22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 TEMMUZ1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Turizmde fiyat rekabeti •ANTALYA(AA)- Antalya yöresinde, belediyelerden belgeli pansiyonlarda yatak fıyatlan yüzde 60-70 oranında düşürüldü. Ev pansiyonlannda 150 bin lira olan iki yatakh odalann fiyatı 60-70 bin liraya. 80 bin lira olan tek yataklı odalann fiyatı ise 30 bin liraya kadar indi. Antalya Pansiyoncular Derneği Başkanı Mehmet Cantürk, yörede Turizm Bakanlığı'ndan belgeli olarak hizmet veren otellerin ve tatil köylerinin küçük pansiyonlara karşı ezici bir fiyat rekabeti uyguladıklannı belirterek "Lüks tesisler, günlüğü 500-600 bin lira olan yatak fiyatlannı 100-150 bin liraya kadar indirdiler. Bu dunımda, müşteri bulabilmek için bizlerde yatak fiyaüanmızı 30 bin liraya düşürmek zorunda kaldık" dedi. ABDTden bilgisayara yatımm • ANKARA(ANKA)- ABD'li iki bilgisayar firması, Türkiye'de yatınm yapü. Microsoft Corporation ile MSHC Incorporation adlı ABD'li firmalar, İstanbul'da Microsoft bilgisayar yaahm hizmetleri adında bir limitet şirket kurdu. Şirketin 4 milyar lira oian başlangıç sermayesinde (Microsogt) Corporation yüzde 99, diğer ABD'li firmada yüzde 1 hissealdı. Şirketin, bilgisayar ve yazılım ürünlerinin doğrudan veya dolaylı olarak geliştirilmesi, tercüme edilip yerel koşullara uyarlanması, üretimi, ithalaü ve ihracatı ile uğraşacağı bildirildi. Yüksekûcrete düşük verim • ANKARA(ANKA)- Türkiye Işveren Sendikalan Konfederasyonu (TİSK), Türkiye imalat sanayiindeki işgücü verimliliğinin AT ülkelerinin yedide biri kadar olduğunu öne sürdü. TİSK. düşük verimliliğe karşın Türkiye'deki ücretlerin yüksekliğjne işaretetti. TİSK'inyaptığT'AT Ülkelerinde ve Türkiye'de îşgücü Verimliliği ve Verimlilik-Ücret Karşılaşürmalan" konulu araştırmada. işgücü verimliliğinin ülkelerin kalkmmışlık derecelerinin tespitinde önemli bir gösterge oJduğu vurgulandı. Tuna'ya Ro-Ro seferteri •SOFYA(AA)-Eski Yugoslavya topraklannda devam eden savaş nedeniyle Macaristan-Romanya-Bul- garistan yoluna kayan Avrupa-Asya trafiğinin özellikle Romanya-Bulgaristan sınınnda yarattığı sıkışıkhğı önlemek amacıyla Tuna'da Ro-Ro seferleri başlatılmasına karar verildi. Bulgaristan ile Romanya'nın ortak olarak düzenleyeceği Ro-Ro seferleri, Romanya'nın Giurgiu ve Bulgaristan'ın Rusçuk şehirleri arasında yapılacak. Bulgaristan Ulaştırma Bakanlığı'ndan yapılan acıklamaya göre günde karşılıklı olarak düzenlenecek 6 sefer ile 480 T1R kamyonu taşınacak. Kendi parasını kendi basacak •SOFYA(AA)- Bulgaristan Merkez Bankası bir banknot matbaası kurulmasıyla ilgili ön çaljşmalara başladı. Bulgaristan Merkez Bankası Yayın Dairesi Başkanı Rozalina Natseva, Bulgar parasının bugüne kadar yurtdışında basünldığını bunun da gereksiz birçok problem yarattığını belirterek. "Artık kendi paramızı kendimiz basmalıyız, bunu da yapacağız"dedi. Kûtahya ManyeziTe tazekan • AJNKARA(ANKA)- Özelleştirme kapsamındaki Kütahya Manyezit İşletmeleriAnonim Şirketi'ninortaklık ana sözleşmeshde değişikliğe gidildi. Semayesi 178 milyar liraya çıkailan şirketin ortaklık yapısı yenilendi. Yapılan değişikliğe göre şirket meniul kıymet ihraç edebilecek DIE'ye göre ilk 5 ayda dış ticaret açığı yüzde 89 artarak 5 milyar dolara çıktı Ithalatpatlamasıdurtnuyor•îlk 5 ayda ihracat artışı yüzde 7.1 'de kalırken ithalat yüzde 32.7 büyüdü. Toplam ithalat içinde yüzde 13'lük payı olan tüketim mallannın dışahmı yüzde 37 oranında arttı. ANKARA (AA) - Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), Tür- kiye'nin bu yıl ocak-mayıs dö- neminde ihracatının 6 milyar 269 mil- yon dolar, ithalatının da 11 milyar 313 milypn dolar olduğunu açtkladı. DİE verilerine göre bu yıl 5 avda ge- çen yılın aynı dönemiyle karşılaştınl- dığında ihracat yüzde 7.1, ithalat yüzde 32.7 oranında artış gösterdi. 1992 yılı ocak-mayıs döneminde ih- racat 5 milyar 855 milyon dolar, ithalat 8 milyar 523 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmişti. Bu veriler çerçevesinde. geçen yıl 5 ayda 2 milyar 668 milyon dolar olan dış ticaret açığı. yüzde 89.1 oranında arta- rak bu yıl aynı dönemde 5 milyar 44 mil- yon dolara yükseldi. Bu yıl ocak-mayıs döneminde, ihra- catın ithalaü karşılama oranı ise yüzde 55.4"e geriledi. Geçen yıl söz konusu dö- Ihracat ithalat thşfcaretaçtgı ilk 5 aylık donemlerde dı$ ticaret 90 Ocak- mayıs (Mityon dolar) 4.786 8.015 -3229 91 Ocak- mayıs (Milyon dolar) 5.321 8.039 -2718 90-91 Artış % 11.17 0.29 92 Ocak- mayıs (Milyon dolar) 5.855 8523 -2.668 91-92 Arbş % Î&Û3 6.02 93 Ocak- mayıs (Milyon dolar) 6.269 11.313 -5.044 92-93 Artış % 7.İ 32.7 nemde, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 68.7 oranında gercekleş- mişti. İhracat Türkiye'nin bu yıhn 5 ayındaki 6 mil- yar 269 milyon doiarlık ihracatında en yüksek paya yüzde 83.2 ile sanayi ürün- leri sahip oiurken bunu yüzde 15.5 ile tanm ürünleri. yüzde 1.3 ile de madenci- lik ve taşocakçılığı ürünleri izledi. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) veri- lerine göre bu yıl ocak-nisan döneminde 5 milyar 217 milyon dolar düzeyinde gerçekleşen sanayi ürünleri ihracatında bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 9.2 artış kaydedildi. 1992 yılının 5 aybk döneminde sanayi ürünleri ihra- catı 4 milyar 777 milyon dolar olmuştu. Tanm ürünleri ise geçen yıl ocak- nisan döneminde 969 milyon dolar iken yüzde 0.4 artışla, bu yıl aynı dönemde 972 milyon doiar oldu. Söz konusu dönemler itibanyla ma- dencilik ve taşocakçılığı ürünleri ihra- catının yüzde 27.6 oranında gerilediği görülüyor. 1992 yılının 5 ayjnda maden- cilik ve taşocakçılığı ürünlerinden elde edilen ihracat geliri 108 milyon dolar iken bu yıl aynı dönemde bu gelir 78 milyon dolara düştü. Tüketim tam gaz İthalatın ana mal gruplanna dağılımı incelendiğinde en fazla artışın yüzde 37.1 ile tüketim maddelerinde olduğu görülüyor. Tüketim maddeleri ithalatı geçen yıl ocak-mayıs dönemin- de 1 milyar 65 milyon dolar iken bu yıl aynı dönemde I mil- yar 461 milyon dolara yükseldi. Bu yıl söz konusu dönemde, yatınm maddeleri ithalatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34.4 artarak 3 milyar 412 milyon dolar oldu. Yatınm maddeleri ithalatı 1992 yılı ocak-mayıs döneminde 2 mil- yar 538 milyon dolar idi. Hammadde ithalatında da yüzde 30.9 artış oldu. Geçen yıl 5 ayda 4 milyar 918 milyon dolar olan hammadde ithalatı. bu yı) aynı dönemde 6 milyar 439 mil- yon dolar oldu. Türkiye"nin 5 aylık toplam ithalaü 11 milyar 313 milyon dolar düzeyinde ger- çekleşirken bunun içinde hammadde- nin payı yüzde 56.9, yatınm maddeleri- nin payı yüzde 30.2, tüketim maddeleri- nin payı da yüzde 12.9 oranında gerçek- leşti. OECD ülkeleri Türkiye'nin dış tica- retinde en önemli partner olma özelli- ğini sürdürüyor. Bu yıl ocak-mayıs dö- neminde. bu ülkeler Türkiye'nin ih- racatından yüzde 58.7, ithalatından da yüzde 67.5 pay aldılar. Bira bcardağtndasavaş köpiirdü MERÎH AK İZV1İR - Bira pazanndaki savaş kızışıyor. Türkiye'de tü- ketimi arttırmak amacıyla yeni ûrünler piyasaya süren bira şir- ketleri ihracatta da birbirleriyie kıyasıya mücadeleye başladı- lar. Türk cumhuriyetierini ihra- catta öncelikli hedef olarak be- Krleyen bira şirketleri. üretimle- rini arttırırken teknolojilerini de raodemleştinnek için biiyük yatınmiar gerçekleştiriyorlar. Bira pazannda en büyük paya sahip olan Efes Pilsen, 1992'de 2.2 milyon litre bira ihracatını 1993'ün ilk 6 ayında iki kat aştı. Tuborg ise ihracat ve iç pazarda ağırlığını koymak amacıyla başlattığı yatırımları sürdürü- yor. Bira içmiyoruz Kişi başuıa bira tüketiminin dünya standartlarının aJtında olan Türkiye'de Efes Pilsen, Tuborg ve Tekel, pivasa savaşı veriyor. Almanya'da 144.3. Daıiimarka'da 125, Belçika'da 122,. İngiltere'de 110, ABD'de 90, İspanva'da 72, Japonya'da 58. Fransâ'da 40, İtalya'da 22, Yunanistan'da 41 lirre olan bira tükctimi Türkiye'de sadece 7.9 litre. Türkiye'de kişi başına tüke- timde biı azlığa karşın üretim kapasitelerinde son yıllarda bü- yük bir artış gözleniyor. Efes Kişi başına bira tüketimi dünya standartlannın altında olan Türkiye'de Efes Pilsen, Tuborg ve Tekel, piyasa savaşı veriyor. Almanya'da 144.3, ABD'de 90, Fransâ'da 40 litre olan kişi başına bira tüketimi Türkiye'de 7.9 litre. * Püsen 1992'de 331.5; Tuborg 115 milyon litre bira üretimi gerçekleştirirken Tekel 19.5 milyon litre bira üretti. Erciyas Biracılık ve Malt Sanayi AŞ Genel Müdürii L'mur L'nsal, yeni ürünlerle pazar paylannı arttırmayı amaçlaidıklannı söyledi. îzmir'de iki, Adana'da bir fabrikası olan Efes Pilsen, 4. fabrikasını Ankara'da kuru- yor. Yeni fabrikayla birlikte Efes Pilsen'in vılda 150 milvon litre daha bira üretebileceği bil- dirildi. Genel Müdür Ünsal, he- deflerinin 1993 pazar paylannı korumak olduğunu söyledi. Ünsal, iç pazarın vanı sıra dtş pazarda da aktif bir dönemde olduklarını belirterek sunlan söyledi: Bira ihracatı "1992 yılında 2.2 milyon litre bira ihraç ertik. 1993'ün ilk 6 avhk ihracat ise 4 milvon iitreve ulaştı. Şirndi yıl somına kadar 9 milyon litrelik ihracat yapılma- suıı bekliyoruz. Şirket ola- rak İngilterc, Almanya, Hol- landa, Romanya, Bulgaristan. Arnavutluk, _ Türkmenistan. Azerbaycan, Özbekistan, Ka- zakistan, Gürcistan, Rusya, L'kranya ve Singapur'a ihracat yapıyoruz. Bunlann içinde Sin- gapur'a ilk kez bu yıl ihracat yaptık." Türkiye'nin ikinci bü- yük bira şirkefi olan Tuborg, bira pazarının yüzde 26'suıı elinde bulundunıyor. Türkiye'- deki bira pazarının yeni firma- lara ha/ır olmadığmı öne süren Tuborg Genel Müdürii Cengiz Tekin, 1992 yılı bira üretiminin 120 milyon litre olarak gerçek- leştirildiğini bildirdi. Birada alkol sorunu Pazar paylarınuı arttırımı için etkin pazarlama çalışma- lannm yanı sıra bira üretim ka- pasitesini 180 milyon litreden 240 milyon litreye yükseltecek yatırım programının tamam- İanma aşamasında olduğunu bildiren Tekin, şunları söyledi: "Türkive'de kişi başına dü- şen yıUık bira tüketimi 8 litre ci- varındadır. Ülkemiz kişi başına bira tüketim miktarı birçok ül- kenin oldukça gerisindedir. 1984 yılında getirilen yasal dü- zenlemeler ile biranın ağır al- kollü içki nıhsatına tabi olması ve ağır alkollü içkilerle birlikte değerlendirilmesi bira sektöhi- nün en önemli sorunudur. Bi- ranın hafif alkollü bir içecek olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır." Tekin, Romanya.. Irak, Bulgaristan, Rusya, İngiltere, Lrdün. Azerbaycan, Tacikis- tan, Kazakistan ve Kıbns'a bira ihracatı yaptıklarını da bil- dirdi. Tekin. Tuborg'un bira üretim kalitelerinin Avmpa standartlannda olduğunu da vurguladı. KONUK YAZAR ERTUĞ YAŞAR Gümrük Birliği'nin Tekstile Etkileri Türkiye'nin AT ye tam üyeliği, belli bir süreç ve geçiş dönemi içinde gerçekleşe- cektir. Bu geçiş döneminin en önemli par- çası Türkiye ile AT arasında kurulacak gümrükbirliğidir. Katma Protokol, Türkiye-AT Gümrük Birliği'nin zaman çizelgesini belirlemek- tedir. Bu çizelgenin hükümlerine göre Tür- kiye ile AT arasındaki gümrük birliği, 1995 yılında tamamlanacaktır. Türkiye, 1995 yılının başını; AT ise sonunu gümrük birli- ğinin tamamlanacağı zaman olarak algıla- maktadır. Gümrük birliği, Türkiye ve AT arastndaki sanayi ürünleri ticaretinin, bütün dış ticaret gümrük vergilerinden ve sayısal kısıtlama- lardan arındırılarak yapılmasını hükme bağlar. Ancak 1995 Türkiye-AT Gümrük Birliği'- nin Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü üzerinde değişik bazı etkilerinin olması beklenmektedir. Bu etkileri beş başlık al- tında toplamak olasıdır. 1995 Türkiye-AT Gümrük Birliği'nin gerçekleşmesi ile ortaya çıkacak ilk somut durum, Türkiye'nin AT'nin Ortak Dış Tarifesi'ne (Com- mon External Tariff) uyması olacaktır. Böylece Türkiye de üçüncü ülkeçıkışlı tekstil ve konfeksiyon ürünlerine AT'nin uygu- ladığı gümrük vergilerini uygulamaya baş- tayacaktır. Ancak genel olarak Türkiye'nin dışalım gümrük vergileri, AT'nin dışalım gümrük vergilerinden yüksektir. 1995 Türkiye-AT Gümrük Birliği'nin teks- til ve konfeksiyon sektörü üzerine ikinci olası etkisi, Türkiye'nin AT'nin Ortak Tica- ret Politikası'na (Common Commercial Policy) uyması ile ortaya çıkacaktır. Ortak Ticaret Politikası'na uyum gösteren Türki- ye de AT'nin kota uyguladığı ülkelere kota uygulamak zorunda kalacaktır. Bu durum, uluslararası rekabet gücü olmayan Türk tekstil ve konfeksiyon firmaları tarafından büyük bir sevincle karşılanabilir. Bu koru- manın bedelini ise yüksek nihai ürün fiyat- ları ile tüketici ödeyecektir. AT Gümrük Birliği'nin bir diğer etkisi de damping ve fark giderici vergi mevzuatı. Türkiye'nin uyguladığı Ithalatta Haksız Re- kabeti Önleme Yasası, gümrük birliği ile birlikte uygulanamaz olacak ve Türkiye de AT'nin damping mevzuatına uymak zorun- Kotalann kalkması sektöriiyeni bir ivme ilc geliştirecek. da kalacaktır. Gümrük birliğinin tam an- lamı ile gerçekleşmesi ile birlikte AT mev- zuatına uyulacak bir diğer alan da dışsatım koşulu ile yapılan dışalımdır. AT ile Güm- rük birliği gerçekleştırildiğinde dışsatım koşulu ile GünVük Vergisi ödenmeden it- hal edilen girdiler ile üretilen mallarını AT- ye gönderilmesi olası olmayacaktır. Çünkü gümrük birliği yalnızca Türkiye'de ve AT'- de serbest dolaşımda olan malları kapsa- yacaktır. Dışsatım koşulu ile gelen mallar ise Türkiye içinde serbest dolaşımda de- ğildir. Bu nedenle böylesi malların AT için- de de serbest dolaşımda olması söz konu- su olmayacaktır. 1995 Türkiye-AT Gümrük Birliği'nin teks- til ve konfeksiyon sektörü üzerine son olası etkisi biraz dolaylı bir etkidir. Türkiye ile AT arasında gerçekleştirilecek olan gümrük birliği, salt imalat sanayii ürünlerini kapsa- maktadır. Ancak uzmanların görüşlerine göre Türkiye ile AT arasında yaşama geçecek bir gümrük birliği, en sonunda tarım ürünleri ticaretini de kapsamak zo- runda kalacaktır. Böylesi bir durumda Türkiye de AT'nin Ortak Tarım Politi- kası (Common Agricultural Policy) kurallarına uya- caktır. Bunun sonucu ola- rak Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün temel girdilerinden biri olan pamuğun des- tekleme alım fiyatları da Brüksel'de, AT Komisyonu tarafından belirlenecektir. Türk konfeksiyon sektörü için de bu göz- lemlerin bir benzeri yapılabilir. Çünkü tekstil ürünleri için etkin korumanın azal- ması, konfeksiyon üreticilerinin daha ucu- za hammadde getirmeleri anlamına gel- mektedir. Ancak bu olumlu durum, tekstil ürünleri dışalımı için kota uygulanacak ol- ması ile bir anlamda olumsuza dönmekte- dir. Ayrıca geçici kabul ile getirilen ham- maddeler ile üretilen malların serbest do- laşımdan yararlanamaması da konfeksi- yon sanayicileri için bir diğer zorluk ola- caktır. Yukarıda sayılmaya çalışılan deği- şikliklerden bazıları Türk tekstil ve konfek- siyon sektörü için birtehdit gibi görünsede eğer tam ya dâ geniş olarak tanımlanan bir gümrük birliği sağlanabilirse kalkacak AT kotaları, Türk tekstil ve konfeksiyon sektö- rünün yeni bir ivme ile gelişmesini sağla- yacaktır. IŞÇEVEV E VRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ İşçi-Memur Sokakta Memurlardan sonra bugün işçiler de sokakta. Çiçeği bur- nunda Başbakan fazla aldırmaz görünse de hızla yıprart- makta. "Bütçe açığı, çaresizlik" açıkiamaları ne yazık ki çok yetersiz ve inandırıcı olmaktan uzak kalıyor. Gelir dağılımı ve vergı sıstemindeki bu korkunç eşitsizlik, haksızlık karşısın- da, enflasyonu karşılayamayacak ücret artışları kaçınılmaz şiddetli toplumsal tepkiyi getiriyor. Tansu Çiller ve danışmanları memur tepkisine, "Zaten yıllardır her ücret artışı döneminde sokağa çıkıyorlar. Birkaç gün yürür öfkelerini boşaltırlar. Direnişleri sönüp gider'' diye bakmış olabilirler. Kamu işçilerinin toplusözleşmelerinde de eninde sonunda, Türk-İş yöneticileri ile bir noktada uzla- şacaklarının hesabını yapmış bulunabilırler. Bize göre at- ladıkları bazı küçük gibi görünen, ancak çok önemli ayrıntılar var. öncelikle memurlar ıçın uygun görülen ücret artışı en dü- şük beklentilerin de çok altında kaldı. Memurlar bu ücret artışı ile enflasyon karşısında çok fazla ezildi ve yoksulluğa malikum edildi. Haksızlığa uğradıkları duyguları, tepkileri çok güçlü. Hükümet sendikal haklarını ve grev haklarını kul- lanabilme şanslan olan kamu işçilerine daha fazla verirse, zaten memur\ar aleyhine oluşmuş eşitsiz tabloyu daha da arttırmış, memurları biraz daha fazla öfkelendirmiş olacak. Memur sendikalan, memurlar hükümetlerin belirlediği ücret artışları ile zorlandıkça. çeşitlı sorunlarına çözüm üre- tilmedikçe güç kazanıyorlar. Geçmiş yılların direnişlerinden bir sonuç alınmadığı ve zaman içinde unutulup gittiği sonu- cuna varmak büyük yanılgı. Memurlar için her yenilgi, her sonuçsuz kalan tepki çok önemli bir bilenme ve bilinçlenme aracı oluyor. Memur sendikaları giderek önem kazanıyor. Memurlar sendikal haklarını elde edemeden, sorunlarını çö- zemeyecekleri, kendilerine özgü ek haksızlıkları önleyeme- yecekıeri gerçeğint algılıyorlar. Koalisyon hükumetinın birınci iktıdarında gercekleştire- mediği memura sendika hakkı, memurlar için öncelik alıyor. Bu noktada Tansu Çıller'in bir de çok şanssız bir çıkışı oldu. Çiller, hükümet programında memura sendika hakkı bölü- münü Meclis'te okumamakla kurnazlık yaptığını, memura sendika hakkı yükümlülüğünden kurtulduğunu sanabilir. Bize göre büyük bir yanılgı. Partisınin programından başla- yan. kendisinin bir bakan olarak daha önce imza atmış oldu- ğu ILO sözleşmesı ile pekişmiş. başbakanı olduğu hüküme- tin de yazılı protokol ve programında yer alan bir yükümlü- lükten, Meclis'te okumamış olmakla, sorumluluktan kurtula- maz. Koalisyon hükümeti için bu yükümlülük, çok ciddi ve acil olduğu için de Çalışma Bakanlığının bu konuda hazırlıklan olmuştur. Çalışma Bakanlığının memurların sandikal haklarına ilişkin yasa tasarısı çalışmaları tamamlanmıştır. Bu yazı kaleme alındığı saatlere kadar henüz açıklan- mamıştı, ancak dünden bugüne, en geç yanna Çalışma Ba- kanı Mehmet Moğultay tarafından açıklanması beklenmek- tedir. Belki hükümet içi çelişkili yaklaşımlar nedeni ile yasa- laşması gecıkecek, hatta riiç gerçekleşmeyecek, belki de içerik olarak memurlar tarafından yetersiz bulunacaktr. An- cak Tansu Çillerin yanlış, memurun sendika hakkı karşısı- ndaki kötü niyetli çıkışını daha da bir açığa çıkaracaktır. Kamuoyu sokaktaki memurun yanındadır. Memura sendi- ka hakkını vermek iştemeyen Çiller Hükümeti'nin, çok yeter- siz ücret artjşı ile rriemuru yoksullaştıran kararının karşısı- ndadır. Memur direnişleri ile sonuç alınmasa, zaman içinde dırenişler sönse de Çiller Hükümeti çok ciddi yıpranmış ve daha da yıpranacaktır. Türk-iş'le karşı karşıya olunan kamu sözleşmelerine ge- lince. En akılcı yol, Türk-lş'ın "evet" diyeceği bir rakamı bu- lup anlaşmaktır. Ancak memura çok düşük verilen ücret artışı karşısında, işçiye uygun bir ücret artışı, memurlarayö- nelik haksızlığı daha da çarpıcı ortaya çıkaracaktır. Belki de Hükümet memurlar için ikinci bir düzeltme yapmak zorunda kalacaktır. Hükümet daha doğrusu Çiller ve danışmanları Türk-İş yönetiminin çok fazla yıpranmışlığını, ileri gideme- yeceği varsayımını da göz önüne alıp cimri davranma yolu- nu da seçebilirler. Türk-İş yöneticilerinin bireysel açıkları, zaafiyetleri nedeniyle işçi için çok kötü bir sözleşmeye "evet"demelerisanıldığı kadar kolaydeğildir. Bize göre şçi- nin tepkisini alma korkusu, Türk-İş yöneticilerini daha keskin davranmaya zorlamaktadır. Onların siyasi iktidara gebe ol- malarına yol açan açıkları. yıpranmışlıkları, çok fazla deşifre olduğu için. bu kez tam tersi bir sonuç verebilecek, Hükümet için avantaj yerine, dezavantaj rolü oynayabilecektir. Sendikacılann zoraki gönüllülüğü ile de olsa, memurdan sonra, bugün işçi de kitlesel sokağa dökülmüştür. Çiller Hü- kümeti'ni zorlu, kritik kararlar beklemektedır. Tansu Çiller bordro mahkumlannın ücretlerinı aşağı çekerek bütçe açığını kolayca kapatma yolunu seçmekle önemli bir yanlış yapmıştır. Bu yanlıştan şöyle ya da böyle dönmenjn bir yolu- nu aramalıdır. İngiltere Ticaret Bakanı Needham özelleştirmede yardım sözü verdi Ingiltere'denticaretrüzgarıesti Ekonomi Servisi - İngiltere'- nin ticaret çıkarması bitti. 16 temmuzdan bu yana beraberin- deki 20 kişilik işadamı heyetiyle Türkiye'de bulunan İngiltere Ticaret Bakanı Richard Need- ham dün ülkesine döndü. Konuk bakanın îstanbul ve Ankara'da yaptığı yoğun te- maslarda ikili ilişkilerin güçlen- dirilmesi ve özelleştirrae konu- lan ağırbk kazandı. İngiltere Ticaret Bakanı Ric- hard Needham, Ankara'daki temaslannın son gününde Ulaştımıa Bakanı Mehmet Köstepen'i ziyaret etü. İngiltere Ticaret Bakanı Ne- edham, görüşmede, Türkiye'de özelleştirmenin politik olarak benimsenmesi konusunda mü- şavirlik (danışmanhk) hizmet- leri vermeyi önerdi. İngiliz ticaret heyetindeki fir- malann üst düzey temsilcileri. Türkiye'de haberleşme alanın- daki özelleştirme çalış- malanyla ilgilendiklerini. bu Richard Needham, Ulaştırma Bakanı Köstepen'i ziyaret etti. konuda bilgi sahibi olmak is- tedikleıi ve ileride teklif vere- ceklerini bildirdiler. Görüşmelerde, "özelleştirme politikası çerçevesinde, başta telekomünikasyon olmak üze- re, bakanlığa bağlı, Türkiye Lokomotif Sanayii AŞ (TÛ- LOMSAŞ), Türkiye Demiryol- lan Sanayii AŞ' (TÜDEM- SAŞ). Türkiye Vagon Sanayii Ticaret AŞ (TÜVATAŞ), Tür- kiye Gerni Sanayii (TGS) gibi Kamu İktisadi Teşebbüsleri KİT'lerde. Türkiye'nin İngiliz fırmalarla, üretim sektörleri Cukurova Elektrik AŞ Uzanlardan acil genel kurul ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Uzan Aiksi ÇEAŞ'ta (Cukurova Elektrik AŞ) tartışmalı geçen genel kurullardan sonra geldiği yönetimde yetkilerini arttırabilmek için şirket ana sözleşmesinde değişikliğe gidiyor. Genel ku- rulun bazı önemli yetkilerinin yönetim kuruluna derrinin amaçlandığı ve Adana'da büvük tepkile- re yol açan şirket ana sözleşmesinin değiştirilme- si amacıyla ÇEAŞ Genel Kuruiu 10 ağustosta toplanıyor. Adana'daki bazı yerel gazetelerde yayımlanan olağanüstü genel kurula çağrı ilanında ana söz- leşmenin değiştirileceği bildirilen 27, 41, 51, 54, 55 No'lu maddeler genel kurulun bazı yetkilerinin yönetim kuruluna devri ile genel kurul ve yönetim kuruiu toplantılarının Adana dışıoda yapılmasını iceriyor. Ana sözieşmede gerekli değisiklik yapdırsa ÇEAŞ, kuruluş amaçlanndan uzak bir yapıda bürünüyle Uzan Ailesi'nin denetiminde yönetilen bir şirket olacak. Başka bir anlatımla ÇEAŞ'uı geleceğmde tek beiirleyici güç Uzan Ai- lesi olacak. Adanalıların büyük tepki gösterdiği değişiklik- le ilgili olarak küçük pay sahipleri adına hareket eden Avukat Zafer Saka ile görüştük. Saka, söz konusu değişiklikle ÇEAŞ'ın bir sermaye grubu- nun tek merkezü yönetimine bağlanmasının amaçlandığma dikkat çekerek, "Şirketin 50-60 bin ortağı var, merkezi Adana'da. yatırunlann büyük bölümü Çukurova'da. Bu değişiklikle yö- netim kuruiu ve genel kurul topiantilan Adana'- nın dışında yapılacak. Adana'daki bir şirketin başka yerden yönetiimesinin mantığını anlamak güç. Bu, ortaklar gelmesin deınektir. Böylece küçük ortakların genel kurula katılma hakları engellenmek istenmektedir" dedi. bazında. ortak yatınmiar ve gi- rişimlere açık olunduğu" dile getirildi. İngiliz ticaret heyeti de bu alandaki ortak yatınmlarda İngiliz flrmalannın ne türlü katkılarda bulunabileceklerini anlattılar. İngiliz Bakan Needham, AA'ya verdiği demeçte, yapüğı temaslarda Ingiltere'nin Tür- kiye ile olan ilişkilere ne kadar önem verdiğini vurguladığını kaydederek "Türkiye iie daha fazla iş yapmak istiyoruz" dedi. Needham"ın sözleri şöyle: "Biz, Türk hükümetine, Türk pazannın İngiliz firmalar için ne kadar önem taşıdığını anlatmak istiyoruz." ÖzeUeştirme İngiltere Ticaret Bakanı. özelleştirmeye ilişkin bir soru üzerine de ülkesinin özelleştir- me konusunda çok büyük de- neyimlerinin bulunduğunu hatırlatarak "Kendi deneyim- lerimizle Türkiye'ye kesinlikle yardımcı olabiliriz" diye ko- nuştu. BJchard Needham, sözlerini "Özelleştirme konusunda bir uzmanlığımız ve deneyimimi- zin olduğunu düşünüyoruz. Eğer Türk hükümeti kamu iş- letmelerini özelleştirme karan ahrsa, biz bu süreç içinde yer al- mayı çok isteriz" şeklinde sür- dürdü. İngiliz fırmalann da Tür- kiye'deki özelleştirme sürecinde yer almaya istekli olduğunu vurgulayan Richard Needham şunlan söyledi: "Bizim fırmalanmız, konu- lanna bağlı olarak, su, enerji üretimi, havayolları başta ol- mak üzere her türlü alandaki özelleştirme çalışmalanyla il- gıliler. Özelleştirmeye her alanda gi- dilmese bile yine de çok büyük işbirliği firsatlan var."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear