Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17 MAY1S1993 PAZARTESİ
14 DIZIYAZI
Hayali İhracat Komisyonu'na ifade veren Maliye eski Bakanı Ekrem Pakdemirli'den itiraf:
'Endişelendik, dava açmadık'
DOSYASI
T LJ M O A "V K INI
• Ekrem Pakdemirli, hayali ihracatla uğraşan "organize
kurt"lar olduğunu söyledi. Görev yaptığı dönemde hayali
ihracatın önlenmesi için çok çaba harcadığını vurgulayan
Pakdemirli, "Ödenmiş vergi iadelerini almak için mahkemeye
başvurduk. Ancakdavayı kaybettik. ."dedi.
• Ekrem Pakdemirli, hayalici firmalardan bazılan ile anlaşma
yaparak aldıklan paralan tahsil ettiğini de ifade etti. Hayali
ihracatçılan yurt dışmda da takip ettirdiğini anlatan Pakdemirli,
"Ancak bize bilgi vermediler. Vermiyor, çünkü orada da
sahtekarhk oluyor. İngiltere, 'bu bilgiler gizlidir' diyor. 'Neden
gizlidir' diyorsunuz, 'adamın kan ve zaran gizlidir" diyor."
Devlet Bakanı) var. O da mahkemeye gitti. Eğer
Yargıtay kabul ederse ödememeden dolayı oeza yi-
yor. 100 küsur milyon lira tazminat ödeyecektir.
Yanı bizim hukuk sistemimiz öyle bir durumdaydı
ki ödersen de, ödemesen de suçlu olabiliyorsun. Bir
boşluk var O boşluğu kapatmarun yollanna bak-
mak lazımdır.
Bu olaylar çıktığı zaman RAM'ı çağudım,
"bana bu paralan iade edeceksiniz" dedim. Öde-
medi dava açtık. davayı kaybettik. RAM DışTica-
ret, TEKFEN- ENKA'da ben davalanmı kaybet-
tim. Hakim, "'efendim bu vergi mdesı değildir" di-
yor. "'Vergi olmadığı için de vergi yönünden sen bu
parayı alamazsın" diyor.
212 milyon dolarlık hayali
-4-
ANKARA -Hayali thracat Komisyonu'na ifade
veren Maliye eskı Bakanı ve Dış Ticaret Mûsteşan
Ekrem Pakdemirti, Türkiye'de hayali ihracat ko-
nusunda "60-70 tane hakiki manada organize ol-
muş kurt" olduğunu söyledi. Görev yaptığı dö-
nemde. hayali ihracatın önlenmesi için çok çaba
harcadığını vurgulayan Pakdemirli, "Ödenmiş ver-
gi iadelerini almak için mahkemeye başvurduk.
Ancak davayı kaybettik. Diğer paralan almak için
de başka mahkemelere başvursaydık hemen emsal
göstereceklerdı. Endişelendik ve dava açmayı dur-
durduk" dedi.
Pakdemirli, komisyon tutanaklanna yansıyan
ifadesinde. RAM, TEKFEN ve ENKA şirketle-
rinden hayali ihracatla elde ettikleri paralan geri is-
tediğini. ancak bunlan almayı başaramadığmı açı-
kladı. 1988 rakamlanyla 212 milyon dolarlık bir
meblagm hayali olduğunun ortaya çıkanldığını
düegetiren Pakdemirli, ban çevrelerin komisyonu-
nunçalışmalanndan rahatsızİık duyduğunu ve "ok-
kanın altına gitmeyelim diye uğraştıklanm" ifade
etti.
ANAP Manisa Milletvekili, eski Haane Mûste-
şan ve Maliye Bakanı Pakdemirli'nin ifadesine
başvurulduğu Hayali thracat Araştırma Komisyo-
nu toplantısının tutanaklan özetle şöyle:
• MAHMUT ÖZTÜRK-(Komisyon Başkanı)-
Sayın hocam ihracat konusunu en iyi bilen in-
sansınız. Bize bildiklerinizi aktanr mısınız?
• PAKDEMİRLİ- Şımdi 1984, 1986. 1987 yı-
llannda 50 bmden fazla ihracat olayı var. 50 binden
fazla ihracat dosyası var. Bunlardan 30-35 tane fir-
ma ortadan kalktı, kumculan yoktu. Böyle du-
rumlar oldu.
Şunu söylemek istiyorum. O ihracat hamlesi
içinde binlerce işlem yapılıyor, bir devlet kurumu
geliyor, "bu maJ çıkmıştır" diyor. Öbürii de "hayır
çıkmamıştır, hayalidir" diyor şeklinde bir iddia
var. Arkadaşlar, " ben bundan şüphelendim" di-
yor. Bakıyorsunuz kompütüre, oradaki rakamlar-
da da şüpheler var. Yani bir yerlerde bir aksaklık
var. Ne yapalım? Gerekli tedbirleri aldık. 50 bin
tane dosyadan 100 tanesinin yanJış olma olasılığı
aşağı yukan yûzde 2'dır. Şimdi bu yüzde ikilik şey
korkutmamab yani.
"Dava açtık kaybettik"
Şimdi kararname çıkanldı. Maliye'de. Hazine'-
de yürütülen bir şey vardı, korkutmak istemedik
geride kalan yüzde 98'i. Bunlardan birinin ismini
vermekte mahzur görmüyorum. RAM Dış Ticaret
var. RAM Dış Ticaret diyor ki "evet, bir tane be-
nim dosyam var, ama soruşturma açtırdınız, ta-
mam. Ben Suudi Arabistan'a mal ihraç etmişim."
Bir müfettiş ona mal veren firmayı kontrol ediyor
diyor ki "bu malın hammaddesinin faturası yok. O
halde bu firma bunu üretmedi, bu da bunu ihraç
etmedi." Böyle olunca hemen damgayı vuruyoruz.
TURAN ÇEVtK'tN TEK KOLLU ORTAĞI MAHKEME YOLUNDA-1984-87 yıllan
arasında yoğunlaşan hayali ihracat olaylannda en çok adı gecen kişi Turan Çevik'ti. Onlarca
paravan şirket kuran Çevik. Merkez Bankası'nın yöneticilerinin bile başrnı döndiirmüştü.
Uzun süre Çevik'i yzkalayamayan polis vakın arkadaşları >e iş ortaklarıyla uğraştı. Çevik'in
tngiltere'deki iş arkadaşı Nil Shultz da İzmir DCM've ifade vererüer arasındaydı. Tek kollu
Shuitz Turan Çeviki çok yâkırtdan tanımadığını ancak bazı ortak işler yaptığını söyledi.
"Bu da hayalidir" diyoruz; yanlış. Malın gittiğini
de ben sonra buldurdum. Gümriiklerde rica edildi.
orarun başbakanına, hakikaten mal girmiş, ama
buradakı müfettiş. "gırdilerin faturası yok, krom-
nikelin faturası yok" diyor. Adam faturasızolarak
mab bir yerden almış. İşte o da yakalamış. "Benim
bu kadar ihracatım var, beni durduramazsınız şim-
di" diyor. Biz de durdurmuyoruz. DPTye verelim.
arkadaşlar baksınlar, bir soruşturma olabilir, her
soruşturmanın sonucunda durduracak değildik fa-
aliyetini. Ama hakiki manada yolsuzluk yapan-
lann sayısı 6O'ı geçmez yani. Onun ıçın DPTden
yaalar yazılmış, hatta "birisine ödemcyin" demiş,
mahkemeye gitmiş, "nasıl ödemezsın" diye de
yargıda hüküm gjymiş. Bülent Öztürkmen (DPT
eski Müşteşar Yardımcıa) var, Işın Çelebi( eski
1988 rakamlanna göre 212 milyon dolarlık bir
meblağın hayali olduğu artaya çıkmış, sonra bu ra-
kam biraz daha artmış.Kamuoyunda abartıldığı
gibi hayali ihracat şu kadar milyon dolar, milyar
dolar şeklinde düşünmek fevkalade yanlış olur.
Şımdi dosyalar DPT'ye intikal ettırildikten son-
ra DPT bir miktar bekletmiş denilıyor. Ashnda bi-
zim şunu yapmamız laam belki: Her dosya için bir
takip çizelgesi, nerede ne kadar kalrruş, yani sonuç-
ta ne olmuş. Bunlan kategorikman bir yerde bek-
letme varsa ondan şüphelenmemiz lanm. Niye
bekletildi, bir sebebı mi vardı, yoksa hakikaten bü-
rokratik engeller mi vardı? Mesela biz davalan
kaybettığimiz zaman dosyalan durdurduk. Ondan
sonra herbirigideeek emsal karan alıp gelecek ve
ondan sonra 'da bir daha ikinci dava açamayacak-
sınız. Orada talimat verdik, "durun bakalıro, Danı-
ştay'dan bir görüş gelsin" dedik. Dediğim gibi bu
büyük şirketlerin çoğuna açtık davayı süratle fakat
kaybettik. Sonradan 6183'ü çabştınnca paralan
alma noktasına geldik. Ben o zaman Maliye Ba-
kanı oldum. Çağırdım o büyük rakamlann sahip-
lerini, "gelin bakalım, bu paralan ne zaman vere-
ceksiniz?" dedim. Hepsini oturttum, bir plan prog-
ram yaptırttım ve o programa göre hepsini tahsil
ettim. ENKA'dan tahsil ettik. TEKFEN'den tah-
sil ettik. Yaşar Ticaret'ten tahsil ettik. Oradaki 469
tane dosya vardtr, ama onlann bir çoğunun parası
alınmıştır. Türkiye'de biz o boşluğu doldurmadık.
vergi iadeleri var olduğu müddetçe ve 1984'te yapı-
lan hayali ihracat- belki daha bir iki dosya olabihr-
cezasını görmemişde olabilir.
Boşluklar doldurulamaz mı?
• BAŞKAN- Hocam bu boşluklar doldurula-
maz mıvdı o zaman?
• PAKDEMtRLİ- Boşluğu doldurmaktan zi-
yade çok büyük adaletlı bir sistem yapmamız gere-
kir. Çünkü bir taraftan "vergi iadesi veriyorum"
diyorsunuz, öteki taraftan adamın ihracatım fev-
kalade büyük bir prosesten geçirmeniz lazım ya-
kalayabilmeniz için. Sebebi de şu: Şimdi bu olaylar
çıktı, ben 3 arkadaşı Ahnanya'ya gönderdim, İsviç-
re'ye gönderdim, fngiltere'ye gönderdim. "gidin
oradaki gümriiklerde bu malın karşılığı var mı?"
dedim. Çünkü adam, "ben ihraç ettim efendim"
diyor. Müfettiş de "hayır hayalidir" diyor. Arka-
daşlan böyle 3 defa gönderdim. Gittiler, Alman-
ya'ya. tsviçre'ye, İngiltere'ye.
• BAŞKAN- Kutlu Savaş'ın raporunda işmi ge-
çen arkadaşlann çoğu tedırgin.
• PAKDEMİRLİ- Sağhklı değil o rapor.
• BAŞKAN- Bu komisyon araştırma komisyo-
nu, hayali ithalatla ilgili alakamız olmadı.
• PAKDEMİRLİ- Bundan rahatsız olanlar ve
469'un arkasında insanlar var. Bazılan da uğraşı-
yor tabii. okkanın altına gitmeyelim pisi pisine diye
, hakiki sahtekan da uğraşıyor bir şey yapmak için.
SÜRECEK
Aııkaıı:'AtillaAytekruh hastasıdır9
SEVİM ERTEMUR
Eski Maliye Bakanı Vural An-
kan, "Kapıkule operasyonunu
y'aptık, iki bakan düştü" diyen
Atilla Aytek'i "ruh hastasf ola-
rak nıteledi. Ankan, "Rober
Madran'ın 16 ve 17. Asır Istanbul
Günlük Yaşamı adlı kitabında,
Osmanh'nın asayiş teşkilatı an-
latıbr. Teşkilatı oluşturan subaş-
lan ve asesbaşlan zulümleriyle
meşhurdur. Ruh hastasıdırlkr.
Aytek de öyle" dedi.
Turgut Özal tarafmdan göre-
vinden "azledilmesinin" bu olay-
la ilgisinin olmadığını vurgula-
yan Ankan. bir yabancı sigara
fırmasına Türkiye'de fabrika
kurma izni vermediği için görev-
den alındığıru ileri sürdü.
Eski Maliye Bakanı Ankaru
Aytek'in Hayali ihracat Komis-
yonu'nda verdiğı ifade sırasında
bahsettiği "Kapıkule operasyo-
nu"nun Maliye Bakanlığı'nı da
ilgilendirmesine rağmen kendi-
sınden habersiz yapılmasına
kızdığını ve tepki gösterdığini an-
lattı. Ankan. sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"1983te Bülent Llusu hükü-
meti zamanında bir mevzuata
göre eğer olay birkaç bakanlığı il-
gilendiriyorsa, bu bakanlar bir
araya gelerek soruşturmayı yürü-
tür. Halbuki bu olayda böyle ol-
madı. lçışleri Bakanlığı tek başı-
na davrandı. Emniyet Genel Mü-
dürlüğü'nden emir alan pob's,
gümrük rnüdürü ile yolcu salonu
müdüriinün de aralannda bulun-
duğu birçok gümrük çabşanını
gözaltma aldı, dövdü sövdü, iş-
kence yaptı. Yolcu salonu müdü-
rünü 8-10 saat emniyette tuttu
Sayın Aytek."
Bu olayı duyduktan hemen
sonra araştırma yaptığını belirten
eski Mabye Bakanı Ankan, "At-
tila Ajiek benim muhatabım de-
ğıldi. Başbakan Turgut Özal'la
konuştum, 'Nasıi olur,
yapıyorsunuz" dedim.
şey söylemedi. İşkence meselesi-
nin tetkik edilmesini söyledim.
Ama. sessiz kaldı" dedi.
Kapıkule operasyonu sıra-
sında gözaltma abnanlara polisin
ağır işkence yaptığını belirten
Ankan. şunlan söyledi: "Bu
olayda. usul meselesi, yöntem
meselesi vardı ve hukukun çiğ-
nenmesı söz konusuydu. Devle-
tin müsteşannı abp. çınlçıplak
soyup, kıçmdan elektrik veriyor-
lar. Kadını abp, soyup, ıslatarak.
lastiğin içine oturtuyorlar ve
bilgisiz -elektrik veriyorlar. Ayıp yani.
Bana, Ben bu nedenle karşı çıktım. Özal
"Nasılsa bir şey çıkmaz' diye sonra özel kalem müdürii vası-
yanıt verince. 'Niye insanlara zu- tasıyla haber göndererek, beni
îüm yapıyorsunuz" dedim. Hiçbir makamına çağırdı. Gittim. 'Mec-
lis'teki konuşmandan sonra se-
ninle çalışamam. İstifa et' dedi.
Hayır yanıtmı verdim. İçişleri
Bakanı'nın da istifasım aldığını.
tek başıma istifa etmeyeceğinıi
söyledi. Çünkü, Cumhurbaşkanı
Evren, 'Eğer Ankan'ı görevden
alırsan, Tannyar'ı da al' demiş.
Kendisine, istiyorsa azledebilece-
ğini söyledim."
Ankan. bu olayın "bahane"
edilerek 27 Ekim İ984 tarihinde
azledildiğini belirtti. Ankan, şun-
lan dedi:
"Azledilmemin Kapıkule
olayıyla bir ilgisi yok. Bu bahane.
Operasyon benim azledilmem-
den 5-6 ay önce oldu. Azledilme-
min asıl gerekçesi, Philip Morris
şirketidir. Onlar burada Marlbo-
ro'nın fabrikasını kurmak isti-
yordu, müsaade etmedim. İşte
asıl gerekçe budur. Bu olay. ulus-
lararası bir şirketin TC devletine
etkisini gösterir."
O dönemde hayali ihracatın
önlenebilmesi için Maliye Ba-
kanbğı bünyesinde genelge ya-
yımladığını ve haksız vergi iadesi
aldığı tespit edilenlere. aldıklan
vergi iadesinin üç katı ceza kesil-
mesini istediğini bildiren Ankan.
ancak Danıştay'ın, "Bu sübvan-
siyondur. Bu,'vergi degUdir. Ver-
gi Kanunu hükümlerini tatbik et-
mek mümkün değildir" gerekçe-
sıyle bu uygulamayı kaldırdığını
söyledi.
Zaıııaıısız gitmeıı ülke ve düııya için büyük kayıp
O N B I N L E R
İCİN YAZD1
Her sabah evimize giren ışığınla
pâHenmız kamaşırdı.
kamaşmakta. Seni kım
söndürebilir ki öyle ufaak bir
bcfesle. Biz rüzgârlanz,
nefesleri içinde kaybedecek,
yokedecek.
Rahat uyu.
Fatma Ozbay
Basınımızın yürekli bir kalemi,
halkın yılrnaz bir özgürlük
savaşçısı idi. Onun sesi bütün
dağlarda ve ovalarda
yankılanmaya devam edecek.
SBP Gn.Bşk. Yardımcısı Atilla
Aytemur
Bu insanlık dışı cinayeti nefretle
kınıyorum. Senin fızikini yok
ettiler. Dünya varolduğu sürece
düşüncelerin ve mücadelen
bizimle birlikteyaşayacak.
Sabri Atasoy
Canım kardeşimiz, senin
zamansız gitmen ülkemiz ve
dünya için büyük kayıp.
Değerh kişiliğin önünde
saygıyla eğiliyoruz.
Engin Ayça, Gülşen Tuncer
(Ayça)
Bu insanlık dışı saldınyı
nefretle kmıyor. Demokrasi,
laıklik ve insan haklanna
yapılan bir saldın olarak kabul
edip tüm insanbğa başsağüğı
dib'yorum.
Cemal Irmak
Kalbimizdesin Uğur Abi!
Demokrasinin izindeyiz,
seninle birlikte. Kahrolsunlar.
Hülya
Bu saldınyı nefretle kınıyorum.
İlericilik ve laikb'ğe yönelik bu
tür hareketler insanlık
düşmanlannın marifetidir.
Mumcu'lar ve düşünceleri
susturulamaz. Bunun
sorumlulan halkı din adına
cihada davet edenlerdir.
Görcan Tüfekçi
Değerli ve ilerici. yurtsever.
gazeteci, Uğur Mumcu'nun
katledilmesini, bir emekli
olarak prostetoediyorum.
HasanCoşar
Sevgili Uğur,
Kardelenler yokedilemez.
Bunu ikinci olarak yazıyorum.
Bu defne senin için.
Levent
Türkiye'de siyaset iki başlık
altında toplanmıştır. 1. Laik
olanlar, 2 Laik olmayanlar.
Sevgili Uğur Mumcu bu
ülkenin laik olmasını ve asla
vazgeçmemesini söyliyenlerdi.
Bu Türkiye adına ve laiklik
adına yapılmıştır. Uğur
Mumcu rahat uyu.
Ercan Türköz
Sevgili Mumcu, mücadeleci
kişiliğin ve kararlılığın seni
bizlerleözdeşleştirdi, geleneğini
sonsuza dck yaşatacağız.
ErdalSunar
Sevgili Mumcu, kınlan kalemin
bin doğacaktır. Gene
unutmayacağız.
Bülent Demirağ
Petrodolarşeyhlerinindar
kafab kuklalan unutmayınız ki.
Mumcu'nun 'ücudundan
kopan her parça birer mum
olarak cüppelerinizi,
sanklannızı ve hatta kara
sakallannızı tutuşturacaktır.
Cetn Özkaya
Seni vuran eller birgün
kınlacaktır.
İlhan Deniz
SÜRECEK
Sevgili Uğur,
NeçirkinliktirkisenikalleşçeMirdular,
Ne gitelliktir ki sen hersabah içimtde yeniden doğuyorsım,
Ne şanstır ki bu ulusseningibibir evlada sahip olmuş,
Ne sihirdir ki devleşmeniartık kimse önleyemiyor.
Evetsevgili Uğur
Büyük ozan Nazım vn dediğigibi:
" Kimseleryapama: senin resmini
Sen kendiresminikendin de yapamazsm
Senin resmini bizleryapacağız."
İşte o resim asla solmayacak!
İpek Aygün
POLTIİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Berinde Telsjzter.
Turlar döndü, dolaştı, sonuç Demirel'in oldu. Bunca
patırtıya değer miydi? Her yaşta oluyor.
Bir zamanlar Ecevit'in köy kentlerini tartışırdık. Şimdi
çöpkentler çıktı. Istanbul'un göbeğindeki çöpkent patla-
masaydı; böyle bir bombadan haberimiz yoktu. Çöpler
kocaman bir dağ olmuş, dağ da günün birinde patlamış-
tı.
Bir yerde bir felaket başını uzatmasın, hemen elleri
telsizli adamlar doluşuverir.
Adamlar, ellerinde telsizler, ne söylerler, neyi haber
verirler...
"Kaçölüvar?"
"Beş."
"O kadar mı?"
"Dahaçıkar."
Çöpkentte telaş, başkentte telaş... Çöpkentte ölüler
kurtanlacak, başkentte ölüler kaldırılacak. "Padişahım
çok yaşa.." bizden... "Kral öldü, yaşasın kral." onlar-
dan...
Sayın büyüklerimiz bir koşu geliyorlar. TVIer, buldo-
zerler, itfaiyeler... Adamlar ellerinde telsizler.
"Yaralar sarılacaktır; devlet, elinden gelen her türlü
kolaylığı gösterecektir; çadırlar kurulacak, açıkta kalan-
lar yerleştirilecektir. Kızılay (iyi ki var) aş ve ekmek dağı-
tacaktır. Battaniye verilecektir. Devletimiz büyüktür,
yaraları saracaktır."
Adamlar, ellerinde telsizler durmadan söylerler. Dep-
rem olur, grizu patlar, çığ düşer, toprak kayar, sel basar,
yangın çıkar... Adamlar, ellerinde telsizler...
Nedir bunlar? Tamamlanmamış birer resim gibi göz-
lerimizin önünden geçer... Gözlerimin önünden ilk naif
ressamımız Fahir Aksoy'un resimleri geçiyor. Destek
Reasürans Sanat Galerisi'nde açmış sergisini...
1960'tan 1993e kadar birçok naif nitelikli ressamlan
çıkarmış, resimlerini sergilemiş. Fahir sergisini açalı
çok oldu.
Çöpkentte bir dağ patlamış, her şey her yana saçılmış,
olmuş size bir naif resim... Acılı bir yaşamı var Fahir Ak-
soy'un, acılar içinden keskin bir kılıç gibi sıyrılıp çıkmış,
bugünleregelmiş.
Adamlar, ellerinde telsizler, bir telaş...
"Demirel seçildi mi?" 234 oyla birinci turu döndü.
Başkentte telaş, çöpkentte telaş...
Gene böyle bir bahar gününde Şile, Ağva, Polenez-
köy, Beykoz, Hekimbaşı... Buralardan geçmiştik. Buçöp
yığınlarını, günü gelince patlayacak olan bombayı gör-
müştük.
"Bu çöp yığıla yığıla nereye varır?" Nereye vardığı,
daha da varacağı anlaşıldı; bomba olup patladı.
Her şeyimizi yitiriyoruz; denizlerimizi, göllerimizi, ne-
hirlerimizi, ormanlarımızı, meralarımızı, kırlarımızı;
dahası insanlarımızı, şairlerimizi... Sabahattin Kudret
Aksal geliyor aklıma, bir yalın şiir oluyor, yeniden canla-
nıyor.
öldü
Gömüldü
İlk yağmuru yağaı bu gece
Adaşı Sabahattin Batur'a vasiyet etmiş, "Beni öldük-
ten sonra birkaç gün bekletin."
ölüm dirim arası bekledi, çok uzadı yalnızlığı, demek
biliyormuş. "Yalnızlığın Evi" diyor:
"Yalnızlığın evi var, köyü var / Hasır iskemleleri, kar-
puzların yüzdüğü havuzu, ulu çınarlan / Dağları, koyak-
ları, bulutları /Çitardı bahçede bunlar."
Şair, "Havadan anlarım telsizler gibi" diyor. Sadece
şairlerde bulunan ortak bir seziyle!
Adamlar, ellerinde telsizler...
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/Şahin Kaygun'un yö-
nettiği iki filmden biri
(Diğeri Afife Jale). 2/
Erek... Hıristiyanlann en
büyük bayranıı. 3/ Çelik-
çomak oyununa ve bu
oyunda kullanılan değne-
ğe verilen ad... Bir çalgı...
Tavlada bir sayı. 4/ Du- 6
varlara çiziktirilen ve ge- -,
nellıklc hiciv ya da kari-
katür niteliği taşıyan yazı 8
ya da desen. 5/ Avrupa Q
Topluluğu'nu simgeleyen
harfler... Pasaklı. kıhksız. 6/ So-
yundan gelinen kimse... Oyularak
yapılan süsleme. 7/ İstanbul'un su
gereksinimini karşılayan barajlar-
dan biri. 8/ Ceylan... Üye. 9/ Bes-
telenmiş her tür şiire Batı'da veri-
len ad... Yapılann duvar ve tavan-
lanna süslemeler yapan usta.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Reşat Nuri Güntekin'ın bir ro-
manı... Kişinin öz benliği. 2/ Maf-
ya örgütünûn suskurduk yasası...
Şöhret. 3/ Dar ve kahnca tahta... DeğişenJerin özünde değişme-
den kaldığı varsayılan ideabst kavram. 4/ Sınır boyu... Belçıka'-
da yaşayan başbca iki halktan biri. 5/ Kimliği behrlenemeyen
uzay cisimlerine verilen ad... Bir göz rengi. 6/ Hastabk etkenle-
rini zararsız duruma getirmek için vücudun çıkardığı madde. 7/
"Hayır" anlamında kullanılan söz... At ya da deve yavrusu. 8/
Icraat... Kumarda ortaya sürülen para. 9/ "Bu deniz bir - - - de-
niz/İnsanlar ey nerdesiniz?" (Nâam Hikmet)... Radyumun
simgesi... Yemek.
İLAN
ÖDEMİŞ AŞLtYE CEZA
HÂKİMLİĞl'NDEN
EsasNo: 1992/849
KararNo: 1993/39
6)36 S.K.M. suçundan sanık Derik ilçesi Kayacak Köyü K: 14'te
nüfusa kayitlı. Seydo ile Ayşe'den olma, 1966 D.lu Mehmet Yusuf
Esen hakkında mahkememizin 28.1.1993 tarih, 1992/849 esas,
1993/39 kararsayıbilamı ile 6136 S.K. 15/1.3506 S.K. TCK 19,6136
S.K. 15/2, maddeleri uyanncaneticetendokuzayhapis veyüzellibin
lira ağır para cezası ile cezalandınlmasma karar verildiği, gıyapta ve-
rilen iş bu karann sanığa teblığ edilemediği, açık adresinin tespit edi-
lemediği. adresini terk ettiği anlaşıldığından;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28, 29, 30 ve 31'inci maddeleri
uyannca ilanına. ilan masraflannın sanıktan abnacağı ve karann ilan
tarihinden itibaren 15 gün sonra teblığedılmış sayılacağı ilanen duyu-
nılur.
Basm: 29553
İLANEN TEBLİGAT
BEYOĞLU 3'ÜNCÜ İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ
1990/529
Borçlu: Şerif Tuğrul. Gumujsuyu Cad. Kunt apl. 33'3 Taksim.
Dosyada olan borcunuzdan dolayı haczedilen Meşrutiyeı Mah. Dere
Sok.'da kain, 131 pafta, 984 ada, 105 parsel sayılı kargır apartman-
da A Blok 2. bodrum kat I nolu deponun kıymeti bilirkişi marifetiy-
le 12.2.1993 gunlu raporla 1.068.409.238 TL olarak takdir edilmiştir.
Buna bir diyeceğiniz varsa 17 gün içinde bildirmeniz tebliğ olunur.
7.5 !99^
Basın: 4996