22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21KASIM1993PAZAR 10 PAZAR KONUKLARI Tekrizyonyasa teküfikabıdedflir, ama!SUNUŞ: Türkiye 'nin son bir haftalıkgündeminin üst büyük tepkileriyle karşı karşıya. Maddelerinin hemen Çolakoğlu ve Uzay Hukuku konusunda uzman olan, sıralarında özelradyo ve televizyonyasa teklifivar. hemen hepsinieleştirerekbüyükdeğişiklikleristeyen IstanbulBüyükşehir Belediyesi'nin BRT'yikurma TBMM'de maddeİeriüzerindegörüşmeleribaşlayan özel televizyon kuruluşlarıyasanın "kaos"yaratacağı çalışmalarında danışmanlıkyapan Prof. Mesut radyo ve televizyonyasa teklifiözeltelevizyonların inancında. Konuyu Show TV'nvn GenelMüdürüNuri Önen 'le konuştuk. Söyleşi LeylaTavşanoğhı Konuklar Nuri Çolakoğlu Show TV GenelMüdürüProf. MesutÖnen BR TeskiDanışmanı NURİ ÇOLAKOĞLU 1943 İzmir doğumlu. Lise öğrenimini fstanbul Robert Kolej'deyaptı. Ankara t'niversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Diplomasi-Dıs Münasebeller Fakültesi'nden 1961"demezunoldu. Birsüre TRTHaber Merkezi'nde çalıştı. DahasonraBasın- Yaym Yüksek Okulu nda asistanlıkyaptı. 1987'de Türkiye'ye döndü. Milliyet'te yazıişleri müdürü oldu. CemDuna'nm TRJGenel Müdürlüğüdönetnindegenel müdür basdanışmanhğıyaptı. Çeşitlitelevizyonprojelerinde görev aldı. 1991 Haziranı'ndagirdiğiShow T\/ 'deşuandagenelmüdür. zel radyo ve televizyonlarla ilgiü yasa tekh'fi, bir takım kanşıkhklara yol açacağt gerekçesiyk eleştirih'yor. Bu konuda sizin değerlendhrmem'z nedir? ÇOLAKOĞLU - Yasa tasansmın temelinde bir güven- sızlik ve yasakçıhk var. Güvensizlik ve yasakçıhk. so- nunda bir dızı özel TRT yaratmaya gelip dayanmış du- rumda. Son derece zaptı rapt altında, siyasi otoriteye bağımh, aynı tip program üreten birden çok kanal kurmak ûzerine gjdiyor işin bütün felsefesi. Zaten bütün itiraz ettiğimız nokta da bu. Bu tür yasalar insanlar ve toplumlar üzerine uzun vadeli ipotek koyuyorlar. Ikinci sakatlık da bu yasanın önümüzdeki dönemin gelişmelerine kapah olması. Yani bu yasa hazırlanırken bugünkü mevcut duruma bakılmış; bir fotoğraf çekılmişve bu fotoğraf bir çerçeveye oturtulmaya çahşılmış. Oysa elektroniğın büyük bir hızla ilerlediği. hukukun sekız-on adım önünde koştuğu dünyamızda böyle bir sabiüeşürme bugünkü kaos diye adlandınlan durumun başka biçımlerde aynı hızla devamına yol açacak. - Bunun anlanu sizçe nedir? ÇOLAKOĞLU - Örneğin bu yasada şifreli yayınlar yok. Uydu- dan doğrudan yayın da yapüamayacak. Ocak ayında uzaya Türk- sat'ı aüyoruz. Türksat'ın ıkıncisi de haziranda gidecek. Dolayısıyla Türkiye semalannda 22 tane uydudan kanal oîanağı çıkıyor. Bu kanunu hazırlayan partıler PTTnin Tsini özelleştirmek isti- yorlar. PTTnin Tsi özelleştikten sonra şu anda başlamış olan kab- lolu televizyon yayınlan ne olacak? Bunun işletmeciliğıni kim üstle- necek? Gerçi PTTnin kablolu yayın teknolojsi, yanlış software se- çıldıği için ancak 16 ka- nalla sınırlı. Ama bu 40-45 kanal olabüıyor. «atta bugün ABD'de tarhşılmakta olan sistem mantıklı bir tempoyla Türkiye'ye gelecek olur- sa üç-beş yıla kadar 500 kanallı teİevizyon siste- minden söz ediyoruz. Yeni yasa bütün bunlara kapalı. Son derece dar. Bugünkü uydudan gelip vericiden çıkan sekiz-on tane kanalîn nasıl düzen- leneceğj. nasıl zaptı rapt altına almacağını belirle- meye cahşıyor. Bunu be- lirlese bile, bunun dışı- ndaki koca bır alan boş- ta kalacak Kanundakı esas cıddi boşluklar bu- rada. Herkesin sözünü ettiğı yerel yönetimler, dernekler, vakıflar tele- vizyon kursun. kur- masın. Yasada ulusal yayın, bölgesel yayın. ye- rel yayın nedir, bunlar yok. Karşılıklı mülkıyet haklannın düzenlenmesi de yasada yok. - Üst kurul üyekrinin üçüncü dereceden akra- balanntn televizyoncu ol- ması durunuında bu üye- nin üyeliğinin düşmesi de yasada yer ahyor... ÇOLAKOĞLU Evet Üst kurul üyelerin- den birirun kavgab ol- duğu bir akrabası, ya da çok sevdiği bir yeğeni bir özel televizyonda sunucu olacak olsa adamın üst kuruldaki üyeliği tartı- şmalı duruma geliyor Yani tamamıyla güven- sizlik. tamamıyla yolsuz- luk, dar kalıplara sığdırma, sıkıştırma an- layışıyla hazırlanmış bir yasatasansı. - Yasa tasansı bu arada Türkiye'deki toplam brüt reklamgebrleri- nin yüzde beşinin üst kurula bütçe olarak verihnesM öngörüyor. Bu konuyu nasıl değerlendüiyorsunuz? üst kurulun böyle bir bütçeye ih- tiyaa var mı? ÇOLAKOĞLU - Türkiye'de son üç yıldır reklam pastasının do- lar bazında 200-220 milyon dolar civannda bir istikran var. Bu. üst kurulda bulunacak 9 zata her yıl 11 milyon dolann, "Al kardeşım harca", denmesi anlamma geliyor. Bu Özel Radyo Televizyon Ya- sası çıkıp Türkiye çapında bütün radyolar ve televizyonlar yasal. düzenli hale gelip yerel reklam toplamaya başladıklannda bu rek- lam pastasının 400-600 milyon dolara kadar çıkabüeceği hesap- lanıyor. Bu durumda üst kurulun bütçesı 30 milyon dolara çıkıyor. Bunu Türk Lirası'yla ifade edecek olursak 400 milyar lira gibi bir parayı 9 kişilik bir kurulun maaşlan. arabalan ve binası için tahsis ediyoruz. Bu, bugünkü koşullarda Türkiye'de orta büyüklükte bir televizyon kurmak içın gereken para. Şimdi bu yüzde beş gibi haksız para ortaya atılınca kaçış da başlayacak. Türkiye'nin zaten evrensel sorunu bu. Türkiye'de bız mantıklı vergiler koyup, mantıklı usuller getirip insanlan vergi vermeye özendırecek yerde bordrplu bir adamın maaşının yüzde 50'sini çarpabiliyoruz. Dedi- ğirn gibi herkes, bu parayı nasıl vermeyeceğim. diye kaçış yollan düşünmeye başlayacak. Türk milletinin yaratıcılığıyla bunun da mutlaka çaresinin bulunacağını düşünüyorum Oysa bu frekanslar tahsis edilirken belli bir takım ölçütler göz önüne alınacak. Bu in- sanlardan bu frekanslar için belli bir para istenecek. ihale açılacak. Bu ihaleden gelen para ne olacak? O da üst kurula gelecek ve orada garip paralar oluşmaya başlayacak. Bunun normali, mantıkhsı bu üst kurulun ihale gelirleriyle kendi bütçesinı yapması. bu bütçesin- den dolayı Meclis Plan Bütçe Komısyonu'na hesap vermesi, bütçe- de açığı varsa özel televizyonlann kaynaklanna başvurması. Ama böyle bir açık yoksa, ki oİmayacak, burada biriken fazla paralann radyo-televiz>'on yatınmlan, iletişim sektörünün geliştirilmesi için Hazine'ye aktanlması gerekir. - Göründüğü kadanyla yasa teküfinde öyle bir hüküm yok ve muğ- lak... Osmanlı zihniyetindeler Tasannın Meclis'ten geçmesi için çok büyük gayret var. Bence geçmeli de. Ama bu şekliyle değil. Böyle bir yasaya ihtiyaç var. Bu şekliyle geçerse arkasından kaos gelir. Ben doğru karar ahnacağına inanıyorum ÇOLAKOĞLU - Yasada birçok muğlak yan var. örneğin cevap ve düzeltme hakkını tanıyor. Ama buna karşılık kim sorumludur, bunun davası nerede açılır, yani Basın Kanunu. TRT Kanunu'nda yer alan bir takım çok temel hükümler bu yasada yok. Yasa aynn- tılarla uğraşırken öküzün gücü ahırda kahvor. Özetle bu bir tepki yasası olarak şekillenmiş. Bunu görebiliyo- rum. Belli bir takım delikleri tıkamak üzere yapılmış - Size göre bu yasa teklifi Meclis 'ten bu haİiyle geçebihr mi? ÇOLAKOĞLU - Tasan Meclıs'ten geçmesi için çok büyük gay- ret var. Bence geçmeli de. Ama bu şekliyle değil. Böyle bir yasaya ihtiyaç var. Bu şekliyle geçerse arkasından bır kaos gelır. Ben Tür- kiye'de hala akh selimin bir yerlerde olduğuna, inanıyorum. Sanılı- yor ki medya kuüs yapıyor, kamuoyu oluşturmaya, kendi parasını korumaya çalışıyor. Kendi parasını korumak diye bir şe> yok. Çünkü o para yine bir yerlerden çıkacak. Burada ak.il. izan. mantık çerçevesi içinde uzunca bir süre yaşayabilecek bir yasa yaratmaktır amaç. Türkiye'de halen yürürlükte olup da kullanılmayan, kullanı- Isa bile hiçbir işe yaramayan o kadar çok yasa var ki. Örneğin Men-i Israfat Kanunu diye bir yasa var. Buna göre bır düğünde 50 lıradan fazla harcama yapmak yasak. 50 lıraya düğün yapacak adamın ben alnından öperim. - Üst kurul üyeleri aitı ytlhğuut seçiür, deniliyor. Sizce bundaki amaç nedir? ÇOLAKOĞLU - Üst kurulun oluşumu zaten bır fenomen. Bu- günkü parlamentoya göre SHP-DYP üç-ıki, ya da dört-bir gibi beş üye gösterecekler, diğer muhalefet partileri de birer üye gösterecek- İer. Diyelim ki birinden birinin üyeliği düştü. birinden biri istifa etti, birinden biri öldü. Yeni adamın nereden seçileceği son derece kanşık. Hele bu arada bir seçim olmuş. ana muhalefet yer değiştirmiş. ya da partiler arası- nda farklı bir kombinasyonla farkh bir koaüsyon kurulmuş. Kimin ne olacağı yoruma son derece açık. tkincisi sizin de işa- ret ettiğiniz gibi Türkiye'de se- çimler en geç beş yılda bir yapılı- yor. Üst kurulun ise görev süresi alü yıl. Orada da üstelik ad çe- kerek iki yılda bir üçer tanesinin üyeliği düşüyor, yerine üç üye seçiliyor. Yani üst kurulun ku- ruluşu ve işleyişi son derece kar- maşık. seçim bolgelen farklı. se- çildikleri yerler farkb.Bir nokta daha var. Üst kurul üyeleri, bu göreve seçildikleri zaman artık başka bir iş yapamaz. Adeta bir koza içine alınır. Kendisine en yüksek devlet memuru maaşı olan başbakanlık müsteşan ma- aşı verilir. Peki, ama bu adamın başka bir iş yapmasına neden engel olunur? Yani bu, emeklı- ter için bir iş mi? Çünkü Türki- ye'de ufku son derece geniş, ge- lişmeleri kavrayabilecek, önü- müzdeki yeni düzenlemelere ayak uydurabilecek, yaratıcı bir takım insanlar isteniyor. - Tasannın 26. madesi de uy- dudan naklen yayını yasakb- yor... ÇOLAKOĞLU - Allahtan daha henüz yasa tasansının 24. maddesı geçti, 26. maddesıne gelinmedi. Bu madde geçtiği takdirde Manchester United - Galatasaray maçı, Tansu Çil- ler'in Washıngton ziyareti. ya da Avrupa Güzellik Yanşması ızlenemeyecek. Zaten diyorum ya. bu bir tepki yasası. Biz bu yasayı çıkardıktan sonra bir- takım adamlar gıdip uydudan Türkiye'ye yayın yaparlarsa biz bunu önlemeliyiz, diye düşün- müşler. Bu nasıl olacak? Türkiye dışında başlatılan bir sinyalin Türkiye'de yayıralanması yasaktır. Toptan yasaklansın, olur biter. Osmanh döneminde Abdülhamit'in Maarif Nazın örneği okullan kapatırsm, okul diye bir sorunun kalmaz. - Buyasa Avrupa Suurötesi Televizyon Sözleşmesi'neuygun mu? ÇOLAKOĞLU - Ondan daha yasakçı. İşlerine gelen bazı hü- kümleri Avrupa Sınırötesi Sözleşmesi'nden almışlar. Ama sözleş- medeki bazı hükümler yasa tasansında yok. Örneğin sözleşmede içki reklamı serbest. Ama gençleri özendirmemek kaydıyla. Oysa bizim yasanın geçen maddesinde. alkollü içki yasak, diyor. Onun yanında birçok yoruma açık yasaklar ve sınırlamalar var. "Milli güvenliğin açıkça gerektirdıği hallerde yayın durdurulur". diyor. Makul. Dünyarun her ülkesinde olabilir. Fakat bunu bana kim açıklayabilir, bilmiyorum. "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıl- dığı hallerde. yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması kuv- vetle ihtimal dahilindeyse" sözlen son derece yoruma açık. Her- hangi bir kuruluş tarafından kötüye kullanılmaya açık bir hüküm. İleride tartışmalara yol açacaktır. - Birde yasa aile tekellerini de engeltiyor... ÇOLAKOĞLU - Mesela Hakkı Bey Türkiye'nin en başanh özel televizyonunun sahibı. Ama bir gün emri Hak vaki oluyor ve Hakkı Bey ölüyor. Bunun mirası ne olacak? Geride kansı ve üç ço- cuğu kaldı. Bunlar mirası paylaşarak dördü birden a\ru şirkette ortak olamayacaklan için birinden birinin bütün hısselen üstüne alması laam. Birdalavereçevrilecek. Yasalar bir iki yıl için >apılan şeyler değil. Sorunun temelinde şu yattyor: Bunlar sorunlan çöz- mek üzere değil. yeni kanşıklıklar, yeni karmaşalar, yeni kann ağn- lan. kafa kanşıklıklan. yeni rahatsızlıklann kaynağı olmak üzere yapıbyor. Ben doğrna büyüme iyimserliğimle bir noktada yüce Meclis'in saygıdeğer üyelerinin bir arava gelip, hata yaptıklannı anlayarak, iki üç günlük hızlı bir operasyonla değil, geçmiş maddelerin de nasıl düzeltilebileceği üzerinde biraz kafa yorarak çözmek ıçın gayret göstereceklerine inanıyorum. Prof. MESUT ÖNEN 1928 Çanakkale. A n'acıA: doğumlu. Lise öğrertimini Kabatas Erkek Usesi 'nde, yükseköğrenimini İV Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. 1961 'de İÜHukuk Fakültesi'neasistan olarakgirdi. 1982'de İU Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne ticaret hukuku ve hukukun temelkavramlan derslerinı okutmak üzere geçti. Bukonuda çeşitlifakültelerde dersler veriyor. Istanbul Büyükşehir Belediyesi 'ne BR T'nın kurulusundan önce iki yıldanışmanlık yaptı. Basm Konseyi Yüksek Kurulu'ndaokuyucutemsilcisıolarak da görevyapıyor. I zel Telerizyon ve Radyo Yasa Tekh'fi, özel radyo ve televiz- I yonlarda dururnu rayuta oturtacağı yerde kanşıkhklara ve I boşluklara yol açacağı gerekçeâyle eleştirih'yor. Sizin bu I kpnudaki görüşleriniz neler? I ÖNEN - Ben her şeyden önce şu nokta üzerinde durmak j ıstiyorunv Öncelikle. şu anda radyo televizyon konusunda I devlet tekelinden çıkan bir ülkedeyız. Bu gkış da dünün meselesı değil. Gerçi anavasanın 133. maddesındeki deği- şiklik Temmuz 1993 yılında yapıldı, ama bildiğiniz gibi televizyon yayınlan 1989'un sonu ve 1990'ın başından beri. yani 3-3.5 yıldır yapılıyor Buna genellikle fıili durum deniyor. Benim görüşüme göre bu kaçırulmazdı. Çünkü her şeyden önce teknoloji bir ülkenin sınırlan içinde bir tekel durumunun muhafazasma imkân vermiyor- du. Teknoloji gelişmişti. Uydulardan her türlü yaymın abnması imkânı vardı. Teknolojik bakımdan bu gelişim vardı. tkinci olarak sermaye. bu teknolojik gelişimden yararlanmak ıstiyordu. Üçüncü olarak da bence demokratik yaşam. Çoğulcu bir rejim içındeyiz. Herkesin sesını duyurması lazım. Bunlann da demokratik rejim içinde tekel- den çıkan, ama başka kesimlenn de sesini duyurabileceği bir med- ya sistemıne geçilmek gereklılıği ortadaydı. Bu zorunluluklar karşısında eskiden halk kesimlerinin seslerinı duyurabilmelen basın yolu> la oluyordu. Şimdiyse radyo ve televiz- yon yoluyla olacak. Bu da ülkemizde kabul edilmiş bır durum ola- rak geliyor. Fiili durum şimdi de yasalaştınlmak isteniyor. Hem çoğulcu demokrasi diye- ceksiniz, hem de bunu çok sıkı zaptı rapt altına ala- caksınız. Bu bir çelişkı. Eleştinler buradan kay- naklanıyor. Yani med- yanm halkın sesini duyu- rabilme fonksiyonu devlet tekelı zamanındaki gibi çok zaptı rapt altına alını- rsa bunun doğru olmadığı düşünülüyor. Bu yasa. özel televizyonlan da TRTleştiriyor gibi sözler söyleniyor. Bu kadar sıkı zaptı rapta alırsan'Z söyle- nir de... - Bu sıkıhklar nereden kaynaklanıyor? Bu sıkıhklann getirilmesimn amact nedir? ÖNEN - Genel olarak medya. özel olarak da radyo ve televizyon çok önemli biî iletişim yolu. Bu hizmet halka haber alıp haber aktarma, ya da yayınlar yoluyla bir kültü- rel ve ekonomik faaliyette bulunmak. Bu, birçok ül- kede olduğu gibi bizde de bir kamu hizmetı olarak kabul ediliyor. O nedenle de devlet bunu tekeline almış. Bir kamu hizmeti- nin halka arz edilmesinde elbette bır takım kısıtla- malar, bir takım düzenle- meler olacaktır. Örneğin kanun tasansının 4. mad- desinde yayın ilkeleri sıra- lanmıştır. Bu. bütün dün- yada böyle. Bu. kabul edi- len son Avrupa Sınırötesi Televizyon Yayınlan Söz- leşmesi'nde de var. Bunla- ra da elbette ki bır deneüci mekanızma kurulacak. İşte, bu denetıci mekaniz- manın oluşumu, görev le- n, fonksiyonu. yetkileri. uygulayıa yaptınmlan bakımmdan zorluklar çıkıyor. Bunlann bir kısmı aşın, bir kısmı kabul edılebilir görünü- yor. İsterseniz burada üst kurula geleyim. Üst kurul tasanya göre dokuz kişiden oluşuyor. Bunlann beşi iktidar partisi. ya da partile- rinin gösterdikleri 10 aday arasından TBMM'ce seçilecek. Dördü ise muhalefet partisi, ya da partilerinin gösterecekleri sekiz aday arasından saptanacak. Denetim mekanizmasının başına getirilen üst kurulun. TBMM'nin bir uzantısı olsun isteniyor. Hatta. böyle bir üst kurulun TBMM'ce oluşturulması yetkısinin anayasal ola- rak bulunup bulunmadığı tartışmalan da açıldı. Yok. diyenler de var. - Sizce böyle bir üst kurulun Mech's'in uzantısı olması mümkün mü? Üst kurul üyeleri altı yılhğına seçilecek. Oysa TBMM üyeleri beşytlhğtna seçia'yorlar... ÖNEN - Madem ki sız iktidar ve muhalefetin bu komisyonda orantılı olarak temsıl edilmesini istıyorsunuz o zaman kanunun kendi mantığı sonuçla çelişiyor. Üst kurul. iki yılda bir yenilenmek suretiyle alü yılbğina seçiliyor. Onun görev süresiyle Meclis'teki ik- tidar ve muhalefet değişim süreçleri birbirinden farklı. Bu. seçimle de değişebilir. halen şu Meclis içinde bir hafta sonra da değişebilir. O zaman kanun kendi yapmak istediği sonucu elde edememiş ola- cak. Buna dikkat etmeİc gerekiyordu. Özel televizyon yayıncılan, brüt reklam gelirlerinin yüzde 5'ini üst kurulun bütçesine verecekler. Burada düşünülmesi gereken nokta bu paranın neden ahndığıdır. Bu para özel girişimcilerden üst kurulun işleyişi, bütçesi için ahnacaksa hesap yapılmamıs de- mektir. Çünkü hesaplanana göre bu para trilyonlan buluyor. Önce bütçe yapılmab, ondan sonra oranı tespit için üst kurula belki yetki verilmelı. Bu da bence kanun içinde bir çelişki yaratıyor ve üzerinde durulması gerekiyor. Üst kurula seçilmiş bir kişinin üçüncü derecede yeğenini ele alalım. Aralannda miras kavgası var: dargınlar. Belki çok yetenekli bir çocuktur. Gıder özel bir radyo, ya da televizyon kuruluşuna gi- rer. Ama bunu yapınca amcanın üyeliği düşer. Bence bu, arkaik bir ölçüıtür. İlkeldir. Sermayenin hakim olduğu liberal rejimler içinde hala hısım akrabalık kriterleriyle nasıl yüriitürsünüz? Bence bu ak- ÖzelTVler TRTleştiriliyor PTT mi korunmak isteniyor. yoksa yabancı yayınlar mı? Burada telif haklari söz konusu. Yabancı yayıncı PTT'ye gelecek "Siz benim yayınlanmı yayımlıyorsunuz. Bana telif hakkı ödemeniz lazım"diyecek. rabalık kriterinın hiç düşünülmemesi lazım. Bu, çağdaş yasa yap- ma anlayışı değil gjbi gebyor bana. - L'yaudan naklen yayınlan engeüeyen 26. madde var. Peki, ama uyduyla yaym yapan bu televizyonlar başbakamn, cumhurbaş- kamnm yurtdısı gezHerini izleyemeyecekler nri? Spor hastalan yurtâtşmdaki fittbol maçlannı seyredemeyecekler mi? Ya da Türk insanı oümpiyatlan, ya da çok uginç bir kühür etkinhğini görmekten makrum mu bvakılacak? ÖNEN - Bunlar kablolu yaym dışında izlenemeyecek. Bu mad- denın amacı zaten pek anlaşılmıyor. - Kablolu yayın mı teşvik edilmek isteniyor sizce? ÖNEN - PTT mı korunmak isteniyor, yoksa yabancı vayınlar mı? Yabancı yayınlan alıp burada yayımbyorsunuz. Burada tebf haklan söz konusu. Bu, kablolu yayınla aİınırsa yabancı yayıncı için bunu takip etmek kolay. Kablolu yayını yapan. aboneleri olan bugün PTT Yabancı yayıncı PTT'ye gelecek. "'Siz benim yayı- nlanmı yayımlıyorsunuz. Bunun karşıhğında bana telif hakkı öde- meniz lazım". diyecek. PTT inkar edemeyecek. çünkü kablolu yayın yapıyor. Bence 26. maddenin muğlak bir durumu vardır. - Gazete sa/nplerinin, televizyon şirketlerinde yüzde 20'ye kadar pay sahibi otmalan öngörülüyor. Buna dünyadan örnekler gösterebi- tir misüu'z? ÖNEN - ttalya'da var. Yalruz İtalya'da sermaye sımrlaması ol- duğu gibi tiraja göre de smırlama getiriliyor. Yani bir gazete sahibi- nın gazetesi ülkedeki toplam tırajın yüzde 16'sını geçıyorsa özel te- levizyon istasyonu kuramaz. Ancak. İtalyan kanun koyucu bütün bu hükümleri koyduk- tan sonra (bu hüküm iki pa- ragraftaysa) bunun ızlenmesi- ni. denetlenmesini getiren hü- kümleri de yirmi iki paragraf- ta koymuş. İtalyan dost- lanmın söylediklerine göre de bu hükümlerin uygulanması mümkün değil. Bizim kanu- numuz yüzde 20 sınırlamasını getirmiş. Fakat şöyie bir hü- küm de koymuş: "Ancak ano- nim şirketler yayın yapabile- cekler." Anonim şırketlerin hisseleri ya nama. ya da hamiline yazılı olur. Ama, anonim şirketler bu işı yapar. dedikten sonra, ikinci cümlede de. "Bu ano- nim şirketlere ortak olan diğer şirketler hamibne yazılı senet- lerini nama yazıb hale çe^ır- mek zorundadırlar, hükmü var.Sermaye piyasası olan bir ülkede bunun mümkün olup olmadığını düşünün. Siz ha- miline yazılı senetlerinizi bor- sada işleme koymuşsunuz. Bınlerce kişinin elinde hamili- ne yaalı senetleriniz var. Tele- vizyon şirketine ortak olabil- mek için bunlan toplayıp nama yazıb duruma çevirecek- siniz. O zaman borsa durur. sermaye piyasası durur. Uygu- lanması mümkün olmayan hükümler var, bunun gibi. Bunlann gözden geçirilmesi lazım. Deniyor ki: "Kanun ta- sansının 24. maddesi Mecb's'- ten geçinceye kadar özel rad- yo-televizyon girişımcilerinin aklı neredeydi? Ben geçen sa- bah TRT l'de Aydın Güven Gürkan'la yapılan bir söyleşi- de de farkettim. Gürkan, Ana- yasa Komisyonu'na verilen ikinci metnin imzalayicılan- ndan. Gürkan dedi ki: "Ma- dem biz bu kadar eleştiriye uğ- ruyoruz. Ben de gazete, tele- vizyon ve medyayı eleştireceğim. Niye şimdiye kadar bize söyleme- diler?" Cüneyt Canver o arada söze kanştı: "Yıldınm Aktuna giri- şimcıleri topladı". dedi. Gürkan. "Benim haberim yok", diye ce- vap verdi. Bu. benim tespitime göre doğru değil. Çünkü. iki-üç yıldır herkes her şeyi söyledi. İkincisi. bizzat bu yasa teklifi üzerin- dekı metin hazırlandı, bütün parlamenterlere dağıtıldı. Gürkan bundan ya bıhaberdi. O zaman durum bence vahim. Ya da haberi var da, "yok" diyor. O daha da vahim. Belki onlann çağirması. "Bizim Anayasa Komisyonu'nda böyle bir metin var. Özel gıri- şimciler de gelsin. fikirlerini söylesınler". demelen lazımdı. - Buyasa tekh'fisizce Avrupa Suurötesi Televizyon Yayınlan Söz- leşmesi'nin hükünderine uygun mu? ÖNEN - Yayın ilkeleri. reklamlann program içine yerleştirilmesi bakımından uygun. Ben fazla bir aykınlık tespit edemedim. Sadece yayın ilkelerine, reklam dağıtımına uyulmama halinde ne olacak konusunda iki metin birbirinden aynlıyor. Avrupa Sınırötesi Tele- vizyon Sözleşmesi'nin denetim mekanizması başka, bizdeki yasa tasansınınki başka. Bizdeki üst kurul yayını durdurma ve ızni ipta- le kadar giden yetkilerle donaübnış Oy'sa sözleşmede devletlera- rası bir ardaşma olduğu için bir ihlal halinde devletler uzlaşma yo- luyla sorunu çözmeye çalışacaklar. Daha sonra da hakeme başvu- racaklar. Böyle bir çözüm mekanizması öngörülmüş. Bence dene- tim mekanizması bakımından fark var. Şöyle bir eleştiri var: Mesele demokratik haklar değil, çıkarlar meselesi. Bakın. 1989'dan bu yana dört yıl siyasal iktidar olarak hiçbir yasal düzenleme getirmeden özel girişimcilenn bu alanda fa- aliyet göstermelerine izin vereceksinız. Bunlar büyük yatınmlar yapacaklar. Yayına şirketin yüzde 90ina sahip olacak. Ondan sonra diyeceksiniz ki: "Hayır. sen bu yatınmı yüzde 20'ye indire- ceksin." Bu bana adıl gelmiyor. Söyienir ki 1989 yılında zamanın başbakanı, "Yurtdışından yayın anayasaya ay kın değü". dedikten sonra bu işler başladı. Burada yapılacak şey uzlaşmadır. Bu, herhangi bir geceyansı geçecek yasa tasansı da değil. Bu, ül- kenin rejımini yakından ilgilendiren bir yasa tasansı. Onun için üzerinde ne kadar düşünülse, ne kadar çalışma yapılsa yeridir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear