22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 MART1993 PERŞEMBE HABERLER Çiller'e gensoru hazırlıgı • ANKARA(ANKA)- ANAP. Manısa Mılletvekıli Faruk Savdam ve 44 arkadaşı. ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller'ın Yüce Divan'da varplanması ıçın Meclıs'e soruşturma önereesı verdi.ANAPlı45 milletvekilinin Meclıs soruşturma önergesinde Devlet Bakanı Tansu Çiller'insevahat, konaklama.çıçek.çay-kahve gibi harcamalannı. ihracatın geliştirilmesı için oluşturulan "fhracatçı Birlıkleri Fonu'ndan ödettiği" savunuldu. Önergede Çiller'ın bunedenlegörcviru kötüye kullandığı öne sürüldü. ANAP'ın önergesinde Tansu Çıller"in Türk Ceza Yasası'nın görevi suiistimali düzenleyen 230 ve görevi kötihe kullanmayı içeren 240'mcı maddeye göre yargılanması gerektiği sav unuldu. ANAP'tan önergeyi veren mılletvekilleri. Çiller'in harcamalanna ilişkin belgeleri. önergenin TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında açıklayacaklannı belirttiler. Özal'm Türki cumhuriyetler gezisi • ANKARA (ANKA)- Çumhurbaşkanı Turgut Özatsbayram sonrası ilk î yurtdışı gezisinı Tüıki cumhuriyetlere yapacak. Cumhurbaşkaru Ozal. 4-15 nisan tarihlerinde gerçekleşüreceği gea sırasında Kazakistan. Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan"ı ziyaret edecek. Cumhurbaşkanı Özal"ın beş Türki cumhuriyete yönelik gezinin bu ülkelerle olan yoğun ilişkilerin en üst düzeydedeğerlendinlmesı ve daha da geliştirilmesini amaçladığı belirtildi. Çobanoğlu'ndan işsizliğe öneri • ANKARA (AA) - DYP İzmir Milletvekıh Nevzat Çobanoğlu. "İşsızlik sorununun çözümü ıçın çalışma saatleri kısaltılmalı, Avrupa'daki çalışma süresine indirümelidir" dedi. Nevzat Çobanoğlu. AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amerika'da 34.7.Kanada'da3l.8, İsveç'te 37.7 ve İtalya"da 34.6 saatolan haftalık çalışma süresinin Türkiye'de 48 saat olduğunu söyledi. Memur kesimi için 40 saat olan çalışma süresinin bankalarda 60-70 saate kadar yükseldiğini kaydeden Çobanoğlu şöyle konuştu: "'Aynca, bilhassa yasaya aykın olarak çalışan taşeronlar da işçileri 60-70 saat çalıştırmaktadır BakanlarınöOO günlük icraatları • ANKARA (ANKA)- Koalisyon hükümeti bakanlan 500 günlük icraatlanna ilişkin olarak haarladıklan raporlan değerlendirilmesi için Başbakan Süleyman Etemirel'eilettıİer. Bakanlann icraatlanna ilişkin raporlan koordine etmekle görevlendirilen devlet bakanlan Orhan Kilercioğlu ile Türkan Akyol. kendilerine ulaşan raporlann hepsıni Başbakan Demirel'e sundular. Devlet Bakanı Kilercioğlu. bakanlardan gelen raporlara göre koalisyon hükümetinin 500 günlük süre içerisinde çokişleryaptığının belirlendiğini kaydettiler. Başbakan Süleyman Demirel 500'üncü güne ilişkin değerlendirmelerini 31 mart günü düzenleyeceği basın toplantısında yaparken. bundan sonra muhalefet tarafından gelecek eleştirileri 4nisandaDYPGençlik Komısj onlan Genel Kurulu'nda yanıtlayacak. Aldıkaçtı aııavasaiçinistekli 1982 Anayasası'nın miman, istenmesi halinde çalışmalara katılabileceğini söyledi AVŞE VILDIRIM Anaşasa yapmanın büyük bir problem olmadığını söyle- yen 1982 Anayasasınm miman Prof. Orhan Aldıkaçtı. ilk dört maddc dışındaki maddelerin değiştirilebıleceğıni belirtıi. Al- dıkaçtı. "Anayasa'nın bir iki maddesını değiştirmck için ça- ğınrlarsa gıderim. Nasıl 12 Ey- lül'de gittivsem. Ama. 12 E>- lül'e ınanarak gıitim. İnanarak kendı ölçümle orada çalıştıy- sam burada da çalışınm" dedi. 1982 Anayasası'vla ilgili ola- rak sık sık eleştinlen Aldıkaçtı. anayasayı hazırlama görevinın sıyasi partılere aıt olduğunu. il- gili komisyonlar tarafından ih- liyaç du>ulması halinde teknis- yenlerin de çağnlabileceğıni be- lırttı. Aldıkaçtı. aynca teklif ve- rilebılmesi ıçın sayıca gerekli olan 150 mılletvekıli tarafından da. ana>asa değişiklıği taslağı- nın hazırlanabıleceğine dikkat çekti. Anajasanın uzunluğunun veya kısalığının toplumun ihti- \açlanna göre değişebileceğıni belirten Aldıkaçtı. devlet fonk- siyonlannın gelişmesiyle birlik- te anayasalann hacminin de artması gerektığını vurguladı. Aldıkaçtı. anayasa yapılıp )üriirlüğe girdikten sonra ıkı durumla karşılaşılabileceğjne de dikkat çekerek. şunlan söv- ledi: "Birincisi. anayasanın içerdi- • 1982 Anayasası'sının miman Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı, değişiklik çalışmalanna, 12 Eylül'de olduğu gibi, istenmesi halinde katılabileceğini söyle- di. Aldıkaçtı, 82 Anayasası'nın hazırlan- masına 12EylüTe inandığı için katıldı- ğmı belirtti. ği bazı hükümlerdevletinyahut da ıktıdann uygulamak istediği politıkaya ters düşmektedir. Yani onu engellemektedir. Me- sela bugün devletleştirmenin aleyhinde herkes pupa yelken gidiyor. Anayasaya bu hususta hüküm koymak lazım." 'Anayasa iyi okunmair Aldıkaçtı. "Anayasa'ya uy- gun olmayan bazı hükümlerin 1982 Anayasası içine konuldu- ğunu"' bu nedenlede Anayasa'- nın uzun olduğunu belirtti. Bu hükümlerin. "o günkü şartlar nedeniyle" konulduğuna deği- nen Aldıkaçtı ' Başı boş bı- rakılırsa herkes tuttuğu gibi gi- der"dedi. '82 Anayasası'nın iyi okun- Aldıkaçtı- Toplum değiştıkçc ana\ asa da değişir. madığını savunan Aldıkaçtı. bazı maddelerin sanıldığı gibi yasaklamalar getirmediğini öne sürdü. Aldıkaçtı'nın bu konu- daki bir örneği sendika-siyaset ılişkisi: "Anavasa sadece sendika li- derlerine, sendikayla olan bağ- lantılannı göstermeden bugün aday olma imkanını vermekte- dir ki. bu husus da hala anlaşı- lamamıştır. Hala Anayasa'yı değiştinnek isteyenler mütema- diyen, 'Sendika liderleri bir si- yasi partiden aday olamazlar" demektedir. Tamamen yanlıştır bu. Anayasa"yı iyi okumalan lazım." Anayasa'nın geçici 15. mad- desinin suç işleyenleri koruyup, imtiyazlar yarattığı düşünüle- rek. kaldınlmasının istendiğini anımsatan Aldıkaçtı. bunun yanlış olduğunu ileri sürdü. Al- dıkaçtı'nın bu konudaki sözleri şöyle: "15. madde, sadece yeni Meclis toplanıncaya kadar olan süre içerisinde yapılan kamu ta- sarruflannı kapatır, devlet yö- netimıyle alınan siyasi kararla- n. Mesela, siyasi partilerin ka- patılması karan hakkındakı >argılamayı önler. Yoksa baş- ka hiç birşey değil. Bunu daha okumazlar. Şahsi bir kusur işle- mişse yargılansın." Anayasa'nın ilk dört madde- si dışındaki bütün maddeleri- nin değişebileceğini belirten Aldıkaçtı. bunu engelleyecek hiçbir kuvvet olmadığını sadece >eterli çoğunluğun oluşması ge- rektiğini anlatt». SHP'nin kendi istediği deği- şiklikleri yapabilmek amaayla anayasa değişiklıği konusunu ortaya attığını ileri süren A!dı- kaçtı. "SHP'nin değiştirilmesi- ni istediği maddeler var. Bu maddelen. normal şekilde de- ğiştiremeyeceğini biliyor. Üçte ikiyi sağlayamayacak. "Anayasanın tümünü ortadan kaldıralım. çoğunluk da kuru- lacak. O zaman bu işi becerebi- lirsek. beceririz' diyorlar. Amaç budur. ama kimse söyleyemi- yor bunu" diye konuştu. Karşı çıkmak yobazlık 'Anayasa değişmez' diye aya- ğa kalkmanın "yobazlık" oldu- ğunu söyleyen Aldıkaçtı. top- lum ve kurallar değiştikçe ana- yasalann değişmesinden de do- ğa) birşey olamayacağını vur- guladı. "82 Anayasası'mn haarlanış dönemine değinen Aldıkaçtı, Güvenlik Konseyi'nin Ana- yasa'yı tartışmaya açmadığmı belirterek, MGK'nı eleştırdi: "MGK'nın en büyük kusu- ru. kendi hazırladığı nihai tas- hihleri yaptığı metinden sonra tartışmayı yasaklaması. Bu çok yanlış bir yöntem. Bu yöntem. bunlara yol açtı. Sadece sayın Evren Paşa savundu." Bayan Mitterrand'a minnet anıtı Hiroşima. Nagazaki gibi tarihin dehşet ve acı günlerinden hirisini yaşavan kentlerden biri de Halepee. İran-Irak savaşı ırasında Saddam'a bağlı sa\ aş uçaklannın attığı kiım asal bombalar ilk anda beş bin insanın ölümüne yol açmıştı. Bombaların vol açtığı hastalıklardan daha sonra yaşamını y itirenler de sa> ılınca öiü sa> ısı > aklaşık İ2 bine yükselmişti. ^-. Katiiamınortava çıkmasından sonra birçok ülkeden tepki gclmişri hepsi o kadar; "açıklama"nın ötesine gidilcmemişti. Sadece Fransa Cumhurbaşkanı François Mittcrand'ın eşi Danklla Mitterand biraz farklı davranmıştı. Ba\an Mitterand öksüz-yetim kalmış çocuklara. açlık çekenlere ülkesinin olanaklarmı yeriştirme> e çabalamış. bazılarını da elinden rurup Fransa'\ a götürmüştii. Bayan Mitterand'ın KürtUre duyduğu özel se\gi, sayıları devede kulak gibi göriinse de bir bölümünü zor yaşamdan kurtarmtştı. Kiirtler işte bu sevgiye kayıtsız kalmamışlar. Fotoğraftaki anrt Halepçe'nin hemen girişine konduruhnuş. Kürt halkının Bayan Mitterand"a minnettarlığı, bir Kürt çocuğunun verdiği çiçek ve barış anlamına gelen zeytin dallarnlaifade edilmiş.( Fotoğraf: MEHMETAKA) Kimlistaıı'uısığuuııacıTürkleri MEH1V1ET AKA • Kayıtlara göre Saddam'ın zulmüne uğradığı için kimi 50 kilometre uzaklıkta olmasma karşm ailesinin yüzünü göremeyen sığınmacı konumunda 300 bine yakın Türk yaşıyor Kürdistan'da. tanıklık ettirilerek salıverilmiş. 22. paralel operasyonundan sonra Kürt tarafına geçerek bu- rada örgütlenen Irak Milli Türkmen Partisi saflannda bul- muş kendisini. Fikret Demirci gibi Mehmet Oğıız da Saddam'ın gadrine uğ- rayanlardan. 1990'da Irak or- dusundan kaçıp Şemdinli ya- kınlanndan Türkiye'ye girmiş. Türkmen olduğunu, sığınmak istediğini söylemiş köylülere. Durum askeri yetkililere bildi- ERBİL - "Arük Saddam'ın zındanında ölümü bekliyor- duk. Alu ay gende kalmış vücu- dumda yaralarçıkmıştı. Gözle- rimızı bağlayarak bindirdikleri araçtan ındınldiğimizde ıssız bir yere getınldığimizi anladık. Yaklaşık 60 kişiydık. Bizi idamlıklar, müebbetlikler ve dı- ğer hapis cezalanna göre isimle- rimizi okuvarak gruplara ayır- dılar. Sonra idama çarptınlan 15 kişıyi yan yana dizip kurşu- na dizdiler. O an ölümü kurtu- luş olarak görüyordum. Gö- rüntü dehşet vencıydi.." Fikret Demirci "Türk ajanı" olmakla suçlanarak gözaltına alındı^ından itibaren işkence- nin hemen her türlüsünü gör- müş Bağdat zindanlannda. Gözallına ahnmasına neden olan olay Türkiye'ye kaçması. Anavatan Türkiye'de özlcm gi- dermiş bir süre. Aslında dön- meyecekmiş ama Saddam'ın polisleri ailcsınc baskı yapmaya başlamış her gün. "Fikret dön- mezse siz de burada kalamazsı- nız" denınce ailesinin isteğine uymuş zorunlu olarak. "Kurtu- luş yok, hüküm var" diye bili- ncn Irak siyasi şubesindeki altı aylık gözelim süresı içinde ko- şullann en kötüsüyle tanışmış ve ölümü istcği bir anda ölüme rilmiş, ancak Türkiye'nin Irak"- tan siyasi sığınmacı almadığı gerekçe gösterilerek geri dön- mesi istenmiş. "Beni öldürûrler" demiş ama fayda etmemiş. Yakalandığı- ndan itibaren iki yılını cezae- vinde geçirmiş. Küçücük bir hücrede 60 kişi tutuluyor ve hücre alttan ısıtılıyormuş. Er- kan Tisinli daha şanslıymış sa- dece bir haftalık zmdan serüve- ninden sonra bırakılmış. Ancak bir haftanın faturası 20 kilo zayıflama ve ölümle yaşam arasmdaki çizgiden geri dö- nüş... Liste daha yüzlerce isimle uzatılabiiir. Konu Kuzey Irak'- taki Türkmenler. Çünkü kayıt- lara göre Saddam'ın zulmüne uğradığı için kimi 50 kilometre uzaklıkta olmasına karşın aile- sinin yüzünü göremeyen sığın- macı konumunda 300 bine yakın Türk vaşıyor Kürdistan'- da. Irak Milli Türkmen Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Ha- san Süle>man Özmen'e göre Irak'ın tümündeki Türklerin sayısı 3.5 mılyona ulaşıyor. Kuzey Irak'ta adeta siyasi sı- ğınmaa yaşamı süren Türk- menlerin en büyük düşü. Ker- kük ve Musul'a özerklik tanın- ması. Bu konudaki en büyük ağırlığı Türkiye'nin koyacağını düşünüyorlar. Saddam'ın zulmünden kaçan Türkmenler, Kuzey Irak'ta Kürtlere sığındı Dilekce Komisyonu Çaresizin başvuru merkezi • Arkasmda "dayısı, partisi olmayan" yurttaşlar, "kendilerine eş bulunmasından, mahkeme kararlanna, iş bulunmasından, tayinlerine" dek çeşitli sorunlan için TBMM Dilekçe Komisyonu'na başvuruyor. TÜREY KÖSE ANKARA - Anayasal bir hak olan "dilekçe hakkı" ve TBMM Dilekçe Komisyonu'- nun tarihi Meclisin açilışına dek uzanıyor. 23 Nisan 1920de Meclis açılır açılmaz, "istida encümeni" adıyla kurulan ko- misyon daha sonra "arzuhal encümeni" son olarak da Di- lekçe Komisyonu adıru alrruş. 12 eylül 1980 'de demokrasi ke- sintiye uğrayınca, ynrttaşlann dilekçe hakkı da kesintiye uğra- mış, bu hak kullandınlmamış... TBMM Dilekçe Komis- yonu'na başvurular pek fazla değil. 20 arahk 1983 tarihinden bu yana komisyona gelen dilek- çe sayısı 10 bin dolayında. 1 ey- lül 1992 tarihinden 11 mart 1993 tarihine dek gelen dilekçe sayısı ise 555. Komisyona fazla ilgi yok. Çünkü yurttaşlar işle- rini büyük ölçüde iktidar parti- lerinin binalannda, bakanlık- larda bitiriyorlar. TBMM Dilekçe Komisyo- nu'na ise, en çaresizler, bu yol- lan kullanamayan yoırttaşlar başvuruyor. Dilekçe Komisyo- nu Başkanı Uşak SHP Millet- vekili Fahri Gündüz, "bizim ko- misyon biraz öksüzler yurdu gibi. Arkasında siyasal bir güç olmayan, dayısı olmayan bura- ya gelir. Biz burada hiç tanı- mâdığımız insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz" diyor. En çok iş isteniyor. TBMM Dilekçe Komis- yonu'na başvuranlar evlenme isteklerinden, aile içi kavgalan- na. tayin, ış isteklerine dek çe- şitli sorunlanna çözüm istiyof. 28 maddede özetlenen başvuru konulan arasında ilk sıralan; iş bulunması ile ilgili talepler. zirai kredilerin vadelerinin uzatılma- sı ve ödemelere kolaylık getiril- mesi ile ilgili talepler, konut arazisi tahsisi talepleri. YÖK ile ilgili öğrenci sorunlan. YÖK yasasının değiştirilmesi ile ilgili istekler ile belediye istimiakla- nnden doğan şikayetler alıyor. Komisyon Başkanı Fahri Gün- düz basında özellikle "evlen- mek isteyen 80"lik ihtiyar TBMM'ye başvurdu" benzeri haberlerin yer almasından şika- yetçi. "Basın burayı güldürü mer- kezi gibi görüyor. Dilekçe hakkı insan hakkıdır. bununla gırgırgeçilmemeli. Burası şimdi atıl. Sahip çıkılırsa daha çok di- lekçe gelir " diyor. Türkiye Cumhuriyeti yurtta- şı. dilekçesinin altına admı açık adresini yazan herkesin başvu- rusu kabul ediliyor. PERSEMBE ORHAN BURSAU Halka Yeni Haklar "Siyasi iktıdarlardan hesabı mahkemeler değil, halk, seçimde sorar..."(*) Sayın Turgut Özal'm bu demeci, bu- gün yazmak istediğimiz konuya hızır gibi yetişti. Tartış- mak istediğiniz bir görüşün böyle güzel dile getirilmişini her zaman kolay bulamazsınız.. Aslında bugün sadece, 1986da Nobel Ekonomi Ödülü kazanan J. M. Buchanan'ın devletin gücünün sınırlandı- rılması görüşünden bahsedecek vepolitikacıların iktida- ra geldiklerinde halkın politik ve özellikle ekonomik ge- nel çıkarları aleyhine kararlar alıp uygulamalarını en- gelleyici anayasal yeni önlemler konması gereğini sa- vunacaktık. Ama yazımız birden bire Özal'm daha sorumsuz bir iktidar ısteğiyle karşılaştı! Ey güç! Sen ne sonu gelmez arzulara kaynaklık et- mektesin! • • • Düşünün hele, politikacıları seçiyoruz sonra meydana salıyoruz: "İşte devlet, işte para, işte bütçe, işte Meclis, işte ya- sa.. işte ülkenın bütun zenginlikleri.. Hepsini iyi yoğur ve bize güzel helva yap yedir. " Ama politikacı, biz seçmenler sanki kendisine "neya- parsan yap " demişiz gibi davranıyor. Koltuğa bir kuruluyor, pir kuruluyor! Siz sectiklerinize ne parti ve görüş değiştir yetkisi" vermişsiniz, nede"enflasyonuyüzde60'laraçıkar","sa- vaşaçanaktut", "ÇevikGüç'eevetde", "Türkiye'nin dış borcunu daha da yükselt" demişsıniz. Sadece seçimlerde verdikleri güzel programları ve sözleri gerçekleştirmesinı ıstemişsiniz.. Ama şapkanın altından ne çıkacağı belli olmuyor. Bakmışsmız politikacı iktidarda kendi seçmenlerine kendi partisıne, kendı adamlarına ve kendi ailesine "yü- rü ya kulum" demiş. Vergi kaçıranı daha da teşvik etmiş, hayali yatırımcıla- ra ve dışsatımcılara, kleptokratlara, bir devlet bütçesi kadar para akıtmış.. Yozlaşma, rüşvet dizboyu. Halk ise yeni vergilerle daha ağır koşullara sürülmüş. Üstelik cepteki parayı da ütülmüş. ••• Politikacmm büyük bir iktidar gücü var. Halkın iktidar gücü ise beş yıl boyunca sıfır. Bütün gü- cü, sonunda önüne konan sandığa atacağı oyla sınırlı. Gerçi beğenmedini deviriyor. Gelen yenisinin ondan iyi mi kötü mü olduğunu ise ancak bir beş yıl sonunda görebiliyor.. Dönme dolap dönüyor. Çağımızın temsih demokrasi sistemi halk ile politikacı arasmdaki işte bu güç eşitsizliği üzerine kurulu. Ülkedeki siyasi ekonomik yozlaşmanın ve halkın sü- rekli ütülmesinin nedeni işte bu aşırı iktidar gücünde yatıyor. Askeri yönetimler döneminde en büyük yozlaşmaları da bu yüzden yaşıyoruz. ••• Demokrasiyi güçfendirmek için bu iktidar gücünün po- litikacı ile halk arasında yeniden paylaşımı gerekir. Terazinin kefesinde halkın ağırlığı artmak zorunda. *Halkın temel çıkarları politikacının iki dudağı arasın- dan kurtarılmalı, anayasada anlamını bulmalı. Sözgelimi milli gelir pastasından çalışanların aldığı payın belli bir limitin altına düşemeyeceği anayasa emri olmalı. Politikacı çalışanların ödediği vergi yüzdesini yüzde 60'lara, 70lereçıkartamamalı. Temel ekonomik dönüşümler, bütün halkı etkileyecek ekonomik kararlar halkın oyu alınmadan yürürlüğe ko- namamalı. özetle bütün temel siyasi ve ekonomik yeni kararlar- da halkın anayasal söz hakkı olmalı. Anayasa değişiklikleri için partiler arasında görüşme- lerin başladığı bu dönemde, acaba bunlar hiç akla gelir mi dersiniz 7 Bazı politikacıların çok daha büyük iktidarlar istediği ve politikacının sorumsuzluğunu açıkladığı bu sıralardâ, bizim buradaki isteklerimiz de dam üstünde saksağan doğrusu!. (') MÜSİAD ıftar yemeğı kcmuşması, Mılliyet. 19 3 BucaCezaevi isteklerkabul ecSSnceaçhkgrevine son veriM NECATÎAYGIN İZMİR - Buca Cezaoi'nde 9 şubat günü ortav a çıkanlan "tü- nelin" ardından cezaevi \öneti- minin başlartığı uygulamavı protesto amacıyla, DGM'de Devriroci Sol, TDKP davaJa- rmdan yargılanan 18 tutuklu ve hükümlünün başlattıkları süre- siz açlık gre>i 44. gününde sona erdi. 18 eylemciye destek amacıv- la Buca, L rla cezae\ lerinde bu- lunan Devrimci Sol, TDKP, TKP/ML TİKKO davalann- dan tutuklu ve hükümlü 37 kişi de evlemlerine son verdiler. Ay- dın E tipi Cezaevi'nde bulunan ve DevTİmci Sol. TDK P da\ ala- nndan hükümlü ve tutuklu 25 kişi ise açlık grevlerini sürdürü- yorlar. Kayseri Kapalı Cezaevi'nde- ki 18 tutuklu da e.vlemlerine son verirken, Devlet Bakanı Meh- met Batallı ve Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, hiikümet ola- rak cezaevlerini iyileştirme ka- ran aldıklarını sövlediler. Cezaevi koşullarını protesto amacıyla PKK davalanndan yargılanan ve 10"ar gün dönü- şütnlü olarak açlık grevi yapan 51 kişi dün akşam açlık grevine son verirken, ll'i kadın 65 kişi 10 günlük açlık grevine başladı. PKK davalarından yargılanan ve A\dın E tipi cezaevinde bulu- nan tutuklu ve hükiimlülerin de Buca'daki eylemi desteklemek amacıyla açlık grevine başlaya- cakları bildirildi. Buca Cezaevi'nde Devrimci Sol, TDKP.TKP/ML - TİK- KO davalanndan yargılanan tutuklu ve hükümlüİerin açlık grevlerini sona erdirmeleri için Izmir Barosu açlık grevini izle- me komisyonu, İzmir Barosu yönetimi kurulu ve bu davalara giren avukatlar arabuiuculuk yaparken, sorunun çözümü için SHP Ankara Milletvekili Sal- man Kaya ile Adıvaman Millet- vekili Celal Kürkoğlu da devre- ye girdiler. Eylemin 37. günü İzmir'e ge- len ve cezaevi yönetimi ile ey- lemcilerin temsilcileriyle ayn ayrı görüşen parlamenterler. otumlu sonuç alamadan geri döndüler. Ancak, sorunları sap- tayan SHP milletvekiUeri, Sal- man Kava ile Celal Kürkoğlu Adalet Bakanlığı nezdinde giri- şimlerini sürdürürken. İzmir Barosu yörtetim kurulunca ce- zaevi ile ilgili olarak hazırlanan bir rapor da Adalet Bakanlığı'- na gönderildi. Buca Cezaevi'nde süresiz aç- lık grevi yapan 18 tutuklu vehû- kümlüye destek amacıyla açlık grevine giden Buca ve Urla ce- zaevlerinde bulunan dokuzu kadın 55 kişi de açlık grevinin 25. gününde eylemlerine son verdiler. Bu arada Izmir Tabip Odası İnsan hakları komisyonu üyesi Dr. Türkcan Ba> kal. 44 günlük açlık grevinin ardından evlemi bırakanların doktor kontrolün- den geçirilerek, önerilen diyet >emeklerinin doktorun belirte- ceği bir program içinde uygu- lanması gerektiğini belirtti. İzmir Barosu cezaevi komis- yonu üyesi ve açlık grevini izle- me komisyonun da görevli avu- kat Ahmet Aksüt, eylemin sona ermesini olumlu karşda- dıklannı vurgudı. ÇHD İzmir Şube Başkanı Avukat Mehmet Yatar ile yö- netim kurulu üyeleri Ercan De- mir, Suat Ergin, Nedim Değir- menci de,"E\lemin son bul- masına sevindik" dediler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear