22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN1993 CUMA 10 HABERLER Dd kültürlü 'ikinci kıısak'lar urtdışındaki "ikinci kuşak gençler"in "iki-kühürlü", "iki-dilti", "iki-ülketi" olduğunuartıkgörmek gerekiyor. Dar açıh bir miüiyetçitikya dafanatik İslam üzerine kurulu bir "gençtikpotitikası" geleceğin dünyasına olumlu katkıda bulunmayacakür. Buradakigençlerimizin "Türkiyeti A vrupah" olduğunu bir an önce anlamak gerekiyor. laya "tüketicinin A vrupa 'sı" olarak bakmak yada"emperyalist poütikaların beşiği"açısındanyaklaşmak,giderek yaygınlaşan insan haklannın, ö'zgürlüklerin, demokrasinin toplumsalsorumlulukla paylaşımınadayak "evrensel kimtiğin" görülmemesiyie sonuçlanacaktır. Bu da Türkiye 'nin 'Hzolasyon "uyla sonuçlamr. •4- B urada eğiüm gören "ikin- ci kuşak" gençlerle birlik- teyız. Çahşma progra- mımız bugün, Danimar- ka'da öğrenci olan genç- lerimizle yaptığımız top- lantıyla başlıyor. Aralannda rehbenmiz Hüseyın Duy- gu'nun da, Aysel öğretmenin de öğ- rencileri var. Türkiye kökenli "iki-kül- türlü gençler". Buraya çok küçük yaşlarda gelen ya da burada doğan gençlerimiz. "Bi- zim" gençlenmiz mi. '"Avrupa'nın gençleri" mi'' Belki de yaruünı bul- mamız gereken önemli bir soru bu. Türkiye için de. Danimarka için de, Avru- pa içın de önemli bir soru, ama ışin en önemli yanı kuşkusuz gençlerin ken- dilerine ilişkin beklentile- ri. Onlar "nereli olduk- lan"na ilişkin yanıtı zor geçillerden geçerek bul- mak zorundalar. lekler arasmda. Hostes olmak ısteyen genç kızunıza, uçmaktan hoşlandığı için mi bu mesleği düşündüğünü soru- yorum. "Uçmaya bayılıyorum" diyor. Hep birlikte gülûşüyoruz. İzmırin Karşıyakası'ndan gelmiş ikı gencimizden birisi olan Ayhan, "bu soruya yanıt veremeyeceğini" söylü- yor, nedenıni de şöyle açıklıyor:' Ağacın altında yatmak 'Çünkü milyonlarca projem var." Şu "'milyonlarca" projeyı biraz açıkla- masını istiyoruz; müzısyen olmak, pa- zarlamaahk, sosyoloji ardı ardına sı- ralanıyor. Aycan, pilot olmak ıstiyor. bir ağacın altına yatıp dinlenmek." Sı- nıftaki bütün öğrenciler bu son sözlen coşkuyla alkışlamışlardı. Danimarka'daki ıkınci kuşak genç- lenn "aile ıle sorunlar" demeti, diğer Avrupa ülkelerindekine çok benziyor. Aileler için evin dışı "yabancı". Uzak durulması gereken, dikkat edilmesi ge- reken. sakınılrnası gereken "yabana yer- yabana kişi". Gençler ıçın durum çok farklı. On- lar burayı "ikinci ülke" olarak tanı- yor. Çoğu için, asıl yaşadığı ülke bu- rası. Türkiye'yi yaz aylannda görü- yorlar. Ama yaşadıklan. sokağında gezdikleri, okuluna gittikleri, ağaç- zorunda. Onun için de gezmekten ar- güçlükler çıkıyor. "Hepsi bir değü" di- kadaş seçimine kadar genış bir yaşama yen gençlenmiz de var. alanında. ailenin karar veren büyükle- Amabizımgençlerimizin"Danimar- riyle gençler arasında sorunlar yaşanı- ka'da yaşamak istekleri" dikkatimı çe- yor. kıyor. Almanya'da yaşayan gençleri- mizin önemli bir bölümü "burada ya- şamak istemediklenni" söylemışlerdi. Sanıyorum ki Almanya'da giderek ar- tan yabana düşmanlığı, Neo-Nazi ha- reketinin Danimarka'da bulunma- ması böyle bir farklı tavır yaratıyor. Yurt dışındaki "ikinci kuşak genç- Arkadaşbğın anlamları Ailenin kesın karanna ıtaat ederek evde rahat olan gencin dışanda uyu- mu elbette olası değil. Bu durumda da yabanalık sürüyor. Yurt dışında etki- sini giderek artüran dın faktörü uyumsuzluğu daha da arttınyor. Gençlerin, Danımarka gençleriyle arkadaşlıklan konusunda da değışik görüşler ortaya çıkıyor. Düşüncelerini Nerede çabşırdınız? Kısa bir konuşmadan sonra sorular soruyorum. Çeşitli konulara ılışkın görüşlerini anlamaya yö- neb'k kısa bir soru-yanıt söyleşisi. Soruyorum: - Burada öğrenüninizi bitirip bir meslek kazan- dıktan sonra nerede çalış- mak isterdiniz? Yanıt için üç secenek gösteriyorum: a- Türkiye'de. b- Danimarka'da. c- Şartlan nerede uy- gun bulursam orada. Bu sırayla soruyorum. "Türkiye'de çahşınm" yanıü sadece bır öğrenci- den geliyor. "Danimarka'da" yanıtı I sekiz öğrenciden. "şartlan nerede ,uy- I gun bulursam orada" yanıu dâ sekız öğrenciden geliyor Hangi meslek "Hangi mesleklere ilgi duyuyorsu- nuz?" sorusuna gelen yanıüar, değişık yanıtlarla karşılanıyor. Kimyagerlik. hosteslık, doktorluk, avukaüık, çevirmenlik, sosyal danı- şmanlık (yabancılarla ilgili). pedagog olmak (çocuk yuvalannda çalışmak üzere), pazarlamacıhk düşünülen mes- ler"iri "iki-kültürlü", "iki-dilli", "iki- ülkeli" olduğunu artık görmek gereki- yor. Dar açüı politikalar Dar açıh bir milliyetçi- lik ya da fanatik Islam üzerine kurulu bir "genç- lik politikası" geleceğin dünyasına olumlu katkı- da bulunmayacakür. Bu- radaki gençlerimizin "Türkiyeli Avrupalı" ol- duğunu bir an önce anla- mak gerekiyor. Böyle bir gelişim, Av- rupa'nın geleceği açısı- ndan da, Türkiye'nin ge- leceği açısından da doğru gekşmelerin hızlandınası olacakür. Bu da dün- yanın geleceğine, doğru katkılar demektife Bu yöndekigelişmeleri "nega- tif değışım" sayarak en- gellemek ya da kimük yi- timi olarak görmek, ge- leceğin evrensel değerleri- ne katılamamak demek- tır. İzolasyon Enghave Plads Skole 10. sınıf öğrencileri. Yabancılann çok voğun oldukları bir okul. Her ûlkeden, her dilden, her kültürden gençler. Aralan- nda piloÜar, öğretmenler, psikologlar, sosyal danışmanlar olduğunu göriiyor musunuz? Onların özledikkri gelecek için doğru bir destek v ere- biliyormuyuz? Özgüvenli bir genç kızımız. "Hostesi- miz vardı, pilotomuz da oldu, işimiz bir uçağa kakh" diye takıhyorum. Öğretmenlik, sosyal pedagogluk da istenen meslekler arasında. Psikolojı de ilgi duyulan bir çahşma alaru. Almanya'da bir lise öğrencisinin sözlerini de unutmuyorum. "Ben bu- rada (Almanya'da) çalışmak istemiy o- nım" demişti. "Burada çahşmayı hiç istemiyorum. Türkiye'ye gelmeyi de düşünmüyorum. Avrupa'da bir yerde çalışmak istiyorum ama orası neresi, ben de bilmiyorum." Sonra da ekle- mişti: "Okul bıtince istediğim tek şey. lannı bildikleri ülke burası. Aileiçisorunlar Burada yabana olmaktan kurtulmak zorundalar. Danimarkalı yaşıtlan da arkadaşlan olmalı. Ama aileler bu tür yakınlaşmalardan korkuyorlar. Uya- ndan korkutmaya kadar varan dikkat çekmeler ortaya uyum güçlüklen çıka- nyor. İkinci kuşak gençler, evdeki Türkiye ile kapının hemen dışında başlayan Danimarka arasında (ya da Almanya, Hollanda, İsveç, İsviçre, Fransa vb.) uyumlu bir bağ kurmak rahatça açıklayan. kararlannı kendile- ri veren, özgür birey olarak yetişen Danimarka gençlerinden, bizim genç- lenmizin beklediği "dertlerini payla- şan, güçlüklerinde yardımcı olan" tür- den arkadaşlık görmek belki de yanlış. Onlar arkadaşlığı "eşıt durumdaki in- sanlann birlikte yaşaması" olarak öğ- reniyor. Bize ise daha çok "sıkıntılan payla- şan, güçlüklerde destek olan" arkadaş tipi daha yakın geliyor. Belki de "bıre> olarak yetişen" insanla "toplumun bir parcası" olarak yetişen insan arası- ndakı beklenti farklan. Burada da Olaya "tüketicinin Av- rupa'sı" olarak bakmak ya da "emperyalist politi- kalann beşiği" açısından yaklaşmak, dünyada gj- yaygınlaşan insan hak- lannın. özgüriüklerin, demokrasinin toplumsal sorumlulukla paylaşımına dayalı "evrensel kimliğin" görülme- mesıyle sonuçlanacaktır. Bu da Türki- ye'nin "izolasyon"uyla sonuçlanır. Dünyadaki gebşmeleri daha bilinçli bır gözle ızlemek, hem buradaki hem de yurtdışındaki toplumlanmızı eğit- meİc. belki de geleceğe karşı'yapılması SURJECEK Işık dİLŞıııaıılan karaeıııelleı-iııe aslaulaşamayacaklar I NL IO1N YAZD1 Yanm kalan yazın ve bitiremediğin haberler için.. Kara haberini öğrendiğimde. lambalar sönüp, güneş tutuldu. Karanlıklara büründü Türkiye. Bir daha bir daha yanmamak üzere üstündeki mumlar söndü ama olsun mumlan söndürenler şunu unuttular, geleceğin aydınlığmda kafalanndaki küîlenmiş, küflenmiş ve ışık görmeyen kör fıkirleri ile gömüleceklerini. Kara emellerine hiç mi hiçbır zaman ulaşamıyacaklar. Çünkü nıce Uğurlar ellerinde yenı mumlarla doğacaktır. Uğur Mumcu konferanslan Eğitimci-yazarSüreyya Eryaşar'ın. Edirne, Uzunköprü ve Keşan'da verdiği 'UğurMumcu ve Atatürkçülük' konulu konferansı geniş ilgi görmeyi sürdürüvor. Eryaşar. aynı konferansı yınelemek üzere bu kez de Tekirdağ'a çağnlmış ve konferans 29 mayıs günü Tekırdağ Kültür Merkezi'nde dinleyicilere sunulmuştu. Konferanslardan sonra gelen yoğun istek üzerine Süre>7a Eryaşar. Edirne Kütüphanecıler Derneği Yavınlan arasında 'Uğur Mumcu/Atatürkçülük' adlı bir de kıtap ya> ımladı. 48 sav falık kitapta, Uğur Mumcu'nun Atatürkçülüğü nasıl anladığ^ ve savunduğu belirtiliyor, özellikle Atatürk'ün devletçilik anlayışırun ve uygulamalannın gerekçeleriyle hedeflen sayılarla açıklanıyor. Kitapta. Uğur Mumcu'nun yaşam öyküsüyle'kitaplannın listesı de yer alıyor. Kıtap. yazann 'PK. 209 Edirne' adresinden veya Türk Kütüphanecıler Derneği Edirne Şubesinden istenebilir. Senı Sevgili Uğur her zaman yazılanndaki bilinmeyen sorulara cevap ararken göriip anacağım. Saygılanmla. Cemai Türkden Türk insanı, Türk okuru, Türk düşünürü seni unutmayacak. Sev gi, saygı ve rahmetle anacaktır. Rüştü Köprülü Mumcular ölmeyecek. demokratık mücadelene, insanhğına, gerçek hukukçuluğuna, yazarlığına, gazeteciliğıne saygımız sonsuz. Bia yıkamayacaklar. BaharMucuk Çok değerli yazanmız Uğur Mumcu'yu katledenleri nefretle kınıyorum. CenkNur Canımızdan bir parça, değerh insan Uğur Mumcu, Yazmak bazen anlamsız kalıyor, senı çok arayacağız, özleyeceğiz, yerinizin doldurulamıyacağı düşüncesindeyim. Bu memlekette, hem bilgili, hem de yürekli insan pek çıkmıyor, şöyle bitirmek istiyorum: Dayan şundi kendi gövdem, Hiçbir şey beklemeden... Daha önce de gördün bunları. Sık dişinihiç teklemeden!.. Murat Gürbüz/S. Muhasebeci Demokrası ve insan haklan savunucusu değerli insan. Uğur Mumcu Senin sadece bizden bedenin a>Tildı. Unutmasınlarkı binlerce Uğur Mumcu'nun. geride olduğunu.. Senin fıkirlerini silip atabilirlermı? Asla!.. Değerli abimız. her zaman benımle. benim gıbi düşünen mılyonlarla yaşayacaksın! Sen ölmedin öldüremeyecekler bunu böyle bilsinler! Senin bıraktığın yerden bizler devam edeceğız. Yakup L ğurlu SÜRECEK AYŞEABLALILAR Geleneksel Spagetti Günümüz Bu Pazar... Tüm Ayşeabla mezunlarını 13.6.1993 Pazar günü Balgat Kampüsümüzün bahçesine bekliyoruz. Saot ] 1 00 don itibaren her yarım soatte bir Kızılırmolc Caddesindeki AAerkez binamızdon servis kolkocoirtır kolej© ayşeabla— Balgat Kampusü: lOO.Yıl Işci Sitesi No:l Balgat N? 06530 ANKARA Tel: 286 14 55 - 286 14 57 Not Mezunbr Demeğimiz kunıldu. Öyelik için lütfen Dernek Merkezj'miz olan Kııılırmak Sokak No.28 Kocatepe 06640 Bakanlıklar - ANKARA adresine başvurunuz. Tel: 425 12 52 SAHIBINDEN Selimpaşa Araptepede 191 m 2 denıze yakın VİLLA arsası satılıktır. Akşam 20.00'den sonra Tel: 230 89 61 KİRALIK Merter'de kirahk daire Tel: 50790 44 Nufus cuzdanımı ka\betlım Hukumsuzdur OZGLR L'LUSO) İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANUĞI KURULUŞUOLAN İSTANBUL HALK EKMEK A.Ş. UN İHALESİ 1 Istanbul Halk Ekmek Fabrıkası'nın ana uretım hammad- desıolanTıp2undantoplam50.000çuval/50kg.'lıkekmeklik buğday unu bir fırmadan KAPALITEKLIF EKSİLTME USU- LU ile satın alınacaktır. Tahmıni bedeli 7.000.000.000- TL. + KDV olup geçicı teminat (%3) 210.000000- TL 'dir. 2 Ihaleye katılmakısteyenlerıngecıcıteminattutarınıdev- let tahvılı, teminat mektubu veya nakıt olarak ıhale saatinden en geç yarım saat önce şırket veznesıne yatırmaları gerek- mektedır 3. Ihaleye katıiabilmek ıçın istenen belgelerin lıstesi ve iha- le ıle ılgılı şartname dosyası Istanbul Halk Ekmek Fabrikası SavaklarCaddesıNo 3EYÜPadresinde250.000-TL.kar- şılığı temın edılır 4 Teklıflerın en geç 18.061993 gunü saat 14.00'e kadar sır- ket merkezıne verılmesi gerekmekte olup ihale aynı gün saat 14.30'da yapılacaktır 5 Şırketimız2886sayılı kanunatabı olmayıp ıhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. SAINT-JOSEPH LİSESİ Geleneksel Petit-Paın Günü 13-24 haziranda okulda kutlanıyor. ANKARA/ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU İnötıü'den Selam Uzun meslek yıllarımda kaç politikacı tanıdım kimbilir! Her kuşaktan, her daldan politikacılar. Kimini hiç anım- samıyorum, kimini hiç unutamıyorum. Kimini de unut- mak istiyorum artık. Nereden nereye geldiler, seslerini, soluklarını nasıl yitirdiler, çizgileri nasıl değişti, kişilikle- ri ne ters gelişti! Politikacılarla dostluğumuz gazetecili- ğimden önce başlıyor aslında. önce CHP'li babam, sonra eniştem Enver Kök nedeniyle. 1946'da CHP kalesi sayılan Sinop'tan Yusuf Kemal Tengirşenk ve Suphi Ba- tur'la parlamentoya geldi eniştem. O nedenle çok De- mokrat Partili tanıdım evimizde. Çoğu dünyamızda değil artık. Ara sıra Ahmet Tahtakılıç'ı görüyorum Çankaya yollarında, uzun bir yürüyüşü sürdürür gibi. Unutamadı- ğım bir DP'li Ekrem Hayri Üstündağ, Menderes hüküme- tinin ilk Sağlık Bakanı. Görüşmek isteğime olumlu yanıt verdi. Gittiğim zaman hiç bekletmedi, çahşma masası- nın önünde, ayakta karşıladı. Gazetecıliğeyeni başlamı- şım, Hayatdergisiaydabiryayımlanıyor, tirajıdaönemli değil, Sayın Üstundağ'ın ilgisi beni çok duygulandırdı. Teşekkür ettim, yanıtı hala kulağımda: - Gazeteciliği meslek seçen bir genç kızı tanımaktan hoşlandım. Size verdiğim sözü tutmak için buradayım bu sabah. Artık bakan değilim Dün istifa ettim. Elbet çok şaşırdım. Aptalca nedenini sordum. Masa- sında yığılan dosyaları gösterdi: - Bu dosyalarda sağlık sorununda çözüm bekleyen konular var. Başbakan'la görüşmemiz, hükümette tar- tışmamız gerekiyor. Ama kaç gündür Başbakan'a ula- şamadım, Sağlık Bakanı'na ayıracak vakit bulamıyor. Bu durumda görevde kalmamın ne yararı var! Aradan kaçyıl geçtı, bu sözleri anımsarım her zaman. özellikle çok önemli gerekçeler olsa da istifayı düşün- meyenler karşısında! 1960 yılında gazeteciliğimde yeni bir dönem. 27 Mayıs Devrimi'nden sonra Ankara'ya geldik. Ailemizden biri, Selahattin özgür de 27 Mayısçılar arasında, başkent sı- cak günler yaşıyor, mesleğimizde de güzel bir dönem, politikacılarla birlikte yaşıyoruz, anayasa çalışmaları başlıyor, Kurucu Meclis oluşuyor, eski ve yeni politikacı- lar konuşuyor kürsülerde, yeni sesler, yeni soluklar, yeni sloganlar ve statükocu şarkılar! Senato'da da Mec- lis'te de çok ilginç konuşmalar, tartışmalar oldu 1960'- larda. TlP'liler konuştular, genç CHP'liler. Örgütten gelenler. Mehmet AN Aybar'ın sağlık durumu nasıl aca- ba? Hastalığını duyunca neler canlandı gözümde. Emekçiler, aydınlarla dalgalanan alanlar. Meclis'te ilk kez kürsüye gelen konular, kavramlar, sonra Aybar'ın tek başına kaldığı dönemde de yükselen sesi, soluğu. Politika da bir yaşam biçimi kuşkusuz. insanın yapısı, inançları, direnci, birikimi, özverisiyle oluşuyor. Yoksa rasgele! Milletvekili, bakan, başbakan, genel başkanya da cumhurbaşkanı olmak olumlu bır tırmanışı yansıtmı- yor her zaman. Koltuğu ne olursa olsun boş kalıyor çok geçmeden! Koltuğa oturmak değil, olumlu bir şeyler kat- mak önemli. Belli ilkelerden ödün vermeden, çevre kir- lenmesinden etkilenmeden, görevinin sorumluluğunun bilinciyle çalışarak değerleniyor koltuklar. Rahmetli Ha- san Esat Işık'ı anımsıyorum. önce değerli bir diplomat, Parıs elçiliğini bıraktı Ankara'ya geldi bir gün, politikaya bdşladı, ailesi DP'li ama o CHP'yi seçti politikada. Sa- vunma Bakanı oldu, CHP'nin yönetiminde görev aldı, bir gün de istifa etti. Görevi önemliydi ama ilkelerinden ödün vermedi, devlet yaşamında güzel bir örnek verdi, saygın bir devlet adamı olarak anımsanıyor şimdi Bir devlet adammın koltuğunda oturma sürecini iyi bilmesi, zamanlamayı şaşırmaması da çok önemli elbet. Zama- naşımından kaçınmak gerekiyor. • • • Erdal Inönü'nün kararına bu nedenle büyük saygım var. Siyasal yaşamda belli bir tırmanıştan sonra SHP'de yeni tırmanışlara yol açıyor. Okurlarım anımsar, ona her zaman sevgiyle, saygıyla, umutla ve güvenle baktım. Hiç de yanılmadım. SODEP'ın kuruluşundan bu yana ya- kından izlediğim bir kişi Erdal Bey. Boyu kaç santim bil- miyorum, ama uzun boylu bir adam. Kısa boylulara, cücelere alışmış bir toplumda yadırganan bir boyu var. Demokrat kişiliği, içtenliği, hoşgörüsü, kültür birikimi ve düzeyiyle boyverirken belli çevrelerin tedirginliğine, tepkısine yol açması kaçınılmaz. Ama tepkiler de, tedir- gınlikler de yolundan alıkoymadı onu. Bugün alkışlayan- lar, ders verdiğinden söz edenler de neler yazdı, söyledi vaktiyle. Ama hiç aldırmadı, üzülse de gülümsedi, eleş- tirilere hoşgörüyle baktı, özüyle de alay ederek sürdür- dü tırmanışını. Siyasal yaşamda bir yumuşama, uzlaş- ma başlattı. Güzel ve özel bir politikacı örneği verdi. Çağdaş kişiliğiyle kaç yaşına gelirse gelsin genç bir in- san Erdal Bey. O bir cumhuriyet çocuğu. Cumhuriyet çocukları yaşlanmaz, ayrılma kararı da yaşa bağlana- maz... Uzun boyu gibi, kararının da güzel boyutları var. Tepe- de bir ayrılık ve selam herkese Bu selamı iyi yorumla- mak gerekir. BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 - 2 3 4 5 6 7 8 9 ^M ı I ^M n Njı SOLDAN SAĞA: 1/ Rabelais'in ünlü bir ya- pıtı. 2/ Yapay reçine ver- niği ve tutkalî üretıminde kullanılan beyaz ve bıl- lursu toz... Birleşmış Mil- letler Gıda ve Tanm Örgütü'nün sımgesi 3/ Afrika'da bir ülke.. Kal- kan ve zırh gıbi korunma araa. 4/ Çoğu kez.. Bir nota. 5/ Lantan elemenü- nin sımgesi.. Brian atası olan bir kâğıt oyunu 6/ "Dostun bahçesınden - - - el geçmesın Kurutur ha nazlı dil- ber kurutur" (Köroğlu)... Kışinin öz benhği. 7/ Tecrübeli, usta... As- kerlik çağı. 8/ Şiılerde kadına para verilerek yapılan geçici evlenme . Bır çalgı. 9/ Mantıkta. önertılen- nin biri ya da her ikisi kanıtıyla birlikte ileri sürülen tasım. YLTCARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Oktay Rifat'ın bır şiir kitabı. 2/ İri taneli bezelye... Bir sayının üçüncü kuvveti. 3/ Başkan... Hi- malayalar'da yaşadığına ınanılan "Kar Adamı"na verilen ad. 4/ Yakışır, yerinde, uygun... Bir renk. 5/ Yaratık. 6/ Olumsuzluk belirten bir önek.. Duman lekesı... Kale duvan. 7/ Kızıl tüylü bir av kuşu... Genellikle güneşten korunmak içın bır şeyin üzeri- ne gerilen örtü. 8/ Bir kürk hayvanı... Galyum elementinin sim- gesi. 9/ Sopbokles'in ünlü tragedyası. FOLKLORPENCERESI Ahmet ÖZDEMİR'in yenı kitabı yayınlandı Genel Dağıtım: TOKERYAYINLARI Ankara Cd. 46 Basın işhanı K.2 Cağaloğlu-İSTANBUL Tel: 522 33 09 (Cönklerden Günümuze Halk Şaırlerimız. Sevgı Çıkmazı ve Ahmet Haşım kıtaplarını da Toker Yayınları'ndan temın edebıiırsinız.)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear