22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25TEMMUZ1993 PAZAR 12 DIZIYAZI Bakanhksustu,Aktaşbasbrdı AKTAŞDOSYASI Aktaş abonelerini neler bekliyor? HÜRRİYETUYMAZ A, -5- A ktaş Elektrik'in bu uygu- lamalan karşısında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı ile TEK'te suskun- luk süriiyor; TEK^n AK- TAŞ binasında bulunan bir kaç denetçisinin ise orada neyi denetlediği merak ediliyordu. Çünkü haksızlığa uğrayan abonelerin karşısına bu denetçilerden birinin çıktığı ve olaya müdahale ettiği görülmüş du- yulmuş değildi. EMO Istanbul Şubesi sürekli top- lantılar düzenliyor, mahalle muhtarlan bir araya geliyor, hatta bunfardan bazı- lan.mahallesakinleriniotobüsleredoldu- rupAKTAŞbinasınınönündegösteridü- zenliyordu. Tûketiciler Demeği'nin de aralannda bulunduğu bir grup, Bakanb- ğa iletilmek üzere imza toplamaya başla- mışvekampanyaboyuncatoplananimza 25bineulaşmıştı. Valilikten ihtar Şikâyetlerin ve gösterilerin yoğun- laşması üzerine Istanbul Valiliği de ola- ya el koyuyor ve bu olay "AKTAŞ'a Son İhtar" başbğj altında gazetelere manşet oluyordu. İstanbul VaÜsi Hayri Kozak- çjoğhı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı Müşaviri Mustafa Mendikioğlu, TEK Istanbul Bölge Müdürii Nadir Baş ve AKTAŞ yöneticileriyle vilayette iki saat süren bir toplantı yapmıştı. Toplan- tıda, vatandaşlann şikâyetleri videodan AKTAŞ yöneticilerine izlettirilmiş ve "Kuruma deriial çekidüzen verin" uyansı yapılrruştı. Basma kapah olarak yapılan toplanüda, yûksek fatura gönderen, iti- razlan dinlemeyen ve düşük voltaj nede- niyle vatandaşlann elektronik araç- lannın bozulmasına yol açan AKTAŞ yetkililerine "Ya düzd ya dûzeltiriz" de- nilmişti. AKTAŞ Genel Müdürii tlker Berkan ise "Hatalannız var mı?" soru- suna. "Her şey yüzde yûz doğm oiacak diye bir şey yok. Düzettilecek şeyler var, onlar üzerinde çalışıyoruz'' diye yanıt ve- riyordu. Kimse gıkını çıkaramadı Ancak bu toplanttnm da AKTAŞ'm haksız uygulamalannı durdurma konu- sunda pek fazla yaran olmadı. Şikâyetkr süriiyor, AKTAŞ binasında vatandaş- larla yetkililer arasında yumruklaşmaya kadar varan tartışmalar çıkıyordu. AK- . ktaş, her önünegelenin canını yakıyor, üstelik bundan uluslararası kuruluşlar bile kurtulamıyordu. sıradan vatandaşlar, şikâyetlerini ilettikleriBakanhk 'tan yanıt verilmemesini doğalhkla karşılamayı başarabilseler de, bu dev kuruluşlar, "basında adlanmngeçmesini istemediğiiçin",gıkını çıkarmadan yüz milyonlukfaturaları ödüyorlarch TAŞ, her önüne gelenin canını yakıyor, üstelik bundan uluslararası tanınmış ku- ruluşlar bile kurtulamıyordu. Sıradan vatandaşlar, şikâyetlerini ilettikleri Ba- kanhk'tan kendilerine yanıt verihneme- sini doğalhkla karşılamayı bir süre sonra başarabılseler de, bu dev kuruluşlar. "basında adlannın geçmesini istemediği için", gıkını çıkarmadan yüz milyonJuk faturalan ödemek zorunda kalıyor. an- cak bakanlığın tavnna da fena halde içerliyordu. Mahkeme kapılan Bu arada, AKTAŞ'a dava acanlann sayısı da her gecen gün çoğabyordu. An- öyle olmadığinı ortaya koyuyordu. AK- TAŞ, aldığı fazla paralan iade etmeye mahkûm ediliyordu. İstanbul'un Anado- lu yakasındakı bir şirket, 10 ay boyunca son taıjfe üzerinden fatura göndererek. kendisinden normal tüketim bedelinin çok üstünde para aldığı gerekçesiyle AKTAŞ'a karşı açtığı davayı ka- zanmışü. Mahkeme. AKTAŞ'ın sözko- nusu şirkete elektriği tüketildiği dönem- deki tarife fiyatından değil, son tarife üzerinden sa'ttığıru saptamıştı. Taraf- lann mahkemeye verdikleri dosyalar üzerinde inceleme yapan bilirkişi heyeti, davacı şirketin AKTAŞ'tan alacakh ol- duğunu saptamış, ancak AKTAŞ'ın bu bilirkişi heyetine itiraz etmesi üzerine özel şirket mizah dergilerinde boy gös- termeye başlıyordu. Özel televizyon ka- nallanndan birinde "Hıbır Man"in boy hedefi haline geliyor, ama Hıbır Man de vatandaşı bu şirketin elinden kurtaramı- yordu. Vatandaş, artık bu şirket karşı- sında hepten çaresiz ve yapayalnızdı. Ancak takvimler 24 Haziran 1993'ü gösterdiğınde, "Danıştay'ın, AKTAŞ'ın sözleşmesini iptal ettiğjne" ılişkın haber gazetemizde yayımlandığında. Anadolu yakasında şenlik başladı. Vatandaşlann kimisi "Hepimize geçmiş olsun" derken. kimisi de "Onlar yine görevde kalmanuı yoiunu bulurlar, adımı yazmayın, daha sonra durmadan bizimle uğraşıyorlar" di- yordu. Çoğu da karara ınanaraıyordu. Danıştay ve Anayasa Ancak karar gerçektı. TEK işçisi Va- hap Eycan'ın, bundan üç yü önce özlük haklan için Ankara 4. tdare Mahkeme- si'nde açtığı, ancak mahkernenin "görev- sizük" karan vermesi üzerine Danıştay'- da görülen dava. şirketin TEK ile yaptığı sözleşmenin iptalıyle sonuçlanmıştı. Çünkü Eycan'ın avukatı Kemal Kele- şoğlu, açtığı davanın başvurusunda, mü- vekkilinin özlük haklannın yanı sıra şu savlarda bulunmuştu: "Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Kurulu. devri y apılacak olan iş biriralerini »e yerierini betirie- memiştir. İhale açıbnanuştır. Gazete ilanı Hııkukvular. AKTAŞ'ın yasal olarak işievinin bittiğmi söylüyor, aboneler ise bundan sonra ne yapacaklarmı merak ediyor- du. Şirketin sözleşmesi iptal edildiyse aboneler bundan böyle kimi muhatap alacaklar, faturaları nereye ödeyeceklerdi? cak açılan davalann sonuçlanması za- man alıyor, abonelerin büyük bir bö- lümü de mahkeme kapılannda sürün- mektense, lanetler yağdıra yağdıra gidip şirkete borcunu ödüyordu. Şirket yetkililerinin, usulsüz hiçbir uyguiamalannın olmadığını, fatura- lann, tüketildiği dönemdeki fiyattan de- ğil, en son tarife üzerinden düzenlenerek "şişirilınediğini" gazetemize gelerek izah etmeye çalıştığı günlerde, vatandaş lehi- ne sonuçlanan davalar, bunun hıç de dosyaJar ikıncı bir bilirkişi heyeti tarafm- dan incelenmişti. Ancak ikinci heyet de aynı karara vanyor ve AKTAŞ'ı, davalı şirketten fazladan aldığı 15 mıiyon 631 bin 588 lirayı, yüzde 48 reeskont faiziyle geri ödemeye ve aynca mahkeme mas- railannı ödemeye mahkûm ediyordu Danıştay karan sevinci Dava acamayanlarda ise "bir dokun bin ahişit"sürüp gidiyordu. AKTAŞ adı dillerden düşmüyor. bir süre sonra da bu yapUmamıştır. Böylece başka şirketlerin katılması önlenmiştir. Sözleşme 15 yıl ye- rine 30 yıllık yaptmuştır." Danışta> 10. Dairesi ise 29 Nisan 1993 tarihinde, AKTAŞ'ın TEK ile yaptığı 'tşletrae Devir Hakkı SözleşTnesTni oy- birliği ile iptal etmişti. Sözleşmenin ipta- line üişkin kararda şöyle deniyordu: "Mevzuatın ve dava konusu sözleşmede mevcut hükümlerin incelenmesinden, 3096 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde yapdan Işletane Devir Hakkı Sözleşmesi'- nin, konusunu kamu hizmetinin oluştur- duğu sözleşmenin, kamu imtiyaz sözleş- mckrinin tiim unsurlannı taşıdığı, imtiyaz sözleşmesi niteliğinde bulunduğu analaşt- bnaktadır. 2709 sayılı T.C. Anayasası'- nın 155. maddesi 2. fıkrasıyla. 'Danıştay, davalan görmek, Başbakan ve Bakanlar Kurulu'nca gönderilen kanun tasarılan hakkında düşünce bildirmek, tüzük ta- sanlannı ve imtiyaz şartlaşma ve sözleş- melerini incelemek, idari uyuşmazlıklan çözümlemek ve kanunla gönderilen diğer işJeri yapmakla görevlidir' şeklinde getiri- len MÎkümle. imtiyaz sözleşme ve şartiaş- malannı incelemek görevinin Danıştay'a ait olduğu belirienmiştir. Bu görevin Anayasa ile Danıştay 'a ve- rilmiş olması ve Anayasa bağlayıcüığı te- tnd ilkesi ve Danıştay Kanunu'nun 23/d, 42/c ve 46/b maddeleri hükümleri karşısı- nda, kamu hizmeti imtiyaz sözieşme ve şartiaşmalannın Danıştay 'ın incelemesiıı- den geçirilmesi gerekmektedir. Anayasa hükmüne uyulmadan, Damş- tay'ın incelemesinden geçirilmeden yûrür- lüğe konulduğu anlaşılan TEK Ue AK- TAŞ Elektrik Ticaret A.Ş. arasında ün- zalanan işletme devir hakkı sözleşmesinin ipteline oybirUğiyle karar verildi." Aboneler fatura şaşkını Bu karar üzerine hukukçular, AK- TAŞ'ın yasal olarak işievinin bittiğini söylüyor, aboneler ise bundan sonra ne yapacaklarmı merak ediyordu. Şirketin sözleşmesi iptal edildiyse aboneler bun- dan böyle kimi rauhatap alacaklar, fa- turalan nereye ödeyeceklerdi? Bakanhk. gazetemize de gönderdiği yazılı açıklamada, AKTAŞ'ın görev bölgesinde hizmet vermeyi sürdüreceği bildiriliyor ve şöyle deniyordu' "Vahap Eycan tarafından açılan davada, TEK üe AKTAŞ Elektrik Ticaret A.Ş. arası- nda imzalanan 30.3.1990 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin Toplu Ko- nut Kamu Ortaklığı Kurulu'nun devri yapdacak iş birimlerini ve yerierini belir- lemediği. ihale açılmayarak ve gazete ilanı yapılmayarak başka şirketlerin başvurusunun önlendiği, sözleşme süresi- nin 15 yıl yerine 30 >ıl olarak öftgörüldü- ğü yolundaki iddialardan yola çüularak, bakanlıkca hukuka aykın işlem yapüdığı imajı yaratılmaya çalrşılmıştır. Temyiz yolu açık 30% sayılı kanun, şirketlere görev »-emıe yetkisini Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanlığrnın önerisi üzerine Bakan- lar Kurulu'na vermiştir. Görevlendirme, yasaya re buna davalı hukuki mevzuata uygundur. Ilgili kanun ayrıca. şirketlerin görev süresinin 99 y ıla kadar olabileceğmi öngörmektedir. Şirketle yapdan sözleşme 30 yıl sûrelidir. Ote yandan, anılan davada Danıştay, ilk derece mahkemesi olarak karar vermiş olup, temyiz yolu açık bir karardır. Ka- rara. Danıştay Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yoluyia itiraz edilecektir. AKTAŞ, görev bölgesinde hizmet venne- yi sürdürmektedir." YARK¥: Borsadayangııı Danıştay karanndan sonra faturasını ödemeyip icraya verilenler, elektriği kesilenler çaresiz değil VatandaşAktaş'a "menl müdcüıale"cknasıaçabiüv - Yani. bu ne demek oluyor? ŞEKERCtOĞLU- Görevsizlik karan- nın Danıştay ca kabulü ve dosyayı esas- tan değerlendirerek karara varması, tek başına verilen bu karar, AKTAŞ'ın ileri sürdüğü "Olay sadece bu sözleşmeye bağh değildir. Bakanlıkla başka sözleş- melerimiz de vardır" gibi iddialannı çü- rüonektedir. "Zımnen ilga" denen bir olay var burada. Danıştay, zaten bunu kabul ederken. Bakanlar Kurulu ka- ran, görev şirketi sözleşmesi gibi olay- lardan gelen işletme devir hakkı sözleş- mesinin dayanaklannı da zımnen Ana- yasa'ya ve hukuka aykın bulmuştur. - Ama o sözfeşmelerin yfirürlükte olduğu belirtilerek karann uygulanamayacağı izlenimi y aratılıyor? ŞEKERCtOĞLU- AKTAŞ Elektrik ile TEK arasında AKTAŞ'ın başka diğer sözleşmeleri, bu imtiyaz sözleşmesini tamamlayan unsurlar olabih'r. Ancak imtiyazm (ayncalığın) kendisi yasaya ve Anayasa'ya aykın olunca, bunu ta- mamlayan diğer anlaşmalann ayakta olduğundan bahisle, Danıştay ka- rannın uygulanmaması düşünülemez. Burada ilginç bir dunım da, TEK'in yasa koyucu tarafmdan vatandaşın elektrikle ilgılı konulannda, kamu dü- zenini koruyacak bir müessese olması- na karşın bu yasadışı ayncaüğı veren ve kendisine karşı dava açılan taraf ol- masıdır. Kammca TEK, kendisine Anayasa'- ya uygun bir şekilde emanet edilmiş bu hakkı verdikten ve bu hakkı n vatandaş- lann sızlanması ile kötüye kullanıldığını da gördüktensonra, hâlabudavayı diğer kanun yoUanna giderek, vatandaşın eü- ne geçirdiği bu fırsaün engeli olmaması gerekir. Hele Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'- nın böyle bir yola girme- si, vatandaştan gelen feryatlan duymaması, sadece yasal boyutu de- ğil, bizce poütik olarak değerlenduildiğinde dahi, çok yanlış bir ta- sarruf olacaktır. Çünkü AKTAŞ. eline gecirdiği özel teşebbüsü güzel gösterme fırsatını dahi kullanamamış ve özel teşebbüsü güzel göste- ren ve koruyanlan dahi hüsrana uğratmıştır. - Danıştay, bu karan 29 nisanda almış olmasına karşın, neden iki ay son- ra taraflara tebliğ etmiş olabilir? ŞEKERCtOĞLU- Bir karann alınması, 5 üye- ye ayn ayn imzalattın- lması belirli bir prosedür konusudur. Bunda kötü niyet aranmaması gere- kir. Normal işleyiş bu- dur. -Aboneier faturalannı işlemin haksızlığını orta- ya koyması olanaklıdır. Yani her iki durumda da "men'i müdahale"davası acılabilecektir. - Bu Danıştay karan, yü- rütmenin durdurulma- ması halinde TEK tarafı- ndan uygulanacak mı? ŞEKERCtOĞLU- Bir yargı karannın uygu- lanjp uygulanmaması, bu devletin devlet olup olmamasıyla ilgili bir so- rundur. Çünkü devlet yargı kararlanm her ne pahasına olursa olsun uygulatmak zorundadır. -Borsada mağdur durum- da kalan yanrımcılar ne yapabüir? ŞEKERCtOĞLU- Ben. borsa yasalannı etraflıca incelemedim. Ancak borsa, bir senedin gelece- ği hakkında, onu yakın- dan ilgilendiren bügileri sunmak zorunda ye bunu sunmadan kişilerin parasnıı bu senede yatırmışsa, bu fiilinden ötürü haksızlığa uğrayan kişilerin dava açıp ispat Avukat Metin Şekercioğlu: TEK, vatandaşlann sızlanması ile hakkın kötüye kullanıldığını da gördükten sonra, bu davada diğer kanun yollan ile vatandaşın bu fırsatının engeli olmaması gerekir. AKTAŞ'a ödemek istemiyor. Ödemez- kaldığı süre ıçınde, icraya verilen kişi- ederek haklannı alması olanağı bulun- leree ne olur? nin, icra emri eline ulaştıktan itibaren malıdır, çünkü hukukun genel ilkeleri ŞEKERCtOĞLU- Faturayı ödemeye- en geç 7 gün içinde îcra Memurluğu'na böyle emrediyor. ne iki türlü yapunm uygulanır. Bunlar- başvurup, lcratetkikmerdihâkımınden -Bu Danıştay karan, AKTAŞ'ın daha dan binsi. icraya verme yoludur. Bir di- karar alması olanaklıdır. Veya elektriği önceki uygulamalannı da hukuki yönden ğeri de özel ya da tüzelkişilerin elektriği- kesildiğinde. AKTAŞ için sulh hukuk etkfler mi? nin kesilmesi yoludur. Bu karann canlı mahkemesine dava açıp bu konudaki ŞEKERCtOĞLU- Danıştay karannın geçerliliği, genel kural olarak haksız iş- lem veya karann en başına dönerek, yanlış işlem veya karan hiç vaki ol- mamışsaymaktır. Ancak burada özel hukukun (Yurt- taşlar Yasası, Borçlar Hukuku) i>i niyet kötü niyet gibi her işleme özel kurallar- da "Vatandaşın hukukunu tayinde dev- reye gjreceğinden, dava açan kişilerin öznel durumlanna göre hâkimlerin hü- küm vermesi gerekeceğı düşüncesin- deyim. • Danıştay karan, TEK'e ne gibi so- rumluluklâr vüklüyor? ŞEKERCtOĞLU- TEK'in durumunu az önce anlatmıştık. TEK ve hatta Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlığY- nın işlemi Danıştay'ca yanlış bulun- muştur. Çünkü metni Bakanlıkca hazı- rianan bir sözleşmenin iptali sözkonu- sudur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı, mahkeme karan iptal edilmiş olup, kesinleşmiş olsa bile, yani şu an- daki durum kesinleşmiş olsa bile, yeni- den bir işlem yaparak yanlışını tekrar edebilir ve maalesef hukuka karşı diren- me olan son derece üzücü bu durumlar, 12 Eylül sonrası hükümetlerinin alı- şkanlığı derecesine bile varmışür. Bakanhk veya TEK. karan uygula- maktan kaçınır ya da acz içine düşerse, bunu zorlayacak bir makam gene siyasi organın kendi mekanizması olması ge- rekir. örneğin başbakan, bakanı azle- debilir. Muhalefet, Meclis'teki denetle- me mekanizmalannı çalıştırâbih'r ve se- çimlerde halkımız bunun hesabını sor- ma>ı bilirse güzel bir hesap sorabilir. Bİ1Tİ I) Oi,\ K İ K 1 \ I . l K İ . 1 HER HAFTA KARADENİZ 31 TEM. - 08 AÖJS AYDER VE KAÇKAR DAĞI il 2.000.000,-TL 31 TEM. - 15 AGtK ALTIPARMAK VE KAÇKAR GEÇtŞL.. 3.250 000,-TL. 07 -15 AOSTOS AYDER VE KAÇKAR DAÖl 14 - 22 AÛLSTOS AYDER VE KAÇKAR DAĞL 21-29Aâ£TOS KAÇKAR DAĞI GEÇtŞL- „.... 21 - 29 AÛLBTOS AYDER VE KAÇKAR DAĞL 28 AĞUS. - 5 EYLÜL AYDER VE KAÇKAR DAĞI— Diğer gezıler için brojür istcyınız. .. 2.000.000,- TL ... 1000.000,- TL 2.000.000,-71 2.000.000,- TL .....2.000.000,-TL • OCJZALA İLKİZVI & SÜIDlİZ ÜHİ/.I11 H TEL: (1)246 41 86-225 55 09 tLAN T.C. İPSALA ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1992/312 Karar No: 1993/326 Davaa Ayşe özer tarafından davalı Veysel Özer aleyhine açılan boşanma davasının mahkememizde yapılıp bitinien açık yargılaması sonunda: Yukanda esas ve karar numarası yaah 22.6.1993 tarihli karan ile davacının davasının kabulüne karar verilmiş olup, Ordu ili, Kabataş ilçesi, Elbeyi köyü, cilt: 018/01. sayfa: 20, kütük sıra no: 1 l'de nüfusa kayıtlı davaa lsmail kıa, 1954 d.lu Ayşe Özer ile davalı Mehmet oğlu. 1956 d.lu Veysel Özer'in. M.K.'nun 132. maddesi gereğince terk sebe- biyle boşanmalanna karar verilmiştir. Davaa tarafından verilen ad- reste davetiye tebliğ edilemeyen, zabıta kanalıyla yapılan arastırma neticesinde tebligata yarar açık ve sari adresi tespit edilemejen, Istan- bul üi, Fatih, Sofular Cad. No: 90, kat 5'de davalı Veysel Ozer'e işbu hüküm metninin ilan tarihinde tebliğ edilmiş sayılacağı. yukanda is- mi belirtilen davab yönünden ilanen 15 gün içerisinde karar temyiz edilmedığı takdirde karann kesinleştirilmiş sayılacağı hususu ilanen davalıya karar tebliğ yerine ilan olunur. 7.7.1993 Basın: 49881 İLAN YENİCE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1989/15 Esas 1993/47 Karar Davaa Sosya] Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili Av. Büge Tuğral tarafından davalılar Göcay İnşaat A.Ş. Turabi Yıldınm, Ibrahim Eviş ve Polat Bayük haklannda açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında verilen karar; Davalılardah Turabi Yıldınm ve Polat Bayük'ün adresleri zabıta tahkikatlanna rağmen saptanamadığından mahkememizce davanın kabulüne, 26.862.440 liranın 26.775.425.04 lirasının onay, 871.024 TL.'nın sarf ve odeme tarihinden iubaren işlemış ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak da- vaa idareye verilmesine, fazlaya üişkin haklannın saklı tutulmasına, 268.624 TL. harcın yine davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, 639.249 TL. nisbi vekalet ücretinin ve 1.161.400 TL. yargılama gi- derinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verildiği, ancak bu karar davalılardan Turabi Yıldınm ve Polat Ba- yük'e tebliğ edilemediğinden bîı karann yayım tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz etmedikleri takdirde karann kesinleşeceği hususu tebliğ olunur. Basın: 49921 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Ölümden Dönenin Anlattıklan: (6) Ölenler mi Şanslı, Kurtulanlar mı?Kurtulmaktan umudunu kesmiş, ozan Zerrin Taşpmar, Madımak Oteli'nin dar koridorunda "Ardıç Kuşu" şiirini anımsadı mı kimbilir "Bir ardıç kuşuyum benltoprağa düşeceğim bir gün/ içimde çimlenen tohum çatlatıp yüreğimi/ağaca dönsün ve yüzyıl yaşasm diye/Hiç ardıma bakmadan öleceğim. Yüziinü biriktiriyorum şimdi." Zerrin Taşpnnar'la konuşmama ara verdiğim sıra, Zerrin Taşpınar'ın, Lütftye Aydın'ın, Metin Albok un, Behçet Ay- san'ın kitaplannı aldım... Zerrin Taşpınar, şöyle anlattı kalanını serüvenlerinin: -... Oradan çıktık, ben oanyada bir iki dakika sonra, pek de bayılmayayım, ayakta kalayım diye düşünüyordum, böyle bir uyku hali, uyuyup yok oluvermek, bırakıp bir ke- nara oturmak... -Zehirlenme belirtileri mi? Nedir? - Herhalde, böyle bir.. duygulanmda, görüşümde, soluk alışım tabii çok zorlaşmıştı, bir yavaşlama. bir durgunluk sezdim. Sanıyorum ama, koridorda yürümeye devam et- tim. "Yaşamam lazım, kurtulabilirim! Serinkanlı olmalıyım. Yıkılmamalıyım, düşmemeliyim. Yürümeyı sürdürmel»- yim". Belki de çok yürümedim, yani zamanı bilemiyorum. Insana çok uzun geliyor o ara. Bir oksijen, bir temiz hava hissettim ki, o girdiğim odada, pencereden atlıyorlardı, o yan binaya geçen yere. İki bina arasında bir bölüm vardı, oraya atlıyorlardı. Atlamışlardı insanlar. Ben o pencerenin yanına geldiğimde, sanıyorum All Yûce'n/n eşi atlamak üzereydi. Onu çekmeye, oradan atlatmaya çalışıyorlardı. Ben de ona yardım etmeye çalıştığıma eminim. Eşi (M Yüce) yardım ediyordu sanıyonım, çok emin değilim. On- lar atladılar. Ben, biraz daha o pencereden dışarıya bak- tım, çünkü karşı binadakiler, yani "Büyük Birlik Partisi"- ndekiler, atlayanlara: - Gelmeyin, geri dönün! Gidin, yanın! gibi sözler söylü- yorlardı. "Bize mi sordunuz buraya gelmek için?" diyorlar, hanımlara ağıza alınmayacak sözlerle hakaret ediyorlardı. Camın içine çıktım. hava boşluğuna bile insem, -çünkü burası artık durulmaz hale gelmişti- tepesi açıktı, oraya sı- ğınabilir, soluk alabilirdik. Bir arkadaşın yardımıyla atla- dım onların yanına. O sırada, Büyük Birlik Partisi'nin bina- sında arkadaşlar mücadele ediyorlardı, girmek için. Birisi gelmiş, onu farketmedim, belki kalabalığın gerisindeydim, orada arkadaşlarımızı almak istemeyen, sopayla dürten "Gidin, geri dönün, yanın! ölün!" diyenlere engel olmuş. O partinin şube başkanıymış. Arkadaşlar girmek için çabalı- yordu, geri dönüşümüz yoktu artık. Oraya gireceğiz, dövü- şe dövüşe, kavga ede ede; geriye otele dönmemiz müm- kün değıldi. Oraya girdik. Ama bu süre içinde üst kattan, Demet Işık seslendi üst kat penceresinden: - Ben buradayım, nasıl gelebilirim? AB Balaz, birkalas uzattı yukarıya, ikinci kat penceresi- ne uzattı, Demet tianım kayarak indi, arkadaşlar yardım ettiler. Hep birlikte, pencereden Büyük Birlik Partisi'ne gir- dik. 0nun da hava boşluğuna bakan bir mutfak, bir de oda gibi bir yerpenceresi vardı. Oraya girdikten sonra, biz ka- dınları ön tarafa bakan salonda topladılar; dediler ki: - Bu partiye kadın girmez, sizi görürlerse buraya sığındı- ğınızı anlarlar! Seslerini duyuyoruz bağıran güruhun, ora- dan da geçiyorlar. "Mutafağa gidin, görmesinler". Biz hanımlar mutfağa gittik. Çünkü o mutfak, otele bakan hava boşluğu tarafındaydı. Orada oturuyorduk. Bir bey geldi, böyle tuhafbir eda ile: - kpinizde yazar, şair var mı? diye sordu. Ben hiç ses çı- karmadım ama, Demet Hanım (Işık) hemen atıldı: - Hayır, bizler kendi halimizde ev kadınlanyız! anlamında bir karşılık verdi. Bey uzaklaşıp gitti. Biz sonra, salonda kalan erkeklerle konuştuğumuz zaman, orada bir arkada- şımıza: - Içinizde Aziz Nesin takımından yazar var mı? gibi bir soru yöneftilmiş. Şu kanıya vardık: Eğer "yazanz", "şairiz" diyen olsaydı, bunları çekip o güruha teslim edebiliherdi. diye düşünüyo- ruz... Daha sonra bizi bir otobüs aldı, kapıya yanaştı; büyük bir sessizlik içinde Emniyet'e götürdü. Oraya gidince baktık, kurtulanlar, kurtutamayanlar; artık çok umutsuz bir durum- du tabii, galiba kendinizi güvenliğe. emniyete alınca acılar baskın geliyor, duygular daha baskın. Haliyle duvarın dibi- ne oturup, olmayan arkadaşlanmız için ağladık. Sordum AliBalkız'a: - Ali, biz şanslı mıyız kurtulduk! dedim. - Hayır, diye karşılık verdi Ali Balkız, şanssız olan biziz! Sanıyorum, bir bakış açısından doğru. Hilâ öyle hissedi- yorum kendimi. Hemen orada liste yaptık, var olanlar, olmayanlar. Elimizde birkaç jeton vardı, örneğin ben ço- cuklarıma telefon ettim. Birçok arkadaşın sağ olduğunu, onlar kanalıyla Ankara'ya duyurdum. Bu bize, Ankara ile birpencere oldu. Amacım, televizyon haberleri vermeden önce "Biz sağız, iyiyiz!" demekti. Diğerarkadaşlanmızdan birçoğunun kurtulduğunu umut ediyorduk, ama ölü, yaralı listeleri oraya geldikçe çokperişan oluyorduk. Ağlayanlar.. Anlatamam oradaki perişanlığı. Bütün gece orada otur- duk.. Ankara 'ya dönüşte toplantı yaptık, orada bantları din- ledik; kalabalığın askere, "En büyük asker bizim asker" diye tezahüratyaptığını iztedik. Zerrin Taşpınar, Sıvas olaylannın etkisindeydi. - Kırk yıllık arkadaşlarımı aramıyorum, Sıvas'ta birlikte olduğum artodaşlarımı arıyorum! diyordu. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Kurutma kabı. 2/ Düşman... Boğa güreşi yapılan alan. 3/ Bir bağ- laç... Yoğurt. pelcmez gi- bi koyu şeyieri suyla in- celtmek. 4/ Türk müzi- ğinde "usul" anlamında kullanılan sözcük... Ağa- mızdaki dişlerin bir bölü- müne verilen ad. 5/ Din- sel inançlan olmayan... Düşünce. 6/ Oylumlu... Orhan Hancerliöğlu nun bir romanı. 7/ Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle... Bir nota. 8/ Tarlalarda saban ve pullukla açılan su yolu... Kalp sı- kınusı, çarpıntı. 9/ İCadın elbiseleri yapımında kullanılan, çok sık do- kunmuş bir çeşit hafıf kumaş. YU'KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Franz Kafka'nın tanınmış bir romanı... Paylama. 2/ Büyük er- kek kardeş... Tekerlekli kara taşıtı. 3/ Kenar süsü... Saygınlık. 4/ Dâ- hi... Bir adı da Olba olan, Silıfke yakınlanndaki antik Romayerleşmesi. 5/ Yargı... Kutsal kitap- larda Suriye ve Mezopotamya'yı içine alan bölgeye verilen ad. 6/ Ödünç alman ya da verilen şey... Bir bağlaç. 7/ Sürüp gjtme. uzama... Avrupa Topluluğu'nu simgeleyen harfler. 8/ Avanın av beklemek için taş yığınlanndan yaptığı pusu... Doğal ve ta- rihsel özelliklerinden dolayı koruma altına ahnan alan. 9/ "Şiir yazıp eskiler alıyorum Eskiler verip musikiler ahyorum/Bir de - - - şişesinde balık olsam" (Orhan Veli).., Leylak rengi, açık mor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear