25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhurjyet İmtivaz sahibi: Berin Nadi Gencl Ya\ın Yönctmcni: Özgen Acar •Genel Ya>ın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya • Gcncl Yu\ın Danı^manı Orhan Erinç • Yazı İ^lcr ı Mudüru. Celal Başlangıç •Ha- ber Merkezi Müdiirü: Mustafa Balbav Gorsel Yonelmen. Ali 4car •Düzcnlcnıe: Mustafa Sağlsuner • Islanbul Habcrlen Ştna> Kalkan #Di!> Haberler Ergun Balcı • I:, - Ekonomi Dinç Ta>anç •Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören • Spor: Abdûlkadir Yücclman #Dü- zeltme. Abdıdlah Yazıcı Ankara Temsilcisi Cüncyt Arcaiürek •Hjbor Müdurleri: Işık Kansu. Hakkı Erdem AtaturkBuhanNo 125, Kat. 4,'SBakanlıkIar-Ankara Tel 4195020 O Hal). Telev 42344. Fax (4)4195027 «Izmir Teımılcısi Sertlar Kızık, H Zıva Blv 1352 S 2 3 Tel 83l23OTelex. 52359. Fax (51 »895360 •AdanaTemsılcisı Çeti'n Viğenoğlu İnönüCd H9S.No:1Kafl.Tel 522550-522601-522492 Telex: 62155, Hax: (71)52 25 70 o Mudüru Erol Erkul •Koordinalör: Ahmet Kondsan •Muha^ebe Büient Yener • Idurc HüseyinGürer •İşktme ÖnderÇelik • Bılgı-I^lcm Nail Inal •Bilgısaşar Sıstem: Münivet Çiler •Reklam Reha Işrtman \a>nia>an Tu'rkjcaiıCad : YcnıGün Habcr Ajansı. BaMn vc Yauncılık \ Ş i Cağdloelu 34334 Ist PK 246UtanbıilTel 5120505Tclcx 22246. Fax (I)5I3S_W5 24NİSAM993 fmsak 4.30 Guneş: 6 06 Öğle 13 07 tkındı 16 54 Akşam: 19.59 Yatsr21 28 Sllîkon tehlikeli degil • BOSTON(AA)-Esteük uzrnanlan, silikonun tehlikeli olmadığını açıkladılar. Amerikan Estetik ve Plastik Aroeliyat Demeği tarafından düzenlenensihkon konulu basm toplantısında konuşan uzmanlar,jel ıçeren sılikonlann büyük çoğunluğunun yasaklanmasına rağmen bunlann tek başlanna kanser riskıni arttıramayacaklannı söylediler. Güney Kaliforniya Tıp Merkezi Üniversitesı'nın Estetik Bölümü'nde yüriitülen araştırmanın başkanı DoktorGarryS.Brody, bugüne kadar yapılan araşurmalarda, silikon ve kanser arasındaki bağlantıyı gösteren hiçbir şey olmadığını söyledi Göğûs kanseri ile genler •SYDNEY(AA)- Avustralyalı bır tıp araştırma heyeti, göğüs kansen ile genler arasmda bağlantı olduğunu açıkladı. Başkent Sydney'dekiSt. Vincent Hastanesi'nde bulunan Garvan Araştırma Fonu'dan DoktorColinVVatts, çalışmalannın sonunda, genlcnn göğûs kanserinin yayılmasında ana rol oynadığını belirlediklerini ve bucalışmarun kanserin tedavisinedahada yaklaşılmasını sağlayacağını söyledi. Doktor Watts, araştırmalannda 'Sikün" genlerinin. özellilde Di adh Siklin geninin göğüs kanseri hücreleri üzerinde daha çok görüldüğünü bildirdi. Kalça çıkığı sakat bırakıyor • KONYA(AA)- Tûrkiye'de doğuştan kalça çıkığmın, ortopedik sakatbklarda ilk sırada yer aldığı bildirildi. Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdumhınaıı Kutiu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğuştan kalça çıkığının korkulacak bir problem obnadıgını belirterek. 'Ancak, kalça çıkığı ihmal edilerek geç kabndığmda, ileriyaşlardaciddi operasyonlar gerektirmektedir' dedi. Babave koca dayağı •ANKARA (ANKA)- ÇocukJannı döven annelerin, küçükkendayak yedikleri, halen de kocalan tarafından dövüldükleri belirlendi. Çocuklan İstismardan Koruma ve Rehabilitasyon Demeği üyeleri tarafından haarlanan bir bildiride, çocuk istisrnanna yönelen ebeveyrüerin bütûn etnik, coğrati. dini, eğitimsel, mesleki vesosyo-ekonomik gruplarda bulunduğu kaydedildi. Bazı toplumlarda fıziksel cezalandırmanın çocuk yetiştirmenin bir parçası olarak görüldüğünün ifade edildiği bildiride, dayağın, azarlanmanın ve bağırmaran en sık kullanılan cezalandırma metotlan olduğu ifade edildi. DDTHegöğös kanseri arasmda iişki • WASHBMGTON (AA) - ABD'de yapılan bir araştırma, DDTye maruz kalan kadınlann, göğûs kanserine yakalanma riskinin dört kat fazla olduğu sonucunu ortaya çıkardı. New York'taki Mount Sınai Tıp Okulu'nda görevli Mary VVolff başkanlığındaki bir ekip tarafından yapılan araştırmarun sonuçlan, Ulusal Kanser Enstitüsü'nün yayın organında yayımlandı. Araştırmanın sonuçlannın doğrulanması durumunda, göğûs kanserinin önlenmesi konusunda önemli bir ilerieme sağlanmış olacağı kaydediliyor. Dünyaya bir günü çok görmeydim • İZMİR(AA)-Heryıl22 nisan tarihinde kutlanan "Dünya Günü", bu yıl da yaklaşıkl50ülkede düzenJenecek çeşitli etkinliklere sahne olacak. Dûnya Günü Türkiye Koordinatörü Prof. Dr. Kriton Curi, "Giderek yaşlanan. insanlann bilinçsiz' sanayileşmesi nedeniyle yaşanmaz hale gelen küremize, yılda bir günü çok görmeyelim, dünyamız için ugraş verelim" dedi. Bir günde onca güzelliği yaşamanın olanağı yok. Şirince'ye bir gün yetmez irince'ye bahar gelmiş• Dido Sotiriyu 'Benden Selam Söyle Anadolu'ya isimli romanında bugününün Şirincesinden sözediyor. Onca yılın sessizliğinden sonra keşfedilmişlik, dengeleri altüst etmiş Şirince"de. • Muhacir kuşağın çocuklan, torunlân evleri, arazileri paylaşmakta sıkıntı çekiyor. Yunanlılardan kalıp da tarihe direnen evler dışında Şirince Selçuk'a taşınmış. ÜMÎTOTAN İZMİR - "Şu yeryüzünde cennet diye bir şey varsa, bizim Kırkıca o cennetin bir parçası olsa gerek " Dido Sotiriyu'nun roman kahramanı Manoli, 1914yılının Kırkıca'sı bugünün Şirince'sini böyle betimliyor. Sotiriyu, 65 yıl sonra çocukluğunun geçtiği yöreleri gezip. Şinnce'yi gör- dükten sonra "Cennet hayatı"- nın bugün de geçerlı olduğunu görüp sevinivor. "Buralan düşlüyordum. Es- kiden burada yaşayan insanla- nn anlattıklan gibi. düşlediğim gibi yazmıştım. Ama göriiyo- rum ki, her şey ayru. Yazdıkla- nmın gerçek olduğunu anladım Şirince'yi görünce. Harika bir şey bu" Bir tarih öykûsü Doğa >ıkanıyor. Şirince'de bahar temizliği var. Yağrnur, kışın "gri" örtüsünü alıp göıü- rüyor, ortaya yeşilliklerin içine "özene bezene"' yerleştirilmış beyaz badanalı evler, bir tarih, bir yaşam öyküsü çıkıyor. Sela- nikliler 74 yıldır Şirince'de yaşı- yor... Selçuk"a girerken hemen so- lunuzdaki palmiyelerin altın- dan dar yola girdiğinizde 6 kilo- metre sonra "Cennet hayatı"na ulaşıyorsunuz. Sanki kimseler gönnesin, kimseler bu güzellik- leri bozamasın diye doğanın en kuytu, görünmez. ulaşılmaz ye- rine kurulmuş Şirince. Meydanda camı. tepenin sa- Kapı önkrinde kadınlar elişi yapıyor. Turistler bekleniyor dört gözlc.(Fotoğraf:ÜMÎT OTAN) ğında ve solunda iki kilise. Yağ- murun soluk aldığı anlarda kadınlar evlerinın önünde elişi yapıyor. Genç kız daracık so- kağı boydan boya süpüriiyor. 79 yaşındakı İsmail KapUn sır- tını "tanhe" da>amış güneşle- niyor. '"Ah o yıllar"'ı, çocuklu- ğunu anımsıyor. tahıl tanmın- dan. Selanık'ten. üzüme, incire. zeytine, Şirinceye uzanan öy- küyü anlaüyor: Şimdi800kişikaldık "İlk ışe başlayan acemi me- mur gibiydik. Biz oralarda tü- tüne. tahıla alışmışız. Burada zeytin, incir, üzüm var. Nüfusa göre ev, arazi dağıttılar. Bazıla- nnın evi burada, arazileri Sel- çuk yakınlanndaydı. Selçuk'ta o zamanlar bir istasyon iki-üç ev vardı. Bazılan buradaki evi- ni yıkıp, tahtasını, camını abp Selçuk'a ovaya göçetti. Burası belediyelikti, karakol vardı. Nüfus 3 binden çoktu. Şimdi 8OO kişi kaldık." Meyhaneler kapanmış ama konuklara bir bardak şarap sunma alışkanlığından vazge- çilmemiş. "Ellerimle yaptım, bır bardak içiver" diyor yaşh tevze. Elişlerini evinin önünde sergiliyor. "Artık turistik ol- duk" diyor. Eski konuklann çocuklan, torunlan her yaz ge- liyorŞirince've. Y'ıllann dingin- liği son üç yılda devınime bırak- mış yerini. Efes Antik Kenti'ni gezenler Şirince'yi görmeden edemiyor. "Gecen yıl bir genç geldi. Şu meydandaki çınar ağaanın önünde diz çöküp ağladı. Şirin- celi bir Rum'un oğluymuş. Ba- bası ona buradaki yaşamıru an- latmış. Bir de o çınar ağacını nasıl ektiğini. Çocuk koca çına- nn önünde saatlerce ağladı dur- du." Köyün meydarunda kahve işleten Mehmet Donkaç, anla- tırken gözleri yaşardı. Dev kili- seler oyun alanlanymış çocuk- luklannda. Şimdi harabeye dönmüş kiliseler. Son yıllarda yeniden restore ediliyor. Çünkü Şirince'ye gelen yabancılann ilk gezdikleri yer kilise oluyormuş. Şirince'ye bir gün yetmez Onca yılın sessizliğinden son- ra keşfedilmişlik, dengeleri al- tüst etmiş Şınnce'de. Muhacir kuşağın çocuklan, torunlan ev- leri. arazileri paylaşmakta sı- kıntı çekiyor. Şirince'nin hocası 61 yaşındaki İsmail Çolak anla- tıyor: "Eskiden bu yerlerin kıymeti yoktu. Herkes birbirinin hakkı- nı rahat ödeyip işler tatlıya bağ- lanırdı. Şimdi yerler pahalandı. Aile içi huzursuzluklar çıkıyor malı bölüşmede. Kimileri evıni, arazisini satıp Lzmır'e gidiyor. Bır gün gelecek, buralaröa mi- safir gibi kalacağiz." Şirince'nin "Kannca Bar"ı kapılannı açmış. Bodrumun 20 yıl öncesini yaşıyor Şirince. Kadınlar tezgahlannın başında turist bekliyor. Torunlar dara- cık sokaklan oyun alanı yap- mış. İnsanlar sevecen, konukse- ver. Bir günde onca güzelliği yaşamanın olanağı yok. Şirin- ce'ye bir gün yetmez... Şirinceye bahar gelmiş. Tu- rizm sezonu bu >ıl orada açıldı. Kirliceli Şevket,"İsmail Bey, Ke- rim Efendi, Kör Mehmet'in Da- madı, Dido Sotiriyu'nun "ta- nışlan" yoktular. Onlann ço- cuklan. torunlanyla bırlikte ol- duk. Hepinize selam söyledi- ler... Siyanürlü altın haJkoyuna sunulacak ASUMAN ABAOOĞLU İZMİR - Edremit Körfezi Havran yöresinde siyanürlü al- tın arama projesine karşı çıkan Körfez Belediyeler Birliği üyesi belediye başkanları, projenin halkoyuna sunulması için giri- şimierde bulunma kararı aJdn lar. Dokuz belediye başkanı yaptıkJan açıklamada, Tör- kiye'nin de imzasınuı bulundu- ğu uluslararası Bergen Sözleş- mesi'nde 'bir tesisin kurulma- sında çevre için sakınca varsa, o yörede \ aşayan insanlann ona- yı gereklidir' denildiğini anım- sattılar. Edremit Körfezi'nde ulusla- rarası şirketlerin siyanürlü altın arama çalısmaları ile ilgili bir toplantı \apan Körfez Belediye- ler Birİiği üvesi Burhaniye, Havran, Karaağaç, Büyükdere, Gömeç, Altınova, Güre, Altıno- luk ve Zevtinli belediye başkan- lan, bu projenin durdurulması için her türlü mücadeleyi des- tekleme karan aldılar. Belediye başkanlan yaptıklan ortak açıklamada. "bu mücadelemi- zin, mensubu bulunduğumuz siyasi parti üst yönerimleri ile il- gili bakanlıklar ve parlamento düzeyinde sahiplenilmesi için her türiü girişimde bulunma" kararı aldıklannı bildirdiler. Açıklamalarmda, Türkiye'nin de altında ünzası bulunan ulus- lararası Bergen Sözlcşmesi'- nde, 'bir tesisin kurulmasında çevre için bir sakınca varsa, o yörede yaşayan insanlann ona- yı da gereklidir' deniliyor. Izmir Barosu Çevre Komis- yonu üyesi avukat Noyan Öz- kan, Türkiye'nin de katıldığı ve onayladığı ulusJararası Bergen, Rio ve Paris sözleşmelerinde, çevreye zarar riski olasılığı bu- lunan projeler ile ilgili olarak karar aşamasında yöre halkınm bilgilendirilmesi ve onayının alınmasının taahhüt edildiğini söyledi. Türkiye'de ise karar alındıktan sonra halka dayatıJ- dığını saviınan Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birleşmiş Milletler'in orga- nize ettiği, Norveç'in Bergen ve Brezilya'nın Rio kenüeri Ue Pa- ris'te AGİK çerçevesinde yapı- lan uluslararası çevre toplantı- larında insanlann yaşadıklan ve çaltştıkları yerlerde gerçek- leştirilecek projeler ile ilgili ka- rar aşamalarında halka danı- şıbnası taahhüt edilmistir." KurÜararük batidadansecüyor • Avrupa'da 100 bin kurt olduğu varsayılıyor. 50 yıldır kurtlann insanlara zarar vermediği saptanmış. Ancak insanlar içgüdüsel olarak kurtlardan çekindiğinden hayvanlan yok yere tuzağa düşürüyor ya da vuruyor. Haber Merkezi - 140 yıllık aradan sonra kurtlar yeniden AJmanya'nın baösındaki or- manlara döndü. Doğu Av- rupa'da komünizmın çöküşün- den yararlanan ilk hayvan kurtlar oldu. 1846 yılından bugüne kadar Batı Avrupa'da kurtlara rast- lanmadı. Bu bölgede cinsinin tükendiği varsayılan kurtlar ilk kez boy gösterince sıkı koruma altma alındılar. Ayru zamanda Almanya'nın doğusunda son on yıldır ilk kez bir dişi kurt yavrulayınca bilim adamlan, çevTeciIer ve avalar biraraya gelip kurtlan yaşatmak için or- tak önlemler aldı. Kurtlar Almanya'ya, Doğu Avrupa'nın komşu ormanla- nndan girdi. Avcılardan ve aşın kalabalıktan kaçan hayvanla- nn sayısı her geçen gün artıyor. Brandenburg Çevre BakanlığV- ndan bir sözcü kurtlann Oder Nehri'ni yüzerek batının geyik dolu sakın ormanlanna sığındı- ğını belirtti. Kurtlann geri dönüşünün en önemli nedeni komünizmin çö- küşü: Geyik avı eski Doğu Almanya yöneticilerinin en bü- yük eğlencesiydi. Kurtlann av hayvarüannı yok etmesini en- geÛemek için kurtlann vurul- ması serbestti. Sonuç olarak komünizmin 1989'daçöküşüne kadar kurtlann soyu hemen he- men tükendi. Arada sırada gö- rüJenlerin Polonya'dan geldiği saptandı. Doğal olarak yavru- larnalanna olanak tanınmadı. İki Almanya'mn birleşmesiy- le Batı AJmanya'da geçerli olan avlanma yasağı tüm üUcede uy- gulandı. Böylece kurtlar İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez soylannı devam ettirme fir- satı bıüdular. Avrupa'da 100 bin kurt olduğu varsayılıyor. 50 yıldır kurtlann insanlara zarar ver- mediği saptanmış. Ancak in- sanlar içgüdüsel olarak kurtlar- dan çekındiğinden hayvanlan yok yere tuzağa düşürüyor ya da vuruyor. Kurt uzmanı Erik Zimen "Kurtlann korunmaya değer yaraüklar olduğunu öğrenmeli- yiz. Artık kurtlar insardan değil insanlar kurtlan öldürüyor" di- ye konuştu. Avrupa'da 100 bin kurt olduğu varsayılıyor. Güney Afrika'da Apartheid'i konu alan çizgi bant oldukça ilgi görüyor Ivk aynmrna espriüyaklaşım• Liberal gazete VVeekly Mail'in sayfalannı dokuz aydır işgal eden bant, gazetenin en çok okunan köşelerinden biri haline geldi. Bu durum, Güney Afrikalılar'ın espri anlayışının geliştiğini ortaya koyuyor. Haber Merkezi - Güney Afri- Valı üç çizerin ülkede çok yay- gın olan hizmetçı-ev sahibesi ilişkisini anlatan çizgi bantı bü- yük ilgi görüyor. Gwen Anderson, "Güney Af- rika'da siyah derili bir kadın ol- mamn ne demeye geldiğıni" an- lamak için bir keresinde yü- zünü ayakkabı boyasıyla siya- ha boyayan, ama siyahi hizmet- çisinin daha soyadını bile bil- meyen orta yaşlı, liberal bir ev- hanımı. Havva Sisulu, Ander- son'ın hem hizmetçisi hem si- yah çoğunluğun gizemli dün- yasında yol göstericisi. İşvere- ninin önyargılanyla uğraşmak- tan zevk ahyor. "Ne zaman tatile çıksanız" der Havva bir seferinde evsahi- besine, '"bütün arkadaşlanmızı eve çağınyoruz, banyonuzu kullanıp, elbiselerinizi giyiyo- ruz." İkisi de karikatür karakteri. Fakat ev sahibesi-hizmetçi ilış- kisinin, ırklar arası ilişkinin en yaygın biçimi olduğu bir ülke- de, bu iki kadının maceralan ol- dukça ilgi çekiyor. Liberal gazete Weekly Mail'- in sayfalarmı dokuz aydır işgal - Biliyor musun Havva, yıllardır yanımda çalışıyorsun Oysa hala soyadını bılmıyorum Affedin benı Peder büyük bir günah işliyorum -Şah günleri bosmu?hizmetcıme çok az para venyonım eden bant, gazetenin en çok okunan köşelerinden biri hali- ne geldi. Bu durum, Güney Af- rikalılar'ın espri anlayışının ge- liştiğini ortaya koyuyor. Şefkat ve suç duygusu Sahip-uşak iüşkilerinin ele ahnması, Güney Afrikalılar, özellikle de kendilerine liberal diyenler arasında sürekli bir en- dişe kaynağıdır. Beyaz Güney Afrikalılar'ın büyük çoğunluğu için siyahi bır dadı ya da hiz- metçi. siyahlara gösterilen en ıçten ilgiyi temsil eder; şefkat ve suç duygusunun. bağlılık ve kuşkunun içiçegeçtiği birilişki- dir bu. Madam ve Havva (İngi- lizcede Adam ve Eve, Adem ve Havva demektir. Çizerler banta koyduklan isimde bir sözcük oyunu yapıyorlar) bantını ya- ratan üç kişiden biri olan New York'lu Stephen Francis (38), bir Güney Afrikah'yla evlı. Francis siyahlarla beyazlar ara- sındaki bu ilişki biçimini şu söz- cüklerle tarumlıyon "Bu insan- lara evlerini, çocuklanm ema- net ederler, yaşamlannın en özel aynntılannı açarlar, fakat tuvaletlerini kullanmalanna izin verrnezler." Ekibin Güney Afrikalı ele- manlan Harry Dugmore (31) ve Rko Schacneri (26), Madam ve Havva'nın, gördükleri sayısiz ev sahibesi-hizmetçi ilişkisinin bir bileşimi olduğunu söylüyor. Ülkenin milyonlarca Havva- sını bir sendikada örgütlemeye çalışan Violet Mothlasedi, ban- tın kendisine, böyle bir evsahi- besiyle yaşadığı on bir yıllık de- neyimi anımsattığını söylüyor: "I iberaller, sizin de evin bir bi- reyi olduğunuzu söylerler ama sizi hizmetçi olarak kullau- maya devam ederler." Beyazlann. siyahlar yanla- nndayken, sanki onlar yokmuş gibi konuşma abşkanlıklan, Madam'ın psikiyatrist yatağına uzandığı bir bantta ele abnıyor. 2500 yıl öııcesiııiıı en büyük gemisi bulundu Haber Merkezi - Arkeologlar, İ.Ö. 400-380 yıllan arasında Ege Denizi'nde, Alonnisos Adası açıklannda batmış olan bir gemi enkazı buldu. Yapılan de- nizaltı kazılan, geminin o dönemde inşa edildiği düşünülen herhangi bir gemi- den çok daha büyük olduğunu göste- riyor. 30 metre derinliğe dalarak gemi en- kazını inceleyen arkeologlar. geminin bu yüzyıllarda ve daha öncesinde denize açıldığı düşünülen herhangi bir gemi- den çok daha büyük olduğunu söylü- yor. Daha önce incelenen birkaç gemi enkazının boyu, baştan güverteye ka- dar 15 metreyi geçmiyordu. Alonnisos gemisinin uzunluğüınun 25 metre oldu- ğu tahmin ediliyor. Deniz Arkeolojisi Enstitisü'nün Baş- kanı Dr. George F. Bass, bunun "ideal bir gemi" olduğunu da sözlerine ekli- yor. Gemi. dibe alabora olmadan ya da parçalanmadan oturmuş gibi görünü- yor. Teknenin büyük bir kısmı kuma gömülmüş olmalı, yani iskeletin bir bö- lümü hâlâ sağlam olabilir. Gömülmeyen parçalar genellikle amfora adı verilen kil kavanozlar. Enkaz yığınımn üzerin- de bin kadar amfora olduğu görüldü. Bass ve çahşma arkadaşlan, Kıbns'ın kuzey kıyılan açıklannda batmış bir teknenin iyi korunmuş gövdesini çı- karmışlardı. M.ö. 4. yüzyıbn sonlann- da denize açılmış olan ve boyu 15 metre- ye varan gemi tekrar inşa edilmişti. Dördüncü yüzyıldan kalan öteki gemi Sicilya açıklannda bulunmuştu. Geriye çok az parça kaldığı için geminin yeniden inşası mümkün olmamışü, fa- kat Kıbns açıklannda bulunan gemiyle hemen hemen aynı boyutlarda olduğu tahmin ediliyordu. Bristol Üniversitesi'nden Dr. Ant- hony J. Parker, M.Ö. 1. yüzyıla kadar bu iki gemiden daha büyük bir geminin büyük olasılıkla yapılinadığını söyle- mişti. Dr. Hadjidaki, kazılann Casson'- ın görüşlerini desteklediğini söylüyor. Eğer Alonnisos gemisi, 2000-3000 am- fora taşıyabibyorduysa, bu, 150 ton yük taşıyabilecek İcapasitede olduğunu gös- terir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear