22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26ŞUBAT1993CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Geleneksel Kültür Haftası • ANKARA (AA) - Ankara Üniversitesı'nin düzenlediği geleneksel kültür haftası 5-11 nisan larihleri arasında yapılacak. Bu yıl dördüncüsü düzenlenecek geleneksel kültür haftasmda, konser, panel, dinleti. scrgı. gösteri, tiyatro. sinema, modern dans ve satranç turnuvasıjgibı etkinlikler yer alacak. Anakara Universıtesi öğrencileri ve kurumlararası işbirliği çerçevesinde ^erçekleşitinlecek faaliyetler halka açık ve ücretsiz olacak. ADT'de Brecht günleri • ADANA (AA) - Adana Devlet Tiyatrosu'nun (ADT), çağdaş tiyatroya emeği geçen sanatçılan tanıtmak amacıyla başlattığı "Kültür Günleri "nin ilki Bertolt Brecht'e aynldı. 25 şubat ite 1 mart 1993 tarihlen araşında, Türk-Alman Kültürel İşbirliği Derneğinin katkılanyla gerçekleştırilecek "Brecht Günleri"nde, sanatçının yaşamına aıtfilmlerve fotoğraflarsergilenecek. şiırlerinden oluşan bir de dinleti sunulacak. SİNEMA ATILLÂ DORSAY Başaranın yeni filmi • İZMİR (AA) - Oscara aday gösterilen, ancak değerlendirme dışı kalan "Piano Piano Bacaksız" fılminin yönetmeni Tunç Başaran, "Uçurtmayı Vurmasınlar'dan sonra iİcınci kez bir TürkfilmininOscar'a aday gösteriIdiğıne dikkat çekerek, "Türk sineması artık Avrupa'dasözsahibidir"dedı. Başaran, Türk sinemasının içınde bulunduğu zor koşullara karşın kendıni Avrupa"da kabul ettirdiğini, ancak henüz bir sinema yasasının çikanlmadığını. kültür Bakanlığının bu konuda tutarsız davrandığını söyledi. Tunç Başaran, bu arada, senaryosu Macit Koper'e ait yeni filmini de açıkladı. "Sen de Gitme Tiriyandafilis" adını taşıyan fılmin bütcesinin 11 milyar olarak belirlendiğini söyleyen Başaran, fılmi Amerikalı bir ortaklaçekeceğını açıkladı. 'Ankara'yı Seviyorum' • ANKARA (ANK A)- Ankara Buyükşehır Beledıyesi ile Türkiye Sınema ve Audiovisuel Vakfı'nın (TÜRSAK) ortaklaşa düzenlediği"Ankara 'yı Seviyorum" konulu senaryo yanşmasına 30 nisana dek başvurulabilecek. Ankara'nm başkent oluşunun 70'mci yıü dolayısıyla düzenlenen yanşmaya kaülacak yanşmaalann, senaryolannda kentsel panorama ile kent kimliğı görüntüsünü vurgulayarak, Ankara'yı "başrol oyuncusu" olarak değerlendirmeleri gerekiyor. Yanşma sonunda birincıye 20, ikincıye 7 milyon. üçüncüyede 5 milyon lira para ödülü verilecek. BaşvurularTÜRSAK'a yapılabilir. Uğup Mumcu, İnsancıl'da • Kültür Servisi - Aylık kültür sanat dergısi Insancıl'ın şubat savısırun kapağı Uğur Mumcu'ya aynlmış. İnsancıl Emekçılen imzasıyla çıkan yazıda, insanın düşüncesinden dolayı öldürülmeyeceği birdünyanın kurulabilmesi ıçın birlik çağnsı yapıhyor. Dcrgıdc. Cengiz Gundoğdu, Betül Çotuksöken, Ioanna Kuçuradi, Arda Denkel, İsmet Zeki Evüboğlu, Özkan Manav, Ferda Ereren, Mauriche Cornforth, Necmettin Bortecin, Sadık Albayrak, Hıdır Geviş, Ayhan Hünalp, HalisÖzdoyuran'ın yazılan. Osman Bohılu, Hikrnet İnan, Adnan Yücel, Afşar Timuçin, Ayhan Ergün, Vecihi Timuroğlu, Bertolt Brecht, Müfit Gürgün, Pier Paolo Pasolini, Cenfgiz Doğu ve Berrin Taş'ın da şiirleri yer abyor. fnsancırda Hayati Azim'ın de bir öyküsü yer ahyor. Siber'in suluboya sergisî •ANKARA (AA) - Mübeccei Siber'in daha çok uzakdoğuyu konu alan yapıtlanndan oluşan suluboya resim sergısi, Türkiye İş Bankası Galerisi'nde 3 mart çarşamba günü açılacak. Çalışmalannı Jakarta ve İstanbul'da sürdüren sanatçının sergisi, 31 marta kadar izlenebilir. Uzun yıllar ABD ve uzakdoğu'da yaşayan sanatçı, buralarda yağlıboya, heykel, suluboya ve pastel çalışmalanyaptı. 1980-1993 tarihlen arasında Türkiye, ABD ve Uzakdoğu'da 17 kişisel sergi açan ve birçok karma sergiye katılan sanatçının eserleri, yurtiçi ve dışında özel ve resmi koleksiyonlarda bulunuyor. Ankara Fîlm Festivali •ANKARA (AA) - Bu yıl beşincısi gerçekleştirilecek olan Ankara Film Festivali'nde genye sayım başladı. Açıbşı 5 mart tarihinde yapılacak fesüvalde gösterime girecekfilmlerinbiletleri 27 şubat cumartesi gününden iübaren satışa sunulacak. Bu arada. festıval komitesi seyirciye kolaylık açısından fılmlerin, elektronik alt yaa tekniğiyle verilmesini karalaştırdı. Fetivalde gösterilecek yabancıfilmleriade edıleceğı için Türkçe seslendirmenin mümkün olmadığı bildirildi. Bu arada bilet satışlan 5 mart tarihinekadar, Kızılırmak. Metropol ve Kavaklıdere sinemalan gişelerinde saülacak. 43. BERLİN ŞENLİGİNE GENEL BİR BAKIŞ... 'Baba'ların suskunluğu, Çiırin uyanışıAlmanya'nın artık 'müstakbel başkenti" olan Berlin'de 43. kez yapılan film şenliği, yine çok sayıda (1000'e yakın)filmingöste- rildiği, binlerce gazetecinin izlediği gör- kemîi bir şölen halinde geçti. Bu filmlerin onda birini bile tümüyle izlemek olanaksız- dı. Bız, hemen her yıl olduğu gibi, yanşmalı bölümü ön plana alarak 50'ye yakın fılmi izleyip, dünya sinemasının genel durumu hakkında bir bilgi sahibi olmaya çalıştık. Genel görünüm. dünya sinemasının çok sayıda ve çoğu zaman hiç umulmadık or- tak-yapımlarla aktif bir görünümde oldu- ğu, ancak kalitenin aynı ölçüde yüksek ol- madığıydı. Avrupa'nın parlak sinemalan -Fransa, ftalya, Ingiltere- bu yıl şenlikteki fılmleriyle tam bir düşkınklığı yaşattılar. Yalnızca Fransa'dangelen görkemh belge- sel "Saraybosna'nın Olümünden Bir Gün" ve çeşitli mali kaynaklanna karşın, sonuç olarak bir Fransız yapımı görüntüsünde karşımıza gelen Emir Kusturica'nın son fıl- mi 'Arizona Düşü", son derece önemli yapımlardı. Kusturica'nın fılmi, içerdiği yenileyici ve çarpıcı öğelerle, festivalde en zengin hayalgücüne sahip filmlerin başı- nda geliyor ve yeni bir sinema için zayıfla- yan umutlanmıza bir ölçüde karşılık veri- yordu. Almanlann parlak yılı Alman sineması. parlak bir yılında idi. Resmi bölümde, biri yanşma dışı tam 3 Al- man filmi vardı. Parlak bir güldürü olan (ve daha önce sözünü ettiğimiz) 'Artık İyi Çocuk Olmak Yok-Wir Können Auch Anders'in yanı sıra savaştan sonra bir ih- bar üzerine tutuklanarak yargılanan ve hapsemahkûmedilenbirkadınınöyküsünü anlatan "İhbarcı Kadın- Die Denunzi- antin" ilginçti. Kendisi de bir ihbarcı olan ve son aylarda Hıtler'e suikast düzenleyen Carl Goerdeler adlı direniş liderini ihbar ederek asılmasına neden olan Hejene Schwarzel adlı kadının gerçek öyküsünü anlatanfilm.özellikle baş oyuncusu Katha- rina Thalbach'ın oyunuyla değerlenen, bel- gesel tadında bir fılmdi. Bir diğer film ise, tam olarak bir Alman- Îngiliz-Fransız ortak-yapımı olarak karşı- mıza gelen "Çimento Bahçe-The Cement Garden" adlı yapımdı. Jane Birkin'in kar- deşi olan ve daha önce ülkemizde "Ateşli Sır-Burning Secret" adlıfilminiizledığjmiz Andrevv Birkin'in yönettiği film, bir ro- mandan yola çıkarak anne-babalan ölen 4 kardeşin, onlann vasiyeti üzerine birlikte kabna savaşımlannı ve yaşamı öğrenmele- rinin öyküsünü anlatıyordu. Romanın belkemiğini oluşturan, en bü- yük 2 kardeş arasında oluşan 'ensest' olayını ise Birkin büyük bir dikkat ve özen- le sinemalaştınyor. gencecik bir kızla oğ- lanın "kardeşçe duygular"ın ötesıne geç- melerini estetik bır tüJe sarmalayarak du- yarlı bir sinemaya dönüştürüyordu. Bu ba- şansı şenlikte Andrevv Birkin'e en iyi yö- netmen olarak bır Gümüş Ayı kazandırdı. Avrupa'nın diğer ülkeleri, sinemalannı Afrikalı bir tûr serserinin öyküsünü anlatan belgesei tadındaki Idrissa Ouedraogo'nun filmi 'Samba Traore'Beriin'de ilgi topladı. ayakta tuıma çabası ıçındeydiler. İspanya "Altm Çağ-La BeUe Epoque" adlı filmde popüler öğelerle donatılmış hafıf bir güldü- rü sinemasının ardına sığınırken Hollanda daha önce sözünü ettiğimiz psikolojik bir gerilim fılmi olan Amerikanvari "thanet'le yanşıyor, Norveç ise Kuzey Avrupa sine- malannın biraz soğuk mükemmeliyetçilı- ğini taşıyan "Telgrafçı" ile varüğını duyu- ruyordu. Kimi filmler ise şaşırtıcı ortak-yapım ça- balanydı. Danimarkalı Morten Arnfred'in yönettiği "Rus Şarkıcı", değişim son- rasının Moskovası'nda geçen ve TV dizile- rini anımsatan bir aşk ve casusluk fılmi>di ve bir Danimarka-Rusya ortak yapımıydı. "Sanfoka" adlıfilmise bir ABD-Almanya- Gana ortak yapımı olarak çekilmiş ve Gü- ney Afrika'nın sorunlannı bir gizem ve folklor örtüsüyle sarmalayan başansız bır denemeydi. Şenliği kapayan (ve göremedi- ğımiz) Costa-Gavras filmi "Küçük Kıya- met" ise bir Fransa-ttalya-Polonya ortak yapımı olarak perdeye geldi. Görüldüğü gibi, ulusal sinemalar artık çıkış yolunu bü- yük ölçüde ortak yapımlarda arar hale gel- mişlerdi. Sosyalizm sonrasının fümleri Değişim sonrası eski sos>aiist toplum- larda olup bitenler, ilginç, acı yüklü, top- En iyi oyuncu seçflen Denzel VVashiııgton lumsal tepkileri sanat düzeyinde yansıtan fılmlere yol açmıştı. Bunlann en ilginçlerin- den biri olan Gürcü yönetmen Timur Bab- luanTnin yönettiği "Uyananlann Güneşi", doğrusu gizemli ve ginlmesi zor bir sinema orneğıydi. Fareler üzennde yaptığı deney- lerle kansere çare arayan. biraz "kacık" bir doktorun ve ailesinin. günümüzün çöküş içindeki bir eski sosyalıst toplumunda başı- na gelenleri anlatan bu karamizah yüklü film, içerdiği zekâ ve karamsarlık dozuyla şaşırtıcı bir fılmdi. Ve şenlikten bir Jüri Özel Ödülü afarak çıkü. Aynı lürdeki il- ginç Rumen fılmi 'Evlilik Döşeği'nden daha önce uzunca söz etmiştim. Egzotik sinemalar ve Çin'in çıkışı 'Egzotik sinemalar', iyi-kötü sürprizler getirdiler. Japon sinemasından gelen ve 1910'larda bır genelev kadınının acılı öy- küsünü anlatan "Özlem-Yume No Onna" adh film, Japon olmayan seyircinin ıçine gırmesine olanak bulunmayan gizemli bir kapab kutuydu. Afnka'daırgelen ve Bur- kina Faso'nun Fransa-İsviçre ile yaptığı bir ortak yapım olan; İdfftMPOuedntoge^ nun yönettiği "Samba Traore" ise Afrikalı bir tür serserinin öyküsünü anlatan yalın ve belgesei tadında bir fılmdi. Uzak ülkeler sinemasından olumlu an- lamda sürpriz yapan tek ülke ise Çin oldu. Daha doğrusu, iki Çin: Çin Halk Cumhu- riyeti ve Tayvan. Her 2 ülkeden gelen füm- leri de size duyurmuştuk. Çin'den gelen 'Güzel Kokulu Ruhlar Gölünün Kadınla- n", yalın bir öyküyü, Batılı için yeterince değişik psikolojik sıçramalar ve görkemli bir estetikle anlatan hoş bir yapımdı. Tay- van'ın hafıf güldürüsü 'Düğün Şöleni' ise gücünü, eşcmselliği çok doğal ve sıradan bir olgu olarak alan şaşırtıcı öyküsünden alıyordu. Bu 2 film, bu yıl Altın Ayı'yı (Berlin'in tarihinde çok az görülmüş bıçim- de) paylaşarak, Çin sinemasının gerçekten de günümüzün en ilgjye değer yeni sinema- sı olduğunu kanıtladılar. Evet, "Çin Uyanı- yor'du ve bu, uluslararası siyasal konjonk- türü olduğu gibi, sanat âlemini de etkile- meye aday bır olaydı. En iyi oyuncular ABD'den Ve de, kuşkusuz "olmazsa olmaz" Ame- rikan sineması. Bu yıl Berlin, her yıl oldu- ğunun tersine, Oscar'lar için bir "vitrin" bi- çıminde geçmedi. Oscar'ın en "baba" adaylan Berlin'de yoktu. Onun için geri- limü, adeta isterik bir Amerikan sineması koşuşturmacası yerine, sakin ve ağtrbaşlı bir seyir düzeni egemen oldu. İlginç yanla- nna karşın çok önemli olmayan 'Hoffa' ve 'Toys' filmlerınin eleştirisini bu filmlerin ülkemizde gösterilebilecekleri güne bıraka- lım. 'Malcolm X', uzun uzun yazdığımız gibi, şenliğin kuşkusuz en ilgiye değer Amerikan filmivdi. Bir zenci lıdere adanmış bu ilk Hollyvvood üstün-yapımı, karizmatik ve etkib' bir liderin öyküsünü, pobtik yanını biraz silerek, bir tür "kara mitos" yaratma- nın peşine takılarak veren, ancak yine de önemli bir fılmdi. Jonathan Kaplan'ın 'Aşk Tarlası' ise bir beyaz kadınla bir zenci erkeğin aşk öyküsünü, 1960'lann Kennedy cinayetlenyle sarsılan Amerikası'nın yüre- ğine yerleştırmekle, yine dolaylı da olsa po- btik bir sinema örneğı ortaya koymuştu. Bu 2 film de Berlin'de ortak bir yazgıyı paylaştılar. oyunculanna (Denzel VVas- hington ve MkheUe PfeifTer) birer 'En İyi Oyuncu Gümüş Ayısı' getirdiler. Usta yönetmen Billy Wilder, sinemanın devi Gregory Peck ve 'King Kong'un 60. yılı Berlin ŞenliğTııde üç ^kııteal caııavaı*Fransızlar ünlü, çok ünlü oyTinculara "monstre sacre-kutsal canavar' derler, bi- lirsiniz... İşte bu yıl Berlin, bu 'canavar'lar- dan üçünün ziyaretine 'mazhar' oldu. Ve ortahk birbirine girdi. Bunlann en yaşlısı. Amerikan sineması- nın yaşayan en büyük yönetmeni olan Billy Wilder'di. Aslen Alman ve Berbnb olan Wilder'e Berlin hep ilgi göstermişti. Birkaç yıl öncede(galiba 1986'da) ustanın Berlin'- de tüm fılmleriyle anıldığını anımsıyorum. 1906 doğumlu (demek ki bugün 90'ına yaklaşmış) sanatçı. Berlin'in efsanevi stüd- yolan Babelsberg'de, Almanya döneminde senaryosunu yazdığı (ve Kurt Siodmak'ın yönettiği) bir filmin yenilenmiş haüyle gös- terisinde bulundu, şonra biz basına bir top- lantıda seslendi. İlerleyen yaşına karşın espri yüklü, konuşmayı seven, birçok şeyi çok iyi anımsayan Wilder, bize Marilyn Monroe'dan sessız Alman sinemasına. Hollywood'un stüdyo sisterninden Audrey Hepburn'a çok şeyden ve kişiden söz eden, anekdotlarla yüklü bir konuşma yaptı, so- rulan yarutladı. Bir diğer sinema devi, sinemanın büyük oyuncusu Gregory Peck'ti. O da adına ya- pılan bir toplu-gösteri onuruna Beriin'e geldi, sonfilmiolan ve Arthur Penn yöneti- minde Lauren Bacall'la birbkte çevirdiği 'Portre'nin galasında bulundu (yaşbbk üzerine hoş bir duygusal güldürü) ve bir basın toplantısı yaptı. Bugün tam 77 yaşın- BiHy W0der(Û5tte), Gregory Peck, Hitcbcock'un 'öldüren Hatmdar' filminde da olan Peck'in zekâsı ve çağdaşlığı şaşırtı- aydı. Hitcncock, Huston gibi yönetmenler- le olan anılannı anlattı. günümüzün sine- ması üzerine, hiç de olumsuz olmayan gö- rüşlerini söyledi, tam bir alçakgönüllülük örneği verdi. Örneğin yeni oyunculann. kendi dönemlerinde, perdede hep aynı kişi- liğı canlandıran starlara kıyasla çok daha başanb olduğunu söyledi, bir zamanlar çe- virdiği 'Korku Burnu' fılminin, Martin Scorsese imzab yeni çevrimi hakkındaki 'tuzak soruyu" ise Scorsese'e ve yeni Holl- ywood yönetmenler kuşağına olan hay ran- bğını dile getirerek yarutladı. Peck, Holl- ywood'un parlak döneminın hayatta kalan sayılı adlanndan bıriydi ve onu yaşb. ama dinç halinde görmek, kuşkusuz önemb bir fırsat ve bir sinemasever için büyük keyifti. Bu 'kutsal canavar'lann en genci ise kuş- kusuz King Kong'du. Doğum tarihi 1933 idi: Gerçekten de, fantastik sinemanın ön- cüierinden ve ikisi de kendi alanlannda bi- rer dâhi olan Merian Cooper/Ernest Scho- edsack'ın 1933'te çevirdıkleri "King Kong"un, bu yıl tam 60. yıldönümü kutla- nıyordu.Türününhâlâaşılmamışbır örneği olan King Kong, bu vıldönümü şerefıne Beriin'e çağnldı. Ve film, yenilenmiş. ona- nbruş kopyasıyla ve özel bir galada festival seyircisine sunuldu. 'King Kong', zamanın getirdiği kaçınıl- mazbireskimeyekarşın.temeldehâlâayakta duran bir yapımdı. \Villis O'Brien'in gö- rüntü hileleriyle yüklü kamera çabşması, Max Steiner'in müziği. Fay Fray ve Robert Armstrong'un oyunlan, kendi içinde çok tutarb bir atmosfere ulaşıyor ve fıbni, ger- çekten kendi türünün bugün bile ilgiyle iz- lenen ve pek aşılmamış bir yerine oturtu- yordu. Basınla da konuşan (!) ve "Ben hâlâ büyüğüm. Ne var ki artık filmler küçüldü" diyen canavar, Berbn'de parlak bir yaşgü- nü kutladı. Ve her yaştan sinemaseverin özlem dolu alkışlannın sesi kulaklannda olduğu halde Berlin'den aynldı!.. 'Piano Piano Bacaksız' Sıcacıkbir Servisi - Türkiye'nin Oscar'a bu yılki "aday adayı" filmi "Piano Piano Ba- caksız", ABD'de Los Angeles Times gaze- tesinde çıkan bır yazıda "sıcacık bir öykü, sıcacık bir fibn" olarak nitelendirildi. Yazar Kemal Demirel'in çocuklannı an- lattığı kitabından Tunç Başaran'ın sinema- ya uyarladığı "Piano Piano Bacaksız", 1940'b yıllarda eski bir İstanbul konaânda yaşayan bir aileyı anlatıyor. FUm, Ikinci Dünya Savaşı sürerken bu eski konakta yoksul ailenin verdiği gecim savaşını küçük bir çocuğun gözüyle aktanyor. Başrollerinı Rutkay Aziz itc daha önce yabancı film dalında İsviçre'ye bir Oscar kazandıran "Umuda Yolculuk" fıbninde de rol alan Emin Sivas'ın paylaştıklan fibn için Los Angeles Times gazetesinde çıkan yazıda, "Tunç Başaran'ın usta ve sıcak yö- netimiyle perdeye gelen, kendine özgü bir dünyayı yansıtan ama yine de bize hiç ya- banalık hissettirmeyen bır film" denildi *YıpranmışInsanlar'ınyürcğedokunanöyküsü • Berlin'de yanşma dışı gösterilen genç yönetmen Beeban Kidron'un ilk önemli fılmi 'Used People', yüreklerimizi ısıttı. Shirley Mac Laine, Marcello Mastroianni ve Jessica Tandy'nin önemli rolleri paylaştıklan film, aşkın yaşamı- nda her döneminde gerçekleşebileceğini gösteriyordu. Bertin'de yanşnu-dışı gösterilen bir Ameri- kan fihn yüreklerimizi Lsıttı, bir tür yalın ve gösterişsiz dnygusal sinemaya karşı olan özk- mimizi giderdi. Genç bir (kadın) yönetmenin. Beeban Kidron'un ilk önemli filmi olan "Used People-Yıpranmış İnsanlar", bizleri 1969 ydında New York'un Queen semtindeki Yahu- di çevresine götürüyordu. Bu çevrede yaşayan ve kocasını 37 yıllık bir beraberlikten sonra yitiren bir kadının (Shirley Mac Laine) öyküsüydü bu... ^'aşlı annesi (Jes- ska Tandy) re ikisi de sorunlu kızlanyla (Kathy Bates ve Marcia Gay Harden) ottıran kadın, daha kocııanın cenazesinin kaMınla- cağı gün, kendisine "yanaşan" \e hayranlığmı beiirten birisiyle karsılaşıyordu: Kocasının 20 yıllık arkadaşı olan bir İtalyan lokantacı (Marcello Mastroianni) ttalyan kadına kur yapıyor, 20 yıkhr kocasınm anlattıklarmdan onım döşlerinde gördfiğümi söylüyor, onu Av- rupa kökenli ince ve zarif bir "flört" atmosferi- ne cekmeye calışıyordu. Ama, hem de o gele- nekçi ve tutucu \İusevi çevresinde olacak şey miydi bu? Film, bize burnın pekala olabileceğini ve aşkın, du> gusal bir bağldığm, yaşamın her dö- neminde, ileri yaşlılıkta bile gerçekleşebilece- ğini gösteriyordu. Bu tür Amerikan duygusal- komedisinin genel hızaklanna pek düşmeyen, duygusaütğını ta?e ve içten bir anlatımla denet- leyebilen bu film, özellikle oyunculanndan da büyük destek alan bir yeni "Kızarmtş Yeşil Domatesler" sayılabilirdi. O filmin sıcaklığına >e albenisine sahip olan "Yıpranmış İnsanlar"ı sanırım ki yakında ülkemizde de izleyebilccc- ğiz. Marcello Mastroianni 43. BERLİN ŞENLİĞİ ÖDÜLLERİ: Altın Aıı (en ivifılmj = "GüzelKokulu Ruhlar Gölünün Kadmlan" (Çin Halk Cumhuriyeti) ve Düğun ŞöJenT'(Tay>an) , Gümüş Ayı (jüri özel ödulüj Emir Kus- tarica "Arizona Düşü" (Fransa) Gümüş A yı En İvı Yöneımen = Andrew Birkin "Çimento Bahcem "(The Cement Garden) Gümüş A vı En İyi Oyuncular — Denzel 1TMMIILIIIII "Makohn X" ve Miriıefle PfeifTer "Aşk Tarlası" (Love FieH) Gümüş A yı Özel Ödûl = Timur BaMua- ni "Uyananlann Günesi" (Gürcistan) ve Idris Öuedraogo "Samba Traore" - (Bur- kina Faso- Fransa- İsvicre) Jüri, tsraillı Assi Dayan ve Alman Det- lef Buck'a birer mansiyon verdi. Mavi Melek - Avrupa Sinema ve TV Akademtsi Büyük ödûJü = Jacques DoC- lon "Genç VVertfaer" (Fransa) Gören'inyeni filmi'Amerikalı' Kiütür Servisi - Yönetmen Şerif Gören'ın yeni fibni "Amerikab", 20 yıl Amerika'da ya- şadıktan sonra Tür- kiye'ye dönen zen- gin bir işadamırun uğradığı "kültür şo- kunu" konu alıyor. Ülkesinın "cağ at- lamış" olduğunu farkeden işadamı, gide- rek daha çok "Amerikan'laşan" topluma uyum sağlayamıyor ve bunabma giriyor. Günümüz Türkiye'sinden kesitler su- nan filmde, başlıca rolleri Şener Şen ile Lale Mansur paylaşıyorlar. Geçen yıl Altın Portakal Fibn Festivab'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Lale Mansur, "Amerikalı"- filminde Şener Şen'in yıllar sonra yeniden karşılaştığı gençlik aşkını canlandınyor. TikTİminInce Gülü' başlıyor Kültür Servisi - Yazar Adalet Ağaoğlu- nun aynı adb romanından sinemaya uyarlanan "Fikrimin İnce Gülü" fılminin galası 1 mart pazartesı günü İstanbul'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda ger- çekleşürilecek. fiyasSalman'ın başrolünü üstlendiği film, 5 mart cuma gününden itibaren Beyoğlu Beyoğlu. Kadıköy Moda ve Bakırköy Karya sinemalannda gösterime girecek. Türk-Fransız-Alman-İsviçre ortak yapımı olan "Fikrimin İnce Gülü", ço- cukluğu ve gençüği yoksulluk içinde ge- çen, sonra bir yolunu bularak Almanya'- ya işçi olarak giden 'gurbetçi Bayram'm öyküsünü anlaüyor. Traji-komik filmde Bayram'ı canlandıran llyas Salman'ın yanı sıra Fransız oyuncular Valerie Le- moine ve Micky Sebastian, Savaş Yurt- taş, Menderes Samancılar, Serra Yılmaz, Fiîiz Küçüktepe, Tuncay Akça, Saadet Gürses ile İhan Baysal da rol abyor. Çekimlerine 1987 yılında başlanan ve 13,5 milyar liraya malolan "Fikrimin İnce Gülü"nün büyük bir bölümü E-5 karayolu ve Ankara-Polatlı dolaylannda çekilmiş. Görüntü yönetmenbğini Orhan Öğuzun üstlendiği filmde, gurbetçi Bay- ram'm Almanya'dan Türkiye'ye dönüşü- nü anlatan bölümlcr, özellikle ilginç. Bu bölümde gerçekleştirilen özel "kaza çe- kımleri" oldukça farklı tekniklerle çekil- miş. "Fikrimin İnce Gülü"nün müziğini ise, iki Ccsar ödüllü ünlü Franız besteci Vladimir Cosma hazırlamış.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear