Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7MAYIS1993CUMA"
OLAYLAR VE GORUŞLER
Gene yalnız kaldık
MELİH CEVDET ANDAY
eşaşırtıcıbırhıkâyeVıc-
tor Hugo nun Deb
Kont Monıer' adlı hı-
kavesı daha once oku-
mamışüm. bılmıyor-
dum Memet Fuat ın
K sa Oy kuler' adlı (Adam Yay ) seç-
kısınde buldum \ azar delı kontla ıl-
gılı ola>ı anldttıktan. demek hıkâvesı-
ru bıtırdıkten sonra bırden lafı değıştı-
nyor dıvor kı
" Bunahm mavı bır goğun altında
da. karanlık bır goğun altında olduğu
kadar çok oluşabıbyor Belkı de daha
çok Yaşamımız en varbklılanmızın
bıle, aslında her zaman, eğlenceden
fazla sıkıntı ıle dolu olduğundan, ka-
ranlık bır gokvuzu bıze daha uvgun
duşuyor Parlak, neşeh bır gokyuzu
sankı bızımle alay edıyor Doğa sıkın-
tılı görunumlenyle bıze benzıyor, bızı
rahâtlatıyor parlak, etkılı, temız, ola-
ğanustuyken bızım yaşlanmamıza
karşılık surekh gençken, bızım ıç çek-
memıze karşılık gulumserken, gor-
kemlı ulaşılmaz, olumsuz, doymuş.
dıngın bır ne$e ıçındeyken ıse ınsanı
bunaltan bır \onu oluyor
Hugo vu bunca duşunduren, gıde-
rek başkaldın) a. gotüren, doğa ıle ın-
san arasındakı ıbşkırun tershğı mıdır,
yoksa doğanın tumden vurdumduy-
maz oluşu mu1
Bız sıkıntılar ıçındey-
ken gokyuzunun gulumsemesı elbette
bır tershktır, ama onu, bızden haber-
sız, kendı başına, ınsan ıçın hıçbır
amaç taşımaz dıye duşunmenın daha
doğru olacağını soylevebılınz
Gerçekte ıse ınsanoğlu doğasal
otaylarla kendı yazgısı arasında hep
ıbşİcıler, benzerbkler. dostça \a da
düşmanca etkıle^ımler bulunduğu ına-
nışında olmuştur Neyı gostenr bu7
Insarun kendıne verdığı onemı elbette
Sonsuz evren ıçınde bır odur değerh
olan gıderek evrenm amacıdır o her
şey onun çevresınde ve onun ıçın olup
bıter
Kendı kendıne gelın guvey olmak
derur buna Başka ne1
Ama gene de konuyu kesıp attığıma
ınanamıvorum Neden dersenız. ınsa-
noğlunun kendını önemsemeye buyuk
gereksemesı vardır Evrenın ıçınde
kuçuk bır gezegene aülmış bu zavallı
yaratık başka nasıl yaşayabıhrdı9
Ona
ayncabk gereklıydı Dınler felsefcler
bıbmler de bu ayncalık anlayışını (ya
da ınancını) destekleyıcı ınanışlar. go-
mşler ve kuramlar atmışlardır ortaya
Bunlann ortak yaru, >erkurenın avn-
cabğında kendını gostenr Yerkure e\ -
renın merkeadır ve ınsanoğlu orada
yaşamaktadır Tann bıçmıştır ona bu
yen Gerçı ınsanoğlu gunahkardır ve
gunahını ödemek, cezasını çekmek
uzere gondenlmıştır dunyaya ama
Tann seçtığıne gore dunya da, ınsan
da a>ncalıkhdır Tannnın gozu dun-
vamızın vebıamuzenmızdedır Evren
kımın umurunda1
Lkendenvelı bılgın Ptolemaıos Al-
magest adlı kıtabında Yunanb bılgın
Hıpparkos a dayanarak yermerkezlı
evren modehnı gelıştırdı Bu sıstem
Batı da ve Hınstıvanlıkta 15 vuzvıla
değın bır ınak dogma bıçımınde be
nımsenmış ve elbet ınsanın ekmeğıne
vağ surmuştur Yer durağan \ e hare-
ketsızdı, Guneş Av ve gezegenler
onun çevresınde dolanıvorlardı Ne
saltanaı1
Ama bu saltanat uzun surmedı Ko-
pernık (1473-1543) sıstemının ortava
atılması ıle her şey altust oldu Bu Po-
lonvalı astronom. Yer ın kendı eksenı
ve Guneş ın çevresınde donduğunu
sovleyınce vermerkezlı (jeosantnk)
evren modelı yıkıldı onun yenru gun
merkezlı (helsantnk) evren modelı
aldı Insanın pabucu dama atılmıştı,
Y er otekı gezegenler gıbı bır gezegen-
dı, hıç bır ustunluğu yoktu O yuzden
bu \enı goruşe Kopernık devnmı'
adı takıldı
Bununla da kalmadı. ışler gıtukçe
sarpa sanyordu Bılgınler sankı ınsa-
nın yennı kuçumsemek ıçın ellennden
gelenı yapıyorlardı
Ingılız fızıkçı ve matematıkçı Sır Isa-
ac New ton (1642-1727) mekanık alan-
da gctırdığı yenıbklerle doğa ıçındekı
durumumuzun kenarda koşede kaldı-
ğıru duşunduruyordu Kutle çekım ya-
sasını ortaya koyan Nevvton, Yer ıle
Av ve Guneş ıle gezegen arasındakı
kutle çekırru ıçın bulduğu yasanın, ev-
renın her yennde v e butun cısımler ıçın
geçerlı olduğu varsavımını one suru-
vor Evrendekıherhangııkıcısımbır-
bınnı kutlelennın çarpımı ıle doğru
aralanndakı uzakhğın karesı ıle ters
orantıb olarak çeker ' dıvordu Evren
bır makıne gıbı çalışıvordu Bunun
ıçınde havale yer yoktu Insanın bu-
yukluk duygusu gulunç oluyordu Bu
yuzden humanıstler Nevvton'dan otu-
ru duş kınklığına uğramışlardı
Duşmez kalkmaz bır Allah
Pekı ne dersınız. bız evren ıçınde bır
hıç mıvız'' Benı çok duşunduren bır
konu bu Yeryuzunde bulunmama bır
neden anyorum çunku Bıraz sonra
sanıvorum kı. geleceğız buraya Ama
şımdı umut vena bır yeru buluşu soz
konuiuedeyım
Insanoğlunun vıldızı yenıden parb-
yor Içıne uzay araç'an teknolojısını
de alan yenı bılımın (astronotık), bu-
gune değın surdurulen ıncelemelere
davanarak sövledığıne gore tek akıllı
yaratık (ınsan) dunvamızda oturmak-
tadır Bu, ne buyük onurdur bızım
ıçın "'Eşref-ı mahlukat" sozu doğru
çıkıvor
Rus bılgını V P Alekseyev, 'Insan
Turunun Kokenı Ve Gebşımı' adlı kı-
tabında (Sosyal Yayınlar) şoyle dıyor
"Kopernık, jeosantnk (yermerkez-
lı) sıstemı yıkıp jeosantnk ılke yenne
hehosantnk (guneşmerkezlıhk) ılkesı-
nı kovduğunda. bılımsel bakış açısın-
da çok buyuk bır devnmı gerçekleştır-
rruş ve daha sonrakı yuzyıllarda koz-
mos sorunlanna kuramsal açıdan
nasıl yaklaşılacağını behrtmış oldu
Otekı akıllı dunyalann ve daha ge-
nel olarak da vaşamın galaksımızın
gozlemlenebıhr bolumunde ve onun
otesınde bulunup bulunmadığı soru-
suna yıl be yıl 'bulunmadığı' bıçımınde
olumsuz yanıtlar veren astronotık uy-
gulamalar çağı, bılgımızın ulaştığı yenı
bır aşamada, kozmogonık varsayım-
lann yapısı ve ınsanın evrendekı yen-
nın bılınçlılığı konulannda jeosantnk
ılkeye donuş çağını açacak gıbı goru-
nuyor
A D Ursul (1977) haklı olarak çağ-
daş bıhmsel duşünuşte. antropık ıl-
keyı, yaru ınsan ılkesını odağa yerleştı-
ren tutumuyla yaygınlaşan bır eğılım
olan 'antropojeokozmızm' olgusun-
dan soz etmektedır "
Bılıyor musunuz, "sevındım" dıye-
mıyorum, çünkü tek akılb yaratık ol-
mamız benı korkutuyor Akıl yüzün-
den doğaya gıtgıde daha çok yabancı-
laşıyonaz Yaşamıyoruz da sankı,
yaşıyormuş gıbı yapıyoruz Bılınamız
bütun saflığımızı yok edıyor Gökyü-
zune bakarken gokyuzunü duşunüyo-
ruz, boylece de gokyuzunü goremıyo-
ruz Hepten sahtecıyız, bırbmmıze
oyun oynuyoruz Kont Mortıer gıbı
delı olmaktan başka çıkar yol yok
Akıllı olmanın cezasmı çekıyoruz
Yoksa günahkâr mıyız9
Ortacağa
mı donuyoruz9
ARADABİR
KEMAL OZAN
TermikSantrallar
Ürkütüyop.
Termık santralların doğa ve yaşamı yok edıcı kırlen-
melere neden olabıleceğı gerçeğı en sonunda Yata-
ğan da gozler onunde, urkutucu bır gorunum oluştur-
muş bulunmaktadır Bu gıbı santrallar fosıl yakıt yaktık-
larından yaydıkları kukurtlu gaz toz ve radyasyonla
zehırlennı hava, su toprak ve obur doğal kaynaklara
saçarak kırlenme ve bozulmaların yoğunlaştığı genış
alanlar ıle tehlıkelerınden kaçınılmaz çok buyuk çevre
sorunları yaratmaktadırlar
Termık enerjı uretımınde kullanılan fosıl yakıtlar yuz-
de 1 ıle 6 ya kadar değışen oranlarda kukurt kapsamak-
tadırlar Yakıldıklarında once kukurt dıoksıt bundan da
kukurt trıoksıt turemektedır Tureyen kukurt trıoksıt ha-
vadakı su ıle karşılaştığında sulfurık asıt oluşturarak
toprağa asıt yağmuru olarak gerı donmektedır Aynı za-
manda yağan asıt, kaya ve metallerı kemırmekte, ınsan
ve hayvanların solunum yollarını yakarak çeşıtlı hasta-
lıklara da neden olmaktadır
Bır buyuk termık santral, her gun 500 ton kadar kukürt-
lu artık çıkarmakta ve havaya da 50 ton toz yaymaktadır
Bunun gıbı, çeşıtlı kaynaklardan havaya yayılan kukurt-
lu, aldehıt turevlı gazlar, ıs ve tozlar, kırlı bolgelerdekı
ınsanlarda solunum ve dolaşım tıkanmalarıyla belıren
hastalıklar yapmaktadırlar Kapsadıkları benzopıren gı-
bı zehırlerden oturu de akcığer kanserıne neden olmak-
tadırlar
Öte yandan fosıl yakıtlardan yanma sonucu yalnız
kukurtlu turevlerdeğıl karbonoksıtlerıdeçevreyeyayıl-
maktadır Bu da termık santralların etkı bolgesındeya-
şayanlarda kansıztık halsızlık ıle gelışme, buyume ve
benzerı yaşam etkınlıklerınde gerıleme ve bozulmalara
yol açmaktadır Öylekı kırlı bolgelerde yetıştirılen çıftlık
hayvanlarının verımlerı azalır ve zamanla yok olur Ha-
va kara ve sularda yaşayan yaban hayvanlarının dolu
tukenır Tarım alanlarındakı bıtkı ortusu, yeşıllığım yıtı-
rır, solar, meyve tarım urunlerı yetışmez, ormanlar ku-
rur ve yok olur Sonunda, gök mavı parlaklığından top-
rak dırı yeşıllığınden olur sular bulanır ve yaşam sonup
gıder
işte bu nedenledır kı, bır yoreye kırletıcı nıtelıklı bır te-
sıs kurulacağında, yerı seçılırken o bolgenın tarımsal
ve turıs^ık potansıyelının gozonunde tutulması gerek-
mektedır Yoksa, elde edıleceklere oranlandığında
uzun sure sonra kaybedılen değerler daha fazla, daha
ağırlıklı olabılmektedır
Nıtekım, doğa ve ınsan ılışkılerı, ınsaniarın yaratıcı
guçlerını olduğu kadar doğayı ve kaynaklarını kotuye
kullandıklarını gosteren ornek ve sonuçlarla da dolup
taşmaktadır Öylekı gunumuz uygarlığında, bır yandan
geçmışte benzerı bulunmayan eşsız ve yararlı buluşlar
yapılırken bır başka yonden de, doğal kaynakların kırle-
nıp tukenmesı ve enerjı bunalımı gıbı çevre sorunları da
ortaya çıkmaktadır
Yatağan orneğıyle, açıklanmayaçalışıldığı gıbı çeşıtlı
kaynaklardan gelen çevre sorunları, ulkemızde de yad-
smmayacak boyutlara ulaşmış bulunmaktadır Bunlann
en onemlılerını de hava, su, toprak kırlenmelerıyle kır-
sal alanlar bıtkı ve hayvan floralarını etkıleyen doğa bo-
zulmaları ınsan yapısı, çevredekı kırlenmelerveduzen-
sız yerleşmeler oluşturmaktadır
Eskı uygartıkların beşığı ve karışımı olan ulkemız ın-
sanı daıma, kendısıyle doğası arasında bellı bır denge-
yı kurup surdurmekçabasıyla beraber, yuzyılımızın son
yarısında, duzensızsanayıleşmevekentleşmeylebırlık-
te, bu dengenın zaman zaman bozulmakta olduğu go-
rulmekte ve gıdışınden kaygı duyulmaktadır Hele he-
nuz uretıme gecmemış olan Gokova santralı ıçın hare-
kete geçıp doğayı kurtarma yolları aranmalı halkı
uyarıp korumayı sağlamalı
OKURLARDAN
Futbolcuyumfutbolcu
3por beden ve ruh sağbğı acısından kuşkusuz gerekhdır
•Vma TV, radyo ve basında bu denlı ağırlıklı olarak spora yer
venlmesı topluma, ozellıkle gençbğe ne kazandınyor''
Işte futbol teroru tırmanıp gıdıyor
Yedıden > etmışe sporcu olsak ne yazar
9
Bu-gençtelevızyonda 'Ustumuze başımıza bırşey
ilamıyoruz ama Fenerbahçe'nın tûm deplasman maçlanna
adıyoruz'dıyor
Bu gençlenmız spor gıderlennın yûzde yırmısmı kıtaba
.erseler, okusalar topluma daha yararlı olmazlar mı
9
Vefa
Kuçük 'Fenerbahçe've gerekırse yuz mılyar vennm' demış
Bu parayla ulkemızın kulturüne, sanatına, ekonomısıne
neler kaülmaz kı
9
Bıbnçlı bır toplum yaratılması, sanınm sıyası ıktıdarlann
j> kusunu kaçınr ve ıstedıklen gıbı at oynatma olanağı
Sulamazlar
Ömer Nida
İstanbul
TARTIŞMA
Bir tehlikenin ayak sesleri
]
Y~ nsanJarın tutkunu
[ olduğu bazı olgular
I \ardır. Kumar,
I sigara, ıçkı tutkusu
I bu olguların en
\^ kola> edınılenidir.
vadabunedenlebu
olgulardan bınnın ağına takılır
ınsanımı/. \ğa takılınca bır
daha da o ağdan kurtaramaz
kendinı Bu nedenle aıleler,
eğıtım kurumlan \ e tiinı sosv al
hizmetler bu konularda kişıyı
u> anna> a ve korumava çalışır.
Ne > ar kı son > ıllarda bu konuda
amaç dışı bazı gelışmelcr
gozlemlenıvor Tumüetişun
aravları. ozellıkle tele>ızyon gibi
görüntülü > a> ınlar. şans
ovunlan ve kumar uzennde
özendiricı ne * arsa onu
yapmaktadır. TRT > a da ozd
televizv onlardan hangisini
açarsanız açınız en ünlu sanatçı
>e spıkerlenn şans oyunları
duvurularıvla karşılaşırsımz.
Son derece özendıncı bu
du> urularla hıçbır eğıtsel >e
bilımsel değerı oimav an soruları
bılene mılvonlar \e çok değerli
hediveler verıleceği sov lenıjor.
Veriİiyor da. \ eter kı bır telefon
edin, yeter ki katılın.
Anla> amadığımız bu telefon
ağını. daha doğrusu nızağını
kuranlar kım, \ a da kımler?
"Kaz gelecek yerdetı tavuk
esırgenmez'" kuralım
uyguladıklanna gore bu
soygundan neler kazandıvor?
Çok basıt sorulara, orneğin
kendı dının adını so> leyene
mily onlar venldığıne göre
soygun dilimi oldukça büyuk.
Elbette soy gun dihmının
büyükluğunu 'tam" bılemiyonız
ama, ıticı ve ozendıncı gücunü
görebilivoruz. Milyonlarca
ınsan kazanma-kav betme
kurgusuvla kuruluvor. Çarpıcı
bediv elerin. son model
otomobıllerın göriintulerinden
sonra saygın bır sanatçının
ağzından, "Katılın, siz de
katılın. Durmadan telefon edin.
Şansınızı arttırın" çağnsma
hangı genç telefon çevirmez?
Bizce hiç kimse halkı böylesi
özentikrle soyma hakkına sahip
değildir. Kimse bovlesı bır
olguy a göz yumamaz. Ozellikle
hir devlet kurulumu olan TRT
bov le • olgulara hıç mı hıç
katüamaz. Onun görevi halkı
bilgdendinnek ve eğitmektir.
Ozej girişimciliğe özenenler bu
çirkin olgunun, daha doğrusu
çirkin sovgunun üzerinde biraz
durmaİKİır.
NijaziÜnsal
Eğıtımcı/Ankara
PENCERE
Noterlerin görevleri ve hukukçular
S
on zamanlarda
kımı kelam ve
kalem
sahıplennın
dıllennde ve
yazılannda
noterler yasa-kural
tanımadan, hak-hukuk
dınlemeden.her
onlenne gelem
onaylayan kışısel çıkar ve
beklentılenıçınyoz yolsuz
ılışkılere goz yuman bır tur
evyamcıbğın tanımına ornek
gostenbr olmuşlardır
Anayasasında, bır hukuk
devleü olduğunu açıkça
belırten bır ulkede, hukuksal
guvenlığ] sağlamak ve ılende
çıkabılecek anlaşmazbklan
onlemek ıçın ışlemlen
belgelendıren ve bu görevlennı
ancak yururlüktekı yasal ve
yonetsel hukümlere uvgun
davranarak yenne getırmek
zorunda olan noterlenn,
sarubının sesınden başka ses
tarumayıp, ona koşulsuz uvan
kapıkullannın tanımında
kullanılması, bılmedığı
konularda ahkâm kesmeyı
abşkanlık halıne geürmenın bır
başka duzeysız omegı olarak
gonıyorum
Ama ışın asıl uzuntu veren yaru
ıse. noterlenn ışlevını, bağlı ve
uymak zorunda olduğu
kurallan herkesten daha çok
bılen ya da bılmesı gereken kımı
unvanb hukukçulann da bu
duzey sızlığe destek veren
benzen kabullendır
Yasa koyucu karşısında, başka
meslek gruplannda pek
rastlanmayacak bıçımde, tüm
yasa ve yonetmelıklen bılıyor
olmak gıbı son derece ağır
sorumluluklar ustlenmış olan
noterlenn, sanınm bundan
sonra bır başka gorevlen de
boylesı hukukçulan
bılgılendırmek olacakür
Hadi Hankendi
Noter/İzmır
Kitap toplatma ve suskun toplum
B
ılındığı üzere
demolcratık ve
laık bır ülkede
bıhmkıtaplandın
adamının
fetvasıyla
yasaklanamaz, toplatılamaz
Bu ış, teokratık devlet
sıstemlennın uygulandığı
ortaçağlarda olurdu, bugun de
veryuzünun çok gen kalmış
toplumlannda oîmaktadır
Turkıye Cumhunyetı
Ataturk'un getırdığı laıklık
ılkesı sayesınde çağ aşımı
> apmış modern bır devlettır
Boyle bır dev lette bır savcının
laık duşunce yapısma sahıp
bulunmayan, tarafsızhğı ıse hıç
soz konusu olamayacak olan
bır kımseyı bılırkışı tayın edıp
ışlem görmesı anayasa> a ay kın
bırdavranışolur "Aydınve
A> dın ' adlı yenı kıtabım
hakkında istanbul Basın
Savcılığı'nın yaptığı bu
olmuştur Savcıdın
adamlanndan bınnın
bılırkışılığıne başvurarak
topktma >olunu seçmıştır Bu
dın adamı Dıyanet Işlen
Başkanlığı na bağlı bır
muftuluktegorevlıdır Butun ışı
Dıvanet ın yayınladığı şenat
hukûmlennı Türk halkına
belletmektır Buhukumler
'ınanç" şeklınde kışılenn
beyınlenne sokulabılen
şeylerdır Devletınresrru
yayınlanndan fotokopyalannı
çıkarmak suretıyle bazı
örneklennı takdım ettığım bu
hukumler arasında "İslamdan
başka dınlere rağbet edenler
tambırsapıklık
ıçensındedırler '(Bkz
Hutbeler. Dıyanet Işl Başk
yayınlan, Ankara 1973, sn
217).' Muşnklen nerede
gorurseruzoldurun '(Bkz
Tevbe 5) şeklınde hoşgöru
ılkelenne ters duşen ya da
"Kadınlar aklen ve dınen dun
yaratıklardır" (Bkz "Sahıh-ı
Buhan Muhtasan. Tecnd-ı
Sanh tercumesı, Dıyanet
yayınlan,Cıltl.sh 223)
şekbnde ınsan haysıyeünı
zedeleyen ya da "olu ınsan
vucudu ıle veya hayvanla cınsı
munasebette bulunan oruçlu
bır kimse kaza orucu
tutmalıdır", oruçlu olduğu
halde uyuyan bır haruma.
eşının uyandırmadan cınsı
munasebette bulunması kazayı
gerektınr'(Bkz Dıyanet
Dergısı, Cılt XI. sayı6, sh
339-340) Farelerdevesutu
ıçmeyıp koyun sutu ıçerler,
çunku Tann vaktıyle Benı
İsraıl'den olan bır kavm'e dev e
sutunu haram kılmış, doğru
yoldan aynlması uzenne bu
kavmı fareye tahvıl etmıştır"
(Sahıh-ı Buhan Muhtasan
Cılt IX. sh 68-69)
'yemeğınızın ıçıne duşen
sıneğın dışarda kalan kanadını
ıyıce > emeğe batınn, çünku
smegın kanadının bınnde
hastalık, dığennde şıfa v ardır'
(Sahıh-ı Buhan Muhtasan
Cılt IX, sh 71),'Horozlar
melek gormuşler (de oyle
ötmuşierdır) merkep şeytan
gormüş (de oyle anırmışdır)'
(Sahıh-ı Buhan Muhtasan
Cılt IX, sh 67) şeklınde akb ve
mantığı dışlavan nıcelen vardır
kı Turk halkırun akıla y onde
eğıtılmesıne ve fıkren
gelışmesıne engel teşkıl
etmektedır Buturvenlenn
gozler onüne senlmesı değıl,
fakat halkımıza belletılmesı suç
olmak gerektığıne gore
savcılığın kıtabımı değıl,
Dıyanet'.n yayınlannı
toplatması gerekırdı Bılım
adamının gorevı, çağal
akılcıbkla bağdaşmayan şeylen
(v elevkı bunlar dın hukümlen
olsun) eleştırmek, sergılemek ve
yermektır Oysa kı "ınanç"
oğesını her şeyın temelı
sayanlar ıçın bu "dınsızhktır "
Bu boyle olunca ınanç
yonetımmden annamamış ve
dının karşısmda
bağımsızlaşamamış dın
adamını. akılcı ve deneya
duşun urünu olan yapıtlan
değerlendırme ışınde rol oynar
duruma getırmek, dort j-uzyıl
genlere donmek, omeğın
Galıleo olayını, bu uygarbk
çağında Turkıye sahnesıne
koymak demek olur
Unutulmamahdır Batı dunyası
ozgurluk aşamasıru ve uygarlık
şahlanmasını dın adamına
karşı savaşım ve onu etkısız
kılmak suretıyle yapmış,
ortaçağı ancak bu sayede
aşmıştır Turk
aydınlannı akıl gûcunu geçerb
kılmaya, ozellıkle kıtap
toplatma gıbı Turkıye yı u} gar
duny a onunde utanç vena
durumlara sokan
uygulamalara karşı savaşıma
çağınyorum
En ıyı dıleklenmle
İlhanArsel
DevrimciyiL..
ideolojı sozcuğu tu kaka oldu
Çoğu tatlısu aydını ıdeolojı 'sozcuğunden nefret edı-
yor, kımılerı de burun kıvırıyor, ama ne çare, ıdeolojı-
den kurtuluş olanaksızdır
Ideolojıyle bırlıkte yaşamak zorundayız Çunku yalnız
Marksçı ıdeolojı yok, varoluş koşullarımızdan yansıyan
her yaşam bıçımının bır ıdeolojısı varkı say sayabıldığın
kadar islam ya da Hırıstıyan ıdeolojısı kapıtalızmın
ıdeolojısı, lıberal ekonomı ıdeolojısı emperyalızmın
ıdeolojısı, ışçı sınıfı ıdeolojısı, mıllıyetçı ıdeolojı ırkçı
ıdeolojı, vb Halkaları bırbırıne geçmış fıkırlerın ya da
ınançların butunu bır ıdeolojıyı oluşturur
Pekı, neden 'tukaka' oldu ıdeolojı'
Buyurganlar, bır sıstem ıçınde gelışen duşuncelerı
tehlıkelı bulduklarından ıdeolojıden çekınıyorlar 12 Ey-
lül'de zorbalıkla topluma dayatılan "egemen ıdeolojı'
nedır^ Koşe donuculuğu yeğlemek 'her koyun kendı
bacağından asılır ' dıye duşunmek, yazgıcılığa bağlan-
mak, lotaryadan medet ummak' Lıselerden felsefe
derslerınt dışlayan buyurganlar, kafa karmaşası yarat-
mak ıçın bılınçlı bır sıyaset uyguladılar
Kokü dışarıda bır sıyasettır bu
"Kureselleşme 'yı yanlış yorumlamaktan kaçınmak
gerekıyor kureselleşme kafalarımızı sınır ötesındekı
tekelcılerın emrıne vermek değildir evrensel ufuklar,
ancak gezegenımızdekı geçerlı duzenı eleştırel aklın
suzgecınden geçırmekle aydınlanır
•
Rahmetlı özal, 1980'lerın yıldızı olmuştu, yandaşların-
ca nasıl ovuluyordu
-Yenılıkçıydı
- Ihtılal yaptı
- Devrımcıydı
Her ıhtılal ya da devrım, kendıne ozgu hukukunu da
getırır, yasalarla vurgulanır 12 Eylul hukuku geçerlıy-
ken devrım nasıl olabılır"? Ancak Turk Parasını Koruma
Kanunu'nda yapılan bır değışıklığı devrım sayarsak, 12
Eylul mevzuatıyla ıhtılalcılığı bağdaştırabılırız Bır yan-
dan devrımcı gençlerı darağacına çekmek, ote yandan
IMF'nın ve Dunya Bankası nın dayattığı koşulları devrım
saymak, kafa karmaşasının tozu dumana kattığı toplum-
larda pıyasaya surulebılen sıyasetlerdır Yıne de toplu-
mun en tutucu kesımlerının askerı darbeyle one sürduk-
lerı polıtıkacıyı ' devrımcı, ıhtılalcı, yenılıkçı' dıye
ovmeye kalkmaları, uzennde duşunulmesı gereken bır
olgu değıl mı
9
Tdeolojının tu kaka olduğu, şerıatçılığın yukseldığı
okullardan felsefe derslerının kapı d'çan edıldığı bır do-
nemde devrımcılık varsıl kesımlerın cebınde dovız taşı-
ma ozgurluklerıyle ölçuluyorsa, Turkıye'de devrım
gerçekleşmıştır
1980'ler devrım çağıysa 1991 'de hukumet kuran DYP-
SHP ortakhğı neden demokratıkleşme programı 'na
gereksınme duydu?
•
Devrımcıyız
Çünku 1923 te, Anadolu da, Cumhurıyetdevrımıylekı-
şılığımızı kazandığırnızın bılıncındeyız Laıklık devnmı
uygarlık tarıhınm donum noktasıdır, demokrasının 'ol-
mazsa olmaz" koşuludur 20 ncı yuzyılın ılk çeyreğınde
devrımle kurulan cumhurıyetımız laıklıkten yoksun kal-
dığı gun, anlamını yıtırıp boş bır sozcukten oteye değer
taşımayacaktır, "aydınlanma ıdeolo/ısı"nın boyutlarını
çağdaş yaşamın kurallan saymak, Cumhurıyet devrımı-
nın ıçeriğınî oluşturur
Şerıatçılıkla ışbırlığı yaparak cebınde Amerıkan Do-
ları'nı taşımayı devrımcılık sayan şaşkınlığın aymazlığı
da 1980'lerın ıdeolojısıne bağlanmıştır
Her devrım hukukunu da getırır, yenı duzenı kurmak
ıçınuygulamayageçırır 1993teyız ama toplum 12 Eylul
mevzuatıyla oturup kalkıyor Bu cendereyı kırmak zo-
rundayız 1923 te temellerı atılan demokratık devrım
Turkıye'de çağdaş katlımcı demokrasının butun koşul-
larının yasalara geçırılıp yaşamda ete kemığe burun-
mesıyle hedefine ulaşacaktır
21'ıncı yuzyıla ulaşmadan -kı onumuzde yedı yıl var-
bu amaca varamayan bır Turkıye 2000 yılına alnında
utanç damgasıyla ayak basmış olacaktır
VEEAT
"Yıllardır en zor koşullarda yaptıklanmızı savunduk
Bugün de savunmaktayız, yarın da savunacağız Bundan
kımsenın kuşkusu olmasın
Ne yapmıştık, neden suçlandık, neden ışkencelerden
geçtık, neden yıllarca hapıshanelerde alıkonduk Nıçın
çocuklarımız hapıshane kapılarında buyudu9
Suçumuz
neydı
9
Ve ben ınanıyorum kı,
Turk ınsanımn en verımlı, en dınamık unsurlan olan
milyonlarca emekçıyı, hıçbır guç çağdışı koleler halıne
dönuşturemeyecektır
MUSTAFA AKTULGAU
DİSK DAVASISAVUNMASINDAN''
Inancı için yaşadı.
Ttim sevenlerinin ve dostlarımn
başı sağolsun
Av. FİKRET İLKİZ
TEŞEKKÜR
Sevgılı eşım
HÜSNÜ OKYAyın
hastalığı ve olumu sırasında, bıze maddı ve manevı
olarak ıçtenlıkle destek veren tum yakınlarımıza,
cenaze törenıne gelerek en zor anlarımızı bızımle
paylaşan
Devlet Bakanı Sa>ın
İBRAHİM TEZ'e,
ASKI Genel Müdiırü Sayın
ŞÜKRÜ BARUTÇU'ya,
Genel Mudur Yrd. Sayın
HAQ BAYDAR'a,
Personel ve Egitim D. Başkanı Sayın
AÜ BUCAN'a
ve tum ASKI personelıne, başsağlığı dıleklerını
teletonla ya da bızzat gelerek bıze ıleten herkese
teşekkur edıyor, merhuma Tanrıdan rahmet dılıyoruz.
Ailesi adına
FİKRET OKYAY