22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17KASIM1993ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Saraybosna'da savaşlageçenikincikış S araybosna, savaşla geçen ikin- ci kışına gjrerken, kentin geri- ye kalan 300 bin kadar sakini umut duygusunu yitirmiş. omuz- lannda çaresizliğin ağır yükünü taşıyor. 600 günlük kuşatmadan sonra, arük neredeyse kimse dış dûnyanın Sırp ateşini durdurmak. açbğı sona erdirmek üzere eyleme girişeceğine inanmıyor. Halk arük. kuşatmanın ilk günle- rinde olduğu gibi, "Bush" ya da "Clintoo'' kenti kurtarmaya ne za- man gelecek diye sormak için gaze- tecilere, BM görevlilerine yaklaşmı- yor. lnsanlann televizyon, radyo ekiplennın çevresinde toplaşüğı günler geride kaldı. Çetin kış, Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tanık olduğu en kötü yaşam koşullannın hüküm sürdüğü Saraybosna'nın kapısını çalarken, savaşın sonu görünmüyor. Amerika Bırleşık Devletleri'ne, NATO'ya, Avrupa Topluluğu'na duyıılan inanç yerini Baü'nın iki- yüzlülüğünü kabullenişe bıraktı. Nüfusun en azından yüzde 80'- inin Müslüman olduğu kentte. bır zamanlar Batı'nın eylemsizlığini köktenci Müslümanlara bağlayan ılımlılar bile, arük başka açıklama- lar aramaya başladı. Camilerde. cuma namazlanna katılanlara Sırp milliyetçileri aylar- ca, 15. yüzyüda Osmanlılar tarafı- ndan işgal edilen Bosna'da kök sa- lan Islam dınini yok etmek ıçin sa- vaşan 20. yüzyıbn Haçlılan olarak tanıuldı. Boşnak hükümetinin yeni baş- bakanı Haris Siladriç, "Niye, yalnı- zca Müslüman olduğumuz için mıT' diye soruyor. 48 yaşındaki Siladziç. dışişleri bakanhğı döneminde 18 ay Bağunsızlıği için savaşan Saraybosna halkı bu kış, biraz yakacak, biraz yiyecekle yaşam savaşı verecek. boyunca, Batı başkentlerini dolaşıp asken müdahale olasıhğını araşür- dı. Geçen bahar ve yaz aylannda, Clinton'ın Sırp milliyetçilerine, Sa- raybosna"yı bombalamaya devam ettikleri takdirde, hava saldınsında bulunacağı uyansından sonra, hü- kümetin diplomatik çabalan başan- ya ulaşrruş gıbı göründü. Ancak Clinton'ın tehdit savurdu- ğu her seferinde. girişimler boşa çıka. Baü'nın askeri müdahalesınin zaferlerini gölgelendirebileceğine ikna olan Sırp mılbvetçüer, tehdit- lerden sonra Saraybosna ve Müslü- manlann yaşadığı öteki bölgelere saldınlanru azalttı. Hükümet o gün bu gıindür yardım çağnsında bulunmaktan vazgeçü. Boşnak birliklerinın kont- rolündeki topraklarda yaşayan çoğu Müslüman 2.3 mılyon kişinin geleceği sorulduğunda, Siladziç yor- gun gözlerle bakıp omuz silkiyor. Umutsuzluk düşüncesi, merkez Bosna'daki hükümet bırliklerinin kazandığı başanlarla önce biraz kı- nlır gibi olmuştu. Ancak başan. Sırp güçlerine karşı değil, milliyetçi Hırvat güçlerine karşı kazanılmışü. Yine de Boşnaklann morali dü- zelmedi. Birincisi, Sırplann Müslü- manlan boşaltmak için giriştikleri "etnik temizleme" harekaü ile karşı- laştınldığında, kazanılan toprak parçası çok küçüktü. Ikıncisi, her- kes. Hırvat sivıllere, Sırplann ya da Hırvatlann Müslümanlara davran- dığı gibi zalimce davranıldığmın far- kındaydı. Hükümet yetkililerinin, Müslü- man birliklerin, sözgelimi Uzdol'da düzinelerce Hırvat köylüsünü kat- lettiğini kabul etmesinin ardından, Boşnaklar, savaşın kendilerini bü- tün ahlaki üstünlük duygusundan yoksun bıraktığı duygusuna kapıldı. Saraybosnab cerrah Faruk Ku- lenoviç, "Televizyonda izlediğim gö- riintülere dayanamıyorum" dıyor ve eklivor: "Yoksa artık düşmanlan- mızdan bir farkımız kalmadı mı?" Saraybosna'yı çevreleyen tepelere yılın ılk kannın düştüğü şu günler- de, zaten kötü olan yaşam koşullan (Avrupa'nın İkinci Dün>a Savaşı'- ndan bu yana tanık olduğu en kötü koşullar), şımdi korkunçluk sınınnı aşıyor. Bosna topraklannın yüzde 70'ini ellerinde tutan Sırp milliyetçileri, ıs- rarla, bu kadannın kendilerine yet- tiğini söylüyorama, Bosna'da Müs- lümanlann elindeki bütün toprak- lan almaya niyetli olduklannı göste- ren bazı işaretler var. BM askeri gözlemcileri, Saray- bosna yakınlanna yeni silahlı Sırp birliklenrun yığıldığını söylüyor. Kampa yeni getirilen tanklar, havan toplan. uçaksavarlar da eskı sılah- larla birbkte, kent merkezini, okul- lan. hastaneleri bombardımana tu- tuyor. Yol boyundaki Sırpaskerleri, ku- mandanlannın kendilerine çamur içinde, soğukta boş yere ikinci bir kış geçtrmeyeceklerini, çünkü Sa- raybosna'nın da çok yakında Sırp- lann kontrolündeki Bosna toprak- lanna kaülacağını söylediğıni belir- üyor. Askere, Bosna'dakı Sırp mılli- yetçılerin önderi Radovan Karad- ziç'in, yalnızca Sırplann zaten kont- rolünde olan bölgeleri istedikleri şeklindeki sözlen anımsaüldığında. "Doğru değil bu. Bize bütün kenti alacağımız söylendi" diyor. Sırplann bu isteklerine ulaşması o kadar kolay görünmüyor. Kenti sa- vunan Müslümanlar. başlangıçta yalnızca milis kuvvetlennden olu- şurken. şımdı bır orduya dönüştü- ler. Sırp güçlerinin sokak savaşına girmesi gerekecek. . Sırplar büyük olasılıkla klasik taktıklerine başvurarak kentin sa- vunmasını zayıflaünak üzere bom- bardına devam edıp, halkı açlığa mahkum kılacak. Kentte elektnk yok, musluklar- dan su akmıyor, kent halkı BM'nin gonderdiği hava yardımıyla ayakta duruyor. Bır aıleye iki haftada bir, ortalama bır- küçük kutu yiyecek, bir şişe yağ düşüyor. Üstelik tüm bunlar, Sırplann kontrolündeki kentlerde yaşayan- lann karşılaşacağı sefaletle karşı- laşünldığında küçük kalıyor. Bölge- den aynlmak isteyen Müslüman- lann, Sırp yetkililere "vergi'' ödeme- si, mallannı mülklerini bırakması gerekiyor. Siladziç, Müslümanlara çektikleri acının sonunun görünmediğini söy- leyemediğini belirtiyor ve ekliyor: "Bizim için gerçeklik savaş ve soğuk. Hepsi bu, savaş ve soğuk." John F. Burns TeknoloJI Telsiz telefontar santrattara bağlamyor Haber Merkezi- İşle ilgilı yaptığımız telefon konuş- malannın yüzde 6O'ı yenne ulaşamıyor. Bu başansızlıklann çoğu doğru numarayı çevirdiğımiz halde aradığımız kişinin bır fincan kahve almaya gitmesinden ya da binanın herhangi bir başka bölü- münde gecici olarak çahşması- ndan meydana gelır. Artık telsiz telefonlan bıldiğımiz normal santrallardan bağlamak mümkün olacak. Aralannda Ericsson, Nortbern Telecom ve GPT gıbı şirkeılenn de bulunduğu pek çok yabancı ıleüşim araçlan üreticisi, kendi telsiz sistemleriru ya geliştirmek üzereler ya da geliş- tirmiş durumdalar. Telsiz telefon- lar da sabit telefonlarla aynı fonk- sıyonlara sahıpler. Aynca gelen te- lefonlan başka bır numaraya bağ- lama ya da dahili hatlan çaldımıa gibi ana santralın da tüm görevle- rini yerine getirmesine olanak tanı- yor. Telsizler, ana santrahn 400 met- re çevresinde kullanılabiîiyor. Bu alanın son derece geniş olması. tel- sizlerin bir kaç katlı binalarda, fabnkalarda ya da sanayi bölgele- rinde kullanılmasını sağbyor. Telsiz telefonlann üreücılerin- den bıri olan Ricnard VVorker, "Çahşanlar, işerlerinin her yerin- den kendüerine gelen teiefonlara ce- vap verip, istedikleri yerleri araya- büecekler. Bu olanak mesaj almak- b harcanan zamanı kısaltıp, tekrar arama masraflannı azaltırken müş- terilere sağlanan hizmeti de ilerlete- cek" dedı. Telsiz telefon sistemlen. evlerde kullanılan telsiz telefonlann gehş- tirilmiş şekü. Telsiz telefonlann sanü-allan normallerinden yüzde 30-40 daha pahabya geliyor. An- cak rekabetin arünasıyla fiyatlann düşeceği umuluyor. Fizıksel ola- rak buîunulan yer ile telefon ara- sındaki bağlantıyı koparmak için telsiz telefon sıstemlerini kullan- mak kişisel numaralandınna siste- mine giden yolda atılmış yeni bır adım olarak göriilüyor. Değışik insanlann değişik zamanlarda ay- nı büroyu kullanmalannın yol açtı- ğı kanşıklığı önlemek amacıyla herkese değişik hatlar bağlanması- nı sağlayan sistemde de bazı örgüt- lenme değişikliklerine imkan tanı- yor. Iletişim araçlan üreten şirketler, şu günlerde kişisel bilgisayarlara telsiz girişinı sağlayan sistemler ge- liştirmek üzereler. Bu makıneler faks yollayıp. alabilecek, elektro- nik posta sistemine girebilecek ya da merkezdeki bir bılgısayara bilgi yollayabilecek. Telsiz DATA sant- rallan iki yıl içinde kullanıma sunu- labilecek. Afgan halkı Hikmetyafı istemiyor £t ÎHonJr A fganıstan Cumhurbaşkanı Burhanettin Rabbani, Başba- kan Gulbettin Hikmetyar'a karşı savaş açü. Rabbani. Hıkmet- yar'ın gerek partı içinde gerekse halk arasında arük desteklenmedı- ğine ve giderek dışlandığına dikkat çekerken. Hikmetyarın istıfasının yakm olduğunu belırtü. 16 aydır Afganistan cumhurbaş- kanlığı görevini sürdüren Rabbani ilkbahardan beri tüm partilerin des- teğıyle koltuğunda oturuyor. Kabil Cniversitesı'ndeuzun süre profesör- lük yapan 52 yaşındaki Rabbani, Hikmetyar'ın durumunu şöyle de- ğerlendıriyor "Bugünkü durumun en temel gerceği, Gulbettin Hikmet- yar'ın yalnız kalmtş oiduğudur. Af- gan halkından. partisi Hizb-i İslatni'- den soyutlanmtş durumda. 1992-93'- deki savaş sonrasında başbakan ol- mak gibi bazı ayrıcalıklara sahip oldu. Ama bugün, artık hiçbir aynca- lığa sahip olmadığı yeni bir aşamaya geldik." IHikmetyar geri çekiliyor Hikmetyar gen çekilme duru- munda. Son bırkaç aydır askeri ve poliük yenilgiler alıyor. Yenilgileri- nin artışı. kendisıne destek verenleri kaybettiğını gösteriyor. Hikmetyar, ekim ayında, bölgede kanşıkhklara neden olan vali yardıması Somali Han'ın gizemli bir şekilde öldürül- mesinden sonra doğudaki Celala- Rabbani, Hikmeryar'm istifasınınyakın olduğunu düşünûyor. bad kenünden uzaklaşünldı. Sonra da Kabil'e 65 kilometre uzaklıktakı Tagab'ta tutunamadı. Hikmetyar geri çekilmesini sürdürürse, başken- te gıden yolu kontrol eden son kalesi Sarobi de Rabbani'nin ve Mesud'- un askerlerinin hedefı olacak. Bu gelişmelerden sonra Hikmet- yar istifa euneye hazır olduğunu be- İirtti. Kendisini ziyaret edenler araalığıyla bu haber Rabbani'ye ulaşıyor. Rabbani son aylarda elde edilen başanlan sıralarİcen. temsil etüği değil de yönettiğı bir iktidardanbah- sediyor gibi gözüküyor. flk olarak Şamali ovasına getirilen isükran ve sükuneti anlatüktan sonra Kuzey'in güçlü adamı General Dostom'un, bır yıldan uzun bir süredir ilk kez, 12 temmuzda Kabil'e gelerek devletin yanında yer aldığını belirttiğinı söy- lüyor. Bunun dışında. Hindikuş'a geçişi sağlayan Salang gecıdinin ku- zeyındeki Baghlan'dan gelen milis şefleri Rabbani'yle görüştü. 29 eya- letin önemli komutanlan. hatta şu- ralan, Rabbaru'yı zıyarete gelirken üç büyük kentin (Harat. Celalabad ve Paktika) valılen Kabıl'e gelerek devlete bağlılıklannı bildirdi. Hızb-i İslamı Partısi'nin Hikmet- yar sorununu kendi kendisine çöze- ceğıne inandığını belirten Rabbani sözlerine şöyle devam edıyor: "Geleceğini belirlemek. politik li- derini secmek ve devletin yeni şeküni belirlemek halkın elindedir. Sorun, 15 vıldır süren savaşlar dolayısıyla halkunız üzerine giivenilir bir istatis- tiğimizin ounayışı. Bunun dışında ülke dışında yaşayan 4 milyon sığınmacnar. Bu yüzden Birleşmiş MiUetler'den ve dost ülkelerden bize yardım etnte- lerini istedik. Bircok kişi, silahlı mil- yonlarca insanın varlığını öne sürerek secûnlerin gerçekleşmesiıün olanak- sız olduğunu söylüyor. Ama ben öyle veya böyle, seçünlerle veya ülkenin her tarafındaki aşiret şeflerini, dini li- derleri, yaşhları toplayarak millet meclisiyle bunu gerçekleştireceğimi- ze inanıyorum." Rabbani yabancı ülkelerin Afga- nıstan karşısındaki tutumlan değer- lendinr ve bu ülkelerin Afganistan'- da banşı desteklemeleri gereküğim belırtırken hiçbir dış kaynaklı müdahaleyi desteklemeyeceğine dikkat çekü. Yabanalann kendi ülkelerinde banşı istedikleri kadar Afganistan'- da da istemelen gerektiğini ve bu ül- kelerin doğrudan Kabıl'le ılışkı kur- malannı istediğini belirtti. Afganistan'daki gruplarla iiişkiye gjrmeleri sonucu ortaya çıkacak so- runlardan onlan sorumlu tutacağıru da belinen Rabbani'nin bu konuda oldukça kararlı olduğu görülüyor. Jean-Pierre Oerc Komünist kente Neo-Nazi başkan adayı A lmanya'run dikkaü çeken genç Neo-Nazi'lerinden Frank Hubner. 5 arabkta yapılması planlanan Cottbus. bele- diye başkanlığı seçımlerine adaybğını koydu. Hubner seçmenlere sesini duyur- makta oldukça zorlanacağa benzı- yor. çünkü geçenlerde yapmayı dü- şündüğü yürüyüş pobs tarafından yasaklandı. İzni verecek pohs yet- kilisi, yürüyüşe ilışkın bilgjlen içe- ren formda gerekb bilgilerin bulun- madığinı, adres olarak belirtilen posta adresınin yeterb görülmedi- ğini. bu nedenle yürüyüşe izin veril- mediğjni ileri sürüyor. Cottbus sakinleri, yürüy^şün gerçekleşmemesi karşısında sevınç- lerini gizlemiyor. Bır zamanlar koyu komünist bır Doğu Alman kenti olan Cottbus'da bugün işsiz- lık ve ekonomik zorluklara tepkı olarak aşın sağ akımlann ortaya çıküğı gözleniyor. Sıyası gözlemci- ler Hubner'e seçımlerde hiç şans tanımamakla birbkte, seçim öncesi gösterilerle ortabğı kanşüracağını öne sûrüyor. IHalk gelişmelerden rahatsızlık duyuyor Kent sakinlerinden emekb bir ışci kaygılannı şöyle dile geüriyor "Hubner'in zekası tehlikeli gelişme- lere yol açabilir. İnsanlar gelecekleri konusunda çok huzursuz ve Hubner bu oiguyu kendi çıkarları doğrulru- sunda kullanmak istiyor." 27 yaşındaki Hubner, Almanya'- da son yıllarda ortaya çıkan aşın sağ akımlann en gözde isimlerin- den biri. Bir zamanlar asker botlan ve kahverengi ünıforması ile bü- tünleşen Hubner, artık giyımiyle dikkati çekmemeye çalışıyor ve gö- rüşlerine ilişkin aynntılı bilgi ver- mekten de kaçınıyor. Gazetecılere ancak para karşıbği demeç veren Hubner bu alışkanbğını seçım kampanyası sırasında da sürdür- meye kararb. Geçen hafta söyleşı yapmak üzere evine gelen gazeteci- lere kapıyı açmadı; oysa ıçenden bebek ağlamalan geliyordu. Hubner 199 l'de politika sahnesı- ne ilk kez Alman Seçeneği adında bir Neo-Nazi grubunun bderi ola- rak çıktı. Grubun etkinlikleri. Cottbus'daki yabancı düşmanbğını kışkırttıklan savıyla Federal Hü- kümet tarafından yasaklandı. Hubner tüm suçlamalan reddede- rek. eylemlerine devam etti. Şu anda seçim kampanyasına katı- lmaktaki amacının, aşın sağ kanat- ta yer alan yasal partilerden Halk ve Yurt için Alman Birlığı'nın dik- katini cekerek paruye kaülmak ol- duğu düşünülüyor. Belediye Başkanlığı seçimlerine kaülmak için gereklı olan 100 im- zayı zamanında toplayamayan Hubner, Cottbus seçim komisyonu tarafından reddedilmişti. Ancak Hubner, kısa sürede ımzalan ta- mamlayınca adaybğı geçerli sayıldı. Şu anda görevde bulunan Beledi- ye Başkanı NValdemar Kleinsch- midt, geçen perşembe günü resmi makamlara yazdığı bir mektupta Hubner'in adaylıği karşısında duy- duğu ka\gılan şöyle dile getirdı: "Bu gelişmeler genç demokrasimize çok büyük zarar verecek. Kentteki insanlann adına sizden Hubner'in adaylığını iptal etmenizi rica ediyo- rum." Kleinschmidt basına verdıği bir demeçte Hubner'in çok az bir oy toplayacağını bekledığini söyle- yerek, oy miktannın 100'ü geçme- yeceğıni bebrtiyor. Geçen yıl ey- lemlerine hız veren aşın sağ grup- lann son günlerde sakinleştiğine dikkat çekıyor. Hubner'in yürüyüş yapmak iste- diği meydanda geçen yıl ekim ayı- nda şiddet yanbsı bir grup ırkçı, sığinmaalann oturduğu bir eve saldırmıştı. Ancak, bu yıl yürürlüğe giren yeni sığınmacı yasasının sınırlayıa etkisiyle bölgedeki sığmmacı sayısında büyük oranda azabna oldu. Böylece, ırkçı şiddet olaylan duruldu. Bölgesel LausitzerRundschauga- zetesinin Yaaişleri Müdürü Heinz- Dieter Walter Hubner'in yüzde 4 dolaylannda bır oy potansıyalı ol- duğunu bebrterek, şöyle konuşu- >or. "Cottbus oldukça sorunlu bir kent. İnsanlar ülkülerini yitirip, işle- rinden oluyor. Hubner şu anda bu umutsuz insanlar için bir çıkış nok- tası olabilir." The New York Funes Stephen Kinzer Çin, ABD'yi düşman görüyor P ekin'dekı bir Rus diplomaü, kitapçılan dolaşırken "Çin Ordusu Gelecek Savaşı Kazanabüecek nuT' başlıkb bir kitaba rastladı. Kapakta Başkan Ziang Zemin'in "Çağımızın yüksek teknolopye dayalı küçük çaplı savaşlarnı kazanmalıytz" şeklindeki sözleri ver alıyordu. Içerde, ABD, Çin'in başlıca asken düşmanı olarak tanıülıyor ve Tayvan'ın geri abnması, Kore yanmadası savaşı ve Çin'in Güney Çm Denizi'ndeki peü-ol yataklannı ele geçirmesini de içeren sekiz senaryotaslağı yer abyordu. ' En değerb devlet sırlan olarak görülen asken stratejı, doktrin ve planlann tarüşıldığı bu tür bır belgenın Çın'de basılması oldukça sıradışı bir olaydı. Ancak, komünist yetkililerce önce yasaklanan ve sonra yeniden saüşı serbest bırakılan bu ınce kitap, şu anda Pekin'in diplomatik çevrelerinde en çok okunan kitap haline geldi. IÇin-ABD askeri ilişkileri sarsıntıda Batılı yetkililer bunu Halk Kurtuluş Ordusu'nun kimi etkin subaylannın ve emekb obnuş subaylarla akademisyenlerden oluşan müttefiklennin kamuoyunu Çin'in potansiyel düşmanlanna karşı harekete geçirme konusundaki genel bır çabaya bağbyor. Halk Kurtuluş Ordusu'nda Çin'in ABD'yle son çaüşmalanndan doğan temel hoşnutsuzluğa dikkaü çeken bu ve benzeri kitaplarla HongKong gazetelenne sızan haberlerin yaygınlaşması, Çin-ABD arasındaki askeri ilişkilerdeki sarsınünın alünı çiziyor. Bundan başka, dünyanm en kalababk ülkesinin gelecekteki savunma politikası konusunda Çin'in asken lıderlerinin sivillerc meydan okuyuşunu da vurguluyor. Çin askeri bderleriyle yakın ilişkileri olan Pekin'deki diplomatlarla yapılan görüşmelerde ortaya çıkan gerçek şu: Çin askeri çevrelerinde sinirler oldukça gergin. önce, geçen yıl Amerikablar'ın F-16'lan Tayvan'a satmalan, arkasından geçen ağustosta . Çin'in Pakistan'a güdümlü füze donanımı gönderrnesi üzenne, Washington'ın Çin'e uyguladığı yaptınmlar gerginbği tırmandırmışü. Bu yapünmlar, Washington'ın bir Çin yük gemisinin İran'a kimyasal sılahlar taşıdığıru söyledıği Yinhe Olayı'nın tam onasında ılan edılmişti. Daha sonra yapılan bir araştırma alman bu haberlerin tümüyle yanlış olduğunu kanıtladı. Pekin'deki bır Batıb diplomat, "Çin'de geçen vıl Ta>>an'a yapılan F-16 satışından en fazla rahatsız olan kurumlardan birisi de ordu oldu. Çin ordusu içinde sivil liderlerin ABD'ye kafa tutma konusunda daha kararlı ve becerikli dav ranmalannı isteyen unsurlar var" dedi. IÇin,ABDve Rusya'dan korkmuyor Pekin'le yakın ilişki halindeki bir Hong Kong gazetesinde Jiang'ın 8 ekimde generalleriyle yapüğı toplantının bir özeti yayımlandı. Buna göre, Savunma Bakanı Çi Hoaşian'ın önderliğindeki sekiz general. Jıang'a Pekin'in Amerikan "hegemonyası ve güç politikasrna karşı takındıği "yumuşak tutum"dan kaynaklanan rahatsızüklannı dile getirdiler. Generallerin toplanü sırasında çok heyecanb olduklan; başkana. 180 yüksek rütbeli subayın imzasını içeren ve Çin'in ABD'ye karşı ciddi ve kararlı bir tutum gebştırmesini talep eden bir dilekçe verdikleri beliıtildi. Jiana'ın. Çin'in "nükleer silahlan geliştirdiği 1960lardan beri artık iki tehditkar gücten (Rusya ve ABD kastediliyor) korkması için bir neden kalmadığı" şeklindeki ifadesıyle generalleri yauşürdığı söylendı. Ancak, görüşmenin yoğunluğu ordunun bu konudaki inancının derinhğini ortaya koymaktaydı. Amenka'nın niyetlerine duyulan güvensizlik, Rusdiplomaün gözune çarpan 80 sayfalık kitapta da kendini gösteriyor. Şichuan'dakı Güneydoğu Üniversitesi'nce geçen hazıranda yayımlanan kitabın yazan takma ad kullanmış. Ancak kitabın ortaya koyduğu bilgi v e deneyime bakan diplomatlar, onun ancak bır ordu mensubunun kalerninden çıkmış olabileceğini ileri sürüyor. The New York Tımes PatrickE.lyler
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear