25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ARALIK1993 PAZARTESİ CUMHURfYET SAYFA DUNYADAN Kamboçya: Angkor ölüyorYağmalama ve bürokratik anlaşmazlıklar, antik kent Angkor'un restorasyonunu geciktiriyor €t K amboçya Kralı Norodom Siha- nık son on yıl içinde turistlerin, yağmaçılann ve en önemhsi Kızıl Kmerlerin tahnp ettiği Angkor tapınakiannın koruma altına alınması ve restorasyon çalışmalanrun tekrar başlaüiması içın yardun anyor. Bu yardırtun sağlanması, bölgede etkinüği ve tapınaklara ilgisi olan UNESCO, Fransa ve Japonya'yla yapılacak işbirli- ğine ve Kamboçyalılann yardımma bağh. Tapınaklann kurtanlması için gerekli olan en önemli şey, bölgede banşın sağ- lanması. Ama bugûn için Birleşmiş Mil- Jetler bunu tam anlamıyJa başarabılmiş değü. Tapınaklan da içıne alan Si- em-Reap Bölgesi Kızıl Kmerler'in kontrolü altında. Bugün Kıal Kmerler, tapınak- lar için doğrudan bir tehlike oluş- turmuyor. Bölge- dekj en son silahJı çaüşma. secimle- rin düzenlendiği mayıs ayında gerçekleşti. Angkor 1973'ten beri hiçbir restorasyon görme- di. Ancak bu yıl EFEO (Uzak Doğu Fransız Okulu) restorasyon çalışmalan- na başladı. Bu gjrişim Angkor'un geleceği için önemli bir adım sayılıyor. Çünkü bölge- deki yerel rnilisler hükümetin buraya müdahalesini kabul etmiyor. Angkor tapmaklan, 70'li yıllardaki savaş sırasmda ve bin yıllık tarihi boyunca son 10 yılda olduğu kadar yıpranmadı. Tarihi parkın içinde, dışında bulunan 300 kadar tapınak alarm sinyali veriyor. IAraştınna için özel izin gerekiyor Kamboçva'nmantikkentiAngkor'dakiUpuıaklar bugün yıkdma tdılikesiyle karşı karşıya. Çatlak vüzleriyle tanrüar şûndi, şidderin hüküm sûrdüğü bir garip çağdaş dünyaya şaşkın şaşkın bakıyor. Phnom-Penh'in iki bakanı ee- çen eylülde yer altına gömülü parçalân bulmak için bölgeye polislerle beraber geldi. Ama yerel milisler, bakanlan ve polisi çevreleyip, burada araştırma yap- malan için iki başbakandan (Ranariddh ve Hun Sen) imzalı bir emir getirmeleri- ni istedi. Bölgedeki 5 kadar tarihi eserin ve par- çanın korunması için hükümet bunlan Phnom-Penh'e getırme çalışmalanna başladı. Kültürden Sorumlu Devlet Ba- kanı Vaım Molivan, 1992 kasımı ve 1993 nisanı arasında en az üç kez komando- lann saldınsına uğrayan bu eserlerin uçakla taşınması için emir verdi. Bu emir sonrasında, eylül ayında UNES- CO'nun olanaklanyla iki uçak Phnom- Penh'e bunlan geürdi. Bugün parça- lann bir kısmı başkentteki kraliyet sa- rayının taht odasının alündaki odada bulunurken, geriye kalanlar yaklaşık 80 büyük kasa içinde gün ışığına çıkacak- lan zamaru bekliyor. I UNESCO-bükümet I ilişkileri Bölgede bulunan UNESCO yetkilile- riyle hükümet arasmdaki ilişkiler, son zamanlarda oldukça karmaşık. Ang- kor'un yöneüdsi Ung Vong 7 eylülde, Molivan'ın emrine uyarak, UNESCO'- nun koruma alanı içinde bulunan yerle- rini boşaltmasını is- tedi. Daha sonra an- tik kentin korun- masıyla ilgili yet- kililer, Tokyo'daki Angkor üzerine yapılan hükümet- lerarası konferans- ta karşılaştı. Bura- daki görüşmeler- den sonra UNES- CO tekrar bölgede- ki koruma görevine dönmesi için davet edildi UNESCO, hükümet ve bölgede- ki diğer kuruluşlar arasındaki uyuş- mazlık Angkor'un korunması ve resto- rasyonunu geciktinyor. Angkor'un tapınaklan ve kültürel mirasmı koru- mak amacıyla bugüne kadar birçok ör- güt ve kurum oluşturuldu. Ama bun- lann birçoğu, bir veya iki kez toplan- maktan başka birşey yapmadı. Bugün ülkedekı tüm diğer tarihi eser- leri de kapasayan Ulusal Kültür Konse- yi. Angkor'la ilgileniyor. Bu örgütün 12 üyesinin dördü ya- bancı. Bu örgüt oluşturduğu bir komi- teyle Angkor'la ilgili çalışmalan sürdü- rürken, üyelerinin arasında maliye, ulaştırma. kültür ve turizm bakanh- klannın temsilcilennin bulunmaandan yararlanıyor. Turistlenn ve restorasyon çalışmala- nnın Angkor'a geri gelmesi durumunda Kmerlerin alacağı koruma önlemleri, hükümetle aralanndaki uzlaşmazlığın çözülmesını yokuşa sürebilir. Sihanuk'un söylediği gibi H Dunm çok kötü". Jean-Claude Pomonti Dolar biraz yırtıldıysa ya da üzerinde küçük bir leke varsa kimse kabul etmiyor Ruslaruı 'buruşuk* } dolavsıkuttısı • Lekeli ya da yırtık Amerikan dolarlan, Ruspiyasasında değerinin çok altında işlemgörüyor. Sorun, Ruslann "temizpara" merakından değil, "yeşil sırÜV'ABDDoları'na henüz tam anlamıyla alışıp,güvenememeleri- nden kaynaklanıyor. Rusya'da ruble ve dolar olmak üzere iki geçerli para birimi olduğu artık herkesce bilini- yor. Dolaşımda bulunan dolann gercek miktan bilinmese de, 20 mil- yan bulduğu tahmin ediliyor. Hat- ta, pıyasada rubleden çok dolar ol- duğu öne sürülüyor. Birkaç gün sonra yapılacak se- çimlerin arifesinde, politikaalar bu "dolarizasyon" olgusundan son de- rece rahatsız. Maliye Bakanı Boris Fyodorov, ülkenin önde gelen eko- nomistlerinin kaüldığı bir toplanü- da, dolann piyasayı yönlendirme- sınden büyük kaygı duyduğunu açı- kladı. Rus parlamentosu Sibirya temsil- cisi Sergei Baburin, Omsk'ta yaşa- yan eski rejim yandaşlannın, dola- nn ekonomi üzerindekı egemenliği karşısında panığe kapıldıklanna dikkat çekerek, Rus millıyetçıliğinın tehlikede olduğunu söylüyor. |Caripliklerdizisi Ne var ki. herkes bir konuda yaru- lıyor. Rusya'da geçerli para birimi, iki değil üç! Ruble vedolann yarusı- ra bir de "bozuk dolar" dolaşımda. Eski rejim döneırunde ışler basitti. Dolar ticaretıyle uğraşanlar tutuk- lanıyor, rublesi olanlar kuyruklarda ömür tüketiyordu. Sonra reform yapıldı. Kısa bir sü- re için ekonomi yalın kurallarla yö- netildi. Derken, karmaşa ve düzen- sizlik başladı. "Bazı" dolarlann. "di- ğer'' dolarlar-dan daha "ûstm" ol- duğu ortaya çıktı. Ancak bu sorun, sahte dolar sorunu değildi. Çünkü, tümüyle gerçek olan bir dolarda, ufacık bir yırtık veya boya lekesi, Amerikan parasının değerinin çok altında işlem görmesine yol açıyor. | İnsan gibi geçelim Dükkanlarda anında geri çevrilen "buruşuk dolar" döviz büfelerinde günlük kurun çok altında bozduru- labüiyor. Rusya'nın saygın gazetele- rinden Moskow Times'ın köşe ya- zarlan, konuya ilişkin çok sert eleş- tiriler yaparak. yakınmalannı şöyle dile getiriyorlar. "Bıraksınlar da nıbjeye insan gibi gecelim." Öyle ki, Amerikan Elçiliğı'nin bi- le buruşuk dolarlan reddettiği öne sürülüyor. Ülkede bulunan yaban- alar da olaydan etkilenip yüksek sesle yakınmaya başladılar. | Döviz piyasası yok Rus Merkez Bankası tüm eteştiri- lere hedef olurken, eski dolarlan ka- bul etmediğine ilişkin iddialan red- dediyor. Eski veya yeni, lekeli veya lekesız tüm dolarlan kabul etüğini ileri sürüyor. Bankanın kambiyo kısmı başkanı Viktor Meimkov, ger- çek dolar ile sahte dolar arasında farklan ıçeren bir Iisteyi haarlamak için tam iki ay uğraştı. Ne var ki bu liste de bir işe yaramadı. Rusya'da bulunan 1,900 banka- nın 700'ü kambiyo işlemleri yapabi- liyor. Bu bankalarda el değişüren dolar miktan o denli büyük kı, ge- rekli denetimler yapılamıyor. Mel- nikov, Rusya'daİci döviz piyasasını şöyle tanımlıyor. "Herkesın döviz pi- yasası sandığı gerçekte yalnızca bir kargaşa." Andren Higgins Skt 5(ttrJJorkîinu» E>evlet Başkanı Sali Berişa Tiran'da misyonunu anlattı: HayalimdekiArnavutluk Avrupalı'dır A rnavutluk Devlet Başkanı Dr. Sali Berişa, ülkesinin ge- lecekte Avnıpa Topluluğu'- nun bir parçası olmasına ilişkin umutlanndan söz etti. Berişa, The European'la yapüğı söyleşide, kom- şusu Yunanistan'la uzun jıllar sü- ren gerilimü ilişkilerden sonra artık işbirliği ve dosüuk içinde olacaklan yönündeki gelişmelere de değindi. "En büyük düşüm, Arnavutluk'un Avrupa'yla bühinJeşmesi. Avnıpa'nın yûreğinde yer alıyoruz re kendimizi berkesden daha çok AvrupaİJ hissedi- yoruz. Kuşkusuz, bu bir gece içinde gerçekleşnıeyecek'' dedi. Berişa, 1 ocakta Avnıpa başkanhğını devra- lacak olan Yunanistan'dan, Arna- vutluk'un AT üyeliğine kabul edil- mesi için çaba göstermesini bekli- yor. Güney Amavutluk'tan bir Yu- nan ortodoks papaarun sınır dışı edilmesi ve Yunanistan'ın misilleme S,ırp egemenliğindeki Yugoslavya'ya uygulanan yaptınmlan gevşetmek için uğraşan Yunanistan'ın tersine, Berişa kesinlikle Avnıpa Birliği'nin yanında yer alıyor. olarak yüzbinlerce Arnavuru gen göndermesiyie kıvılcımlanan Arna- vTitluk ve Yunanistan arasındaki gerilim dolu altı aydan sonra, Berişa artık bu ülkeyle aralannda yeni bır ilişkinin başladığını hissetüğıni be- lirtiyor. IYunanistan'la ilişkiler yumuşuyor Yunanistan Dışişleri Bakanı Ca- rolos Papulyas'm güney Arnavut- luk'taki Yunan azınbğın ve Yuna- nistan'daki Arnavutlann sorunlan- nı çözmek üzere Tiran'a gelmesi bır dönüm noktası oldu. Berişa bu ola- yı, "Papulas'm ziyareti her ikimiz için de yeni bir başlangıcı hızlandır- mış oldu" şeklinde ıfade edıvor. "Her şeyden önce, bir araya gel- meaıiz gerekiyor. Büyük bir kargaşa içinde olan Balkaolar'da bulunan iki komşu ülkeyiz" diyor. Aslında Yu- nanistan'daki Arnavutlann sonın- lannı incelemek üzere ortak bir ko- misyon kurulmuş bile. Sırbistan'ın güneyindeki Kosova eyaletınin yakın oluşu, Berişa'nm en büyük kaygısı. "Beni en çok ürküten şey, Kosova'daki bir patlama olasılı- ğı. Eğer ulusiararası tophım Kosova'- nui yok oimasmı kabul ederse, bu 1939'dan bu yana görûlen en tehliketi olaya dooüşecek. Makedonya'daki Arna>iıt azınlıği da sürükJeyecek." diyor. u Başkaıı MUoseviç'in savaşı güne- ye kaydırmasına izin vermemek zo- runludur ve üzerindeki baskı asla gev- şetilmemelidir" diyor. Söz doğudaki İcomşusuna geldi- ğinde Berişa, karşıtlan tarafından sorun yaratmak üzere Makedonya'- da tutuklanan 9 Arnavut olayını bır kenara atıyor. Bu 9 kişi, silah kaçır- mak ve Arnavut hükümetinin de desteğini alarak "Büyük Arnavut- luk" için komplo kurmakla suçlan- mışu. 49 yaşındaki Berişa, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ülkesine ilk de- mokratik hükümeti armağan etmiş. Bir köylü ailesinin oğlu olarak dün- yaya gelen Berişa, yurtdışında aldığı eğitimle ulusiararası üne sahip bir kardıyolog olmuş. îktidardaki Demokratik Parti'- nin başkanı olarak, şimdiki misyo- nunun Arnavutluk'u devraldığı (büyük ölçüde eski rejimın eseri olan) ekonomik iflastan kurtarmak ve ardmdan devlet denetimindeki ekonomıyi hızla serbest pazar eko- nomisine dönüştürmek olduğunu belirtiyor. "15 ay önce enflasyon yüzdez 20 ile 40 arasındaydı; artık aylık yüzde l'e kadar düştü" diyor. JulieRead TheEuropean Askerlerin ikridar koltuklannda cirit arrığı Nijerya'da, General Ba- bangida da, diktatörler zinciriıün bir halkasıydj. GenerallerNijerya'yı karanlığagömdü • Asker vepolislere 'nimet dağıtarak' sekiz yıldır iktidarda kalmayı beceren General Babaginda'nın yönetimindeki Nijerya, topraklanndaki zenginliklere karşın, yoksulluk içinde yaşıyor ve çağdaş dünyanın olanaklanndan yararlanabilmeyi umut bile edemiyor. ^fU» jjork e N ijerya'da _ kimse, diktatör General İbrahim Babangi- da'nın, sekız yıllık yönetimi boyunca kendisine bağlı 3 bin ka- dar askeri yöneticiyi, Peugeot Se- dan dağıtarak ödüllendirdiği yollu haberleri tartışmjyor. Çoğu Nijeryaurun alım gücü, yeni bir Peugeot 505 için 21 bin do- lar vermeye belki hiçbir zaman yetmeyecek. Örneğin bir üniversi- te profesörü yılda 4 bin dolar ka- zanır. Yılda eve bin dolar getiren bir hemşire ve tekniker bile şansh azıniık icerisinde sayılır. I Ayncalıklı bir sınıf Ne ki, Afrika'nın pek çok ülke- sinde olduğu gibi, Nijerya'da da güvenlik güçleri ayncalıklı seçkin- ler grubunu oluşturuyor. Askerler ve polis kimseye karşı sorumlu de- Bu iki gruba giyecek. ev, yiyecek verilirken; yoksul kesim üstünü pis paçavralarla örtüyor ve bazı gün- leri aç geçiriyor. Bunlara silah, kurşun dağıtıhrken, çapa, ürpan, hatta tohum bulamayan çiftciler, tarlalannı ekemiyor. Yine de, pek çok ülkede olduğu gibi, hemen hemen her yerde as- kerieri görebilirsiniz. Kentin cad- delerinde devriye geziyorlar. ha- vaalanlannı denetb'yorlar. Afrikah askerler, genellikle kendı halklan- na karşı savaşıyor. Afrika'daki ordular, bağımsızlıktan bu yana varlı- klannı korumakla kalmayıp gide- rek daha fazla refaha kavuştular. Afrikalı çoğu genç için, askerlik hem olası birkaç düzenli işten biri- sı hem de gelecek vaadedıyor. En azından Afrika'da bir yöne- ticinin, başka mesleklerden değil de ordu icinden çıkması, çok daha olanaklı. Bazı ülkeler, istikrara Petrol faciası eski askerler sayesinde kavuştu. Gana Cumhurbaşkanı Jerry J. Rawlings. hava kuvvetkrinde su- baydı, Nijerya'nın eski Devlet Başkaru Olusegun Obasanjo gene- raldi. Nijerya'nın yakın geçmışte dağitılan Senato'sunda Dış İlişki- ler Komitesı Başkanı olarak görev yapan Çuba Okadigbo. "En kötü 9vil hükümet bile, en iyiliksever as- keri hükümete veğdir" diyor. I Hırs ve açgözlülük Nijerya'da uzun yıllar kalmış Afnkalı bır dıplomat. 18 kasımda General Sani Abaça'vı iktidara ge- tiren darbe ıç^n şunîan söylüyor: u Bu ne ideolojik, ne de sivil düzeni korumakla ilgili bir eyleındi. Her şey iktidar hırsına ve açgözlülüğe dayanıyor." Nijerya'da haftalık olarak ya>imlanan haber dergisi Afrika Ittifakı, sorunu çok daha açık bır dille ıfade ediyor. "Askerlerin geri geünesiyle, Nijerya yine kaslı fakat beyinsiz insanlar tarafından yöne- tümeye başlandı." Bu oldukça sert değerlendirme, dısiplinli ve dürüst görünümlerine karşın. generallerin her fırsatta kü- çümsedîği sivıl yöneticiler kadar askeri önderierin de yozlaşmış ol- duğu şeklindekı yaygın kanıdan ıleri geliyor. Nijerya'nın, başmda Abaca ile nasıl bir geleceğe doğru gittıği bi- bnmiyor. Nijerya ordusundan emekli albay "Abayomi Fereira, "Abaça, hepsi de yozlaşmış, bece- riksiz olan ve Nijerya'nın demokra- si yolundaki üerieyişinin önüne set ceken askeri hükümetlere çok fazla yakındı" dıyor. Nijeryalı bir poü'tikacı da şöyle bir uyanda bulunuyor: "Abaça, dikkatli davranmazsa, sonu öteki önderlerünizin sonuna benzeyecek. Ya ölecek ya sürgüne gidecek, ardı arkası kesiimeyen askeri darbelerin yeni kurbanı olacak." Sahtekararmatörler mahkemedehesapveriyor -m^ talyan Riviera'smda iki buçuk I yıl önce büyük bir patlama so- M, nucu batan "Haven" adlı pet- rol tankerinin sahiplen, adam öl- dürmeyı de kapsayan bar dızi suç- tan .vargılanıyor. Cenova savasının bekknmedik girişimi, 5 denizcınin ölümüne yol açan ve resmi yetküilerin petrol akıntısının temızknmiş olduğu şek- lindeki ifadelerine karşın, söz konu- su bölgeyi kirletmeye devam eden faciayla ilgili olarak 17 ay süren araştırma döneminden sonra geldi. | Rum baba, oğul Monrovya (Liberya'nın başken- ti)'da kayıtlı Troodos Ulusiararası Denizcilik Şirketi'nin sahiplen Kıbnslı Rum baba-oğul armatörler Lucas ve Stdyos Hacnoannu, H>- ristos Duies, ile Sıngapur Keppel tersanesinın sahibi Arm Ming Cıaw facianın sorumlulan olarak belir- lendiler. Babkçılar İtalyan Hükümeü'nin ve turizm ternsilcilerinin açıklama- lannın tersine, batan tankerin çevTesindeki 84 deniz mil-karelik bir alanda deniz tabanında halen katran ve petrol bulunduğunu be- lirtiyorlar. Söylediklerine göre, bu felaket bölgede balıkçılığa büyük zarar vermiş. Kazadan önce, Savo- na bahkçı köyündeki bir balıkçı teknesi yaklaşık 125 bin dolar ka- zanırken, bugünkü kazançlan bu rakamın yansından da az. 150 üyesi ıflasla yüz >üze olan Balıkçılar Kooperaüfı, Londra'da bulunan Ulusiararası Petrol Kirlılı- ği Tazminat Fonu"ndan bekledik- leri tazminattan başka 9 milyon do- larlık zarara uğradıklanru iddia ediyorlar. Ne ki, petrol ithal eden 57 ülke tarafından bu tür faciaknn yol açtığı kirliliği önlemek içın kurulan fon. davayı bir üst mahkemeye ınti- kal ettirdi. Başkan Mann Jacobson, fonun kendı tahmıninin yaklışık 85 milyon olduğunu belirterek, yet- kilıler tarafından belirlenen rak- kamı u aşm şişiribniş" olarak nite- lendırdı. Lucas Haciyuhannu da, şirketınin yalnızca yönetim düze- >inde sorumlu bulunduğunu âeri sürerek, kendisinin 5 yıl önce emek- b olduğunu vedanışman olarak gö- rev yapügıru söyledi. Haa- yuhannu, "Benim bu işte hiçbir il- gim yok. Bu işier benini için fazlasıy- la karmaşıkr> dedı. TonyRocca TheEuropean
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear