14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN1993 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Çağdaşyönetimdenyoksun dışaaçılma Dışa dönük politikalann başansı, enflasyon, İÇKİIŞ ödemeler dengesi vb. konularda yönlendirici etki yapar. Özetledışa açık, dünyaya uyumlu (entegre) olmayı hedeflemiş ekonomi, içekonomik kalkınma senaryolanyla bütünleştirilmek durumundadır.. Prof.Dr. GÜVEN ALPAY Boğaziçi Üniversitesi pazarlama ilctışim sistemi kurabilmiş değiliz. Orta Asya pazarlannın özel- liklen. gereksinimleri ve büyüklükleri- nı, üriin ve hizmet gruplan açjsjndan yeterli düzeyde tanımamaktayız. Özellıkle, bu pazarda giderek güçle- nen rakıpler, kritik değcrdeki başan etmenleri konusunda veri eksikliği ve düzensiziiği vardır. Doiayısıyla. bilgi- sizlik oriamında kapasitelere göre ge- liştinlmcsi tasarianan dış ticaret tah- minleri yok gibidir. Bu konuda finansman çalışmalan da yetersizdir. Orta Asya ülkelerine ilişkin araştırma ve yayından da yok- sunuz. Başka bir deyişle. veri analizi ve yönetim teknolojisinden uzak girişim- lerin hedeflenen sonuca ulaşması gün gectikçe güçleşmektedir. Japon bilim adamlannın değerlendirmelerine göre ülkemizin bu pazardan alacağ) pay, hazırlık yetersızliğı nedeniyle küçül- mektedir(l). Kuşkusuz, dış ticaret yönetimi ünyadaki gelişmeler, yıllarda ülkemizin jluslararası konumunu Dİumlu etkilemiş ve uy-r gun ortam yaratmıştır. Ancak fırsatlann ba- şanya dönüştürülmesi yolunda çaba- lanmız yeterli görünmemektedir. Çev- remizdeki değişim ve bekJentilere ayak uydurabilmek için polilik ve eko- nomik yönetimin uyumiu, eşzamanlı, cağdaş ve atılımcı olması gerekmekte- dir. Oysa bu konuda büıünlüğün gün geçtikçe kavbolduğu gözlenmektedir. Ekonomınin temel değişkenleri için geçerli olan bu gözlem, dış ticaret uy- gulamalannda daha da belirgindir. Dışa dönük bir kalkınma stratcjisi ile işe koyulan hükümetler, hernen her pazarda kısa zamanda yönetim dar- boğazına gjrmektcdir. Örneğin, Orta Asya cumhuriyetleri ile olan ilişkileri- mizde bu piyasadaki gelışmeleri sapta- yan ve kararmerkezlerine ulaşüran bir konusunda yapılması gerekenler yalnızca pazarlama bilgi ağının kurul- ması ile de bitmemektedir. Onun yanın- da Orta Asya cumhuriyetleriyle ilgili ticaret ve sermaye girişimlerinin yürü- tülmesi için etkin bir bankacılık ağının kurulmasında da gecikilmektedir. An- cak bu yolla, pazara ilişkin stratejik iş- birliği ve ortak girişünciler sağianabi* lir. Son aylarda Orta Asya'da yatınm projeleri olan ülkelerin doğrudan ve lran yolu ile eıkinliklerini arturmaya başladıklan bılinmektedir. Kaidı ki hükümetimizin yönlendirmesi sistemli olmadığından özel girişimcilerimiz bu pazarda kısa dönemli köşe dönmece oynamaktadtrlar. Aynca, değişik dinsel ve siyasal gruplar yaraulan boşluğu doidurarak ülkemizdeki sosyal ve politik çelişkile- ri o ülkelere taşımaktadırlar. Henüz, dış ticaret sistemini kuramamışken yakın bir gelecekte ülkemizin ihraç et- tiği bu tür çelişkileri yeni sorunlar ola- rak yaşamak, öte yandan, 500 günlük bir değerlendirmede makro ekonomik politikalann gelişmeyi enflasyonist bask: altında tutması sürmektedir. Birçok olumlu senaryo bürokratik yapıdaki çelişkiler yüzünden çoğu kez engellerle karşılaşmıştır. Başka bir de- yişle. hedef ve stratejikrle uygulama arasında eşgüdüm sağlanamamıştır. Pazar ekonomisini yönlendirme ça- basjna ivme kazandırabileoek demok- ratık örgütler uzlaşması da gerçekleş- memiştir. Böylece dışa dönük ve dış saüma (ihracata) dayalı sanayileş- mede birçok konu eksik kalmıştır. Dış ticarete bağlı sanayileşme poliükalan- run uygulamaya nasıl konulacağı da bilinmemektedir. Temel sorular şun- lardır: Ekonomik yapı değişiktiği prog- ramlan yaşama geçirilebilmiş midir? Dış ücaretJe o/an ilintisi ve bütünJüğü nasıl sağlanmıştır? Bu konuda dış pa- zarlama planlan geliştirilmiş midir? Programlann fınansal boyutlan belir- lenmiş midir? Iç ve dış tutarlılığı sağ- layacak denetim alt sistemleri oluştu- rulmuş mudur? Bütün bu sorular ekonomik ka- rarlann yönetim politikasında da te- mel bir değışikliğın gereğini vurgula- maktadır. Gerçekten bütün dünyaca kabul edilen olgu, dış ticaret yönetim önlemlerinin bağımsız değişken ola- rak iç ekonomik tutarülık için loko- motif görev göreceğidir. Dışa dönük politikalann başansı, enflasyon, iç-dış ödemeler dengesi vb. konularda yön- lendirici etki yapar. Özetle dışa açık, dünyaya uyumlu (entegre) olmayı he- deflemış ekonomi, iç ekonomik kalkın- ma senaryolanyla bütünleştirilmek durumundadır. Firma düzeyinde ge- çerli olan pazardan üretime doğru ör- gütlenme ve yönetimi çağdaş ülke ekonomileri içinde geçerlidır. Uzak- doğu ülkelerinde (Kore, Tayvan, Ma- lezya, Singapur, Tayland) başannın sım, dış pazar beklentileri doğrultu- sunda ülke sanayileşmesini örgütleyen yönetim anlayışında yatmaktadır. Ül- kemiz henüz bu anlayışı özümleyeme- miştir. Dışa açık kalkınma yönetimi örgütlenip dışsatımın özendirilmesi ile başiayan bu yöntem, dışsatım kapasi- tesi taşıyan sanayicilerin yeniden yön- lendirilmesi ve girişimciüğıni de birfik- te getirecektir. Uzakdoğu'nun başansı yanında bu- gün Doğu Almanya'da da yaşanan olgu dışandan içeriye yönelmiş çağdaş örgütlenme biçımidır. Bu tür bir yöne- tim teknolojisine geçebilen hükümet, ekonomide yaşanan birçok darboğazı da kendiliğinden aşabilecektir. Kay- nak dağılımında piyasa mekaniz- masının temel olduğu savı iledevletin sık müdahalesini eleştirenler, sorunun yönetim teknolojisinde yattığmı gör- meli ve bu yönde girişimter yapılmasını sağlamabdırlar. (!) Son aylarda Japonya'da faihmsel çcvrelerie Orta Asya Ü/CTİIK gorûşcn yazar,Japon uzmanlann Türbyc'nın vapatnlecekkn konusunda kı^kulanm saptamışbr. TARHŞMA îstanbul'da olası deprem tehlikesi 1 ?Martl993günü İstanbul'da 45 şiddetindeki hafif deprem sarsıntısı, bende ister istemez, gelecekte olası İstanbul deprem felaketini çağnşürdı. Özellıkle Istanburun kent yapılaşmasındaki sağlıksız oluşumun, olası bir deprem karşısında yaratacağı felaketi insan düsünmek bile istemiyor. Deprem kısaca, doğal güçlerin neden olduğu titreşım ve sarsıntılarolarak tarumlanmaktadır. Doğal güçlerin yanında, beşen güçlerin (bizlerin)deprcmin oluşundaki titreşim ve sarsıntılara olan katkısını kim yadsıyabilir ki. Eğer buradaki olumsuzluk gidenlmezse fstanbul depremi böylesi olumsuzluğun somut kanıtı olacaktır. Evet, Istanbul kenti; nüfus vığılmalan ile, carpık kent kuşaklan ile, çağdaş kent plansızlıklan ile, uyumsuz ve stabiliteden yoksun beton yığılmalan ile her an kınlmaya haaryapav fay hattı haline getirifrnışdurumda. Kentın kozey doğal fay hattı devamı üzerinde oturduğunu düşünürsek, nedenli bir tehlikenin beklendiğini gözlemleriz. Şayet bir an önce onlemler geliştirilmezse "ulusal felakef'i kaçınılmaz kılabilir. Türkiye, Alp kıvnm sisteminin ve buna bağlı olarak Kuzey Anadolu kınjç kuşağırun üzerindedir. Ülkemızde 1924'ten beri görülen 47 büyük depremden 24'ü bu kınk kuşak üzerinde olmuştur. Ayru kuşaktaki Kuzey Anadolu fay hattının Kuzey Marmara baseni üzerinde bulunan tstanbul, en büyük deprem felaketini 13 bin kişinin öldüğü 15O9yıhndayaşamıştır. 16. yy. kent konumu ile, 21. yy.'la ve 2000 Oumpivatlan'na talip Istanbul'un bugünkü konumu karşılaştınldığında, "olası bir depremin" yaratacağı felaketin büy üklüğünü gözler önüne serer kanaatindeyim. Ülkemiz nüfusunun %95'i, sanayi tesislerinin de %74'ü deprem tehlikesi yüksek bölgeleriçerisindedir. Buyanlış oluşumdan en fazla etkilenen kent, İstanbul kentidir. Endüstrilesmedeki ve kentleşmeaeki sağlıksız yapılaşma ile bulunduğu tehlikeli bölge, olası deprem karşısında İstanbul için acil önlemlen gündeme getirmiş bulunmaktadır. Bulunduğumuz bilgi ve teknolojiçağından faydalanıbnaya gcçdc olsa başlandığı şözlenmektedir. Bu bağlamdakı bılimsel çalışmalardan biri, bılimin oluşum esasına davalı "önceden önlem alabilmek için" geleceği görme olgusundan yola çıkılarak. depremin önceden öngörülmesi çauşmasıdır. Bunun yanında depremin, Kuzey Marmara basenJeri boyunca İstanbul'a devam edip etmevecefei çalışması da önemli bıÜmsel çabşmalanndan biridir. Bilimsel çabşmalann yanında kent yapılaşmalan öncesi ve sonrasıW bütün olarak ele alınmalıdır. Biraz abartılı olacak ama, özellıkle İstanbul kenti, deprem karantinasına ahnarak çalışmalar yoğunlaştınlabilır. Çünkü Baö'da veJaponya'da alınan ciddi yoğun onlemler sonuç vermeye başlamıştır. örneğin. Milletveküi misiniz?.. s ayın Ateş Amiklioğlu.eski eserlerin kamulaştınlma- sıyla ilgili yasa onennız gerçcktcnçağdışı. TBMMnınıîgili komisyonunun da kabul ettiğı önerinize göre: korunması gerekli bir miman eski eser, ya da tarihi SİT alanı olarak ilan edilen bir koruma alanı, üç yıl içinde karnulaştınlmazsa, bunlann sahiplerinın mülkiyet vc imar haklan koruma planlanyla bile kısıtlanamayacak. Gerçek birmilletvckili olsaydınız, trilyonlarca liralık Toplu Konut Fonu'nun, asıl cskı eseryapılanmn korunması için kullanaınlmasına çalışırdınız. Böylece, Hıtit, Asur, Firig, Likya, Kilıkya. Kapadokya, Galat, Hellen, Roma. Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kültürlerinden günümüze kalanlann yıkıası değil, koruyucu milletveküi olarak tarihegeçcrdiniz... ŞenerÖzler Mimar Kalıfornıya gibi yüksek deprem bolgesindeki 7.4 büyüklüğündekı birdeprem yoreyi etkilememekte, oysa bizdeki 6.9 şiddeti Erzincan'ı yerle biredebilmektedir. Doğa olaylannı belli aralıklarla sınırlayamazsınız. İstanbul için 100 sene sonra deprem varsayıtnı ile depremriskve analizlen yapılmaktadır. Halbuki her an olası deprem varsayımı ile depremriskve analizlerine yer verilmesi gerekliliği uzmanlarca da kabul edilmektedir. Çalışmalar ügili alanlarca koordineli bir bütünlük içinde yapılmalıdır. Burada meslek şovenizminin hiç veri yoktur. Verbilimcileri ile ifgili diğer meslek gruplan arasındaki koordinenin sağlanması için gerekli iletişim -şovence yaklasımlardan soyutlanarak- kurulmaüdır, çünkü kurtanlması gereken istanbul ve benzeri kentlerdir. Mesleklerdeğil... Şevket Çorbacıoğlu İnşaat Mûhendisi PENCERE Atmasyon.-ûyle görünüyor ki cumhurbaskanı seçiminin gargara- sı önümüzdeki günlerde sürecek; basın iki gün önce yazdığını untrtup iki gün sonra ağız değiştirecek; bir çu- val yazı, dedikodusal içerikten gayn kıymeti harbiyesi olmayan bulaşık suyunun havanda dövülmesiyle türeti- lip piyasaya sürülecek.. • Ülkemizin işi tıkınndadır. Bizimki gibi iki araya birdereyesıkışmış ülkelerde uy- gulanan formül belli: Sürekli zam, sürekli devalüasyon!.. Kaç yıldan beri yüzde 50den aşağıya düşmeyen enflas- yon yaşanıyor? Ülke içinde tekellere doğru sömürü, sı- nır ötesine eşit hızda bir dışa akış oluşturuyor. Sürekli zam ve devalüasyon, ülkenin ihracatıyla birlikte turizm- den ve göçmen işçilerden gelen dövizleri pompalar; "Dış alem'le sorun kalmaz; IMF ya da Dünya Bankası Türkiye'ye sıcak bakar; kapitalistdünyanın kredi odakla- rı memnundur; sistem işlemektedir; Türkiye her yıl yal- nız borç faizi oiarak dışarıya 4 milyar dolar akıtmaktadır; bu akış, dışarıya sermaye transferinden başka bir an- lam taşımaz; Batı ile aramızdaki uçurum derinleşmekte- dir. Peki, biz gelişmiyor muyuz? Elbette gelişiyoruz, büyüyoruz; hep kalkınıyorduk, ge- lişiyorduk, büyüyorduk; 1980'lerden sonrasına özgü bir şey değil ki!.. 1923ten beri Türkiye -Ikinci Dünya Savaşı yılları dışında- sanayileşme yolunda yürüdü, her on yıl- lık dönemlerde ihracat katlandı, kuş bakışıyla bir deger- lendirme, hiçdurmadığımızı gösterir. Yürüyoruz, ama yine de geri kalıyoruz. Bu yazgıyı değiştirecek bir model ortaya konamadı. İç çolitikada 'vizyon' diye yutturulmak istenenler, kendi kendimize gelin güvey olmaktan başka bir şey değildir; Türkiye'nin kendine özgü Vizyon'u yok, Vizyon' dışar- dan bizim önümüze konan reçete! • Rahmetli Özal'ın beklenmedik ölümü, bir söylence- nin ne kadar boş olduğunu ortaya çıkardı. Cenaze töreninden sonra çok satışlı gazeteler göze çarpıcı başlıklar atîılar: "Bush, yakın arkadaşını kazıkladı.." "Türk'ün Türk'ten gayn dostuyok.." "Özal'ı son yolculuğunda yalnız bıraktılar.." "Batı 'ya yazıklar olsun!.." Köşe yazarları aldılar verdiler, ağır yazılar yazdılar; özal'ın cenaze törenine Batı'nın önde gelen liderleri ne- den katılmamışlardı? Kahpe dünya işte böyle-ydi!.. Bıra- kın Avrupayı Amerika'yı; din kardeşlerimiz neredeydi- ler? Haydi Bush gelmemişti. Peki, ABD'yi yönetimle ilgisi olmayan emekli James Baker mi temsil etmeliydi? BM Genel Sekreteri Mısırlı Kıpti Butros Gali bile proto- kol şefini göndermekle yetinmişti. Hani özal, dünyanın önde gelen liderleri arasında yer alıyordu? Ne olmuştu? Gazetelerimiz ve köşe yazarlarımız, arabesk üzerine ah ü vah çekiyorlardı. Peki, biz neden böyleyiz? Içeride birbirimizi sürekli aldatmaktan ve birbirimize hava basmaktan ne zaman vazgeçeceğiz? Bilemiyorum.. mArkasıll.Sayfada yeni birarh tftS LIGHT: İnce si/uet, hafif, dinamik biryaşam.. BtSUGtfr: Daha az alkol, daha az katoriyte hafif, yepyenibirbira. İçimi çok rahat. Çok keyifli. Çağdaşyaşamm heranında mutluluk, serinlik, dinamizm. Daha incebir si/uet, daha ince biryaşamiçin... Soğukisteyin, soğukiçin. tiafifieyin. DAHA Al ALKOL DAHA AZ KALORI ffesLight, yütde 35 daha az elkol ve yüBJe 35 daha az kdloniçerir. Bileşiminde hiçydğjoktur. Kirtmhidrat oranı çok dûşûktür. Idealsoğukluğu olan 6-8derecedeiçiliıse Ladına dahe çok mk.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear