Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 NİSAN1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
YaşarVakfı'mn
• İZMIR(LBA)-Yaşar
Eğitim ve Kültür Vakfı,
'Türkiye'de hayvancılığın
güncel sorunlan veçözüm
önerileri" konusunda ulusal
çapta bir yanşma açtı.
Yanşmada birincilik ödülü
25 milyon, ikincilik ödülü 15
ve üçüncülük ödülü de 10
milyon lira olarak belirlendi.
İrtşaatJardaAT
stanüardı
• ADANA(AA)-
Türkıye'nin mermer tespit
kancalan veçelik
dübelleriyle asma tavan
sistemı üretimini
gerçekleştiren A-Metal
Sanayi ve Ticaret AŞ. 5
milyon doarlık ıhracatının
birbölümünü
gerçekleştirdiği Avrupa
pazanndaki payını arttırmak
amaayla otomasyon
yatınmlanna yöneldi.
Fas,baklagil
almak istiyor
• M ERStN (AA) - Kuraklık
ncdeniyle yiyecek sıkınüsı
çeken Fas'ın Türkiye'den 20
bin ton baklagil almak
ıstediğı açıklandı. Akdeniz
İhıacatçı Birlikleri Genel
Sekreterliğı'nden yapılan
açıklamada Fas'ın 15 Mayıs
1993 tarihinc kadar
Türkiyc"den acilen 5 bin ton
mercimek, 5 bin ton nohut ve
10 bin lon bakla almak
istediği kaydcdîldi.
Soğan,fiyaüyla
mağnır
• İZMİR(AA)- Yeni ürün
kuru soğanın piyasaya
çıkması yalaşırken eski
ürünün fiyatının yükselme
eğilimine gırdiği belirtildı.
İzmir Sebze ve Meyve Hali
Romts> onculanJD^n Güven
Toygar, Amasya Suluovada
yetışürilen kuru soğana,
üretim yerinde 2 bin lira fıyat
istendiğini bildirerek
Suluova soğanı halde 2 bin
200 liradan işlem görüyor.
Ay sonuna doğru soğan
fıyatı 3 bin lırayı bulacak*
dedi.
MIGA'dan yatnm
garantisi
• tSTANBUL(AA)-
Dünya Bankası
kuruluşlanndan çpk taraflı
Yatınm Garanti Örgütü
(MIGA) Başkan Yardımcısı
LuisDodero,Türk
cumhurıyetlerindeki
yatınmlan proje bazında
garantı edeceklerini söyledi.
Dodero. Yabancı Sermaye
Koordinasyon Derneği
(YASED)tarafından
düzenlenen toplantıda
yapüğı konuşmada,
Eximbank'ın üstlendiği
risklerin MIGA tarafından
reasüre (sigortanın sigorta
edilmesi) konusunun
mûzakere edildiğini anlattı.
Türk-MısiPİş
Konseyi
• KAHtRE(AA)-Türkiye
Mısır İş Konseyi'nin
kuruluşuna ilişkin anlaşma.
iki ülke heyetleri arasında
yapılan göriişmeler sonunda
imzalandı. Anlaşmaya
Türkiye adına işadamı
Germîyan Saatçioğlu, Mısır
adına da Mısır lşadamlan
Derneği Yönetim Kurulu
üyesi Hüseyin Sabbur imza
koydu.
Habaş'ınihracat
atağı
• İZMİR (AA)-tzmir'in
Aliağa ilçesinde kurulu
HabaşDemir Çelik
Fabrikası'nda 1993 yıhnda
700 bin ton demir çelik
üretimi hedeflendiği Müdürü
. Esat Özalp, 200 milyar liraya
mal olan inşaat demiri ve
çelik haddehanesinin bir süre
önce devreye girdiğini
belirterek 'Yılda JOObin ton
üretim kapasiteli
haddehanemiz, üreüm ve
ihracatımızı artüracak' dedi.
ÇAĞEMN
TAMĞIÜÇ
YAZAR
Hikmet Çetinkaya
2. bası 20.000 lira (KDV içinde)
Çagdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağahğlu-htanbul
ödemdi gönderilaez.
DPT Müsteşan Kesici, ABD Başkanı'nın programını Başbakan için 'değerlendirdi'
DemirePe 'Clinton kc• 500. Gün'ün sonunda, ekonomik konulardaki uygulamalanndan
ötürü sert eleştirilere uğrayan Başbakan Demirel, son günlerde 'ıkinci
500 Gün'e ABD Başkanı Bill Clinton'ın dünyada yankılar uyandıran
ekonomik programı üzerinde yoğun çabşmalar yaparak hazırlanıyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - BaşbakanSüIeyman De-
mirel son günlerde, ÂBD Baş-
kanı Bill Clinton'ın orta vadeli
ekonomik programını incele-
mekle ilgileniyor. Devlet Plan-
lama Teşkilau Müsteşan İlhan
Kesici, Demirel"in talimatı
uyannca, Clinton'ın programı
üzerinde çalışarak bir değerlen-
dirme raporu hazırladı.
30 milyarlık yatınm
Clinton ProgramTnın,
ABD"de yeni iş alanlan yarat-
mak amacıyla 'hızlı' bir paket
uygulamasıyla 30 milyar do-
larlık bir yatınm gerçekleşmesi-
ni temel aldığı belirtilen rapor-
da özetle değerlendinne yapılı-
yor:
"Küçük işletmeler son 15
yılda yeni istihdamın önemli bir
bölümünü sağladıja için bu ke-
sime tarihin en büyük yatınm
indirimınin uygulanması düşü-
nülüyor. 21. Yüzyıl'da patlama
yapması beklenen, ancak şu
anda sorunlan bulunan kritik
sanayilere özel önem verilmesi
planlanıyor.
Programda sağlık sistemi ele
alınıp gözden geçirilmeden di-
ğer alanlarda başanlı olmanın
mümkün olmayacağı da vurgu-
lanıyor. ABD'de sağlık harca-
malan toplam harcamalann
yüzde 14'üne ulaşmış bulun-
maktadır. Bu miktann diğer ül-
kslere bakıldığında yüzde 30
yüksek olmasına karşılık, ABD
sisteminde henüz bütün vatan-
daşlan kapsayan temel sağlık
paketi oluşturulamamıştır. Du-
rum bugünkü gibi devam eder-
Hazırladı... Değeriendirdi...
Kesieuuıı 'değerlendinne'notu
Gecen günlerde Başbakan'a sunduğu
raporda İlhan Kesici, Clinton programının
temel esaslarını şöyle özetledi:
"1- Gerek kamu gerek özel harcanuüarda
tüketimden yatınma kayışı sağlamak.
2- Kamu karar abna sürecinin her
safhasmda, çahşınayı ve aikyi
• Devlet Planlama Teşkilau Müsteşan İlhan KesicTnin rapor halinde
sunduğu '"Clinton ProgramTnın değerlendirilmesf'nde, özellikle ABD
ekonomisinin durgunluktan kurtulması konusunda Clinton'ın neler
planladığı ve nasıl uygulayacağı üzerinde duruluyor.
8'inin durumunu etkilemeyece-
ği de öngörülmüş durumda."
Kesici'nin raporunda. Clin-
ton programının genel değer-
lendirmesi şöyle yapıhyor:
"Clinton'ın yaklaşımlan üç
ana unsura dayanmaktaûır.
1- Son yıllarda en yüksek ver-
gi ödeyen yüzde l'lik grubun
beyan etükleri gelirdeki aıtışın,
bu grubun marjinal vergi
oranının düşük tutulduğunu
göstermesi,
2- Devleün altyapı yaunm-
lannın özel imalat sanayiı için
yararh olduğu,
3- Yüksek vergi oranının
ekonomik büyumenin aleyhine
olmaması, başka bir deyişle
vergi yükümlülennın çalışma
arzusunun vergi artışından ters
yönde etkilenmemesi.
İneeliyor...
mükafatlandırmak,
3- Kamu acıklannın ktsıhnası,
4- îlk olarak kamuda israfın azaltıunaa;
ikinci olarak kamuharcamalarmın
kısılması hususlanndan başlayarak
Amerikan kamuoyunun desteğjni
sağlamak."
se 2 bin yıhnda kamu açığında-
ki artışın yansını sağlık harca-
malan yaratmış olacaktır. Do-
layısıyla sağlık alanında acil ön-
lemler aiınması gerekiyor. Clin-
ton yönetiminin bu konudaki
raporu, ilkbahar sonlannda
Kongre'yc sunulacak.
Global ekonomide rekabetçi
olabilmek için lise mezunla-
nnm ilave eğiüme tutulması ön-
görülüyor, yükseköğrenim için
gerekli parasal destcklerin sağ-
ianacağı ulusal bir hizmet prog-
ramı öneriliyor.
Vergi iadesi sisteminin kap-
samı genişletiliyor, haftada 40
saattcn fazla çalışan ABD çalı-
şanlannın durumunun iyıleştı-
rilmesi hedefleniyor."
Kamuda kısıtlamalar
Rapora göre ABD'de bütçc
açığının düşürülmesine yönelik
Clinton planlamalan ise şunlar:
"Tepeden başlayarak kamu
kesiminde kısıtlamalara gıdil-
mesi. Beyaz Saray personelin-
de. bakanlıklann bütçelerinde
ve federal bürokraside çalışan-
lann sayısında indirim yapı-
lması planlanıyor. Federal hü-
kümette maaşlar bir yıllığına
donduruluyor, aynca 150 ka-
lemde bütçe kısıntısı öngörülü-
yor.
Bütçe açığını düşürmenin ya-
rarlan tamşıhrken, borç servisi
baskısından kurtulmakla. özel
kesim ve vatandaşın kaynakla-
ra başvurma imkanının arta-
cagı savunuluyor.
Varlıklılann daha fazla ver-
gılendinlmesi amaay la Gelır
Vergisi oranlan yükseltiliyor.
Yeni vergi uygulamasmın.
Amerikan ailelerinin vüzde 98.
Faizler nasıl düşer?
Bütçe açığının ve borçlanma
ihtiyaonın küçültülmesi, faiz
oranlannı düşürecek ve özel
yaünmlan uyaracaktır. Zira
kamu açığmın vergi arttınmı ile
düşürülmesi amaçlannıaktadır.
Clinton Programı'ndaki yak-
laşımda, Reagan döneminde
pasıf bir işlev üstlcncn devlctin
aktif hale getirilmesi, bir an-
lamda Reaganomics'ten dönüş
amaçlanmaktadır.
Bir yandan altyapı. eğitimc
ve öğrenime ağjrlık vcnlmesi
öngörülmekte. öte yandan ye-
nilikçi ve teknolojik yatınmlara
devletçe destek verilcceği ıfade
edılmektedır Bunun ağırlıklı
bir sanayi politikası olupolma-
yacağı açıklığa kavuş-
mamıştır."
TÜRKİYE-AT GÖRÜŞMELERİ
6
Sıfir ffe' ilk acbııı atıldı• Gümrük birliği cabşmalannı yürütmek üzere. "yönİenairme komitesi" kurularak
komitenin "görev talimatına" ilişkin belge, Türkiye ile AT arasında imzalandı.
HALUK GERAY
ANKARA - AT ile gümrük
birliğine gidilmesi çalışmalan
hızlandmldı Dışişteri Bakanlığı
Avrupa Topluluklan Genel Mü-
dürü Buyükelçı Taner Baytok,
Cumhuriyet'e yaptığı açıklama-
da, 1%3 ve 1973 yılında AT ile
Tûrkiye arasında imzalanan an-
laşmalarda yer alan konulann
uygulanmasını sağlamak ve böy-
lece ATye tam üyeliğimiz doğ-
rultusunda önemli bir adım olan
yönlendirme komıtesinin kurul-
duğunu açtklad
ı.Baytok, komitenin "görev ta-
limatı"'nın 19 martia kendisi ile
AT yetkilisi Egerhardt Rhein ta-
rafından imzalandığını söyledi.
Komite, AT ve Türkiye'deki ba-
kanlıklann üst düzey yetkililerin-
den oluşması kararlaştınldı.
IKV Başkanı Sedat Aloğlu, gümrük birliği için kalan süreye dikkat çekti
1000 gün, 500 günden önemliEkonomi Servisi - BruKSeTde I ~~^~ I diğı sıkıntılann bilincinde oldu-
ncyrupa Topluluğu'nun "eko-
mik patronu" olarak tanınan
Ekonomik İlişkilerden Sorum-
lu Başkan Yardıması Sir Leon
Brittan ile görüşen tktisadi
Kalkınma Vakfı Başkanı Sedat
Aloğlu, gümrük birliği için 1000
gün uyansında buhındu. AT
tarafının da gümrük bırliğinin
yûrürlük tarihini 1 ocak 1996
olarak öngördüğünü belirten
Aloğlu, 'partilerin Türkiye'nin
önündeki bu önemli dönemi
hükümetm 500 günü gibi eko-
nomik tercih meselesi yapma-
malannı' istedi.
4
Risk yükselebilir'
31 mart-2 nisan tarihleri
arasında Brüksel'de ATnin
ekonomiden sorumlu üst düzey
yöneticileri ile görüştükten son-
ra dün İstanbulda bir basın
toplantısı düzenleyen İKV Baş-
kanı Sedat Aloğlu, •'Gümrük
birliğıne geçiş için önümüzdeki
1000 günlük bu zamanın iyi
kullanılamaması halinde Tür-
kiye için olumsuz sonuçlann
ortaya çıkması riski yüksek ola-
caktır" dedi. Gümrük birliğine
geçiş sürecinde toplumun tüm
kesimlerine önemli görevler
düştüğünü, Türkıyc'nin bütün-
• ATilelocakl996'da
yürürlüğe girmesi
öngörülen gümrük
birliği konusunda
Türİaye'nin önünde
" 100CIsıcak gün"
kaldığıru vurgulayan
İKV BuşkanıScdat
Aloğlu, partilerin bu
önemli dönemi 500 gün
gibi 'ekonomik tercih
meselesi'
yapmamalannı istedi.
lük içinde 1 Ocak 1996-
ya haa-
rlanması gerektiğini savunan
Aloğlu. hükümetın en üst dü-
zcyde konuyu izlemesi yolun-
daki isteklennı tekrarladı.
Aloğlu. "Özel sektör olarak biz
fahri bakanımızı seçtik. Şimdi
dileğimiz Sayın İnönü'nün as-
len bu işin başına bir an önce
geçmesidir" dedi.
küreseUeşme-kutuplaşma
Dünyanın. küreselleşme ile
birlikte kutuplara da
aynldığını. oluşan kutuplar
arasında Türkiye için en uygun
bölümün Avrupa Topluluğu
olduğuna işaret eden Sedat
Aloğlu, tüm zor koşullara rağ-
mcn gümrük bırliğinin kaçını-
lmaz ve vazgeçilmez bir uygula-
ma olduğunu söyledi. Sedaı
Aloğlu. bu yüzden "'Gümrük
birliğine geçilmeli mi" ya da "O
tarihtc geçilmeli mi" gibi tartı-
şmalann gereksiz olduğunu,
bunun yerine kalan süreyi en iyi
değerlendirmenin çarelerinin
aranması gerektiğini ifadeetıi.
Özel sektörün temsilcisi ola-
rak İKV'nin, AT içinde güm-
rük birliğine geçen ülkelerin sü-
reçlerini inceleyen bir rapor
hazırladığını vc hükümete su-
nacağını anlatan Aloğlu, AT
tarafının da Türkiye'nin aldığı
gümrük birliği karanyla üstlen-
diği sıkıntılann bilincinde oldu-
ğunu vurguladı. Sir Leon Brit-
lan'ın Türk özel sektörünün
gümrük birüğıne gecişteki is-
tekli ve kararh tavn karşısında
memauniyeünı dile getırdığini
anlatan Aloğlu, AT yöneuole-
rine Türkiye'nin dığer üye ülke-
ler içinde görülmedik biçimde
gümrük birliği karan aldığının
hatırlauldığını da belirtti.
Birliğin amaçlan
Gümrük birliğinin AT ülke-
leriylc gümrükleri sıfırlamak ve
üçüncü ülkelere yönebk ticaret
politikalannda uyum sağlamak
amacı taşıdığına da işaret eden
İKV Başkanı Aloğlu, baa sek-
törlerin bu durum karşısında
kabuk değişlirmek zorunda ka-
labileceğıni anlatü. Aloğlu,
gümrük birliğinin ancak taraf-
lar arasında anlaşmanın imza-
lanmasıyla yürürlüğe gjreceği-
ni, ancak bu sürecin yönlendir-
me konıitesinin çahşmalanyla
yönlendirileceğini belirtti. İKV
Başkanı. Brüksel'deki görüş-
melerde AT tarafından geçmiş
yıllarda olduğu gibi Türkiye'ye
yönelik eleştiriler almadıklan-
na da dikkat çekerek Avrupa'-
da \e dünyada rüzgarlann Tür-
kiye lehine estiğini söyledi.
Baytok, Türkiye'nin, 1995 yılı
sonunda gümrük birliği sürccin-
de, gümrük sıfırlamalannı ta-
mamlayacağının ATye bildiril-
diğıni söyleyerek önümüzdeki üç
yıllık süre içinde ATden mali
kaynak ve teknik destek talebin-
de bulunulacağıru sözleriue okk-
di. Gümrüklerin sıfırlanmasının,
Türk Hazinesi'ne 4 milyar do-
larlık fon uygulamasından yok-
sun kalacağı. bu eksiklığin AT ta-
rafından karşılanmasının istendi-
ğj belirtiliyor.
Gümrük birliğine gidılmesi-
nin, Türkiye'nin dişsatımının
yüzde 65'ni oluşturan tekstil
ürünlennin kotalannın kalkması
anlamına gclcccğini vurgulayan
Baytok, Türkıye'nin dışsalı-
mında damping iddialan nede-
niyle oluşan sıkıntılann da orta-
dan kalkacağım söyledi. Baytok,
otomotiv, ilaç ve beyaz eşya üre-
ticilerinin ise kendılcnnı rekabete
alıştırmak için hazırlıklar yap-
ması gerektiğini kaydetti.
Taümatm ana hatlan
İmzalanan görev talimatında.
şu unsurlar yer alıyor:
• Şimdıye dek gümrük birliği
için yer alan ilerlemenin saptan-
ması.
• İki taraf arasında mallann
serbest dolaşımınm, bütünüyle
eşitlik ve serbestlik ilkeleri çerçe-
vesinde yapılmasını sağlayacak
uygulamalan tanımlamak.
•Serbest ve eşit mal dolaşı-
mına izin vermeyen engellerin
kaldınlmasını sağlamak.
•ATnin ortak ticari politi-
kalannın belirlenmesi sürecinde-
ki karar alma mekanizmalanna
Türkiye'nin nasıl katılabileceğini
araştırmak.
•Ortaklık Anlaşması'nda yer
alan, hizmetlerin serbest dolaşımı
konusundaki gelişmeleri izlemek
ve kişilerin serbest dolaşımını
oluşturma yönünde çalışmak.
Seçilemezlerse, eskiişlermededönemiyorlar
Sendikaa ol, işsiz kalEkonomi Senisi- Sendika yö-
neticileri, yasalar ve toplu iş söz-
leşmesi hükümlerine karşın, sen-
dikaahktan önceki işlerine döne-
miyor. Banksis Genel Sekreteri
EıKz Dilsiz, İstanbul Şube.Baş-
kanı Hasan Kanşgiroğlu ve İzmir
Şube Başkanı Mustafa Kabalak
üç ay önce yapılan genel kurulda
yeniden göreve seçilemeyince.
eski işlerine dönmek istemelerine
karşın, işyerlerine alınmadıklan
gibi. sendikalanndan 'sendikal
tazminatlannı' da alamayarak,
ortada kaldıiar.
Kapılar kapandı
Akbank Sultanhamam Şu-
besi'ndeki eski görevine dönmek
için yasanın bu maddesine daya-
narak dilekçe veren Ediz Dilsiz'in
başvurusu da Yargıtay'ın olum-
suz yorumu dikkate alınarak geri
çevrildi. Akbank işvereni Yargı-
tay'ın 1981de aldığı bir kararda
"Yasa maddesinin, boş olması
halinde işçiye eski işinin veya uy-
gun bir diğer işin verileceğini,
eğer bu kadrolar tamamiyle do-
luysa işçinın ışe aiınması zorunlu-
luğu bulunmadığı" yorumuna
dayanarak. Dilsiz'in yaptığı baş-
vuruyu reddettı. Dilsiz. yasa
maddesinin dışında. yürürlülük-
teki toplu iş sözleşmelerinde. sen-
dikaalann eski işlerine dönmele-
ri için kesin bir hüküm bulundu-
ğu ve bu maddenin de uygulan-
madığını savundu.
Ediz Dilsiz'in, sendikalann ya-
sada yer almamakla birlikte tû-
zük hükümleriyle getirdikleri ve
tüm profesonel sendika yöneticı-
lerinin kullandıklan '"sendikal
tazminat" hakkı ise Banksis
yönetimi tarafından "Hak etme-
di" gerekçesiyle kullandınlmadı.
Dilsiz, sendikal tazminatımn sen-
dika yönetiminin yolsuzluklanna
göz yummadığı için ödenmediği-
ni savundu.
Banksis Genel Başkahı Semüı
özen ise. bankalann bugüne ka-
dar hiçbir eski sendikacıyı işyeri-
ne almadığını belirterek "Bunun
bızimle ilgisi yok. Benden önceki
genel başkan da işe alınmadı.
Tazminat davası açtı.
Özen, Dilsiz'e sendikal taz-
minatırun ödenmemesiyle ilgili
olarak da "Sendika yönetiminin
kanaatine göre bu parayı hak et-
medi. Hem bu tazminatın yasada
da yeri yok. Dava acmış, mahke-
meyi kazanırsa veririz" dedi.
OECD RAPORU
Türkiye, enflasyon şaıııpiyoııu!
• Enflasyon açısından Türkiye'nin eriştiğj yüksek düzeyin dünyanın hiçbir gelişmiş
ülkesinde. hatta gelişmekte olan ülkesinde rastlanabilir türden olmadığı vurgulanan
OECD raporunda, bu soruna ivedi bir çözüm bulunmadıkça, Türk ekonomisinin
de refah düzeyine erişemeyeceği vurgulandı.
BRÜKSEL (AA) - OECD. yülık Türkiye Ra-
poru'nda, Türkiye'yi "daha dbiplinli bir ekono-
mi politikası izlemeye" çağırdı.
Raporda, Körfez Savaşi >e 1991 genel seçimle-
rinin oluşturduğu beürsklik ve istikrarsızlık or-
tamından uzaklaşan Türk ekonomisinin 1992 yı-
lında canlanma dönemine gintiği, bu canlan-
manın özellikle büyük öcret ardşları ve tanm
üretiminin verimli ottnasmdan sağlanan geürler
sayesinde tüketinün artmasına da bağlı olduğu
bebrtikü.
Ekonomideki canlüığın hhalatta da arbş getir-
diğini, ihracatta alman ohımlu sonuçlara rağmen
ithalat-ihracat dengesinin sağlanamadığını belir-
ten OECD, 1992 yıhnda Türkiye'yi ziyaret eden
7.5 milyon turistten elde edilen gelirin 4 milyar
dolara iılaştığına dikkat çekti.
Türkiye'ye bir yılda 900 milyon dolaıiık dış
yatınm kaynağı geldiğini, 6 milyar dolaıiık da
borç temin edildiğini belirten OECD, 43 milyar
dolarlık borç ödemelerinden sonra Merkez Ban-
kası'ndaki döviz rezervlerinin yüksdmesinin do-
ğal olduğunu vurguladı.
1992 yılında, yüzde 5,25 oranı ile büyüme hızı
OECD ülkeleriarasmda en başta gelen Türki-
ye'nin, bu orana, aşm iç ve dış borçlanmaya da
girişmeden eriştiği not edilen raporda, aynı yıl,
yüzde 70 civannda kalan enflasyon oranının ve
70'li yıllardan beri sürekli artan enflasyonun en-
dişe >erici okluğu vurgulandı.
1991 yrimda ücretlerin kamu sektörûnde yüz-
de 120, özel sektörde ise yüzde 150 artmasmdan
ve işgücüne gerçek değerinin çok üzerinde para
ödenmesinden sonra üretim man'yetlerinin yük-
seldiğini ve fıyatlarm arttığını belirten OECD,
1992 yılının yüksek enflasyonunu bu gelişmelere
bağladığı raporunda şunları yazdı:
u
Türkiye"deki yüksek enflasyon oranı, başka
hiçbir OECD ülkesinde, hatta süratli endüstri-
leşme sürecindeki Asya ülkeierinde bile görül-
memektedir. Türkiye'de, her ktsa vadeli enflas-
yon düşmesi döneminl, daba uzun vadeli enflas-
yon vüksehnesi dönemi izlemektedir. Enflasyon,
Türk ekonomik sistenıinde derin kök sabnışt«r.
Bu durumu, büyük üretim ve iş kaybma neden ol-
madan değiştirmek mümkün değiMir. Enflasyo-
nun artışı engeUenemedikçe sürecek olan ben'r-
sizlik ortamı ve faiz oraniarnun istikrarsızlığı yü-
zünden uzun vadeti bir ekonomik büyümeye yol
acacak yatmmlar yapıbnası da olanaksodır."
EK0N0M1YE BAKIŞ
TANER BERKSOY
Şu Meşhur 500 Gün
Ne mübarek 500 günmüş. bitmedi bir türlü.
Her işi bıraktık, bununla uğraşıyoruz. Oysa olay basit.
Seçim meydanlarında ortaya konan iktisadi hedefler ve
çözümler, öngörülen sürede gerçekleştirilemedi. Hepsi
bu.
Sayın Demirel, seçim ortamının rüzgarıylaenflasyonu
500 günde yüzde 10larla ifade edılebilecek bir düzeye
indirmeyi hedeflemişti. Bu olmadı. Mart ayı sonu
itibarıyla 12 aylık enflasyon, tüketici fiyatlarıyla yüzde
58.2, toptan eşya fiyatlarıyla yüzde 533 olarak
gerçekleşti.
Enfîasyonun öngörülen düzeye indirilebilmesi için ne-
denlerinin doğru saptanması gerkiyordu Sayın Demirel
burada tutarlıydı. Kamu finansman acıklannın enflasyo-
nun önemli bir nedeni olduğu saptamasından hareketle,
kamu kesimi borçlanma gereğmi GSMH'nin yüzde 4'ü
düzeyine indirmeyi hedefliyordu. Bu hedef de ger-
çekleşmedi. Resmi tahminler kamu borçlanma gereği-
nin GSMH'ye oranının 1992 yıhnda yüzde 12 civarında
gerçekleştiğini gösteriyor.
Kamu finansman açığını daraltmayı hedefleyenlerin,
bunun için bazı önlemler de öngörmesi gerekir. Sayın
Demirel kamu harcama artışını dizginleme ve kamu ge-
lirlerini arttınct bir vergi reformu öngörüyordu. Bunlar
da gerçekleşmedi. Bütçe açığı yaklaşık bir trilyon lira
artarak 43.6 trilyon liraya ulaştı Aynı doğrultuda öngörü-
len KİTreformundandasesçıkmadı.KİT'ler 1992 yılında
bütçe transferleri dışında 34.5 trilyon lira açık verdiier
Sayın Demirel bir yandan kamu finansman açığının
daraltlması. bir yandan da iç tasarrufların özendirılme-
siyle devletin içine düştüğü borçlanma girdabından kur-
tarılmasını da önemli bir hedef olarak belirlemişti. Bu
hiç gerçekleşmedi. Tersine, iç tasarrufların GSMH'ye
oranı 1991'de yüzde 22'den, 1992de yüzde 18.9'a gerile-
di. İç borçlar 1991'de 93.6 trilyon liradan 1992de 167.4
trilyon liraya, dış borçlar da 48.6 milyar dolardan 56 mil-
yar dolara yükseldi.
Ekonominin temel sorunlan olarak saptanan ve 500
günde çözülmesi öngörülen enflasyon, kamu finansma-
nı ve borçlanma konularında hedeflere ulaşılamadığı
açık.
Buna karşılık ekonominin büyümesi ve dış ödemeleri
sorunsuz görünüyor. Ama bu konularda da olumlu gö-
rüntülere öngörülen politikalarla ulaşıldığını söylemek
ç
1992 yılında ekonomi yüzde 5.5 oranında büyüdü. Bu
olumlu bir gelişme. Ancak Sayın Demirel büyumenin dı-
şa dönük yatırımlann artmasıyla sağlanacağını öngörü-
yordu. Tersi gerçekleşti. 1992de ekonomi iç tüketimin
yüzde 10'u aşan oranda artmasının etkisiyle büyüdü.
Buna karşılık yatırımlar ancak yüzde 1.2 oranında arttı
ve yatınm oranı yüzde 24.1 düzeyinden yüzde 23 e geri-
tedi.
iç tasarruflar nispi olarak gerilerken yatırımlann çok
sinjrlı da olsa artması borçlanmamn artmasıyta sağlan-
dı. Borçlanmamn artmasını özendiren bir başka geliş-
me de sağlıklt görünen dış odemelerde oldu. Dış ticaret
açığı bir milyar dolar büyüyerek 8.5 milyar dolara ulaştı.
Cari işlemterdeki 250 milyon dolarlıkfazla da bir milyara
yaklaşan bir açığa dönüştü. Böylece borçlanma hızlan-,
dı, çözülecek denilen sıcak para girişi de ödeme bilan-
çosunun önemli bir unsuru olma özelliğini sürdürdü.
Gördüğünüz gibi 500 gûn olayı çok basit. Bir iktidar
ekonomi için koyduğu hedeflere öngördüğü süre içinde
ulaşamadt.
Şimdi oturun düşünün. Birkaç olasılık var Kararınızı
ona göre verin. Bir olasılık, seçim meydanlarında yalan
yanlış konuşulmuş ve gerçekleşmesi olanaksız vaatd-
lerle sizin kandınlmış olmanız. İkinci bir olasılık, iktisadi
hedeflerin tutarsız, sürenin yetersiz olması Bir başka
olasılık, hedeflerin tutarlı, sürenin yeterli olmasına kar-
şılık iktidartn niyetsizliği, yanlış algılamaları ya da bece-
riksizHği sonucu hedeflere ulaşılamamass. Nihayet
hedeflerin tutarlı, sürenin uygun, iktidarın da niyet ve
becerisi olmasına karşın. kriz boyutunda oluşan o'ayla-
rın başanyı engellemesi olasıhğı da söz konusu.
Bu olasılıklann ilk üçü iktidann mahkumiyetine, so-
nuncusu ise beraatine yol açar.
Karar sizin. lik seçimde gene size soracaklar.
Turizmcilerin alttn lıafta ımnıdu
Gözler Japonlarda
• Mayısın ilk haftası, Japonya nın önemli bir tatil dönemi.
Bu nedenle Antalya yöresinde tanh ve kühür ağırlıklı turlar
düzenleyen Türk seyahat acenteleri kollan sıvadılar.
ANTALYA (AA) - Japon-
ya'dan turist getiren seyahat
acenteleri, bu ülkcde "altm
hafta" olarak bilinen mayıs
ayınm ilk haftasına rastlayan
tatil döneminde, Türkiye'ye
gelecek Japon luristleri bekli-
yorlar.
Japonya'dan turist getiren
Magister Seyahat Acentesi'-
nin Antalya Bölge Müdürü
Selçuk Gür, Japon turistler
için düzenlenen kültürel
ağırlıklı turlara, birkaç yıldır
Antalya yöresinin de
alındığmı belirterek "İyi bir
tanıümla. Japonya'yı önemli
bir turizm pazanna dönüş-
türebiliriz" dedi.
Japon turistlerin yüzde 80'-
inin "altın hafta"da tatile cık~
tıklannı anlatan Gür şöyle de-
vam etti:
"Altın hafta tatilinde gele-
cek Japon turistler için İstan-
bul'da başlayıp Ankara'da bi-
tecek 12 günlük bir tur prog-
ramı düzenlenecek. Japon tu-
ristler İstanbul'da Ayasofya,
Topkapı Müzesi. Süleymani-
ye Camisi, Sultanahmet Ca-
tnisi ve Boğaziçi'ni gezdikten
«onra bir Türk ailcsinin vere-
^ği akşam yemeğine davet
Kİılecekler.
Turan sonraki bölümünde
se Bursa'daki O?manlı döne-
ninden kalma eserler tanıtıla-
ak. Daha sonra Tnıva,
Bergama, Efes, Afrodisias ve
Pamukkale gczilecek. Bu yö-
"elerimizin ardından Antalya'-
ya gelinecek ve Perge, Aspen-
Jos, Side Ören yerlerine turlar
düzenlenecek.
Antalya'dan sonra Konya'-
Ja, Mevlana'yı tanıtan bir
program hazırlanacak. Turu-
TIUZ, Göreme'den sonra An-
kara'da tamamlanacak. Ja-
pon konuklanmız, Anadolu
Medeniyetleri Mü>esi'ni ve
^nıtkabir'i de gczdikıen scnra
Türkiye'den avnlacaklar."