25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7MAYIS1993CUMA" OLAYLAR VE GORUŞLER Gene yalnız kaldık MELİH CEVDET ANDAY eşaşırtıcıbırhıkâyeVıc- tor Hugo nun Deb Kont Monıer' adlı hı- kavesı daha once oku- mamışüm. bılmıyor- dum Memet Fuat ın K sa Oy kuler' adlı (Adam Yay ) seç- kısınde buldum \ azar delı kontla ıl- gılı ola>ı anldttıktan. demek hıkâvesı- ru bıtırdıkten sonra bırden lafı değıştı- nyor dıvor kı " Bunahm mavı bır goğun altında da. karanlık bır goğun altında olduğu kadar çok oluşabıbyor Belkı de daha çok Yaşamımız en varbklılanmızın bıle, aslında her zaman, eğlenceden fazla sıkıntı ıle dolu olduğundan, ka- ranlık bır gokvuzu bıze daha uvgun duşuyor Parlak, neşeh bır gokyuzu sankı bızımle alay edıyor Doğa sıkın- tılı görunumlenyle bıze benzıyor, bızı rahâtlatıyor parlak, etkılı, temız, ola- ğanustuyken bızım yaşlanmamıza karşılık surekh gençken, bızım ıç çek- memıze karşılık gulumserken, gor- kemlı ulaşılmaz, olumsuz, doymuş. dıngın bır ne$e ıçındeyken ıse ınsanı bunaltan bır \onu oluyor Hugo vu bunca duşunduren, gıde- rek başkaldın) a. gotüren, doğa ıle ın- san arasındakı ıbşkırun tershğı mıdır, yoksa doğanın tumden vurdumduy- maz oluşu mu1 Bız sıkıntılar ıçındey- ken gokyuzunun gulumsemesı elbette bır tershktır, ama onu, bızden haber- sız, kendı başına, ınsan ıçın hıçbır amaç taşımaz dıye duşunmenın daha doğru olacağını soylevebılınz Gerçekte ıse ınsanoğlu doğasal otaylarla kendı yazgısı arasında hep ıbşİcıler, benzerbkler. dostça \a da düşmanca etkıle^ımler bulunduğu ına- nışında olmuştur Neyı gostenr bu7 Insarun kendıne verdığı onemı elbette Sonsuz evren ıçınde bır odur değerh olan gıderek evrenm amacıdır o her şey onun çevresınde ve onun ıçın olup bıter Kendı kendıne gelın guvey olmak derur buna Başka ne1 Ama gene de konuyu kesıp attığıma ınanamıvorum Neden dersenız. ınsa- noğlunun kendını önemsemeye buyuk gereksemesı vardır Evrenın ıçınde kuçuk bır gezegene aülmış bu zavallı yaratık başka nasıl yaşayabıhrdı9 Ona ayncabk gereklıydı Dınler felsefcler bıbmler de bu ayncalık anlayışını (ya da ınancını) destekleyıcı ınanışlar. go- mşler ve kuramlar atmışlardır ortaya Bunlann ortak yaru, >erkurenın avn- cabğında kendını gostenr Yerkure e\ - renın merkeadır ve ınsanoğlu orada yaşamaktadır Tann bıçmıştır ona bu yen Gerçı ınsanoğlu gunahkardır ve gunahını ödemek, cezasını çekmek uzere gondenlmıştır dunyaya ama Tann seçtığıne gore dunya da, ınsan da a>ncalıkhdır Tannnın gozu dun- vamızın vebıamuzenmızdedır Evren kımın umurunda1 Lkendenvelı bılgın Ptolemaıos Al- magest adlı kıtabında Yunanb bılgın Hıpparkos a dayanarak yermerkezlı evren modehnı gelıştırdı Bu sıstem Batı da ve Hınstıvanlıkta 15 vuzvıla değın bır ınak dogma bıçımınde be nımsenmış ve elbet ınsanın ekmeğıne vağ surmuştur Yer durağan \ e hare- ketsızdı, Guneş Av ve gezegenler onun çevresınde dolanıvorlardı Ne saltanaı1 Ama bu saltanat uzun surmedı Ko- pernık (1473-1543) sıstemının ortava atılması ıle her şey altust oldu Bu Po- lonvalı astronom. Yer ın kendı eksenı ve Guneş ın çevresınde donduğunu sovleyınce vermerkezlı (jeosantnk) evren modelı yıkıldı onun yenru gun merkezlı (helsantnk) evren modelı aldı Insanın pabucu dama atılmıştı, Y er otekı gezegenler gıbı bır gezegen- dı, hıç bır ustunluğu yoktu O yuzden bu \enı goruşe Kopernık devnmı' adı takıldı Bununla da kalmadı. ışler gıtukçe sarpa sanyordu Bılgınler sankı ınsa- nın yennı kuçumsemek ıçın ellennden gelenı yapıyorlardı Ingılız fızıkçı ve matematıkçı Sır Isa- ac New ton (1642-1727) mekanık alan- da gctırdığı yenıbklerle doğa ıçındekı durumumuzun kenarda koşede kaldı- ğıru duşunduruyordu Kutle çekım ya- sasını ortaya koyan Nevvton, Yer ıle Av ve Guneş ıle gezegen arasındakı kutle çekırru ıçın bulduğu yasanın, ev- renın her yennde v e butun cısımler ıçın geçerlı olduğu varsavımını one suru- vor Evrendekıherhangııkıcısımbır- bınnı kutlelennın çarpımı ıle doğru aralanndakı uzakhğın karesı ıle ters orantıb olarak çeker ' dıvordu Evren bır makıne gıbı çalışıvordu Bunun ıçınde havale yer yoktu Insanın bu- yukluk duygusu gulunç oluyordu Bu yuzden humanıstler Nevvton'dan otu- ru duş kınklığına uğramışlardı Duşmez kalkmaz bır Allah Pekı ne dersınız. bız evren ıçınde bır hıç mıvız'' Benı çok duşunduren bır konu bu Yeryuzunde bulunmama bır neden anyorum çunku Bıraz sonra sanıvorum kı. geleceğız buraya Ama şımdı umut vena bır yeru buluşu soz konuiuedeyım Insanoğlunun vıldızı yenıden parb- yor Içıne uzay araç'an teknolojısını de alan yenı bılımın (astronotık), bu- gune değın surdurulen ıncelemelere davanarak sövledığıne gore tek akıllı yaratık (ınsan) dunvamızda oturmak- tadır Bu, ne buyük onurdur bızım ıçın "'Eşref-ı mahlukat" sozu doğru çıkıvor Rus bılgını V P Alekseyev, 'Insan Turunun Kokenı Ve Gebşımı' adlı kı- tabında (Sosyal Yayınlar) şoyle dıyor "Kopernık, jeosantnk (yermerkez- lı) sıstemı yıkıp jeosantnk ılke yenne hehosantnk (guneşmerkezlıhk) ılkesı- nı kovduğunda. bılımsel bakış açısın- da çok buyuk bır devnmı gerçekleştır- rruş ve daha sonrakı yuzyıllarda koz- mos sorunlanna kuramsal açıdan nasıl yaklaşılacağını behrtmış oldu Otekı akıllı dunyalann ve daha ge- nel olarak da vaşamın galaksımızın gozlemlenebıhr bolumunde ve onun otesınde bulunup bulunmadığı soru- suna yıl be yıl 'bulunmadığı' bıçımınde olumsuz yanıtlar veren astronotık uy- gulamalar çağı, bılgımızın ulaştığı yenı bır aşamada, kozmogonık varsayım- lann yapısı ve ınsanın evrendekı yen- nın bılınçlılığı konulannda jeosantnk ılkeye donuş çağını açacak gıbı goru- nuyor A D Ursul (1977) haklı olarak çağ- daş bıhmsel duşünuşte. antropık ıl- keyı, yaru ınsan ılkesını odağa yerleştı- ren tutumuyla yaygınlaşan bır eğılım olan 'antropojeokozmızm' olgusun- dan soz etmektedır " Bılıyor musunuz, "sevındım" dıye- mıyorum, çünkü tek akılb yaratık ol- mamız benı korkutuyor Akıl yüzün- den doğaya gıtgıde daha çok yabancı- laşıyonaz Yaşamıyoruz da sankı, yaşıyormuş gıbı yapıyoruz Bılınamız bütun saflığımızı yok edıyor Gökyü- zune bakarken gokyuzunü duşunüyo- ruz, boylece de gokyuzunü goremıyo- ruz Hepten sahtecıyız, bırbmmıze oyun oynuyoruz Kont Mortıer gıbı delı olmaktan başka çıkar yol yok Akıllı olmanın cezasmı çekıyoruz Yoksa günahkâr mıyız9 Ortacağa mı donuyoruz9 ARADABİR KEMAL OZAN TermikSantrallar Ürkütüyop. Termık santralların doğa ve yaşamı yok edıcı kırlen- melere neden olabıleceğı gerçeğı en sonunda Yata- ğan da gozler onunde, urkutucu bır gorunum oluştur- muş bulunmaktadır Bu gıbı santrallar fosıl yakıt yaktık- larından yaydıkları kukurtlu gaz toz ve radyasyonla zehırlennı hava, su toprak ve obur doğal kaynaklara saçarak kırlenme ve bozulmaların yoğunlaştığı genış alanlar ıle tehlıkelerınden kaçınılmaz çok buyuk çevre sorunları yaratmaktadırlar Termık enerjı uretımınde kullanılan fosıl yakıtlar yuz- de 1 ıle 6 ya kadar değışen oranlarda kukurt kapsamak- tadırlar Yakıldıklarında once kukurt dıoksıt bundan da kukurt trıoksıt turemektedır Tureyen kukurt trıoksıt ha- vadakı su ıle karşılaştığında sulfurık asıt oluşturarak toprağa asıt yağmuru olarak gerı donmektedır Aynı za- manda yağan asıt, kaya ve metallerı kemırmekte, ınsan ve hayvanların solunum yollarını yakarak çeşıtlı hasta- lıklara da neden olmaktadır Bır buyuk termık santral, her gun 500 ton kadar kukürt- lu artık çıkarmakta ve havaya da 50 ton toz yaymaktadır Bunun gıbı, çeşıtlı kaynaklardan havaya yayılan kukurt- lu, aldehıt turevlı gazlar, ıs ve tozlar, kırlı bolgelerdekı ınsanlarda solunum ve dolaşım tıkanmalarıyla belıren hastalıklar yapmaktadırlar Kapsadıkları benzopıren gı- bı zehırlerden oturu de akcığer kanserıne neden olmak- tadırlar Öte yandan fosıl yakıtlardan yanma sonucu yalnız kukurtlu turevlerdeğıl karbonoksıtlerıdeçevreyeyayıl- maktadır Bu da termık santralların etkı bolgesındeya- şayanlarda kansıztık halsızlık ıle gelışme, buyume ve benzerı yaşam etkınlıklerınde gerıleme ve bozulmalara yol açmaktadır Öylekı kırlı bolgelerde yetıştirılen çıftlık hayvanlarının verımlerı azalır ve zamanla yok olur Ha- va kara ve sularda yaşayan yaban hayvanlarının dolu tukenır Tarım alanlarındakı bıtkı ortusu, yeşıllığım yıtı- rır, solar, meyve tarım urunlerı yetışmez, ormanlar ku- rur ve yok olur Sonunda, gök mavı parlaklığından top- rak dırı yeşıllığınden olur sular bulanır ve yaşam sonup gıder işte bu nedenledır kı, bır yoreye kırletıcı nıtelıklı bır te- sıs kurulacağında, yerı seçılırken o bolgenın tarımsal ve turıs^ık potansıyelının gozonunde tutulması gerek- mektedır Yoksa, elde edıleceklere oranlandığında uzun sure sonra kaybedılen değerler daha fazla, daha ağırlıklı olabılmektedır Nıtekım, doğa ve ınsan ılışkılerı, ınsaniarın yaratıcı guçlerını olduğu kadar doğayı ve kaynaklarını kotuye kullandıklarını gosteren ornek ve sonuçlarla da dolup taşmaktadır Öylekı gunumuz uygarlığında, bır yandan geçmışte benzerı bulunmayan eşsız ve yararlı buluşlar yapılırken bır başka yonden de, doğal kaynakların kırle- nıp tukenmesı ve enerjı bunalımı gıbı çevre sorunları da ortaya çıkmaktadır Yatağan orneğıyle, açıklanmayaçalışıldığı gıbı çeşıtlı kaynaklardan gelen çevre sorunları, ulkemızde de yad- smmayacak boyutlara ulaşmış bulunmaktadır Bunlann en onemlılerını de hava, su, toprak kırlenmelerıyle kır- sal alanlar bıtkı ve hayvan floralarını etkıleyen doğa bo- zulmaları ınsan yapısı, çevredekı kırlenmelerveduzen- sız yerleşmeler oluşturmaktadır Eskı uygartıkların beşığı ve karışımı olan ulkemız ın- sanı daıma, kendısıyle doğası arasında bellı bır denge- yı kurup surdurmekçabasıyla beraber, yuzyılımızın son yarısında, duzensızsanayıleşmevekentleşmeylebırlık- te, bu dengenın zaman zaman bozulmakta olduğu go- rulmekte ve gıdışınden kaygı duyulmaktadır Hele he- nuz uretıme gecmemış olan Gokova santralı ıçın hare- kete geçıp doğayı kurtarma yolları aranmalı halkı uyarıp korumayı sağlamalı OKURLARDAN Futbolcuyumfutbolcu 3por beden ve ruh sağbğı acısından kuşkusuz gerekhdır •Vma TV, radyo ve basında bu denlı ağırlıklı olarak spora yer venlmesı topluma, ozellıkle gençbğe ne kazandınyor'' Işte futbol teroru tırmanıp gıdıyor Yedıden > etmışe sporcu olsak ne yazar 9 Bu-gençtelevızyonda 'Ustumuze başımıza bırşey ilamıyoruz ama Fenerbahçe'nın tûm deplasman maçlanna adıyoruz'dıyor Bu gençlenmız spor gıderlennın yûzde yırmısmı kıtaba .erseler, okusalar topluma daha yararlı olmazlar mı 9 Vefa Kuçük 'Fenerbahçe've gerekırse yuz mılyar vennm' demış Bu parayla ulkemızın kulturüne, sanatına, ekonomısıne neler kaülmaz kı 9 Bıbnçlı bır toplum yaratılması, sanınm sıyası ıktıdarlann j> kusunu kaçınr ve ıstedıklen gıbı at oynatma olanağı Sulamazlar Ömer Nida İstanbul TARTIŞMA Bir tehlikenin ayak sesleri ] Y~ nsanJarın tutkunu [ olduğu bazı olgular I \ardır. Kumar, I sigara, ıçkı tutkusu I bu olguların en \^ kola> edınılenidir. vadabunedenlebu olgulardan bınnın ağına takılır ınsanımı/. \ğa takılınca bır daha da o ağdan kurtaramaz kendinı Bu nedenle aıleler, eğıtım kurumlan \ e tiinı sosv al hizmetler bu konularda kişıyı u> anna> a ve korumava çalışır. Ne > ar kı son > ıllarda bu konuda amaç dışı bazı gelışmelcr gozlemlenıvor Tumüetişun aravları. ozellıkle tele>ızyon gibi görüntülü > a> ınlar. şans ovunlan ve kumar uzennde özendiricı ne * arsa onu yapmaktadır. TRT > a da ozd televizv onlardan hangisini açarsanız açınız en ünlu sanatçı >e spıkerlenn şans oyunları duvurularıvla karşılaşırsımz. Son derece özendıncı bu du> urularla hıçbır eğıtsel >e bilımsel değerı oimav an soruları bılene mılvonlar \e çok değerli hediveler verıleceği sov lenıjor. Veriİiyor da. \ eter kı bır telefon edin, yeter ki katılın. Anla> amadığımız bu telefon ağını. daha doğrusu nızağını kuranlar kım, \ a da kımler? "Kaz gelecek yerdetı tavuk esırgenmez'" kuralım uyguladıklanna gore bu soygundan neler kazandıvor? Çok basıt sorulara, orneğin kendı dının adını so> leyene mily onlar venldığıne göre soygun dilimi oldukça büyuk. Elbette soy gun dihmının büyükluğunu 'tam" bılemiyonız ama, ıticı ve ozendıncı gücunü görebilivoruz. Milyonlarca ınsan kazanma-kav betme kurgusuvla kuruluvor. Çarpıcı bediv elerin. son model otomobıllerın göriintulerinden sonra saygın bır sanatçının ağzından, "Katılın, siz de katılın. Durmadan telefon edin. Şansınızı arttırın" çağnsma hangı genç telefon çevirmez? Bizce hiç kimse halkı böylesi özentikrle soyma hakkına sahip değildir. Kimse bovlesı bır olguy a göz yumamaz. Ozellikle hir devlet kurulumu olan TRT bov le • olgulara hıç mı hıç katüamaz. Onun görevi halkı bilgdendinnek ve eğitmektir. Ozej girişimciliğe özenenler bu çirkin olgunun, daha doğrusu çirkin sovgunun üzerinde biraz durmaİKİır. NijaziÜnsal Eğıtımcı/Ankara PENCERE Noterlerin görevleri ve hukukçular S on zamanlarda kımı kelam ve kalem sahıplennın dıllennde ve yazılannda noterler yasa-kural tanımadan, hak-hukuk dınlemeden.her onlenne gelem onaylayan kışısel çıkar ve beklentılenıçınyoz yolsuz ılışkılere goz yuman bır tur evyamcıbğın tanımına ornek gostenbr olmuşlardır Anayasasında, bır hukuk devleü olduğunu açıkça belırten bır ulkede, hukuksal guvenlığ] sağlamak ve ılende çıkabılecek anlaşmazbklan onlemek ıçın ışlemlen belgelendıren ve bu görevlennı ancak yururlüktekı yasal ve yonetsel hukümlere uvgun davranarak yenne getırmek zorunda olan noterlenn, sarubının sesınden başka ses tarumayıp, ona koşulsuz uvan kapıkullannın tanımında kullanılması, bılmedığı konularda ahkâm kesmeyı abşkanlık halıne geürmenın bır başka duzeysız omegı olarak gonıyorum Ama ışın asıl uzuntu veren yaru ıse. noterlenn ışlevını, bağlı ve uymak zorunda olduğu kurallan herkesten daha çok bılen ya da bılmesı gereken kımı unvanb hukukçulann da bu duzey sızlığe destek veren benzen kabullendır Yasa koyucu karşısında, başka meslek gruplannda pek rastlanmayacak bıçımde, tüm yasa ve yonetmelıklen bılıyor olmak gıbı son derece ağır sorumluluklar ustlenmış olan noterlenn, sanınm bundan sonra bır başka gorevlen de boylesı hukukçulan bılgılendırmek olacakür Hadi Hankendi Noter/İzmır Kitap toplatma ve suskun toplum B ılındığı üzere demolcratık ve laık bır ülkede bıhmkıtaplandın adamının fetvasıyla yasaklanamaz, toplatılamaz Bu ış, teokratık devlet sıstemlennın uygulandığı ortaçağlarda olurdu, bugun de veryuzünun çok gen kalmış toplumlannda oîmaktadır Turkıye Cumhunyetı Ataturk'un getırdığı laıklık ılkesı sayesınde çağ aşımı > apmış modern bır devlettır Boyle bır dev lette bır savcının laık duşunce yapısma sahıp bulunmayan, tarafsızhğı ıse hıç soz konusu olamayacak olan bır kımseyı bılırkışı tayın edıp ışlem görmesı anayasa> a ay kın bırdavranışolur "Aydınve A> dın ' adlı yenı kıtabım hakkında istanbul Basın Savcılığı'nın yaptığı bu olmuştur Savcıdın adamlanndan bınnın bılırkışılığıne başvurarak topktma >olunu seçmıştır Bu dın adamı Dıyanet Işlen Başkanlığı na bağlı bır muftuluktegorevlıdır Butun ışı Dıvanet ın yayınladığı şenat hukûmlennı Türk halkına belletmektır Buhukumler 'ınanç" şeklınde kışılenn beyınlenne sokulabılen şeylerdır Devletınresrru yayınlanndan fotokopyalannı çıkarmak suretıyle bazı örneklennı takdım ettığım bu hukumler arasında "İslamdan başka dınlere rağbet edenler tambırsapıklık ıçensındedırler '(Bkz Hutbeler. Dıyanet Işl Başk yayınlan, Ankara 1973, sn 217).' Muşnklen nerede gorurseruzoldurun '(Bkz Tevbe 5) şeklınde hoşgöru ılkelenne ters duşen ya da "Kadınlar aklen ve dınen dun yaratıklardır" (Bkz "Sahıh-ı Buhan Muhtasan. Tecnd-ı Sanh tercumesı, Dıyanet yayınlan,Cıltl.sh 223) şekbnde ınsan haysıyeünı zedeleyen ya da "olu ınsan vucudu ıle veya hayvanla cınsı munasebette bulunan oruçlu bır kimse kaza orucu tutmalıdır", oruçlu olduğu halde uyuyan bır haruma. eşının uyandırmadan cınsı munasebette bulunması kazayı gerektınr'(Bkz Dıyanet Dergısı, Cılt XI. sayı6, sh 339-340) Farelerdevesutu ıçmeyıp koyun sutu ıçerler, çunku Tann vaktıyle Benı İsraıl'den olan bır kavm'e dev e sutunu haram kılmış, doğru yoldan aynlması uzenne bu kavmı fareye tahvıl etmıştır" (Sahıh-ı Buhan Muhtasan Cılt IX. sh 68-69) 'yemeğınızın ıçıne duşen sıneğın dışarda kalan kanadını ıyıce > emeğe batınn, çünku smegın kanadının bınnde hastalık, dığennde şıfa v ardır' (Sahıh-ı Buhan Muhtasan Cılt IX, sh 71),'Horozlar melek gormuşler (de oyle ötmuşierdır) merkep şeytan gormüş (de oyle anırmışdır)' (Sahıh-ı Buhan Muhtasan Cılt IX, sh 67) şeklınde akb ve mantığı dışlavan nıcelen vardır kı Turk halkırun akıla y onde eğıtılmesıne ve fıkren gelışmesıne engel teşkıl etmektedır Buturvenlenn gozler onüne senlmesı değıl, fakat halkımıza belletılmesı suç olmak gerektığıne gore savcılığın kıtabımı değıl, Dıyanet'.n yayınlannı toplatması gerekırdı Bılım adamının gorevı, çağal akılcıbkla bağdaşmayan şeylen (v elevkı bunlar dın hukümlen olsun) eleştırmek, sergılemek ve yermektır Oysa kı "ınanç" oğesını her şeyın temelı sayanlar ıçın bu "dınsızhktır " Bu boyle olunca ınanç yonetımmden annamamış ve dının karşısmda bağımsızlaşamamış dın adamını. akılcı ve deneya duşun urünu olan yapıtlan değerlendırme ışınde rol oynar duruma getırmek, dort j-uzyıl genlere donmek, omeğın Galıleo olayını, bu uygarbk çağında Turkıye sahnesıne koymak demek olur Unutulmamahdır Batı dunyası ozgurluk aşamasıru ve uygarlık şahlanmasını dın adamına karşı savaşım ve onu etkısız kılmak suretıyle yapmış, ortaçağı ancak bu sayede aşmıştır Turk aydınlannı akıl gûcunu geçerb kılmaya, ozellıkle kıtap toplatma gıbı Turkıye yı u} gar duny a onunde utanç vena durumlara sokan uygulamalara karşı savaşıma çağınyorum En ıyı dıleklenmle İlhanArsel DevrimciyiL.. ideolojı sozcuğu tu kaka oldu Çoğu tatlısu aydını ıdeolojı 'sozcuğunden nefret edı- yor, kımılerı de burun kıvırıyor, ama ne çare, ıdeolojı- den kurtuluş olanaksızdır Ideolojıyle bırlıkte yaşamak zorundayız Çunku yalnız Marksçı ıdeolojı yok, varoluş koşullarımızdan yansıyan her yaşam bıçımının bır ıdeolojısı varkı say sayabıldığın kadar islam ya da Hırıstıyan ıdeolojısı kapıtalızmın ıdeolojısı, lıberal ekonomı ıdeolojısı emperyalızmın ıdeolojısı, ışçı sınıfı ıdeolojısı, mıllıyetçı ıdeolojı ırkçı ıdeolojı, vb Halkaları bırbırıne geçmış fıkırlerın ya da ınançların butunu bır ıdeolojıyı oluşturur Pekı, neden 'tukaka' oldu ıdeolojı' Buyurganlar, bır sıstem ıçınde gelışen duşuncelerı tehlıkelı bulduklarından ıdeolojıden çekınıyorlar 12 Ey- lül'de zorbalıkla topluma dayatılan "egemen ıdeolojı' nedır^ Koşe donuculuğu yeğlemek 'her koyun kendı bacağından asılır ' dıye duşunmek, yazgıcılığa bağlan- mak, lotaryadan medet ummak' Lıselerden felsefe derslerınt dışlayan buyurganlar, kafa karmaşası yarat- mak ıçın bılınçlı bır sıyaset uyguladılar Kokü dışarıda bır sıyasettır bu "Kureselleşme 'yı yanlış yorumlamaktan kaçınmak gerekıyor kureselleşme kafalarımızı sınır ötesındekı tekelcılerın emrıne vermek değildir evrensel ufuklar, ancak gezegenımızdekı geçerlı duzenı eleştırel aklın suzgecınden geçırmekle aydınlanır • Rahmetlı özal, 1980'lerın yıldızı olmuştu, yandaşların- ca nasıl ovuluyordu -Yenılıkçıydı - Ihtılal yaptı - Devrımcıydı Her ıhtılal ya da devrım, kendıne ozgu hukukunu da getırır, yasalarla vurgulanır 12 Eylul hukuku geçerlıy- ken devrım nasıl olabılır"? Ancak Turk Parasını Koruma Kanunu'nda yapılan bır değışıklığı devrım sayarsak, 12 Eylul mevzuatıyla ıhtılalcılığı bağdaştırabılırız Bır yan- dan devrımcı gençlerı darağacına çekmek, ote yandan IMF'nın ve Dunya Bankası nın dayattığı koşulları devrım saymak, kafa karmaşasının tozu dumana kattığı toplum- larda pıyasaya surulebılen sıyasetlerdır Yıne de toplu- mun en tutucu kesımlerının askerı darbeyle one sürduk- lerı polıtıkacıyı ' devrımcı, ıhtılalcı, yenılıkçı' dıye ovmeye kalkmaları, uzennde duşunulmesı gereken bır olgu değıl mı 9 Tdeolojının tu kaka olduğu, şerıatçılığın yukseldığı okullardan felsefe derslerının kapı d'çan edıldığı bır do- nemde devrımcılık varsıl kesımlerın cebınde dovız taşı- ma ozgurluklerıyle ölçuluyorsa, Turkıye'de devrım gerçekleşmıştır 1980'ler devrım çağıysa 1991 'de hukumet kuran DYP- SHP ortakhğı neden demokratıkleşme programı 'na gereksınme duydu? • Devrımcıyız Çünku 1923 te, Anadolu da, Cumhurıyetdevrımıylekı- şılığımızı kazandığırnızın bılıncındeyız Laıklık devnmı uygarlık tarıhınm donum noktasıdır, demokrasının 'ol- mazsa olmaz" koşuludur 20 ncı yuzyılın ılk çeyreğınde devrımle kurulan cumhurıyetımız laıklıkten yoksun kal- dığı gun, anlamını yıtırıp boş bır sozcukten oteye değer taşımayacaktır, "aydınlanma ıdeolo/ısı"nın boyutlarını çağdaş yaşamın kurallan saymak, Cumhurıyet devrımı- nın ıçeriğınî oluşturur Şerıatçılıkla ışbırlığı yaparak cebınde Amerıkan Do- ları'nı taşımayı devrımcılık sayan şaşkınlığın aymazlığı da 1980'lerın ıdeolojısıne bağlanmıştır Her devrım hukukunu da getırır, yenı duzenı kurmak ıçınuygulamayageçırır 1993teyız ama toplum 12 Eylul mevzuatıyla oturup kalkıyor Bu cendereyı kırmak zo- rundayız 1923 te temellerı atılan demokratık devrım Turkıye'de çağdaş katlımcı demokrasının butun koşul- larının yasalara geçırılıp yaşamda ete kemığe burun- mesıyle hedefine ulaşacaktır 21'ıncı yuzyıla ulaşmadan -kı onumuzde yedı yıl var- bu amaca varamayan bır Turkıye 2000 yılına alnında utanç damgasıyla ayak basmış olacaktır VEEAT "Yıllardır en zor koşullarda yaptıklanmızı savunduk Bugün de savunmaktayız, yarın da savunacağız Bundan kımsenın kuşkusu olmasın Ne yapmıştık, neden suçlandık, neden ışkencelerden geçtık, neden yıllarca hapıshanelerde alıkonduk Nıçın çocuklarımız hapıshane kapılarında buyudu9 Suçumuz neydı 9 Ve ben ınanıyorum kı, Turk ınsanımn en verımlı, en dınamık unsurlan olan milyonlarca emekçıyı, hıçbır guç çağdışı koleler halıne dönuşturemeyecektır MUSTAFA AKTULGAU DİSK DAVASISAVUNMASINDAN'' Inancı için yaşadı. Ttim sevenlerinin ve dostlarımn başı sağolsun Av. FİKRET İLKİZ TEŞEKKÜR Sevgılı eşım HÜSNÜ OKYAyın hastalığı ve olumu sırasında, bıze maddı ve manevı olarak ıçtenlıkle destek veren tum yakınlarımıza, cenaze törenıne gelerek en zor anlarımızı bızımle paylaşan Devlet Bakanı Sa>ın İBRAHİM TEZ'e, ASKI Genel Müdiırü Sayın ŞÜKRÜ BARUTÇU'ya, Genel Mudur Yrd. Sayın HAQ BAYDAR'a, Personel ve Egitim D. Başkanı Sayın AÜ BUCAN'a ve tum ASKI personelıne, başsağlığı dıleklerını teletonla ya da bızzat gelerek bıze ıleten herkese teşekkur edıyor, merhuma Tanrıdan rahmet dılıyoruz. Ailesi adına FİKRET OKYAY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear