28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 NİSAN1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Attm Konteransı İstanbul'da • LONDRA(AA)- İstanbul'da uluslararası allın sirkelkn ve altın borsalan :tkililerinin bir araya gcleceği Dünya Alün Konferansı düzenlenecck. İngiliz işçevrelerinin gazetesi Fınancial Times (arafından düzenknen konferans, 14-15 hanran tarihlerinde Conrad Istanbul Oteli'nde yapılacak. Katıbm ücreünin 700 stcrlin (yaklaşık 10 milyonTL) olarak belirlendiği iki günlük konferansla uluslararası altın piyasalannın son durumu ve geleceğe yönelik eğilimler ele alınacak. Güneydoğu'cfan ihracat •GAZtANTEP(AA)- Merkezi Gazianlep'te bulunan GüneydoğuTanm SaüşKooperatifleri Bırliği Genel Müdürü Hasan öztörlunen,"1993yıh hedefimiz, son yıllann en başanlı dönemi olan 1992'yi aşmakür" dedi. Öztürkmen, 199rde285bin350dolar olarak gerçekleşen antcpfısüğı ihracaünm, 1992 yılında bir milyon 855 bin 390 dolara yükseldiğini, iç piyasa salışlanmn ise 1990'da 15.1,199l'de 27.6, 1992'dc dc 74.9 milyar lira olduğunu söyledi. Sözteşmeiep yapgıya takıldı • İZMİR(AA)-Türk Metal Sendikası'run tzmir ve Muğla'da yeni örgüüendiği üç işyerinde, işverenlerin yetkı itırazı gerekçesiyk açtığı davalann bir yıldır sonuçlandınlamamaa nedcniyle sözleşme yapamadığı büdirildı. Türk Mctal Sendikası Izmir Şube Başkanı Yrimaz Turan, davalann uzamasının, ı* mahkemclerdeki yargıç sayısının yetersizliğindcn kaynaklandığtnı ileri sürdü. Turan, son yıllarda çahşma banşının giderck bozulması sonucu mahkemelerin yükünün giderek artuğına dikkat çekerek "İş mahkemelerindc yeterli yargjç bulunmadığı için ancak 3-4 ay sonraya gûn verüiyor" dedi. •RİZE(AA)-Çay İşletmelcri Genel Müdürlüğü (Çay-Kur) Doğu Karadeniz Boigesi'nde çaya alternatif ürün olarak kivi ûreümınden sonra şimdi de ipek böcekçihğj projesıni uygulamaya koyuyor. Çay-Kur Genel Müdürü Tuncer Ergüveo, Türk-İtalyan işbirliğiyle gerçekleştiniecek projenin bu yıl ıçınde uygulanmasına başlanacağını bildirdi. Ergüven, projenin toplam tutannın 150milyar üra doiayında olduğunu beürtıi. Gödttktep 1İZMİR(AA)- Gözlükçülerin. gözlük fıyatlannın her yıl yüzde yûze varan oranlarda artmasından şikayetçi olduklan bildırildi Fenni göziükçü Arslan Sotakoğhı, gözlük fıyatlanndaki artış nedeniyle müşteri karşısında zor durumda kaldıklanru ifade ederek "E>aha ıyi görebilmek için gözlük kullanması gereken kişi, orta hallı bir gözlük alabibnek için yaklaşık 1 milyon 500 bin lira ödüyor" dedi. ttonkaian • İZMİT(AA) - Türk-İş Ge- nel Başkanı Bavranı Meral, ülkeyi yönetenlenn özelleştir- me kavramına "sıkı sıkıya sanldıklanm" savunarak "Güçleri yetiyorsa yalnızca KİTleri değil. kamu bankalannı da özelleştirsinler. Kamu bankalannı özelleştiremiyor- lar, çünkü batık kredileri var" dedi. Sakatattoşa pfyor • İZMIR(AA)-Sakataün yelerince değerlendirilcmemeani n önemli ekonomik kayıplara yol açtığı bildirildı. Pınar Et Genel Müdürü Yiğit Tıvas, Türkiye'de kaçak yolla ya da deneümsiz hayvan kesimlerinin büyük bo- yutlarda oMuğuna dikkat çekerek "Türkiye'nin yılhk sakatat üretimi yaklaşık 160 bin tondur. Ancak hayvan kesimlerinin çoğunun dağmık ve küçük kapasiteli kesımhanelerde yapılması, yenilebüir sakatatın gereğj gibi işlencrek halkın lüketimine sunubnasını zorlaştırmaktadır" dedi. TOBB Başkanı Yalım Erez, 'uzaktan kumandalı' başbakana karşı olduklarını söyledi Işdünyası'Akbulut' istemiyor•TOBB Sanayi Odalan Konseyi'nde konuşan Başkan Yahm Erez, koalisyon modelinin devamını savunarak Türkiye'nin ekonomik ve siyasi istikrarsızhkla uzaktan kumandah yönetime tahammülü olmadığını söyledi. Ekonomi Servisi - Süleyman Dcmırcrın cumhurbaşkanlığı- na seçılmesinden sonra kimin başbakan olacağı tarüşmalan yoğunluk kazarurkcn, özel sek- tör "Akbulut örneği" gibi bir başbakan istemediğinı ortaya koydu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğj (TOBB) Başkanı YaUm Erez, cumhurbaşkanı seçimin- den sonra Türkiye'nin bir süre daha koalisyon hükümcti ile yönetibnesi gereküğini belır- terek ülkenin siyasi ıstıkrarsızlı- ğa ve "uzaktan kumandalı" başbakana tahammülü bulun- madığını söyledi. TOBB Sanavi Odalan Kon- seyi Toplanüsı İstanbul'da baş- ladı. Toplanüya 22 konsey üye- Erez: İstikrarsızlığa dikkat Dinçkök: Enflasyonkokuşnıası Hacıoğhı: Üretün yapdanun si ile Azerbaycan Sanayi ve Ti- caret Odası Başkanı kaüldılar. Merhum Cumhurbaşkanı Tur- gut özal icin saygı duruşu ile başlayan loplantıda konuşan TOBB Başkanı Yalım Erez, ül- kenin gündemındc cumhurbaş- kanının scçimı vc ortaya çıka- cak hükümct değişiklıginin bu- lunduğunu söyledi. Erez, cumhurbaşkaruran partılcr arası uzlaşma ile ma- kamın tartışıhr ojmaklan çı- kanlarak scçıhncsi gereküğini belirtti. Yalım Erez, cumhur- başkanı sccimlerinden sonra ül- kenin bir süre daha koalisyon hükümcti ile yöneülmcsinde büyük yarar bulunduğunu kay- detti. Erez, "Cumhurbaşkanı her halukarda seçilecek. Uzlaş- manın dışında da secikcck. Gündemin 2-2.5 ayı bu tartı- şmalarla geçecek. Türkiye eko^ nornısı her halukarda kendi ayaklan üzerinde durabilecek durumdadır. Hükümetin de kendını gecici olarak görmeye- rck ekonominin icap etürdiğı kararlan zamanında alması ge- rekiyor. KİT zamlan ve kur po- litikalanmn beklemeye laham- mütü yoktur, sonuçlar daha kötü olacakur" dedi. Yalım Erez. Türkiye'nin yeni bir siyası istikrarsızlığa taham- mülü bulunmadığını ifade ede- rek "Siyasılenn de aynı düşün- cede olduğuna emınim" diye konuştu. Erez, ülkenin "uzak- tan kumandalı" bir başbakana da tahammülü bulunmadığını söyledi. Erez, hükümetin vergi tasa- rısında bir fırsau kaçırdığını be- lirterek gümrük birligi ko- nusunda da teslimiyetçi bir hava içinde olunmaması gerek- uginı sözlerine ekledı. TOBB Sanayi Odalan Kon- sey Başkanı ömer Dinçkök, enflasyonun ahlaVı yok etüğini ve bir yeraltı ekonomisi ya- rattığını söyledi. Dinçkök, enf- lasyonun yolsuzluklara çanak tuttuğunu vc sistcmde kokuş- maya yol açüğını da savundu. Gümrük Birliği'nin sanayicite- re iyi anlatılmasının öncminc değınen Dinçkök, sanayi yalın- mlannın aıtmaa için uygun bir krcdi mekanizmas) yaraulması gereküğini bildirdi. Üretim duracak lstanbul Sanayi Odası Baş- kanı Memduh Hacjoğkı da ko- nuşmasında dınozorlar olarak nıtelendirdıği KİTIerin bıraz daha semirdığıni söyledi. Hac- ıoğlu, orta ve büyük boy işlet- melerin mevcut sermayelerini şirkct dışına cıkanp değcrlen- dirdiklerini vurguladı. Hacıoğ- lu, uygulanan faiz politikasına bir an önce son verilmesi gcr eküğini belirterek "Bizler reak- siyon göstcrmczsck gcn dönül- mesi mümkün olmayacaktır. Bu durumu üiyasilere anlat- malıyız. Bu faiz politıkasıyla hiç knrıse birkaç yıl sonra üre- üm yapamayacak" şcklindc konuştu. İşveren Sendikası Başkanı Narin'den ekonomikpolitikalaraserteleştiri TekstilciııiıırakibiAnkara9 Ekonomi Servisi - Türkiye Tekstil Sanayii işverenteri Sen- dikası Başkanı Hatit Narin, hü- kümetin Türk lekstil sanayünin yatınm imkanını kısıtlayarak, Baü'nın ve Uzakdoğu üUceleri- nin Türk sanayicisine rakip ol- masına ncden olduğunu savu- narak "Türk tekstilinin en bü- yük rakibi Ankara'dır" dedi. Tekstil Sanayii tşyerenleri Sendikası'nın Marmaris'te dü- zenlediğı "AT ile Gümrük Bir- liği ve Türk Tekstil Sanayii" konulu seminerde konuşan Na- rin, Türk tekstilinin kaos or- tamı yaşamakta olduğunu vur- gulayarak şöylc devam etti: "Ankara'daki bürokratlar özellikle son dört yıldır işin öne- mırun farkma varmayarak ha- disenin gerisinde kaldılar ve gûncel konularda sağa sola ya-* •Narin her ülkenin tekstil sektörünü koruduğuna dikkat çekerek "thracatımızm azalmasmın tek sebebi, Ankara'daki bürokrasi çarkınm tersçalışmasıdır" diye konuştu. lpalayarak Türk tekstilini bu- günkü kaos ortamına soktular. îşte gözlcr önünde Pakislan var. Bu ülke 300 bin ton pamuk îpfiği ihraç edcrken. biz 110 bin tondan 25 bin tona düştük. Tayvan ve Pakistan Ortak Pa- zar üreümindcn daha fazla üre- tım yapıp dünya pazannın yüz- de 2Tsini ele gecirdiler. Türk tekstil sektörû isc en zor günler- ini yaşıyor. Tekslil seklörü, hızlı çalışan bir sckıördür. Yardıma ve kapıtale ihtiyacı vardır." En liberal Türkiye Her ülkenin tekstil sektörünü koruduğuna dikkat çcken Na- rin "Türkiye şu anda dünyanın cn liberal ülkesidir. Bizim ülkc- mizdc her ülkenin malı rahatlı- kla satılır Ama Türkiye'nin bu ekonomik güce sahip olup ol- madığını kimse sormaz. Türki- ye, bu kadar vergi yükü altında sanayisini nasıl ycnileyccck, bunu nasıl başaracak kimsc sormaz. Sözün kısası ihra- caumızın azalmasmın tck sebe- bi, Ankara'daki bürokrasi çarkınm lers çalışmasıdır" diye konuştu. " , Yılınişçileri vepatronlan Ekonomi Servisi - Mılli Pro- düktivıtc Merken yılın ışçı veiş- vcrenleri ile en başanlı işadam- lannı seçti. MPM, Ziraat Ban- kası Genel Müdürü Coşkua Uiasoy'u da bir kamu kunılu- şunun başında olduğu halde "yılm işadamlan" aıasında gös- lerdi. Yılın ışcileri, Sümerbank Adıyaman Pamuklu Sanayi'- nden Zeynel Abidm Ava, Kord- sa'dan Kemal Çe«k. Tekcl To kat Sigara Fabrikası'ndan Ba- hattin Oztaş, Döklaş Döküm- cülıik'ten tsmail Padak, TKİ'- den Hüseyin Fırat vc Eskışchir Hava İkmal ve Bakım'dan Er- doğaa Fenerci yılın işcısi seçıiir- kcn bu işcilerin işverenleri de yılın işverenı oldular.. Ekonomiyc katkılan ve ve- rimlilik olgusuna duyduklan ilgi nedeniyle Halit Narin, Tun- cay öziUuu, Nccati Kunnet, Güfe Ş ve T IMFden '1993 zorWASH1NGTON (AA) - Uluslararası P»ra Fom (IMF), dönya ekooooıisinde bu yiho da zoriu gececeği görüşünde. I M F H I dinya ekonomisine üişkin yem raponaia, gtobal ekonomide iki yıl sûrea yavaşüunaıın ardmUn,bu yıl, nis- peten daha iyi performans gösteritanekk birlikte, zorhı bir yd gecirikce^ beorül- di. Raporda, Japonya ve Avnıpa'da bek- knmedikötçödeşiAkrtidurgiHiJağunhü- kûm sürmesİBİn yeraden canlanmayı ge- cikrireceğine dikkat eekildi. IMF rapo- runda, bir yandaa ABD'de ekonomide yeoidea canUnmanın yetersiz ve zayrf kalmakla biriikte, diğer öode geten sana- yUeşmiş ülketerdcn daha iyi performans gösterdiği, aacak dönya ekonomisinin di- ğer iki söper gücü Japonya ve Ahnanya'- daki durğuniuktafl zarar görebüeceğine işaret edikii. Bu arada, IMFden üst dûzey bir yet- kiJi, İMF-Dönya Bankası'nın bu hafta NVashington'daki bahar dönemi top- lantsı vcsOesiyk basın mensuplanna yaptığı açddamada, dünya ekonomisinin mevcut durumunu, 'Kötü, hala kötü ve daha berbat da olabilir' diye tannüadı. IMF yetkilisi, ABD Başkanı BU! Clinton yönetiminin, bütçe açığını darattmak için daha fazla çaba göstermesi, ABD'nin uluslararası piyasalarda rekabet gücûnü arttnttbilmesi için dc katma değer vergisi (KDV) konulması çakşmalannı helandı- rması gerektiğini belirtti. Dünya ekonomfeinde en kötü ihtimalli senaryomın gercekleşmcsirKk-n, ABD- Japonya ve Almanya'nın kaçınmalan gerektiğini beürten IMF yctkilfeine göre "Avrupa ekonomisinin durumu çok kö- tü.'" lMF'nin yeni projeksiyonianna göre Avrupa genelinde bu yıl biiyüme bekien- miyor, büyüme hızı 1994 yılında da yûzoe l'inahmdakalacak. IMPnüı projeksiyoıtlarında, sanayi- leşmiş ülkelerin bu >ılki ortalama büyü- me hızı tahmini, yaklaşık yansma, yüzde 1-5'e indiriML Tahminkr, beklenen şekü- de gerçekkştiğj takdirde, ABD ekono- misi gecen beş yüın en iyi perfonnansMi gösterip bu yıl yüzde 3'ün üzerinde bnyü- yecek. Ancak ABD'nin muazzam mik- tarlardaki bütçe açıklan, uluslararası sermaye piyasalannda zaten kıt OUD kaynaklan emdiği için IMFde endişe yarabyor. EKONOMIYEBAKIŞ TANER BERKSOY Fetretım? Turgut özal'ın ölümü farklı tepkilere yol açtı. Siya- sette aktif görev aldığı, yönlendirici işlev yüklendiği dönem kimilerince abartılı biçimde övülürken kimi- lerince de ihtiyattı biçimde eleştirildi. övgülerin bir kısmı dolaylı olarak yapılıyor. Doğru- dan Ozal'ı övmek yerine, geride kalanları yermek y o luyla gerçekleştiriliyor bu tür övgüler. Dolaylı eleştirilerde bana en çarpıcı geleni, Özal sonrasını fetret dönemi olarak değerlendiren görüş- ler. Biliyorsunuz, letret, merkezi otoritenin kaybolması, dağınıklık, belirsizlik, kargaşa gibi anlamlar taşıyor. Buna göre, özal sonrasında merkezi otorite etkisini yitirecek, Türkiye dağınıklığa, belirsizliğe, kargaşaya sürüklenecek. Kuşkusuz bu süreç içinde özal done- minin kazanımları da yitirilecek. Ovgüye diyeceğim yok. Ama abartılısı canımı sıkı- yor. Birini gökyüzüne çıkartmak için başkalarını yerin dibine sokmak ise benim pek anlayacağım bir taraf değil. Fetret dönemi değerlendirmesi de ilk anda canımı sıktı. • * • Bu aradadeğişik yayın organlanndan benzer talep- leraldım. özal sonrası dönemi yorumlamamı istiyor- lardı. Soruları nelerin değiştirileceği, neteri yitirece- ğimiz, nereye sürükleneceğimiz noktalarında dü- ğümleniyordu. Bu bana ilginç geldi. Fetret beklentisinin sandı- ğımdandahayaygın olduğu anlaştlıyordu. Medya, irv- sanların bu tür duygular içinde bocaladığını düşü- nüyordu. Ya da en azından, yazılı ve görsel basının bir kısmı böyle bir bocalama kurgusu peşindeydi. Böylesine karamsar beklenti ağı, hangi nedenlerle oluşur diye düşünmeye başladım. tsledenler iki yönlü. Bir yönüyle özal'ın ve özal döneminin nesnelliğinin çok ötesinde, dengesiz ve duygusal yaklaşımtarla değerlendirilmesinden kay- naklanıyor fetret beklentisi. Gerçekten, ölümünden sonra özal dönemi gerçeklerı zorlayacak ölçüde so- runsuz, dolgun yönü, yöntemi belirli, pınltılı bir dö- nem olarak değerlendirildi. Böylesi bir pınltının ardı- ndan fetret gelmesi olasılığı yüksek olur diye düşünü- yor kimileri herhalde. Hatayla başlayan değerlendir- melerin, (etret hatasına düşürek sonuçlanmasmı do- ğal karşılamak gerek. Otayın ıkinci yönü daha güncel ve oturup düşün- meyi gerektiriyor. Çokfarklı motiflerle de olsa, toplu- mun değişik kesimierinden değişım, dönuşüm, ilerle- me istekleri geliyor. Bu isteklerin oluşumunda özal'- ın besleyici bir i$lev gördüğü de açık. • • • öte yandan, bir süredir güncel siyaset arenamızda dağınıklık, kararsızlık ve yönsüzlük gorüntüleri var. Bir gün söylenen ertesi gün unutuluyor. Değişim vaat edenler bir türlü tutuculuk öksesinden kurtulamıyor. Toplumun iplerini çözmeyi, duvarlarını camla kapla- rnayı öngörenler, siyasetin günlük akışında bütünüy- le ters akıntıların peşine düşüyor Siyasal kirlenmeyi durduracağını, sorumlufarın peşıne düş^cöÖîniJfcerJŞjŞÇ siyasi düsturu otarak takdim edenler, devlet bank»~ farının tebirenttnâe çtfetr peşine düşmûş görijR'Sîfei' veriyor. Oevletin en yüce katına yükselme yöntemini eleştirenler, aynı yöntemle o kata uzanmakta bir beis görmüyor. Sizin değişme isteğinizi anladım, ben de değiştim diyenlerde hamam da aynı, tas da. • • • Bu görüntülerin toDİumu bir fetret sürecine sürük- leyeceği beklentisi kuşkusuz çok abartılı ve haksız bir kurgu. ınsanımız, toplumsal yapımız, ulaştığımız aşa- ma, kurumsal gucumüz her ölenin ardından fetrete sürüklenmeyeceğimizin güvencesi. Ama güncel si- yasal yasamımtzın toplumdan yükselen beklentıleri yanıtlamakta aciz kaldığı da bir gerçek. Bunu mutlaka düşünmemiz gerekiyor. Fetret değerlendirmesi canımı sıktı. Fetret görün- tüsünü engellemek için çaba gösterilmemesi de çok canımı sıkıyor doğrusu. Admadasatış Sümerbank arsasına toplukonut ANKARA (ANKA) - Sü- merbank kendi kendısini özelleştinneyc arsalannı sat- makla başladı. Sümerbank'ın Adana Pamuklu Dokuma Fabrikası'nm kullarulmayan 760 bin metre karelik arsası Toplu Konut İdaresi'ne satıldı. Arsanın satışıyla ilgıli protokol, Toplu Konut İda- resi Başkanı Yiğit Gülöksûz ile Sümerbank Genel Müdü- rü Doğan ÇeBk tarafmdan imzalandı. Yiğit Gülöksûz yaptığı açıklamada özellcştır- me kapsamındaki KİT arsa- lannın değerlcndirilmesi için Sümerbank'la ışbirliğine git- tiklerini bildirdi. 100 milyara almdı Gülöksûz, Sümcrbank'tan 100 milyar liraya ahnan Ada- na'daki arsa üzerinde ilk aşa- mada 4 bin konut üretilme- sinin planlandığını belirterek satın ahnan arsanın yanmda- ki fabrikanın ileride başka bir alana taşınması durumunda boşalacak 480 bin metre kare arsanın da satın alınması için prensip olarak anlaşmaya vardıklannı ifade etti. Gülök- sûz, bu durumda proje kap- samındaki konut sayısının 6 binc çıkacağını açıkladı. Sümerbank Genel Müdürü Çelik ise arsa saüşının Sümer- bank'ın kendi kendisini özcl- teştirmesinin ilk örneği ol- duğunu bildirdi. Çelik, TKİ ile mutabakat sağlanması halinde Sümer- bank'ın Antalya'daki 330 bin, Nazilli'deki 200 bin, Gcdız'- deki 418 bin ve Tarsus'takı 330 bin melre karelik arsa- lannın da benzeri şekilde salı- lacağını açıkladı. »o<=- Otomotivcilere uygun araç üretmek için kapı açıldı Kıu^şıuısvızaıııazeı^etyokIZMtR (AA) - Türkiye'de otomobil üreten firmalann "Türkiye'de kurşunsuz benzin üretil- miyor ki biz kurşunsuz benzin kullanımına uy- gun oto üretelim" biçimindeki gerekçeleri ger- çeklijğini yitiriyor. TUPRAŞ'ın tzmit, İzmir, Kınkkale ve Bat- man rafinerilerinde kurşunsuz benzin üretimi için ek üniıelcr yapmayı planladığı, önümüzdeki aylarda devreye girmeye başla- ması öngörülen bu yaünmlann tutannm, yaklaşık 240 milyon dolar olduğu bildirildı. TÜP- RAŞ Genel Müdürü Kemal Işık ve TÜPRAŞ yelkilileri İzmir'e gelerek Aliağa Rafinerisi'nde inçelemelerde bulundular. TÜPRAŞ yetkilileri, kurşunsuz benzin üretimiyle ilgili olarak TUPRAŞ'ın sözünü tuttuğunu belirterek şu bilgileri verdiler. "TÜPRAŞ, önümüzdeki yıl- lann taleplenni karşılamak amacıyla rafınerilerinde kurşunsuz benzin üre- tim imkanlannı yeni yatınmlarla artlırarak 2001 yılı ilibanyla tamamen kurşunsuz benzin üreti- minc gcçmeyi hcdcflemişür. Bu amaçla İzmit, İzmir, Kınkkale ve Batman rafinerilerinde 'izo- merizasyon' vc '(reformer' adı venlen ek üniteler yapılacak. Bu ünitelerin toplam maliyeti 240 milyon ABD Dolan tulannda olacak. Kurşunsuz benzin satacak benzin istasyonlan- na vade tanınması, hükümetin kurşunsuz benzin fiyatını süpcr benzinin altına çckmcsi, kurşunsuz benzin kullanımına uygun araclara vergi ko- laylığı tanınması, dcvleün bu konuda üzerine dü- şen görevi yaptığı anlamındadır. Türkiye'deki otomobil üreticilerinin tümünûn kurşunsuz ben- zin kullanımına uygun araçlan üretmemeleri için gerçekçi bir mazeretleri kal- mamıştır. Otomoliv sanayicile- rinin bir an önce kurşunsuz ben- zin kullanımına uygun araç üretmek için takvim hazırlama- lan beklenmektedir." TÜPRAŞ yetkilileri, Türk Standartlan Ensütüsü Hmitleri- ne göre benzinde müsaade edi- lcn kurşun miktannın litrede 0.84 gram olmasına karşın TUPRAŞ'ın kendisine üst sınır olarak bu lımitin yansını seçtiğı- ni söylediler. Uygulamada ise TUPRAŞ'ın ürettiği benzinlerdc kullanılan kur- şunun, litrede ortalama 0.15 gram olduğu belir- tildi. ABD'de benzin tüketiminde kurşunsuz benzin oranı yüzde 99 ikcn Batı Avrupa ülkelc- rinde bu rakam yüzde 25 doiayında bulunuyor. ATye üye ülkclerde 1 Ekim 1993 tarihindcn itibaren kurşunsuz benzin kullanımına uygun konvertörlü araç ürclimi zorunlu hale gelecek. îzmit, İzmir, Kınkkale ve Batman rafinerilerinde kurşunsuz benzin üretimi için 240 milyon dolarlık yatınm yapılıyor. Böylece 'otomotiv sektörünün kurşunsuz benzin yok' gerekçesi ortadan kalkıyor. KONUK YAZAR MUZAFFER HtÇYILMAZ TC Merkez Bankası eski Kambiyo Gn. Md. Türkekonomisinindinamizmi B ir yılı aşkın bir süre sonra, bay- ğişen siyasal dengelerin sunduğu olanaklar ram öncesi birkaç Avrupa ül- içinde, pek çok ülkenin iştahını kabartıyor ve kesine yaptığım kısa bir iş gezi- maalesef son günlerde birbirini ızleyen ha- si, Avrupa ekonomilerinin ne berter, ülkemizın Batı tarafmdan diyetöderne denli bir ekonomik kriz içinde ol- kıskacına itildiğine işaret ediyor. duklannı göstermek ve bu yılgınlık veçökün- Starvdard and Poor risk şirketinin Türkiye'- tü psikolojisine karşın ülkemiz ekonomisinin nin ülke riskini sorgulaması ve BBB olan ris- dinamizmini sergilemek bakımından son kin düşürülmesinin gündeme gelmesi; Euro- derece yararlı oldu. Insanın olaylan gözle- money dergisınin, geçen eylül ayında ülke riyle görüp kendi ülkesi ılekıyaslamaiaryap- riski açısından 37. sırada olan Türkiye'yi 44. ması.yerliveyabancıbasındaokuduklarının sıraya duşürmesi; Business Environment somutlaşmasını ve bu durumda ülkemiz Risk Istihbaran örgütünün Türkiye'yi yalnızca ekonomisindeki üretkenliğin kalıa şekilde teknoloji transferi ile ilgili yaftnmlar için uy- nasıl devam ettirebileceğini düşünmesıne gun bulması; Dünya Bankasinın ekonomik yol açıyor. raporlarında eleştirilerin artması; IMP'nin Bu arada, kendi ekonomik sorunlan ile bu- Türk ekonomisi hakkında "zehır zemberek" nalmakta olan kalkınmış ülke ekonomileri- bir rapor hazırlaması, içerikleri ne olursa ol- nin, bu fakirleşme ve gerileme döngüsünü sun, en azından Türkiye'nin dış finansman kınp ekonomilerinde yeni dengeler oluşturma diyetle- rini, bu krizi, Türkiye gibi zenginlik yaratma potansi- yeli yüksek ve şu ana kadar, bunalımdan uzak kalabilmiş ülkelere geçiştirerek ortak edebilme, ödettirme hesap- lan içinde olduklan işaretle- ri, satır araiannda, ama hep bu yönde, kendini gösteri- yor. 1990'ların ekonomik krizi, 1970'lerin petrol kirizine ben- İçinde buıunduğumuz koşullarda, politik ve ekonomik konularda dışdünyayakoz vermemek, birindl ulusal siyasamız olmahdır. açısından sıkıştınlabileceği ortamın hazııiandığı kuşku- lannı güçlendiren haberler- dir. Bir bütün olarak ele alındığında buniarın anlamı, bugün, örneğin 100 birim maliyette borçlanabilen Tür- kiye'den önümüzdeki gün- lerde 100+ bir şeyler isten- meye başlanabileceğidir. Bu yolla, aynı miktar dövizin borç veren ülkelere getirisi, Türkiye'den sağlayacakları çeşitli isimler altındaki gelir- zemiyor. 1970'lerde OPEC ülkeleri, yapbk- lerintoplamı.yani Türkiye'nin bu ülkelere ak- ları fiyat artaşları ile dünya getirinden aldı- tarmak zorunda kalacağı kaynak miktarı kları payı artbrıyor, kalkınmış ulkeler, kendi artmış oiacaktır. Bir diğer olasılık da kendi nedenleriyle buna ses çıkarmazken, bu pet- ulusal ekonomilerini canlandırma amacıyla rol fiyatları üzerinden yeni dengeler oluştu- faizlerin devamlı düştüğü, problemli gelişmiş ruyor. İlk aşamada en ağır diyet, Türkiye de ülkeler, en azından, Türkiye'yi, uluslararası dahil, Batı kulübüne üye alınmayan ülkelere piyasalardan borçlanmasında, bu düşükfaiz- çıkartılıyor, ardından, her bakımdan Bat'ya lerden yararlandırmayacak ve Türkiye aley- bağımlı OPEC ülkeleri, zamlı üretimlerini hine uluslararası gelir dağılımı sağlanmış zam oncesi gerçek dolar değeri altında sat- oiacaktır. Yarattığımız ulusal zenginliğin yur- makzorundabırakılıyordu. 1990'ların ekonc- tiçinde kalmasını sağlama ve özendirmenin mik kriıinde ise dünya gelirinden aldıkları ilk koşulu, dış dünyanın eline ekonomimıze payı bir gecede arttıran OPEC ülkelerinden ortak olacak meta vermemektedir. Bunu be- bu payı geri alma olanağı yok. 1970'lerin po- ceremezsek, yakın bir tarihte, kalkınmış ülke- tansiyeli yüksek ekonomilerinin çoğu henüz lerdeki ekonomik durgunluk ve denge bozuk- kendine gelmiş değil. Türkiye ekonomisi ise luklannın bize de ihraç edıleceği ve Batı'nın kayıtlı ve kayıtsız sektörlerdeki şaşırtcı zen- Türkiye'yi zorakı kaynak sağlama yollarına ginlik yaratma yeteneği ve bölgesindeki de- iteceği görülmektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear