22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29HAZİRAN1993SALI CUMHURIYET SAYFA EKONOMI 11 Mağa'da yeni teMike • İZMİR(AA)-Çevre kirlihğine neden olan çok şayıda tesisin bulunduğu İzmir'in Aliağa ilçesinde 7 demir çelik fabrikası daha kurulması için yapılan haarlıklar tepki yarattı. Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü, yörede demir çelik fabrikası kurmak için ük başvuruyu yapan "4 Yıldız Demir Çelik Endüstri Ticaret Limited Şirketf'ne izin verilmemesi için İzmır Valiliği'ne yazılı itirazda buJundu. Alaton'dan kuptuluş reçetesi • TOKAT (AA) - İşadamı İshak Alaton, geri kalmışlığın çaresinin üretimi arttırmak olduğunu sö> ledi. Alaton. Tokat Sanayici ve İşadamlan Derneği'nin düzenlediği "Günümüz Türkiyesi'nde Geri Kalrruş Yörelerin Sorunlan" konulu panelde yaptığı konuşmada, 1945 yılında Türkiye'nin birçok ülkeye erzak gönderdiğini belirterek •"Şimdı o ülkeler büyüdü. Türkiye'nin üretimi küçüldü" diye konuştu. İsviçre'den köıriür yatırımı • ANKARA (AA) - Hava kirlılığinin arttığı kentlerde belediyelerin önİem olarak başvurduğu ve önemli mıktarlara ulaşan kömür ithali için İsviçreli Marc-Rich fırması. üç Türk madencilik şirketiyle ortak yatınma gitti. Marc-Rich AG fırmasıyla Cevher Madencilik. Ekin Madencilik veMHG Naküyat fınnalanyla Ahmet Haluk Gürsoy'un ortak olduğu şirketin sermayesi beş milyar lira olarak belirlendi. Alüminyuma yinezam • SEYDİŞEHİR(AA)- Konya'nın Seydişehir ilçesinde kurulu Etibank'a ait tesislerde üretilen alüminyum ürünlerine yüzde 5 ile yüzde 40 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. Yeni düzenlemeden sonra alüminyum ürünlerinin eski ve yeni kilo fiyatlan şöyle belirlendi. Ürünadı:K.ülçe 16.067.00, alaşımlı 18.850.00, yuvarlak ıngot 19.100.00. profıl 26.200.00, soğuk levha 24.350.00, sıcaklevha 18.200.00. folyo 38.300.00. Vergiyasası "yamalı bohça" • İSTANBLL(AA)- Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Odalası Birliği (TURMOB)lstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Ankan, " Yamalı bohça haline dönüşen Vergi Usul Kanunu (VUK) yeniden vazılmaîıdır" dedi Pamukalanı daralıyor • ADANA (AA) - Pamuk ekim alanlannın. son 12 yılda Çukurova'da yüzde 55 oranında azalırken GAP Bölgesi'nde 3.5 kat arttığı belirtildi. Güneydoğu çiftçisinin kütlü tanmında "acemi" olması nedeniyle rekoltede. önümüzdeki yıllardan itibaren düşüş görülebileceği ileri sürüldü. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tanm Ekonomisi Bölümü Başkanı Prof.Dr. Onur Erkan, zirai mücadele masraflarının henüz düşük olması nedeniyle pamuk tanmının hızıa GAP Bölgesi'ne kajdığını söyledi. Hayvancriığa innka tatebi • ERZURUM(AA)- Errurum Ticaret Borsası Meclis Başkanı Gıyasettin Yüksel, hayvanahğın kakındınlması için hajvancilık bankası kuıulmasıgerektiğini belirtti. Yiksel. Ziraat Bankası'nı yoıgun bir savaşçı olarak nitdeyerek "'Banka faiderinin yüksekliği ve kredi lirntlerinin azlığı sebebiyle besciyi teşvikten mahrum bırıkmıştır" dedi. Akaryakıt bayilerine göre ya büyük bir zamla enflasyonu patlatacak ya da devlet zarar edecek EnflasyonpompasıÇiller'de• Süleyman Demirerin başbakanlığındaki koalisyon hükümeti, 1992 enflasyonunu düşük göstermek ve 500 günü kurtarmak için akaryakıt fiyatlannı dondurup 2 kez de indirime gidince, bekleyen zamlar Çiller H ükümeti'ne kaldı. BÜLENT KIZANLIK Başbakanhk koltuğuna otur- duktan sonra benzin pom- pasını da eline alacak olan Tan- su Çiller, bir miktar daha enf- lasyon pompalamak zorunda kalacak. KİT zamlannın frenlendiği geçen dönemden, Çiller Hü- kümeti'ne devredilen fiyat artışı yüzde 30 düzeyinde hesaplanı- yor ve yeni Başbakan'ın tavn merakla bekleniyor. Çiller ya benzinin litresine yaklaşık 2 bin lira daha zam yapıp akar- yakıtın maliyetini dengeleye- cek, ancak enflasyonu patlata- cak. Ya da tüm zamlann anası olan akaryakıt fiyatlanndaki artıştan vazgeçipzaran devletin kesesinden kapamaya çalışa- cak. Süleyman Demirerin Baş- bakanlığındaki koalisyon hü- kümeti tarafından önce 1992 enflasyonunu hafifletmek, son- ra da 500 günü aklamak için 8 ay 'siyaseten' bekletilen akar- yakıt zammı. enflasyonu düşür- Dolar ve enflasyona gore benzin D&nemler Normal Benzin LHre/TL ANAP Hukümetlen 1984-1992 Ocak 1984 Ocak 1985 Ocak 1986 Ocak 1987 Ocak 1988 Ocak 1989 Ocak 1990 Ocak 1991 Ocak 1992 128 206 278 2 278 2 359 752 1220 2184 3852 Art* rrüzde) 27 61 35 0 29 109 62 79 76 Koalisyon hukümetı 1992-1993 (hazıran) Ocak 1993 Hazıran 1993 5125 6361 33 24 1 Dolar (TU 280 444 574 756 1018 1816 2304 2951 5080 8750 11020 Artış (Yüzde) 51 59 29 32 35 78 27 28 72 72 259 Enflasyon (Yüzde) 29.1 54.1 401 35 41.7 79.4 70 4 60.3 671 664 -254 - Aralık ayında kurulan hükümetlerin dönem başlangıcı ocak ayı olarak kabul edildi - 5 aylık enflasyon (ocak-mayıs) meyi hedefleyen yeni Başba- kan"ın başına dert oldu. Çiller'- in Ekonomiden Sonımlu Dev- let Bakanı olarak görev yaptığı hükümet, ekonomik gösterge- leri lehine çevirerek kamuoyu- nun desteğini sürdürebilmek için ekim ve aralık aylannda akaryakıt fiyatlannda 2 kez in- dirime gitti. 19 ekimde yapılan indirim litrede 30 lira civannda kalırken aralık aymın ortasında yapılan ikinci indirim litrede 100 lira ile 200 lira arasında de- ğişü. Akaryakıta zam beklenen bir dönemde Çiller'in önayak olduğu öne sürülen bu ikinci in- dirim, "Halka şirin gözükmek ve enflasyonu düşük göstermek için zamlan geciktiriyorlar. Bu dönem atlatıldıktan sonra dev- reden artışla birlikte daha yük- sek zam yapmak zorunda kala- caklar" şeklinde eleştiri gördü. Eleştiri ve yanıtlar Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) Genel Başkanı Kaya Baban tarafı- ndan dile getirilen bu iddialı eleştiriyi, Petrol Ofısi Genel Müdürü Mustafa Korel Aytaç, "Zam beklentilerini kırdık" diye yorumladı. Eleştirileri asıl, hükümetin akaryakıt politika- lannın uygulayıası olan TÜP- RAŞ'ın Genel Müdürü Kemal Işık göğüsledi. "İndirimi biz is- tedik" diyerek sorumluluğu da takdiri de üstlenen Işık. dünya borsalannda petrolün varili 15-16 dolar seviyesine indiği için düşüşü halka yansıttıkla- nnı ileri sürdü. Demirel'in Çankaya'ya çı- kışıyla başlayan gelişmeler ise TABGİS Başkanı Kaya Ba- ban'ı haklı çıkarmaya başladı. Zamlar dondurulmadan önce. 1-2 ay arahklarla yüzde 3 ile yüzde 5 arasında arttınlan akaryakıt fiyatlan. varil fıyatı 17 dolar düzeyinde kaldığı hal- de, Erdal İnönü'nün başbakan vekilliğini yürütmekte olduğu 18 mayıs tarihinde yüzde 12; Çiller'in DYP Kongresinden başbakan olarak çıkışını izle- yen günlerde de yüzde 13'e va- ran oranda arttınldı. "Ekonomiye sıyaseti bulaş- tırdığınız sürece devlet zarar görür" diyen Baban. zamlann durdurulduğu dönemi de içine alan Ocak 1992 - Mayıs 1993 tarihleri arasında akaryakıt fi- yatlannın yüzde 33 oranında arttınldığını hatırlattı. Son 2 ayda yapılan 2 zammın fiyat- larda yüzde 22 oranında daha artış sağladığını söyleyen Ba- ban, böylece 18-19 aydaki enf- lasyon yüzde 100"ü bulurken akaryakıt fiyatlanndaki artışın yüzde 55'te kaldığını belirtti. Baban bugünkü maliyetler de- ğışmediği sürece açığı kapat- mak için yüzde 30-35 düzeyin- de bir şok zam gerekeceğini, bunun da enflasyonun patlata- cağını savundu. Petrol Crünleri İşverenleri Sendikası (PUİS) Genel Baş- kanı İsmail Aytemiz ise mayıs ayında yüzde 25 civannda yük- sek bir zam beklerken son 2 ayda yapılan zamlann top- lamının yüzde 22'de kalmasının sevindirici olduğunu söyledi. Aytemiz, "Yıl sonuna kadar 2 kere daha zam görürsek ka- zançlıyız diyeceğiz'" şeklinde konuştu. TUPRA5 k endini yeniliyor Izmit'e Ingilizkredisi • Hydrocracker ünitesi için İngiliz West Merchant Bankası önderliğindeki Bankalar Birliği'nden 2.3 trilyon lira kredi alındı. leştirecek. Türkiye petrol ürün- leri talebinin yüzde 85'ini karşı- layan TÜPRAŞ, tzmit'te Ekonomi Servisi - TÜPRAŞ üçüncü Hydrocracker Ünitesi'- ni. İzmit Rafinerisi'nde kuru- yor. İzmir ve Kınkkale rafineri- yapımına başlayacağı ünitede, lerinin ardından İzmit'te yıllık 1113 bin ton talep fazlası yapımına başlanacak ünitenin düşük değerli fueloil, piyasa de- kredi anlaşması TÜPRAŞ ile ğeri yüksek 40 bin ton LPG, İngiltere'nin West Merchant 349 bin ton nafta, 225 bin ton Bankası önderliğindeki "banka- jet yakıü. 322 bin ton motorin lar birliğTarasında imzalandı. ile 936 bin ton beyaz üriin üre- Devlet garantörlüğündeki anlaşmayla 2.3 trilyon lira (23 milyar.Japon Yeni) değerindeki kredi, İzmit Rafinerisi Hydroc- racker Ünitesi'ne aktanhvor. tilecek. Aynca siyah ürünlerde bulunan 30 bin ton kükürt saf olarak aynştınlarak önümüz- deki aylarda i^letmeye açılacak ,.. Kınkkale ve Izmir Hydroçrac- İzmir ve Kınkkale'de yapı- ker ünitelerinden sonra izmit mma devam edilen Hydrocrac- tesisleri de 1996 yılında hizmet ker Ünitesi'ne göre yüzde 59.39 vermeye _ başlayacak. Bu daha büyük olan İzmit tesisleri- yatınm TÜPRAŞ'ın "yatınm master planı" doğrultusunda gerçekleşiyor. nın yapımını Snamprogetti- Tekfen KonsorsijTimu gerçek- ÜRÜNLERLEIHRACAT Lokomotiftekstil ve demir çelik ANKARA (AA) - Türkiye'- nin ihraç ürünleri arasında ilk sırada yer alan hazır gjyim ve demir çelik ürünleri, 1993 yılı ocak-nisan dönemi ihracat sı- ralamasında da yerlerini koru- dular. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre bu yıl ocak-nisan döneminde 4 milyar 931 milyon dolar olarak ger- çekleşen toplam ihracat içinde hazır giyimin payı yüzde 28. de- mir-çelik ürünlerinin payı da yüzde 14 oldu. 1992 yıbnın aynı döneminde toplam ihracat 4 milyar 607 milyon dolar olmuş ve bunun içinde hazır giyimin payı yüzde 27, demir-çelik ürünlerinin payı ise yüzde 11 düzeyinde gerçekleşmişti. Bu yıl 4 ayda geçen yılın aynı dönemıne göre yüzde 11 oranın- da artan hazır giyim ihracatı, 1 milyar 397.5 milyon dolara yükseldi. Hazır giyımden elde edilen dövizin 116 milyon do- lan deri giyim eşyasından, 1 milyar 280 milyon dolan da da diğer giyim eşyalanndan sağ- landı. 1992 yılmın 4 ayında ise hazır giyim ihracatı toplam 1 milyar 259.3 milyon dolar olmuştu. Türkiye'nin ihracatında ikin- ci önemli üriin olma niteliğini taşıyan demir-çelik ürünlerin- den elde edilen döviz girdisinde ise söz konusu dönemler iti- banyla yüzde 36 artış kaydedil- di. 1992 yılı ocak-nisan döne- minde 508.9 milyon dolar olan demir-çelik ürünleri ihracatı, 1993 yıbnın aynı döneminde 692.3 milyon dolara yükseldi. Bu yıl ocak-nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ihracatı en fazla artan üriin yüzde 267.3 ile canlı hayvan oldu. Ganlı hayvan ihracatı 25.7 milyon dolardan bu yıl 94.4 milyon dolara çıktı. Bazı ihraç ürünleri (Ocak-Nisan) Milyon $ 1N2 1M 1%) Giyim Eşyası Deri Giyim Demir-Çelik ve Mamulleri Canlı Hayvanlar Fırtdık Hah Tütün Petrol Ürünleri Kuru Üzüm Çimento Pamuk Buğday Şeker Mercımek Kuru Incir 1.144.215 115.167 508.957 25.718 91.951 63.675 201.535 33 623 29 141 51.050 36.709 138.037 13.443 11.394 5.908 1.280.677 116.864 692.302 94.451 81.966 69.837 284.289 35.756 28.744 32.365 48.590 40.807 23.984 23.764 5.478 11.9 1.5 36.0 267.3 -10.9 9.7 41.1 6.3 -1.4 -36.6 32.4 -70.4 78.4 108.6 -7 3 Bozkurt Mensucat'ın yeni sezommda Çingene ve hippileri hatırlatan kreasyonlar var. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) Çingene etekleriyle atıhm Magaziıı/TV Semsi - Bozkurt Mensucat AŞ yeni sezonda piyasaya süreceği kumaşlan ve konfeksiyon ürünlerini. dün Swiss OteFde gerçekleştirdiği bir defile ile basına tanıttı. Toplantıda bir konuşma yapan şirketin Genel Müdürü AtiUa T. Alptekin, Türkiye'de ve dünyadaki hızlı değişimler sonucunda, kendi sektörlerinde hızlı bir değişim ve yenilemeye gittiklerini anlatarak, "Makine parkunızı venileyerek bilgisayar teknolojisi ile desen \e ürerim yapmaya başladık. Bunun sonucunda, bir yandan şirkerimizi kücültürken bir yandan da değişen dünya koşullarını yakalamak üzere üretime hız verdik" dedi. Üretimlerinin çoğunu İhraç ürünlerinin oluşturduğunu anlatan Alptekin, "\ aptığımız bir anlaşma ile Migros 3M mağazalarında da iç piyasaya yöneleceğiz" diye konuştu. Minik defıleyi Begüm Ozbek, Ebru Ürüa, Maide Erçelebi ve Ceylan Saner sundu. KONUKYAZAR Prof.Dr. GÜNGÖR BAŞER Tekstil ihracatmda son gelişmeler 1 993 yılı ilk üç aylık dönem ihracat ve ithalat rakamlarının açıklanması belirli bir panik yarattı. Ihracatta görülen du- raklamaveözelliklemartayındaki % 1 . 2'lik gerileme Türkiye ihracatının lokomotifi tekstil sektörüne dikkatleri çevirerek bazı tartışmaları başlattı. Bu durum ülkemiz top- lam üretiminin %9'unu, toplam ihracatının geçen yıl %36.5'ini sağlayan önemli ve so- runlu sektörümüz tekstil sektöründe bazı önlemler alınması konusunu yeniden gün- deme getirmektedir. Bu noktada şunu hatırlatmakta yarar var: Gecerli çözümler ancak sağlıklı değerlen- dirmelere dayanabilir. Sağlıklı değerlendir- meler ise doğru bilgi ve tanılara dayandırıl- malıdır. Bu açıdan "tekstil" ya da "dokuma ve giyim" sektö- ründeki bugünkü durumu sc- ğukkanlı ve gerçekçi bir bi- çimde temel veriler ışığında ele alıp değerlendirmekte ya- rar vardır. Tekstilde ve genelde 1993 yılı ilk üç aylık dönem ihra- catını etkileyen etkenler, Amerikan Dolan'nın sürekli değer kazanışı, 1992 yılında ^_^_^__ bağıtlanan toplusözleşmeler- le yükselen işçilik ücretlerinin ürün maliyet- lerineyansıması, yeniden yükselmeeğilimi- ne giren faizler, doların tırmanışına rağmen yine de enflasyonun gerisinde kalan döviz değer artışları ve ekonomik politikalarda 1993 yılı başında yoğunlaşan belirsızlikler olarak sıralanabilir. Ancak tekstil ihracatın- da son beş yılın verileri ürün bazında miktar ve değer olarak incelendiğinde, 1993 yılı başında görülen yavaşlamanın konjonktürel bir olgu olmadığı, tekstil ihracatının önemli sorunlarının 1992 yılının parlak performansı ile gizlendiği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Tekstil ihracatında 1993'ün ilk üç ayında görülen olumsuz gelişmeler aslında tekstil endüstrimizin bazı yapısal sorunlarından kaynaklanmaktadır. Bu sorunlar ise Tür- kiye'nin uyguladığı bazı makro ekonomik poiitikaların yansımalarıdır. 1990 yılı ile sıçrama yapan işçilik ücretle- rindeki artışlar ve finansman maliyetleri yalnızca dokuma alt sektöründe değil, giyim alt sektöründe bile rekabet gücümüzü, sah- neye yeni çıkan Çin. Tayvan ve Endonezya gibi ülkelerle Hindistan, Pakistan ve Güney Kore gibi eski rakiplerimiz karşısında azaltmıştır. Durum bu iken, maliyetler içindeki payı %50'nin her zaman üstünde olan tekstil hammaddelerini ya pahalı ya da düşük ni- telikli olarak sağlamaya devam eden tekstil endüstrimiz, kendi ürünümüz olan ve dünya fiyatı 1.1 dolar civannda bulunan pamuğu dünya fiyatının üstünde 16-18.000 TL/kg. sağlamak durumundadır ve pamuk ithalatı- na yönelmiştir. 1991 deki iktidar değişikliği sonrası biraz daha hızlı yükselen döviz kurları bir süre sonra tekrar enflas- yonun gerisinde kalarak ihracatı olumsuz etkileme- ye devam etmiştir. Tekstil ihracatında 1993- ün ilk üç ayındaki düşük performans, oluşan genel ekonomik konjonktürün bir ölçüde yansıması ise de ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ tekstil ihracatında bazı ^ " ~ " ™ ~ " ^ ^ ~ noktalardaki tıkanmaları ve sektörde var olan bazı temel yapısal so- runları netleştiren niteliktedir. Ancak bu ge- lişmeler son haftalarda basına yansıyan bo- yutlarda değildir Oluşan panik havasına bi- raz da geçen yılın parlak performansı neden olmuştur. Ne var ki bugün iplik ve dokuma alt sektörlerinde keskinleşen tıkanıklık, ön- İem alınmazsa, yakın gelecekte giyim alt sektöründe de yaşanabilir. Unutulma- malıdır ki tekstil ticareti dünyanın en fazla rekabete açık bir alanıdır. Tüm bunlara karşın Avrupa'ya yakınlık, eski Sovyetler Birliği'nin parçalanmasıyla ortaya çıkan yeni ekonomik konjonktürün ül- kemize sunduğu avantajlar, sahip oldu- ğumuz bilgi ve deneyim birikimi, genel bir kalıtımla oluşturulacak tutarlı bir "tekstil po- litikası" ile tekstil sektörümüzün ihracatta öncü konumunu uzunca br süre daha de- vam ettirmesini sağlayabilir. Eski Sovyetler Birliği'nin durumu tekstil ihracatındaki öncülüğü sürdürebilir. İŞÇENİNEVRENİNDEN ŞÜKRAN KETENCİ Özelleştirme Eski Moda Sovyetler Birliği, demir perde' dağılmadan önce, ora- laraturistik gezi yapan güngörmüşlerimiz (!) alaycı anla- tırlardı. Ülkemiz için bile demode olmuş naylon giysilere özeni, götürdükleri Mahmutpaşa mali hediyelik eşyalar, naylon çoraplarla güzelim kadınları nasıl kandırdıklarını, erkekliklerine de akıl almaz bir pay çıkarıp böbürlenerek aktanrlardı. O ülkelerin insanları adına içim sızlayarak dinlerdim. İçten içe ciddi sorunlann varlığını algılar, bir yerlerden patlak vereceğini düşünür, yine de bugün karşı karşıya kaldıkları büyük krizin gelebileceğini kurgulaya- mazdım. Geçen cumartesi günü, Gaziosmanpaşa'da Eğit-Sen'in düzenlediği özelleştirmeye ilişkin panelde Prof. Izzettin Önder ve Aslan Başer Kafaoğlu'nun anlattıklan her ne- dense eski Sovyetler Birliği ile ilgilı aktardığım olayları çağrıştırdı. Batı'nın gelişmiş kapitalist ülkelerinde 10-15 yıl önce moda olan şimdi terk edilmiş akımın, Türkiye'de yeni düşünce ve moda olarak sunulduğunu örneklerle, bilimsel verilerle dinledikçe içim yinesızladı. "Sonunda bizi de bilmediğimiz yeni kötü sonlar mı bek- liyor?" diye kötü kötü düşünürken uzman konuşmacılar şom ağıziılık yapmaktan geri durmadılar. Birbirlerini ta- mamlayan görüş açıklamalarında, Türk sermayesinin çok büyük bir sıkıntının içine girdiğini, vergi yükünden kurtulmak ve kaynak aktarımı için son çare olarak özel- leştiımeyi gördüğünü anlattılar. • • • özelleştirmenin ıdeolojik anlamda ısrarla istenmesinin ötesinde yatan gerçekler nelerdi? Gerçekten kamu açık- larının aldığı dev boyutlar karşısında kaçınılmaz bir çö- züm ise neden kamu açığını yaratan zarar eden KlT'ler değil de en çok kar edenler ve değerlerinin çok altında, birileri zengin edilerek özelleştiriliyordu? Kar edenler, değerlerinin çok altında satıldığında, onların karlannı daha da arttırmak üzere zarar edenlerin zararlarına za- râr katldığında, kamu açıkları çok daha fazla büyümeye- cek miydi? Ekonomi bilimi anlamında bir işletmenin kar ve za- rannın mülkiyetinin kime ait olduğu ile hiçbir ilişkisi yok- ken ve dünyada da, ülkemizde de en az kamu kadar özel işletmelerin de zararı söz konusu iken, bu gerçek neden saklanıyordu? Tabii ki özel ve kamunun yaklaşımında, kâr ve zarar ölçütünde önemli bir küçük ayrıntı daha atlanı- yordu. Işletme ölçeğindeki kar-zarar hesabı ile ekonomik ölçekte katma değer katkısı aynı şeyler değildi. İşletme düzeyinde kar edilse de bir işletmenin katma değer katkısı sıfırda ya da ekside olabilirdi. Ya da bunun tam ter- si işletme düzeyinde zarar edildiğinde. katma değer ölçe- ğinde ekonomiye önemli katkı söz konusu olabilirdi. Ve asıl önemli olanı, bakılması gerekeni, ekonomik verimlilik ölçütü katma değer.katkısı idi. İşletmelerin ekonomiye katkısı ölçü alındığında tabii ki sahibine kar getiren pek çok özel sektör işletmesinin eko- nomiye katkısı söz konusu değilken, zararda görünen pek çok kamu işletmesinin çok önemli katma değer, so- nuç olarak milli gelir artışı söz konusu idi. örneğin gün- demde olan Demiryolları'nın özelleştirilmesinde, özel sektör işletme düzeyinde zararda olan ve ancak ekono- mik katkısı çok yüksek hizmetleri ortadan kaldmrsa ne olacaktı? • • • DİE'nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre 6 yıllık aray- la özel ve kamunun gelişmesi karşılaştırıldığında çıkan tablolarçokçarpıcıydı. Baişlangıç 100 kabul edilerek özel- de katma değer artışı 1789 olurken, kamuda çok büyük farkla 2640'a ulaşıyordu. Sanıldığının aksine emek verim- liliğinde de özel sektör geride kalıyor, özel sektörde ve- rimlilik 100'den 136'yaçıkarken, kamuda 163'e varıyordu. Yine kamuoyunda yanlış bilinen bir gerçek daha ücret artışı ile bağlantılı enflasyona katkı idi. Başlangıç yüz ola- rak kamunun artşı 1714'e ulaşırken. özelin artışı 2100'e ulaşıyordu. Batıda Thatcher, Reagan uygulamaları ağızlannın payını almış, tek çözüm, tek kurtuluş gözü ile bakılan özelleştirmenin acı sonuçları artık ciddi bir tartışmaya, ameliyat masasına alınmıştı. Bize özendirilmek istenen gelişmekte olan ülkelerdeki sonuçlar ise çok daha acıklı idi. Ama günümüz Türkiyesi'nde medya araçları bu konu- da öylesine etkili, başarılı bir işlev yaptılar ki, birileri cesa- retedipde özelleştirme üzerinde "Doğru mu?, Acaba mı" türünden sorular yürütmeye kalkışsa, hemen "dinozor" damgasını yiyor. Ama çok şükür ki, içimizde " dinozor" damgasını yemeyi göze alarak soru soran, konuşan biri- leri de var. Sayıları da giderek çoğalıyor. Dinozor görün- tüsü çok sevimli bir hayvan değil belki. Ancak kendi adı- ma giderek daha sevimli bulmaya başladığımı, özellikle de "dinozor" damgası vurulan insanların söylediklerini daha bir kulağımı açarak dinlediğimi söylemeden geçe- meyeceğim.. $işe sava$ları Su pazarında paylaşım kavgası • Kurulu kapasiteleri 600 bin tonu bulan pazarda, yıllık tüketimin 200 bin tonda kalması. su üreticisi firmalar arasında rekabet yaratıyor. fZMİR (AA) - Su piyasasın- lendirilemediğini. bunun da da büyük firmalann yanı sıra çok sayıda küçük firmanın da yer alması ve tüketimin çok az olmasınm iç piyasada kavgayı HaksiZ rekabet arttırdığı bildirildi. pazardaki ka\gada en büyük rolü oynadığını ileri sürdü. Pınar Su Genel Müdürü Sa- lim Sayır, AA muhabirinin so- rulannı yanıtlarken piyasada halen 8 büyük firmanın yanı sıra bir o kadar da bölgesel ve belediyelere ait su şirketleri bu- lunduğuna dikkatçekerek şöy- lededi: "Firma sayısının çok fazla. pazannm ise sınırlı olması fir- malar arasında kavgayı kızıştı- nyor. Halen Türkiye'nin su tü- ketimi 200 bin ton olup yılda yüzde 8-10 civannda bir artış trendi var. Buna göre mevcut firmalar, ancak 5-6 yıl sonra iyi bir kapasite kullanımına gider ki su piyasasındaki kavga an- cak o zaman durur." Kapasite kullanılmıyor Mevcut firmalann kurulu toplam kapasitesinin 550-600 bin ton olduğunu ve bunun an- cak yüzde 35-40'ının kullanıla- bildiğini vurgıılayan Sayır, ka- pasitenin yüzde 60'ının değer- Salim Sayır. mevcut firma- lar arasında da küçük firmala- nn yönetmeliğe uygun şartta üretim yapmamalan sonucu maliyetten kaynaklanan hak- sız bir rekabet olduğunu kay- dederek "Küçük firmalar bazı gerekleri yerine getirmediğin- den maliyetleri düşük. Bu da ciddi firmalann aleyhine olu- yor" diye konuştu. Salim Sayır, aynca devletin su kaynaklannı kuruluşlara farklı fiyatlarla pazarlaması- nın da maliyeti etkileyen en önemli unsurlardan birini oluşturduğunu belirterek haksız rekabete yol açan bu durumun düzeltilmesi için kaynaklann fiyatlannda yakı- nlaştırmaya ihtiyaç bulundu- ğunu söyledi. Ciddi firmalann devlet tara- fından desteklenmesini isteyen Sayır, böylece hem devletin el- de ettiği gelir vergisinin hem de dış piyasada rekabet şansının artacağını sözlerine ekledi. 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear