Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS1993 CUMARTESİ
8 DIŞ HABERLER
Enosis ve taksim derken bağımsızlık, sonra çatışmalar, müdahaleler ve bunca acı arasında...
Kıbrısta kaçınlan ûrsatlarERDALGÜVEN
'Kıbns sorunu'nun çözûmü, son 40 yıl
boyunca Tûrkiye ile Yunanistan arasında
veAda'da Türkler ile Rumlar arasında
çeşitii aşamalardan geçti.
TürkJer başlangıçta konuyu 'İngiitere'nin
bir sömürgesindeki iç sorun' olarak
göriirken Rumlar sömürgeden
bağımsızlıea geçiş için fırsat'diye
değerlendıirdi. 1950'li yıllarda
"Türkiye'nin Kıbnsdıye bir sorunu
yoktur" diyen Türkler, buna karşılık
yaklaşık son 20 yıldır Kıbns'ın yansına
yakınını ellerinde tutuyorlar.
1950'lerden bu yana Kıbns 'la Türkler
nereye geldi? Rumlar nereye gıttı'/
Günümüze kadar Rumlann ya da
Yunanhlann neden olduğu çeşitii aşamalar
Kıbns'ta 'umutsuzluk' ve bunlann
ardından yapılan uluslararası ya da ikili
görüşmeler ise her zaman Kıbns'a banş
gelmesınde "bır fırsat' olarak yorumlandı.
Her görüşme aşamasından sonra ipler
kopup birkaç yıl sonra yeniden masaya
oturulduğunda Türklerin bir önceki
önerisını Rumlann kabul etmemeklehatalı
davrandıklan anlaşıldı. Bundan dolayı
gerek Yunanısıan'da vegerek Kıbnsh
Rumlar arasında "kaçan fırsatlar" diye bir
kavram üretildi. Güney Kıbns'ta
yayımlanan Ikones adh haftalık gazetenin
18 temmuz 1980 tarihli sayısında D.
Papadimitris adlı yazar "kaçınlmış
fırsatlan" inceliyordu.
Kıbns'ın kozeyinde "de jure-yasal"
tanınmayan, buna karşılık "de facto-fıüT
bir Türk devletininvarhğının 1950'li
yıllarda Rumlar için öngörûlmeyen bir
olgu olduğu ve bu "devtetieşme''nin aşama
aşama gerçekleşmesine ıhşkın "kaçınlan
fırsatlar" irdeleniyordu.
"Fırsat kaçıranlar" ise hatalannı halkına
ya da seçmenkrine kabul ettirebihnek için
Türkiye ve Kıbns Türklerini
"yayıİmaalık"la suçladı. 24 mayıs
pazartesi gûnü New York'ta Birleşmiş
Milletler'de (BM) yeni bir görüşme
aşamasına geçiliyor. Türklerin önerdiği
"federasyon" kavramını başlangıçta kabul
etmeyen BM, Rumlarve Yunanistan,
şimdi "federasyon"a sıkıca sardmış
görünüyorlar. 1975'te KıbnsTürk Federe
Devleti kurulmuş ve Kıbns'ta federasyona
yönebnmişti, ancak toplumlar arası
görüşmelerde federal düzeni öngören bir
anlaşmaya vanlamayınca Türkler 1983'te
Kuzey KıbnsTürk Cumhuriyeti'ni
kurarak devletleşme serüvenİerini
noktaladı. Günümüzde sosyalistinden
tutucusuna dek akh başında hemen hiçbir
Kıbnslı Rum politikaa, Kıbns'ta bır
'ûniter' (tekil) devlet kurulabileceğine
inanmamaktadır. Rumlar federasyon
temelinde çözüm aramakta, görüşmeler
'nasü bir federasyon' sorusunda
odaklanmaktadır. Kjbnsiçin 1977'de
Makarios-Denktaşanlaşmasıyla hukuki
temeli atılan federal' çözüm, uluslararası
gündemde ağırhğını hala koruyor.
Ancak Kuzey Kıbns'ta başta iktidar
çevrelerinde özellikle Birleşmiş Milletler
Genel Sekreteri Butros Gali'nin
'Düşünceler Dizisi' başlığı altında sunduğu
göriişler ışığmda bir federasyona
gjdilemeyeceğı görüşü ağırlık kazanıyor,
dahası KKTC Meclis'nin "federasyon
karan'nın kaldınlması sık sık dile
getiriliyor. Federasyon yerine iki
toplumluluğu öne çıkaracak bir 'gevşek
konfederasyon'a yönelinmesınden, bunun
da ötesinde artık KKTC'nin tanınması için
Türkiye'nin öncülüğünde uluslararası bir
kampanya başlaülmasından sözediliyor.
Dünyadaki federasyonlann dağılmalan
üzerine KKTCnin "federasyon"
kavramından özde ne anladığı konusunda
bazı değişiklikler dikkati çekiyor.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bugün
gazetemize yapügı "Bu koşullarda
federasyon mümkün değildir'" açıklaması
ileacaba Rumlar bir fırsat daha mı
kaçı nyor? Yoksa Türkler. yayılmacıhk
yolunda bir adım daha mı ileri gidiyor?
Uluslararası topluluk da federasyon
kurulması için kararlı görünüyor. Yine de
uzunca bir süre 'federasyon' düşüncesine
yanaşmayan, ancak sonradan bu temelde
görüşmeyi kabul eden Rumlar şimdilerde
adım bile duymak istemedikleri
'konfederasyon'u ileride tartışmak
zorunda kalabilirler.
Bağımsızlık ancak üç yılkorunabildiKıbns Venedikliler'den ahnıp Osmanlı
tmparatoıiuğu topraklanna katıldığında
yıl 1571'di. Osmanlı egemenhği 307 yıl bo-
yunca sürdü Kıbns'ta. Sultan Abdülhamit
döneminde 1878'e gehndiginde lngiltere,
olası bir Rus saldınsı karşısında yardım et-
mek koşuluyla Kıbns'ı Osmanlılar'dan ki-
raladı. Osmanlı egemenliği sürecek, ancak
yönetim Ingilizlere devredilecekti.
Birinci Dünya Savaşı patlak verip Os-
manlılar İngilizler karşısında saf tutunca
lngiltere 'kira sözleşmesi'ni feshederek tek
taraflı bir kararla Kıbns'ı ilhak etti. 1923'te
Lozan'da Kıbns'la ilgıli bir tartışma çık-
madı ve Lozan Anlaşmasrnın 20. maddesi
şöyle kaleme aluıdı:
Türkiye, Kıbns'ın 5 Kasım 1914'te Bri-
tanya hükümeti tarafından ilhakını tanıdı-
ğını beyan eder.
Böylelikle Türkiye. Kıbns üzerindeki
hukuki haklanndan tümüyle vazgeciyor-
du.
Yüzyıllar boyunca başka ülke-
lerce yönetilen Kıbns'ta çoğun-
luğu, hep Rumlar oluşturmuştur. Işte bu
sayısal üstünlük 15 ocakta yapılan bir hal-
kpylamasıyla Rumlara Adada yaşayan
ikinci büyüklükteki çoğunluğu görmezlik-
ten gelip Kıbns'ı Yunanistan'la birleştirme
karan almaya götürdü.
Türkiye Dışişleri Bakanı M.
Fuat Köprülü, "Türkiye'nin
Kıbns meselesi diye bir meselesi yoktur"
demektedir. (Köprülü, sonralan boyle bir
demeç vermediğini, sözlerinin
çkrpıüldığmı söyleyecektir.)
Uta|fear'| Kıbnslı Rumlar ve Yunanistan,
! * * * * < Adayı İngiltere'nin egemenliğin-
den kurtarmak amacıyla Birleşmiş Millet-
ler Genel Kurulu'na başvurur. Kıbns'a
kendi geleceğini belirleme (self-determi-
nasyon) hakkı tanınmasını isterler. Hiç
kuşkusuz self-determinasyon, Enosis'ten
başka sonuç getirmeyecektir. ABD'nin
desteğine karşın İngiltere'nin olumsuz tu-
tumu nedeniyle Genel Kurul'dan bu yönde
bir karar çıkmaz. Ancak bu başvuru iki
gerçeğe işaret eder. Kıbns artık tngiltere'ye
ait bir bir sömürge değil, uluslararası nite-
likte bir sorundur. Bu, kuşkusuz Kıbns
Rumlan'nın istediği bir sonuçtur. Ikincisi
Türkiye, Yunanistan'ın bu etkin girişimı
karşısında Kıbns'a duyarlılığını artünr.
Bu da hiç kuşkusuz Kıbns Rumlan'nın is-
temediği bir gelişmedir.
Türkiye 1952'de NATO'ya girerek Ingil-
tere ile müttefık ilişkisi kurmuştu. Dolayı-
sıyla Ankara, o yüa kadar İngiltere'nin
egemenliğinde kaldığı sürece Kıbns'ta
olup bitenler karşısında pek ses çıkarmadı.
Yunanistan'ın başvurusuyla lngiltere,
Kıbns'ta egemenliğini o güne dek sürdür-
düğu biçimiyle koruyamayacağını anlar.
Bu yüzden Atina'yı dengelemek için bir
güç arar, Bu güç tabii ki Ankara'dır.
Görüşmeler sonuçsuz kalınca
Kıbnsh Rumlar. 1 nisandan iti-
Kimler geldi, kimler geçti
Kıbns'ta ne nedir?
EMtis Yunanca'da ilhak. Kıbns'ın
Yunanistan'la birleşmesi.
Taksim Kıbns'ın ikiye bölünerek
Türkiye ve Yunanistan arasında
paylaşılması. Türkiye 1960
öncesinde ve 1963 sonrasında
Taksim pob'tıkası izledi.
EOKA Ethnikı Organososis Kyprion
Agoniston(Kıbns Etnik
Mücadele Orgütü). Enosis'i
gerçekleştirmeyi hedefleyen silahb
örgüt. 1953'tekuruldu. 1955'te
silahb eylemc başladı. Lideri
Yunan Albay George Grivas.
T¥T Türk Mukavemet Teşkilatı.
EOKA'ya karşı Kıbns
Türkleri'nce kurulan örgütleri tek
çatıaltındatoplayarak 1957'de
kuruldu. Hedefı Taksim'di. Üç
kurucusundan biri Rauf
Denktaş'nr.
EMUB I967'deYunanistan'da
darbeyle iktidara gelen Albaylar
Cuntası'nın ginşimıyle kurulan
terörörgütü. 1974'te Makarios'un
devrilmesinde başı çekti. Amaa
Enosis'ti.
Etttav Kapab bölge, köy öbekleri.
Kıbns Türkleri özellikle 1963'ten
sonra belirli köylerde toplanarak
enklavlar oluşturmuşlardır.
-. Turtaye'ye
99yıllı5ma
jsotarak
onerildı
A K D E N I 2
Evsagetos ArerofT M. Fuat Köpriöü tsıne* tuöoö
HaritalarlaEjbns 19SradekTârkfcrteRiHBİafkarmaköylenJey»
6
A K O E N l Z
&s •^fev
BtlentEcevit SpSrosKiprryano
y l^Sz egemen üsiefi
kiHBkfeı.Acbe9(»Pt«ffl,Tartdye>Karpas
T k i ' Ğ l
Akrotiri vcDıkeiya'da 1
kurakiu.Acbes(»P!affi.
Yarenadası
>
m99yMbğfflaTürkiye'yeBs"olarak
veribae^dagöruyorda.
1963te bajiayan tophsniaransçjtâçBuuar
y
1975'te
bu görüşmelenn Adada uzlaşma için son
fırsat olabileceğine dikkat çeker. Haziran
1968'de Lefkoşa'da başlayarak Denktaş ile
Klerides arasında bır dizi görüşme yapıhr.
Bir dizı görüşme yapıhr, ancak sonuç alı-
namaz. Temelde Türk tarafı özerk yerel
yönetimlerin yetkilerinin merkezi hükü-
metçe saptanamayacağını öne sürer, Rum
tarafı ise bu yetkilenn Meclis'in çıkaracağı
yasalarla bebrlenmesini savunur. Anlaş-
maya vanlamaz ve görüşmeler 1971 son-
bahannda kesilir.
Ifl'99 j Toplumlar arası görüşmeler sü-
* * * * 1rer.Bu süre içerisinde Rumlar
baren İngilizlere karşı silahlı eyleme başlar.
Kıbns Türkleri'nde de huzursuzluk tı-
rmanmaktadır. 19 ağustosta Ingiltere,
Türkiye ve Yunanistan Londra'da bir ara-
ya geür. Yunanistan tüm Kıbns için tek
selfydeterminasyon hakkı öngörür. Türki-
ye ise Kıbns Türkleri'ne dikkat çekerek
bunu kabul edemeyeceğini bildirir ve gö-
rüşmeler 7 eylülde anlaşma sağlanamadan
sonaerer.
Burada da birolgu kesınbk kazanır. Ister
İngiltere'nin böl-yönet politikası çerçeye-
sinde, ister Ege'den sonra Doğu Akdeniz'-
de de üstünlüğu Yunanistan'a kaptırmak
korkusuyla, isterse de Kıbns Türkleri'ni
korumak güdüsüyle, hangi kılıfa sokulursa
sokulsun Türkiye; artık Kıbns sorununda
resmen taraftır. Ve Kıbns artık Türk- Yu-
nan ilişkilerinde başbbaşına (zaman içinde
belirli) eci) bir sorundur.
EOKA'nın hedefı yalnızca Ingi-
lizler ya da 'işbirükçi' Rumlar
değil, aynı zamanda Türklerdir. Kıbns
Türkleri, EOKA'ya karşı örgütlenme zo-
runluluğunu baştan beri duymaktadır.
önceleri VOLKAN gibi irili ufaklı örgüt-
ler kurulur. 1957'de ise bu örgütler Türk
Mukavemet Teşkilaü'nda (TMT) birleşti-
rilir. EOKA'nın Enosis'ine karşı TMTnin
hedefı, Türkiye'nin de onayladığı Taksim'-
dir.
ı Gergin ve kanlı bir süreçten ge-
Içjlerek 1959'a gelinir. Ingiltere,
egemen üsler edinebibne koşuluyla
Kıbns'ın tümündee egemenlikten vazgeçe-
ceğini açıklamış bulunmaktadır.
Türkiye ile Yunanistan'a gelince... NA-
TO'nun Güneydoğu Kanadı'nı oluşturan
bu iki ülke arasında giderek çetrefilleşme
eğilimi gösteren bir sorundur Kabns.
Sonuçta gelişmeler lngiltere, Yunanis-
tan ve Türkiye'ya 4 yıl sonra bu kez Zürih'-
te bir araya getirir. 11 şubatta yapılan gö-
rüşmeler, bağımsız bir Kıbns'ta odak-
larânıştır. 19 şubatta bu kez Kıbnslı Rum
ve Türk toplumu bderleri ile birlikte Lond-
ra'da beşb toplanü yapıhr ve Zürih'te ka-
rarlaştınlan anayasal yapı, Londra Anlaş-
ması olarak imzalanır. Kuruluş Anlaş-
ması'na ek olarak htifak ve Garanti anlaş-
malan da imzalanır.
Londra Anlaşması'yla belirlenen 1960
Anayasası, özetle şu temellere dayanır:
Kıbns Cumhuriyeti, bir Başkanlık reji-
mSir. Cumhurbaşkanı Rum, Cumhurbaş-
kanı Yardıması Türk'tür. Kendi toplum-
lannca seçılen ve yürütme yetkisini elinde
tutan Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı
Yardıması, kendılerine bağb olarak çalı-
şan Bakanlar Kurulu'nda ya da yasama
organı niteliğindeki Temsilciler Meclisi'-
nde savunma, dış politika ve mabye alanın-
da abnan kararlan veto yetkisini haizdir.
Bakanlar Kurulu'nda 7 Rum, 3 Türk ba-
kan bulunur. Savunma, Dışişleri ve Maliye
bakanlıklanndan biri Türklere verilir.
Temsilciler Meclisi 70'e 30 oranıyla oluştu-
rulur(35 Rum, 15 Türk). Vergilendirme,
seçim yasası ve belediyelerle ilgili kararlar-
da ayn ayn çoğunluk, diğer kararlarda ba-
sit çoğunluk gerekir.
5 büyük kentte ayn Türk belediyeleri ku-
rulur. Bir başka devletle birleşme ya da ayn
egemenük kurma yoluna gitmek yasaklan-
mıştır.
Anayasa, öncebkle cumhuriyetin iki top-
lumluluğunu vurgular. İki toplumun sıyasi
acıdan eşıtbğini, kültürel, dini vb. açıdan
ayn birer varlık olduklannı göz ardı etme-
den sağlar.
r « K » j 16 ağustosta Kıbns Cumhuriyeti
jp-^p»^ iian^iff BaşpiskoposMakarios
Cumhurbaşkanı, Dr. Fazıl Kûçök de Cum-
hurbaşkanı Yardıması seçilir.
Kıbns Cumhuriyeti catısı altında
görece huzurlu geçen 3 yıbn ardı-IBtS
ndan Cumhurbaşkanı Başpiskopos Maka-
rios, 30 Kasım 1963'te 13 maddelik anaya-
sa değişikliği önerisi sunar: 13 maddeden
en önemhleri şunlardır:
1 - Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı
Yaruımcısı'nın veto yetkisi kaldmlır.
2 - Temsilciler Meclisi Başkanı (Rum) ve
Başkan Yardıması (Türk) ayn ayn Rum
ve Türk milletvekiUerince değil, tüm millet-
vekillerince seçilir.
3 - TemsilcikT Mecüsi'nde belirli konular-
da (vergilendirme, belediyeler ve secim yasa-
sı) karar almabibnesi için ayn çoğunluk ön-
gören anayasa maddeieri kaldınlır.
4 - Belediyeler birleştirib'r.
Türkler, Makarios'un önerüerini kabul
etmez. (Burada bir not düşmek gerekiyor.
Şimdiki Rum Yönetimi Başkanı Glafkos
Kkrides aşağıda aynnüsıyla venlen bir de-
mecinde Türkler'in önerileri kabul ettiğini,
karşılığında yerel özerkük istediğini. ne var
ki Makarios'un buna yanaşmadığını söy-
lüyor.)
Sonuç olarak toplumlar arası çatışmalar
tırmanır ve Türk temsilciler hükümet or-
ganlanndan dışlanır. Toplumlar arası ça-
tışmalar yeniden başlar.
O yıllarda Enosis'i destekleyen ve şu an-
da Kıbns Rum Kesimi'nde en güçlü siyasi
parti sayılan komünist AKEL'in Genel
Sekreteri Dimitris Hıristofyas o günleri
şöyle anlatır.
"Böylece taksimcilere koz verdik. Gü-
vensizliği körükledik. Halbuki aksi yönde
davranılsa 1960'da tngiltere'nin 'böl-
yönet' pob'tikası gereğince bize dayatılan
bağlayıa koşullan ortadan kaldırmak için
(Türklerle) ortak bir savaşım başlatılabiur-
di."
Şu sözler de şimdiki Rum Yönetimi Baş-
kanı Glafkos Klerides'e ait." 1960-1963
arasında Zürih ve Londra anlaşmalannda
tam uygulama olanağı sağlamadan ve iki
toplum arasında güven havası yaraülma-
dan, bu anlaşmalan değiştirebileceğimizi
sanmamız büyük hataydı. Madem ki de-
ğerlendirmelerimiz Türkiye'nin yayılmacı
emeller beslediği merkezindeydi, o durum-
da anlaşmalan değıştirmeye kalkmamız
bir hataydı. 1%3 olaylan tam aynbk fıkri-
nin dünyada yayılmasına neden olmuş ve
Kıbns Devleti'nin birliğıni baltalamışü.
Türkler (anayasada değişiklik öngören) 13
maddeyi kabul etmişlerdi. Denktaş'ın bu-
nu teyid eden mektubu arşivimızde dur-
maktadır. Yalnız bunun karşılığmda ken-
dilerine yerel özerklik tanımamızı istemiş-
lerdi. Biz reddettik. Kabul etmiş olsaydık
darbe ve istila obnayacaktı ve Kıbns soru-
nu bugün yaşamakta olduğumuzdan çok
daha değjşik bir biçimde çözümlenmiş ola-
caktı."
Klerides, Türkler'in yerel özerklik iste-
mini reddetmelerinin nedenini de şöyle acı-
klar: "Korkuyorduk. Türklere bazı şeyter
verdiğimiz taktirde federasyonun temelle-
rini atmış olacagımızdan korkuyorduk.
Şimdi federasyonu kendimiz istiyoruz,
ama temin etmekte zorluk çekiyoruz"
103 Türk köyü saldınlar
karşısında boşalülır ve Türkler
IB67
belli yerlerde toplanarak enklavlar oluştur-
maya başlarlar. Rumlar Enosis sloganına
yeniden sanbnışür.
Işte bu noktada ABD devreye girer. Yu-
nan-Türk savaşına doğru yol ahnmakta-
dır. Aynca Makarios, 196O'lı yıllardan
başlayarak Üçüncü Dünyaa ve Sovyetlere
göz kırpan bir politika izlemektedır. Yuka-
nda bebrtildiği gibi Kıbnsb komünistler de
o yılllarda Makarios'a ve Enosis'e destek
vermıştir. NATO'nun güneydoğu kana-
dmda 'çatlama' istemeyen ve Kıbns'ta ko-
münist hareketin güç kazanmasından ve
Kıbns'ın "Akdeniz'in Kübası"na dönme-
sini önlemek isteyen ABD. eski dışişleri ba-
kanlanndan Dean Acheson'ı devreye so-
kar. Acheson 15 temmuzda Cenevre'de
yapılan görüşmelerde Türk ve Yunan ta-
raflanna tarihe "Acheson Planı" diye geçen
önerisini sunar. Plana göre:
1- Kıbns Yunamstan'a bağlanacak, yani
Enosis gerçekkşecektir.
2 - Kuzeydeki Karpas yanmadasım içer-
mek üzere Kıbns'ın yüzde 12'si, Türkiye'-
ye askeri üs olarak verilecektir.
3 - Adada iki Türk kantonu kurulacak ve
Türklere buralarda özerklik tanmacaktır.
4 - Kaş açıklanndaki Meıs Adası. Tür-
kiye'ye bırakılacakür.
Türkiye, planı 'müzakere zemini' olarak
kabul eder, ancak Kıbnsb Rum liderler ve
Yunanistan karşı öneri getirirler.
Anlaşma sağlanamayıp çatışmalar da
durdurulamayınca 8-9 ağustos tarihlerinde
Türkiye Kıbns'a "hava harekatı" düzenler
ve Türk savaş uçaklan kuzeydeki Eren-
köy'ü bombalar.
Bu dönemde Türkler yönetim aygıtın-
dan bütünüyle dışlanmış durumdadırlar.
ç
kendi aralannda bir hesaplaşmaya girerler.
ABD ve Yunanistanın desteğiyle Makari-
os devribnek istenmektedir. Rumlar arası-
nda cıkan çatışmalarda 2 bin kışı yaşamını
yitirir. Bu ortamda yapılan görüşmelerden
de bir sonuç alınamaz.
Kıbns tarihindedönüm noktası-
na gelinmiştir. Rumlar arasında-
kı hesaplaşma Makarios'un Yunanistan'-
daki albaylar cuntasının desteğindeki Ni-
kos Saınpson'un faşist darbesiyle devrihne-
siyle sonuçlanır.
Gebşmelerden kaygılanan Başbakan
Bülent EcevitTürkiye Garanti Anlaşması'-
• na dayanarak Yunanistan ve Ingiltere'ye
ortak müdahalede bulunmayı önerir.
Olumsuz yanıt alan Türkiye, 20 temmuzda
Kıbns'a asker cıkanr.
25-30 temmuz tarihleri arasında Cenev-
re'de Ingiltere, Yunanistan ve Türkiye
arasında görüşmeler başlar. 31 temmuzda
Kıbns'ta iki ayn özerk yönetimin varbğını
kabul eden '1. Cenevre Anlaşması' imzala-
nır.
8 ağustosta taraflar Cenevre'de yeniden
bir araya gelir. Bu görüşmelerde, Türkiye
somut bir öneri ortaya koyar. Kıbns'ın iki
toplumdan kurulu bağımsız cumhuriyet
niteliği korunacak, Kıbns bütünüyle özerk
altı Türk ve iki Rum kantonuna aynlacak-
Ne var ki bu öneriler de Rum ve Yunan-
larca kabul edilmez ve Türkiye, Kıbns'ta
gerek Türk askerlerinin gerekse Kıbns
Türkleri'nin güvencesi için öne sürdüğü
koşullann da kabul edihnemesi üzerine 14
ağustosta ikmci harekaü gerçekleştirir. Bu.
Rumlann Adada çözüm için kaçırdıklan
en büvük fırsattu
1
.
| Mübadeiesi Anlaşması'-
nın ardından ortaya çıkan ger-
Kıbns Rumlan isedışandadiplomasi, içer-
de silahlı savaşım alanında üstünlüğu ele
»eçirmişlerdir.
1963'ten başlayarak zor koşul-
larda yaşayan Türkler bir yan-
dan varbklannı duyunnaya çahfırlar.
Böylece Kıbns Türkleri için 'devletleşme'
serüveni başlar. 28 arabkta 'Geckâ Türk
Yönetimi' ilan edilir ve Kıbns'ın Türk böl-
gelerinde yaşayanlar bu yönetime bağ-
lanır. Yönetim kendi organlannı oluştu-
rur.
Kıbns sorununda çözümü amaçlayan
Türk-Yunan görüşmeleri sonuçsuz İcal-
mıştır.
Bu arada Yunanistan Kıbns'a öğrenci
ve turist kıbğında binlerce asker gönder-
miştir. Türkiye, Adaya dolaysız bir müda-
haleden kaçınmayacağmı uluslararası ara-
buiuculara iletir ve Yunan askerleri
Kıbns'tan çekilmek zorunda kakr.
Bu ortamda BM'nin de girişi-
miyle toplumlar arası görüşme-
ler başlar. Görüşmelerde ana konu, Kıbns
Türklerine verilecek özerkliktir. Makarios,
12 martta BM Genel Sekreteri U. Thant'a
sunduğu önerilerirde üniter bir devlet için-
de Türklere özerklik verilebileceğini beh'rt-
mişti.
Dolayısıyla görüşmelerde sorun 'nasıl
bir özerklik' sorusunda düğumlenir. Rum
tarihçi ve hukukçu Polyvios G. POIJTİM
'Cyprus Conflict and Negotiations, 1960-
1980' adlı kitabmda Türk tarafımn özerkb-
ğin etkin kıbnması için belirü bölgelerdeki
Türklen içine alacak köy öbekleri oluştu-
rulmasım istediğini yaayor. Rumlar karşı
çıkar.
Polyviu'ya göre böylebkle Rumlar yeni
bir uzlaşma fırsatını eÜerinin tersiyle itmiş-
lerdir. Yazar o dönemin Yunan Dışişleri
Bakanı Panayotis Pipinellis'in de bu görü-
şü paylaştığını anlatır. Pıpinelüs bu görüş-
melerin o güne kadar 'kaçınlan fırsatlar'
dızisinin yeni bır halkasını oluşturmaması-
nı, toplumlann birbirlerinden aynlmama-
lannı ister.
Türkiye'nin bakışı da çok farkb ueğildir.
Dışişleri Bakanı tbsan Sabri Çağlayangil
çek şuydu: Artık Kıbns'ta vanlacak bır çö-
züm yalnızca iki toplumlu (idari aynm) de-
ğil. aynı zamanda iki bölgeli (coğrafi
aynm) bir nitelik taşıyacakü.
Nitekim Türkiye ve Kıbns Türkleri,
1974'ten itibaren artık bu gerçeği içeren bir
çözüm yoluna döndüler: Federasyon.
13 Şubat 1975"te 'K*re Türk Federe
Devleti' kuruldu. Federasyon tezinin orta-
ya atılmasıyla Rumlar için artık Kıbns'ı
üniter bir devlet olarak koruma fırsatı da
kaçıyordu. Böylelikle Rumlar için artık
Kıbns'ı üniter devlet olarak korumak fir-
satı da kaçıyordu.
1fl77i D e n k t a
5 ''e
Makanos arasında
'*•*,„} Kıbns'ta federal bir cumhuriyet'
kurulmasını öngören 'Doruk Anlaşması'
imzalanır. Bu anlaşma 1979'da bu kez
Denktaş ile Spiros Kipriyanu arasında im-
zalanan bir dığer Doruk Anlaşması'yla te-
yid edilir. İmzalanan Doruk Anlaşmalan
Kıbns'ta federal çözüm ara>ışlanna huku-
ki temel kazandınr. Bu anlaşmalara göre
özet olarak:
1 - Bağnnsu, bağlantısız iki topiunûu bir
Federal Cumhuriyet kurulması esastn-.
2 - Federal Hükümet'in yetkileri ve işlev-
leri, ülkenin birliğini devletin iki toplumlu
özelliğini dikkate alıp koruyacak biçimde
düzenlenecektir.
3 - Cumhuriyet'in bağnnsızlığı, egemenli-
ği, toprak butünlüğö başka bir devletle ta-
mamen veya lusmen birleşmeye karşı ve her-
hangi biçimde taksime ya da ilhaka karşı ye-
terli gfivenceye kavuştunıhnabdır.
Bu ilkeler ışığmda Lefkoşa'da toplumlar
arası görüşmeler yeniden başlar.
|SS5~] Yeni görüşmelerden bir sonuç
HHH» | ^km^, jpier kopar. Bunun üze-
rine K^bns Türkleri 15 kasımda Kuzey
Kıbns Törk Cımhoriyeti'ni (KKTQ kur-
duğunu dünyaya acıklar.
fgH» j 1983 sonrasında BM'nin deara-
fMHI jya ginnesiyle fedaral çözüm
arayışlan yeniden başlar. 1986'nın mart
ayında BM Genel Sekreteri Perez De Cud-
lar'ın cabalan sonucunda oluşturulan an-
laşma taslağı Rumlarca reddedilir.
1OO9 I Arahklarla süren görüşmelerde
»98fc l I992*de BM "Genel Sekreteri
Butros Gali'nin 'Düşünceler Dizisf olarak
adlandınlan Kıbns'ta iki toplumlu, iki ke-
simli bağımsız bir fedaral cumhuriyet ön-
gören anlaşma taslağı ile sonuçlanır. Tas-
lak her iki tarafça da benimsenmez.
24 mayısta New York'ta 'Dü-
şünceler Dizisi' çerçevesinde ye-
niden başlayacak. Bu görüşmeler acaba
Kıbns'a çözüm mü getirecek, yoksa bir
başka fırsatın kaçınlmasına mı yol açacak,
bunu zaman gösterecek.