22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21MART1993PAZAR HABERLER Elazığ İHD bir hafta kapatıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İnsan Haklan Derneğif İHD) Elazığ Şubesi, dernek binasında ûye olmayan beş kişinin biılunduğu gerekçesiyle bir hafta süre> le kapatıldı. İnsan Haklan Derneği Genel Sekreteri Hüsnü Öndül tarafından yapılan açıklamada. valiliğin aldığı karann yasadışı olduğu öne sürülerek. "İHD'yeher meslekten. yaştan. görüşten ve cinsiyetten insan gelebilır. düşünce ve sorunlannı anlatabilir. Derneğimiz hukukun gücüyle tekrar açılacaktır. Şube başkanımız Av. Metin CanveDr. Hasajıkava'nın öldürülmesının uzerinden henüz bir ay bile geçmeden. İHD'yi baskı altına almak kapatmak çözüm değıldir" denıldi. DYP milletin iktidarım kurdıı' • İSTANBl L/KADIKÖY (AA) - Tanm ve Köy İşleri Bakanı Necmettin Cevheri. DYP'nin kendi ıktidanndan önce milletin iküdannı kurduğunusövledi. DYP Kadıköy ilçesi 4. olağan kongresi Kadıköy Halk Eğitim MerkezıTiyatro Salonu'ndayapıldı. Bakan Necmettin Cevheri. burada yaptığı konuşmada. DPiIe başlay an. AP \e D YP ile devam eden 50 \ ıllık davanın. çizgisinde hıçbir değişiklik göstermeden devam etlığini kavdetlı. DYP'nin 12 Eylüî partileriyle kanştınlmaması gerektiğini ifade eden Cevheri şöy le konuştu: "Demokrasilerde partiler, milletin zarun ihliyaçlanndandoğar. 1983 yılında seçime giren partilerden hiçbiri sivaset ılmının kurallanna uygun değildir. Odönemde 865 rakımlı tepede bunlann hiçbırini parti saymıyoruz." Bakan Toptan'dan acı itiraf •ANKARA (LBA)-Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan. '"Kahramanmaraş'ta öğretmensizlik nedenıyle65 okulkapalf'dedi. Kahramanmaraş BBP (Milletvekili Esat Biitün, Afşin. Elbistan. Doksun ve Andınn ilçelerinde öğretmen nakıl ve tayin durumunda büyiik dengesizlikler bulunduğunu belirterek Toptan'dan ne tür önlem almak istediğini sormuştu. Bakan Toptan, Bütün'ün sorulannı yanıtlarken kahramanmaraş'ta kapalı bulunan okullarda öğretime başlanabilmesı için önlem olarak "vekil öğretmen" kadrosu tahsis edıldiğini söyledi. Toptan. bu okullardaki öğretmen açığının ikinci atama döneminde yapılacak atamalarla kapatılmasının planlandığını da bildirdi. DYPI.Gençlik toplantısı •TOKAT(AA)-Doğru Yol Partisı 1. Gençlik Toplantısı. Tokat'ta yapıldı. DYP Genel Başkan Yardımcısı \e Tokat Milletvekili Ali Şevki Erek, toplantıda yaptığı konuşmada. diğer partileri eleştirmenin. siyasetin gereği olduğunu kaydederek şöyle konuştu: "İşte ANAP lideri. llyıltekbaşınaŞOO milletvekiliyle hükümet olan ANAP'ın Genel Başkanı Yılmaz, lOOgünü dolduımadan bırakıp kaçtı. Bugün. DYP'den 500günün hesabını soruyor. Yasaklar döneminde 3O0 milletvekiliyle 11 yıl hükümet olan ANAP ve Mesut Yılmaz, enflasyonu düşüreceğini. işsizliğeçare bulacağını,terörü durduracaklannı söylüyordu. 1 I jıl ıçindc enflasyonu yüzde 70'lere çıkardı. lOmilvonişsızve terörü DYP'yebırakarak gidenANAP"lılar.500 gününhesabınısoranlar, 11 yılın hesabını versinler." Hayali ihracat yapan TEKPA 'nm asıl sahibi bir türlü bulunamıyor Yılmazlar'danbirihayaliNLRSLNEREL ANKARA - TBMM Hayali İhracatı İnceleme Komisyonu. •'TEKPA şırketinin kimeait ol- duğu" sorusuna. aylardır yanıt bulamadı. Hayali ihracat yapa- rak devletten 220 milyar lira tu- tannda haksız vergi ıadesi aldığı ileri sürülen TEKPA şir- ketinın "Devlet Bakanı Meh- met Ali Yılmaz'a mı yoksa her- hangı bir Mehmet Ali Yılmaz'a mı ait olduğu sorulan" çevre- sinde dolaşan komisyon. en so- nunda MİT'ten de yardım iste- di. Komisyon Başkanı Mah- mui Öztürk. Mehmet Ali Yılmaz'ın ismini Başbakanlık Teftış Kurulu raporuna aldığı için Kutlu Savaş'ı "Acaba bu işi kasıtlı mı yaptı" dive suçlarken Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz ."Şirket bana ait. ama dcvretmiştim" diye konuştu. 'Rapor açıklanmaz' Siyasi çevrelerde."Komisyon raporu, bir hükümet üyesinin de hayali ihracat yaptığını orta- ya koyacağı için kolay kolay agklanamaz" yorumlan yapı- lırken TBMM Hayali İhracatı İnceleme Komisyonu Başkanı Mahmut Öztürk. Cumhuriyet'ı şöyle yanıtladı: -Hayali ihracat şirketleri ara- sında rekor düzeyde vergi ıade- si alan (bugünkü rakamlarla 220 milyar lira) TEKPA şirketi- nın Dev let Bakanı Mehmet Ali Yılmaz'a ait olduğu ileri sürii- lüvor. Komisvon avlardır bu Mehmet Ali Yılmaz • TEKPA şirketinın Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz'a mı. yoksa aynı isimli başka birine mi ait olduğu saptanamıyor. Komisyon Başkanı Mahmut Öztürk. bu konuda MİT'ten ilgi istediğini söylerken. ilgili çevreler şirket dosyasındaki imza sirkülerinin kimin kim olduğunu ortaya çıkaracağını söylediler. Yılmaz ise. "Şirket benim ancak devrettim" dedi. Bu arada Kutlu Savaş'ı eleştiren Öztürk de. "Bunca dosya arasından Yılmaz'ın dosyasını çıkarmada amaç nedir" diye sordu. soruya yanıt anyordu. Sonuç ne ofdu? ÖZTÜRK - Burada şirketin yönetıcileri ile ortaklanrun du- rumlan farklı olabiliyor. Bir bu durumvar. Birdedört taneayn TEKPA şirketi tespit ettık. Onun için araştınyoruz. Mer- kez Bankası'nın İstanbul'daki Kambiyo Müdürlüğü'nden de de soracağız. oradan para ah- yorlar ya. -Devlet Bakanı Yılmaz'ı da dinledıniz değil mi komisyon- da"1 Şirketin kendisine ait olup olmadığı sorulmuştur herhal- de? ÖZTÜRK- Evet sorduk. 'Ben. şirketi daha sonra devret- tim' diyor. -Bu kadar rastlantının bir araya gelebilmesi ilginç değil mi? Sanki Türkiye'de çok sayı- da Mehmet Ali Yılmaz var ve nedense hepsi bırden TEKPA adlı şirketler kurmuşlar? ÖZTÜRK- İşte biz de bu yüzden MİTe başvurduk. Ta- bii bir de şuna bakmak lazım. Acaba Kutlu Savaş, bu isme ra- porunda niçin yer verdi? Yüz- lerce şirket dururken bu şirketi raporuna almasında kasıt var mı? -Şirketin imza sirkülerine ba- kılması kimliklerin ortaya çıka- nlması için yeterli olurdeniyor? Şirketlerin kayıtlan arasındaki sirkülerlere bakılmadı mı? ÖZTÜRK- Sirküleri Merkez Bankasından istedik. Gönde- recekler. Yılmaz'ın yanıtı Devlet Bakanı Mehmet Ali Y'ılmaz ise şirketinin durumıı ile ilgili Cumhuriyet'ın sorusu- na şu yanıtı verdi: "Hiçbir mecburiyetim olma- masına rağmen lamamen ko- misyona yardımcı olmak ama- cıyla gittim, TBMM'de bilgi verdim. Bana da sordular ora- da, Şirkeı size mi ait' diye. Şir- ketin bana ait olması değil ki mesele. O işleri yapmış mı, yap- mamış mı? Mesele bu. Bunu tespit etsinler, şirkel kayıtlann- dan. Bir de MİTe haber ver- mişler bu işin araştınlmasını. Hayret ediyorum. Türkiye'de her imkan tükendi de bizimle il- gili araşlırma MİT tarafmdan mı yapılacak? Bunlar asılsız gayretler. Ben gazete sahipliği yapmış adamım Türkiye'de." Komisyon Başkanı Mahmut Öztürk. TBMM inceleme ko- misyonunun çalışmalannı ta- mamlaması sonrası raporunu açıklayacağını. bunun ardın- dan da bir soruşturma komis- yonu oluşturulmasının beklen- diğinı bildirerek şöyle devam etti: "Bizim görevimiz. durumun tespitım yapmaktı. Bunu da ta- mamlamış oluyoruz böylece. Benim tahminime göre ondan sonra bir soruşturma komisyo- nu oluşturulur ve kimler bu işe bulaşmışsa. bunun ceremesini de öderler. Devletin burada en ufak bir kaybı olrnaması lazım. İşin başında da Özal'ın o meş- hur genelgesi yatıyor. Yani. bu hayali ihracat işinin müsebbibi bu genelgedir. 11 ay sonra yü- rürlükten kaldırmış genelgesi- ni. Ama ne çıkar. arada olan ol- muş. Aynen şuna benziyor, adam başından kurşunla vuru- lup öldürülüyor. kurşunu sonra çıkanyorlar. Semra Özai'ın övgüsü Semra Özal'a gelince. Niye çağırdık? Basında bu hayali ih- racatçılann en başındaki adamı öven sözleri çok çıkmışlı. Bu muhterem hanımefendi acaba bir hayali ihracatçıyı niye böyle över diye merak etük. aynca başında bulunduğu Türk Kadınını Güçlendirme Vakff- run kurucusu 6 harumefendinin de eşleri hayali ihracat işine bu- laşmışlar. Belki bu konularda bizi aydınlatır diye düşündük. bu yüzden davet ettik. Sayın Tansu Çiller ile hiçbir alıp vere- mediğimiz yok. Kendisini da- vet etmiş değiliz. Mesele arka- daşlanmızdan birinin verdiği soru önergesidir/ Kürtbağımsızlıkhareketininodağı • Eski Kürt örgütleri, Nevruz'un Kürtlerle ilişkisi olduğuna ilişkin savlar ileri sürmediler. PKK. Kürt halkını hedeflediği ayaklanma- ya katabilmek için ideolojik bir dayanak bulmak zorundaydı. Mil- iiyetçilik ilkeleri üzerine kurduğu politikasını Kürtlere daha derin- den anlatabilmek için Nevruz bayramına sahip çıktı. NEVRUZGERÇEĞİ KÜRTLER RIZA ZELYLT Son yıllarda Nevruz Tür- kıye'nin gündeminı oluşturan konulardan bırisi oldu, Bunun nedeni de Kürt PKK örgütü- nün Nevruz'u sahiplenerek bu- günü Kürt bayramı olarak ilan etmesi ve bu bayramı da Kürt bağımsızlık hareketinin baş- langıcı gıbı göstermesidir. PKK örgütünün bu konudaki daya- naklannı incelemek. gerçeğin ne olduğunu kolayca ortaya koyacaktır. Kürtlcnn iddiası nedir: Kürt- lenn Nevruzla ilgili iddialan ye- nidir. Eski Kürt örgütleri, Nev- ruz'un Kürtlerle ilişkisi olduğu- na ilişkin sav lar ileri sürmediler. PKK, Kürt halkını hedeflediği ayaklanmaya katabilmek için ideolojik bir dayanak bulmak zorundaydı. Milliyetçilik ilkele- ri üzerine kurduğu politikasını Kürtlere daha derinden anlata- bilmek için Nevruz bayramına sahip çıktı. Bu bayramıneneski zamanlarda Kürtlerin zulme karşı isyan ettikleri günün anı- lması, kutlanması olduğunu yaydı. Kürtlerin bu iddiasına göre bilinmeven kadar eski zaman- da daha belirgin haliyle de Sa- sani İmparatorluğu zamanında Dahhak diye zalim bir padişah olduğu vurgulanır ve şöyle bir söylence anlatılır: Dahhak'ın omuzlannda iki yılan çıkmış. Bunlar insan beyni yiyen yılan- larmış. Bu yılanlara verilen be- yınlenn sahiplenni aşçı serbest bırakmış, onun yenne koyun beyni yedirmiş yılanlara. Bu serbest bırakılanlar. dağbaşla- nna kaçmışlar. orada çoğalıp bir topluluk oluşturmuşlar. Bu topluluk sonradan Kürt diye anılmaya başlamış. Sonra De- mirci Kava adlı bir kişı Dah- hak'a karşı ayaklanmış. Onu yenip zulmüne son vermiş. İşte bu Dahhak'ın devrildiği gün Nevruz günü imiş ve Kürtler de bugün özgürlüklerine kavuş- muşlar. Bu söylenceyi aktaran en eski Kürt kaynağı da Bitlis Beyı Şe- ref Hanın yazdığı Şerefname adlı kitaptır. Bitlisli Şeref Han 1604 yılında ölmüştür. Türkçe'- ye Mehmet Emin Bozarslan ta- rafından çevrilen Şerefname'- nin Ant Yayınlan'ndan çıkan birinci baskıstnın birinci cildin- de 17. sayfadan başlayarak söy- lence şöyle anlatılıyor: Rivayet edenler derler ki: Kürtlerin aslı ve çok olan toplu- luklan konusunda çeşitli sözler ve bırbiriyle çelişen çeşitli riva- yetler vardır. Bu rivayetlerden biri. bazılannın öne sürdükleri gibi şudur: Kürtler. beyinlerinin alınıp Dahhak (Bivrasb)'ın iki omzu üzennde meydana gelen kanse- re benzer bir çıbana sürülmesi için öldürülmekten. boğazlan- maktan, başlan kesilmekten kaçarak dağlara ve engin yerle- re dağılan insanlann soyundan gelmişlerdir. Dahhak, Bişdadi- ler'in. büyük hükümdar Cem- şid'den sonra İran ve Turan tahtına oturup ülkelere tasallut eden beşınci hükümdanydı; o kadar Allah'tan korkmaz ve sa- kınmaz ceberrut ve haddini aşmış bir hükümdardı ki bu yüzden bazı tarihçiler, şiddet ve cebermtundan ötürü tarihte Şeddad sanıyla ün yapan hü- kümdann ta kendisi olduğunu öne sürmüşlerdir. Nitekim güç- lü şairlerden biri. onun nıieliği hakkında şöyle demiştir: "Kader. yedi iklim toprakla- nrun "Şeddad karakterli Dah- hak'e boyun eğmesini istedi "Bu din düşmanının koydu- ğu esaslar "Geçmiş adaletli şahlann gj- dişine uymuyordu "Çünkü onun döneminde yaygınlaşan söz şuydu: "Onun dönemi. dönemlenn en kötüsüdür" Bu hükümdann yaradılışın- daki ceberrut ve aşın şiddete rağmen. yüce Allah kendisini. iki ejderha ve yılanın başına benzer iki kemiğın çıkmasıyla müptela kıldı. bu. hekimler ta- rafından "kanser" denilen bir hastalıktı. Bugariphastalıktan. yakalandığı acı ve ısıırap nö- betlerinden dolayı Dahhak'ın rahatı ıvice kaçtı. Aynca bu hastalığı ivileştirmeye girişcn ve tedavisini üzerine alan hünerli tabipler ve mütehassıs hekimler de bu uğurda olanca çabalannı harcamalanna rağmen. çaresiz- lik içinde kaldılar. Nihayet gü- nün bırinde mel'un şeytan. Dahhak'ı muayene etmek ve ona iyileştırici bir ilaç salık ver- mek isteyen bır tabip kılığında çıkageldi. Bu tabıp Dahhak'la karşılaşır karşılaşmaz. "Senin iyileşmen. bu kanserli çıban ba- şına genç insanoğullannın be- yinlerinin sürülmesine bağlı- dır" dedi. Esef edilecek durum. yöneticilerin de bu mel'unun öğütüne uygun olarak hareket etmeleri oldu. Rastlantı olarak acı durdu, ıstırap da tamamen hafifledı. Kansere beyin sürül- dükçe hasta kendisini iyi hisse- diyordu artık. Kürt adı Bunun. üzenne işbaşındaki yetkılıler, günde iki kişinin öl- dürülmesine ve beyinlerininalı- narak kansere, hiç iyileşmeyen bu garıp hastalığa sürülmesıne karar verdiler. Bu durum taşı- dığı yüz karası zulme ve açık haksizlığa rağmen bir süre de- vam etli. Sonunda günde iki ki- şiyi öldürüp beyinlerini almak- la görevli adamın gönlü iğren- di: alicenap bır duygu ve acima kendisine galebe çaldı: sonra günde bir kişi öldürmekle yetin- meye, onun beynıne bir kuzu beyni eklemeye ve öbür kişiyi gizlice serbest bırakıp kendisine düzeye uygun bir eğitim öğretim için DÜZEY DERSHANESt 11993-1994 ÖĞRETİM YILI İÇİN BAŞVURULAR DEVAM ETMEKTEDİR. 11 NİSAN 1993 GÜNÜ BAŞLAYACAK KAYITLARIMIZ, BAŞVURU SIRASINA GÖRE YAPILAC AKTIR. NOT: 17 NİSAN 1993 GÜNÜ YAPILACAK DÜZEY BELİRLEME SINAVI KAYITLI ÖĞRENCİLERİMİZ İÇİNDİR ADRES : BAHÇELİEVLER, NEYYİRE NEYYİR SOKAK NO: 20 BAHÇEÜEVLER/İSTANBUL TEL : 555 59 77-575 69 44 FAX:575 86 81 şehir ve meskun yerleri terk et- mesıni. insanoğlunun ızlerin- den halı bulunan dağlan ve en- gin yerlen yurt edinmesini tem- bih etmeye karar verdi. Bu in- sanal davranış, yani her gün bir kişinin serbest bırakılması, meskun olmayan arazideki bir alanda, birçok diyelek konuşan ve çeşitli topluluklardan gelen insanoğullanndan büyük bır topluluğun meydana gelmesine yol açtı. Bunlar evlendiler ve ürediler: Sonunda çocuklan ve torunlan bütün o geniş yöreleri doldurdular ve bütün bu insan- lara "Kürt" adı verildi. Bunlar, uzun süre uygarlık eserlennden ve meskun yerler- den uzak kaldıklan. kendi kül- tür ve sanatlannı. uygarlık du- rumlannı, bilinen diyelek vedil- lerini unuttuklan için kendileri- ne özgü bir dil ve bağımsız bir- takım durumlar ortaya çıkardı- lar: sonra alçak ovalara ve yük- sek dağlara yayıldılar; oralarda tanm, hayvancılık, ticaret gibi uygarlık eserleri meydana getir- meye; dağ başlannda köyler, kaleler ve şehirler kurmaya baş- ladılar: sonra birçok topluluk- lan varlıklı oldu ve ovalara, te- pelık yerlere de girdiler.Bir n- vayet daha vardır ki şöyle der: Kürtlerin bu adla adlandın- lmalannın tek nedeni. aşın ce- saretleri ve savaşçıhklandır. O kadar ki kavga alanlannda. sa- vaş meydanlannda ve diğer çe- ün durumlarda tehevvür ve pervasızlıkla nıtelendirilmişler- dır. Bazı düşünürlerde, "Kürtler. Allah"ın üzerlerinden perdeyi kaldırdığı bir cin topluluğu- dur" demişlerdir. Bazı tarihçi- ler de cinlerin Hav-va'nın kızla- nyla evlendiklerini, onlardan da Kürtlerin doğduğunu öne sürmüşlerdir. Bilgi. Allah indindedir ve o her şeye kadirdir. Bu söylencenin kaynağı ne- dır? Kürtlerin yaradılışıyla ilgili bu söylencenin nereden geldiği önemlidir. Şahname Bugün tüm dünyanın bildığı yapma destanlardan birisi de Iranlı yazar Firdevsi'nin yazdı- ğı Şehname adlı destandır. Bu büyük destanda 60 bin beyit bulunmakta ve eski İran padi- şahlannın serüvenleri çok renk- li bir dille anlatılmaktadır. Bu öykülerin ilk bölümlennde bü- yük padişah Cemşid anlatıldık- tan sonra Dicle dolaylanndaki çöllerde egemen olan Padişah Merdas'ın Dahhak diye bir oğ- lu olduğu belirtilip onun yap- tıklan anlatıhr. Firdevsı'nin halk söylencele- rinden derlediği bu esere göre Dahhak, babasını öldürüp Araplann lideri oldu. Onu şey- tan yönetiyordu. Şeytan Dah- hak'ın omuzlannı öptü. Ora- dan iki yılan çıktı. Bu yılanlar kesilseler bile yine omuzdan çı- kıyorlardı. Sonunda yılanlan insan beyni ile beslemeye karar verdi Dahhak. Her gün iki in- san öldürülüyor. beyinleri yı- lanlara veriliyordu. SURECEK HAFTAY A BAKIŞ AHMET TA>İER KIŞLAL1 Araç, Amaca Uygun Olmâlı!.. "Kargalann çığlık attıklan bir yerde bülbül sesleri du- yulmaz" derler. Bülbüllerin kimi korkar kaçar. Kaçma- yanı da sesini duyuramaz.. Silahlar susmalı ki duygular gerıye itilebilsin. Akıl öne çıkabilsin. insanlar soğukkanlı düşunebilmeolanağı bu- labilsinler... 12 Eylül'ün belki de tek yararı bu olmuştu... Bugün de PKK nın eylemlerini durdurmasının nasıl birsüreci harekete geçireceğı bellidir. Silahlar susar. Olağanüstü hal kalkar. Güneydoğu'da yatırımlar hızlanır. İşsizlik azalır. Göç durur ve hatta gi- denlerin bir bolümü geri dönmeye başlar... Kültürel kimlikle ilgili istekler-devletin temel nitelikle- ri bozulmadan- karşılanır. Yerel yönetimlerin yetki ve olanakları arttırılır Bölge halkı, bolgenin sorunlarının çözümünde daha çok sorumluluk üstlenir. Ve umutsuzluk gider, "umut" gelir.. Apoveyandaşları.silahlaçözümdayatmanın "hayal" olduğunu anladılar. Devleti yönetenler de yıllar boyu sürdürdükleri bazı temel politıkaların yanlışlığını ve ger- çeklere göz kapamanın getirdiği çıkmazları... Pek çok kan ve gözyaşı pahasma!.. Ne yazık ki toplumlar da çocuklar gibidir. Ellerini do- kundurmadan, ateşin yaktığını anlayamazlar. ••• Abdullah Öcalan nasıl bu noktaya geldi? Dış destekleri altından çekildi de ondan. Batı, "köktendinci" İran'ın Orta Doğu ve Orta Asya'da yayılmasını önleyebilecek tek "model"\n Türkiye oldu- ğunu anladı. Bir yandan PKK'ya kendi verdiği desteği çekerken öte yandan Suriye'nın "yola gelmesini" ve Kuzey Iraklı Kürt önderlerin "anlayışlı" davranmalarını sağladı. Ne Almanya'nın Avusturyanın tutumlarını değiştir- meleri bir rastlantı, ne de trilyonluk uyuşturucu kaçakçı- lığının "birden bire" büyük darbeler yemesi!.. iran korkusu, PKK ya verilen desteğin gerisindeki "çı- kar"\n önüne geçti. Ve PKK'nın -dış destek olmadan- Güneydoğu'daki etkısini surdüremeyeceği ortaya çıktı.. , ETA'nın etkisinin büyük ölçüde azalmasının sadece Ispanyol hükumetinın aldığı önlemlerin sonucu olduğu- nu kim öne sürebilir? "Bask terörü"nün yazgısı, sınırın ötesinde, Fransa topraklarındaki "durum "undeğişmesiyle, Fransızhükü- metinin tutumunu değıştirmesıyle değişmiştir!.. ••• Yalnız dış etkenlerı değerlendirirken değil, sorunun iç nedenlerini tartarken de "doğru tanıntn doğru tedavinin on koşulu olduğunu" unutmamalıyız. Sorunun temelde "etnik" olduğuna ınanıyorsanız be- nimseyeceğinizöncelikler ile 'bolgesel" olduğuna ina- nıyorsanız yaklaşımınızdaki öncelikler aynı olamaz.. Çözüm önerileri gündeme gelmeden önce şu soru ya- nıtlanmalıdır: Güneydoğu'yu terk eden yüz bınlerce in- san, niçin Kuzey Irak'a değil de Istanbul'a, Ankara'ya, Izmir'e, Adana'ya gidiyor? İki olasılık var. Ya Anadolu insanını -Kuzey Iraklı Kürde göre- kendi- sine daha yakın hissetmektedir.. Ya da "daha iyi yaşam koşullan" aramaktadır.. Birinci olasılık geçerli ise "Anadolu kimliği" bölge in- sanının büyük çoğunluğu için "Kürt kimliği'nûen daha önemlidir demektir. İkinci olasılığın geçerli olması ise sorunun temelde 'etnik" değil "bolgesel" olduğunu gösterir. Fransız Baskları, niçin sınırın öte yanındaki soydaşları ile bir arada yaşamayı düşünmüyorlarsa. Anadolu'nun Kürtleri de o nedenle sınırın güneyine geçmeyı düşün- müyorlar.. ••• Cem Özer geçenlerde açıklamıştı: - Annem Ermeni. babam ise Çerkes idi. Ben Türk'- üm!.. işte Anadolu'nun gerçeği! Çeşitlilik, Anadolu kültürününzenginliğidir. Türk"\se bir ırkın değil, bu topraklar üzerindeki kültür sentezini paylaşan insanlann ortak adıdır.. Bu topraklar üzerindeki insanlann barış içinde ve da- ha mutlu yaşayabilmeleri için bir "/Mce"dışında her şey tartışılabilir: "Tek yurt, tek bayrak, tek resmi dil. '.. Çünkü o ilke çiğnenirse, ne barış kalır ne de mutlu- luk!.. Tazminat isteği reddedilmişti Barış davası sanığı ressam Taylan, Avrupa Konseyi'ne başvurdu • Türkiye Banş Komitesi Derneği davasımn sa- nıklanndan ressam Orhan Taylan, "davadaki tu- tuklamalann keyfı ve haksız olduğu" gerekçesiyle, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 milyar li- ralık manevi tazminat davası açmıştı. Haber Merkezi-Banş Der- neğı davasındaki uygulamala- nn "keyfı ve haksız" olduğu gerekçesiyle açtığı 1 milyar lı- ralık manevi tazminat davası reddedilen ressam Orhan Tay- lan. bu karann Yargıtay'ca onanması üzerine Avrupa Konseyi İnsan Haklan Ko- misyonu'na başvurdu. 12 Eylül'den sonra askeri mahkemelerde görülen dava- lar içersinde kamuoyunda en- çok ses getirenlerden birisi olan Türkiye Banş Komitesi Derneği davasımn sanıklann- dan ressam Orhan Taylan. "davadaki tutuklamalann keyfı ve haksız olduğu" gerek- çesiyle, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 milyar lira- lık manevi tazminat davası açmıştı. Taylan'ın avukatı Atilla Coşkun. 28 Şubat tari- hinde mahkemeye yapüğı baş- vurusunda, ressam Taylan'ın yargılama sonunda beraat et- mesinin dava sırasında hak- kında uygulanan 3,5 yıh aşkın tutukluluk karannın ne denli haksız olduğunu ortaya koy- duğunu ileri sürmüştü. Coşkun dilekçesinde, "Av- rupa İnsan Haklan ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme'nin 5'inci maddesi ve Anayasa'nın 38/4'üncü mad- desinin açık düzenlemesi karşı- sında müvekkilin haksız ola- rak tutuklandığı anlaşılmak- ta" diyerek, 466 sayıh Konun Dışı Yakalanan veya Tutukla- nan Kimselere Tazminat Ve- rilmesı Hakkında Yasa hü- kümleri uyannca tazminat isteminde bulunmuştu. istan- bul 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise bu tazminat istemini red- detmişti. Yargıtay 9. Dairesi de. yaptığı inceleme sonunda bu karan onadı. Bunun üzerine, ressam Tay- lan'ın savunmanı Coşkun, Türk hukukunun kabul ettigi tüm yasa yollan tükendiği" ge- rekçesiyle Avrupa Konseyi İnsan Haklan Komisyonu'na başvurdu. Coşkun başvuru- sunda, komisyon uygulamala- nna göre de tutuldamanın makul ölçüleri aştığını ve hak- sız olduğunu ileri sürerek, *'T. C. Devletinin, talebimiz gibi tazminat hakkımızı kabul et- mesinin temini için gerekli dos- tane çözüm yolunun açılması" isteminde bulundu. Avrupa Konseyi insan Hak- lan Komisyonu'nca Taylan ve avukatı Coşkun'un isteminin kabul edilmesi halinde, T.C. Devleti komisyonda savunma yapacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear