Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN1993ÇARŞAMBA
12 HABERLER
ava gene puıl pınl. Fe-
dai'nın kafeteryası-
ndayız. Neşeli, sıcak-
kanlı Fedai, kendini
böyle tanıüyor, 'sade-
ce adım Fedai'. Yirmi
yıldır burada. Da-
nımarka'ya ilk gelenlerden. Sonra
bu kafeteryayı açmışlar. Burada
yaşayan bızımkilerin uğrak yeri. Ka;
penhaglılann da severek geldıklen
bir yer. Buradaki muhabirimiz Fer-
ruh Yılmaz da geliyor. Onunla
çalıştığı radyoya gidiyoruz, kısa bir
radyo programı yapıyoruz.
Törkiye merak ediliyor
Öğleden sonraki toplantımız
Türkiyeli erişkinlerle. Bir okul salo-
nunda kadınlar, erkekler. gençler,
yaşlılar bır aradayız. Özlem, merak,
sevgi hep bırlikte. En çok Türkiye"-
nin merak edildiğini biüyorum. Tür-
kiye. dışanda yaşayanlanmız tarafı-
ndan çok merak ediliyor. Türkiye'de
kendini çevreden so-
yutlayarak yaşamayı
seçmek oluyor. Azınlık
gruplannın 'izolas-
yon'u böyle gelişiyor.
Kendini çevreye ka-
patarak, sadece kendi
dilini konuşan, kendi
dıninden. kendi ülke-
sinden, yöresinden,
memleketinden olan-
larla yaşamaya çalışı-
yor. Böyle kendi içine
kapanarak yaşama,
çevreyle iüşkileri daha
da daraltıyor, ya-
bancılık duygusunu
daha da arttınyor. Bu
da sonuçta 'izolas-
yon'u daha da pekişti-
riyor.
Güven duygusu
doyumu
Azınlıklann getto-
laşma süreci böyle bir
*****
Kapenhag'u, bduŞ
ma,doS
duk kunnM-ygular^düşûnceleri paylaşma kavşaklanndan birisi..
lir, nelerle karşılaşüır? Türkiye tele- şak'ta görûlen bir yaşama biçimi bu. rekmiyor. Ama 'entegrasyon' sözü
vizyonlan burada merakla izleniyor, 'Güven duygusu doyumu'nu sağla- Jioktalan bulmak, öne çıkarmak, bile kimi insanlanmızda çekınce ya- 'burah insanlar'. Evde şiddetli baskı
haberler dikkatle dinleniyor. yabümek için kendini yabancı duy- burada buluşmak yeterli. Ama bunu raüyor, tepki yarauyor, o çok kor- alünda kalan gençlerin yaşadıklan
Ben de Türkiye'yi anlatıyorum. duğu topluma kapaüyorlar. Kendi yapabilmenin ilk koşulu, buraya ge- kulan 'asimile mi oluyoruz?" duygu- b l l r i i k
Değişmeleri. beklentileri, gelecekten değer yargılannın üstüne daha çok lenlerin 'yitip gitme' korkusunu aş- suna yol açıyor.
neler beklediğimizi, geteceğe nasıl kaparuyor, yabananın dilini öğren- malan.
harlamak gerektiğini Elbtte m e
k istemiyor. Din ile bağlannı ku- özellikle 'ikinci kuşak' denilen
ruyor, var olan bağlan pekiştiriyor. gençler için 'adaptasyon' çok önem-
Yabana ülkelerde yaşayan azınbk li. Çünkü onlar burada eğrtim görü-
gruplan ıçinde Türkiye kökenliler yor, burada meslek sahibi olmak için
belkı de bu yabancılık duygusunu haarlanıyor. Belki de gelecekleri
d h k d l B d l k b l
ğ gğ
hazırlanmak gerektiğini... Elbette
yabancı bir ülkede yaşamanın so-
runlannı da konuşmamız gerekiyor.
Hızla değişen bir dünyayı ayn yerle-
rinde yaşasak da değişim. hepımize
belirgin biçimde yansıyor. Değişik daha çok duyuyorlar. Bu da onlann
eğitim düzeylerinde bulunanlar, de- 'adaptasyon-uyum" sürecine geçme- masa da, Almanya'da olmasa
ğişik ekonomik düeylerde bulunan l i i lli l ' ' d A ' bi rid? B
ASUlUle OlmaK
k ü l t ü r
Ae
serlerini benim
.. k i ı i ^ 1 A ^ d h
k ü l t ü r
Ae
serlerini benim P ç y ç
. . . k i r r ı
ıi &
^.1 e
A ^d e h u
belki de asımilasyon'a yol açıyor.
t]' ı^vi T k
O n u n i ç m d e o z e l l i k l e
S^Ç kuşak-t] ı^vie va«mavT secmek
â î b hUVi H
y
O n u n i ç m d e o z e l l i k l ebelk de b y a b c duygusu y g £ t] ı^vie va«mavT secmek
ç
daha çok duyuyorlar. Bu da onlann artık buralarda. Danımarkada ol- ]~l*mm, tâ«vnr îmanbr heUVi HP
l a n n ( l k i n c i k u
5
a k
-
'adaptasyonuyum" sürecine geçme masa da Almanya'da olmasa aniamını taşıyor. insanıar oeıia de
'Ya
lerinı engelliyor, onlann 'uyûmsuz' da Avrupa'nın bir yerinde? Bu-
rada kendılenni kendi kim-
likleriyle kanıtlamak
ğişik ekonomik düzeylerde bulunan-
lar, değişik yaş
gruplannda
bulunanlar bu
değişimden
farklı biçimde
etkileniyor.
Türkiye'den
buraya çeşith
nedenlerle ge-
len vatandaş-
Jarımız oldu-
funu konuşu-
yoruz. Çalı-
srnak için ge-
jgnler, siyasal
sığınmacı ola-
rak gelenler, eğitim için gelenler so- bir görüntü içine girmelerine yol açı-
nuçta burada yaşıyorlar. Hepsinin yOr
.
de kendine göre beklentileri var, 'Adaptasyon'u, birbirini rahatsız
kaygılan var, çekinceleri var, aülı- etmeden yaşamak diye anlamak ge-
mlan var. Ama yabana bir ülkede rek
ji. Içinde yaşadığınız topluma
zo-
abancıhk korkusu'nun sonucu,
kendini çevreden soyutlayarak yaşamayı
seçmek oluyor. Azınük gruplannın
izolasyon'u böyle geüşiyor. Kendini
çevreye kapatarak, sadece kendi dilini
konuşan, kendi dininden, kendi
ülkesinden, yöresinden, memleketinden
olanlarla yaşamaya çahşıyor.
y
rundalar.
önemli bir kişi
konumu
Buradaki gençlerin
'adaptasyon-uyum' süreci-
ni de aşıp 'entegrasyon'
aşamasına gelmeleri de
önem taşıyor. Çünkü 'en-
tegrasyon', bir bütünün
parçasını oluşturmak biçd-
. minde aolaşılabılir. Burada
yaşayan, burada eğitim gören
bir genç, gelecekte buralarda
çalışüğı zaman, burası için önemli
bir kişi konumunu da kazanacakUr.
Bugünden yurtdışında böyle bir
konum kazanmış vatandaşlanmız
daptasyon' için iki ayn toplumun
birbirini rahatsız etmeyecek yaşama
biçimlerini bulmalan zorunlu. Iki toplum
arasındaki ortak noktaları bulmak, öne
çıkarmakf burada buluşmak yeterli. İlk
koşul, 'yitip gitme' korkusunu aşüması.
özellikle 'ikinci kuşak' denilen gençler
için 'adaptasyon' çok önemli.
mlan var. Ama yabana bir ülkede re
kli. İçinde yaşadığınız topluma ş
yaşamının ilk koşulu, korkulannı U
yum sağlamak için noktalar bul-
va
^- E
n d u s t n a I a n u ı d a
'
k c i n d e üenl y a a 4 k ki ' A d ' i i
n d a
hızmetler alanınd
y ş ş U
yu ğ ç
aşarak cevresinde güvenle yaşaya- n4k gerekiyor. 'Adaptasyon' için
bilmek. Buradaki insanın da ilk kimsenin kendi kimliğinden vazgeç-
aradığ, bu olacakur. Eğer bu korku- mesı gerekmıyor Sadece, iki. ayn
yu aşamazsak, kendimize güvenü bir toplumun birbirini rahatsa etmeye-
n d a
' hızmetler alanında, kultur eğ.-
tım alanında kendısını kabul etür-
™S. onemını kabul etürmış insan-
^
B
"
n u
yabümek ıçın
^ otaak korkusuyla .zolas- , a n n k o r k u l a n n ı
yon u secıyor adaptason. entegras-
yon aşamalanna geçemıyorlar
^sa genç ' « " g f l !
yoneük bask lar ^ddetlenınce
sotakL baslavan t a
ulke arasında k
J T t e T " k asl.nda
O N I N L E R
ICİN YAZDI
Bir karanfil koptu dalındm
Yere düştü
Kor parçası dert güncesi
Bir insan gitti yeryüzünden
Bir insan.
Bin insan geldi sanki
Bin insan.
Kalemiyle savasan bir Uğur gitti
Güçlü bir ses vardı aramızda
Birliğin, tepkinin, acının gücü
Hmç vardı gözümüzde
Kaybetmenin, yılmamanın, devletin dûnü
Bir ses vereceğiz karşıya
Bin ses duyacağız
Bu Uğur'da biz
Demokrasinin öncülüğünü yapacağız
Yasımız küçük. aklımız erse de
Biz bu sevgi selini torunlarımıza anlatacağız
Uğurlar otsun Uğur
Kalemini vüreğimizde yaşatacağız
Müıriban-Adana
Atatürk devrimlerinin ve
laikliğın yılmaz öncüsü,
kahraman şehidimiz
ölümünde bızleri gaflet
uykusundan uyandırdm.
Giderken bile çok büyük bir
görev yapün bizleri
bırleşürdin.
Tevfik Peker, Sevinç Peker,
tpek Peker
Değerli insanımızı kayıp
etmenin verdiği acıyı
kelimelerle anlatmam
imkânsız. Böylesine bir
vahşetin yapılmaması için
ilgililerden kaüllerin
bulunmasını isüyoruz.
Makbuk Usüt
Atatürk sevgisini babamdan
öğrendim. Birgün Ankara'da
ehmden tutup Anıtkablr'e
götürdü. Şimdi ablamla elele
sana geldik. Seni
unutturmayacağımıza yemin
ederiz. Acizliğimiz midemi
bulandınyor.
Berrin Dalak
tnsanlar ölür. Düşüncelen
yaşar. Uğur abı seni
unutmayacağız.
Aydın Ozel
Benim ustam ınum satardı.
Işık satar aydınlar satardı.
Ustam öldü ben satacağım.
Biz satacagız mumlan...
Işıklan aydınlıklan...
fsmail Yddmm
Senin gibi mücadeleci,
gözüpek insanlarda olmasa
haksızlıklann. aşağılıklann,
düzenbazlann üstüne kim
gjdecek. Belki ölümün ile
insanlann kafasında bir şeyler
uyanır. Senın izindeyiz Uğur
abi.
Ahmet Yepreın (
Sevgili Uğur Mumcu. size
doyamadık, yazılannız ve
kişiliğiniz yolumuzu
aydınlatacak. Bayrak
düşmeyecek.
Abdullah Bayazrt
Karanfil,
Güvercin
veMum
Uğur yazdı anlattı
Güvercin gibi gezdi
fikirleri
Ülke ülke, diyar diyar
Uzaklarda karanjiller açtı
Hepsi mum yaktı
Güvercin götürdü
mum ışığını
Uzaklarda karanfiller açtı
Karanfıller ve
mumlar buluştu
24 ocakta Karlı sokakta
Attila Atamtürk
Sen ölmedin. Seni öldürdük
zannediyorlar. Fakat sen
kalbimizde yaşayacaksın. Sen
büyüksün Uğur Mumcu seni
hep sevdik hep seveceğiz.
Kadriye Güven
Sevgili Uğur Mumcu, seni
katledenler kendi döktükleri
kanda kendileri boğulacaktır.
Sen rahat uyu demokrasi
şehidimiz.
Sabahattin Alartürk
Sevgili Uğur Mumcu sen
ölmedin. Seni hep
yaşatacağız.
Nurettin Türkol
SÜRECEK
ÇALIŞANLARIN SORULARl/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL
Bana fiili hizıııet zanınıı verilmedi
Benim bazı soruJanm var.
1. Soru: Temmuz 1933-Ekim 1934 (dahil) 16 ay ilk
askerliğhni yaptrnı. Ekim 1941-Nisan 1943 arasında 18
ay da ikinci \edek subaylık göre\ini yaprmı.
Bu hizmetİerin Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yapddığı
için bir yıla karşılık %25 (90 gün) fiili hizmet zamnu
veriliyor.Bana fiili hizmet zamnu verilmedi. Bana veril-
meyen bu fiili hizmet zammı, öğrebnen olarak emekli
oMuğum için mi verilmiyor?
2. Soru: Bu soru da bir arkadaşunın sonısudur. Ken-
dfea 2. derecenin 2. kademestııden emeküdir. Emekli
aylığı da 750 ek göstergeye göre ödenmektedir. Oysa,
kendisi ayltğmın 1^00 ek göstergeden ödenmesi gerek-
tiğini duymuş.
Hangi dereceye, hangi ek gösterge verilmektedir?
N.B.
YANTT: 1) 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası birinci as-
kerliğinizi yaptıktan 15 >ıl, ikinci askerliğinizj bıtirdığiniz 1943
yılından da 6 yıl sonra, 17 hanran 1949 günlü Resmı Gazete'de
yayımlanmışür.
Yayımlanıp uygulanmaya başlandığı günden bu yana 44 yıl
geçmiştir.
Kjsa arahklarla, bazı maddeleri değişürilen, baa ek ve geçici
maddeler eklenen yasalardan biri de (belki en önde gelenı)
5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasasfdır
Bazı yasalarda köklü değişimler yapılamadığı için, kısa ara-
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
g y ş
bunalımı aşamayıp evlerini terket-
tikleri, başka yerlerde yaşadıklan,
özkıyıma yöneldiklerine ilişkin öy-
küler dinliyoruz. Şiddet ve baskıyla
'Asimile olmak" bir anlamda yaratılmak ıstenen 'izolasyon' geri
A
t e
P
e r e k
' ^ç islenmeyen sonuçlara,
blk i l
kuşak-
kuşak),
bulunduklan
çevreye uyum
sağlamalannı,
buradaki ken-
di kimlikleriy-
le başanlı ol-
malannı ko-
laylaştıracak
"adaptasyon-
entegrasyon"
süreçleri üze-
rinde durmak
gerekiyor.
Ozellikle aile-
leri bu konu-
larda eğitmek
gerekiyor. On-
; gereki-
Onlarla kendi kûltürleri içinde,
iletişim kurmak gere-
kiyor. Burada ev sahıplerinin eğitil-
mesı üzerinde de durulması zorunlu.
Onlar da ülkelerine gelen yabana
kültürlerin insanlanyla nasıl yaşa-
«kKivorlar
m a l a n
gerektiğını öğrenmeüler.siKişıyorar. Q
^ n b u n
, a n k o n u ş u y o r u z
a ı l e l e n
Konu çok
Uğurlarolsun, kalenıiııiyüreğimizdeyaşatacağız
Ukla değişimler yapılması yeğlenmektedir.
TC Emekli Sandığı Yasası'nın 'fiili hizmet zamlan" ile ilgüi
32. maddesi 1950 yılında uygulanmaya konulmuştur.
Aynı yasanın borçlanma hükümlen ile ilgjli 32. maddesinde:
a) Muvazzaf ve ihtıyat askerlikte er olarak geçen sürelerin,
b) 1.1.1950 tarihınden sonra yedek subay okulunda öğrenci
olarak geçen sürelenn, borçlanma kapsamına alındığı, ancak 1
Ocak 1950"den önceki yedek subay okulunda geçen süreler için
borçlanmanın söz konusu olmadığı ve 1 Ocak 1950'den önceki
görevler içın de 'fiili hizmet zammı" verilmemesi yasa gereğidir.
2) Arkadaşınızın ek göstergesini belırleyebilmek ıçın "Devlet
Memurlan Yasası'nda yer alan 10 ayn hizmet sınıfınm hangı-
sinden emekli olmuştur ve yüksekokul ya da ortaöğrenim çı-
kışlı mıdır' bilgilerine gerek vardır.
Gûmüşyaka'da dintemnek...
Bu yıl Kurban Bayramı tatilinin uzun sürmesi, nere-
deyse, kentleri birbirinetaşıdı. Yollartrafikkazalanndan
savaş aianına döndü. Buna bir de PKK kıyımını, Alman
vahşetını eklerseniz, şairin dediği gibi "El iyd-i ekber
eyledi, biz matem eyledik."
Bu bayramda biz de dışarı çıkanlardandık. Bayramı
Gûmüşyaka'da geçirdik. "Gümüşyaka da rteresi?" diye-
cek olursanız, anlatalım. Gümüşyaka yeni belediye ol-
muş bir kasaba, daha önce köy durumundaymış. Köy
durumundayken birçokyerincanınaokunmuş, betonyı-
ğını olmuş. Şimdi Belediye Başkanı Ismet Kirazpınar
beldeyi elinden geldiğince kurtarmayaçalışıyor. Denizi,
bu kıyıların en temizi...
Köyün oldukça yaşlılarından Ethem Tunç ve Ali Tatar'-.
la konuşuyoruz. Buraya ilk gelenler 93 Savaşı göçmen-
leriymiş. Balkan Savaşı'ndan sonra da gelenler olmuş.
Asıl yerleşme 1937 yılında oluyor. Keçecizade Fuat
Paşa'nın kızı Belkız Hanım, Sağalar köyünden gelen
köylülere arazileri satıyor. Çiftlik kahyası Şakir Bey de
alıcı olmak istemiş ama ona vermemiş. "Ben burayı
köylülere vereceğim" demiş. 1937 yılında 26 bin dekar
araziyi 52 bin liraya satmış. Ethem Tunç, "Bugün bakkal-
dan alışveriş ediyorsunuz, bir paketi 52 bin lira tutuyor."
Kasabanın adı Gümüşyaka, gümüşten geliyor. Bu kı-
yılarda eskiden binlerceton gümüşbalığı avlarlar, Istan-
bul'a götürüp satarlarmış. 27 Mayıs Devrimi sırasında
kimi kasabaların adını değiştiriyorlar. Buranın adı Gü-
müşyaka olmuş. Ali Tatar, "Biz önceleri buraya Er eli
derdik, Ereğli ile karışmasın, diye. Şimdi Gümüşyakadi-
yoruz."
Bölgede hep köyler var. Bağlan, üzümü ve şarabıyla
ün salan Çanta köyü başta geliyor. Şimdi köyün yerinde
yeller esiyor. Köyün yeri bile değişmiş. Gençler bilmi-
yor, yaşlılar da unutmuş. Belli ki bir Rum köyüymüş. Kili-
sesini yıkmışlar, hemen yanı başına bir mescit yapmış-
lar. Rumluğu unutturmak istiyorlar. Başarmışlarda.
"Hiç Rum var mı?" diye soruyorum.
"Yok." diyorlar.
Gümüşyaka Belediye Başkanı Ismet Kirazpınar, "Yu-
nanıstan'a çağrılı olarak gittiğimde bana Çanta köyünü
sordular" diyor. "Bir salkım üzüm, bir bardak şarap
yok." Yalnız bir şey var, bura köylüleri içkiciymiş.
Gümüşyaka, Çanta, Değirmenköy üçgeni içinde, sa-
dece Değirmenköy'de bir kaç dönüm bağ var. Üzümûnü
kendileri yiyorlar, satmıyorlar. Belki gizlice şarap çe-
kenler de bulunuyor.
Değirmenköy'de başbayilik eden Gümüşyaka güre-
şağası Tahsin Albayrak ile konuşuyoruz. "Uzümler de,
şaraplar da kalmadı" diyor.
Buralar ilerici, solcu tanınıyor. Söylediklerine gore,
vaktiyle TİP buralarda çok oy almış. Deniz Gezmiş ve
arkadaşlarından bir kısmı buralarda barınmış. Şimdi bu
insanların çoğunun aklı karışmış, kimi SHP'li, CHP'li, ki-
mi de ortalıkta kalmış. "Belki biri çıkar oyları toparlar"
diyorlar. Halkı oku'ryazar... Okuma diye bir dert yok. De-
ğirmenin eski adı Germiyan'mış. Bunu da yazmadan
geçmeyelim.
* Değirmenköy'ün eskileri, "Az bağ ile az koyunun za-
rarı vardır" derlermiş. Bağ yapmak koyun beslemek için
çok olanı isterlermiş. Azı oldu mu hemen elden çıkarır-
larmış.
Gümüşyaka belediye olmuş, ilk başkanı da buraların
doğma büyümeçocuğu Ismet Kirazpınar... Kasabayı da,
insanları da, belediyeyi de gözü gibi seviyor. Nüfusu kış-
ları 3-4 bin, yazları 5O60 bin kişi oluyor. Elbette kimi ihti-
yaçlar karşılanamıyor. Başta su geliyor. 300 bin kişiye
yetecek su kuyuları açılıyor. Belediye Başkanı genç
(1955 doğumlu), kendini buraya adamış, 26 Mart 1989
seçimlerinde başkan olmuş. Açıköğretimde okumuş.
Başkan olmadan önce E-5 Karayolu üstünde bir benzin
istasyonu varmış. Bazı ticari ortaklıkları da olmuş. Baş-
kan olunca bunların hepsini bırakmış. Şimdi kendini
Gümüşyaka Belediye Başkanlığı'na vermiş, derdi günü
belediye... Yolda kiminle karşılaşırsa bir selamı var.
Herkes onu tanıyor, o herkesi... Belediye Başkanlığının
keyifli bir uğraş olduğunu ismet Kirazpınar'da gördüm.
Şakalaşırken ona "Trakya Ana Belediye Başkanı" adını
takmışlar. Trakya toprağında kimin ne derdi varsa ona
koşuyor.
Belediye olmadan önce kıyılar betonlaşmış, ama şim-
di beton için tek kazma işlemiyor. Temiz deniziyie turiz-
me açılmış tek kıyı olduğu kolayca söylenebilir. Yakın-
masız bir bayram tatili geçirdik. Lunapark ve yağlı
güreşler çevre halkını buraya topluyor.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Alfred Hitchcock'un
tanınmış bırfilmi.2/ Kaz
Dağı'nın anük dönernler-
deki adı... Osmanlı do-
nanmasında kıyılan
korumada kullanılan bü-
yük tekne. 3/ özellikle
dağda yolunu kaybeden
yolculann kurtanlmasın- 6
daki yararlıhğıyla ünlü,
iri ve güçlü bir köpek. 4/
Çok ince gözenekli doku-
ma... Avuç içi. 5/ HOTOA
hindi gibi hayvanlann te-
pesinde bulunan kırmızı deri uzan-
tısı... Dağ geçidi. 6/ Bir.seslenme
ünlemi.. Güzel sanat... Numara-
nın kısa yazılışı. 7/ Akım, ısı, ses
gibi şey leri geçiren. 8/ Bir soru
eki... Düşünce yazısı türlerinden
biri. 9/ Eli açık, cömert, yiğit...
Onanm.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Çetin Altan'ın bir romanı... Üs-
tü kapalı olarak anlatma. 2/ Bü-
yük erkek kardeş... Saç örgüsü. 3/
Mülkünün geliriyle yaşayan kimse. 4/ Ovada ya da dere kıyısın-
da çaü ve diken topluluğu... Türk malını simgeleyen harfler. 5/
Bir ilimiz... Aşık ve bilye oyunlannda kullanılan, içi oyulup kur-
şun akıUİarak ağırlaştınlmış boyalı kemik. 6/ Büyük demiryohı
durağı... Meyvesi ilaç olarak kullanılan ve Güneydoğu Asya'-
nın sıcak bölgelerinde yetişen ince uzun saplı palmiye. 7/ Arala-
nnda toplumca hoş karşılanmayan ilişki bulunan kadın ya da
erkekten her biri... Şöhret. 8/ Kerestesi beyaz birorman ağaa...
Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapım eki. 9/ Yapdan yıl-
dınmdan koruyan aygıt.
SAHİBİNDEN SATILIK DAİRE
İkinci Ulus'ta net 100 m2
tadilatlı
çok temiz 980 milyon.
522 01 59
FOTOSPOR GAZETESI
Reklam Servisi'ne acil reklam sorumlusu olarak
çalışacak bayanlar aranıyor.
Tel.:652 4212-6524213