22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 MART1993PERŞEMBE 12 DIZIYAZI Batnuntııtıuıııuıakamuoyu tepkisi s TÜRKİYE'NİN72YILLIK DIŞ POLİTİKASI (1921-1992) fgmail SOYSAL, Em. Büyükelçi D 7648 VestfalyaAntlaşması, 1789 Fransız Devrimi ve 1917 Sovyet Devrimi gibi modern çağ sıyasal tarihinin en büyük dönüm noktalanndan biri sayılabilir. Bu değişimin, öncekilerin tersine, kansız gerçekleşmiş olması insanlık için büyük bir şanstır. aha sonra bunlara, Baü Trakya'da yaşa- yan Türklere. Lozan Antlaşması'yla tanınan azınlık haklannın, çeşitli bahaneler altında, çiğ- nenmesi ve Yunan makamlannın. orada in- sanlık dışı eylemlere göz yumulması olaylan ek- lenecekü. Savaş sona erince Tahran hükümeti, Batı yanlısı Türkiye'ye kuşku ile bakacak. özellikle Türkiye'ye sığınan 700 bin dolayındaki İslam devrimi karşıtı İranlılann devrim rejimine karşı faaliyetlerinin ve Türk basınının eleştirilerinin önlenmesini isteyecekti. Zamanla Cumhurbaş- kanı Rafsancani'nin ılımlı tutumu sayesinde Iran hükümeti Türkiye ile düzgün ilişkiler sür- dürmeye özen gösterecekti. Parisyasası 1989-1992 yıllartnda Sovyetler Birliğı ve Av- rupa'daki peyklerinde komünizmin çökmesi; 'Sovyet İmparatorluğu'nun dağılması; yerine onu oluşturan ülkelerin çoğunluğunca "Bağım- sız Devletler Topluluğu'nun kurulması; Varşo- va Paktı'na ve COMECON'a son verilmesi; iki Almanya"nın birleşmesi, Rus kuvvetlerinin Orta Avrupa ülkelerinden çekilmesi: eski ko- münist ülkelerin birbiri ardından çoğulcu bir re- jime ve pazar ckonomisine yönelmesi. dünyayı şaşırtan bir hızla ortaya çıkmıştır. tşte bu geliş- meler üzerinedir ki. 1990'da tüm Avrupa devlet- leri, ABD ve Kanada arasında -1975'te Helsin- ki'de imzalanan Avrupa Güvenlik ve İşbirliğı Anlaşmasrnı tamamlamak üzere- "soğuk sa- vaş'a son veren ve 'yeni dünya düzenf ne temel oluşturması beklenen ilkelen belırleyici 'Paris Yasası'nı (Charter) imzalamıştır. Böyle bir olgu, 1648 Vestfalya Antlaşması. 1789 Fransız Devrimi ve 1917 Sovyet Devrimi gibi modern çağ siyasal tarihinin en büyük dö- nüm noktalanndan biri sayılabilir. Bu değişi- min, öncekilerin tersine, kansız gerçekleşmiş ol- ması insanlık için büyük bir şanstır. Değişim, Rusya'daveondankopanülkeierdeyadaAv- rupa'daki peyklerinde olsun, Avrupa dışında Moskova'ya uygun politika gütmüş; Suriye, Irak, Libya ve Küba gibi ülkelerde olsun çökün- tüler. çatışmalar ve istikrarsızlık yaratmıştır. Böylesine bir sarsıntının nasıl, ne zaman 'yeni dünya düzenine dönüşeceği bilinmemektedir. Rus>a'daki politik rejimin geleceği de belli de- ğildir. Bu değişim Türkiye için genel olarak olumlu bir olgudur; Sovyet ımparatorluğu parçalan- mıştır. Yeni Rusya'nın genişleme politikasını artık bırakacağı tahminedilmektedir. Böylece Türkiye'nın üçyüz yıldan beri karşılaştığı ku- zey tehlikesi' hiç değilse uzunca bir süre ortadan kalkabilecektir. Ankara, Moskova ile ilişkile- rinde daha rahat olacaktır. İlişkilerin samimi bir Başpiskopos Yakovos \V ashington'da Adnan Mendcres'i otelinde zivaret etti. atmosfer içinde, ortak çıkarlar doğrultusunda geliştirilmesi beklenebilir. Her halükarda Rus- ya'daki değişim Türkiye için 'tarihsel' bir dö- nüm noktasıdır. Körfez savaşı Sovyetler Birliği dağılınca ve Varşova Paktı'- na son verilince, NATO'nun varoluş nedeninin ortadan kalkacağı ve NATO kalksa bile. Tür- kiye'nin Batı için öneminin azalacağj yolunda dünyada ve Türkiye'de kimi değerlendirmeler görülmüştür. Ama kısa zamanda bunlann yan- lışlığı anlaşılmış. hatta Türkiye'nin şimdi daha çok aranılan bir devlet olacağı belli olmuştur. Çünkü onunjeopolitik konumunun önemi. laik ve demokratik düzeni, bölgesinde en güçlü ve en istikrarlı bir devlet olması, Batf dünyası ile orga- nik bağlan bulunması gibi nedenlerle, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Ortadoğu'da, Kafkaslar'da ve Balkanlar'da sarsılan, kanlı olaylara sürüklenen ülkelerin arasında banş ve 'yeni düzen' için kaçınılmaz bir güven unsuru ol- duğu ortaya çıkmıştır. 1991 Körfez savaşı bu gerçeği kanıtlayan ilk olgu olmuştur. Azerbaycan. Kazakistan, Özbekistan, Türk- 7ran'da 1979'da'İslam Devrimi'nden sonra İslam dünyasında artan kökten- dincilik akirnı karşısında Türkiye'nin laik bir toplum modelini koruması, Batı'ya olduğu kadar, Orta Asya Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerinin sarsıntısız sürdürülmesi bakımından, Moskova'ya da rahatlık vermiştir. menistan ve Kırgızıstan gibi Türk ülkelerinin bağımsızlıklanna kavuşması Türkiye'ye jeopoli- tik ve ekonomik açıdan yeni ve büyük bir avan- taj sağlamıştır. Bu ülkelerin Bağımsız Devletler Topluluğu' çerçevesinde -Azerbaycan hariç- Rusya'nın geniş etkı alanında kaldıklan da bir gerçektir. Böyle de olsalar bu uluslar dil, din, ta- rih ve coğrafı uzantı bakımından Türkiye'ye iç- ten yakınlık duymaktadırlar. Onun laik, de- mokratik ve pazar ekonomisi düzenini kendile- rine model secrnişlerdir. Şunu da aynca belirt- mek gerekir ki, İran'da 1979'da "İslam Devrimi'n- den sonra İslam dünyasında artan kökten-din- cilik akımı karşısında Türkiye'nin laik bir top- lum modelini koruması. Batfya olduğu kadar, Orta Asya Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerinin sarsıntısız sürdürülmesi bakımından, Mos- kova'ya da rahatlık vermiştir. Soğuk savaş Öteyandan Türkiye'nin, Ukrayna, Gürcis- tan, hatta Ermenistan ile dostluk ve işbirliği iliş- kileri kurmasıdoğaldır. Bundan başka Mos- kova'nın 'soğuk savaş' döneminde kolaylıkla Türkiye'ye karşı kullanabildiği, Bulgaristan ve Suriye gibi devletler şimdi onunla yaklaşma eği- limi içine girmişlerdir. Bu nedenle, başta ABD olmak üzere. Batılılar her şeyden önce Ortadoğu'dan petrol akışının güvenliği ve bölgede > eni sarsıntılann çıkmama- sı için, Türkiye'yi güçlü bir müttefık olarak yan- lannda tutmak, aynca Kafkasya ve Orta Asya ile ilişkilerinde onun desteğınden yararlanmak ıstemektedirler. Türkiye, bunun karşılığını bek- lemekte haklıdır. Oysa Türkiye'de ve Irak'ta, Kürt sorununda Batıhlar zaman zaman mfili çı- karlanmıza tersdüşen tutum içine girmektedir. Bunu anlamak mümkün değildir. Bunun gibi, Kıbns konusunda Yunanlılann artniyetli tu- tumlannın Batılılarca desteklenmesi de Türk kamuoyunda geniş tepkiler uyandırmaktadır. 'Yeni düzen' beklentisi içindeki dünya, Sad- dam Hüseyin liderliğindeki Irak'ın 1990agusto- sunda Kuveyfi isüla etmesiyle. bir düzensizüğe gıdişin ilk işaretını görmüştü. Türkiye. Körfez savaştnda ABD ile uyum içinde ve BM Güven- lik Konseyi'nin kararlan çerçevesinde cesaretlı kararlaralmış. Irak petrol boru haltını kapat- mış, Güneydoğu'daki kimi üsleri Batılı koalis- yongüçlerininkullanımınaverrrıiş.sınıra 100 bin kişikk asker konuşlandırmış, böylece isüla emellerine karşı old'uğunu kanıtlamıştır. 1992 ocak ayında başta ABD olmak üzere. koalisyon güçlerinin 'Operation Desert Storm' hareketi ile Kuveyt kısa zamanda kurtanlmış, Irak kısmen işgal edilmiş, ülke perişan olmuş ve Saddam he- men ateşkes istemişti. Sürecek O N B I N L E R İÇİN YAZD1 Gözlenı... Gözlem, Seninleyiz! Sakla gözyaşlannı gûlüm... Güngörmez odalann Sırlı küplerinin derinliklerinde. Tek birdamlasını dahi harcama boşuna, Zira önünde uzun ve nelere gebe olduğu bilinmez bir zaman, Hangi durağında hangi acı- lann yaşanacağı Düşlenmez zor yollar var. Sakla gözyaşlanru gülüm.. Çünkü biz 93"ün ocak ayında M umcu'nun öldürüldüğü demokrasinin ayağa kalktığı bir gün, Gökyüzûnün utanandan kahrolduğu Caddelerin insan selinden Yitip gittiği bir başkentte Tükettik hepsini. Ama sen sakla gözyaşlannı. Hem de can bir dostunu saklar gibi. Karanlığm aydınlığa, Önyargının bilimselliğe, Toplumun Mumcu'lara dönüşeceği, Günlere sakla oldu mu iki gözüm... Şener Çınar Atatürk diişmankmnafirsatvermeyeceğizSevgili Uğur Mumcu. Bunca sahtekann. düzenbazın köşe başlanru tuttuu bir ortam- da senin köşen asla doldurula- maz. MesutT. Sevgili Uğur Mumcu. sensiz bu esen rüzgânn bıleadını anlamak güç çünkü sen herşey kaybet- medin. Kaybedenlerbiziz. kaybeden demokrasidir. Gö- zün kesinlikle arkada kalmasın: seni yüreklerimizde taşıyacağız ve kalemlerimizle seni yaşata- cağız. Ilgm Volga-Sinan Koynd Ben Zeynep, 10 yaşmdayım. ll- kokul 5. sınıftayım. Kalbimin bir yanında Uğur Mumcu, bir yanında Atatürk, sizi unutmak mümkün mü? Asla sizler öldü- nüz, ben yaşayacagım. Cumhu- riyeti sanvuacağım, merak et- meyin. İzindeyim. Zeynep Fımda Kütökoğlu Çocuklanmız var oldukca. Uğur Mumcu'lar düşünceler yok olmaz. Nslân Kütükoğlu ölmedin. Mecit Günaydın Sevgili Uğur abi!... Seninle Cumhuriyet çatısı altında çalış- ma şerefıne eriştiğim için ne mutlu bana. CemCangül Sevgili abü... Yerini doldurmak mümkün değil sensiz ne yapa- cağız!... Hayri Karagöz Demokrasinin ve devrimci mü- cadelenin büyük önderi büyük insan dürüst yazar Uğur Mum- cu'nun katledilmesini lanetleni- yoruz anısı mücadelemizde ya- şatacak. Birol Balkan Sevgili Uğur Mumcu kardeş, izindeyiz, izinde olacağız, ya- man kalbinle acını alışürmaga çalışıyoruz. ş- Sevgili Uğur Mumcu, bu hain olayı kendin, ailem ve demok- rasiye inanan insanlar adına nefretle kınıyorum. Zaman za- man duyduğum şüpheleri artık asla duymayacağjma ve bilinç ile yakında yüreyeceğime inan. Sana ve Atatürk ilke ve inkilap- lanna inananlann başı sağ ol- sun. Peün YıMızeki Yiğit Uğur, yıllardır ödünsüz olarak aldığım Hkirlerinle 1993"te Türk halkı ve Türk gençliğı için eşsiz bir örnek ol- dum. Atatürkçülüğü. demok- rasi aşkını, laiklik ilkelerini yü- celiğini Türk kamuoyuna ema- net ettin. Fikirlerin yaşaya- caktır, huzurla uyu! Nermin Abadan Sayın Uğur Mumcu, alçak ca- niler, sizi hunharca bircinayetle yokeden bize en büyük kötülii- ğü yaptılar. Ama bu canilerin unuttuğu en önemli nokta. bi- zim devrimaliğimizdir. Dev- rimciler ölmez. And olsun ki se- nin adın ve fikirlerin ölene de- ğin unutulmayacak ve her an bu gençlik senin bayrağını mü- cadelemizde sallandıracak. Nur içinde yat ve gözün arkada kalmasın büyük devrimci. Efkan Cansen. Çok saygıdeğer Uğur abimiz. senin katledilışini lanetlemeye geldik. Çok üzgünüz. Söyleye- cek çok şey var ama kısaca di- yorum ki, senin mücadelcni bizler bıraktığın yerden bavrağı kapıp ödün vermek sizin biz duyarlı ve insanlık duygulannı henüz yitirmemiş ve bu müca- deleye inanmış insanlar devam ettireceğiz. Bir Uğur ölür, bin Uğur doğar. Sevgi Akpmar Sevgili Uğur! Sen bir kurum- dun. Kurumlar ölmez. Bıraktı- ğın yerden mücadeleye devam edeceğiz. Nil Adula Sevgili Uğur Mumcu. senin ha- ince katledilmeni şiddet ve acıy- la kınıyoruz. Sana yapılan bu saldın Türkiye Cumhuriyetine. Atatürk'e, Atatürk ilkelenne ve bütün Türkiye'ye yapılmış bir saldındır. Seni öldürmekle bü- tün laiklik yanlısı olanlan sus- turmuş olduğunu sanmasınlar. Bizler hepimiz birer Uğur Mumcu'yuz. Türkiye hiçbir za- man şeriatçılıkla yöneletilme- yecek. Bir ikinci tran olmaya- cak. Atatürk düşmanlanna hiç- bir zaman fırsat verilmeyecek. Sonsuza kadar laik, Atatürk'çü olarak kalacağız. Sevgilerimle Nursel Sayan Sayın Mumcu, sen ölmedin. Se- nin düşüncelerini öldüremedi- ler. Sonsuza dek bizlerle yaşa- yacak. Sevgilerinle S.K. Yeri doldurulmayacak. Eşsiz insan, seni unutmayacağız sus- turamayacaklar. Nevin Doğanay Türkiye'nin yetiştirdiği ender insanlardan biri olan seni unut- mayacağız. Atatürk devrimleri- ni yaşatacağız. MügeAlp Bize gösterdiğin gerçeklerle, bugün demokrasi ve laiklik yo- lunda ulaştığırruz noktada sana minnet borçluyuz. Bu minneti ve bundan sonra da seninle bir- liktte tüm yolda canımız paha- sınada olsa ilerleyeceğimizi gös- termeye geldik. Sevgiyle Z.Ayşe Akyol Demokrasi uğrunda milyonlar- ca şehit verebiliriz, ancak de- mokrasi sonsuza dek yaşar. nı- hun şadolsun! Uğur bey yüreği- mizde yaşıyor. En yüce şükran- lannı sunanm. Ruhun şad ol- sun! Fatih Mehmet Moray-Tahsin Erbaş Sürecek ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Soygun mu Ne? örner Asım Aksoy'un, Türkçe Sözlük'teki yanlışlarla ilgili savaşımı sürüyor. Miiliyet Gazetesi Başyazarı Al- tan öymen'e bir mektup yazıp, Milliyet'in kuponla dağıt- tığı "Türkçe Sözlük'ün yanlışlarla dolu olduğunu anla- tıp, bu dağıtımın durdurulmasını istemişti. Altan Oymen, 95 yaşındaki dil ustası Ömer Asım Aksoy'un mektubunu karşılıksız bıraktı. Ancak Miiliyet, bir süre sonra "Türkçe Sözlük" dağıümını durdurdu. Ellerinde kesilmiş kupon- larla başvuran okurlarına: - Türkçe Sözlük'ü dağıtmıyoruz, dağıtımı durdurduk yanıtını verdi. Bu da olumlu bir gelişmeydi. Sözlüğün durdurulduğu haberini öğrenen Ömer Asım Aksoy sevindi. Evlerdeki yanlış sözlükleri bulunduran okurların bunlan ne yapa- cakları konusu ise kendilerine kalıyordu. 12 Eylül'den sonra yani Atatürk'ün kurduğu TDK'nın beş generalin buyruğu ilekapatılmasından sonra çıkarı- lan yeni "Sözlük"\e, yanlışlar bulunduğunu saptayan ömer Asım Aksoy, dört yıldan beri, yirmiyi aşkın yazı ile ilgililerin dikkatini çekmeye çalıştı. "Eteştirilerim haklı bulunmuyorsa, bunun da açtklanmasını dilerim" dedi. Ne bu sözlüğü yayımlayan kurumdan, yanlışlan savu- nan bir ses çıktı, ne de bu kurumun bağlı bulunduğu eski ve yeni iki Başbakan'a yolladığı dilekçelere karşılık ve- rildi. Son olarak 5 Ocak 1993'te bir dilekçeyle Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan'a başvurdu. Ömer Asım Bey, bu dilekçesine sözlükte bulduğu yanlışlardan örnekler de eklemişti. Bu örnekler, 400ü aşkın yanlıştan 50'siydi. Aksoy, Bakan Toptan'dan, bunlann inceletilmesini iste- di. "Eleştirileri haklı görülürse, bu sözlüğün okullarda kullamlmasının sakıncalı olacağını" bildirdi. Ne bir ses, ne bir soluk; Toptan'dan da yanıt yoktu. Okurlar anımsa- yacaklar, ömer Asım Bey'in Toptan'a bu mektubu da -Altan öymen'e yazdığı mektup gibi- "Ankara Notları"- nda yayımlandı. Aradan kırk gün geçtiği halde, bir yanıt çıkmayınca, 15 Şubat 1993'te, Köksal Toptan'a şutelgra- fı çekti: "Türkçe Sözlük'le ilgili olarak kırk gün önce sundu- ğum dilekçeme henüz cevap alamadığımı arz ederim." ömer Asım Aksoy, sabırlıydı; bir ay bekledi, yine yanıt yok. Bunun ûzerine ömer Asım Aksoy, gazetelerin köşe yazarlarına başvurmayı kararlaştırdı. 38 köşe yazarına yazdığı "Vurdumduymazları nasıl uyarabiliriz" başlıklı mektubunda. şöyle dedi: "...Yurttaşların dilekçesine yanıt verilmesinin yasal bir ödev olması yanında uiusal kültürümüzü 'resmen' yozlaştıran bir durumu düzeltme uyarılarma ilgililerin kulak tıkaması, çağdaşlık savına ters düşen çok üzücü bir tutumdur. Dört yıldan beri hükümete duyuramadığım bu ayıbı ortadan kaldırmanın çaresi -öyle görünüyor ki- basını- mızın ve özellikle değerli yazarlarımızın, sonuç alının- caya değin, konu üzehnde durmalandır. Burada ne siyasal, ne kişisel bir amaç vardır. Amaç, 'Kültürümüzü ve kamuyu yakından ilgilendiren carpıtılmış bilimsel gerçekleri düzeltmeâ'Ür..." ömer Asım Bey, gazete yazarlarına yolladığı mektu- buna bir ek de yaparak bunda özetle şöyle dedi: 'Kenan Evren Dil Kurumu'nun Yeni baskı Türkçe Sözlük'ü, Atatürk'ün Dil Kurumu'nca çıkarılmış olan Türkçe Sözlük'ü temelalmış, ancak buna bilimsel' eWe- meier yapmak iatemiştir. Bütün yanlışlar da bunlarda-^ dır. Eklemeler, dilimizde ses ve biçim değişikliği ile kul- lanılmakta olan Arapça sözcüklerin kendi dillerindeki doğru biçimini göstermek' için yapılmıştır. Ortak dilin, her düzeyde okuyucular için düzenlenmiş olan bir söz- lüğünde buna pek gerek yoktu. Ama madem ki bu işe girişildi, doğru biçimler' gösterilmeliydi. 'Doğrusu' diye yanlış yazım verilmesi bağışlanamayacak bir bilim su- çudur. llişik kağıtta, yanlışlardan örnekler görülecektir." ömer Asım Aksoy'un gazetelere mektubu, ilk "Yeni Günaydın"da yankısını buldu. Gazete, bunu geniş bir haber yaptığı gibi Osman Saffet Arolat da köşesinde, konuya değindi, güzel bir yazı yazdı. Omer Asım Aksoy, yanlışlıklara, tutarsızlıklara örnek- ler göstermişti yazısında. Aksoy, mektubunun bir yerirv de şöyle diyordu: "...T. Sözlük, ikisözcükten oluşan ve bitişik yazılmala- - rı toplumca benimsenmiş olan, bilimsel açıdan da bitişik yazılmaları gereken pek çok sözcüğü (iki sözcük olarak) göstermiştir. İşte birkaç örnek: Ayşe kadın (fasulye), ballı baba (bitki), demir kazık (yıldız), kara fatma (böcek), kavun içi (renk), kaz ayağı (bitki), kırk ikindi (yağmur), kaba kulak (hastalık), pis bo- ğaz, hava gazı, katsayı, tere yağı, orta okul, dış işleri..." Tutarsızlıklardan da birkaç örnek: "K/rfrayafr" bileşik, "kırk bayır" ayrı; "kuşburnu" bile- şik, "kuş başı "ayrı, "karakaçan "bileşik, "karakış'ayn; "kadıngöbeğı'•" bileşik, "hanım göbeği" ayrı; "akbaba" bileşik, "ak dan"ayrı; "kabadayı" bileşik, "kabakulak" ayrıyazılmıştır... Bunlar böyle de asıl 12 Eylül'ün kurduğu yeni Türk Dil Kurumu, bir "arpalık" durumuna gelmiş, Mustafa Ke- mal'in kalıtı çarçur edilmiştir. ömer Asım Aksoy'un otuz yıla varan genel yazmanlığı döneminde, TDK'ya bir tek araba alınmamış, kurum yöneticileri bunu istememiş- lerdir. Şimdi ise TDK'da en az*yedi-sekiz araba vardır. ömer Asım Aksoy döneminde ayak işlerinde koşturan- lar, evlerine arabayla gidip gelmekteler. Bu bir soygun mune? BULMACA SOLD\NSAĞA: 1/ Heinrich BöU'ün, dili- mize de çevrilmiş bir ro- manı. 2/ Avustralya'da yaşayan bir cins deveku- o şu... Yüz örtüsü, peçe. 3/ Klasik Türk müziğinin başlıca çalgılanndan bi- ri... Matematikte kullanı- lan sabit bir sa>ı. 4/ Kur-' 6 şun borulann ağzını açmakta kullamlan ucu sivri takoz... Toprak. 5/ Kalıç... Türkiye'nin de üyesi olduğu bir örgüt. 6/ Üçten dokuza kadar telin bir ara- da bükülmesiyle yapılan ve deniz- ciükte kullanıİan halat. 7/ Tekeşli- lik. 8/ Bir nota... Belirtiler. 9/ Eskimişgi>ecek... Harmansavur- makta kullamlan. çatal biçiminde tanm aracı. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Upton Sindair'in. dilimize de çevrilmiş bir romanı... Eski Mısır'- da güneş tannsı. 2/ Gözleri görme- yen... Kirpik boyası. 3/ Bel bölge- sinde birden bire beliren ağn. 4/ Geviş getiren hayvanlann ayaklannın arkasındaki körelmiş tırnaklar. 5/ İnatçı... Antik Yunan mimarhğının üç biçeminden biri. 6/ Kayısı, erik, zerdali gibi meyvelerin kurusu... Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Türk boyunun adı. 7/ İlkel bir silah... Sığınn öd kesesinden çıkan ve sanlığı iyi ettiğine inanılan taş. 8/ Afrika zencilerinin çalı çırpı- dan yaptıklan çardak gibi bannak. 9/ Geminin zinciri toplayıp demirini kaldırmaya hanr balunması... Bir işi yerine getirme.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear