22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 NİSAN1993 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Sağhkreformu çalışmalan Sağlık BakanlığVnın sağhk reformu adı altında kamuoyuna sunduğu ve pek yakında Meclıs'egeleceğı bıhnen onenlenn gerçekçılığı konusunda cıddı endışeler vardır. Uzmanlann görüşlennı yansıtmamaktadır Prof. Dr. NEVZAT EREN Halk Sağlığı Uzmanı yazıda ıncelenebılır Ozellıkle son 10-I5 >ıbn sıyasal ıktıdarlan, devletın sağlık hızmetı vermesı gerektığıne ınanmamaktadırlar Sı>asal ıkudarlar halka sağlık hızmetı sunma yükümlü- luğunden, kendılen tersını söyleseler de, kurtulmayı ısteyegelmışlerdır Bu eğılım yenı değıldır Bu hızmetı devlet yapmayacağına göre ozel sektor yapa- cak demektır Bunun ıçın ozel sektöre bır kaynak aktanmı yapmak gereklı- dır Bu kaynak 'genel sağlık sıgortası' ıle sağlanacaktır Hızmetı üretecek he- kımler ıse 'aıle hekımlen' olacaklardır 'Sağhk Reformu' adı allında kamuo- vuna sunulan çabalann özetı budur ve vola çıkış noktası da halka sağlık hız- metı verme görevını devletın uzenn- den almaktan başka bır şe> değıldır Ne derecede gerçekçi: Devletın hal- ka sağlık hızmetı sunma gıbı bır gorevı bulunmadığı bırgoruş olarak anlaşıla- bılır (doğrudur, değıldır ayn konu) İküdar 'sıyasal tercıhım' boyle yap- ıruş, soylenecek soz yoktur Ancak, doğruluğuna katılmadığımız bu goru- şu uygulamaya koymak ıçın önenlen yontemler ne derecede gerçekçıdır 7 Konunun temelınde fınansman guçlu- ğu olduğu ılen surulduğunden, eleştı- nye buradan başlayalım Varsayım H alka sağlık hızmeü vermek, demokrasıler- de bır devlet görevı sa- yılmaktadır Bu hızme- tı üretıp vermek ıçın kaynak gereklıdır St- yasal ıkudarlar bu kaynağı ayırama- makta ve çözum olarak da sağhk hız- metı uretmeyı ozei sektore devretmek ıstemektedırler Aıle hekımlığı ve genel sağlık sıgor- lası uyguiaması cabşmalannın özetı budur' Sağlık Bakanlığı'nın 'Sağlık Refor- mu' adını verdığı çahşmalar ıkı >ila yakın bır zamandan ben sürmektedır Sözlu yavın ve basında sureklı yer alan bu konuda, kanımıza gore, halka ve karar vencı konumdakı pek çok kışıye yeterh bılgı venlemerruştır Bu yazıda konuya ılışkın bazı gerçeklere değını- lecektır Temeldeki neden Ulkemızde sağlık orgûtu yeterlı sa>ı ve nıtelıkte sağlık hızmetı üreteme- mektedır Bunun temel nedenı, yetkılı- lenn söyledıklen gıbı, fınansman ve- tersızlığı değıldır Fınansman, neden- lerden yalnız bındır Bu konu ayn bır odur kı toplanan pnm ve kısıtlı da olsa sağlanacak dev let desteğı ıle sağlık hız- metlennın finansmanı gerçekleştınle- bılecektır Bu pnmın toplanma şansı ne kadardır 9 Hemen behrtelım, bu ko- nuda sağlanacak başan 'sağlık hızmetı vermek ıçın pnm toplavan kurumla- nn' başansı kadarolacaktır Bağ-Kur batmamış mıdır' SKK batmamış mıdır 9 Emeklı Sandığı'nın uzun bır süreden ben batma ımlen (sınyallen) verdığını devletın resmı ıs- tatıstıkien ve sözculen belırtmekte de- ğıl mıdırler 9 Durum boyleyken sağlık sıgortası pnmlennın başanlı toplana- bıJeceğı nası) ılen surulebılmektedır' Şımdı altını çızelım Pnm toplayıp sağlık hızmetlennın finansmarunı sağ- lamak, etkıh pnm toplamanın yollan bulunup açıklanmadan, duşten öte bır onem taşımamaktadır 'Ben toplanm" savının mantık açısından tutarhlığı voktur Israr etmekse maceracılıktır Ote \andan, pnm odeyen ınsanlar nı- telıklı hızmet ısteyeceklerdır Nıtelıklı hızmet uretmek yalnız para ışı değıl- dır Lzun surecek bır eğıtımı de gerek- tınr Pnm ödeyıp (hatta odemeden) nıtelıklı hızmet alamayan ınsanlann tepkılen çok şıddeth olmayacak mı- dır 9 Çok hızla artacak 'nıtelıklı hız- met ıstemı nıtelığı daha da duşurme- yecek mıdır 9 Uzmanların görfişleri Sağlık reformu yandaşlan, orgüt- lenme bıçımırun 'aıle hekımlığı olaca- ğını soylüyorlar Çalışmalann, bu ko- nuda uzman olan 500'den çok kışının katılımı ve (bazı durumlarda) onayı ıle surdurulduğunu de dıllennden düşur- muyorlar Burada bır urjutkanlığı okuyucunun bılgısıne sunalım Bır yıl once toplanan "l Sağlık Kongresı" - nın yarkurullannda (komısyonlan- nda) otuzdan çok konu tartışılmış, ra- porlar duzenlenıp Kongre Genel Ku- rulu'nda onaylanmıştır Kararlara karşı çıkanlar da kuşkusuz olmuştur Beş >üzû aşkın uzman acaba bu konu- larda neler söylemışlerdır Bakanlık bu raporlan 'Çahşma Gruplan Ra- porlan' adı altında yayımlamıştır (Mayıs 1992'Ankara) Bukıtabın 187 sayfasında 'Temel Sağlık Hızmetlen Çahşma Raporu' yer almaktadır Bu raporun önenler bolumunde (sayfa 188, alttan ılk paragraO aynen şoyle denmektedır "Bınncı basamak sağlık hızmetlen koruyucu, tedavı edıa ve rehabılıte edıa hızmetlen kapsar ve bır ekıp hızmetıdır Hızmeü, tedavı edıa ve koruyucu olarak ayıran ve bıreysel çalışmayı getıren ozel hekım statüsun- dekı aıle hekımlığı sıstemı bır genye gı- dıştır ve cağdaş sağlık anlayışına ay- kındır" Yetkılılenn beş yuzden fazla uzma- nın goruşu dedığı aıle helcımlığı sıstemı konusunda uzmanlann goruşu budur Uzmanlann bu görûşu, kamuoyuna yansıtılmamıştır Uzmanlann sağlık sıgortası konusundakı göruşlen neler- dır 9 Bu konudakı goruşler, adı geçen kıtabın 45-48 sayfalannda yer ahnak- tadır Bu sayfalarda "sağlık sıgortası uygulanmalıdır" yolunda bır göruş belırtılmemektedır Ancak ön hazırhk olarak 14 konuda çalışma ve duzeltme yapılması onenlmektedır Hazırlanan yasa taslağında bu onenlenn karşı- landığını söylemek olanaklı değıldır Uzmanlann göruşlennın gözardı edılmesının orneklen yalnız yukanda belırtılen konularla sınırlı değıldır Türkjye de sağlık mevzuatının anaya- sası sayılabılecek olan 1593 sayılı Umumı Hıfzıssıhha Kanunu'nun dü- zeltılıp guncelleşünlmesı çalışmalan 1992 ılkbahannda yapılmışür Altmış dolayında uzman. uzun ve yorucu ça- hşmalar sonunda raporlar, önenler hazıriamışlardır Bakanlığın Turkıye Buyük Mıllet Mecbsfne sunmaya ha- zırlandığı kanun teklıfînın düzenlen- mesınde bu raporlardan tek bırgorüşe bıle yer venlmemıştır Öyleyse sormak gereklı, bu toplantılar neden yapıl- maktadır 9 Sonuç Sağlık Bakanlığı'nın sağlık reformu adı altında kamuoyuna sunduğu ve pek yakında Meclıs'e geleceğı bıhnen önenlenn gerçekçıhğı konusunda cıd- dı endışeler vardır Uzmanlann görüş- lennı yansıtmamaktadır Sağlık hız- metlennın sağlanmasında devletın so- rumluluğunu onemlı ölçüde azaltacak uygulamalara, bır halk sağlıkçısı ola- rak katılmamız, kesınlıkle olanaklı de- ğıldır Ancak,efersryasalıktıdar"sıya- sal tercıhım" boyle yapmışsa, bunun uygulanmasının gerçekçi yollan, kuş- kusuz bulunabılır ARADABIR Prof. Dr. YAMAN ORS Kavramsal Açtdan Laiklik Laıklık çok genel ve öz, ayrıca geleneksel dıyebılece- ğımız yaklaşıma da uygun olarak, devlet ve dın kurum- larının bırbırınden ayrılması', bır başka anlatımla bır ülkede yasama, yargı ve yurutme ışlevlerının ınanç ışle- rınden ayrı tutulması 'bıçımındetanımlanabılır Bır baş- ka açıdan bu ılke 'bu dunya ' ıle otekı dunyanın ' bırbı- rıne karıştırılmaması anlatımıyla dıle getırılmıştır Tarıh- sel akış ıçınde bundan beklenen amaç, ınsanlann ınançlannın devlet kurumlarının ışleyışlerı uzerındekı sınırlandırıcı, daraltıcı etkısının engellenmesı olmuştur Boylece ınançlann toplum yaşamını doğrudan etkıleye- meyeceklerı bır duzenın sağianması ongorulmuştur Boyle bır duzende, dının ya da dınlerın toplum yaşamı ıçındekı yerlerı dunyevı duzenlemelerle dengelenmış olmaktadır Bunun çok önemlı bır uzantısı olarak da laık- lığın gelıştığı toplumlarda ınançlar, onları benımseme- mış olan ınsanlann başka mançtan olanların başka toplumsal örgütlenmelerle devlet kurumlarının kendıle- rıne karışamayacaklan ozgur bır konuma ulaşmışlardır Ancak laıklığın, ınançların yalnız hukuk kurumu ve yo- netim ısınden, sıyasal yasamdan uzak tutulmasını ongö- ren bır ilke olarak duşunulmesı bence yetersızdır ve kanımca ondan beklenecek çok yonlu çok boyutlu ışlev- ler bütünunun gerçekleşmesmı yerıne getıremez. Örne- ğın toplumun ve bıreylerın yaşamında gıttıkce daha bu- yuk bır onem kazanan bılım etkınlığı, ancak laık bır dûzende ve ınançların mutlak doğrularının değışmez kurallarının, kendılerıne karşı çıkılamaz yargılannın ge- tırdığı, düşünceyı, kavram uretmeyı sınırlandırıcı etkıler- den uzak olarak yurutulebılır Yanlışlanabılme, değıştırılebılme, elenebılme gıbı de- vımsel özelliklerı dolayısıyladır kı bılımsel kuramlar ve bılımsel bılgı bırıkımı yuzyıllar boyunca sureklı bıryenı- lenmeye uğramıştır Bılım etkınlığının yanında bılımsfel- lığe dayalı bır eğıtımın de ancak laık bır duzende gerçek- leşebıleceğı açık olmalı Ancak bu yolla eğıtılecek bırey- lerde (kı ılke olarak bu, toplumun tumü demektır) belfı bır oiçude ussallık evrende doğa ve ınsan toplumlarında olup bıtenlerın açıklanmasında nesnellık kaygısı ba- ğımsız duşünebılme, yenı düşuncelere açık olabılme vb yetenekler gelıştırılebılır Bugünku anlayışımıza gore ve tek tek ınanç dızgele- nyle (sıstemlerıyle) karşılaştırıldığında laıklık ılkesı on- ları bırleştırıcı olduğunu ve kendı ıçerığının bulunmadı- ğını soyleyebıleceğımız, çok genış kapsamlı bırtoplum- sal-sıyasal kural olarak gorulebılır ilkenın değışık ınancları bır arada tutabılme nıtelığı de buradan gel- mektedır Burada demokrası ıle bır karşılaştırma yapa- bılırız. Bır duzen anlayışı, bır yaşama ve yonetım bıçımı olarak demokrası nasıl bırbırınden yerıne gore çok değı- şık sıyası göruşlerın, ılgılı toplumsal orgutlenmelenn bır arada bulunabılmesı demekse laıklık de değışık ınanc- ları benımsemış (ya da benımsememış) ınsanlara bırlık- te yaşama olanağını sağlayan ılke olmaktadır Buraya dek açıklığa kavuşturulan noktaların ışığında dıncılerce sık olarak ılen surulen "laıklık dınsızlık değıl- dır" sözünun ya da savının ne oiçude anlamsız olduğu- nu gorebılırız Laıklık ne "dınsızlıktır' ne de "dınlılık " Yıne boyle "Islam laıktır savı da hemen anlaşılabılece- ğı gıbı tümuyle gerçekdışıdır çünku hıçbır ınanç dızgesı laıklık ılkesını hıçbır anlamda ıçınde bulunduramaz, laık- lık, toplumsal-sıyasal yaşamda onların etkınlıklerıne dışarıdan sınır getırıcı bır anlayış ve uygulamayı ongor- mektedır Laıklığın ınsan toplumlarıyla ılgılı evrensel bır toplum- sal-sıyasal, bılımsel, felsefı ve gıderek yaşamın tümune yonelık bır ılke olduğu kanısındayım Zaman ıçınde bu ılke, ınsanlann herhangı bır ' ınanç ıdeolojısı' ne bağ- lanmadan değerlerım gelıştırebılmelenne olanak tanı- yan, tumüyle dünyasal bır yaşam anlayışına da yol açmıştır (Daha genış tartişma ıçın bkz YOrs, "Laıklık Sorununun Kavramsal Boyutları", Mıllı Kultur Sa92 15-20, Mayıs 1992) OKURLARDAN Maaşgörev karşılığıdır JrLlletvekıllennın devamsızlığmı onlemenın çok kolay bır yolu var Hermılletvekjlı ancak Meclıs toplantılanna katıldığı gunlenn ücretını alsın Katılmadıklan oturumlann ucretı maaşlanndan kesılsın Meclıstekı gorevlen dururken sağda solda dıledığınce dolaşmanın ücretını almasınlar Maaş gorev karşıhğıdır Önerdığjm bu uygulamayı, bıryasayla mı olur, Meclıs ,'ç Tüzüğû'ndekı bır değışıklıkle mı olur, hemen gündeme getırsınler Mılletvekıllennın devamsızlık sorunu kokunden çozumlenmış olur ÖmerNida İstanbul TARTİŞMA Köy Enstitüleri kapatdmasaydı... 1 7Nısanl940"ta kurulupl946'da etkısızduruma getınlen Köy Enstıtülen'nın kapatılmasında. bazılannın 'buralarda komunıst yetıştınlıyor" yaygarasıen bu> uk etken olmuştu Olkedekıherturlü bılgılenmeçabasını benlık arayışını hak savaşımını, komunıstlenn bır oyunu gıbı gostenpengellemek bu çevrelenn en bılınçlı uğraşısıydı Yuzyıllardır devlet ve ağalar tarafından somurülmuş olan koylunun eğıtılmesı (hem de devlet larafından), ulkey ı ve dunyayı tanıması, çıkarlannın ve somuru çarklannın farkına vannası, topraksız koylunun rençberlıkten başka ışleriede geçımını sağlamavı oğrenmesı, kısaca sosyal ve etonomık açıdan güçlenmesı. bunlann kuşkusuz ışıne gelmeyecektı Büyuk bır ongöru orneğı Eostererek, bu toplumsal eğıtım kurumJannı kapattırdılar Ilgınçtır, aynı yıliarda bırkısım solcu da "Ko> lu koyde tutularak, kentlerde bırışçı sınıfının oluşmasına engel olunmaya çalışılıyor" dıyerek sosyalıst amaçlan ıçın kaygı duyuyorlar, Köy Enstıtülen'ne karşı çıkıyorlardı O> sa ulkede endustnleşme yaygmlaşükça ışgucune gereksınım artacak. köylü nûfusa mutlaka gereksınım duyulacaktı Kentleregoç zorunlu hale gelecektı Koyunde temel bır kültür bınkımı edınmış, çeşıth el sanatlan kurslanndan gecmış, atolye dısıplınıyle tanışmış, ış ahşkanlığı, alet bılgısı ve üç boyutlu duşunme yeteneğı kazanmış ınsanlar çok daha nıtelıklı ışcılerolacaklardı Çıkarlannın bıhnande bıreyler olarak, sağlam bır orgutlenmeye gıdecek ve ddha güçlu bır sınıf oluşturacaklardı Uretımden aldıklan paydaha fazla olacak. ulke ucuz ışçı cennetı olmaktan kurtulacaktı Kentte yaptıklan gecekondular daha sa'ğlıkh, gecekondu mahallelen daha duzenlı kent parçalan olacaku (Köv Enstıtulen'ndeyapı bılgısı venlıyordu) Kentekolayca uyum sağlayacak, kultür çatışması bugunku boyutlarda olmayacak, maganda denen ınsanlar türemeyecektı Belkı de kentlı, koylüden bırşeyler oğrenecektı Nüfus planlaması, daha bılınclı ınsanlarla daha kolay ve daha etkınyapılacaktı Bır an ıçın enstıtulenn koyluyu koyde tuttuğunu varsayalım Bu durumda da endüstn ışeucunün ayağına gıdecek. fabnkalar Anadolu ya vayılacak. lanm ve hayvancıbktakı uretım artışıyla bırhkte (Köy Enstıtulen'nde modem tanm ve hayvancılık oğretılıy ordu) ulke daha homojengelışecektı Nüfus ve Doğu sorununun daha az oiacağını yıne soyleyebılınz Aynca bugunun sorunlu metropollen de oluşmayacaktı Koy Enstıtülen tcapatılacağına değışen dünya koşullanna gore gelıştınlıp yaygınlaştınlsa çağdaş bıreğıüm düzenıne çoktanalışılmışolurdu Bunun çok ıyımser ve nayalcı bır tahmın olduğunu duşunenler olabılır Ama Koy Ensütulen'nın kuruculan bu umutlan taşıyorlardı Bu kuruluşlann, en azından bugun gereksınım duyduğumuz mesleksel eğıtımın temelını atacak nıtelıklen vardı Vagonlan altın yüklü bır trenı kaçırdık Solcusu ve sağasıyla bırdaha boyle bır aymazlığa düşmememızdılegıyle ZiyaKoçyiğit İstanbul Bu nasıl laiklik? 1 7Nisanl993 tarihli Curahuriyet'in "Jaröşma" sürununda "Mefamet PortakaJ"imzasıyla yayımlanan yazımzı üzülerek okudum. Sayııı Ahmet Sonmez'e verdiğinı/ yanıtta, geçerü nedenlenruz olmadtğındaıı konu) u dağıtıp ışı gürültüye getirmeye çaltşmtşsınız, tıpkı haksız olduğunu bilenlerin bağırarak karşdarındakini susturmav a çaiıştıkian gibi. Avnı şekıİde duşunenlerin, çoğunlukta olmadığını sanmakla hata edi\orsunuz. Yalnız oruç rutmayardar, kfiçûk çocuklar >e hastalar değil, onıç tutanlann da bağnaz ofanayanları. \ a sahura kalkmadıklanrHan ya da çalar saat, telefonla uvandırma servisi gibi olanaklarla bu sorunu günıltüsüzcü çozmnleyebiiecekJeriııden artık gereği kalmav an bu alışkanlıktan >azgeçenıez miyiz? Ozgüriüğümüz, başkalanıun özgürlüğümiıı başladığı yeıie sınırlıdır. İnsanlan, sinir bozucu bır gurultu ıle uyandırıp hasta etnK'yı, ertesı gunku çaJtşmalannı aksatıp »erimlerini düşürerek yurt ekonomisine zararlı olmayı herhalde siz de istemezsiniz. Buyuk bir devlet bankasındald yirmi beş >ıllık çalışma hayatım boyunca, ramazan aylannda meydana gelen aksaklıklara, özdlikle >eznelerde çoğunlukla fazla > a da eksik odemeltr >aptldığına tanık olmuşumdur. O>sa, Öemokrat Parti iktidara gelipdedûıticaretınebaşlayana kadar sakın >e barış ıçinde bir yaşantunız \ ardı. "Tann uludur, uiudur, Tann'dan başka voktur tapacak..." diye başlay an o gûzebm Turkçe ezanı Arapçay a çevırip, mınarelenn dört yanına yerleştirilen sonuna kadar açılraış hoparlörlerle, kulak tırmala) ıcı bır gûrûltuye donüştunnekle başlav an Rüştü Şardağ'dan açıklamaayın gazetenızın, on beşmcı sayfasındakı "Ankara ^ _^ Havası" sutununda çıkan bır haber, >ahsımı karalama amaa gütmüş "Türk mûzığı ıle ılgıb çahjmalanyla tanınırdı" dıye başlayan yazının habercısı, bızım yazarlığımızdan, araştırmacıbğımızdan, Izmır kentının beledıyesınde başkan yardımcılığı, başkan vekıllığı, teftış kurulu başkanbgı yaptığımızdan, Iıse ve ünıversıtelerdekı hocalıklanmızla, yuksek ıdarecılık mastın yapmamızdan haberlı olmayabılır Habera.daha annesının karnına düşmemışken, kotulemek ıstedığı Şarddğ, Cumhunyet gazetesı kadrosunda "Edebı Bahısler"ı dolduran yaalar yazıyordu Bızı. Evren Paşa ıle Izmır'de ve Çankaya'da rakı zıjafetlennde gosteren "muhbır"e hemen söyleyebm I955yılından bugüne kadarağzına hıçbır ıçkı çeşıdını koymayan Şardağ'ı lekelemeyeçalışması uzucüdur Evren Paşa'yla Izmır de başlayan bu dostluğu, ulkemın haynna olarak surdurmüşumdur Kendısıne partılenn kapatılmasını ve yasaklann hatalı olduğunu soylemışımdır Onun adına demeçler verdığım deyalandır Randevusuz gıtmemışımdır Yalnız bır kez bütun gazetelere manşet olan ve Meclıs'tekonuştuğum "ızlenımlenm" oldu "Izlenımlenme gore Cumhurbaşkanı af konusunda referanduma gıtmeyecektır" dedım,o kadar Paşadazatı sonradan bunu, nedense yalanladı Muhbırarkadaşımız Evren Paşa adına ıkıncı bır Mechs konuşmamı ve basın toplantımı gösterebılır mı 9 l980yılında Halkçı Partı'den Sayın Calp'm ısran ve dostluğu ıle Meclıs'e gırdım Dortay sonra da ıstıfa ederek bağımsız kaldım Ondan sonrakı hıçbır seçımekatıbnadım Buna karşın sayın gazetenızın muhbın."Yenıden parlamentoyagelemeyen Şardağ'ın "dıyor Gelmek ıstemedım kı 1 Adayolmadım kı 1 Yalanın daha otesıne taşan bır karalama değıl mı bu 1 Meclıs'e seyrek uğruvormuşum, Meclıs tutanaklanortadadır Çağnlı olduğum bır dış gezı ıle ıkı aylık kanser tedavım sırasında yozlaşma, oruç rutmayanlann dövülüp öldurulmesıne kadar dayandı. Bu ramazanda bır gıin yemege ayıracak zamanım obnadjğından hem hızlı hızlı yürüyor benı de eümdeki sandviçi yiyordum. Yanndan geçen ıkı çember sakaih ve takkeh adamuı sözlü saldmsına uğradım, bem de İstanbul'un orta yerinde. Asiuıda bize en gfizel yanrtı, y azmızın içine >erleştı'rilen Semih Poroy'un o güzekm kankaturu anında vermiş: Onundeki kitapla arasında örümcek ağları oluşmuş bir adam... Fatma Kethüdaoğlu rapora dayalı devamsızlığım obrıuştur Vakıflar Bankası Yoneüm Kurulu uyelığınc atandığımda zaten "temettu ' kalkmışü Iş Bankası'na bızı layık gorenlen ve bu satırlann sahıbını para hesaplanyla karalamaya kalkacak kadar küçulemez Cumhunyet'ın adsız muhbın Onun, Vakıflar Bankası'nın geçen donemınden kalma bır ıkı yolsuz ve şaıbelı ınsanın dolduruşuna geldığı kanısındayım Içınde dort azız dostumun ve sıcak arulanmın bulunduğu Cumhunyet'e, boyle bır duzeltme gondermenın uzüntusünu de belırterek saygılarsunanm Rüştü Şardağ Edebıyatçı-Araştırmacı PENCERE i!••Yaşa Yaşa, GÖP Temaşa! Okul görmeden yaşamda yukselmesını bılmış olan, kendısıne oğrenım durumu sorulduğunda, yarı utana- rak yarı ovunerek durumunu vurgular - Ben, mekteb-ı hayattan mezunum Ancak cebınde dıploması olana da "mekteb-ı hayat" çok şey oğretıyor eskı kuşak ne söylerdı - Yaşa yaşa, gor temaşa 1 Insan yaşadıkça gerçekten oyle bır temasa ızlıyor kı, ortaoyunu yanında halteder Karagoz un hayal perdesı solda sıfır kalın Molıere'ın komedılerındekı tıpler, ya- şamdakı seyırlık oyunun kahramanları yanında bırer cıddı adam sayılırlar Adam sandığın kışılerın soytarı- laşması mekteb-ı hayatın en çarpıcı derslerınden bırı gıbı zamanm rahle-ı tedrısınde algılanıyor Açıkçası ben okulda bır şeyler oğrendım sanıyordum, hayatta daha çok şey oğrendım zaman en buyuk oğretmen' Anla- dım kı bır kışının kışılığım tartmak ıçın sabırlı olacaksın; ınsanın yonelımı olumsuzdan olumluya doğru gıdebılı- yor ya da olumludan kopup olumsuza suruklenıyor, 1960 ların mangalda kul bırakmayan devrımcıst ya da burnundan kıl aldırmayan sosyalıstı, gençlık fotoğrafının negatıfıne dönuşuyor, ama bu surecın tersını yaşayan davar Süleyman Bey bunlardan bırı Demırel'ın zamana çızdığı portre, uzun bır sureçte de- mokratiaşma donuşumüne gırdı • 1980'lerde Süleyman Bey ın ustüne bır çarpı ışareö koyan askerı yonetıme karşı Demırel amansız bır savaş verdı Kımıne gore 1980 lerde Özal'la çağ atladık Tabuları yıktık Süleyman Bey'e sorarsanız sıze daha değışık bır şey soyleyecektır sıyasal yasaklan kaldırmak, konuşan Turkıye'yı yaratmak halkın zıncırlerını kırmak, askerı yonetımın zorla kurduğu duzenı yıkıp demokrasıye yol vermek ıçın on yıl Evren-Ozal ıkılısıne karşı savaşım verdığını ılen surecektır Gerçekten de bunu yapmış, en sonunda iktidara geçmıştır Ancak Süleyman Bey iktidara geçtığınde özal da Çan- kaya'ya sıçramış bulunuyordu, Demırel'le çatışmasını Koşk ten surdurecektı Pekı Süleyman Bey'ın sabrı tuke- necek, soluğu kesılecek mıydı' Yoksa maratonu surdu- recek mıydı? Olağanustu bır sermkanlılıkla durumu ıdare ettı Süley- man Bey, açık vermedı Şaşılası bır ırade gücu gosterdı Bır gun gelır de yaşamoykusunu yazarsa, oyle sanıyo- rum kı soyleyeceğı çok şey olacak Yetkın bır yazarın elınde 1980-1990 arasında yaşanan 10 yılın tarıhı ınsan manzaraları bakımmdan bır roman değenne ulaşabılır • Süleyman Bey 91 seçımlerınden sonra solla ortaklık yaparak hukumetı kurdu Sağla da bu ışı yapabılırdı Ama eğer amaç ' 83 rejımı 'nı aşıp demokrasıyı kur- mak ıse başka bıçımde davranamazdı Tarıhe "demokra(ıkleşme" sürecının lıderı kımlığıyle mı geçmek ıstıyordu? 12 Eylul anayasası 1990 larda da geçerhydı, hıçbır şey kolay değıldı ve kolay olmayacaktı, demokratıkleşmeye dıtenış Demırel ın partısınden de gelıyordu, teror ulkeyı yakıyor, enftasyon kavuruyordu, Özal Koşk te devlet gu- cünu sıyasal iktidara karşı muhalefet yapmak ıçın kulla- nıyordu, sıyasal ortam tam bır ortaoyununa dönüşmuş- tu, sap ıle saman bırbırıne karışıyordu Tam bu sırada özal sızlere omur. • Eskıler ne demışler - Yaşa yaşa gor temaşa' Şımdı Süleyman Bey ın onunde uzanan yol, Çan- kaya'ya kadar açık görunuyor Demırel sol ıle sağın or- taklaşa demokratıkleşme programını kâğıt uzerınde bırakıp Koşk e mı çıkacak 7 Belkı de yorulmuştur Pekı Koşk'te dınlenebılecek mı ? CUMHURİYET OKUR GİRİŞİMİ'INDEN DUYURU: 3-7 Nısan 1992 tanhınde. bundan tam 1 yıl önce Cumhunyet'ın zor günlennde gazetelenne mad- dı destekte bulunmak ısteyen çok sayıda okur adına, "Cumhunyet Okur Gırişımi Hesabf'nı açtırmıştık Ginşımı bıldıren >azımızda, topla- nacak paranın "borç" sayılacağını iletmış, geri ödenebılmesı ıçın de destek sağlayan okuriann adlannı ve açık adreslennı belırtmelennı nca et- mıştık "Cumhunyet Okur Gınşimi Hesabı"na iletilen ve borç olarak kabu] edılen maddı katkı, ıstenırse gen ödenecek, ıstenırse de Cumhuriyet Vakfı'na bağışlanabılecektır. Katkıda bulunan Cumhun- yet okurlarının, hangı seçeneğı tercıh ettıklenni, mayıs ayı sonuna kadar aşağıdakı adrese bıldır- melennı dnemle nca edıyoruz Bu süre ıçınde bir tercıh behrtmeyen okuriann katkılan, bağış ola- rak Cumhunyet Vakfı'na ıletılecektır Cumhunyet Okur Ginşımı adına Prof. Dr. Gulten Kazgan/Ersuı Sabnan/Prof Dr. MetinSözen Yazışma adresı Turkocağj Cad 39/41 Cağaloğlu/İSTANBUL Not Başvuracaklann açık ad ve adreslennı bıldırmelen nca olunur •••Bizirn Tiyatro A T A T U R K K U L T U R M E R K E 2 1 AKM Konser Satonu 26 Nısan 1993 P tesj Saat 20 30 •••••••50 EDEBİYAT YILI O^gurıe Gırthıtırsmu 50 Edebıyat Yıltnda ŞUKRAN KURDAKUL t Bolum (Sunucu Candan Sabuncu) Açılış Konuşması Prof. D,.EmreKongar Konuşmacılar İlhanSelçuk/YaşarKemal Kemal Nebioğlu / Atilla Özkınmlı Soyleşen Öner Yağcı 2 Bolum Çağdaş Bale Topluluğu Ezginın Günlüğü Melıke Demırağ Şıırier Candan Sabuncu / Nazan Dıper Zafer Dıper
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear