25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5MART1993CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Korat-lktıı şan resitali • KûJtûr Senisi - İstanbul De\ let Opera ve Balesi sanatçılanndan. devlet sanatçısı soprano Suna Korat \ e banton Mesut İktu, yannsat 19.00'daCemal Reşit Rey'de bir konser verecek Sanatçılar. pıyanist Joulia Kerimo\a eşlığınde verecekleriresitalde,"Çaykovskı Yılı" nedeniyle bestecinın yapıtlanndan oluşan birprogram sunacaklar. Korat ve İktu aynca, Rahmaninof, Glinka ve Korsako» gıbı sanatçılann eserlerini de* yorumlayacaklar. Nazım, İnsancıl'da • Kültür Senisi-İnsancıiOkuma Tiyatrosu. bugün saat 19.00'da ABT Yav uzer Çetinkaya Salonu"nda bir şenük dıizenliyor. Şenlıİcte, "Nazım Hikmet Programı"nı sunulacak. Programda. İstanbul sahnesı kısa bir ov un. Ferda Ereren de müzik dinletisı sunacak Afşar Tiımıcin. Kernal Özer, Sennur Sezer, Cemile Çakır, Berrin Taş, Sunay Akın ve Tevfık Taş da şiir okuyacakiar. Türkiye'de Rock • Kültür Senisi- İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Atatürk Kitaplığı kültür etkinlikleri sürüyor. Kitaplık salonunda yann saat 15.00"te gerçekleştırilecek 'Turkıvede Rock" başlıklı söyleşide Türk rock gruplannın müzikal yeterlilikleri desteklenmeli mı" konusu tartışılacak. Barbaros Devecioğlu'nun duzenlediği söyleşive Kanat Atkaya, \fşin Akın," Aptulica ve Tolga Yeni Vurt katılacak. S I N E M A ATİLLA DORSAY Izmir Godot'yu hekliyor • İZMİR(AA)- Godot" bu kcv de İzmır'debeklenı\or İzmır Devlet Tiyatrosu (İDT)sezonuıkı\enioyunla Robert Bolt'un 'Hcr De\ irde Adam" ve Samuel Beckett'ın ünlü >apıtı ""Godot'yu Bcklcrken"lesürdürecek. Yapılan açıklamaya göre "Her De\ ırde Adam' 9 marttan itibaren. "Godot'yu Beklerken" ıse 23 marttan itibaren Konak Sahnesi'nde sahnelenecek Malcolm Keitfı Ka> ve Can özcan'ın bırlikte yönettiklep'HerDevirdeAdam'ındekor ve kostümlerini Nureltı'n Özkönü hazırladı. Oyunda 13 sanatçı rol alıyor. Samuel Beckett'ın ünlü 'Godot'sunu ise Prof. Dr. Özdemir Nutku sahneye koydu. Çetinkaya anısına • Kültür Senisi-Yavuzer Çetinkaya'nın doğum günü olan 7 mart pazar günü Dostlar Tıytarosu, Ses Tiyatrosu'nda bir anma gecesi düzenleyecek. Saat 21.00'de başiayacak gecede. Çetinkaya'nın "Gün Donerken" adlı oyunu okunacak.Mehmet Akan'ın yöneteceğı geceye. Macit Koper, Zeliha Eierksoy, Avni Yalçın. Ötner Çolakoğlu, Serdar Bordonacı. Levent Yılmaz, V üksel Özkök, Yusuf Elver, Meral Çerinkaya, URi Alacakaptan, Ediz Baysal. Mehmet Akan, Semra Tuğrul, Orhan Alkav a, Umur Bugay. Dündar Müftüoğlu ve Zevneplrgatkatılacak. Kadın Haftası • Kültür Senisi- İstanbul Cniversitesi Kadın Sorunlan Araştırma Merkezi ve Kadın Araştırmalan Derneği'nin ortaklaşa düzenledikleri "Kadın Haftası" etkinliklen sürüyor. 1 -8 mart tarihlen arasında düzenlenen kadın haftası etkinlikleri kapsamında bugün "İki Kadın " adlı fılm göstenlecek ve bir yuvarlak masa toplantısı yapılacak. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde saat 18.00-20.30 arası yapılacak toplantıya Serap Akso>, Yazgülü Aldoğan, Dç. Dr. Yiicel Sayman ve Yaprak Zihnioğlu konuşmacı olarak katılacaklar. Redford'un sinemaya dönüşü • <ülür Senisi- Bırkaç yıldır adını daha çoc "yerliler", "çevrecilik" gibı sosyal ol*y larda duyuran Robert Redford siremaya döndü. Phil Alden Robinson'un yöıettiği 'Les Experts' (Uzmdnlar) fîlninde Sidney Poiter ıle başrolü paiaşan Redford. 3. kczyönetmen olirak imzasını attığı "Et au miiieu coule urc riviere" (Ortasından Nehir Akar) adi filminde ise Amenkan yaşamı ve baıkçılık üzenne düşüncelerinı anlatıyor. 1991 Cannes Film Şenliği'nde olağanüstü başan elde eden 'Barton Fink' 1940'lann Hollywood'undan kesitler sunuyor HoIIywood'da bir senBarton Fink- Yönetmen: Joel Co- en,' Senaryo: Joel ve Ehan Coenj Görüntü: Roger Deakins Müzik: Carter Bunvell; Oyuncular: John Turturro, John öoodman, Jııdy Davis, Michael Lerner, John Ma- honevl Bir J.Arthur Rank filmij 115'dakika. 1991 Cannes şenliğinde. şenlik tarihinde görüimemış bir başan kazandı "Barton Fink." Hem en ıyi fılm hem en iyi yönet- men hem de en iyı oyuncu (John Turturro) ödüllennı birden aldı. Bu. filme büyük rek- lam sağladı. Ama aynı zamanda. Cannes yönetmeliğinin değiştirilmesi ve bir fılmin bunca ödül almasının engellenmesı giri- şimlenne de yol açtı. "Barton Fink"i ikınci kez izlerken, fılmın gerçekten önemli bir fılm olduğunu algjlı- yorum. Sinemanın Taviani kardeşlerden sonrakı >enı "dahi kardeşleri" Joel ve Et- han Coen, gerçekten de bir yandan Ameri- kan sınemasının klasık yönetmenlerinin ve onlann anlatımlannın ana özelliklennı ve de "tür sineması"nın kimi kalıplannı kul- lanmayı, öte yandan ise son derece özgün ve kişisel bir dünya yaratmayı başanyor- lar. Bu da az şey değiî En ilginç, en zekice senaryolardan "Barton Fink". Broadway'de oyunu ba- şan kazanan bir yazann 1940'lann Holl- ywood"una çağnlıp senaryo yazan olarak ünlu bir şirkete (Capitol Pictures) kapılan- masını ve o dönemın ünlü aktörü VVallace Beery ıçin çevnlecek bir "güreş filmi"nin senaryosuna sıvanmasını öykülüyor. İçine dönüİc. kuşkucu ve üretmede biraz kabız olan yazanmız, ikınci sınıf birotelin odası- na kapanarak veduvardaki "plajda birdil- ber" resmınedalarak. ışıni yapmaya çalışı- yor. Bu arada, yan odadaki gürültücü kom- şusu\la da tanışıyor. Bu. iri-yan, çocuksu. dost canlısı bir sigortacıdır. Bu arada yazanmız daha önce Holl> wo- od'a gelip yerleşmışçok ünlü bir yazarla ve onun "başanlannın ardındaki kadın" olan azarır mini yaşıyor. Ve yaşadığı garip, gcrçek- üstü ve fantastik övküye bizi de ortak edi- Yaşamın gizemi Joel ve Ethan Coen kardeşlerin yazıp, yönettiği "Barton Fink" de John Turturro ile John Goodman başrolleri pavlaşıyoriar. sevgjlisiyle tanışıyor. Ve kendisi de esın sıkıntısına düşünce. yazann sevgjlisinden yardım istiyor. Ancak işler karabasan gibi bir dnayetle ve beklenmedik gelışmelerle sürecektir.. "Barton Fink". kuşkusuz sinemada son yı- Ilarda karşımıza ge- len en ilginç. en zeki- ce senaryolardan bi- rine dayanıyor (Se- nano yazmaya sıva- nan tüm hevesli veya profesyonel dost- lanmızın, toplu hal- degıdıpbu filmi "din- lemelenni" ıster- dım). Senaryo Joel Coen övkü fılm. bizfere bir dızı "farklı dünyalar"ın. çelişkı yumak- lannın kapısını aralıyor. Garip, gerçeküstü ve fantastik Bu ıkilemlerden bıri, dışanda taşkın ya- pımalan. ince belli palmiyeleri, yüzme ha- vuzlu "sonradan görme" evleri, çocuksu yapım sistemıyle klasık dönem Hollywo- od'udur. Coenkardeşler, budönemin "sine- ma başkentfne ve fılm yapma yöntemleri- ne: kısa. ama son derece yoğun bi bakış atıyorlar. Capitol Pictures'ün sahibi yapımcı. odönemde Hollywood'u ellerinın ıçinde tutan ünlü yapımcılann (Sam Spie- gel'den VValter \Vangere. David O*SeIz- nick'ten Louis B.Mayer'e) bir toplamı san- ki.. A\nı biçimde. ünlü ve sarhoş yazarda da yine o yıllarda yeteneklerinı ucuz Holly- vvood fılmlcrinc satan VVilliam Faulkner veya Dashiel Hammett gibi yazarlan gör- mek mümkün... Ama Coen kardeşlerin amacı. bir "Oyuncu" filmi daha yapmak değil. Onlar. bu özel dönem ve mekan ko- şullannın üzennde. bir yazann bir odanın içinde şaşadığı ola- ğanüstü macerayı anlatmak istıyorlar Çünkü tüm Holly- wood ve tüm Calı- fornia'nın çekiciliği- ne karşın. bir ucuz otcl odasında da olağanüstü scrüvcn- ler vaşanabılır. İşte yazanmu Barton Ethan Coen Fink. bunundeneyı- Filnı. seyircıyi şaşırtan biçimde birçok yolda birden ıterliyor. Çeşitli türlcrdcn ve alanlardan bcsleniyor "Barıon Fink": Bir aralar bir Holly\vood parodisi. sonra bir güldürü, daha sonra bir polisiye film izler gibi oluyorsunuz. Ancak bu bcklcntılenn hiçbin gerçekleşmiyor. Film. yolunu, "tü- rünü" hiçbir anında belli etmiyor. Çünkü Coen kardeşler. bir "tür filmi" yapmak değıl: tür filminı "demistıfıe" et- mek, gizcminı çözmck. yapısını dağumak, onu aynştınp yeniden bırleştirmek ıstiyor- lar. Bu nedenle. filmleri. dar (otel odası) mekanını vekısıtlı (1941 yılı Hollywood'u) zamanını aşıyor. yaşamın gizemi. zckanın ölümsûzlüğü. yazı yazmanın. gidcrek ya- ratmanın zorluklan vc başka şeyler üzen- ne. gerçekle gercek-üstü arasındaki hassas dengedc gidip gelen bir üslup alıştırmasına dönüşüyor. Gorkemli sinemasal bölümler Bu alıştırma içinde. Coen kardcşlcr gör- kemli sinemasal bölümler yaratıyor vc tür- lerc ustaca göndermelcrde bulunuyorlar. Sürekli düşüp duran duvar kağıtlan. ince duvarlan, pisliğı ve sivrisinckleriyle otcl odası. korku sınemasının kimi öğclerini anımsatıyor. Finaldeki ">angın ve kıyım" sahnesi. gösterişli kimı bilim-kurgusal ya- pımlann fınal bölümlcrine atıfta bulunu^ yor. Jçinde neolduğu anlaşılmayan "kutu*" ise sanki Bunuefin "GündüzGüzcli"ndcn çıkıp gelmiş. Tipik Amcrikan anlatım öğe- lerini Avrupa (dün>a) sinemasının ve kül- türünün kimi verileriyle besleyerek kendi- lerine özgü bir sinema yaratıyor. Coen kar- dcşlcr... Filmlerinin ABD'den çok Avru- pa'da ilgi görmcsı bir rastlantı değil. Bu dc- ğişik. önemli \e sinemayı yenıleyici filmi bir an önce. acelc ederek görün deriz... Vc bi- tirmedcn. 2 bü>ük oyuncusunu. John Tur- turro ilc John öoodman'ı da övmek ısteriz. Özellikle Turturro'nun her türlü övgünün üzcrindcki inanılmaz kompozısyonunu da kendisini "oyuncu" sayan hcrkesizlcmeli. Sessiz oynadı, sessiz öldü... Kültür Servisi - Amerikan sessiz sine- masının en bfi>ük yıldızlarından Lillian Gish. 99 >aşında, Manhattan'daki e^inde uykusunda öldü. 75 yılda 100'ü aşkın filmde rol alan ünlü yıldız, vönetmen D.\V. Grif- fith'in "keşfnle" sjnema>a girmiş ve onun filmlerindeki masum. temiz genç kız roneriv- le tüm dünyayı kendine ha\ran bırakmıştı. I.ilian Gisb'in kardeşi Dorotfa> Gish de Amerikan sessiz sinemasının bir dönemine damgasını vuran bir diğeroyuncmdu. 191S yılında ünlü epik fİIm "Bir l'lusun Doğuşu"}la sinemada > ıldızı parlajan Lilli- an Gish. aynı dönemde "Hosgörüsuzlük" ve '•Kırık Tomurcuk- lar" ile ününü pekiş- tirdi. Gish'i anlatan ntenajeri James Frasher. "Ulian si- nemanın ta kendisiy- di. Sinema 1893'te başladı, Lilian da ö\le" dedi. Gish, sessiz sine- manın >ılmaz bir sa- Lıllıan Gish \unucusu>du. Sa- natçı, yaşamının son giinlerinde bile eski fihnlerin korunması için sürekli çalıştı. Sesü sinemaya te "modern" filmlere hiç ısma- madı. Bir söyleşkk, ••Sesli filmleri hiçbir za- man pek sevmedim. Bana öj le geüyordu ki sessiz film, sürekli bir gelişim içinde bambaş- ka bir sanat dalına dönüşecekti. Yalnı/ca pandomim tarzı değil ama çok boş bir biçim- de dışavunımcu bir sanata dönüşüyordu ses- siz sinema..."' demişti. "I.a Boheme"in ölüm sahnesinde inandıncı görünmek için üç gün susuz kala- cak kadar sanatına ve isine sa\gı duvan Lili- an Gish, hiç evlenmedi. Ancak söz \erip de geri döndüğü için bir aşığı tarafından dava edildi! '"Bir çok erkek se»dim, ama eı lenerek hiçbirinin vasamını mahvetmedim. Haftada yedi gün. günde 12saatçalısanbirkadınlane tür bir evlilik yaşanabilirdi ki?" di>ordu... Adalet Ağaoğlu'nun romanından Tunç Okan'ınfilmeuyarladığı Tikrimin İnce Gülü' sinemalarda Bir'Alamana'nınkarayollanmacemsı Fikrimin İnce Gülö ' Mercedes, tnon Amour - Senaryo ve Yönetim: Tunç Okan , Görüntü: Orhan Oğuz ! Müzik: Vladimir Cosma / Oyuncular: İlyas Sahnan, Valerie Lemoine, Micky Sebastien, Ale- xander Gittinger, Savaş Yurttaş, Saadet Gürses. Menderes Sa- mancılar, Serra Yılmaz I Bir Arte- dis (Türkiye- Almanya- Fransa- İsviçre ortak- yaptmı) Türk (\e de dünya) sinemasının en "se- rüvcnlı" filmlerindcn bın olan "Fikrimin İnce Gulii". çckimıne 1987'de başlanmış olan bu film. sonunda sinemalarda. Bunca geç kalmasının açıklaması. nedenleri ayn bir konu. Ama karşımızda gerçekten dc çok başanlı bir fılm. Türk sineması içinde bir doruk noktası olduğu su götürmez. "Fikrimin İnce Gülü". kendi adımıza çok sevdiğımiz bir Adalet Ağaoğlu romanı. sanatçının ılk dönemının bizi en çok etkile- miş olan yapıtı. Adalet Ağaoğlu. bu roma- nında diğer romanlannın da ana özellikle- nnden bınni oluşturan bir "bilinç akımı" teknıgini ustaca kullanıyor: "Uçüncü kişi- mn anlatımından ustaca kişisinin bılmcine kayıyor. ontın bakışıyla yanaşıyor olaya. nesnelere. Sonra yer değiştiriyor 'öteki'- nin düşüncelerine atlıyor. Her binmize gö- re başka olan yanıyla veriyor böylece bir olay parçasını. nesnelenn her bılince başka bir biçimde yansıyışını." (Attila Özkınmlı) Ama öte yandan. "Fikrimin İnce Gülü". Ağaoğlu'nun en "çizgisel". belli bir hikaye örgüsünü en >akından ızleyen romanı. Bu anlamda da sinemalaştınlması en kolay İlyas Salman, Mercedes'iyle köyüne dönen Bayram rolündc harika bir oyun veriyor. (belki de tem mümkün) romanı bençe. lcerdiğı aynntı \egözlem zenginliğine. Öz- kınmlı'nın işaret ettiği anlatım tekniği zen- ginliğine karşın... Ilk gerçek 'yol filmi' Bu açıdan. roman bir anlamda. zaten "si- nemalaştınlmayı bekliyordu" denebilır. Ancak bunun yine de çok zor bir iş olduğu- nu da unutmadan... Nitekim bu zorluklan Tunç Okan da yaşamış. filmin ilk düşünü- len olanaklarla yapılamayacağını fark et- miş. yabanci ortaklar aramış (ve bulmuş). Tüm gecikmeler de temelde bu yüzden... Ancak sonuç oldukça gorkemli. "Fikn- min İnce Gülü". Türk sinemasının birçok açıdan ılk gerçek "yol filmi". Vc romanda- ki gibi çizgisel öyküsünün ardında çok şcy söyleyen. çok şcy anlatan bir film... Ankara'nın Ballıhısar köyünden Bay- ram'ın ö\ küsü bu... Türkiye'yı sarsan " Ala- mancılık" fırtınasına yakalanıp kendisini Almanya'ya atan bir köylü vatandaşımız. Orada Münih'te sokaklan temizlcycrek (kitaba göre BMVV'dc isci olarak) biraz dünyalığı doğrultup. altına bir dc "Balkız" adını verdiği Mercedes çekıp kö\ üne dön- mek ve yaşamını kurmak nnetindc Bay- Orhan Oğuz'un yönettiği 'Dönersen Islık Çal', Beyoğlu'nun arka sokaklannda k ufak" bir gezinti 6 Marjinallik 9 modasına bir lıalka daha Dönersen Islık Çal / Yönetmen: Orhan Oğuz I Senaryo: Ce- mal Şan I Görüntü: Orhan Oğuz j Müzik: Onay Oğuz I Oyuncular: Mevlût Demiray, Fikret Kuşkan, Menderes Sa- mancılar, Derya Alabora, Günay Girik, Orhan Elmas, Mem- duh Ün l Bir Vğurfılm yapımı. "Marjinaller". dünya ve de Türk sa- natında moda oldu. Marjinal yaşamlar. çizgı-dışı kişılikler. yerleşık değerlerin dışında yaşayanlar... Oyle ki artık "dün- yanın tüm marjınalleri.. Birleşın" dıyecek gibıyiz... (Ama birleşebilseler zaten marji- nal kalırlar mıydı?) Marjinal kişı ve yaşamlara el atmak da "rnodern" olmanın. "güncelliği izleme- nin", giderek başanlı olmanın koşullan- ndan bıri sayılır oldu. Ama bu o denli ko- lay mı? Sanat eserine dönüştürebilmek Cemal Şan'ın senaryosu üzerine Orhan Oğuz'un yönettiği "Dönersen Islık Çal"ı ızlerken hüzün içinde bunlan düşündük. Bcyoğlu. Beyoğlu'nun gece hayatı. Cad- de-i Kebir'ın yanıbaşında uzanan. ço- ğumuz için en aandan geceleri "gırilmez" olan yan sokaklarda yaşanan bınbir dram... O yaşamın kıyısına itılmış küçük insanlar. yosmalar. pezevenkler. dönme- ler, oğlanlar. "hayat kadmlan", küçük hır- sızlar, söğüşçüler, üçkâğıtçılar, uyuşturucu tutkunlan Ve başkalan. Ne zengin bir malzeme. ne yoğun bir esin kaynağı. değil mı? Bu yoğunluktan sanatçı süzgeçleriyle gerekli besini emip alabilmek. zaten kendilığinden dramatik ve "pıto- rcsk" olanı. bir sanat eserinin kendine özgü kahplanna dökebilmek koşuluyla... Zeka ve duyarlıktan yoksun "Dönersen Islık Çal", ne yazık ki bunu yapamıyor. Kişilerin veçevrenın hazırçe- kiciliğiyle yetınmek durumunda kalıyor. Çokluk gece veya sabaha karşı çekilmiş "kadınsız Beyoğlu" göriintülerine. arka sokaklarda her an olabilecek dramlara, iş- lcnebilecek cinayetlere, hiç düzeyindeki in- san yaşamlanna sığınıyor. Ön planda ise bir cüceyle bir dönemın ilişkilerinin, seyir- ciyı tavlamak için yeterli olacağı varsayımı- ATİLLA DORSAY'EV YILDIZ TABLOSU: Filmin adı Barton Fink Fikrimin İnce Gülü Drakula Dönersen Islık Çal Gösterildiği Sinemalar Beyoğlu Lale, Kadıköy Kadıköy, Harbiye As Bev. Beyoğlu. Kad. Moda, Bakırköy Kayra Beyoğlu Emek. Kadıköy Reks, Şişli Kent Beyoğlu Beyoğlu Değeriendimte •••• • • • ••• • •Sıradan** Göriilebilir ***Gerçekten ilginç ****Başyapıt na... Ancak perdcden zeka ve duyarhk ürünü hiçbir şey geçmıv or. Ne gerçek bir sinema- sal dcğer içeren tek bir sahne. ne bir cücev lc bir travestiden beklenebilecek olanın dışın- da tek bir çarpıcı. farkh. değişik konuş- ma... Oldukça ahlakiıveahlakçı, Beyoğlu'- nda bir dönme kcşfedince pek şaşıran bir cüce>le, ağzını heraçtığında en klasık "ib- ne jargonu" boşaltan bır dönme. bu filmi. kişileri ölçüsünde marjinal kılmakta son derece yetersiz kalıyorlar. KuşkarTın 'özverisi' Cüce Mevlût Demiryay, gerçek ten dcçok iyi. Zavallı Fikret Kuşkan ise saçlannı kazıtıp kadın kılığına gırmckleyaptJğı "öz- verirun karşılıgını hiçbir biçimde alamıyor. Çünkü senaryonun ve yönetmenın ona biçtiği rolde. bir kişilik. bir karakter oluş- turmak için hiçbir olanak yok. Beyoğlu'nun arka yüzü gibi bir filmden bu denli sıkıcı bır nesnc çıkaranlann bır dünya yaratılabıleceğini görmek için ckip halinde "Barton Fink" filmini (cn jzından 5 kcz) izlemelerini ısterdim. Bir <ic marji- naller üzerine vapılmıj (ve ülkcmizde gös- terilmiş) Hector Babenco'nun "İronwced" veya Barbet Schroeder'in "Bar Kelebeği" fılmlerini Bu ı>lcnn hiç de görııldiiğii ka- dar kolay olmadığını anlam.ıLırı ivın. ram. Hasta yatan amcası İbrahım'ın elini öpüp "Ona nasıl adam olduğunu göster- mek". uzatmalı sözlüsü Kezban'la sonun- da evlenmek. köye Balkız içinde krallar gıbı girmek... Belgesel lezzeti Bayramın hayallcri önce Türkiye'nin somut koşullanna çarpataktır: Edirne gümrüğüne geldiği anda sorunlar başlaya- caktır. Arabasına ölesiye titız Bayram. ül- kemızin kcndısıne özgü trafık koşullannın cehennemi içinde önce arabasınm yıldızını yitirecek. sonra camını kıracak. kapısını göcertecck. amansız ağır kamyonlardan. kendisiyle dalga geçcrmiş gibi sınlan Al- man minibüslerine dck çeşitli belalarla bo- ğuşacaktır. Yolculuğunu hcp bölcn geç- mişin düşleri içinde. Bayram sonunda güç- bela köyünün yoluna girecektir, Ama bu- rada kendisini başka sürprizler beklemek- tedir. "Fikrimin ince Gülü". Türkiye'nin ünlü karayollannda çekilmiş ilk fılm. Bu yollar- da yaşanan facıayı, Bayram gibiİcrinm hem kurbanı hem de celladı olduğu. Batı*- dan gclen tcknık buluşlann nc Batı'dan. ne de Doğudan gelen. kendimıze özgü bir kargaşa içindeki soysuzlaşmasını görkcmli biçimde anlatıyor. Filmin tüm yol bölüm- len. sanki belgesel kıvamında bir lezzet ta- şıyor. 'Alamanya düşiT Bu "trafik hoyratlığı", roman film bo- yunca. tüm insanca ilişkilerimize de yansı- mış olarak gözüküyor. Gümrükteki (ka- dın) görevliden park kahyasına, ağır vasıta şoföründen Dolapdcre'dekı ycdek parçaa- ya. herkes birbırinin ve başkalannın "kur- dudur". bu düzen içinde... Ama aynı işi Bayram da yapmamış mıdır. sırf Alman- ya'ya gidebilmek için sevdiği kızın kardeşi îsmail'in raporunu çalmamış, Kezban'ı ise ortalarda koyup gitmemiş midır? Tüm in- sanca ve onurlu ilişkilerini "Alamanya düşü" uğruna yıkmamış, kendisini onul- maz bir yalnızlığa yargılamamış mıdır? "Fikrimin İnce Gülü". bir dönemde (bu- gün bıle) Türkiye'nin gündeminde önemli bir konu olan "Alamancılan" ve onlann çok özel psikolojisini perdeye güçlü biçim- de gctiriyor. Ama bununla da kalmıy or. bu kıyasıya yaşam savaşı. bu kördövüşü için- de. toplum olarak, insan olarak birey ola- rak yitirdiklerimizin de irdelemesini yapı- yor. Böylesıne bireysel bir olaya dayalı. nc- redeyse "tek kahramanh" birolaydan böy- lesine geniş bir toplumsal eleştiri çıkarmak. romanm temel özelliğiydi. Film. bu özelliği genış ölçüde koruyor. görselleştıriyor. Salman'ın harika oyunu "Fikrimin İnce Gülü". beürgin bir sine- ma duygusuyla çekilmiş. ince bir mizahı baştan sona sürdüren. yer yer yoğun bir trajiğe ulaşan birfilm...Bayram'ın yan yat- mış Balkızın başında olduğu veya köy çeş- mesinin başında. yaşamını bağladığı tüm kişi ve olaylann bekledığinden çok farklı akıbetlenni öğrendiği sahnelcr. sinema- mızda az görülmüş bir trajik duygusu yara- tıyor. Ve bu arada. aslında (çok "tipleş- miş" olduğu için) sevmediğimiz bir oyuncu olan İlyas Salman, Bayram rolündc harika bir oyun veriyor. Sanatçının Antalya son- rası tepkisine vc "tek kişilik protesto"sıına şimdi hak \criyor ve ona katılıyoruz. Türk sinemasının nerclere geldiğini gör- mek için "Fikrimin İnce Gülü"nü mutlaka izlevin..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear