22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
O ARALIK1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA GENÇLIK - EGITIM SHP, CHP ve RP İzmir İl Gençlik Komisyonu başkanlan, yarına bakışlannı tartıştı Gençler, politikaalannaksine 'yarının Türkiyesi'ne bakıyor ALİ BtZDEN "İmam hatip mezunlarmın bakanlık- larda kapmadıklan kadro kalmadı. Okulu bitirenler imam değil de bürok- rat olmak için si>asalı tereih ediyoriar. Dış İşleri Bakanlığı'na, İçişleri Bakan- lığı'na yerleşmek için İlahiyat Fakül- tesi'ne girmek yerine başka üniversite- lere giriyorlar. Sonra da imam kadro- sundan söz ediyorlar." Orhan Karaoğlu, 12 Eylül sonrasın- da gençbğin birahane, dıskotek ve kahvehane köşelennde konuşlandığı- nı söyleyerek, "Bundan gençler değil, gençleri üretimin y apılmadığı o köşele- re itenler utanmalıdır" dıyordu. SHP İl Gençlık Komisyonu Başka- nı Samet Yılmaz, tartışmaya genış bir boyut getınyor. Ağalar ve şeyhlerle. sorunlann çözülmesinin mümkün ol- madığını, feodalıteye destek verilmesi- nın kabul edilemeyeceğıni belirtip, sözlcnni "Kahrolsun laiklik düşmanla- n" diye tamamlı>ordu Gençlenn, yannın Türkiye- sıne nasıl baktıklan behrgindi, oysa partıliler daha çok bugü- ne bakmayı yeğliyordu. Salon boşalıyordu Sokak, koşuşturan karşı kaldınma bir an önce kendini atmak için canını tehlikeye atan genç sı- mitçilerle dolu. Biri, otobüs durağının arkasına sak- lanmış.. Bir yandan zabıta- lann uzaklaşmdsını beklıyor, bir yandan da simıılennın al- benisıru. simetnk düzende dı- zerek arttırmaya çahşıyor. Zabıtalar gidınce rahatlıyor. Tepsı>i başina yerleştırip "var RP,CHPve SHP gençlik komisyonlan başkanlan Mehmet Refık Korkusuz. Orhan Karaoğlu, Samet Ydmaz ile Hukuk Fakül- mı sıcak simit isteyen" dıye tesi öğrencisi Özcan Türkoğlu, gençlik komisyonlan olarak j anna nasıl baktıklarını tartıştılar. bağırarak uzaklaşıyor. • # ZMİR - Bugünün genç- / leri yannm Türkiyesi'ne nasıl bakıyor? îzmir Sosyal Demokrat Platformu. bu sorunun yanıtmı aradı. SHP, CHP ^ ^ _ ve RP İzmir İl Gençlik Ko- misyonu başkanlan ve Hu- kuk Fakültesi'nden bir öğrenci konu- yu birlikte tartıştı. Partili başkanlar, "en iyi bizim parti, en genç bizim parti, sizi biz kurtanrtz" yaklaşımı getirir- ken. Hukuk Fakültesı öğrencısi Ozcan Türkoğlu , "taiç de öyte değü" dıyor- du... Partililerle, Hukuk Fakültesi öğren- cisi özcan Türkoğlu, sanki "başka dünyalarm" ınsanlanydılar. Türkoğ- lu'nun anlattıklan gerçekti, karşı- mızda duruyordu. Partililer daha çok, "cek"ve "cak"larla konuşuyorlardı. "Siyasi partilerin birbirleriyle hiçbir farkı yok. Beş general faşizmi getirdi- ğinde. adlarını değiştirip beklediler. Hiçbüini saminti ve güvenilir bulmuyo- nım" dıyen Türkoğlu, de'Ueun hala baba olduğu Türkiye'de "insanlann devlet için yaşadığım" söylüyor. Terör- le Mücadele Yasası. Valıler Yasası \e terör gerekçesiyle gündeme getirilen uygulamalann Hammurabi Yasalan ile büyük ölçüde benzeştığinı belirti- yordu. Türkiye'de insan olmak zor. Bu ül- kenin soysuzlaşmayan genç insanlara ihtiyacı var" dıyen Özcan'a, RP İzmir İl Gençlik Komisyonu Başkanı Dr. Mehmet Refık Korkusuz. "AdU Düzen Reçetesi"ni sundu Mehmet Korkusuz, CHP Gençlik Komisyonu Başkanı Orhan Karaoğlu ve SHP Gençlik Komisyonu Başkanı Samet Yılmaz, konuşmalannda parti- lerini anlattı, taraftarlanndan alkış aldı. Tartışmanın en ilginç yanı, RP"li başkanın, laiklik konusunda partisıne yapılan eleştinlere. ayağa kalkıp bağı- ra bağıra yanıt veren çember sakallı gençleri sakınleştirmek için süreklı el kol işaretı yapması. ardmdan da "Adil Düzen"de hiçkımseye baskı yapılma- yacağını, hoşgörünün temel olacağını söylemesiydi. Daha sonra da "Adil Düzen, şirket bazmda tatbik ediMiğin- de büyük verimlilik alınmıştır*' demesi.. "İmam Hatip Liseleri Türkiye'nin gtınırudur" diyen Yılmaz, sözkonusu okul öğrencilerinın hiçbir şiddet eyle- mine ve ahlaksızlığa kanşmadıklannı söyledi... Sonra da Tasarruf Genelgesı nedeniyle, kadro olmasına karşm, imam alınmamasını eleştırdı Bu ara- da izleyicilerinden gelen bir öğrenci, vanındaki arkadaşına şunlan söylü- vordu: 'Dahaçok fırsatistiyoruz' Çalışan, öğrenci ya da her ikisi olan gençler, olanakların yeîersizliğinden yakınıyor Hasan Doğan: İşçi. 21 y aşmda "Betirü bir kesim dışında biz gençlere hemen hiçbir konuda yeterli olanak tanınmadığını düşünüyorum. İyi sayüabîlecek bazı girişimler > ar. Ama bu y eterli ol amıy or. Ben ve benim durumumda bir çok genç maddi zorluklar nedeniyİe okuyamayıp küçük yaşiarda çaltşmak zonında kalıyor. İş bulabilirseniz karnınızı doyurabiliyorsumız. İş güvencesi yok.Bunların karşıiığında politikacüar ne yerdiklerine bakmadan oy istiyorlar." HüseyinKöse: Esnaf,23 yaşında. Lise terk "Günümüzde gençlik ber yöne çekilebiliyor. Yönlen- dirilebiiiyor. Cinsellik, fut- bol... Bunlar kuHanılarak gençlenn daha az düşünmeleri sağlanıyor bana göre. Türki- ye'de üç spor kulübünün har- cadığı paralar başka alanlara yatırılsa herhalde şimdikin- den daha gelişmiş olurduk. Her yönden gençler de dahil daha iyi hale geiirdik." Serdar Gökmen: Unnersile öğrencisi, 20 yaşmda. "Gençüğin sorunlan doğru- dan doğnıya ülke sorunlany - la bağlantılı bir konu. Onun için çözüm de burada. Basta demokratikleşememe sorunu var. Devlet daha samimi dav- ranarak tnplumda y aşayan herkesi eşit ve gerçek birer va- tandaşı olarak görnteli." YILMAZ KARABACAK F er İstanbul'un Onaköy'ü. Saat. sabaha karşı 02.00-03. OOsıralan. Ay, ^ _ _ ^ _ güneşten çok- tan devralmış nöbetını. Soğuklar rüzgarla soluk ahp veriyor. So- rulanmızın ılk yanıtçısı Diiek Kaşkır. Dılek 23 yaşında ve hse mezunu. Tiyatro. düşlerine düşen ilk utku olmuş. Bir süre koşmuş peşinden. Ancak ye- nik düşmüş yüreğı. İstanbul Üniversitesi E)evlet Konserva- tuvan Tiyatro Bölümü ön yete- nek sınavlanna gırmış ve ba- şanb olmuş. İlk engel tamam Ancak ya sonra... Sonrasını kendi sözleriyle aktanyoruz: "Serdar Güreş (Doğan Gü- reş'in oğlu) sınava katılanlar arasındaydı. Mırtlaka amacıma erismek düşüncesindeydim. 'Bu ışın raconu bu ıse ben de dene- rim. sınavlarda başanb olmak ıçın sözü geçer bınsini aracı ya- panm' dedim. Yaptım da. Fa- kat bu sonuç vermedi. Seçkin eğitiminin ölçülerine uy- mamıştım. Bu aile Uişkilerimi de önemli anlamda bozdu. On- lann isteği kendilerine göre daha ciddi meslekleri seçmem yönündeydi. Bendeki tiyatro is- teğini anlayamıyorlardı. Böyle- ce ideaUerimin bütününe yakın bir kısnu tükenmiş oldu." Dilek, sorulanmıza verdığı yanıtlann devamında, kendisi- nin de anlamakta güçlük cekti- ğini belirttiği bir hîzla, meta düşkünlüğüne doğru sürük- lendiğinı söylüyor. Şımdılerde en önemli idealinın ne olduğu- nu sorduğumuzda. "Güçlü ol- mak gerekriğine inanıyorum. Bunun da yolu paradan geçiyor. Çalçıp çok para kazanmak isti- yonım. Once bir ev ve bir araba alacağım. daha sonra kendi işi- mi büyüterek tkarete atıla- cağım" vanıtını alıyoruz. Kendisine gecenın ıkısınde. Ortaköy sokaklannda gümüş takılan. çeşitli hediyelik eş- yalan satışa sunduğu tez- gahının başında rastladığımız Dılek.sonasakladığımız"önce- likü sonı"ya yanıt olarak da şunlan ifade edıyor. "Bende büyök iç hesap- laşmalara neden olan bir konu bu... Kendimi bu soruya yanıt verecek kadar güçlü hissetmi- yorum. Hayal kınklıkları geri- de size çok az şey bırakıyor. Ne biieyim sürûklenişi yaşıyorsu- nuz bir anlamda." Dılek'm genç sesıyle yansıttığı bu son sözcüklerin banndırdığı anlamsallığı, bü- tün açıklığıyla kavrayabilmek ıçın, söyleşi boyunca belleğımı- ze kazınan diğer bütün sözcük- leri tek tek anımsama gereğı duyuyoruz. "Bence dünyadaki en önem- li olay Bosna-Hersek savaşı... Tiyatro eğitimi görmek isteyen Dilek Kaşkır, şimdi Ortaköy'de takı satarak para kazanıyor. Türkiye'de İSKİ konusuraı en başta sayabili- rim. Bu açıkça belliydi zaten. Tepeden tımağa nişvet dönüyor...Bir de Özal'uı ölümü var. Daha çok Çiller'in ve Demirerin işjne y aradı. Zenginler pek birşey kaybetmediler... Sevdiğim bir insanla evlenme hazıriığındayız— kültiir ha- yatıımzda yanlışlar yapıhyor... İnsanJar politi- kavla ilgilenmiyoriar. Aslına bakarsanı/ fazla düşünmüyorlar da. Copla, kurşunla korkutul- dular...Bencülik var, maneviyat bitti. Para bir- çok şeyin yerine geçti.İşlerine nasıl gdirse öyle davranıyorlar... Artık pek fazla kafaya takmıyorum. Biraz da uyum anyorum. Çözüm mü? Bilmiyonım. Toplumsal olmak istiyorum... Eskiden günlük rutardını. Şimdi çok önemli olaylarda bir şeyler yazıyorum..." Bu yanıtlarda sızler nasıl ve ne kadanyla varsınız? Dilek ve dığerlenyle nasıl bir dünü paylaştık. Bugüne ılişkın çok kuçük bir kesitin yukarıda bulunduğunu düşünüyoruz Ya- nnlarda ise nelen. ne kadar. nasıl paylaşa- cağız? Ne dersinız, sızce de gençler gozardı edildıklenni, gözardı etmeyecek kadar genç mıdırler? • İngiltere, 13 y aşmdaki Alice'in intihar olayını tartışryor. Herkes sorumlu bnbnaya çalışıyor. Sigaraiçerken yakalanıncakendiniastı Okul müdürü tarafından sigara içerken yakalanan Alice, okulun banyosunda kemeriyle asılı olarak bulundu "'— Merkezi-Alice 13 M M yaşında, neşeli.uyumlu. m m arkadaşlan larafından m j sevilenbırçocuktu. Ne\ar M^ £ ki, geçtiğimız hafta yatılı •^*- "^^" okuduğu okulun ^ p ^ ^ ^ ^ B İ banyosunda elbisesmin kemeny le kendini asmış olarak bulundu. Şimdi İngıltere'de. yaşama bu denli bağlı birçocuğu ölüme iten nedenler üzennde tartışıbyor ve sorumlular aranıyor İngilterenın belb başlı gazetelennden Times'da yer alan haberde. sigara içerken okul müdürü tarafından yakalanan kız öğrencınin okuldan uzakİaştırma cezasına çarptınldtğı, cezasının uygulanmasına birgün kala kendini astığı bildiriliyor. Müdur John Sutton. Alıcenin 9 yaşındaki başka bir kız öğrencıyi kandırarak okulun aşçısının cebmden sigara çaldıklannı söyleyerek, "Okul kuralları sigara içmeyi kesinlikle yasaklıy or. Görev liler sigara içen öğrencilere göz açtırmaz. Sigara bağımlılığuun ardmdan başka bağımlılıklar da gelebilir. Bu y aştaki bir çocukta bağımlılık, yaşama karşı isteksizliğe ve uyuşukluğa y ol açar. Nikorin açlığı kişiyi başka suçlara da teşvik edebilir. Bu olay da olduğu gibi 9 y aşmdaki başka bir çocuk suça ortak edilebilir" dıyor. Okuldan uzakİaştırma aldığı gerekçesiyle Alıce'ın mtıhar etmiş olabileceğıne inanmadığını ıfade eden müdür, Alice'ı şöyle tanımlıyor "Alice okulda son derece neşeli, arkadaşlan tarafından sevilen, saygılı bir öğrenciydi. Onun gibi bir öğrencive sahip olduğum için kendimi şanslı say lyordum. Her zaman Alice'i dengeli genç bir kız olarak gördiim." Uzakİaştırma cezası aldığı bildırildıkten bir kaç gün sonra Alice başka öğrencilerle birlikte yine sigara içerken yakalandı. Alice'nin en yakın arkadaşı Emily W oodnutt olay ı şöy le aktanyor: ''Ahce ikinci defa yakalanınca kendine gelemedi. Okuldan atılacağını, y aşamak için hiçbir nedeni kalmadığını ve ölmek istediğini söylüyordu. Zaten \lice'in morali çok çabuk bozuluy ordu. Bazen olayları abartıy ordu." Dığer taraftan, Okul müdürü ikinci olajdan sonra Alıce'm cezasını arttırmayı düşünmediğıni ıleri sürüyor. Alice'nın annesi Veronica, kızının okuluna severek gıttığını, çok duygusal ve hassas olan çocuğun kendine güvenınin çok az olduğunu anlaüyor İntıharolayını araştıran JamesHipvvell Alice'in ölümunün bugüne dek ele aldığı en trajik olaylardan bın olduğunu belirtıyor. Alice'in ailesine, yakın arkadaşına ve sınıftaki diğer arkadaşlannaüçmektupbıraktığı bılınıyor. Hipw; ell bu mektuplann Alice'in intihar isteğının ne denli kuvvetli olduğunun bir göstergesı olduğunu ışaret ederek şöyle konuşu\or- "Her çocuğun bir düşkünlüğü olabilir. Her çocuk hata y apabilir. ancak hiçbir hata kendini Öidürmey i gerektirecek kadar önemli olmamalı." • Birinci Uluslararası Bilim Olimpiyatrnda dereceye giren öğrenciler, teknolojinin tekbaşına yetersiz olduğunu söylediler Gençbilim adamlanndan 'bilimselteknolojik' uyan j NKARA (Cumhuriyet Büro- JM SU) - Birinci Ulusal Bilim Olim- XM piyatı'nda derecey e giren öğren- ^b_M ciler. Türkıye'nın geleceğinde et- / J kılı olmaya kararlı olduklannı -^- -*- belırttıler Öğrenciler. "BOimli • ^ ^ H M teknolojiyi getirmekte geç kalan ülkemizde. artık bilimadamlarmın desteklen- mesi için somut adımlar atılmalıdır. Buna da, bizlore ûniversitelerin istediğimiz bölümlerinde sınavsız olarak eğitim hakkı verilmesiyk başla- nabilir" diye konuştular. Olimpiyatta dereceye gjrcn öğrenalerle yaptığımız söyleşi- lerde ortak nokta. hemen hepsı- nm kendi çabalanyla çalışmalar yapmalan ve destek beklemele- nydi. Kimya dalında. "iletken poümerler" çalışmasıyla bınna olan İRıan Koçar. en büyük amacının temel bilimlerde eğı- tim gormek olduğunu belirte- rek. "Kendi gayretünlc yapabile- ceklerim çok sınırlı, ancak maddi ve manevi destek göriirsem çaltş- malanmı yürütmem mümkün olabilir" dedi Türkıye'nın tek- nolojik gelışmelere ayak uydur- ma uğraşının sağlıksız olduğunu söyleyen İlhan. şu görüşleri dile getırdi: "Teknolojileri ülkemize getir- mekle gelişmiş sayılmayız. Asıl olan, teknoloüye hakim ol- maktır. Japonya'dan getirdiği- miz teknoloji ürünlerini çaltştı- rmakta Japonlara ihtiyacımız varsa. bilimsel altyapımız eksik- se, kendimizi gelişmiş saya- mayız." Türkiye'nin, Avrupa'da üretı- len teknolojinin her zaman bir gensinde olacağına dikkat çe- ken İlhan."Piyasaya hakim olan ülkeler, doğal olarak, şu an ürettiği malın patentini vermez, terkettiği teknolojinin patentini \erir. Lyanık olup buna karşı gelmeliyiz, ilişkilerimizi bilgi altş verişi üzerine kurmalıyız" u\drısını yapı- yor. İlhan."Bilimli teknolojiye ulasmamı/" zo- runludur derken. düzenlı bir Cumhuruyet okuru olduğunu belırterek. bu tanımı İlhan Selçuk'tan aldığını söylüyor. Dereceye giren öğrencıler. ödüllendinlmek- ten duyduklan hevecanı dıle getınrken. bun- dan sonra daha büyuk bırgayretle çalışmala- nnı sürdüreceklenni dile aetirdıler. • SJ2SJJVJ J OokuzEyl«ön«vwsltesi MedMatlfdans topluluğunun d»« gösterisl Saat^O.OO'de ırtmarlık anfislnde EtektlHk Elektrofl* Mûhendtellârnce dûzantenen Mürdet-Taltesls»erin« teknlk gez) S»at:12*0-1730 •TMtnda. bUnbulÛnhranKesl Adl Tıp Enstttüsû Lteansûttû dlptonı toreni Saat:10:00"d« Cerrahpı^a Tıp FaküKesl Ktnuphınesi karşısı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear