26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURtYET 28 NİSAN1993 ÇARŞAMBA HABERLER ResmiGazete grevi 57. günûnde ı • ANKARA(AA)-CHP Genel Sekreteri Ertuğnıi j Günay, "hükümetin Resmi ı Gazete'yiözelbirmatbaada j bastırarak grev kıncılığı j yapüğını" söyledi. Ertuğrul j Günay, 57 gündürgrevde j bulunan Resmi Gazete • işcilerini ziyaret ederek ( Basın-İşSendıkasıBaşkanı Ali Ekber Güvenç'ten bilgi aldı. Günay, burada yaptığı I konuşmada hükümetin grevin I başiangıcının ilk haftasından j itibaren Resmi Gazete'yi özel j bir matbaada baslırdığına ' dikkat cekerek bunun yasaya aykın olduğunu ifade etti. Karakaş'ın ya$a •ANKARA (ANKA)- Hükümet, ŞHP İstanbul MillelvekiliveGrup Başkanvekilı Ercan Karakaş'ın duvarlara izinsiz yazı yazanlara ve izinsiz pankart açanlara ceza indirimi uygıılanmasına ilişkin yasa önerisine karşı çıkü. Başbakan SöJeyman Demirerin imzasıylaTBMM BaşkanlığYna sunulan hükümet görüşünde söz konusu düzenlemelerin yürürlüğegirdiği I98ryılı koşullannın hala sürdüğü belirlildi. Yazıda şu görüşlere yer verildi: "2370 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 1981 yılı şartlan halen sürdüğünden sözü edilcn maddelcrdeki cezalannaynen muhafazasında yarar umulmaktâdır. Yasama süreanin gereksiz yere meşgul edilmesine neden olacak münferit düzenlemeler yerine Türk Ceza Yasasf nın bütünlük içinde ele alınmasının doğru olacağı düşünüldüğündcn, tcklif uygun görulmemiştir." BötökbaşTmn tedavisi'sürüyor •ANKARA (AA)-Millel Partisi eski gencl başkanlanndan Osman Bölükbaşı'nın ledavısi, kaldırıldığj Baymdır Hastanesinde sürüyor. Hastane yetkililerinden ahnan bilgiye göre cumartesi günü sol sacağındakı ralçaratok nedeniyk tedavi aJyoaobjBao Osman BölükbaşrnuLSo! bacağında >. arterdamarçatlaması tespit edildi. Bacağın uyluk kjsmında adale içinde kan sızınüsı leşhisi konduğu, ancak şu anda durumunun kontrol altında ve iyi olduğu, herhangi bir hayati tehlike bulunmadığj bildirildi. Osman Bölükbaşı da AA muhabırine. rahatsızhğının 20 gün önce başladığmı, ancak şu anda sağlığmın iyi olduğunu ifade ederek 1-2 gün içinde laburcu olacağını i söyledi. [ Üzal tçin bütûn jimkaniar "kulfanıldr • ANKARA (ANKA)- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ^Büyükelçi Kaya Toperi, t'tumhurbaşkarn Turgut Özal'ın kurlanlabilmesi için mevcut ve mümkün olan her i • türfü imkanın kullanıldiğını • •' söyledi. Toperi, ancak ıS "takdîr-i ilahi"nin Özal'ın -!İ ölümü şeklinde "tecelli" -^ettiğini belirttı. Kaya Toperi -'- yapttğı yazıh açıklamada. ?ıl Turgut Özal'ın kalp u«' krianden ölümünün ^•ardından Cumhurbaşkanlığı ı Köşkü'ndeki sağlık -'! görevüleri ve ilk müdahale -' teçhizat] ile ilgili olarak -^doğan tereddütleri yanıiladı. -• Köşkteki Hacettepe u Üniversitesrndcn kalp irhasialıkjan uzmanı Profesör ,r DoktorHilmi Özkutlu'nun n devamh olarak görev -i yaptığını, lojmanının da köşk »içinde olduğunu belirten -ı Toperi, köşk içindeki revirde •i iki yardımcı hemşirenin --görcv yaptığını kaydetti. RallîcJ trafîk ; kazasmda öMü • ANKARA (Cumhuriyet '• Bürosu)- Uluslararası -', Londra-Sidney Rallısi"nin 'Boluözeletabınakatılan Avustralya ekibindcn Brina Gingorgeçırdıği trafik Jkazasinda yaşamını yıtirdi. yardımcısı Norman Franstad ise yaralandı* Edinilen bilgiye göre Bolu-Seben etabını tamamlayan Avustralyalı fikip, bir sonraki etaba .katılmak üzere Ankara'ya dönerken Aladağ mevkünde birminibüsileçarpıştı. Kazada, Gıngor yaşarrunı yitirirken yardımcısı ^Franstad ise ağır yaralandı. Franstad, Bolu Devlet Hastanesi'ne kaldınlarak tedavi altına almdı. Diğer rallicilerisebugün Ankara"ya gelerek uçakla Hindistan'a gidecekler. Öcalan, Demirel'in Cumhurbaşkanı Özal'dan farklı davranamayacağını söyledi: Ozal'ınçizgisinegelecekHaber Merkezi - Kürt somnunun bü- tün canhlığı ile gündeme yerleşmişken, Özalın ölümüyle ikinci sıraya kaydığı- na dikkat çeken PKK lideri Abdullah Öcalan, "Demirel de ulusal sorunun çö- zümünü esas almak zorundadır" dedi. Sorunlann acil çözümü dayattığmı ifa- de eden Öcalan, Özal'ın geldiği noktaya Demirel'in de hızla gehnesinin şaşırtıcı olmayacağını söyledi. PKK Genel Sekreteri Abdullah öca- lan, Kürdistan Haber Ajansı'nın Başbakan Süleyman Demirel'in cum- hurbaşkanlığına adaylığıyla ilgili soru- lanru yanıtladı. Öcalan, "Ozal'ın ölümü hiç şüphesiz son dönemlerde attığımız adımlarda duraganlığa yol açabilir" diye konuştu. Özal'ın ölümünden önce • Abdullah Öcalan, Demirel'in Cumhurbaşkanlığma adaylığırnn Kürt sorununu nasıl etkileyeceğine ilişkin görüşlerini açıkladı. Öcalan, Demirerin cumhurbaşkanlığnın sorunu uzun süre örtbas edemeyeceğini söyleyerek, "Özal'ın da geldiği noktaya Demirel'in hızla gelmesi şaşırtıa olmayacaktır" dedi. sorunun çözümü ıçin bazı riskleri de açık olunması gerektiğini vurgulamışu. göze alarak girişimlerde bulunacağını açıkladığına dikkat çeken öcalan, bu konuda şunlan söyledi: "Özal'ın bu düşüncesi radikal olma- sa, bazı reformlan içerse bile önemli bir adımdı. Bizımle 10 yılı aşkın amansız bir mücadele verdiği halde, askeri tenkil yönleminin sonuç alamayacağını son dönemde özal da anlamıştı. Bunun ye- rine soruna siyasal çözümler getirmek gerekliğini, hatta federasyona kadar Sanıyorum, özellikle Demirel başta ol- mak üzere, bazı çevreler buna tepkide bulundular. Hiç şüphesiz gelinen nokta kişisel bir geliş değildir. Fakat gelinen nokta Türkiye'nin de artık giderek kaçırulmaz bulduğu bir noktadır." Cumhurbaşkanlığı ve hükümet sonı- nunun gündeme gclmesinin, Kürt me- şelesini ikinci plana attığını kaydeden Öcalan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Demirel'in cumhurbaşkanlığı uzun süre meseleyi örtbas edemez. Koşullar adl çözüm istiyor. O hiç şüphesiz biraz sağa yatmaya, meseleyi örtbas etmeye veya askeri tenkil yöntemiyle geriletme- ye çahşmak isteyebiler. Ama, yanlan nokta buna fırsat vermiyor. İradesi dışında gelişmeler çözümü dayatıyor. Dolayısıyla Özal'ın da geldiği noktaya Demirerin hızla gelmesi şaşırtıcı olma- yacaktır. Kürt kimliğinin tanındığını zaten vurgufamışü. Bunun beraberinde reform paketinden bahsediyordu. Bun- lan da fazla gecikmeden gündemleştir- mesi gerckecektir. Öcalan, Demirerin cumhurbaşkanı seçilmesi halinde yeni kurulacak hükü- mctten de ateşkesin koşullannı yerine getirmesini beklediklerini söyledi. Demirel ÖzaPın ayakiziııebasıyorHaber Merkezi - Başbakan Süteyman Demirel, DYP lideri olarak 12 Eylül 1989 tarihinde yaptığı konuşmada, Cumhur- başkanlığma çıkıp oturmanın '"şcrefli" bir iş olduğunu vurgu- luyor. Demirel bu konuşmasın- da, "İki yıl evvelden. belki altı yıl, 10 yıl önceden orasını kafa- sına koyanlar var" diyor. SHP lideri Erdal İnönü ise 18 eylül günü cumhurbaşkanlığı için "Uzlaşma önerisi"nde bu- lunuyor. özal, 20 eylülde, sade- ce İnönü'yle ve de "koşulsuz" olarak görüseceğini açıklıyor. Bunun üzerine İnönü, "DYP'yi dışlayan bir çözüm olamayaca- ğıru" bclirtirken, Demirel, "Özal Çankaya'yı kimseye bı- rakmaz" yorumunu yapıyor. Demirel, hemen ardından da, SHP'nin ANAP'la uzlaşması halinde daha önce savunduğu "kaülımcı demokrasi" görü- şüyle ters düşeceğiru beürterek, "Eğer, SHP cumhurbaşkanlığı secimine katılırsa, bu 26 mart gerçeğini ortadan kaldırmaz ama, yüzde 48'e yakın bir oy tablosu çıkar ortaya. Onun ve- bali de SHP'nindir" diye konu- şuyor. Demirel Rize, Hopa'da yap- tığı bu konuşmada, Özal'ın bi- tip, tükcndiğini ve sandıktan çı- kamayacağını bildiği ıçin ka- pağı, Çankaya'ya atmak istedi- ğini savunuyor. Muhalcfetin kalılmaması durumunda Özal'ın tek parti- nin seçuği cumhurbaşkanı ola- cağını vurgulayarak, "Tek par- ti seçer. Ama, millet anandan emdiğin sütü sana haram eder, oradan indirir" diyor. 'Müdaha ile gelmekten farkı yok' 24 eylül günü de Gümüşhane ve Bayburt'ta halka hitap eden Demirel, "Yüzde 10 çoğunluk ile Çankaya'ya çıkmakla, mü- dahale ile çıkmak arasında bir fark yok. İkisi de millete dayan- mıyor" diyor ve bu konuda re- ferandum yapılmasını öneri- yor. 25 eylülde, Özal, "Ben layı- kım. Beni istemeyenler, cum- hurbaşkanhğına adaylığımı ko- yarsam, yadırgamaşın" açık- lamasını yapıyor. SHP'den, "Özal'ı indiririz" sesleri yükse- lirken, SHP'li Kars Milletvekili Vedat Alün, İçel Milletvekili Ethem Cankurtaran, Muğla Milletvekili Musa Gökbel ve Edirne Milletvekili Erdal Kal- kan, Özal'ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde istifa edecek- lerini acıklıyor ve istifa mektup- lannı İnönü'ye sunuyorlar. Özal, "'Öyleyse istifa etsinler" diye görüş bildirirken, 3 ekim tarihinden itibaren ANAP'ta gcncl başkan arayıjlan başlı- yor. 11 ekimde de, Özal adayb- ğıyla ilgili olarak, parti içinde gizli bir anket yaptınyor. Cumhurbaşkanlığına hazır- lanan Başbakan Özal'ın, "De- mokrasi için bir Turgul Özal Birgrup Özala milletvekilliyle birlikte yeni bir oluşum için istifa etmişti AkbulutyenidenANAP'ta• Dün yeniden AN AP'a dönen Yıldınm Akbulut, milletvekilleri tarafindan ayakta alkışlandı. ANAP lideri yılrrçaz, Akbulut'un geçmiştekı hizmetJenine uygun en şerefli eyiri alacağını söyledi. ANKARA (Cumburiyet Bü- rosu) - özalcı milletvekilleriyle birüktc bir süre önce ANAP'- tan istifa eden Yddınm Akbulut, dün partisine geri döndü. ANAPın dün yapılan grup toplantısına katılan Akbulut, milletvekilleri tarafından ayak- ta alkışlandı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıimaz, Akbulut'un geçmişteki hizmetlerine uygun "en şerefli ycri en kısa sürede alacağını" söyledi. ANAP kulislerinde, Aİcbulut'un cumhurbaşkanı adayı olarak göslerilebileceği konuşuluyor. ANAP'ın dün yapılan grup toplantısına Yıimaz ve Akbulut birlikte geldiler. Bir süre kuliste, Ekrem Pakdemirii ve Kemal Akkaya ile birlikte oturan Yıimaz ve Akbulut, daha sonra da, ANAP salonuna birlikte girdiler. Milletvekillerinin ayakta alkışlanyla karşılanan Akbulut, yerine oturduktan sonra milletvekillerine selam Akbuiut özal'ın gtrişimi sonucu istifa ettiğira ancak bu dunımun ortadan kalktığuu söyledi. verdi. Yıimaz, grupta yaptığı ği hizmetlerle mütenasip en şe- letvekilleriyle birlikte ANAP'- konuşmanın başında, ANÂP'a yeniden katılan Akbulul ve Devlet eski Bakanı Kemal Ak- kaya'ya, "'Hoşgeldiniz" diye- rek, şunlan söyledi: "Partimiz, Sayın Akbulut'un katıbmıyla daha da güçlenmış- tir. Millctimizin şu kritik dö- nemde beklediği birlik ve bera-, berlik böylece oluşmuştur. Sayın Akbulut, gecmişte verdi- refli yerini en kısa sürede ala- caktır." Erzincan Milletvekili Akbu- lut, Özal'dan sonra ANAP Ge- nel Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerinde bulunmuştu. ANAP kongresinde Yılmaz'a karşı da aday olmuş, ancak kaybetmişli. Akbulut, Özal'ın politikaya dönmeye ilişkin yap- tığı girişimlere destek olan mil- tan istifa etmişti. Akbuluı'un ANAP'a dönü- şü milletvekilleri tarafından se- vinçlc karşılandı. Çok sayıda ANAP milletvekili, Akbulut'- un dönmesi için çaba harcayan Milli Eğilim eski Bakanı ve mil- letvekili Avni Akyol'a kuliste te- şekkür ederek, "Özlediğimiz tabloyu partide yeniden yarat- tınız" dediler. feda olsun" sözlerine ise Demi- rel'in yanıü hazır: "Sayın özal demokrasi fe- daisi filan değil. Aslında 'Çan- kaya'ya can feda' diyor. Başka bir şeye can filan feda etmez. Mümkün değil." Demirel, 12 ekim günü de, ANAP'lı milletvekillerine sesle- nirken, "özarı sığmağa koyar gibi Çankaya'ya çıkaracak olanlann vebali vardır" diyor ve sözJerini şöyle sürdürüyor: "özal başbakanlık yapama- mışur. Millete kan ağlatmıştır. Başbakanlık yapamayan biri- nin Çankaya'ya çıkışını alkışla- yanlar, destekleyenler Tür- .kiye'ye düşmanhk eder. Onun Çankaya'ya çıkışında 'Meclisi fesheder' korkusu var. Hür ira- deyle değil. Korkuya dayaru- yor. AJlah sonumuzu hayır et- sin." Demircl, cumhurbaşkanlığı için başvuru süresinin bitmesi- ne altı gün kala da, "Çankaya milletindir" mitinglerine başlı- yor. İlk mitingi 14 ekim günü Izmit'te gerçekleştiren Demirel, "Ankara'da bir makamı gasp vardır. Bir oldu bitti, fıili du- rum, bir kapkaç karşısmdayız" diyerek, özal'ı ve ANAP'ı hal- ka şikayet ediyor. Çankaya'da oturacağı millet tayin eder' • Çankaya'nm Özal'ın babası- nın çiftliğı olmadığını yineleyen Demirel, "Herkesi yol yakın- ken ikaz ediyorum. Ankara'da büyük bir kusur, büyük bir gü- nah bir hukuk ayıbı işlenmek üzeredir" diyor. Arkasında halk çoğunluğu olmayan ANAP grubunun mu- halefet paüleri kaülmadan cumhurbaşkanı seçmesininy meşru olmayacağmı vurgula- yan Demirel, bu şekilde seçile- cek cumhurbaşkanının milleti temsil hakkının olamayacağını söylüyor. Demirel konuşma- sında, Özal'a "Çankaya'ya çık- mayı nasıl hak görüyorsunuz. Millet sizi 21.75'e düşürdü. Çankaya'ya kimin oturacağını tayin hakkı milletindir" diye sesleniyor. Çoğu ANAP Çankaya örgütü üyesi 1001 kişinin DYP'ye kaülımı nedeniyle 15 ekimde düzenlenen törende de •'Çankaya taht değildir. Salta- nat yeri de değildir. Sürecek IVASILBİR CUMHURBAŞKANI?/ CUMHURBAŞKANIKÎMOLMALI? Hak ve özsnürlüklerkonusundaödünsüzHaber Merkezi- Erdoğan Se- ri (İstanbul): "1- Laik, gerçek- ten tarafsız, anayasayı bir kez daha delmeyecek, hukuka ve insan haklanna saygılı, her yö- nü ile görevin gerekürdiği so- rumluluk bilinci içinde olan ve çağdaş bir cumhurbaşkanı isti- yorum. 2- Mümtaz Soysai." Necdet Özalp (Ankara): "1- Laik, demokrat, hak ve özgür- lükler konusunda ödünsüz, eşitlikçi, Atatürkçü, olgun, ağı- rbaşlı, kültürlü, sözüne güveni- lir, geçmişi temiz, poliükada yı- pranmamış, anayasaya ve yasa- İara saygılı, kurallara uyan, ta- rafsız kalabileceği konusunda kamuoyunda olumlu bir kanı uyandıran biri olmalı. 2- Erdal İnönü." Mustafa özdemir, Yıimaz Karakoç (Denizli): "1- Hükü- meti yönlendirici olup yönetme hevesine kapılmayan, dinamik, yenilikçi, üretken, yöncticilere yeni ufuklarçizebilen, laik olan. 12 Eylül Anayasasfnın en kısa zamanda değişmesine katkıda bulunmalı. 2- Hüsamettin Cindonık, Mömtaz SoysaJ." Demokrasi aşığı Ahmet Resul Yıldınm (İstan- bul): "1- Türkiye'nin birlik ve büıünlüğünü temsil cdcbilen, Türkiye Cumhuriyeti'nin çı- karlannı her alanda savunan, devlet adamı. demokrasi aşığı, hukukun üstünlüğüne inanan. C7 tlhanİrem Timur Setcuk AyselĞürel Islamsimsarlığıyapmayacak Magaziıı/TV' Senisi- "Nasıl bir cumhurbaşkanı?" ve "Cumhurbaşkanı kim olmalı?" sorularını sanatçılara yöneltme\ i sürdüriiyonız: TİMUR SELÇLK: Düşünce ve ifade özgiiriüğüne inanan, ekonomik gelişmeyle birlikte. insanı insan vapan değerlerin gelişmesine eşit derecede ağırlık veren. v ıllık ga\risafi geliri, ilerlemenin ölçürii saymayan. kendinden olmayanları dtşlamayan. gerçek anlamda >icdan > e din hürriyetine saygılı. İslam simsarlığı yapmayacak bir cumhurbaşkanı düşünuyorum. İLHAN İREM: Halkm desteğiyle. terrihen halkoyiamasıyla. anayasaya ve laikJiğe saygüı, demokrasi.vi. özgürlüğü saMinabilecek. yetkilerinin dışına daha önceki zamanlarda olduğugibi çıkmav acak bir cumhurbaşkanı talep edi> orum. Halkm seçmesinden y anayım. İsim olarak vermem gerekirse, Yekta Güngör Özden diyonım. AYSEL GÜREL: Şimdi "Nasıl bir cumhurbaşkanı olsun?*diyorsumız: Bence güneşin doğduğu > erde, yani doğuda zaten ışık \ ar. Bizi batıv a, batıdaki tşığa yine ışıkJarla taşıyacak bir cumhurbaşkanı düşünuyorum. Mesela Mesut Vilmaz. reisicumhur olsa çok hoşuma gider! Türkiye'nin onunınu dışarıda koruyacak ilerici bir reisicumhur olmalı. Özal'm bıraktığı yerden isi sürdürmeli. yasalara saygılı. laik ve tarafsız- lık ilkesine sadık olan, dünya banşma önem veren, dünya devleilerinde tarnnan ve sözü dinlenen bir kişiliğe sahip, par- lamcnto ve yetkili kuruluşlarla uyum içinde çalışacak, cum- hurbaşkanlığı görev yetki vc so- rumluluklannı çok iyi bilen bi- risi olmalı. 2- Erdal İnönû ' Şaban Ali Yaşaroğiu (İstan- bul): " 1 - Atatürkçülüğü ve laik- liği yüreğine sindirebilmiş, de- mokrasiye inançla bağlı, ana- yasaya saygılı, Türk ulusunun birliğini ve bütünlüğünü koru- mada son derece duyarlı, ülke- mizi dış dünyada erdemli nile- lik ve çağdaş düşünceleriylc temsil edebilecek bir altyapıya sahip, aynı zamanda dünya dü- zeninde olası ciddi düzensizlik ve olumsuzluklara karşı Tür- kiye'nin tutumuna uluslarara- sında güvcn ve saygı kazandıra- bilecek, geniş ufuk ve derin ön- görüsü olan bircumhurbaşkanı seçilmelidir. 2- Yeku Güngör Özden ' Arife Ertemir, Mustafa Hıdı- roğlu (Denizli): "1- Atatürk'ün ve Kuvayi Milliyeci ruhun bize bıraküğı onurlu ve çağdaş Tür- kiye Cumhuriyeti devtetinin ulusal bütünlüğünün ve çağ- daşlık düzeyinde gelişiminin sağlanmasmda Türk ulusunu lemsi) edecek, yürütmeyi aksat- mayacak, insan haklannın sa- vunucusu birisi olsun. 2- Erdal İnönü.' Murtaza Ulucay (Ankara): " 1 - Türk vatamnın ve milletinin bölünmez bütünlüğüne gönül- den inanan, Atatürk ilke ve in- kılaplannın, cumhuriyetin yıi- maz savunucusu olan, laikliğe, özgürlüğe ve demokrasiye, in- san haklannın yüceliğine ken- dini adarrnş ve bu değerleri yük- selünek için vereceği mücadele- yi tarafsızca yürütebilecek bir cumhurbaşkanı seçilmeli. 2-Erdal İnönü Nuran Solmaz (İskenderun): "I- Laik bir cumhurbaşkanı ve aile, yani hanedan olaylanndan uzak. 2- Bu özelliğe uygun kişiler aranmalı." Cevher Türközer (Adana). "1- Laik, demokrasiden, cum- huriyetten, tam bağımsızlıklan yana, insan hak ve özgürlükle- rine saygılı, Atatürkçü düşün- ceden ödün vermeyecek olan birisi olmalı. 2-Erdalİnönü. Sürecek HAFTAYABAKIŞ AHMET TANER K1ŞLALI Yöneticilepimiz Uyuyor mu? Denizli'de başlatılan bir hareket, patlarcasına büyü- yor. Oradan tüm Ege'ye ve giderek bütün yurda yayılırsa şaşırmayın. Çünkü büyük bir toplumsal gereksinmeye dayanıyor. Mumcu'nun ölümünün ortaya çıkardığı gereksinmeye... Eski-yeni belediye başkanları, baro başkanlan, mes- lek odaları başkanları, sol parti yöneticileri, il genel ve belediye meclisi üyeleri, gazeteciler, her meslekten in- sanlar. Denizli'nin şimdiki belediye başkanı Ali Marım'- dan, SHP eskigenel sekreteri ve eski milletvekili Halil Ibrahim Şahin'e kadar.. "Sol"a ve "demokrasi"ye inanmış yüzlerce düşünen insan. Kendilerine "Denizli Sol'da Birlik Komitesi" adınıver- mişler ve şu gerçekten yola çıkmışlar: "Atatürk ilke ve devrimlerine, emeğin yüceliğine ve ağırlığına, demokrasinin evrensel değerlerine inanan üç partimizin birleşmemesi, bütünleşmemesi için ne- den yoktur." ••• Bir süre önce Cumhuriyet Gazetesi'nde, "Ankara Ba- tıkent Demokratik Oluşum Platformu Duyurusu" yayın- landı. Altında 400'ü aşkın imza vardı. Demokrasiyi ve onun "olmazsa olmaz" koşulu olan laikliği korumak için bir araya gelmişlerdi. Işin başa düştüğünü anlamışlardı. "Savaşmak için dayanışmak" gerektiğinin bilincin- deydiler. Aralarında para toplayıp "duyuru "lannt ve açık isim- lerini yayınlattılar: "Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Tu- ran Dursun ve birçoklan, laikliğe ve demokrasiye inan- dıkları için öldürüldüter. Laikliğe ve insan haklanna da- yalı bir demokratik düzeni, uygar olmanın ve insanca yaşamanın en temel koşulu olarak görüyoruz. Laikliği ve demokrasiyi savunmak için her türlü barışçı girişimin içinde oiacağız ve yılmadan mücadele edeceğiz." • • • Başına "bir ^ey'gelmemesi için adını açıklamak iste- medigim bir ilkokul müfettişinden aldığım mektup çok- tandır masamda duruyordu. imza "tek'ii; ama sayısız benzer duygu ve düşünce- nin temsilcisi gibiydi: "Şeriat ağır ağır geliyor. Bu imam-hatip okullarıyla, Kuran kurslarıyla bizler mücadele edemeyiz. RP beledi- ye başkanlıklannı nasıl alıyorsa, Mezarcı gibi Atatürk düşmanlan yarın ağır ağır hükümeti de ellerine geçire- cekler. Demokrasi, diyeceğiz; halk seçti, diyeceğiz. Ve yavaş yavaş şeriat gelecek." "Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz, diyenler kimlerdi? Faşizmin babası, şeriatm hamisikimdi?25yıl- dır adım adım yurdu bu hale getirenler kimlerdir?" "... Sayın Kışlalı, korkuyorum. En kötüsü de umudum kalmadı.. Çabalarımız boşuna. Bu üç parti, bir parti et- mez. Bırakın bir seçime ayn ayrı girsinler de, boylannın ölçüsünü alsınlar..." Degerli bir kültür adamı cHan Sami N. özerdim, görme zorluğuna karşın dayanamayıp yazmış. Şöyle diyor: "Özdeş düşüncede olduğumuzu görerek sevindim.. Gbçen aylar içinde, önce SHP'ye sonra Fikri Sağlar'a, sonunda Erdal İnönü'ye yazdığım mektuplarda, ben de, " partinin bayrağından altı okun çıkanlmasını, ondan son- ra ne isterlerse yapabileceklerini öne sürdüm.. F. Sağ- lar, şimdi de, başdanışmanı için, artık 'tek ses'/n geride kaldığı düşüncesini ileri sürüyor. İyi ama, Atatürk karşıtı birini alacağına, çok sesli bir geniş düşünür kişi yetmez miydi? Bu da, bir tür, kabahati geride bırakan bir özür değil mi?" "... Eski SBF'lilerden arkadaşım Süreyya Şehitoğlu, bakanlıkta danışman H.B.K. ile konuşurken, Atatürk'ün adım anınca, bu kişi ellerini kaldırarak, 'Atatürk artk bit- ti!' demesin mi? Atatürk'ü henüz aşamadık ki, tükenmiş olsun; ama, bu kişiler, kendilerini O'nun üstünde görü- yorlar." (Mektuptaki, Sayın Kültür Bakanı ite ilgili bazı tümce- leri çıkardım. Söz konusu danışmanın da açık ismini yazrnak istemedim. Sayın özerdim'in beni anlayışla karşılayacağını umarım..) Yazıma çoğul, örgütlü tepkilerden söz ederek başla- dım. Aslında tersini yapmak daha doğru olurdu. Çünkü giderek artan, yoğunlaşan tekil tepkiler; etkili olabilmek için artık çoğul-örgütlü tepkilere dönüşüyor. Insanlar tepkilerini artk kendilerine saklamıyorlar. Duygularını, düşüncelerini köşenizde ya da TV'de dile getirdiğinizde, yurdun her köşesinden başlıyor telefon- lar. Siz de, o duygu ve düşünceleri artık daha yüksek sesle söyleme gücünü kendinizde buluyorsunuz. Mektuplar, telefonlar, örgütlenmeler, konferanslar, açık oturumlar... Yitirme tehlikesi doğunca, sahip olunan bazı seylerin değeri daha iyi anlaşılıyor. Kitleler demokrasiye ve demokrasinin temelini olus- turan Kemalist kazanımlara sahip çıkıyor. Ve insanın içinden haykırmak geliyor: - Sol partileri yönetenler, uyuyor musunuz?!. Toplu- mun gerisinde kaldığınızm farkında değil misiniz?!. Kit- lelerin sizin için değil, tersine sizin kitleler için var oldu- ğunuzu unutuyor musunuz?!. Unutkanlan tarih affetmez!.. Karar, yarın acıklanacak AnayasaMahkemesi'ndeıı by-pa88 9 a tutanakrötarı •Anayasa Mahkemesi, 8. Cumhurbaşkanı Özal'ın anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle by-pass yasasının iptali için açtığı davayla ilgili incelemesini tamamiayarak oyladı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden, karann yann açıklanacağını söyledi. lantıdan sonra açıklanacağım bildirdi. Özden, gazetecılerin sorusu üzerine, karann tuta- nakla imza altına alınmadan açıklanmasımn söz konusu ANKARA (Cumhuriyet.Bû- rosu) - Anayasa Mahkemesi, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın anayasaya aykın ol- duğu savıyla by-pass yasası- nın iptali için açtığı dava ile ilgili olarak 30 mart tarihin- den bu yana süren incelemesi- ni dün tamamladı.Dünkü oturumunda iptali istenen di- ğer maddeleri de görüşen Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesi iptal ya da ret yönünde oylannı kullandıktan sonra toplantıya son verildi. Anayasa Mahkemesi Baş- kanı Yekta Güngör Özden, toplantıdan sonra, gazetecile- re yaptığı açıklamada, yasa- nın bazı maddelerinin iptal, baa maddelerinin de ret yö- nünde sonuçlanmasının tuta- nağa bağlanmasının rahatsız- lığı nedeniyle ertelendiğini ve karann yann yapılacak top- soz olmadığını beürterek şunlan söyledi: "Bu yasal incelemelerin ki- mi iptalle, kimi retlesonuçlan- masına karşın tutanağı dü- zenlenip tamamlanmadan açıklanmasını sakıncalı bul- duğumdan, bana ait zorunlu- luktan ve arkadaşlann imzası- nı alacağımdan perşembeye bırakam. Anayasa açıktır, tu- tanak imzalanıncaya kadar, mahkemelerde görüş değişe- bilir. Bakarsınız bir arkadaş (Ben imzamı atmadım, yanlış yazmışsınız) diyebilir. İşi gjz- lemek gibi amaç yok. Biçimsel koşullann yerine getirilmesi gerekir. Doğruyu tam söyle- yebilmek için yapıyoruz bunu"dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear