25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11HAZİRAN1993CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Önemsizanılarve bilinmedikkişiler PENCERE MELİH CEVDETANDAY P ans'ın Alesıa meydanına bakan buyukçe bır kahve- sınde. bır pazar gunu, cam onunde bır masaya otur- muş, gazete>e gönderece- ğım yazıyı yazıyordum On beş yıl oluyor Gal>alı Vercıngetonx Jubus Caesar'a, Alesıa kenünde karşi komuştu. orada yakalandı ve oldurul- dü Fransızlarda Galyalı ruhu hep bı- raz suregıtmıştır Yanlış anlaşılmasın, o gun. o kahvede bu olayı yazıyor de- ğıldım Sevdığım bır >erdır Alesıa. bır yandan yazıyor, bır yandan dışanyı seyredıyordum Işte o vaşlı kadını. camdan bakar- ken gordüm once bastonlu, hafıfçe kamburu çıkmış, tıtrek, başı sallanan bırkadın Derkenkahvevegırdı. kapı- da dururken ıçenyı uzun uzun ıncele- dı, sonra benım masava voneldı ve gelıp karşıma oturdu Konuşmak ıstedığıru anlamıştım. yazıma dalrruş gorünmem para etme- yecektı Nıtekım oyle oldu ve yaşlı kadın konuşma>a başladı - Ikı kızım var, ıkı de evım vardı. ev- len kızlanma verdım. onlar da benı huzurevıne soktular Doğrusu çok m bakılıyorum. ozel doktorum da var Ikıde bır sokağa goz attığını fark et- tım bınnı bekbvorya da bınnden kor- kuyor gıbıydı - Ama kızlanmı goreceğım gelıyor. kaldığım yerde benı hıç yoklamıyor- lar Onlara dargın değıhm. ama uzülu- yorum genede Onu dınlerken Gonot Baba'yı du- şunuyordum, haru "Krala haber ve- nn, bana luzlanmı yollasın1 " dıyen Gonot Baba'yı Yaşb kadın huzure- vınde değıl, belkı de bır hastanede ıdı - Bugun dolaşayım dıye bana ızın verdıler Doktorum nerdeysegelır, be- nı bulur Demeğe kalmadı, masamızın başın- da bır adam behrdı ve yaşlı hanıma, nezaketle, kalkmasıru ışaret etü Ka- dıncağız asker gıbı fırladı yennden, adarrun onune duşüp yola koyuldu V azımı o gun bıtıremedım • Bır gun Moskova'da eşımle Gorkı Muzesı'ru gezmeye gıttıktı, baktık kı kapı kapab, onanm varmış ıçerde Ne vapsak dıye kaldınmda durmuş duşu- nurken kuçûk kızını elınden tutmuş genç bır Rus bajan behrdı karşımızda - Kapalı değıl mı9 dedı Ingılızce - Evet - Buyuk ev, şato gıbı Yakışır rruydı Gorkı've boyle buyuk bır evde otur- ma>ı kabul etmek' Ona Stalın venruştı buevı Gozüm kuçük kızda ıdı dort beş yaşlannda çok guzel bır çocuk Bana gulumseverek bakıyordu - Ama sonra ne oldu Rus bayan, sağ elını ığne >apar gıbı sol kolunun uzennde gezdırdı - Böyle oldürduler, dedı Dedıkodulu bır konudur. ama ığne vapıldığını ılk kez duyuvordum Rus bayan, yolun ılensmde, köşede- kı buyûk bır evı gostererek, -OrasıBena'nınevııdıeskıden Ben bu mahallede doğup buyudum ama o yana gıtmekten hep korkardım Çun- ku Bena kuçuk luzlan kaçınrmış. an- nem sıkı sıkı tembıh ederdı, "Sakın o yana gıtme" dıye Işte ayakustu bır konuşma Şu rastlanülar ne tuhaftır1 Gülumseyen kuçuk kıan guzel yuzu o gun bugûn aklımdan çıkmamıştı Şımdı kımbılır kaç yaşında9 • 1937 yıhnda Belçıka'nın başkentı Bruksel'de bulunmuştum bır ara Bır akşam kentın kalabalık semtlennden bınndekı bır lokantada yemek vıyor- dum tek başıma Masamda bır şışe de bojole v ardı Lokanta tenha ıdı Derken bıraz ötedekj bır masada oturan bır genç kızın bana dık dık baktığını fark ettım Yenmden kalkıp onun yanına gıt- tım, bır bekledığı yoksa vemeğı benım masamda bırlıkte yememızi onerdım Der demez kjz yennden kalktı benım masaya geldı Ben de garsona. o masa- dakı tabaklan getırmesıru söyledım Fakat garsonun bana tuhaf tuhafbak- tığı gozümden kaçmamıştı Neyse Kız susuvordu bense laf açı>ordum Konuğum bırdenbıre. - Ben buralı değılım, dedı Lıege'den bır aylığına ablama geldım Gene ovle dık djk bakıyordu yuzu- me, ne yı>or, ne ıçıyordu Bır ara garsonun uzaktan bana bır- takım ışaretler yaptığıru gordum. ne demek ıstedığını anlamadım Işte o sırada kız şaşırtıcı bır soz soy- ledı - Annem boğazını kesü, dedı Bunu soylerken de elını sert sert bo- ğazmdan geçırdı Ben bardaklanmıza şarap ko>dum. ama konu acıklı olduğu ıçın "Şerefe1 ' dıjemedım Konuğum şunu ekledı - Babam da gozlennı çıkardı Şımdı ben ne yapayım9 Çok ganp bır durumda kalmıştım, soylenecek soz bulamıyordum Tuvalete gıder gıbı v aparak kızdan ızın ıstedım. nıvetım garsonla konuş- maktı Fakat konuğumu kuşkulandır- mamak ıçın gene de tuvalete gırdım, kısa bır sure kaldım ıçerde Çıktığımda masaya baktım önce. kız gıtmıştı Garson >aruma geldı - Delıdır, dedı Mahallenın bıbnen delısı' Benım ıçınse bilinmedik bır kışı ve ona ılışkın unutamadığım bır anı O akşam taze bojole ıle epej sarhoş olmuştum Yenı gıdılen yen ıyı tanımak ıçın orada sokaklara gınp çıkmalı, özellık- le de oranın ınsanlanna kanşmalı, konuşmalı o ınsanlarla Çakraz"a (Amasra'nın yanında) ılk gıttığımde oranın muhtan ıle tanışmıştım Sevim- lı, konuşkan bır adamdı '"Hokomet buna ne poh yesın" sozunu dıhnden duşurmuv, ordu, her ış hukumetten beklenmez demek ıstıyordu Köye gı- ren yolda bır çırkef golcüğü oluşmuş- tu, '"Bunun ustünu örtemez rnısınız9 " dedım Çok heyecanlandı, "İşte gor- dunuz mu°" dedı. hokomet buna ne poh vesın'" Tunstlenn toplu gezılennı gördükçe bunlar gjttıklen hıçbır yen tanıyamaz- lardı>edüşunürum Doğrusu. volculuk eskıdenmış, ça- ğımızda kalmadı ARADABIR Dr. ALPASLAIS BERKTAY İnsan Haklarmda Yeni Boyuüap Günumuzde sıstemlı olarak uygulanan ınsan haklan ıhlallerı, ışkenceler, ruhsal bozukluklara bağlı tek tek zabıta olayları olmayıp, somurunun ' olmazsa olmaz"- ıdırlar Gerçekten bu ıhlaller, somurunun ağırlaştığı ol- çude yoğunlaşmaktadır Bunun en yakın canlı orneğı emeğın daha çok somurulebılmesıne yönelık 12 Eylul darbesıdır 1948'deyayımlanan Insan Haklan Evrensel Bıldırgesı, bu yıl 45 yaşını doldurmaktadır Somurunun tek bıçımı olarak klasık somurgecılığın ele alındığı 2 Dunya Sava- şı sonunda, "3 Kuşak Insan Hak'arı ' gundeme geldı ve dunun somurgelerı, sıyasal bağımsızlıklarına kavuşup BM'ye gırdıler Ne var kı somrgecılıkten kurtulmakla, somurulmekten kurtulamadılar Onlar bır yana, 70 yıldır sıyasal bağımsızlığına kavuşmuş bulunan T C ve ben- zerlerı de kurtulamadı Gerçı Insan Haklan Evrensel Bıldırgesı'ndekı ve ben- zerı sozleşmelerdekı yaklaşımlarda, somurulmeme hakkı savunulmaktadır Örneğın, 'Ekonomık, Toplum- sal, Kulturel Haklar Uluslararası Sozleşmesı', 1960'ta kabul edılen "Somurge Ulkelere ve Halklara Bağımsız- lıkTanıma Bıldırgesı' ve 1962tarıhlı "Doğal Kaynaklar Uzennde Sureklı Egemenlığe Ilışkın Genel Kurul Kara- rı", halklann kendı yazgılarını öelırleme haklartnı, doğal zengınlıklerını ve kaynaklarını kullanabılme, kendı ge- çım kaynaklarından yoksun bırakıfmama, ekonomık, malı anlaşma ve yardımlarda, dış borç ve yabancı yatı- nmlarda eşıtlık ve bağımsızlık haklarını ve ılkelerını savunmaktadır Ne var kı yıne de en sıstemlı, evrensel bır sömuru bıçı- mı olarak emperyalızm, ortadadır Zengın ve yoksul ul- keler arasındakı uçurum hızla buyurken, Guney Kore borç batağında bogulurken, çoken ve çokertılen sosya- lıst ulkelerın boşluğunda, BM'nın yerını tek devlet ege- menlığı alırken Insan haklarında ' emperyalızm" oğesını gundeme getırmek, nesnel ve bılımsel bır sapta- madır zorunluktur, on yargılılık ısebu gerçeğı gormekte değıl, gormezlıkten gelmektedır Emperyalızm gerçeğı "ınsan hakları"nda yerıne ko- nulmazsa, bugunku kavram kargaşası surup gıdecektır öyle bır kargaşa kı dunun somurgecılerı, bugunun "ın- san hakları savunucuları oldular, dunku somurgelerı- ne, BM'nın ortak çatısı altında çrft standartlı "ınsan hak- lan' uyguluyorlar' Korfez de, Somalı de, Bosna-Her- sek'te, Azerbaycan'da başka başka Ipler yıne onların elınde BM, dunku ' MılletlerCemıyetı ne donuşmemek ıçın Insan Hakları Evrensel Bıldırgesı'nde "emperya- lızm"ın ve onun karşısında kendısının yerını açık seçık koymalıdır' Ozetle Insan Hakları Evrensel Bıldırgesı bu yıl 45 ya- şını doldurmaktadır Bu sure ıçınde çok gelışmeler ol- muş, somurunun bıçımı değışmış klasık somurgecılığın yerını emperyalızm almıştır Bıldırge ve benzerı sozleş- meler yetersız kalmaktadır Bu durumda, ' emperya- lızm"ın "ınsan haklarının en sıstemlı ve cıddı bır bıçım- de çığnenmesı ve bır ınsanlık suçu' olarak, Insan Hakları Evrensel Bıldırgesı'nde tanımlanması gundeme getırılmelıdır OKURLARDAN Orta çağ kol geziyor AıS Mayıs 1993tarıhlıgazetenızde"Krabçeımamdanozur dıledı" ısırnb habennız ve güya Allah ıçın eh gogsunde olan sayın ımam efendıy le, ıyı nı> etle uzanmış elı ha vada kalmış kralıçenın fotograflan bırçok kışı gıbı benı de hıç şaşırtmadı Sadece gıdışatın pek yennde olduğunu ve aıtık akla, sağ duyuya. bıhme donüşle ılgılı çabalann bır çırpınıştan ıbaret bulunduğunu duşundürdu Duşunme yeteneğı skolasısımın ve softalığın kalıplan ıçınde yıtmış bır ınsanın bu görevde olması ne aa Devletten maaş alan, devleün gorevlendırdığı ve dev lete karşı sorumluluk taşıyan bu dın gorev lısının, o anda neyı temsıl ettığını unutup, el sıkışma gıbı uluslararası temel bır gorgu kurahnı uygulamaması en azından gorevı kötu kullanmadır Hele hele kendı ılkel ınancına bırerkekle el sıkışmakta engel gormeyıp de bır hanımefendıyle el sıkışmanın yuce AUah katında sakıncalı olmasını duşunmesı dunyaya ne kadar dar bır açıdan baktığının açık bır kanıtı olduğu gıbı belkı de engelleyemedığı durtulennın genel bır anlatımıdır O hanımefendı kı buyük bır alçak gonullüluk ve ınsanseverlığın uvgar v e çağdaş bır ornegını göstererek ımam efendıden ozur dılemek buyukJuğunu göstermıştır Dev let parasıyla karnı doyan ancak dev lete karşı gorevıru unutup, ılkel davraruşıyla butun mılletınua kuçuk duşüren Emrullah beyefendı acaba bu davranıştan bır katre de olsa ders almış ve bır anlam çıkarabılmış mıdır 9 Bu gorevde kalmasına goz yumulmaması gereken Hatıpoğlu'nun kışılığı ıle hıç bır alışvenşımız olamaz Ancak ornek olması gereken bu kışının davranış şekhnın onav goruyormuş ızlenımını bırakmasıve cemaatın (bırakın ımamın vaptığınj yapmasını) budavranışı yennde bulması çok aa veçağdışı olur Çağdışı kalmak ısebızı şımdıyedek olduğu gıbı bıryere goturmez Kerem Yalçın TARTTŞMA 'Part time' uygulaması kaldınlmalıdır9 w Ikemizdesaâllk Uİasmasına raffmen hunlardan ılcnipnmpmpttp v<>va ııctunVnrıı Rı^Hıınıct hpl-imlf>rnlaraVIkemızdesaglık U hızmetlennın ıyı sunulmasıve halkın kendı saglık sorunlannaçare bulabılmesı ne yaak kı valnızca dürust hekımlenn vıcxianına kalmjştır Çoğuzaman hastanın ıyıleşmesı hemen tamamen rastlantı sonucu olabılmektedır Bız hekımler, toplum sapğının, var olan maddı ve teknolojık olanaklarla bugunku durumundan daha ıyı bır dûzeye getınlebıleceğıne ınanıyoruz Ülke geneünde hekımler, hemen hemen >etennce sayıya ulaşmasına rağmen. bunlardan alınan venm, uvgulanan >anbş polıtıkalar nedenıy le gereken sevıyeye varamamaktadır Bunun nedenlennden bınsı •'part üme uygulaması"dır Bu yasal uygulama, hekımlenn, "hastane-muayenehane" ıkılemıne gırmesıne ve ılgının muayenehane >onunde eğıbm göstermesıne neden obnaktadır Resmı kurumlarda part üme olarak çalışan hekımler. bu yerlerdekı gorevlennı aksatma yoluna gıtmekte, kurumda geçırmelen gereken süreyı muav enehanelenne kaydırmakta, sağlık bınmlennde hastalarla ılgılenmemekte veva ustunköru ılgılenmekte. yıne bu hastalardanpara alabılmek ıçın şahsen veya bazı kışıler araabğıyîa muav enehanelenne gıtmeye zorlamakta, muayenehanelennde para aldıklan hastalann tetkık ve tedavılennı de tıbbı ahlakı hıçe sayarak ılgıb kurumlarda vaptırmakta. uğraşlannın insan sağlığı olduğu bılıncınden uzaklaşmaktadır Budurum durust nekımlen zan altında bırakmaktadır Şuphesız, bu olumsuzluklarda sağlık polıtıkasının çalışan hekımiereemeğının karşılığını vermeyışmın rolü gozardı edılemez Bız durust hekımler olarak 'ınsan sağlığının en v/ucedeğer olduğuna" ınanıyorveşunlan onenyoruz, 1 - Part tıme uygulamast kaldınlmabdır 2- Uzman hekımlerehastaneya da muayenehaneden > alnız bınnı seçme zorunluluğv getınbnebdır 3- Kamu kuruluşlannda çalışan hekımlere hak ettıklen ücretvenbnelıdır 4- Hekım-hasta arasındakı parasal ılışkının ortadan kaldınbnasına yonebk yasal duzenlemeler yapılmabdır Dr. Ahmet Türker Sorunlan: Irkçılık.. unumuzden yaklaşık 20-25 ' öncesıne ^ ğ , ^ ^ ^ ^ ^ şenbklerleyolcu ettığımız Türk ınsanıru kulturel çatışmalanmızı ılen surûp ruhen yipratügı yetmıyonnusçasına, gıderek fizıksel olarak yok etmeve başlayan Abnanya bu olanlann tek bâşına suçlusu mu 9 Yoksa gerçek suçlular başkalan mı 9 Bugun ınsanımızın. ırkçılarca fızıksel saldınlara uğramasında, açıkça soyleyışle katledılmesınde, suçlu bıraz da bızler değıl mıyız 9 Bır başka anlatımla, bıraz da bugune dek uygulana gelen yanbş nufus v e ıstındam polıtıkalanmız deâl mı 9 Örneğın, Bınncı Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda "nüfus ve ıstıhdam"' sorununa ıbşkın önenlere bır bakaüm 1) Artan ışsızlıgın bır sonucu, kente goçun önlenmesı, köyde ıstıhdam olanaklannın yaratıbnası, 2) İşgûcü fazlasının, ışgücu ısteğı olan Batı ülkelenne gondenlmesı, 3) Uzun süreb çozum olarak, nufus artış hızının duşürulmesı Bu önenlere, II. velll Beş Yıllık Kalkınma Planlan'nda dayervenbTuştır Dışa ışçı gonderme, ışın kolay yoluydu, geçıa bır çozum bıçırnıydı '73 petrol knzınden sonra, dışanya ışçı gonderme Laikliğin 9 spanya Krab Juan I Carlos veeşı Sofia bır sure önce ülkemızekonuk oldular Sultanahmet Camısı'nı gezerlerken Kral'ın eşı Sofia camının başımamı Emrullah Haüpoclu'yla tokalaşmak ıçın eunı uzatüğında eb boşlukta kabnca, kadıncağız sozde laık Turkıye Cumhunyetı ve Islam dını hakkında neler duşünmuştur kım bıbr9 Sayın İlhan Selçuk soruyor "Kadın elı sıkmamayı Muslumanlık sanan kışıyı Sultanahmet Camısı'ne durdu Bu kez Ortadoğu'da ıstıhdam olanaklan acıldı Bu da 'Petrol Körfez Savaşı'na dek sürdu Şımdı de umutlar OrtaAsvaTurk cumhuriyetlenne bağlandı "Baü'dan gen dönen ışçılenmız, yaşb posası çıkmış bır kuşak Genç kuşaktan ıse Abnanya yararlanıyor Busonuç azgelışmışlığın bır vergjsıdır ve bunu da Turk halkı odemektedır Kalkınma planlanmızda, ısuhdama dışadonuk çözüm önenlennın getınbnesı, ıkı Başımam yapan sozde laık devlet nereyedoğru koşuvor 9 " (29 Mayis 1993, Cumhurivet) Sanınm bu soru beynı tırfıllenmışler kadar bızlen de konu uzennde cıddı olarak duşünmeye davet edıyor Açık seçık ıfade etmekte fa>da göruyorum kı, Turkıye laık bır ulkedeğıldır Çünkubu memleket sabahtan akşama Ataturk'u dıbnden duşurmeyıp Ataturkçülukle ılgjsı bulunmayan laıkbkten soz açıp Türkçe ezanı Arapça'ya çevıren, devletın ıçınde Dıyanet Işlen'nın bulunmasını ıçıne sındırenlerce v onetıbnıştır yıllarca Laıkuğın ozünde Abnanya'nın bırleşmesıyle, hortlayan ırkçılığa hedef olarak Turk ışçılennın seçılmesıne yol acmış olamaz mı 9 Son gehşmelere bakıldığında, bugun BatTda AT çerçevesınde, ışçılenn serbest dolaşım haklan varken, en alt duzey.de, en duşuk ucretle çabşan Turk ıscısının de serbest olum hakkı var gıbı Her dem, demokratık ve ınsan haklanna saygılı kulturel vapılanmalan ıle ovunenler, oncekı yıllara dek bılgısayar ovunlanna hedet dıve dın-bıhmçelışkısı vattığından dolav ı, Turkıye"de laıknk sureklı Islam karşıtı bır ıdeolojı olarak gundeme getınlrruştır Aklı başında.olan herkes bıbr kı, laısızmın Llam karşıtı obnakla alakası >oktur Durum oyle olsavdı akla hemen. Avrupa'da da laıkbgın Hmstıyanbğın karşısında olduğu savıgebrdı Bıhmve kılıse arasın3a kalan Avrupalı, akbn gereğı olan bıbmı seçmış ve gundeme laıkhk gelmıştır Avrupa, "Hınstıyan ortaçağı'nı bu>ollaaşmıştır 1 .2 ve3 SanayıDevnmı'nı gerçekleşünp şımdılerde 'sanayı otesı toplumu duşunür programladıklan ınsanımızı. bugun ırkçılanna canlı hedef olarak değerlendırmeye mı başladılar 9 Bıbndığı gıbı, ıssızbk sorununa çozüm sanayıdedır Ama ülkemız dışa bağımh montaj sanayundenoteve gıdemedıkçe. uretım aracı ureten sanayıye gecemedıkçe, ıstıhdam sorunumuza köktencı çozum geüremedıkçe Turk tnsanını yadellerde boylesıne telefedebıleceğız Selma Erdal Bursa olmuştur Bunakarşıbk Turkıye 1 ve2 Sanayı Devnmı arasında bocalayan, 'İslam ortaçağı'nı aşma telaşmda olan bır ulke gonınumundedır Laısızm de bır sıyası ıdeoiojıdır Dunya toplumlan bır butun olduğundan, nası! bu ıdeolojılerden etkılenıyorlarsa (kımı ıdeolojılen de toplum vapılanna uymadığından benımsemıv orlarsa) Turkıye'nın de laısızmden nasıbını alması kaçınıbnazdır Laıkbk, kafası gen vıtese takılı olanlann dedığı gıbı Ataturk'un bır fantezısı değıl. u>aarhâneereğıdır BurakUlusal TRTINT, haberler ve programalık T RTINT'ın haberabk anlayışı veprogramabğı tambır sorumsuzluk orneğı Başbakan ıle cumhurbaşkanının gezılen tefnka gıbı ondokuz dakıkada anlatılıyor Yırmıdakıka olduğu belırtılen haberler ellı bır, bır başka gun dokuz dakıkada Ditınlıyor Ama bunlarla yetınmez. vavın akışı ıçınde ekranı kararup, programı > anda keserek bır sonrakıne gecerlerse ne> ı nasıl ızleyebılırsınız9 ' Resmı' ağızlar sıra> a gınyor. tek yanb, tek cepheden konuşuyorlar Habenn bınnde başbakan bır>erde kurdele kesıyorveyakurekaüyor Bır başka 'haber'de, MGK'nın bıldınsının okunuşuna tanık oluyorsunuz Araya haber dıye bır de magazın gınnce çıldırasınızgebyor Fı tanhınden kalma. sanatsal ozelbğı sıfır. o "bayağY, "yerlı malı film vedızılenn arkasından Almanya'nın ana caddelenndesanatçının bınne soyletılenbırkaçşarkı turkuıle TV'alık vaptığını sanan TRT INT.22kanallıHollanda TV'sınde bır ucube Dakık Hollanda TV'sının haberlennde başbakanın görunduğu çok azdır Onun, hukumetının sesı değıldırTV Oğrenalenn, tartıştıklan bakanı kan ter ıçınde bırakışlannı, bır başka gun beledıye başkanını-emnıyet mudürünu sıkıştırdıklannı gorurvegreva ışçılenn-sendıkaalann ıstemlennı, ışverenlere, hukumeteyağdırdıklan eleştınlen duyarsınız programlarda Bırkaçyuz kışıbk gostenyı ızlerken gpstencılen de konuştururlar Onemb olan, sayısal azlık veya guç değıl, duşüncelerve çoğulculuktur haberabk ve prograrncılık anlayışlannda Atasel Özdoğan Rotterdam-Hollanda Kemalist Ingilizler...Zıpırlık koşedönuculuk felsetesının egemenleştığı Turkıye'de en geçerlı meslek oldu Tekelleşen basınla korsan televızyonculukta ışkembe-ı kubradan atmak prım yapıyor, şerıatçılık ve Kurtçuluk modasında Ata- turk'e sovmeyı demokratlaşmak sanan tatlısu entellerı atıp tutuyorlar - Ataturk mu, dıyorlar, resmı tanhın şışırdığı bırdıkta- tordur -Ya? - Çanakkale Savaşı'nda ne yaptı kı Ataturk? O sırada bır tumen komutanı ıdı, Çanakkale Savaşlan'nda ordu komutanı, Lıman von Sanders Paşa'ydı -Ya? - Resmı tarıh yalan soyluyor, okullarda Turk çocukları- na Çanakkale Savaşlan'nda Mustafa Kemal bır şeyler yapmış gıbı dersler verılıyor, tumu de palavra -Ya? Gerçekten de bız Mustafa Kemal'ı "Anafartalar Kah- ramanı" olarak bılınz Ama bu 'resmı tanh'mş Yalanmış • * • Osmanlı Imparatorluğu'nun çokuş surecıne ilışkın ye- nı bır kıtap çıktı Adı "Osmanlı Imparatorluğu - Son Uç Yuzyıl - Bir Ço- kuşun Yenı Tarıhı' (Sabah Kıtaplan) Yazarı Alan Palmer dıyor kı "- Soyyef Imparatorluğu nun bır genleme donemı ya- şamaya fırsat bulamayacak kadar hızlı çokmesıyle Rusya 'nın Karadenız dekı rakıbı Osmanlılar tekrar gun- cellık kazanmaktadır' Alan Palmer, kıtabını 1992 Mayısı'nda bıtırmış, demek kı yenı bır yapıt Gerçekten ıçınde guncellık kazanan bır dızı konu var Ermenı ya da Kurt sorunu bugun de konu- şulmuyor mu? Mustafa Kemal'ın Çanakkale Savaşı'- ndakı rolu bıle günumuzde çekıştırılmıyor mu9 Ingılız'ın kıtabını açtım, Çanakkale Savaşlan'na ilışkın sayfaları okuyorum "Eğer bu savaştan bır halk kahramanı çıkmışsa, o da Mustafa Kemal dır Emnndekı 19'uncu Tumen'ın karar- sız askerlennı yureklendıren onlara ılham veren Albay Mustafa Kemal, bu tumenı Conkbayın ve Anafartalar'da kahramanca savaşmaya suruklemıştır Osmanlı Harbı- ye Nezaretı nın resmı propaganda dergısı, kapağına Mustafa Kemal ın bır portresını basmak ıstedığınde, En- ver Paşa bunu engellemış, başanlan kendısınınkını aşmaya başlayan bır çağdaşını resmı kanallarla kahra- man ılan etmeyı ıstememıştır Mustafa Kemal e bundan sonra 16'ncı Ordu'nun komutanlığı verılmış ve Ruslarla savaşmak uzere Anadolu'ya gonderılmıştır On dort yıl sonra bır Ingılız kurmay subayı (Aspınall Oglander) Ge- lıbolu'nun resmı tanhını yazarken, Mustafa Kemal'ın bu savunmadakı rolunu objektıfbır bakışla ıncelemış ve şu satırları yazmıştır 'Bır tek tumen komutanının, yalnız bır çatışmanın gıdışatında değıl, belkı savaşın tumunun so- nucunda, hatta bır ulusun kaderınde bu kadar derın etkı- ler yaratabılmesme tanhte pek ender rastlanır ' " ••• ingılız Palmer yazıyor "- Çanakkale Savaşlan'ndan bır halk kahramanı çık- mışsa bu da Mustafa Kemal'dır ' *Gelıbolu savaşlarının resmı tarıh'ını yazan Ingılız kur- may subayı dıyor kı "- Bır tek tumen komutanının, yalnız bır çatışmanın gı- dışatında değıl, belkı savaşın tumunun sonucunda, hatta bır ulusun kaderınde bu kadar derın etkıler yaratabılme- sme tanhte pek ender rastlanır " Çanakkale'de ' duşman' d[ bu Ingilizler Mustafa Kemal de duşman cephesındeydı Yoksa değıl mıydı 7 Belkı bu Ingilizler sonradan Kemalist olmuşlardır; bel- kı Turkıye Cumhurıyetı'nın "resmı tarıh'ını okuyarak şartlandılar, Ataturkçu olup çıktılar Pekı, "duşman' tarıh adına boyle yansızlaşabılırken, bızdekı zıpırlıklar nereden kaynaklanıyor? BILGI YAYINEVI'nden KİTAP DOSTLARINA BILGI YAYINEVI, "BILGI KITAP" adıyla kıtap dergısı çıkarmaya başladı Ilk sayısı Mayıs 1993'de yayımianan BILGI KITAP'm, 2 sayısı Hazıran 1993'de yayımlanacak Gazete bayılerınde ve kıtapçılarda satılmayan BILGI KITAP'tan ucretsız edınmek ısteyen okurlarımızın açık adreslerını yayınevımıze bıldırmelerını dılerız BİLGI YAYINEVİ Mesrutiyet Caddesi, No: 4İ/A 06420 Yenişehir/ANKARA Tel: (9-4) 431 81 22 - 434 49 99 • Faks: (4) 431 77 58 INONOMİK Vt TOn.UMIÂI. TARİH VAKFI TARİHÇİNİN MUTFAĞI TOPLANTIDİZİSİ14 Doc. Dr. Şevket PAAAUK 12 HAZIRAN 1993 CUMARTESİ ŞAAT 14.00 MARMARA BELEDİYELER BİRLIĞİ KONFERANS SALONU Adres: Istanbul Tıcaret Odası yanı, Zındankapı, Değırmen Sk 15 Emınonu Tel 513 52 35 ISTANBUL LISESI GELENEKSEl "AŞUREGÜNÜ" H HAZİRAN 1993 PAZAR GUNU SAAT 1000'DA.LİSE DE. 109. YIL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear