25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 17 TEMMUZ1993 CUMARTESfr OLAYLAR VE GORUŞLER Çağıyakalamak o kadar kolay mı?! Bır Turk vatandaşı olarak bızı ıdare eden sıyasılerden tek ısteğım ve beklentım, guzel \ urdumda çeşıtlı nedenlerle sel gıbı akan \ atandaş kanmm artık durdurulmasıdır. 21. yüzyılda ülkemız ve halkımıza \ enlecek en büyuk hedıye bu olacaktır. Prof. Dr. R. KAZIM TÜRKER A Ü Tıp Fak. FarmakolojiAnabilım Dalı Öğr. Üyesi U lkemızde son vıllann bır modası da >etkılı sıyasılenmızın hemen her gun her tırsatta 21 vuzyılın gelı^me burecını başan\la ta- mamlamaktd olan Turklenn ve ulke- mızın çağı olacağını ısrarla savunma- lan \e ınsanlanmızı ınandırmaya ça- lışmalandır Bu konu. uzennde durulmaya ve duşunulmeye değer nı- telıkte bır savdır (ıddıa) Kuşkusuz boy lesı bır hedefe enşme. şu anda ha- valdahı olsa hepımızın ozlemıdır Iste- nzkıulkemız tum kurum vekunıluş- lanyla, çağın gereğı en gehşmış ulke- ler duzeyıne çıksın. ınsanlanmız demokrasıye yakışır ve sahıp olma bı- lıncıne enşsın ve bızler de uvgarlığın ergılennden (nımetlennden) en az Ba- tılı gelışmış ulkeler kadar yararlana- lım Ne var kı pek çok aydırumız duşunurumuz. yazanmız ve dz savıda da olsa gerçek bıhm adamlanmız bu konuda sıyasıler kadar ıyımser değıl- dırler ve bunun ıçın de çok haklı ne- ,denlenvardır Çağı vakalamanın. başka bır deyışle ılerleme ve gelışmenın temel on koşul- lan vardır "Bu koşullar olmadıgı sure- ce bır ulkenın kalkınması ve ust uvgar- lık duzeyine çıkması. bızım sıyasılen- mızın zannettıklen kadar kolay değıl- dır Bu koşullann başında yetışmış ınsan faktoru gehr Tum kurum \e ku- ruluşlanyla çağın gereklennı >enne getırememış bır ulkenın kalkınmışlığı, taruşma konusu olabıhr Azımsanma- yacak sayıda ınsanımız ve anladığımız kadan ıle vetkılı sıyasılenmızın pek çoğu kalkınmışlıkla bıreysel zengınlığı eşanlamlı olarak gormektedırler Eko- nomık guç vezengınlık. kalkınmışlığın sadece bır tek gostergesıdır ama kendı- bi değıldır ve çok kez de geçıcıdır Son vıllarda bu eşanlamlılık o denlı yay- gınlaştı kı toplumumuzda kendılennı gelışmışlığın orneğı sayan yepyenı ın- san tıplen orta>a çıktı ve kurumlar bu tıplenn arenalan halıne gelmeye baş- ladı Toplumda değer olçutlen değıştı En saygın ınsan, parası ve maddı gucu en fazla olan kımse olarak nıtelendınl- meye başlandı Bu bağlamda ınsanla- nmız kısa surede zengın olmayı ve sonradan edınılen kültürumuze yakı- şan bır devımlc ""koşeyı donmeyı" bır ılke halıne geurdıier Yıne gunumuzde kultursuzluğumuze yakışan ve bızden kaynaklanan, başka bır deyımle "uç- kağıtçılık ' nerdeyse bır saygınlık gos- tergesı oldu Bu tıpler azımsanmaya- cak sayıda olup, kurumlarda hızlı bır şekılde artmaktadırlar Ozellıkle son on vıldan ben bazı yetkılılenn anlam- sız telkm \e onenlen bu yenı ınsan tıpı- nın çıkarcı, korkunç boyutlarda tuke- tıcı, hıç emek vermeden ve çahşmadan uygarlığın ve ustun teknolojının tum ergılennden (nımetlennden) yararlan- mak ısteyen en kolay yollardan zen- gın. para pul ve şohret sahıbı olmak ıçın her şeyı yapabılen bır yaratılışta olduklan açıİc ve seçık olarak gorul- mektedır Son derece kışılıksız olan bu üpler rahaüıkla satın alınabılırler De- ğerlı dost ve Turk aydınının kalbınde her zaman yaşayacak olan Uğur Mumcu nun çok yennde olan tanım- lamasıyla bunlar zamana ve koşullara gore rahatça yön değiştiren "donek" tiplerdir. Emperyalıstlenn kolayca sa- tın alabıleceklen kımselerdır Bu tıp- ler, gelışme ve çağı vakalamanın en ba^ta gelen engellendır Bunlar zama- na gore mangalda kul bırakma>an Ataturkçu. yenne gore dın somurucu- su, kadercı fakat her şe>ın otesınde çıkarcıdırlar İşte kurum ve kuruluş- larda gıtgıde egemenlıklennı perçınle- yen ve çok kez el ustunde tutulan bu tıpler varken çağı yakalamak hıç de kolay olamaz Yurtıçınde ve dışında ulusal kultu- rumûzun tanınmış temsılcılen, yazar sanatçı.duşunurveaydınlanmızakar- şı olan tavır ve eylemlen ıle ulkemızı ortaçağ karanlığına atmak ısteven şe- natçılann, son Sıvas olaylannda açık seçık olarak kendını gosteren acımasz cınavetlen ve bu cınayetlen Sıvas hal- kının tahnk edılmesı gıbı anlamsız ve esası olmayan bır gerekçe ıle ortbas et- meyeçalışan takat esas kokenınde oy kaybı endışesının yattığı vetkılı sıyası- lenn ın^nı çıleden çıkaran demeçlen ve bu canılenn daha oncesı ulkemızın en avdın ınsanlanna vonelık bıreysel cınayetlennın kıtlesel cınayetlere do- nuşmesı L lkemızın kurtancı v e kuru- cusu y uce Ataturk un bustu ıle ho^go- ru dostluk kardeşhk sımgesı Turk ozan ve duşunuru Pır Sultan Abdal ın heykelının \ennden sokulmelen ve hatta vok edılmelen ve gazetelerdekı fotoğraflardan ızledığımız kadanyla 2000 yılında unıversıteyı bıtıretek yaş- ta olan kandınlmış kuçucuk çocukla- nn taşkınlıklan ve bu olumsuz ortam- da dın somuruculennı daha da şımar- tacak odunler dıve nıtelendırebıleceğı- mız sıyası zaferlennı'Allah peygam- ber ezan sloganlan ıle perçınleştır- mek ısteven vetkılı sıyasıler ve onlann yenne gore \taturk devnmlenne pek de ınandıncı olmayan bağlılık gosten- len Tum bunlara tanık olduktan son- ra Uğur u şu unlu dızelen ıle anımsa- mamak mumkun mu ' \nkara nın taşına bak gozlenmın yaşına bak uvan uvan Gazı Kemal şu feleğın ışı- ne bak Bu olumsuzluklar devam ederken bır sıv asının "21 vuzyıl Turk- lenn çağı olacaktır ' ıddıaldn ınandın- cı olmaktan son derece uzaktır Tanh bovunca ulkemızde uygarlaşmanın en buyuk engelının şenatçı dın somuru- culennden kavnaklandığını ve 21 yuzyıla gelmek uzere olduğumuz gu- numuzde bunun değışmedıgını haıta daha da arttıgını anımsamakia yarar vardır Bır unıversıte elemanı olarak toplu- mun gelı^mesı ve usıun uygarlık duze- yıne enşmesınde en bıryuk kdtkı payı- na sahıp unıversıtelenn ıçıne duştuğu durumu buyuk bır uzuntu ve bunun daha da otesınde bır endışe ıle ızlıvo- ruz Çunku bır ulkenın çağı yakalama- sında en buvuk gorev. o ulkenın bıhm adamlanna düşer Yuce Ataturk'un dededığıgıbı uygarlığın volubılımden ve bılımsel araştırmalardan geçer Gerçek bılımsel olçutler dıkkate alın- madan vıllardan ben yapılan akade- mık y ukseltmeler unıversıtelenmızde negatıfayınm urunuolanazımsanma- yacdk sayıdd kadrolann oluşmasına neden olmuştur Bılımden ndsıbını al- mamış bu nıtelıkiekı unıversıte hoca- lannın topluma vereceklen hıçbır şey olamaz Bıhm uretme. kalıtelı eğıtım ve oğretım gorevlen gunumuzde sayı- ldn hızla artdn bu tıp unıversıte hoca- lan ıçın fazla onemlı savılmaz Ama sıyası gucu olanlara. zaman zaman gostenşlı torenlerle şeref doktoru pa- yesı verenler ve bunlan kabul edenler- İe bol bol nuıuk atanlarla bıhm adamı sıfatını kımseye kapürmak ıste- meyenlerle ve tum bu olumsuzluklan gormezlıkten gelen vetkıh s^yasıler ve ıdarecılerle çağı \ akalamak v e 21 y uz- yıl" bızım olacaktır ' demek son dere- ce guç, eulunç ve ınanılamaz bır olay- dır Bır Turk vatandaşı olarak bızı ıdare eden sıvasılerden lek ısteğım ve bek- lentım gûzel yurdumda çeşıtlı neden- lerle sel gıbı akan vatandaş kanının artık durdurulmasıdır 21 yüzyılda ul- kemız v e halkımıza v enlecek en buy uk hedıye bu olacaktır ARADABİR Prof. BAHRISAVCI Tansu'ya Tarihçe Yûklenen Görev Amerıka'nın desteğı ve buyurusu ıle mı oldu ve Çan- kaya nın dusledığı bır Hukuk-u Hukumranı' ıstencıne karşı gelecek mı oldu 9 Turkıye de bır buyuk olay oldu Artık bır kadın sağ-merkezıktıdarpartısınınlıderıdır Bu nıteleme karsıtlarıyla kurduğu bır koalısyonun (ka- bıne-hukumetının) da baskanı sevk ve ıdarecısıdır Kı- sacası artık Turkıye de ıktıdar gucunun başında, bır 'KADIN' vardır 1 Olur şey değıl ama oldu 1 Yurur şey değıl, ama yurumek zorunda Çankaya dakı hunkarcılık ıstencıne karsın, Amerıka ya karşın AT ye yalnız AT'- den kurulu Avrupa Bırleşık Devletı yanlılannın katı ve dar ulusculuğuna karşın ıçınden gelıp aıle bağlarıyla bağlı olduğu bılınen yerlı fınans kapıtalcılerın kap-kaçcı ozelleştırmecılığme karşın, belkı de en başta-en ortada- en sonunda kendısı ne karşın yurumek-yurutulmek zorunda 1 Cunku bu durumu tarıhımız yaratmıştır tarıhımız, Turkıye'ye bır mesaj vermıstır Tansu Hanıma da bır oz- görev yuklemıstır Ey Turkler' Gereğınde bır 'KADIN ı da, 'Bır Numara (number one) yapmalısınız' dıyen bır mesaj, Tansu Hanımıda altsosyalkatmanlara Turkıye, geleceklere yonelmıs zorunluluklarla yuklu ozgorev Artık, karşımızda buyuk bır demokrasıde çok buyuk yetkılerle donatılmış bır parlamentarızm lıderı var, tarı- hımızın, 'kadınlık ıcın bır donum noktası olan bır aşa- ma var, ve bu ' lıder ın omuzlarına yuklenmış bır ozgo- rev (mısyon) var I- Parlamentarızmın kendısıne verdığı gucu şoyle bır araştıralım Çoğulcu btr sıstem olan parlamentarızmde en dına- mık bır oğe olarak buHanım artık kımı ıtırazsızguçlere sahıptır, onun kımı sınırları da vardır (Baş sınır, ınsan haklarının "yapamazsın' dedıklerıdır) 1- Önce, ıcranın temelını olusturan coğunluk partısının "lıderı'dır Bu nıtelemle partısını 'sevk ve ıdare' eden- dır, ona 'doğru yu gosterendır Partı polıtıkalarının Meclıs ıçınde yaratıcısı-onların uygulayıcısıdır Partının takınacağı genel tavırların stratejısıdır, herolaydagudu- lecek yolu bulan taktısyenıdır Ve onemle arz edelım Partıyı,' Cankaya hunkarlığı' gıbı yurutmek ısteyenlerın o akıl almaz alaturka karız- maları karsısında partının ve kendısının kışılığının, onu- runun koruyucusudur Vaktıyle tam gerçeklendıreme- mış olsa da ılk soyleyen doğru soylemıstır Çankaya, oturmalı oturduğu yerde gerektığınde de Çankaya yı, oturtmalı oturduğu yerde Olur olmaz sıkıntılarda onun koltuğualtınasığınılmasın Çunku artık, partıyı yonetme hakkına ve mueyyıdeye sahıptır 2- Sonra 'ıcra' yı eylemsel olarak yapacak olan ' ka- bıne-hukumet ın 'sefı dır Bu nıtelemle hukumetı oluş- turandır Ona sorunları getırendır ve de cozumlerın yonlerını ısaret edıp onlann tartısılmasından, hele koa- lısyonda, bır konsensus ıstencı-bır konsensus kararı" çıkartandır Bu ıstenc ve kararı daeyleme vuran-vurdur- tandır Onun ıçın, yıne doğru soylemı yıneleyıp tamamlaya- lım Çankaya, otursun oturduğu yerde, kımse de ona sığınmaya kalkmasın' Icranın sorumluluk ve yetkılılık hakkını ıhlal etmesın (bu bır anayasa ıhlalı olur) Başba- kan ıle hukumetı yonetsın ulkeyı 3- Daha son ra Mecl ıs ın en yuce muhatabı ve etkıleyı- cısıdır Klasık temsılı hukumet' kuramında, ' Meclıs, hukumete veche verır denırdı Şımdı cağdaş parla- mentarızmde, Meclıse bıle veche veren hukumettır' denmektedır 4- En sonunda da kamu hızmetlerı butununun, en yuk- sek 'ıdarı sefı 'dır Yaşamın ta ortasında butun sorun- arla cebelleşen ıdarı mekanızmaları devınımlere sevk eden elının altındakı bu uzman mekanızmalarla, on- emler alıp uygulayan butun teknıkalıtelere egemen olarak onları eyleme goturen ve bunlarda sorumlu olan Darlamentarızmın bu basat yonetıcısıdır ıdarenın ger- çek şefı, Cankaya değıl hukumet baskanıdır bır Hanım daolsa Ve Babayasığınmalardan uzak olarak1 ILAN RİZE ASLİYE1. HLKUK MAHKEMESİ (İŞ) EsasNo 1992-118 KararNo 1993-172 Davacı S S Kurumu Genel Mudurluğü tarafından davalılar Musta- h Yılmaz ve Çay Kurumu Genel Mudurlugu aleyhıne açılan rucüan uzmınat davasının yapılan duruşmalan sonunda venlen karar gere- pnce Davalı Mustafa Yılmaz ve Çay Kurumu Genel Mudurluğü nden nuştereken vemuteselsüen 2"^ 286 941 TL'nın vemasraflanılebırlık- t; alınmasına daır venlen karann davalı Rızenın Balıkcılar Koyu"- ıden Abdullah oglu Mustafa Yılmaz a teblıg edılemedığı anlaşıldı- pndan karann gazetede vd>\mlandığı tanhten ıtıbaren 15 gunluk vısal sure ıçensınde temv ız edılmedıgı takdırde hükmun kesınleşeceğı İarar teblıgı yenne kaım olmak uzere ılanen teblıe olunur Basm 49709 Radyo ve televizyonların kuruluş ve yayınlan hakkındakikanun teklifınin getiremedikleri Yuzeysel olarak bakıldığjnda bıle bu kadarçok hatalan \ e eksiklıklen anndıran yasa tasansı belkı bır kesımın ya da bır takım kışılenn beklenülenne yarutverebıleceğı umıtedılse bıle. toplumun beklentılenne ve çıkanna hızmet etme>eceğı açıktır Dr. AKMAN AKYÜREK Hâkim, Başbakanlık Huk. Müş. Y uksek teknolojı kullanıla- rak once televızyon, daha sonra dd rddyo ıstasyonla- nnın yarattıklan fıılı fakat hukukı olmayan durum loplumun ıstek ve beklentı- len ıle hukukun genel ılkelen bağdaştınl- ma>a çalışılarak hukukıleştırlmek ıstenıl- mektedır Bu fıılı durumun. hukukıleştınl- mesjne vonelık ılk olarak toplumun beklentılen doğrultusunda TBMM, ana- yasanınl33 maddesını degıştırmış. radyo- televızyon yayınındakı devlet tekelını kal- dıraraİc. ozel radyo ve televızyon ıstasyon- lannın kurulmasına ımkân vermıstır Ikıncı olarak ıse anayasa değışıklığınde genel ılkelen yazılı olan hususlann amaç ve ılkelen, Radyo veTelevızyonlann Kuruluş ve Yayınlan Hakkındaki Kanun Teklıfı adı altında TBMM'de kurulan bır komıs- yon tarafından toplanmıştır Hazırlanan bu kanun tasansının ılk bakışta bıle bırçok eksıklığı taşıdığı gözlenmektedır Bunlar kısaca şoyle 1 Her şey den once kablolu y ay ınlarla ıl- gılı duzenleme yeterlı değıldır Kablolu yayınlardakı ucret tanfelennın kımın tara- fından tespıt edıleceğı abonelerden hangı esaslar dahılınde ucret alınacağı belırtılme- mıştır Aynca kablolu yayın yapan kuru- luşlann normal televızyon sınyallen gon- dererek bant yayını yapıpyapamayacakla- n da belırtılmemıştır Bunun ılende buyuk sakıncalar doğura- cağı ortadadır Kablolu yayınlardan ucret tanfelenndekı duzensızhğın nasıl gıdenle- ceğı. bu konuda kablolu yayın yapan kuru- luşlann aboneler aleyhıne yaptıkları gızlı anlaşmalann nasıl onleneceğı belırsızdır ABD"de kablolu yaymlarla ılgılı ucretle- n belırleme, Federal Haberleşme Komıs- yonu'na bırakılmıştır Bu komısyon. ulke- nın genel ekonomık durumu goz onunde tutularak ucretlen belırlemektedır Orne- ğın bu yıl ABD de ekonomık durgunluk oldıığundan komısyon. kablolu yayınlar- dakı abone ucretlennı duşurmuştur Aynca bu komısyonun aldığı karara go- re de kablolu yayın yapan bır televızyon ıstasyonu. sınyal gondermek suretıyle ya- yın yapamaz Ancak kablolu yayınlar ya- pabılır (1) 2 Hazırlanan tasannın 22 maddesınde ' Aynı sermaye ıle bırden fazla radyo ve te- levızyon ışletmesının kurulamayacağı' be- lırtılmektedır AvnısermdveıleFM ve AM frekans bandında ve LHF VHF frekan- sındd dvn ayn yayın yapılıp ydpılamayaca- ğı bellı değıldır ABD'dc bır radyo ve tele- vızyon ışletmesı ıçın alınan lısans sadece tek bır turde yavın yapılmasına ızın ver- mcktc alınan tek lısans ıle ıkı turde vavın yapılamamaktadır Hazırlanan kanun tasansında bu durum açıklanmadığı takdırde uvgulamada bır- çok kanşıkhklara yol açtığı ortadadır Bu konunun da açıkça kanunda duzenlenmesı gerekmektedır (2) 3 ABD'de televızyorj ya da radyo ışlet- mesı kurmak ısteyenlenn Amenkan vatan- daşı olmalan şart koşulmakta vdbancıla- nn. yabancı şırket ve hukumetlenn ya da o o5Ö'sı yabana ışletmelenn denetımınde olan şırketlenn televızvon ve radyo ışlet- mesı hakkı bulunmamaktadır (3) Ha7irlanan kanun tasansının 22 mad- desınde bu konuda "\ abancı sermaye pa- yının %10'u geçmeyeceğı bekrtılmıştır Bu oranın neye gore saptandığı. hangı esaslar dahılınde bu sonuca vanldığı açık- lanmamaktadır Kaldı kı bu "olO'luk ser- maye payının turu de belırtılmemektedır Bılındığı uzere % 10"luk sermaye payı sahı- bı bazı hısselenn de hısse senedının ansıne gore şırket yonetımınde kesın etkılı olması soz konusudur Bu nedenlerle yabancı ser- maye paylı şırketlenn ışleıme hakkı yasak- lanmalı. ya da bu payın sahıp olacağı hısse senedının turu açıkça belırtılerek şırket vo- netımınde etkılı olması onlenmelıdır En gelışmış ve yerleşmış demokrasılerde bıle yabana sermayenın bu konuda etkılı olmaması amaçlanmış ıken bızım gıbı de- mokratık kurum ve vapılan verleşme sure- cınde olan ulkelerde bunun ne derece tehlı- kelı olacağı ortadadır 4 Tasannın 22 3 maddebinde "Bır hıs- sedann bır Kuruluştakı hısse mıktannın odenmış sermayesının %20'sınden, bırden fazla kuruluşta hısse sahıbı olanlann tum hısselennın toplamının da o o20'den fazla olamayacağı belırtılmektedır Ancak radyo-TV kuruluşunda resmı olarak O o20 odenmış sermayenın hısse mıktannı elınde tutan şahsın bu kuruluşa ortak ba^ka A Ş "nın hamılıne yazılı hısselennı elınde tut- ması halınde bunu onleyıcı bır hukûm bu- lunmamaktadır Yanı bırçok kışı ya da kuruluş bır A Ş nın hamılıne yazılı nısse senetlennı elınde tutarak gızlı ortak duru- muna gelebılır Yapacağı kanuna karşı hıle ıle de hamılıne yazılı hısse senetlennı elınde tuttuğu A Ş "yı radyo ya da televızyon ıçın kurulan A Ş'ye ortak edebılır Bu gorun- meyen ortaklık ıle de A Ş olarak kurulan radyo ve televızvon kuruluşunun gorunuş- le o o20 sıne ortak olmasına karşın, sahıbı olduğu hamılıne yazılı hısse senetlen saye- sınde çoğunluğa hukmedebılır Bunu onle- mek ıçın gereklı duzenleme vapılmadığı gıbı. bunu vasaklavan bır hukum de bu maddede yoktur Yapılacak duzenlemede radyo ve televızyon kuruluşuna onak olu- nacak A Ş lenn hısselenru elınde tutan kışı ve kuruluşlann bu A Ş lenn ortaklanndan farkh olması halınde bunlann açıklanması zonınluluğu getınlmehdır Bu vapılmadığı takdırde kanuna karşı yapılacak hıleler ıle radyo ve televızyon kuruluşlannın çoğun- luk hısselenne sahıp olmak mumkun ola- bılecektır 5 Avncakapalıdevretelevızyonsistemı- nın ışleyışıne daır esaslar da tasanda yer almamaktadır Tanımı ve sınırlan tam ola- rak ortaya konmayan bır sıstemın uygula- nışı sırasında tereddutler çıkması halınde neye gore çozuleceğı belırtılmemıştır Bu- nun da kanşiklık doğurması normaldır Bu nedenle ABD de olduğu gıbı bızde de bu sıstemın tanımı. sınırlan ve uygulanmasın da takıp edılecek usulun net olarak ortaya konması gerekmektedır Bu kadar yuzeysel olarak bdkıldığındd bıle bu kadar çok hatalan ve eksıklıklen banndıran yasa tasansı. belkı bır kesımın ya da bırtakım kışılenn beklentılenne y anıt verebıleceğı umıt edılse bıle toplumun bek- lentılenne ve çıkanna hızmet etmeyeceğı açıktır Bu nedenle bu konudakı obür ulkelenn uygulamalanve uygulamadakı aksaklıkla- n goz onunde tutularak hazırlanacak yasa tasansının hem toplum çıkanna olacağı. hem de haberleşme ve rekabet tekehne yol açmavacağı ortadadır (I) janıa. E Rubm Rcri.gulauon ol CabV Tclcv ız\ on Alcgdl Ovcrvıe»^:RS Report forCongres Apnl •< 1990- Angelc \ Gılrov Cdblc Tele«z>on Ralc Rcregulatıon- CRS R q » n for Congres \pnl 27 1991 (2) Harve> L Juckman \lass Communmcatıons Law VVeslPubhshıngCo I98SS « 2 (3)Harvcv a g e s « 9 j4) Comunıcaııons Lau-Commute on Energ\ and Commerce U S House Represcntdtı\es Fcbruan 156 TARTIŞMA Hekim andı çağdışı mı? 30 Hazıran 1993 tanhlı Cumhun- yet'ın "Arada Bır" şutununda Prof Dr Yaman Örs, hekım andının çağdışı olduğundan soz edıyordu Genelhkle ant ıçme. sancak teslım etme vb gıbı torenler buyuk oranda sımgesel torenlerdır Yemın metnının koruyoıcu hekımlık veya sağlık sıgortası gıbı konulan ıçermesı beklenmıyeceğı gıbı. bu konulan vemm metnıne almayı ozellıkle reddetmek gerekır Hıppokrat'ın yemın metnı genel ahlak kurallanna uygun olduğu ıçın, bır sımge olarak kullanılmaktadır Etügıyemıne ve etık kurallara saygıh olmayacak yapıdakı kışıler, yemın metnı ne kadar aynnülı olursa olsun yıne bıldıklennı okuyacaklardır Yemın metnını değışürmekte bence şu sakıncalar v ardır a) Dını goruş farklan yemın metnıne aksettınlmek ıstenecek, ortaya laık vemın Katobk yemını, Protesun Musevı SunnıveyaŞıımetınlen surulecektır b) Hatta. "devlet fakultelen vemını" ıle "ozel fakulteler yemını" gıbı farkh metınler de ortaya çıîcabılır Bu farklar "an Türkçe, Osmanlıca. Ingıhzce. Almanca vb" gıbı bır yelpaze gorunumu de \ erebıhr c) Her grup başka bır aynntının anlam ve onerru uzennde duracağından, yemın metm Azız Nesın'ın "seyyar kofteoler nızamnamesı" uzunluğuna ulaşabılır d) Hıppokrat yemını sabıt v e kalıcı değerlen toplamıştır Bazı değer y argılan ıse hızlı şekılde değışmektedır Ilkokul. lıse ve unıversıteyıllan bovunca devletçılıkgoruşune ınandınlmış olan bızım kuşak, şımdı KITlereleştınlınce y ureğının bır koşesının "cız ettığını'duyuyor Bazıdeğerler alçalmakta. yukselmekte, zıplamaktadır Hıppokrat'ın değerlen, bellı bır yuksekJığı koruduğundan ılende alçalarak y ureklenmızı sızlatma nskı yoktur Bu bakımdan "aman yemın metnı ıle oynamayalım, dursun" dıyorum Prof. Dr. Hüsrev Hatemi PENCERE Asım Bezirci'mn Ardından... ' Erzıncan 'da bır kuş var Kanadında gumuş yok' 1927 de Erzıncan da doğan çocuğun kanadında gu- muş var mıydı'' Erzurum Lısesı'nde 'parasızyatılı" oku- yan bu çocuk, ardında 70 kıtap bırakarak uçtu gıttı Asım Bezırcı yok artık Gulumserdı her zaman, bılıyormuydu Sıvas ta dırı dırı yakılacağını? O gulumsemede tarıh boyunca ınsanlık ıçın acı çek- mışlenn mutluluğu sımgelenmıştı, Bezırcı nın efendılığı geçmışın kolelığınden suzulmuş bır soyluluğun kışılığı- ne yansımasıydı Tum zamanların ınsanlık bılıncını ozumsemış gıbıydı gunluk yaşamında, hal hatır soru- şunda bıle bu bılınc duyumsanırdı Bılgelık buna mı denıyor? Kanıçıcıler dırı dırı yaktılar Bezırcı'yı ama 70 kıtabını yakamayacaklar • Yenı Bıçem ' dergısı yonetmenı şaır yazar Nahıt Ka- yabası'ndan bır mektup aldım Asım Bezırcı nın 'Olay" gazetesınde çıkan son konusmasını ve ' ÖlunY e ılışkın bır yazısını da eklemış Bezırcı Olay gazetesınden Ayşe Aygor'le yaptığı konuşmada kendısını anlatıyor ' - Ben Erzurum Lısesı nde parasız yatılı okudum Er- zıncan da lıse yoktu ve 126 kışının ıcınden bır bankacının oğluyla ben kazandık Sınavı kazanamasaydım okuya- mayacaktım Lısedeyken 125 gram ekmek verıyorlardı Unıversıteyı bıtırır bıtırmez Turkıye Sosyalıst Partısı 'ne uye oldum ve Gerçek gazetesınde fıkralar yazmaya basladım Uğradıgım kovuşturmalarnedenıyle Mıllı Eğı- tım Bakanlığı'ndan oğretmenlık ısteyemez duruma duş- muştum Sekız kez kovuşturmaya uğradım, uc kez tutuk- landım Ama hepsınden de aklandım Aklanmak sadece adlıye defterlerınde kaldı Bunu ınsanlann kafasından sılmekguctu ' Ne ınsanlarız değıl mı' Sonunda Asım Bezırcı'yı dırı dırı yakarak 70 kıtabına şukran borcumuzu odedık • ' Olay gazetesınden Ayşe Aygor soruyor ' - Çevın yapacak duzeyde Fransızca oğrenmeyı ken- dı kendınıze nasıl başardınız? Bezırcı - Fransızca yı şıır cevınlerı yapmak, ozellıkle de ro- mantık şıırlen okumak ıcın oğrendım " - Nıçın ozellıkle romantık şıırler?' - Ortaokul ve lıse yıllannda muthış romantık duygu- lar ıçensındeydım Hâlâ da oyledır Hep aşk şıırlen ya- zardım ' "- O zamanlar aşk var mıydı? "- Aşk vardı da meşk yoktu ' "Meşk' muzık ve resımle ılıskılıdır, oğrenmek ıçın uy- gulamalı çalışma anlamına gelıyor Bır zamanların aş- kında kavuşma olaîıağı eksıktı ama, kışının kımlığınde yaratıcılığı besleyebılır umutsuz aşk Bezırcı, umutsuz askların ekmek karnelerının, yoksulluk yıllarının kultur s«ferberlığının Turkıye Cumhurıyetı nde yetışmış çocuk Ikıncı Dunya Savaşı'ndan sonra demokrası dıye anılan çok partılırejımdesakmcalı kışı kelepçenın tutukevının yargılamaların aydını ve yazarı • Erzıncan'da bır kuş var ıken • ! Kanadında gumuş yok ıken Ekmek karneyle adam başına gunde 125 gram ıken Ulkede bu kadar para babası yok ıken Erzıncan'da daha lıse açılmamış ıken Ask var ıken Meşk yok ıken Daha mı gerıydık 1 ? Kırkyılda neler oldu 9 ilerledık mP Gerıledık mı'' Çağ mı atladık'? Sanırım, 'cağ atladık dıyenler haklı Çunku geçmışın Turkıyesı nde saırlerı, yazarları, sa- natçıları dırı dırı yakmazdık KARTAL BELEDİYESİ 12. ULUSLARARASI KARTAL KÜLTÜR VE SANAT ŞENLJĞİ 12 INTERNATIONAL KARTAL CULTURE AND ART FESTIVAL 16-19 TEMMUZ 1993 PANEL XXI.YÜZYILAGİRERKEN TÜRKİYE Türkan Saylan, Altan Öymen, Doğan Hızlan, Zülfü Livaneli, Toktamış Ateş, Halit Çelenk, Mustafa Ekmekçi 18 TEMMUZ 1993 SAAT : 17.30 Kartal Rıhtım Caddesi Türkiye-Türk Cumhuriyetleri İlişkiler Modeli Erol Mütercımler'in bu araştırma ve uluslararası sis- tem ıncelemesı Anahtar Kıtaplar Yayınevı tarafından ya- yımlandı. Tel:518 5442 ILAN BE\OĞLL 2. ASLİYE HLKUK MAHKEMESİ Sayı 1992 96 Davaa Nurettın Erol ve Durdar Us tarafından açılan gaıplık davası sonundd mahkememızden venlen 29 6 1993 gunlü kararda >azılı oldueu uzere ıddıa sabıt gorulduğunden Istanbul ılı Beyoğlu ıl- çebiK MuCtafaÇelebıMah c\02l-04^ 016 k 414 tekavıtlı Mustafa Çavuj oğlu 192"" dogumlu Ummugulsum den doğma VEL1TT1N SLRMELI nın M K. nun II veardından gelenmaddeleregoregaıp- lıgıne nıahkemc masratları ıle harcın davacılardan tahsılıne, ışbu ıla- nın ılan tarıhınden ıubann 15 gun sonra başlamak uzere 15 gun ıçınde temvızedılmedıeı takdırde kesınleşeı-eğı ılan olunur 7 7 1993 Basın 7272
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear