22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Ya>ın Yönetmenr Özgen Acar •Genel Yayın Koordınalörü HikmetÇetinkaya #06061 Yayın Danışmanı: Orhan Erinç # Yazı İşleri Müduru: Cetal BaşJangıc • Haber Merkezı Mü- dürü: Mustafa Balbay Gorsel Yönetmen: Ali Acar • Düzenleme: Mustafa SağUmer Ankara Temsilcisi- Cüneyt Arcayürek •Haber Müdürlen: Işık Kansu, Hakkı Müessese Müdür V. Erol Erkut •Koordına- • lslanbul Haberlerı: Şena> Kalkan «Dış Haberler. Ergun Bafcı Erdem Z.Gökalp Blv.lnkılap S.'Nol9 4. Tel. 4331141-47, Telex: 42344, Fax: tör: Ahmet Konılsan »Muhasebe: Bülent Ye- • 1; - Ekonomi Dinç Tayanç «Yurt Haberlen- Mehmet Saraç (4)4330565•İzmır Temsilcisi: SerdarKızık, H.Ziya Blv 1352S.2-3 Tel:S31230, ner «Idare: Hüseyin Gürer • tşletme: önder • Makaleler: Sami Karaöreo »Spor Abdülkadir Yücdman *Dü- Telex: 52359.Fax (51)895360 »Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu İnonü Cd Çefik •Bılgı-îşlem. Nafl lnal «Bilgısayar Sıs- zelıme Abdullah Yancı 119 S. N o : 1 Kat: 1. Tel: 59 37 52 (4 hat), Telex: 62155. Fax: (71) 59 25 78 tem: Mürüvet Çiler »Reklam: Reha Işrtman YaynbtanrYen GunHdberAjansı.BdSinveYaşınçılık A Ş Bssım:CumhunyetMdtbd<ialık veGazetecıhkTAŞ Tûrkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334lst PK 246İstanbulTe|- 5120505Tekv 22246. Fax. 11)5138595 I2MART1993 lmsak:4 50 Güneş 6.14 öğle: 12.19 Ikındı: 15.36 Akşam- 18 13 Yatsrl9 32 Satranç • Haber Merkezi-Türk satranç sporuna katkıda bulunmak amacıyla Oyak Sigorta A.Şnin düzenlediğı satranç turnuvası yann başlıyor. İlk. orta ve lise öğrenciierirun katılacağı yanşma Türkiye Spor Yazarlan Derneğı ve Spor Kulübü'nde gerçekleştırilecek. 13-14ve 20-21 mart tanhlerinde yapılacak olan turnuvaya 70 okul müracaat etti. Şölende her okuldan 4 öğrenci yer alacak. İstanbul da ilk, orta ve lıse öğrencilerinin katılacağı bir satranç turnuvası düzenliyor. Ptostik poşetler • KONYA(AA)- Günümüzde yaygın olarak kullanılan plastik poşetlenn, özellikleyazaylannda tehJike saçüğı ve insan sağlığıru etkılediği bıldırildi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretım Üyesı Prof.Dr. Fuat Yöndemli, çevrecılik şuurunun. insanlann inanç sistemine yerleştirilmesı gerektiğini belirterek "Anne-babalar, çevrecilik konusunda çocuklanna konunun ciddiyetini anlatarak öğretmenlik yapmalıdır" dedı. Altına dogru PRAG (Reuter) - Dünya Buz Pateni Şampiyonası'nda birinciLiği kazanan Kanadalı çift, Isabelle Brasseur ile Lloyd Eisler serbest programlannı sunarken, Çek seyircileryerlerinde oturamadı. Kanadalı çıft nefısgöstenlerinden sonra altın madaJyaya ulaşırken büyükalkıştopladı. (Fotoğraf Oleg Popov) Biyoteknoloji harikası • KONYA(AA)-Konya Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Repradiksmast Anabilim Dah'ndanbirekip. biyoteknoloji ile embriyo nakli gerçekleştirdi. Emriyo naklinden yüzde 100 başan sağladıklannı belırten Doç.Dr. TevfikTekeli, Doç.Dr. KenanÇayan. Doç.Dr. Melih Aksoy. Araştırma Görevlisi Ahmet Semacan ve Vetenner Hekim Kürşat Işık, doğan yavrulann son derece sağlıklı olduklannı bildırdiler. Projeyi gerçekleştiren ekip, nakille ilgili olarak AA muhabirine şu açıklamayı yapü: "tlk önce dişi ve erkek merinosçıftleşti. Daha sonra dişi merinostan embriyolan aldık ve akkaraman cinsine laproskopi cihazıyla ameliyatsız yerleştırdik Aldığımız üç embriyodan ıki tanesidoğdu." Kanserden korkmayın • ADANA(AA)-Ölüm nedenleri ve görülme sıklığı bakımından ilk sıralarda yer alan kanserden korkmanın, hastalıkla mücadeleyi güçleştirdiği. oysa erken tanı ve düzenli tedaviyle 'mutlu son'a ulaşılabileceği belirtildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim Üyesi ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Adana Şube Başkaru Prof.Dr. İlhan Tuncer, AA'ya yaptığı açıklamada kanserin tedavisi mümkün bir hastajık olduğunu söyledi. İnsanlan en çok korkutan hastalığın kanser olduğunu. tedavi edilemeyeceğı zannedilen bu hastalığın bireyleri ruhsal yönden de çok ciddi olarak etkiledığini ifade eden Prof.Dr. Tuncer. "Korku nedeniyle, kanser bırçok toplumda tabu olmuştur. Bu da, insanlann hastalıklannı inkar ederek kaçmaya çalışmasına ve tanının gecikmesineyolaçm 'tadır diye konuştu. Feminist yazar Susan Faludi, 'Kadm haklan için savaşmak, yeni bir dünya için savaşmaktır' diyor Dünya düzenine kadın pamıağı• Susan Faludi. Amerikalı kadınlara, "Böyle gelmiş ama. böyle gitmez" diyen yazar. Tanıştınlıyoruz. Kendisi ve yapıtı hakkında gazetemizde çıkan yazının kopyasını önceden hazırlamıştım. Veriyorum veçok şaşınyor! Faludi. her ülkede feminist hareketin kendineözgü koşullar altında ve zamanlarda gelişeceğini, ama temel hedefın aynı olduğunu söylüyor. 'Feminizm, sınırlan ortadan kaldırma demektir; sınıflar, ırklar, dinler. cinsiyetler ve devletler arasmdaki sınırlan' diyor. tsveç'in 25 büyûk şirketınin yönetim ku- rullannda, 218 erkek. 6 kadın yer ahyor: % 3! Hükümette kadınlann oranı % 38; bölüm GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Kentin göbeği. Sergel Meydanı. Hava soğuk. Akşam olmuş. Kadı- nlar... Kadınlar... Kadınlar... Ellerinde me- şaleler, mor balonlar. pankartlar; kentin dörtbir köşesinden gelmişler. Çocuklannı da getirenler var. Bazılan, alkış yerine düdük çalmayı yeğüyor. Her yaştalar... Bırçok üi- kede aynı amaçla meydanlan dolduruyor kadınlar. Bir gün olsun, "Biz de varız!" di- yorlar. Toplumun yansını kadınlar oluştu- ruyor ama toplumu yönlendirecek. yöne- tecek yerlerdekı varlıklar başka oranlarda. başkanlıklannda % 5. İşverenler Federas- yonu'nun yönetim kurulunda tek bir kadın yok. Ülkenin en büyük işçi konfederasyo- nunda üst düzeyde görev alan kadınlann oraru yalnızca % 13. Sergel Meydanı'nda cevreme bakıyorum. Gazetecilerin hemen hepsi erkek. (Basında çıkan haberlerin % 80"i erkeklerle ilgili, de- mişti bir kadın gazeteci bana; belli ki haklı!) Sahnenin girişinde, ufak tefek. kestane saçh, kestane gözlü ve muzip bir çocuk gibi bakan kadını görür görmez tanıyorum: '"Backlash"ın yazan Susan Faludi. Ameri- kalı kadınlara, "Böyle gelmiş ama, böyle git- mez" diyen yazar. Tanıştınhyoruz. Kendisi ve yapıtı haİckmda gazetemizde çıkan yazı- nın kopyasını önceden hazırlamıştım. Veri- yorum ve çok şaşınyor! Hemen cevresin- dekilere gösteriyor... Sergel Meydanı, Faludi anons edilince ye- nnden oynuyor. Alkışlar bitmek bilmezken o, daha çok sıkılgan bir genç kıza benziyor. İsveçli kadınlan kutlayarak başhyor sözleri- ne: İsveçli kadınlar öncfi - Biz ABD'de muhafazakar yönetimi 12 yıl çektikten sonra ancak akıl ettik direnme- yi. Siz, yalnızca 1 yıl sabrettiniz! Bir kez daha dünya kadmlanna öncülük ediyorsunuz. Faludi, kürtaj hakkını savunmak için Washington"da bir süre önce yapılan kadı- nlar yürüyüşüne 750 bin kişinin katıldığmı söylüyor ve bu sayının. o kentin gösteri tari- hinde benzeri göriilmeyen bir rekor oluştur- duğunu vurguluyor. - 1993'ün Uluslararası Kadınlar Günü, kadın hareketi için çok kritik bir nokta oluşturuyor. Feminizmin gücüne ve önemi- ne her yerde inanılmaya başlandı. Son 10 yıllık bitkinlik ve bezginlik; İngiltere'den ABD'ye, birçok ülkedeki sağ yönetimlerin kadınlann onuruyla oynaması, artık yerini yeni bir benzeri 10 yıla bırakamayacak. Kadınlar başlannı kaldınyorlar ve "Artık yeter!" diyorlar. Susan Faludi, binlerce Amerikalı kadırun çeşıth radikallikte yeni ve güçlü feminist ör- gütler kurduklannı ve politik partilerin her kademesinde görev almaya uğraşüklannı anlattı. Faludi, her ülkede feminist hareketin kendıne özgü koşullar altında ve zamanlar- da gelişeceğini. ama temel hedefın aynı oldu- ğunu söyledi: - Kadınlar. sınırlann saydam olmasından yanadırlar. Bu yıl kadınlann. dünyayı değiş- ürmeye başladıklannı görüyoruz. Birçok yerde politik iklim, son derece tehlikeli hale geldi. Almanya'da aşır sağalar pariamento- ya girdiler. Fransa'da aşın sağalar, Mitter- rand'ı devirme ve parlamentonun 2,'3'ünü ele geçirme umudunu taşıyorlar. Bosna'da on binlerce kadırun kanının akıtılması sü- riiyor. Bütün bu ülkelerde şiddet, katı sınırlar oluşturma arzusundan ötürü doğu- yor. Feminizm sınırlan ortadan kaldınr Bu sınırlar; ırklar, dinler ve cinsiyetler arasında oluştunılmak isteniyor. Kim karşı çıkacak bu şiddete? Sizlerden başka kim? Fe- minizm, sınırlan ortadan kaldırma demek- tir; sınıflar, ırklar, dinler, cinsiyetler ve dev- letler arasındaki sınırlan. Kadın haklan için savaşmak, yeni bir dünya için savaşmaktır! Susan Faludi konuşmasını bitiriyor ve meydan bir kez daha ayağa kalkıyor! Daha sonra kadınlar, ekonomik bunalımın fatu- rasının kadınlara ödettirilmesini kınayan protesto bildirisini. "kadın" Mau'ye Bakaru Ann WiMe'ye vermek üzere yürüyüşe geçi- vorlar... Petrokoku yasaklayanlar karikatürize edildi HÜRRİYETUYMAZ İstanbul'da satışı Valılık ve belediyelerce yasaklanan petrokok üreticısı Türkok. gaze- telere. bu "yasak" karannın alınmasında etki- li olan yetkıliler ile uzmanlann karikatürize edildiği ilanlar vermeve başladı. Sözkonusu ilanlardan birinde karikatürize edilerek, açik- ça adı ve soyadıyla hedefalman Beyoğiu Bele- divesı Başkan Yardımcısı Nıısret Avcı, Tür- kok'un bu tavnnı. kirli havada yaşamak istemeyen İstanbullulann takdirine bıraktı. Beyoğİu Belediyesi. Valılık karanndan da ön- ce petrokokun ılçe sınırlan ıçınde satılmasını yasaklamış, bunun ardından tüm ılde Valilik karanyla bu kömüriin satışı ve depolanması durdurulmuştu. Iddialar yalanlandı Türkok Perakende Satışlar Müdürü Nalan Uzunoğht, sözkonusu ıddıalan yalanladı ve isim benzerliklerinı rastlantıyla açıkladı. Uzunoğlu. " Nusret Bey de kesinlikle hedef alınmamıştır. Ava gitrnek isteyen binnin evde kömür kırması hoş bir şey olmasa gerek. Biz de esprisı olsun di- ye öyle verdik" diye konuştu. Son ikı gündür Cumhuriyet, Hürriyet ve Sa- bah gazetelerini açanlar. Türkok'un ""Kömür bıriketi'" ilanıyla karşılaştıklannda, ilanlarda kullanılan ısimlere ve kankatürlere şöyle bir göz atıp geçmış olmalı. Ancak İstanbul'da petroko- ka karşı verilen savaşıma yakından tanık olan- lar. ilanlardakı sözkonusu tiplemelenn. petroko- kun kentte satılmasına karşı çıkan ya da yasak- layan bazı yetkilıler ile uzmanlar olduğunu hemen farkettiler. îlan, Avcı'yı hedef alıyor Gazetemizde yayımlanan "Nusret Bey bu pa- zar lemız havada avlanacaktı" şeklındekı ilan açıkça Beyoğiu Belediyesi Başkan Yardımcısı Nusret Ava'yı hedef alıyor. Hürriyet Gazetesi'- nde yer alan "Erdinç Bey bu eşitliği bir türlü sağ- layamadı" ilanındakı öğretirn üyesı Erdinç Bey ise. petrokoka karşı çıkan İ.Ü. Çevre Sorunlan ve Araşürma Ensütüsü Başkanı Prof. Dr Erdinç Kipman'ı anıştmyor. Kimi çevreler de Hürriyet Gazetesfnde yayımlanan "Doğan Bey canını pek sever" ilanındakı Doğan Beyı'i. Çevre Baka- nı Doğancan Akyürek'e benzetıyor. Sabah gaze- tesindeki "Mustafa Bey yıne hata yaptı galiba" şeklindeki ilanın ise kime ithaf edildiğıne ilişkin de çeşıtli spekülasyonlar yapıhyor. Konuyla ilgili olarak görüşlenne başvurduğu- muz Beyoğiu Belediye Başkan Yardımcısı Nus- ret Ava. "İlanı gördüm, dolaylı yoldan beni hedef almış olduklannı da öğrendim" dedi. Kül ve kükürt oranı düşük olduğu belirtilen "Türkok Kömür Biriketi" ilanlanndan bazı bö- lümler şöyle: "Nusret Bey bu pazar temiz havada avlana- caktı! Evdeki hesap hiç çarşıy a uyar rm? Kapının önüne vığılmış kömürlen kırma işı sonunda Nusret Bey'in başma kaldı. Erdinç Bey bu eşitliği bir türlü sağlayamadı! Erdinç Bey'in böyle bir eşitliği sağlaması zaten mümkün değil ki! Doğan Bey canını pek sever! lyi araştırmacidır Doğan Bey. Sorar soruşturur. tam bilgi sahibi olur. karannı ona eöre verir." Eş seçiminde, bizi yöneten genetik programın etkisi altındayız Aşık obnanın bilımsel teıııelleri • Minnesota Üniversitesi'nden psikoloji profesörü David Lykken'in henüz bitirdiği proje çalışmasına bakılırsa, hepimiz eş seçiminde, bizi yöneten genetik programın etkisi allındayız. Lykken'egöre insanlann birbirlerinden hoşlanıp evlenmeleri mantık kurallanyla yürümüyor. • Psikologlar, bu açıklamalan kabul edergörünmekle birlikte, 'niye daha uygunve yakışıklı- güzel olan B seçeneği varken, insanlann A'yı seçtikleri konusunda, ortak yönlerin, dış görünüşteki benzerliklerin rolü olduğunu düşünüyor. David Lykken'in 900'den fazla ikiz çiftiyle yürüttüğü çaltşma, eşkrinin ancak sokaktaki herhangi iki insan kadar birbirine benzediğini gösterdi. Haber Merkezi - Her zaman olduğu gibi yine konuyla ilgili en güzel ifadeler Shakespeare'e ait. ^te, 'Bir Yaz Gecesi Rüyası'nda Oberon Titania'ya büyü yapı- vor: "Uyandığında ilk ner ne çıkarsa karşı- na, aşkıyla yan. rutuş, aşkı süriim süriim sûründürsûn seni.'Titanianın Bottom'a duyduğu çılgınca aşkı çekici kdan da, ner- kesin uygun olmadığını düşûndüğû biri- lerine körii körüne duyulan arzuya, bepi- mizin aşina obnasıdır. Bu çılgınca aşktan nasd olsa kurtuiuna- bileceği düşüncesiyle; birini seçerken içi- mizdeki o kör tutkunun değil, ortak yört- lerimizin bizi etkilediği inancıyla avnturuz kendimizi. Fakat Minnesota Üniversite- si'nden psikoloji profesörü David Ly- kken'in henüz bitirdiği proje çaltşmasına bakılırsa, hepimizin eş seçiminde Titania sendromu rol oynuyor. Biz hala seçjmleri- mizi kontrol ettiğimiri düşüne duralım, Prof. Lykken'e göre, tıpkı yumurtadan yeni çıkmış ördek yavnılarının gördükleri ilk irice canlının peşine anne diye takıbna- lan gibi, biz de eş seçiminde, bizi yöneten genetik programın etkisi altındayız. Lykken'in kuranu, tek yumurta ikizle- rinin eşleriyle ilgili olarak yapılan bir çalı- şma\ a day ann or. tkizler benzer eşleri seçiyor Aynı genleri taşıyan, aynı ortamda bü- yünİlmüş ikizlerin benzer kişileri eş ola- rak seçmesi düşüncesi çok makul görünü- yor. Ufak tefek bazı farklılıklara rağroen ikizlerin pek çok ortak yönü vardır Gö- rünüşleri neredeyse birbirinin aynıdır; IQ1an, kişilikleri, zevkleri, hobileri birbi- rine benzer. Halbuki, Lykken'in 900'den fazla ikiz çiftiyle yürüttüğü çahşma, eşle- rinin ancak sokaktaki herhangi iki insan kadar birbirine benzediğini gösterdi. Da- hası, ikizlerin %40'ı kerdeşlerinin eşlerin- den hoşlanmıyordu. Tıpkı ikizlerin benzer insanları eş ola- rak seçeceğine duyduğumuz inanç gibi eş- lerinin de, öteki kardeşten hoşlanacağuu düşünürüz. Oysa gerek ikizlerin, kardeş- lerinin eşleri, gerek eşjerin öteki kardeş hakkındaki düşünceleri, bir arkadaşmızuı eşi hakkında düşünebikceklerinizden farkh değil. Lykken'e göre insanlann birbirlerinden hoşlanıp evlenmeleri mantık kurallanyla yürümüyor. Psikologlar, bu açıklamalan kabul eder göriinmekle birlikte, 'niye daha uygun ve yakışıklı/güzel olan B seçeneği varken, in- sanlann A'yı seçtikleri konusunda, ortak yönlerin, dış görünüşteki benzerliklerin rolü olduğunu düşünüyor. Lykken ise yaş, egitim düzeyi. çekicilik, politik eğilimler gibi faktörlerin aday sınırlarını daralttığını kabul etmekle bir- likte 'ortak yönler'e dayalı bir açıkla- manın. bu sınırlı alan içinde niye A'nın de- ğil de B'nin seeildiği sorusunu yanıtlaya- madığını düşünüyor. Leicester L niversitesfnde kişilikler üzerine çalışan Julian Boon, bu tip ibşki- lerde en temel evrim ilkelerinin geçerli ol- duğu görüşünde:"Bütün erkekler genç ve sağlıklı kadınlan ister. Kadınlar da güçlü fakat duyarlı erkekJeri. Gerisi fasary a..." Tek yumurta ikizleri farklı 'Kadın-Erkek Üişkilerinin Psikolojisi' adlı kitabın yazan Maryon Tysoe'a göre tek yumurta ikizlerinin bile dış görünüşle- ri, kişilikleri farkldıklar içerir. Bu da ikiz- lerin niye farklı eşler sectiğini açıklamaya yeter. Gerçekten hepimiz Titania sendromu- nun pençesine düşmüşsek. aşkı hep bir körlük. çılgınlık olarak tanımlayan şairler haklı çıkacak. 1579'da John Lyly, "Hem kudret hem kötülük, hem aldatma hem ihanet, yalan yere edilen yeminler ve din- sizlik, yasa tanımayan aşkta legaldir " demiş. Sözlerimizi, çağımıza dönerek bağlar- sak, aşk genini açıp kapamanın sımnı ilk keşfedenimilyarlarbekliyor... Sigaranın 2080 yılında 500 milyon insanın ölümüne yol açacağı bildirildi Sigaraüreticileri TürkiyeVi seviyor • ABD'deki bir araştırmada sigara kullananlann lösemiye yakalanma oranının yüzde 30 arttığı saptanmış. Sigara içenlerin çocuklannın akciğer hastalıklanna yakalanma oranının içmeyenlere oranla 2 kat fazla olduğu belgelenmiş. Bu yüzden ABD"de sigaraya karşı yoğun ve etkili kampanyalar başlamış. Chnton, Beyaz Saray'da sigara içmeyi yasaklamış. ADANA (Cumhuriyet Güney tUeri Bürosu) - Dünya Sağlık Örgütü'nün tüm uyanlanna karşın özellikle Üçüncü Dünya ülkelerinde tüketimi ğiderek ar- tan sigaranın 2080 yılında 500 milyon insanın ölümüne yol açacağı bildirildi. Sağlık Müdürlüğü'nce Adana'da dü- zenlenen "madde bağımlılıklan" pane- linde, sigara, alkol ve madde bağımlılı- klannın zararlan tartışıldı. Panelde "si- gara bağımlılığı ve sonuçlan"na deği- nen Çukurova Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Ana BiHm Dalı öğretim görevlile- rinden Doç. Dr. Yunus Evlice, içinde 4 binden fazla zararh madde bulunan tü- tünün kanserle ilişkisinin 1761 yılında saptanabildiğini söyledi. Dünya sağbk örgütleriyle çeşitli ku- ruluşlann uyanlanndan sonra gelişmiş ülkelerde sigara tüketiminin yüzde 1 azaldığını gelışmekte olan ülkelerde ise tüketimin yüzde 2 oranında arttığını be- lirten Yunus Evlice, kampanyalardan sonra çeşitli ülkelerde sigaraya karşı ge- tirilen yasaklamalara değindi. Evlice, büyük sigara üreticilerinden ABD'de üretimin yüzde 30 oranında azalması üzerine sigara pazarlamasının Üçüncü Dünya ülkelerine kay- dınldığını beLrterek şöyle dedi: "ABD'deki bir araştırmada sigara kullananlann lösemiye yakalanma oranının yüzde 30 arttığı saptanmıştır. Aynca sigara içenlerin çocuklannın ak- ağer hastalıklaniîâ yakalanma oranının içmeyenlere oranla 2 kat fazla olduğu belgelenmiştir. Bu yüzden ABD'de sigaraya karşı yoğun ve etkili kampanyalar başlamışür. Clinton, Be- yaz Saray'da sigara içmeyi yasaklamış, Marlboro'nun kovbo^nun kanserden ölmesi üzerine büyük TV şirketleri bile sigara reklamJannı yayımlamaktan kaçınmıştır." Üretim hızla yayılıyor Evlice, dünya sigara üreticilerinin iş- tahıru kabartan Türkiye'de sigara tüke- timinin hızla yayıldığını, 13 yaşm altı- nda sigara içenlerin oranının da yüzde dokuza ulaştığını söyledi. Evlice yılda Türkiye'de özellikle ABD sigaralannın sınıf atlamanın göstergesine dönüş- mesinden yakınarak "Tüm dünyada ol- duğu gibi ülkemizde de sigara tüketimi- ne karşı kampanyalar düzenlenmeli ve etkin önlemler alınmaüdir. Çünkü araştırmalarda göruîmüştür ki 2080 yılına kadar dünyada 500 milyon insan sigaradan kaynaklanan hastalıklardan yaşamını yitirecektir" dedı. Panelde "Psikoaktif Madde Bağımlılığı ve Sonuçlan"na değinen Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi doktorlanndan Doçent Mansur Beyazyürek, hasta-doktor iliş- kisinin madde bağımhlannın tedavisin- de ilaçtan önce geldiğıne dikkat çekti. Uyuşturucu bağımhlannın ilaçla te- davisinden kaçınılması gerektiğinı bildi- ren Mansur Beyazyürek. doktor-hasta ilişkisinde önyargının 'tedavi edilemez" şeklinde bir tanımlamaya yol açabilece- ğine de dikkat çekerek şunlan söyledi: "Uyuşturucu bağımlılannın yüzde 30'unun anti-sosyal olduğunu saptadık. Yani gerisi dıyalogla tedavıye açık. Hastanın tedavi isteminden yararlan- mak gerekır. Yanı bcn konuşmayı öyle- sine ilerleltim kı hastaya eroin veriyor- muş gibi yaparak tedavi ettim." HUKUK VEVL ET7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear