Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 KASIM1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOME 11
DÜNYADAN
KISAKISA
J • ^
Sorunlu
demiryolu
• Ekonomi Senisi - Doğu
Japonya Demiryollan'nın
Tokyo Borsası'nda işlem
gören hisse senetlerinin
bedeli "psikolojik sınır"
olarak kabul edilen 500 bin
yenin altına düştü. Ortalama
olarak 600 bin yenden işlem
gören hisse senetleri. son üç
haftadır sürekli değer
yitirerek 492 bin yene
geriledi. Şirketin
hisseterindeki bu gerileme
Nikkei ortalamasının da
yüzde 1.3 düşmesine yol açtı.
Konut patlaması
• Ekonomi Senisi-Geçen
aylarda. düşük faizli konut
kredileri uygulamasının
yaygınlaşünlması için
gjrişilen reklam
kampanyalan. sonunda
etkisini gösterdi ve ABD'de
yeni konut satışlannda yüzde
20.8'e varan bir patlama
görüldü.
Şu eski Almanya
• Ekonomi Servisi-Eskı
Demokratık Almanya'nın
aül durumdaki dev
kuruluşlannın
özelleştirilmesi sorun
yaraüyor. Treuhand Şirketi,
Eko Stahl demir-çelik
fabrikasının yüzde 60
hissesini ttalyanlann Riva
şirketine satmak ve yüzde 40
hisseyi de kendi elinde
tutmak amacını güden son
planını ATye sundu.
Topluluğun onayından
geçmesi beklenen planın tek
sakat tarafı, ATçerçevesinde
demir-çelik sanayiinin
yeniden yapılanmasına sekte
vurdurma olasıhğj.
Boş bina
I Ekonomi Senisi - Japon
bankalan, borçlanyla başı
dertte olan sanayi
kuruluşlannın sorunlannı
çözümlemek amacıyla Ortak
Kredi Temizleme
Kunıluşu'nu kurduklannda,
gelecektençok
umutluydular. Bu yüzden de
Tokyo'da yansı boş bir
gökdelen kıraladılar. Aradan
bir yılgeçti, sanayi
bprçlannda bir düzelme yok.
Üstelik bankalar arası
kuruluş, artık neredeyse
tümüyle boşalan binada
sadece bir kaün bir
bölümünü kullanarak
varlığını sürdürüyor.
Yüzde 4
'tehlikesi'
• Ekonomi Senisi - İngiltere
Merkez Bankası. İngilızler'e
"kara haber" verdi. Bank of
England'ın açıklamasına
göre, hükümetin yüzde 4
olarak enflasyonun
planlananın üzerine çıkması
tehlikesi "eser kadar bile
olsa" geçerliüğini koruyor.
Yüzde 4 enflasyon, sterlinin
uluslararası piyasalardaki
değerini fazla yitirmeyeceği
ve Ingilizler'in
"yoksullaşmayacaklan"
anlamına geliyor.
Xerox'un
gümüşleri
• Ekonomi Senisi - Londra
gümüş borsasında fıyatlar
hızla düşüyor. Geçen hafta
sonunda yiiizde 3.4 oranında
değer yitiren gümüş fiyatlan
ons başına 423.5 sente kadar
indi. Düşüşün nedeni ise
Xerox'un gümüş içermeyen
film üretimine geçeceğini
açıklaması. Londra gümüş
borsasının bugüne kadarki
en önemli alıcısı olan
Xerox'un piyasadan
çekilmesi, gümüşcüleri telaşa
düşürmeye yetti.
Hızlı
tırmamş
• Ekonomi Senisi - Amerika
Birleşik Devletleri'nin ilaç
üretimindeki 12. büyük
kuruluşu olan Upjohn,
ulusal ilaç ve kozmetik
ürünleri sanayiinin en hızlı
gelişen kuruluşu konumuna
geldi. Bunun sonucundada
piyasada bugüne değin
önemsenmeyen Upjohn'un
artık "dikkate alınması
gereken bir rakip" olduğu
gözleniyor.
İtalya'nın AT ye Asya'ya ihracatı hızla artıyor
Devalüasyon lîrete yaradı
• Ekonomik bunalımdan kurtulmanın yolunu ihracatta bulan
İtalya, AT üyesi sanayileşmiş ülkelerden oluşan geleneksel
pazannı hızla değiştirerek Asya'ya yöneldi ve 'kazandı!'
Ekonomi Senisi- Son yıllarda ekono-
mik bunalımdan kurtulamayan italya,
kurtuluşun yolunu lireti devalüe etmek
ve ihracatta geleneksel pazarlannı de-
ğiştirmekte buldu.
Gerçekten de uluslararası para piya-
salannda "serbest dalgalanmaya" bıra-
kılan İtalyan Lireti, 1992 eylülünden bu
yana yaklaşı yüzde 20 değer yitirdi. An-
cak bu değer yitimi, İtalyan ihraç ürün-
lerini ucuzlatoğında, başta Almanya ol-
mak üzere AT ülkelerine yapılan ihra-
catta da gözle görülür artışlar saptanı-
yor.
öte yandan yıllardan beri AT ülkeleri
ile OECD çercevesindekj sanayileşmiş
ülkelere ihracatı gelenekselleştiren Ital-
yanlar, devalüasyonla birlikte yepyeni
bir pazar keşfetüler: Asya ülkeleri.
Küçûk sanayinin katkısı
Tetnel ihraç ürünleri sanayi makine-
leri ve mekanik eşyalardan oluşan İtal-
ya'nın ihracatı patlatmasına karşıük;
sterlini devalüe eden tngiltere'nin nasıl
olup da aynı başanyı gösteremediği ise
AT çerçevesindeki önemli sorulardan
biri olmayı sürdürüyor. Oysa, özellikle
makine aksam ve parçalanndan oluşan
küçük sanayi türii kuzey ve Orta İtal-
ya da canlılığını koruyor. Buna karşılık,
Ingiltere'de coktan ölmüşler.
Italyanlar "Bizinı ihraç üriinlerimiz
küçük sanayicilerin egemenliğindedir.
Almanya'daki ya da ABD'deki gibi bü-
yük sanayi kuruluşlan olmadığından, sa-
bit maliyetleri de, personel giderleri de Yeni Oltaklar
düşüktür. Bu yüzdenfiyatesnekliğine sa-
hiptirler" diyerek işin sırnnı ve dün-
yanın çoğu ülkesinde küçümsenen
küçük sanayinin gerçek önemini vurgu-
luyorlar.
gösterilen en büyük başanya imzasımn
atmış durumda."
Yüzde 19'luk artış
İtal\a"nın ihracaü 1993'ün ilk 6 aylık
rakamlanna göre "değer olarak" yüzde
19'luk bir artış gösterdi. "Hacim ola-
rak" artışın ise yüzde 7'yi bulması bek-
leniyor.
Bu başannın ardında Dış Ticaret Ba-
kanı Paolo Barata'nın "yerinde ve du-
raksamasız kararlarT yatıyor. Baratta'-
nın kendi deyimiyle "ttalya, sanayileş-
miş ülkeler çerçevesinde son yirmi yüda
İtalyanlar, Uzak Asya'nın hızla çağ-
daşlaşan ekonomilerinden gelen talebi,
aynı hızlılıkla karşılıyorlar. Bu yeni or-
taklann başında da ikili ticaretin bir yıl-
da ikiye katlandığı Çin geliyor. Çin, bu-
gün için İtalya'nın ihracatının yüzde 3
gibi küçük bir bölümünün pazan. Ama
önemli bir gelecek vaat ediyor.
Ancak, Italya"nın en büyük ticaret
ortaklan, hala ihracattaki yüzde 54"lük
paylaAT ülkeleri.
Ne var ki topluluğun payı giderek
azalıyor. Örneğin iki yıl önce yüzde 60'-
lık paya sahip olan AT ülkelerinin yeri-
ni hızla Asyalılar ve "diğer" olarak ad-
landınlanATveOECDdışındaki'itha-
latçılar" oluşturuyor.
işsizliğe çözüm
Haftada4
güniş!
Ekonomi Senisi - Avrupa'nm büyük
şirketlerinin ekonomik durgunluğa çö-
züm bulmak için işçi çıkarma yolunu şeç-
mek yerine haftada 4 gün çalışma konusu
tüm Avrupa'da tartışılıyor.
En son olarak Aiman Volkswagen şir-
ketinin çalışürdığı 100 bin işçinin 30 bini-
nin işine son vermek yerine 5 günlük ça-
hşma süresini 4 güne indirme teklifı, tüm
AT ülkelerinde yankılara yol açtı. Fran-
sa'da çalışma Bakanı Michel Giraud bu
teklife karşı olmadıklannı belirtirken mu-
halefetteki sosyalistler bu sisteme tam
destek verdiklerini açıkladılar.
İşsizlik oranırun yüzde 22'ye ulaştığı İs-
panya'da sendikalar haftahk çalışma sü-
resinin 37 saate indirilmesini öneriyor ve
ücretlerin de aynı oranda düşürülmesine
karşı çıkıyorlar. İspanyol sendikalan.
haftada 4 gün çalışma önerisine tam des-
tek verdiklerini kamuoyuna açıkladılar.
Belçika'da da durum farklı değil. Bel-
çika'daki sendikalar bu öneriye sıcak
baktıklannı ve bunun işsizlik için çözüm
olabileceğini savunuyorlar. 4 bin 600 kişi-
yi işten çıkarmayı planlayan GB şirketi ile
anlaşmaya oturan sendikalar. bu sistemi
önererek ağırlığını koyuyor.
r994 yıhnm mart ayında yapılacak
olan Avrupa Sosyalist Partiler Kongresi'-
nin ilk maddesini "haftada 4 gün çalış-
ma" konusunun oluşturacağı da açıklan-
dı. Avrupa'daki miîyonlarca işsizin bu
öneriyi işsizliğe çözüm olarak gördükleri
ve siyasal partiler üzerinde baskıyı arttır-
dıklan da dikkat çekiyor.
Kl7llri£I*İlİ İSVâni ^ m a z o n
Böigesrndeki yağmur ormanlannın yok edilerek bölgenin bir petrol
J üretim alanı durumuna getirilmesini yöredeki Cofan Kızüderflüeri öniüyor. Ek-
vator'daki Amazon ormanlannın, miîyonlarca dolarük petrol gelirinden çok daha önemli olduğunu savunan yer-
liler, geçen hafta sonunda mızrak ve ateşli sUahiarla donanmış olarak Petroecuador Şirkeri'nin kuyu açtığı çalı-
şma alanını basarak işçileri durdurdular. Kızdderililer, daha sonra Petroecuador'ım Başkanı Duran Ballen'in
kendileriyle görüşeceğinin açıklanması üzerine "silahlı müdahaleden" geçici olarak vazgeçtiler. Yerliier bem pet-
rol üretimine hem de kendi topraklarından geçeceği açıklanan karayolunun yapımına karşı çıkıyorlar.
DUNYAEKONOMSINE BAKIŞ
ERGEV YILDIZOGLU LONDRA
Rusya'da YeniAskeri Doktrin
- — I Ü ^ us ordusunun 'soğuk
M ^ savaş' sonrası dönem-
m W deki görevleri ve bun-
M ^T ların gerekçelerı belir-
m ^ L lendi. Başkan Yeltsin,
M m.bu yeni askeri doktrini
tarif eden belgeyi geçen hafta imza-
ladı. Rusya'nın yeni askeri doktrini de
geçenlerde bu sütunlarda tartıştığımız
ABD dış politika arayışlarına yön ve-
ren varsayımlara benzer varsayımlar-
dan hareket ediyor. Ancak hem içeri
hem de dışarı yönelik, aktif ve müda-
haleci bir karakter taşıyan bu yeni as-
keri doktrin, gözlemcilere göre ekim-
de Yeltsin'ın parlamentodakı dırenişi
bastırmak için askerleri kullanması-
ndan bu yana Rusya'da ordunun etki-
sinin arttığını bir kere daha kanıtlıyor.
'Soğuk savaş sonrası dönemin
özelliği olarak global nükleer ve kon-
vansiyonel savaş tehlikesinın kalkmış
olduğu, yerel ve bölgesel savaşların
önem kazandığı varsayımından hare-
ket eden yeni askeri doktrin, geçmiş-
ten farklı olarak herhangi bir ülkeyi
düşman' olarak tespit etmiyor. Ancak
bu görece barışçı gibi gözüken belge-
ye yakından bakınca ortaya başka bir
resim çıkıyor.
Rusya'nın dış poiitikasında üç tane
problemli alan var. Batı ile ılişkiler,
özellikle NATO'nun genişleme soru-
nu, Ukrayna ile ilişkiler ve eski SSCB
cumhuriyetleri ile ilişkiler. Askeri
doktrin bu üç alanda da aktif bir tutum
aldı.
Bilindiği gibi Yeltsin önce NATO'-
nun Doğu Avrupa ülkelerini de ıçine
alarak genişlemesine evet dedikten
sonra ordunun etkısi ile kısa zamanda
bu tutumunu değiştirmişti. Rusya şim-
di Doğu Avrupa ülkelerinin NATO'ya
katılmasını kabul etmek için aynı anda
kendisinindekatılmasınışartkoşuyor.
Dış İşleri Bakanı Andrei Kozyrev,
Doğu Avrupa'nm Batı ile Rusya arası-
nda bir köprü olması, bir tampon böl-
ge olmaktan çıkması gerektığini savu-
nuyor. Böylece de NATO'nun genişle-
mesini pratikte şimdilik durdurmuş
oldu.
Rusya'dan ayrıldıktan sonra, Ukray-
na'nın elinde nükleer sılahlar kalmış
olması ve bu ülkenin 1968tarihli nükle-
er silahların yayılmasını engelleme
anlaşmasını (non proliferation treaty)
imzalamamakta direnmesı Rusya için
önemli bır sorun oluşturuyor. Bu so-
run da yeni askeri doktrıne yansıdı.
Yeni askeri doktrin nükleer silahların
kullanımına ilişkin eski SSCB'nin 'ilk
kullanan olmama" prensıbini kaldırı-
yor ve ilk kullanma hakkını ve
olasılığını kabul ediyor. Nükleer sılah-
lara sahip olmayan ülkeler, eğer Rus-
ya ile savaşanve nükleer silahlara sa-
hip olan devlet veya devletler grubu-
nun bağlaşıkları iseler, bunlar da
saldırı hedefi olabiliyor. Doktrınde
1968 anlaşmasını imzalayan ülkelere
karşı nükleer silah kullanmak isten-
ler yarattı. Doktrin, teknolojik ve örgüt-
sel oiarak daha çabuk hareket eden,
çevik ve müdahaleci bir ordu oluştur-
mayı amaçlıyor. Başka ülkelerde Rus
askeri birlikleri tutmayı kabul etmek
ve bunlara başka ülkelerin askeri bir-
likleri ile işbirliği içinde barış koruma
görevi vermek de yeni doktrinin özel-
likleri arasında. Bu madde özellikle
eski SSCB cumhuriyetleri ile Rusya'-
nın ilişkileri açısından önemli. Halen
Rusya, Gürcistan'da, Tacikıstan'da,
Başkan YeHsin,
yeni askeri
doktrini tarif
eden belgeyi
geçen hafta
inualadı. Yeni
askeri doktrin
nükleer silahlann
kullanımına
ilişkin eski
SSCB'nin'ilk
kullanan
olmama"
prensıbini
kaldırıyor ve ilk
kullanma hakkını
ve olasıhğuu
kabul ediyor.
meyeceğinin ifade edilmesi ise doğru-
dan Ukrayna'ya yönelik bir tehdit ola-
rak görünüyor. Nükleer silahların kul-
lanımına ilişkin bu yeni prensipler
Batılı ülkelerin askeri doktrinleri ile
karşılaştınIdığında pek bir yenilik
oluşturmuyor.
Global savaş tehlikesinin gerile-
mekte olduğu ve yerel çatışmaların
öne çıktığı tespiti ise doktrıne oldukça
aktif ve yeni politik/askeri prensipler
getirmiş. Politik olarak son derecede
istikrarsız bir bölgede yer alıyor ve
eski nüfuz alanlarını gittikçe kaybedi-
yor olması Rusya'nın yeni askeri dokt-
rinınde kaçmılmaz olarak önemli etki-
Moldovya, Ermenistan, Kazakistan,
Özbekıstan ve Kırgızistan'da askeri
birlikler bulunduruyor. Yeni doktrin
sıcak takip sırasında bir başka ülkenin
topraklarına girme hakkını da getiri-
yor.
Rusya'nın Baltık ülkelerinden yakın
zamanda çekilmeye de pek niyetli ol-
madığı anlaşılıyor. Buralardakı Rus
birliklerınin çekilmesinin koşulu, Rus
azınlıklarının haklarına anayasal gü-
venceler getirilmesi koşuluna bağ-
lanmış.
Yeni doktrin eski SSCB cumhuriyet-
lerine müdahale olasılığı, nükleer si-
lahları ilk önce kullanma olasılığı yanı
sıra ordunun personel sayısına ilişkin
üst sınırı da kaldırıyor ve nihayet ordu-
ya iç huzursuzlukları bastırma görevi
de veriyor.
Rusya uzun zamandır büyük bir
ekonomik ve politik kriz içinde. Eski
nüfuz bölgelerini gittikçe kaybediyor.
Bölgeler arası ekonomik bağın zayıf-
laması eski merkezi ekonominin kal-
bini oluşturan ve diğer bölgelere sıkı
sıktya bağlı olan şimdıki Rusya'nın
ekonomisinı gittikçe daha zor bir du-
ruma düşürüyor. Yeni askeri doktrin
hem bu ekonomik politik krizin etkile-
rine hem de eski nüfuz bölgelerinin
kaybedilmekte olması eğilımine karşı
oluşturulmuş. Bu yeni doktrine göre
Rusya eski SSCB cumhurıyetlerine
kolayca müdahale etmesıne izin ve-
ren bir kuramsal çerçeve oluşturuyor,
aynı anda iç ekonomik ve politik kriz-
lerde orduyu kolaylıkla düzen sağ-
layıcı olarak kullanmayı öngörüyor.
Kısacası iç ve dış istikrarsızlık ve artan
çatışma beklentisi doktrini belirlemişe
benziyor.
Diğer taraftan, "global savaş tehli-
kesinin gerilemekte olması", iki blok
arasındaki çatışma olasılığının orta-
dan kalkmış olması gibi varsayımlar,
anlaşılan, Rusya'nın askeri açıdan
daha da rahat hareket eder bir nokta-
ya gelmesine yol açmış. Clinton yö-
netiminin, Rusyanın 'demokratikleş-
mesi've Batı ilebütünleşmesi (Batı'ya
tümü ile açılması) için, bütün ümidini
Yeltsin'e bağlamış olması da Rusya'-
ya şu sıralarda nispeten rahat bir ulus-
lararası ortam sağlıyor. örneğin ABD
Dışışlerı Bakanı Warren Christopher,
yeni askeri doktrine karşı VVashing-
ton'da ilerı sürülen kaygıları yatıştı-
rmaya çalışıyor. "Rusya'daki seçe-
nekler arasında bulabiteceğimiz en iyi
bağlaşığm Yeltsin olduğunu unutma-
yalım" diyen Christopher, bu yeni
doktrininın ne Batı ne de Rusya'nın
komşuları için bir tehdit oluştur-
madığını savundu.
Her şeye rağmen, gözlemciler, Rus-
ya'nın bu yeni askeri doktrininin, hem
iç hem de dış polıtikanın belirlenmesi
süreçlerinde ordunun gücünün gi-
derek artışının yeni bir kanıtı olduğunu
savunuyorlar. Yeni doktrin VVarren
Christopher'ın tüm garantilerine rağ-
men, ne Rusya'nın komşularına ne de
Rusya'da 'demokratikleşme'sürecine
daha da güvenlikli ve barışçı bir ortam
getirmiyor.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
NalSesleri
Siyasal gelişmeler, ülkenin giderek karanlık bir ortama
sürüklendiğini kanıtlıyor. Tırmanan terörün karşısında
sergilenen siyasal beceriksizlik ve çözümsüzlük akıl al-
maz boyutlara ulaşıyor. Bırakalım hak ve özgürlüklerin
genişletilmesi istemlerini bir yana, toplum, var olan öz-
gürlüklerden bile vazgeçme noktasına götürülüyor. Asıl
büyük tehlike de bu noktada başlıyor.
12 Eylül askeri darbesi 12 Mart 1971 darbesini aratacak
özellikler taşıyordu. 12 Eylül'ün tüm yasal ve kurumsal
düzenlemelerinin özenle korunmasına karşın, Türkiye
yeni bir askeri darbe ya da iç savaş ikilemiyte karşı karşı-
ya bırakılıyor. Toplum ya daha ağır bir faşizan baskı süre-
cine girme ya da Bosna benzeri bir yıkıma sürüklenme
gibi ikisi deölümcül seçeneklerden birine zorlanıyor
Çok önemli olan, bu iki olasılığı da tümüyle ortadan kal-
dırmaktır.
Bu konuda, kuşkusuz tüm toplum kesimlerine görev
düşmektedir. Ancak bu gidişten ve bundan olacaklardan
birinci derecede sorumlu olanlar, gözlerı askeri çözüm-
den başka çözüm görmeyen siyasetçiler olacaktır.
Türkiye yirmi yılı aşkın bir süredir, 1970'lerden bu yana,
neredeyse kalıcılık kazanan terörle birlikte yaşıyor. Bu
süre boyunca ülkeyi yönetmeye kalkanlar, terör karşısın-
da sürekli olarak askeri çözüm aradılar. Demokrasi tü-
müyle askıya alındı, bir ara'lti ite kırdırıyoruz' gibi alçakça
bir yaklaşımla, sağ ve sol görüşte olanların birbirlerini öl-
dürmelerine bile göz yumulabildi. Toplum aaha çok baskı
altına alındı. Hak ve özgürlükler alanında toplumun ger-
çekten her şeyi alındı; faili bilinmeyen cinayetler, işkence-
ler, baskılar ve işten çıkarmalar binlere ulaştı. Yine de te-
rör ortamı sona erdirilemedi. Terör, değişik özellikte ve
çok daha ağır bir karabasan olarak sürüyor.
Toplum, kendisini yönetmeye kalkışanlardan teröre
karşı sağlıklı çözümler üretilmesini, inanılmaz bir olgun-
lukla bekliyor; beklemeyi sürdürüyor.
•••
Güneydoğu'da düzenli ordu, özel tim, jandarma ve ko-
rucular olmak üzere dört tür güvenlik gücü vardır. Bu bili-
niyor. Bu güvenlik güçlerinin ve yöredeki öbür kamu gö-
revlilerinin etkinliği ve eşgüdümünden kamuoyuna karşı
sorumlu olması gerekenler, demokrasinin "D "sinin oldu-
ğu ülkelerde, seçimle gelen yöneticilerdir. Oysa bizimki-
ler, beşinci bir güvenlik gücü oluşturuyor, tümüyle paralı
askerliğe dayalı ve tümüyle "Türk" kökenlilerden oluşan
yeni bir birlik kuruyorlar. Bununla da yetinilmiyor. Erzu-
rum Valisi sivillere silah dağıtıyor, altıncı güvenlik gücü
de toptan silahlanmayla kuruluyor.
Kimi siyasetçiler, bakanlar bile, Erzurj m halkının tepki-
lerini alkışlıyor ve özendirıyor. Ülkenin öbür yörelerinde
de benzer tepkileri neredeyse kışkırtıyor.
özellikle halka silah dağıtılması ve toplumsal tepkiyi
arttırmanın sonu, ülkenin "Bosna"yadönüşmesinegiden
yolun başıdır. Kimi siyasetçiler kendi yetersizliklerini ve
çözümsüzlüklerini haikın birbirini boğazlamasıyla ört-
mek istiyor ve demokratik çözümlerden kaçıyor.
Siyasetçiler bu davranışlarıyla, kendilerinin gereksiz
olduğunu bir kez daha kanıtlıyorlar.
Siyasetçiler, kendilerini ışbaşına getıren sürece "de-
mokrasi" diyorlar, ancak "binlerce faili meçhul cinayetin
açıklık kazanmasını" sağlamıyorlar, önceieri Şırnak'ta,
geçenlerde de Lice'de olanlar konusunda açıkça bir şey
söylemiyorlar, yalnızca mırıldanıyorlar.
Türkiye, yıllardır yutkunan, mmldanan ve gerçekleri
halktan saklayan siyasetçiler tarafından yönetiliyor.
Siyasetin çozümsüzlüğü son haftalarda doğal sonuçla-
rına gidiyor: Ülke yıkıma götürülüyor Gidişin ya faşizmin
nal sesleri ya da Bosna benzerliğiyle noktalanacağı apa-
çık görünüyor.
• • •
Siyasetin terör konusundaki çozümsüzlüğü demokra-
sinin tümüyle askıya alınmasının ya da var olan hak ve
özgürlükleri daha da daraltmanın gerekçesi yapılamaz.
Yapılmamalıdır. Böyle bir tutum terörün silahla ortadan
kaldırılamadığının bir göstergesi sayılmaz mı?
Asıl yanılgı ve yıkım terörün trmanmasıyla hak ve öz-
gürlüklerin varlığı arasında bir bağ kurmak olur. Yasala-
nn, daha doğrusu hukukun en temel işlevi suçlu ile suç-
suzu kesin ve açık bir biçimde ayırmaktır. Bunun tersi
suçlamada-toptancılıktır ve faşizan gidişin de en açık gös-
tergesidir. Türkiye'yi yönetenlerin, yönetmeye kalkan si-
yasetçilerin kaçınması gereken de teröristlerle teröre
kanşmayanları aynı sayan anlayışlara her noktada, ke-
sinlikle izin vermemektir.
Terör suçunu işleyenlerin hak ettikleri cezayı görmele-
rini sağlamak ve bu konuda gerekli önlemleri almak, si-
yasal yönetimlerin asıl görevidir. Tarbşma konusu kuşku-
suz bu değildir. Tartışma bunun sağlanmasında terörist
olmayanlann terörist gibi suçlanması olasılığının yaratıl-
ması ve genel olarak temel hak ve özgürlüklerin sınırlan-
dırılmasından doğuyor.
Demokrasi içinde çözüm tartışmaları bu konularda
odaklaşıyor.
Temel hak ve özgürlüklerin daha da sınırlandırılması,
Güneydoğu Anadolu'ya yönelik bölgesel gelişme ve eko-
nomik, toplumsal ve yönetsel yeni çözümler üretmenin
yollannı da kapatacaktır. Gerçekten daha şimdiden, çok
olumsuz bir tutumla bölgedeki "yatırımların askıya alın-
ması" gündeme getirilebiliyor.
Yükselen terör ve yaratılan toplumsal bunalım ortamı
hiç kuşkusuz sağlıklı yaklaşımların üretilmesini engelli-
yor. Bu olgu bir başka gerçekliği örtmemelidir. Bu ger-
çeklik de bir kez özgürlüklerin daraltılması tüneline giril-
diğinde bunun sonunun yıkım olduğudur.
Türkiye, ne yeniden faşizan baskı uygulamalarına sü-
rüklenmelidir ne de Bosna benzeri yıkımlara düşürülme-
lidir. Teröre demokrasi içinde çözüm bulacak deneyim ve
gelişme düzeyine bu toplum uiaşmıştır. Yeter ki kendisini
yönetmeye kalkan siyasetçiler gerekli demokratik duyar-
lılığı göstersin.
MERKEZ BANKASI KURLARI
ctosi
lABDDotan
1 Alman Markı
1 Avustralya Doları
1 AvusturyaŞılını
IBelçikaFrangı
1 Danimarka Kronu
IFınMarkkası
1 Fransız Frangı
IHollandaFlorinı
11sveç Krortu
11svıçre Frangı
100 İtalyan Lireti
1 Japon Yeni
IKanada Doları
1 Norveç Kronu
ISterlin
1 S.Arabistan Riyalı
oövtz
MT*
13146.65 13173.00
7761 64; 7777.19
8860.84 887860
1104.67
362.70
1944.77
2282.69
2225.42
6914.19
1609.31
8754.52
800.16
121.66
10074.06
1786.59
19457.05
3505.31
1106.88
363.42
194867
2287 26
2229.88
6928.05
1612.54
8772.06
801.77
121.90
10094.25
1790.17
19496.04
3512.33
ffBTTİF
«"?
13133 50
775388
8727 93
110357
359.07
1925.32
2259.86
2223.19
6907.28
1593.22
8745.77
792.16
119.84
9922.95
1768.72
19437.59
3452.73
uırş
13212.52
7800.52
8905.24
1110.20
364.51
1954.52
2294.12
2236.57
6948.83
1617.38
8798.38
804.17
122.27
10124.53
1795.54
19564.53
3522.87