25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet fcntiya* saiıibi: BerinNadi Genel Yıyın Yonetmenı Özgen Acar • Genel Yayın Koordınatorü Hikmet Çetinkaya • Yazı İşlerı Müdürü: Celal Başiangıc • Haber Merkea Müdurü Mustafa Balbay Gorsei Yoneünen Ali Acar •Duzenleme Mustafa SağUmer • îslanbul Haberlen Şenay KaLkan • Dış Haberler Ergun Balcı • It, - Ekonomı Dinç Ta>anç • Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaoren ĞSpor Abdûlkadir Vücetman #Du- zeltme \bdullah Yazıcı Ankara Temsılcısı Cüneyt Arcavûrek •Haber Müdürlerr Işık Kansu, Hakkı Erdem Z Gokalp Blv İnkilap S No 19,4, Tel: 4331141-47, Telex 42344, Fax (4(4330565•İzmırTemsılcıV. Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352S.2/3Tel.83123O, Telex 52359,Fax (51)895360 • Adana Temsılcısı'. Çetin Yiğenoğhı İnonu Cd 119S No. lKat l.Tel 59 37 52(4hat).Telex 62155, Fax (71)59 25 78 Mûessese Mudür V Erol Erkut • Koordına- tor Ahnet Korukan •Muhasebe Büfeat Ve- ner •İdare Hüseyin Gürer •tşletme Öoder Çeiik •Bılgı-tşlem Nafl Inal «Bılgısavar Sıs- tenı: Müriivet Çiler • Reklam Reha Işıtman Yımfana: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş B«s»ıı:Cumhjrıvct Matba-ıeıiık veGa2etec>hk TAŞ r k A Cad 39/4 ICajaiojlu 34334 tsı PK 246tsunbulTel 512 05 0; Trie* 22246 Fdx U ı5H8595 TAK.VIM 9ŞLBAT1993 İm:>ak 5 33 Guneş 6 59 Öğle. 12 23 İkındı 15 10 Akşam: 17 37 Yatsı 18 57 ÇocuMardasedef hastalığı • ANTALYA(AA)- Akdeniz Cnıversitesi Tıp Fakültesi Derrnatoloji Anabılım Dalı Öğretim LyesiDoç.Dr ŞahınYazar. yetişkın hastalığı olan sedef hastahğının, son yıllarda çocuklarda da korkutucu boyutlarda gorülmeye başlandığını soyledı. AA muhabırine konu ıle ılgilı bılgı venrken, ruhsal açıdan gerilımlı çocuklarda. son yıllarda sedefhastahğının çok artuğına dikkati çeken Doç Dr. Şahm Yazar, "Bunun nedenıni araştırdık. 9bin805hastadan508'i sedefhastası çıktı. Bu haslalann 78'ini ise l-14yaş arasıçocuklaroluşturuyor" dedı. Kalphastalıklari • ANKARA(ANKA)- Gelişmekte olan ülkelerde bağışıklama çahşmalan sonucu yaygın olarak ölümlere yol açan bulaşıcı hastalıklar azahrken, kalp hastalıklan bütün ölümlerin >ansına neden olmaya başladı. Beslenme >etersizliğinın yaygın olduğu gelışmekte olan ülkelerde kalp hastalığını önlemek için \ağ ve tuzdan uzak durmayı ıçeren diyetler yerine tütün kullanımınj azaltmaya >önelik programlar önenbyor. kedi-köpekler • BL'RSA (AA) - Uludağ Ünıversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hazım Gökçen, son yıllarda kedı, köpek ve dığer süs hayvanı besleme arzusunun gıderek yaygınlaştığına dıkkatı çekerek, "Kontrolsüz ıthal kedi-köpek furyası, Türkıye'yeyabancı baa hastalıklan taşıma nskinı de beraberinde getirmektedır" dedı. Prof. Dr. Gökçen, AA muhabinneyaptığı açıklamada, önemli bir pazar oluşturan süs hayvanlan >etıştıricilığındede ıthal hayvan sorununun gündeme geldığını kaydettı. Prof. Dr. Gokçen, özellikle Rusya ve bazı Balkan ülkeleri kökenli ithal kedi-köpek furyasının Türkıye'yeyabancı baa mıkrobık hastalıklan taşıdığını vurguladı Fazla kiH) taş yamyor • KONYA(AA)-Yapılan bılımsel araştırmalarda, erkeklenn bÖbreklerinin kadınlara oranla daha fazla taş ürcttiğı. alınan fazla kılolann da taş oluşumunu hızlandırdığı bıldınldı. Konya Selçuk Ünıversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof.Dr. ÜnalSert,A>\ muhabirineyaptığı açıklamada, ikiımin, taş oluşmasında önemlı etkenlerden binnı oluşturduğunu, özellike sıcak-kuru havanın aşın terleme meydana getırdiğinı belirterek. "Bu nedenle az ve yüksek konsantrasy onda ıdrarçıkanlır. Butür ıdrarlann ıçınde taş yapan maddeler yoğunluk kazanmaktadır" dedi. Oyuncağın fadası zarar • ADANA (AA) - İlk ve en önemlı eğitim araçlanndan bın olan oyuncaklann, çocuk eğıtimıne büyük katkı sağladıâ. ancak fazla ve pahah oyuncaklann, hayal gücünü şımrlayabilecegi belirtildi. Çukurova Ünıversitesi Tıp Fakültesi (Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Anabilım Dab öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Satar, AA muhabinne yapuğı açıklamada, oyuncaklann, duyusal uyanmlar ile bebek ve çocuklann gelişimine ve dünyayı öğrenmelerine katkı sağladığını söyledi. İran'da defite •TAHRAN(LBA)- tran'da kadın gıysileri sergilenecek ve defıle yapılacak. Kadınlann şeriat gereği ayak parmak ucundan saçının tek teline kadar örtülü gezmek zonında olduğulran'da, gelecek ay 'tesettür'e uygun uluslararası birmodadefılesi düzenlenecek. Aynca, filmler ve fotoğraflarla 'iffet. bayramı' adı altında İran kadının son 200 yüzyılda giydiği kıyafetler de sergilenip,eleştirilecek. Bu girişımlerin kadın ve cınsellığı öne çıkaran girişımlere karşı tepki olarak düzenlendıği, böylece 'kafası kanşan' kadınlann da özbenhğine kavuşturulmasının amaçlandığı bildirildi. Çadır, Kuveytlinin yaşam biçimiGöçebelikten vazgeçemeyen Kuveytlilerin çadırlan da evleri kadar mahrem. Çöle tatile çıkanlar bile çadın tercih ediyor • Milyarlık evlere sahip Kuveytliler bahçelerinde bir de dayalı döşeli çadırlara sahipler. Misafirlerini genellikle çadırda ağırbyorlar. • Yemekler burada yeniyor, mırralar burada içiliyor. Çanak -antenle dünyanın dört bir yanındaki televiyon kanallan burada izleniyor. Bir kısmı oldukçamütevazı, kimisi ordugah çadın i... MUSTAFA BALBAY KUVEYT-Bahçeleri bol ye- şillikli villalann önüne renk renk çadırlan görünce. "Sava- şın etkisı hala gecmemiş olmab. Vülasını tarrur ettiremeyen aca- ba çadırda mı oturuyor" dıye düşündüm. Sıra sıra vıllalar, ara ara ça- dırlar. Çoğu hurma ağaçlannın gölgesinde. Kımisı mütevazı dört kişilik kızılay cadın gjbi, kımısi neredeyse ordugah. Gerçı aradan ıkı yıl geçtı ama, soyadı FJ- Sabah olmayan Kuveythler belki de petrol gelı- rinden paylannı düşenı alama- mıştır. Villasından da aynlama- dığı için önüne çadır kurup ya- şamını sürdürmeye çalışıyor- dur. Ama işın gerçeği öyle değil- miş. Tarihlerinde göçebe bir ya- şam süren Kuveytliler, çadır- dan bir türlü kopamıyormuş Milyarlık, dayalı döşeli evlen olsa da bahçeye çadır kurma- dan edemezlermiş. Bu çadırlardan birisine ko- nuk olmak istedım. Yanıt olumsuzdu. Çadır da ev kadar Kuveytliler, çadırdan bir türlü kopamıyor. Çaduiarın içini güzel hahlar, oturma gruplan, leğenler ve ibriklerle süslüvorlar. VazgeçUmez eşya ise televizyon. mahrem. Haneye tecavüz gıbi bir nıyetım olmadığını, sadece merak ettığımı anlatmaya çalış- tım. Sonunda ınsansız, fotoğraf çekmek koşuluyla kabul ettiler. Kuveyt'in merkezinde, Basra Körfezı'nin hemen karşısında. İntercontinental Oteli'nın ya- nında üç katlı, bahçesi heykel- ler ve havuzlarla süslü bir saray yavrusu. Heykellenn çoğunda Avrupa özentisı var. Kıvırcık saçb sevımlı bir çocuk. Venüsü andıran bir kadın. Ortada da ıkı metrehk bir mırra sürahısi.. Saray, El-Sabah ailesınden birisine aıt. Yeşillendirmek için olağanüstü çaba harcanmış bahçenin bir köşesinde de 30-40 kışınin yan yana oturarak sığa- bıleceği bir çadır var. Sadece çadınn ıçinı çekebileceğim ve fotoğrafta hıç ınsan olmaya- cak. Bahçenin panoramik görün- tüsünden sonra ince, sağlam di- reklerle ayakta tutulan çadır bırden goçebe yaşamını bellek- te canlandmyor Çadınn gölge- sınden dışan bakmca bir eşek ya da atın geçeceğini, ya da ku- zu sesi duyacağınızı düşünü- yorsunuz Ama tam karşıda araba garajı var. Yan yana bert-beş gıcır araba. Mercedes, Chevrolet.. Yerde kırmızının hakim ol- duğu canlı renklerle bezelı guzel halılar var. Zemin düzgün de- ğil. Doğal ortama serilmiş. Ba- kır tepsıler üzerinde leğenler. ıbrikler. Yere bakıp başınızı kaldınnca da arkahklı yer mın- derlenru göreceğınızı düşünü- yorsufiuz. Ama değıl.. Üç taraf boydan boya beyaz koltuklarla doİu. Direklere ise gaz lamba^ı değil florasanlar yerleştiriln Çadınn tam ortasını ise basıt bir sehpa üzennde televizyon süslüyor Çölde çadır Konuştuğumuz Kuveythler- den. buradaki yabancılann gözlemlerinden anladık ki çadır sadece geçmişe özlem. ataya saygı değil. bir yaşam biçimi olarak da güncellığini koruyor. Misafırler genellikle çadırda ağırlanıyor. YemekJer burada yeniyor. mırralar burada ıçıli- yor. Çanak antenle dünyanın dört bir yanındaki televiyon ka- nallan burada izleniyor. Yaz mevsiminde tatıl için de çöle çıkarmış Kuveytbler. Do- lar bol. ısteseler çölde tesis yap- ıırabıbrlermış ama çadın tercih ediyorlarmış Avrupa'nın bü- yük kentlennde yaşayanlar bile yılın bellı dönemlerinde Ku- \eyt"e gebr. oradan çöle çıkıp çadır kurarlarmış Çölde tatil keyfı nasıl çıkarubr bilmıyorum. Lçsuz bucaksız kumlara bakıp, verdığı petrol ıçın tannya şük- retmek olasıbklardan birisı.. Kuveyt'te bir akşam yemeği ıçın konuğu olduğumuz Emir El-Sabah"ın gözde davethlenne açtığı Bayan Sarayı'nın yemek salonu da çadır görunümündç. Gınş dev bir çadınn dışa açıl' yuzünü anım'iatıyor. 100 me. relık koridorda her taraf parlak bezlerle kaplı. Belli arabklarla "ödotu"nun yakıldığı küçük mangallar, çevreye, ağır. mistik bırkokuyayıyor Salon'seyine dev bir çadır bıçıminde düzen- lenmiş. Ortada havur, ıçınde fıskıye- nin yarattığı sennlık yağmurlu bir ilkbaharakşamını anımsatı- yor. Kenarlara yerleştiribniş büyük yuvarlak masalarda çadın seyredıp gümuş çatal- bıçakla akşam yemeğımızi yiyoruz Miııikler sahnede büyüyor• İzmir'de Konak Belediyesi, "Kültür ve Sanat Merkezi" küçüklere yeni bir dünya oluşturmuş. Beş ayn oyun sahneye koyuyorlar. Günlerce süren provalar, onlan hiç sıkmıyor. Sahnede sanki kendi- lerinden geçiyorlar. Küçücük bir hata yapan kuliste ağlıyor. Analar, babalar hem seyirci hem avutucu. ÜMTTOTAN İZMİR - "Buynum ujadı ba- ba" diye rolünü sürduren Der- ya, 2.5 yaşında. Pinokyo'yu oy- nuyor. Rolûnü şaşıran büyük- lerini uyanyor. Hepsı daha ko- nuşmayı öğrenmeden kendı- lerini sahnede bulmuş. Beş ayn oyunu sahneye koyup üstelik turneye bile çıkıyorlar... Konak Belediyesi, "Kültür ve Sanat Merkezı" ile küçükle- re yeni bir dünya oluşturmuş. Bu dünyaya adımını atan mı- nikler, mızmızbklanndan, kap- rislennden annmış. oyunlarda "sanatçı" olmuşlar. Günlerce süren provalar, onlan hıç sık- mıyor. Bremen Mızıkacılan'nın ho- rozu Deniz. ayna karşısında ibığıni düzeltiyor. Kara pelerin- leri ve kara maskelenyle hırsızı oynayacak Seyran'la Sertaç rollerinden hoşnut değil. "'Bız hırsız olmak istemıyoruz" dıye tutturuyorlar, ancak yönet- menlen Erdal Dinçer oynanan rolden çok oyunculuğun öne- mini anlatıyor. Mınik sanatcılar beş ayn oyunu bir arada yürütüyorlar. Kül Kedisı, Bremen Mızıkacı- lan, Kırmızı Şapkalı Kız, Pi- nokyo ve Keloğlan'da her mini- ğin değişik rolleri var 2.5yaşm- dakı Derya. Pinokyo'nun dışında Kırmızı Başlıkb Kız'da baltacıyı oynuyor. Anneler, babalar çok hoşnut. Ayda yalnızca 60 bın lira öde- yerek çocuklannın yeni bir dünyaya soktuklannı bebrtip şunlan söylüyorlar: "Okul ve ders çalışmanın dı- şında da yapılacak bırçok şeyın farkına varan çocuklanmıza bu koşturmaca hiç zor gelmiyor. Evde kuçücük bir iş yapmaya bile yanaşmayanlar; provalan. oyunlan dört gözle bekliyorlar. Bızler çocuklanmız yenı şeyler öğrensınler, toplumsallaşsınlar diye uğraşıyoruz ."' Cumartesi günlen mınık sa- natçılann en mutlu günlen. Çünkü seyirci önüne çıkıyorlar. 5 bın bra karşılığında beş oyun ızlıyorsunuz. Bu beş bin lıralar ne kadar çok olursa olanaklar dao kadar artıyor Minikleri yöneten tiyatro sa- natçısı Erdal Dinçer ve yardıması Güzin Ercan var- lannı yoklannı ortaya koymuş- lar. Belediyenın yarattığı bu olanağa yurttaşlann destek ol- masını ısüyorlar. Oyunlannda iyıce yetkinle- şen küçükler artık turneye bile çıkar oldular Kenttekı çeşıtli kreşlere ve yuvalara giderek oyunlannı sergibyorlar. Konak Belediyesi'nin oluşturdupu Kültür ve Sanat Merkezi küçüklere ayn bir dünya oluşturmuş. Bu düny aj 1 paylaşmak için aileler ajda yalnızca 60 bin lira ödüyor (Fotoğraf: ÜMİT OTAN) Radyoaktif kirlenme konusunda yeterince tartışma olmadığı öne sürüldü Çemobü uyanydk, asılfelaket kapmnzda AHMETŞEFÎKM. • Başta Rusya veUkrayna olmak üzereGürcistan, Romanya ve Bulgaristan'ın Karadeniz kıyısında 15'in üzerinde nükleer santral var. Aynca sayısı bilinmeyen bir kısım nükleer reaktörleri de yine Karadeniz'e yakın kesimlerde bulunuyor. y apılmasından sonra gerçek boyutlannın çok ötesinde tartışmalara neden olan Çemobil felaketini ülkemizin ucıız at- İattığı bilimsel çevreler tarafından açık- landı. Ancak insan sağlığı ve ekolojik açıdan çok daha bihük ölçekü yıkımlara yol açabilecek potansiyel tehlikelere karşı acaba yeterince önlem aJmıvor mu? KTÜ, Mimarhk >e Mülıendislik Fa- kültesi İnşaat Mühendisliği Bölumü öğ- retim üyesi ve Çevrebilimci Prof. Dr. Mehmet Berküm, Çemobil deneyimin- den sonra, radyoaktif kirlenme konusun- da yeterince târtışma olmadığmı, bu ko- nuda geleceğe yönelik sağlıkJı bir önle- min de görülmediğini savundu. Başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan'ın TRABZON - 1986'da meydana gelen ve ülkemizde 7 yıl sonra rüm boy utları ile tartışıbnaya başlanan Çemobil felaketi, Karadeniz'e kıy ısı bulunan ülkelerde geri teknolon ile yapılan çok sayıda nükleer santralın gündeme getirUmesiyle yeni bir aşama kaydettı. Karadeniz Teknik Üni- versitesi (KTİ) öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Berküm, Karadeniz'- in kuzey bölümünde kıyı kesimlerinde 20'nin üzerinde nükleer santral bulundu- ğunu, ancak bunların güvenilirliği ve atık yok etme yöntemlerinin bilinmediğJni açıkladı. Üzerinde çok değişik spekülasyonlar Karadeniz kıyısında 15Mn üzerinde nükleer santralı bulunduğunu hatırlatan Berkürn, "Bu ülkeler, 1954'ten bu yana nükleer santraüar ile elektrik üretimi çalışmalan yapıyorlar. Aynca sayısı bi- linmeyen bir kısım nükleer reaktörleri de yine karadeniz'e yakın kesimlerde bulu- nuyor. Bunlar, bugünkü teknolojiye göre oldukça eski. AyTica güvenüirükleri ve atık yok etme yöntemleri bilinmiyor. Bu santrallardaki bir felaketin sonuçları çok büyük olabilir" diye konuştu. Karadeniz'in hızla kirlendiğini ve bu kirlenmede radyoaktif maddelerin özel- likle önümüzdeki dönemde büyük kat- kılan olacağını anlatan Mehmet Ber- küm, 2000 yılında dünyada yılda 227 bin lirre nükleer atık üretileceğinin hesap- landığmı, BDT'nin dünya nükleer üreti- minin yüzde 12'sine sahip olduğunu. do- laytsıyla bu ülkelerin yılda yaklaşık 25 bin metreküp nükleer atık üretebileceğini öne sürdü. Berküm açıklamalannı şöyie sürdürdü: "Bunun ne kadarmın Kara- deniz'in payına düştüğü belli değil. An- cak bir an için bepsinin verildiğini düşün- sek. 20 yıl sonra Karadeniz bir radyo- akrivite denizine dönüşür. Nükleer enerji tesislerinin elektrotlarım yıkayan tesis- lerde önemli miktarda radyoaktif atık çıkıyor. Sıvı radyoaktifleri belirli mik- tarda sudan alan arıtma yöntemleri bu- lunmakla birlikte, verimin düşük obnası ve fınansman güçlükleri nedeniyle pek tercih edilmiyor." Prof. Dr. Mehmet Berküm, bugün dünyada nükleer atıklar konusunda 'önce uzaklaştır, sonra incele' yöntemi- nin uygulandığını, yakıt öreten tesislerin nükleer enerji üreten tesislere göre daha fazla ve tehlikeli atıklar ürettiğini hatır- latarak. metal ve plastik koruyucu kaplann içinde doğrudan deniz dibine atılan radyoaktif atıkların hareketsiz de- niz ortamı içinde etkisini yitireceğinin varsayıldığını söyledi. Bugün HBB'de, yarın TRT1 'de Yorgun Savaşçı geri dönüyor •TRT tarafından 1983'te "Atatürk'e gerektiği ölçüde yer vermediği" için yakılan, ancak bir kopyası sürpriz bir biçimde orlaya çıkanlan Yorgun Savaşçı dizisi, çekime başlandığı 1979'dan 14 yıl sonra gösterime giriyor. ANKARA (ANKA) - Uze- nnde büyük tartışrnalar yapı- lan ve devlet tele\ız>'onu tara- fından çekılmesine karşın siyasal ve askeri otorite tara- fından imha edılmesıne karar verilen "Yorgun Savaşçı", bugün 20.40'ta HBB'de, yann 20.45'te TRTl'de ıkı ayrî ver- sıyon ıle gösterime ginyor. Dizdnin serüvenı, çekimlerine karar verilip 1979 yılında baş- lanması ve 1983 yılında yakıl- masını da kapsayacak şekılde 15 yıl öncesine kadar uzanı- yor Dızının yeniden yayına gır- mesı sürecı, Başbakan Süley- man Demirerin ayük basın toplantılannda sorulara yanıt venrken, "ınceleniyor" deme- sıne karşın. HBB televızyonu- nun hemen hemen aynı İcadro ıle "Yorgun Savaşçı" adlı dı- zıyi çekmeye karar vermesıyle başladı Kültür Bakanı Fikri Sağiar'ın her yerde aradığı ve 1983 yılındakı yakımdan kur- tulan tek parça olan 2 ınçlık kopya HBB'nin dızının çe- kimlerinı hızlandırdığı bir or- tamda yayımlanması amacıy- la Başbakan Demirel'ın araa- lığı ile TRT'ye verildı. Yayım- lama karannın, "HBB'nin TRT'nin bazı kopyalannı kullanacağı, sansürsüz olarak yayımlayacağı ve tartışmalar yaratacaği" gibı nedenlerle almdığı öne sürüldü. Yakılma nedenleri Tutanakta fılmin yakılma- sına gerekçe olarak şunlann göstenldıği öğrenıldi: "Atatürk'e gerekb yer veril- medıği, Çerkez Emem'in milli mucadelenın başlangıç döne- mindeki faaliyetlennden övgü ile söz edildıği, milli kahra- man görüntüsüne sokulduğu, Çerkez, Arnavut, Arap, Kürt, Laz, Rumeli Çingenesı gibi ta- bırlenn çok kullanıldığı." TRT Genel Müdürü Kerim Aydm Erdem, yakılma olayı sırasında televizyon daıresı başkanıyken dönemın TRT Genel Müdürü Macit Akman, yakılma olayının ardından, dıziye ılişkin bir kopyanın gösterime hazır bir bıçımde 2 ınçlık teknik t.r bant olarak saklandığinı açıklamıştı. Koalisyon hükümetinin kurulmasının ardından özel- likle Kültür Bakanı Fikri Sağ- lar, Yorgun Savaşçı'nın bu kopyasını uzun süre aramıstı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear