gibi. "ka- pitalist dünyayı birbinne bağlayacak" gerekçesiyle karşı çıkıyor. Fransa"da Sosyalist Parti'nin, tarihin- de ilk defa ıktidara geldığı akşam .tele- vizyonlanrun başında büyük bır ilgiyle seçim sonuçlannı takıp edenlen gördü- ğümde çok heyecanlanmıştım. O gün- den bu yana Polonya'dakı askeri darbe- ye. Tienanmen meydanındaki katliama, ÂBD'nin Irak konusundaki ikiyüzlülü- ğûne, eski Sovyetler'deki darbeye aynı heyecanla ilgi duyanlan gördüm. Dün- yanın kûçülmeye devam edeceğini düşü- nerek. ıyimserlığimi devam ettirdim. Ama itiraf etmeliyim ki bu arada reha- veti özledim, dünyayı umursamadan mehtapta kısık sesli hülyalara dalmayı özJedim. Hıyar zamarunı geri ıstedim. Doğum günü paylaşıhnca güzeldirYazık kı çoğumuz doğum gününü es geçmeyı mütevazilikmış gibi görüyor. en azından olağan sayıyor. Kimileri anı- msamıyor bile. Ö>le ya, koca adam olduk. yakışır rru? Çocuk olsak neyse. Hem bunca iş. bunca dert varken... Ruslar bu konuda duyarlı. Daha doğru- su kutlamalara duyduklan geleneksel sem- pati. doğum günlerine karşı da tiüz olma- lannı gerektinyor. Yapmalan gereken işle- n unutuyorlar, ama dostlannın doğum günlerini asla. Votkalı doğum günü parti- lerinı. kadeh kaldınrken uzun konuşma- lan.. Karşı cinsten hoş biri varsa çaktırma- dan asılmayı seviyorlar gerçi; ama varsın sevsinler. Anımsıyorlar ya doğum günleri- ni, kutluyorlar ya... Hem eğlenmek kötü bir şey mı? Hele böyle tanhsel bir günde. Öteki bayramlara. özellıkle yılbaşı kut- lamalanna da büyük önem veriyorlar. Yeru yıl şenliğine daha sonbahardan hazı- rlanıyor çoğu. Bu tür kutlamalan arma- ğanlarla. hiç olmazsa telefondan iletükleri iyı dileklerle başkalanyla paylaşmayı sevi- yorlar. Böylesi kutlamalara düşkün olmak cid- diyetsizligi mi çağnştınyor? Keyfe düşkün- lük, sorumsuzluk belirtisi mi? Takvımin topu topu bir yaprağmı oluşturan sıradan günlerin abartılması anlamına mı geliyor? Ciddiyetı ve sorumluluğu, olabildiğince az gülümseyerek vurgulamaya bayılan ki- şileri bilmem; ama benim hoşuma gıdiyor bu kutlamalar. Yalnız dini bayramlar de- ğil, bu tür özel günler de kutlanmah bence. Hemen hepımizin yaşantısmın sıkıntılarla, sorunlarla dolu olduğu göz önüne alınırsa. MOSKOVA HAKAN AKSAY gülme ve eğlenme fırsatlannı kaçırma- malıyız. Bu, "sefahat hayatına dalmak" değil. yaşamın devamı için gereksındiğimız enerjiyi almaktır dıye düşünüyorum. Bu kutlamalan bıçımsellik olarak değer- lendirenlere de katılmıyorum. Doğrudur. en güzel gelenekleri. örneğin dıni bayramlan biçimselleştirmeyi, böylece onlann içini boşaltmayı iyi becenr bazı- lanmız. Ama ne yapalım. damak tadı gelış- meyenlerin en lezzetli yemeklerden bıle hoşlanması olası değildir. Evet. doğum günlerinde kalıplaşmış bazı sözlerden kurtulmamızın da çaresi yoktur: - Kocadın artık. Nüfus kağıdın eskidı! - Nüfus kağıdı değıl, ınsanın kcndini kaç yaşında hissettiği önemlidir. Ben otuzuma bastığımda bir dostum "Ee, dördüncü on yıllık başladı" demiştı. Otuzuna basmanın bundan daha kötüm- ser bir anlaümı olamaz diye düşündüm. Ama dcdığı de doğruydu. Eskımeyen anılar, fotoğraflar gibi, do- ğum günlerinin de nostaljık bir ıçeriği olu- yor çoğu kez. Yıllar geçiyor işte! Yaşın kaç olursa olsun. başlangıçtan sona doğru yol alıyorsun Bunu vegeçmişidüşünüp iki İca- deh arasında bir parça hüzünlenmenin kevfi de başkadır doğum günlerinde Hem hüzünlenmenin tadını gayet iyi (hatta had- dinden fazla) bilen bir haîka ait olduğumu- za göre... En önemlisi de doğum günlerinin, ilgi görmemiz ve göstermemiz için mükemmel firsatlaryaratmasıdır. Seni seviyorlar. sayı- yorlar, varlığının başlangıanı anımsayıp bu güzel günü seninle paylaşıyorlar. Yani ilgi gösteriyorlar. Yalnızlığın giderek daha büyük bir t,op!umsal ve psikolojik tehlike haline geldiği günümüz dünyasında bunun önemi azımsanajnaz bence. Bunlardan dolayı unutulmamab doğum günleri. Bir şekilde mutlaka kutlanmah. Kendimize ve başkalanna karşı gösterdiği- miz özenin bir parçası sayılmalı. Üsteiik, kutlamadığımız her doğum gü- nünün, sonuncu olma olasılığmın bulun- duğu göz önüne alınırsa... 'eVI']rt R ı ı c *»rh*»ıılrlai*ın'l v a n l ı t n Dünyanın en büvük hazur yemek restoranları zinciri ola- S Ciail n i l S Ç O C U K i a r U i a y a r a i l l l rak kabu l edilen McDonald's, Moskova'da önceki gün üçüncti şubesini açtı. Rusya De>ler Başkanı Boris Yeltsin'in eşi Naina Ycltsin, Mosko>a'nın merkezindeki Arbat Sokağı"ndaki üçüncü McDonaM's şubesinin açılışı sırasında, restoranın işletmecisi Gorge Cohan'dan Rıtsya'da çocuk hastaJıklannın tcdavisinde kullanılmak üzere 50 bin dolarlık v ardım çekini aldı. Naina Yeltsin. McDonald's şirketinin. yeni şubesiııin yer aldığı tarihi bina> 1 yıkmayıp restore etmesini de şirketin Rus> a'nın değerlerine gösterdiği sa\gınuı belirtisi olarak tanımladı. Yeni şubenin önünde Moskovalılarşarkılı, danslı kurlamalar yaptı.(Fotoğraf: REUTER) Irlandamüziği severmisiniz?"Güzel bır gün, öyle değil mi?" Yaşlı adam gülümsüyor. Dişlerinin çoğunu yıtirmiş. "Evet. haklısınız" diyorum. Hava kapalı. Atlantik Okya- nusu, köpüre köpüre yüksek kayalıklara vuruyor. Rüzgâr kara bulutlan birdağıtsa. Sicım gibi yağan yağmur az öncc dur- muştu. Kruger Pub'ın bannda Guinness birasını yudumlayan adam, havadan memnun. Yağmuru bol bır ülke İrlan- da. Yeşilin her rengi var dağla- nnda. ovalannda. Koyun ve inek süriilen. göller ve ırmak- lar, kaurtırnaklan ve rodo- dendronlar (Alp gülleri) göz alabıldiğıne. Yaşlı adam konuşmayı sevi- yor. Dunquinli olduğunu, ak- şamüstü birasını hep burada iç- tiğini söylüyor. "Irlanda ho- şunuza gitti mi?" dıye soruyor. GlengarrifTten Kenmare'e giden yol, Caha dağlanru aşı- yor. Deniz kıyısmda palmıye- ler, tepelere yaklaşukça rodo- dendronlar Lansdowne Lor- du'nun yuzyıl önce Hımalaya- lar"dan Irlanda'ya getirdiği bu güzel bıtkınin her rengı doğada. Pub (bar) yavaş yavaş dolu- yor. Küçük kentin insanlan ak- şam öncesi birasına geliyor. Kadmı erkeği. genci yaşlısı. Hepsi de neşeli. Gülüp konuşu- yorlar. "Sizin oralar nasıl?" di- ye yaşlı adam soruyor. "Ülke- nizden son zamanlarda pek sık CALWAY AHMET ARPAD Dününgençliği '68 bahannı yaşayamadıOrkestra sustu. Rock'un coşturdu- ğu binlerce genç durdu. Ve, salona muhafazakar lider Aznar'ın girişiyle yeniden coştıı gençlik, dalgalandı. Rocklu bir seçim mitingi, gençler için. Kazanacağından emin genç lider söze başladı: "İspanya'nm en önemli sonmu " "İşsizliktir'', ya da "yolsuzhık" diye tamamlayacaktı belki sözJcrini lider. Ama genç bir kız çığlığı nokta- iadı bu sözleri: "Feüpe Gonzalez'- Daha birkaç gün önce, bir üniversi- tede bir konuşma yapmak istcmişti Başbakan Gonzatez. \uhalamalar karşısında konuşamamış, üni>ersite- yi terk etmek zorunda kalmıştı. Genclik, sosyalizme karşı. Aynı gençler, mitinglerinde Aznar'a kucak açıyor, ".\znar'ın gençleri, bu-ra- da!" diye tempo tutuyorlardı. Feüpe'nin sos>alizminden başka bir yönetim tanunayan gençliğin bü- vük çoğunluğu oylannı Aznar'a ver- di. İspanva gençliği kendini 'sağ' ola- rak tanımladı. "Değjşûn istiyonız!" dedi, gençlik. Feüpe gitsin, Aznar gelsin. Sosy alist- lergitsia, muhafazakariar gelsin. N'e- rede ofanalı genclik? Nedir gençlik? Eskiyi yıknıak mıdır, ne olursa olsun eski? Sağda mı solda mı ounaİHİır? Ya da herşeyin üsriinde mi? İçinde mi toplumun. dışında mı? İspanya'nm taze gençliği karşısı- nda, "Ah nerede bizün duyarlı gençli- ğimiz" diyor esküer. Nostalji içinde. Gençliğini hiç yaşamadı ki Ispanya. Bugünkü gençliğin boşluğu. dünün gencüğinin Mayıs 68'i yaşayamamış olmasından. Eksiklik bu. Tarihi bir eksiklik. Hicbir zaman yaşaralama- yacak. Mayıs altmışsekiziiler bir devrün yaratmadılar belki; ama istemlerini dile getirdilcr, sokaklara taştı duygu- lar, bağırdılar, »ar olduklannı duyur- dular dünyaya. Fransa'dan Ameri- ka'ya aynı frekansta çarptı ilkba- harin yürekleri, aynı coşkuda buluş- tular. Geçliğin gereğini, doğasını ya- şadıiar. Oysa takvimler 68 Vlaytsı'm at- ladılar İspanya'da. 68 yılını. 6O'lı yıllan da. Paris'teki gençlik kmlcımı tüm dünyaya sıçrarken, İspanya'da Franco du>arlannı aşamıyordu. Gönlünce bağıramadı, coşama'dı, yü- rüyemedi, koşamadı 68'in İspanya gençliği. Bir boşluktur tarihinde. "Fabrikalardan çıkan üç bes bin işçi toplanır yüriimeye başlardık. Daha yüz metre yürümeden nereden çıktığını anlayamadığunız yüzlerce polis tepemizde biter, vurur kırar coplar, doldurur arabaya götürürdü yakalayabildiğini" diyor 68'li Fran- sisco Sancnez Ortega. Sorguy a suale gerek yok elbette, altı aydan önce de çıkmazdın. Cniversıteterde ögrend- den çok polis. Amfilerde forumlar yapılamadan, tartışamadan. düşün- meden yaşanıian bastırümış bir genç- lik. GençUk boşluk değildir. Coşkudur gençlik. İ topyadır. CManaksızi iste- mektir. Karşı koymaktır. Çılgınlıktır. Düzeni değtştirmektir, daha güzel için. Altüst etmek, kırmak, yıkmak. >iırmak değil, ama devrimcilikrir. Sonnak sorgulamak, aramak bulmaktır. Yoksa ne farkı kalırdı gençliğin, çocukluktan ya da yaşldıktan? Sosyalizmin on yıllık baiayı içinde büyüyen gençlik "olmazlar" aramı- yor, 'ütopyalar' istemiyor şnndi. Oysa gençlik, günün de gündemin de ilerisinde olmaü, önünde obnalı top- lumun. Franco'nunki kadar ezici olmasa da, ille de bir baskı rejimi mi gerekli can katmak için gencliğe? Felipe'yi bu seçünlerde işçiler, iş- sizler. emeldiler kurtardı gibi. Ama, yalnızca değişiklik olsun diye 'deği- şira' isteyen bir gençlik geliyor yavaş yavaş. 'Mayıs 68' ne demek bilmeyen bir gençlik geliyor. söz ediyorlar televizyonda." Rıng of Kerry. Kenmare'den başhyor. Tüm yanmadayı do- laşıp, Killarney'e götürüyor si- zi. fnsana Kilyos-Iğneada arası kumsallannı anımsatan kıyılan bomboş. En güzelleri Derryna- ne yöresinde Ülkenın ünlü ön- derlennden O'ConneD'm yirmi yıl yaşadığı evin pencserelerin- den, Atlantik Okyanusu'nun dev gibi dalgalan kişiyi büyülü- yor. Avrupa kıtasının en batısın- da Kruger Pub. Burada bam- başka bir dünya var. Saatler ilerledikçe insanlann neşesi ar- tıyor. Barmenler bira yetıştire- mıyor. Sakallı üç adam kalaba- lığın arasından geçip, şömine- nin yanında duruyor. "Irlanda müzjğini sever misiniz?" Yaşh adam bir bıra daha ısmarhyor. "Hoşuma gıdiyor" diyorum. Neşeli birmelodi başüyor. Flüt, keman ve akordeon. Mr. Moriarty'nin evi Dingte Ko>Tu'na bakıyor. Bahçesınin yeşili kayabklarda bitiyor. Evi- nin bazı odalannı turistlere ki- raya veriyor. Odayı saran Irlan- da barok müziğj. yüksek pence- relerden çıkıyor. Mr. Moriarty ardatıyor, anlatıyor. Ailesinden söz ediyor. Dört çocuğundan. "Kızlar burada kalacak. Fakat oğlanlar mutlaka bir yerlere göç eder." Irlanda'da birçok genç insan doğduğu topraktan kopuyor. Dubb'n'e. İngiltere'ye ya da Amerika'ya gıdiyor çabş- maya. Kate Kearney's Cottage'dan yola çıkıyoruz. Dunloe tepesine giden patika. üzerinde koyun- lann otladığı yeşil çayırlar ara- sından geçiyor. Baileys"i yudumlayıp. İrlan- da müziği dinbyorum. Pub'sız düşüjiülemezdi bu ülke. tnsan- lanna yemek-icrnek kadar önemli. Eve gitmeli artık. Kapıyı açıp dışan çıkıyorum. Avrupa kıtasının en batı noktası Dunquin. Okyanustan, esen rüzgâr, tuzlu. Dev dalgalar kayalara vuruyor. Nasıl da gü- rültü çıkanyorlar. 4000 km'Kk uzun yolculuktan sonra karaya kavuştuklanna seviniyorlar. NÂZIM HİKMET KÜLTÜR VE SANAT VAKFI Yaşama hakkı insanın en yüce ve kutsal değeridir. Hiçbir sebep ya da bahane bu değere yönelik saldırıları haklı gösteremez. Devletten Sıvas'taki olaylarda, işlenen dnayetlerin faülerini ve onları azmettirenleri en kısa sürede saptayıp, hakettikleri cezalara çarptırılmalarını sağlamasını bekb'yoruz ve talep ediyoruz. T.C. PERTEK TAPULAMA HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1974/775 KararNo: 1988/71 Da\aa Yadıgar Geçgel tarafından davalılar Hasan Özçelık ve muştercklerı aleyhıne mahkemizdc açılan tapulama tespitine ıtiraz davasının yapılan açik duruşması sonunda: Davanın reddıne karar verilmiş. Pertek. Yenikoy Akbayır (Düz) mevkiınde kaın 1700 nolu parselın davalılar adına tapuya tescilıne ve masraflara daır 27.6.1988 tanh 1974 775esas, 1988,71 sayılıkarann adresı bulunamayan Selvi Geçgel adma teblıgat yerine geçerli olmak üzere ilan tanhinden ıtibaren 15 gün sonra teblığ edılmış sayılacağı ılanen teblığ dunur. Basın. 49539 MALtYE VE GÜMRÜK BAKANLIGI GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ STAJYER GÜMRÜK KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI Stajyer GOmruk Kontrolorlüğü Gıriş Sınavı'nın yazılı kısmı 7-8-9 Eylül 1993 tarihlerinde Ankara ve Istanbul'da yapılacaktır. 1) Giriş sınavına katılabilmek için isteklilerde; a) Devlet Memurlan Yasası'nın 48'inci maddesindeki niteliklcri haiz olmak, b) Sınavın başlayacağı tarihte otuz yaşmı doldurmamış olmak, c) Siyasal bılgiJer, hukuk, iktisat, işletme, ODTÜ, idari bilimler ve iktisadi ve tıcari bilimler fakülteleri ile bu fakültelere eşitliği YÖK tarafından kabul olunan yerli ve yabancı fakulte ve yüksek okullar- dan birini bitirmiş bulunmak, d) Gumruk kontrolorluğünün gerektirdiği karakter ve niteliklere haiz olmak, (bu busus yazılı sınavı sınrası yapılacak soruşturmalarla tespit edilir.) Şartları aranmaktadır 2) Yazılı sınavı başan ıle kazananlar ve haklarında yapılacak so- ruşturmalar sonucu olumlu bulunanlar, Ankara'da sözlu sınava ta- bi tutulacaklardır. 3) Sınava girraek isteyenlerin 20 Ağustos 1993 günu mesai saati bitimıne kadar MaJiye ve Gumriık Bakaniığı Gümruk Kontrolörleri Birim Başkanlığı (Ulus/Ankara) adresine başvurmaları ve dilekçele- rine hangi şehirde sınava girecekleri hususunu belirterek ayrıca aşa- gıda kayıtlı belgeleri de cklemeleri gerekmektedir. Posıa yolu ile yapılacak bajvunılarda, postadaki gecikmelcr dık- kate alınmayacaktır. a) Nüfus cüzdanı aslı veya noterden onaylı Crneği b) Kendi el yazısı ıle özgeçmiş bildirimi, c) Askerlik görevini yaptığını veya sınav tarihindr irtelenmiş bu- lunduğunu gösterir resmi belge, d) Yüksek öğrenım bilinne belgesi, diploması veya noterden onaylı örnegi, e) Sağlık durumunun, yurdun her yanında oturma>a v»yolcuîuk vapmaya elverişli olduğuna dair tam teşekkullu resmi hastaneden alı- nacak saglık kurulu raporu, (bu rapor, ya 7 ilı ve sözlü sıuav kazanıl- dıktan sonra da verilebilir.) 0 Doğruluk belgesi, (Cumhuriyet Savcılığı'ndan) g) Altı adet (4.5x6) boyutlarında, "csikalık fotofraf. h) Yazılı sınava nerede girmek istedıklerini (Ankara ve Istanbul) belirtir dilekçe, 4) Giriş sınavı konularıyla, gümruk kontrolörluğu hakkında genı> bılgi almak ısteyenler, Gümruk Konlrolorler Birım Başkanlığı'na şah- sen veya mektupla başvurauilecekleri gibi İstanbul ve Izmır'deki Gum- ruk Kontrolörleri Grup merke*.;erınden clc aynı bilgıleri alabılırler İlan olunur. Basır 33392 İLAN HENDEK KADASTRO MAHKEMESİ EsasNo 1989 '219 KararNo: 1993-84 Davacı Orman Idaresı vekıh taraTın- dan davalı Bekır Akıcaaleyhineâçılan tespuc ıtiraz davasında venlen karar davalı öldüğûnden. bır kısım dafailı da- vaiılara da teblıgat yapılamamış oldu- ğundan. Hendek Hamıüi köyû 4140 m 2 mık- tanndakı koruluk vasfındaki 134 nolu parsehn davaa Oman ıdaresının da- vasom kabulü ıle kavdın ıptaline ka- rar venlmiş, dahıb davablardan Ya- kup Akıcı, Fauhe. Nagilun. Rııhan. Revhan, Büfent Akıa ıle H Hüsnû Kebup e>ı Semılu Kebap'a karar ıla- nen tebbj olunur. 27 5.1993 SHP-polis işbiriiği v* bir yargınz infaz daha! ( CazloamaniNişada Devrim M*hm«t Eroğlu v* Yüksel Güneysel "20 saniy»d* ölü «I* geçirfl<fl«r" J Yenilenmeden partiyi kazanamayız Q Işçiler, kamu «mekçileri v* öğr*ncll*r Ankmra'ya yürüyorlar... J Kûrt halkına kardeşlik ellmizi uzatalım • Mesut Yılmaz'ın "unuttuklannı" biz unutmaAk... Lice'de köy boşaltma ve göç polltikası... -J Partileşme sürecinde kolektif üretlm J Haftalık gazetemiz bir yılını doldurdu... Merkez büromuzdan alınanlar hala gözaltında • SDB lerin yapısı, işleyişi ve bazı kurallar... "Bize Ölüm Yok"... El kantanndan saatli bomba... ABD Irak'ı üçüncü kez bombaladı... Karadeniz'de fuhuşa karşı kampanya... Turbo Filtre işçileri kazandı... Kağrthane direniyi sürüyor.. İLAN T.C. HENDEK KADASTRO MAHKEMESİ EsasNo: 1988/19 KararNo: 1993/21 Davaa Orman İdarcsı vekili tarafından davalı Mehmet Akkurd aleyhine Hendek Hallaç köyü 1917 nolu parselin orman tahdit ko- mısvonuna ıtiraz davasında 30.3.1993 tarihli kararla davacı orman idaresının davasının husumetten reddine (Mehrnet Akkurt'la ilgısi bulunmadığından) daır karar verilmiş. davalı semtı meçhufc gıttiğın- den davalıya ılanen teblığ olunur. 30.3.1993 Basın: 49541 T.C. AKSARAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 990/13 Davacı Süleyman Emlik tarafından davalılar Galip Geçsöyler ve arkadaşlan aleyhine ikame olunan tapu ıptali ve tescîl davasının ara karan gereğince' Dahıb davalılar Mustafa Geçsöyler ıle Hılmı Geçsöyler adına çı- kartılan davetıyelenn bıla ıkmal ladeedıldığı ve adreslenrun de meç- hul olduğu anlaşıldığından kendilerine ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmiş olmakla adı geçen davalılann 20.9.1993 gunü saat 11. 20"de mahkememız salonunda hazır bulunması veya kendılenni bir vekıl ıle temsıl ettırmeleri hususu davetiye yerine kaim olmak üzere ılanen tcbliğ olunur. Basın: 49512 İLAN T.C. DOĞUBEYAZIT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1989/85 Esas Davaa Haa Şahin'in davalılar Ali Oztürk ve arkadaşlan aleyhine açtığı men'ı müdahale davasının yapılan açık yargılamaa sıraanda Doğubeyazıt ilçesi Karaburun köyû nüfusuna kayıtlı aşağıda ısımleri yazılı şahıslann tüm aramalara rağmen adlanna dava dilekçesi ile da- hıli dava dilekçesi tebliğ edılemediğinden ve duruşmada haar bulun- madıklanndan ilanen tebliğ yoluna gidilmış olup aşağıda açık kimlik- len yazılı şahıslann dava dilekçesi ile dahıli dava dilekçesi tebliği yenne geçerlı olmak ûzere ve dunışma günü olan 17.09.1993 tarihin- de mahkemede hazır bulunmalan ilanen tebliğ olunur. Davalılann kimliği: I- Hahme Özturk. Hüseyin kızı, Doğubayazıt Karabunın köyûn- den, 2- Selahattin Öztürk, Resul oğlu, Doğubayazıt Karaburun kö- yündea 3- Habibe Öztürk. Resul oğlu. Doğubayazıt Karaburun köyünden, 4- Güllü Öztürk. Resul kızı, Doğubayazıt Karaburun kö- yunden, 5- Murat Öztürk. Resul oğlu, Doğubayazıt Karaburun kö- yünden. 6- Fatma öztürk, Resul kızı, Doğubayazıt Karabunın köyünden. 7- Nuran Öztürk. Resul kızı, Doğubayazıt Karabunın köyünden, 8- Muhacır öztürk, Resul oğlu. Doğubayazıt Karaburun köyünden, 9- Meün Öztürk, Resul oğlu, Doğubayazıt Karaburun ko>ünden. 10- Çetin Öztürk. Resırt oğlu, Doğubayazıt Karaburun ko> ünden. 11 - Hatun Aydoğan, Resul kızı, Doğubayazıt Karaburun kövünden. Basın: 49440
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear