02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM1993 ÇARŞAMBA HABERLER Amerika'da Türk-Kürt kavgası SİNAN GÖKÇEN KUZEY CAROLINA- Tür- kıye'nin Kürt sorunu ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde dü- zenlenen bir konferansta cle alındı. ABD'de kurulu "Orta- doğu Araşürmalan Enstitûsü" hafta sonunda gerçekleştiriJen konferansta, 4'ü Türkiye'deki Kün sorununun taruşüdığı toplam 112 panel düzenlendi ve 400'ü aşkın bildiri sunuldu. Panellerde Tûrk-Kûrt kavga- lan yaşanırken, fngiliz Parla- mentosu fnsan HakJan Ko- misyonu Başkanı Lord Aw- bury ile Türk Araştınnalan Ensiitüsü ve Princeton Üniver- sitesi Atatûrk Kûrsûsü Baş- kanı Heath VV. Lowry, kavga ederek küfürleşti. PKK'nın Avrupa sorum- lulanndan Şahin Engizer'in de bir konuşrna yaptığı paneller- de, Türkjye'nin Güneydoğu- su"nda Türk ordusunun ope- rasyonlan eleştirüdi ve Türk devleünin, Kûrt nüfusuna yö- nelik sistemlı bir katliamın ger- çekleştirilmesini destekkdiği öne sürüldü. Konuşmacılar, Batı ülkelerinin Türkiye'ye po- litik baskı yapması durumun- da sonına siyasi çözümün sağ- lanabileceğini vurguladılar. "Ortadoğu Araşürmalan Enstitûsü" (Middle East Stu- dıes Association) geleneksel konferanslann 27.'sinde, ay- nca fılm festivali ve kitap fua- nndaki bir standda, Kürt- Amerikan Enformasyon Şe- bekesi, PKK'run yayınlannı ve takvimini satü. ERNK rozetli Kürtler, yayınlara bakan Türk ve bazı Amerikalı profesörlere "AJırraBuıız"diyesorunca"Te- rorizme yardım mı edeceğizT" tepkisiyle karşüaştılar. Kürt panellerine Amerika Birleşik Devletleri Banş Enstitüsü'nün 20 bin dolar destek verdiği öğ- renildi. "Kürt MüTiyetçfliği n Etnik Çanşmalar" konulu pa- nelde konuşan Gordon Rudd, Türkiye'nin Çekiç Güç'ûn gö- rev süresinin uzatılmasını onaylaması durumunda Irak Kürtlenne Baü'nın yardımının ulaşabileceğiru söyledi. Rudd, konuşrnasının sonunda, "Eğer Irak Kürtleri Türkiye için iç so- nın yaratırlarsa kaybederler. Kürtler bunu akdlannda bufan- durmalıdır" dıye de ekledi. İran, Irak ve Türkiye Kürtleri- nin sorunlannın değerlendiril- diği panelin sonunda, konfe- ransın havasını etkileyen olay- lar yaşandı. Boğaziçi Üniversi- lesi profesörlerinden Bimaz Toprak, Pennsylvania Üniver- sıtesi'nde 20 yıla yakın bir süre- dir Kürt sorunuyla ilgili çalı- şmalar yaptığı öğrenilen Asis- tan Doktor Aram Nigogosüu'- ın konuşmasını eleştirdi. Toprak, Nigogosian'ın aka- demik bir platformu politik platforma çevirdiğini öne sür- dü. Bu sırada saJonda dinJeyi- cilerin kendi aralannda sözlü kavga ettikleri gözlendi. Kürtlere Türklerin küfürleş- tiğı sırada, İngiliz Parlamento- su İnsan Haklan Komisyonu Başkanı Lord Avebury, Türk ordusunun savaşımn PKK'ya değil halka yönelik olduğunu söyledi. tki kez dolaştığı Gü- neydoğu'da Türk ordusunun katliam gerçekleştirdiğini öne süren Lord Avebury'e baa Türk gençleri "s«htekar, y«- lancT dedi. Insan Haklan Ko- misyonu Başkanı'nın hemen önündeki sırada oturan Türk AraştırmaJan Enstitûsü Baş- kanı Heat W. Lowry de Ave- bury'e dönerek,u Bana bak, 20 yaş daha küçük oteaydm seni burada...." şeklinde bağırdı. Lord Avebury de aynı küfûr kelimelerini Lowry'e yineledi. Heat W. Lovvry, salonu bağı- rarak terk etti. Ammkamn Sesi Radyosu uyanhh FUATKOZLUKLU VVASHINGTON - Ameri- kan yönetiminin resmi görüş- lerini yansıtan "Amerika'nıa Sesi Radyosu" (VOA) Kûrt- çe Servisı, bütûn ülkeleri PKK terör örgütüne karşı mücadele etmeye çağıran ve "PKK'yı Suriye, Irak ve İran destekKyor" ifadesine yer ve- ren yorumu yayımlamadığı ıçin uyanldı. Çahşanlannm tamamına yakını Irak Kürtlerinden olu- şan 9 kişilik Kürtçe Servisi, yönetiminde ABD Dışişleri Bakanlığı'na bağlı görevlile- rin de bulunduğu radyo yö- neticilerinin uyansı üzerine, yönetimin görüşlerin içeren yorumu, üç günlük gecik- meyle önceki gün yayımladı- ğı öğrenildi. Bu arada, Türkiye'nin VVashington Büyükelçiliği Basın Müşaviri Şensu Yenriş- çi'nin. Ankara'nın talimatı çerçevesinde, Amerika'nın Sesi Radyosu yöneticileriyle önümüzdeki günlerde bir araya geleceği kaydedikü. Terörle Mücadele YasaTasansı şimdilik terörden çok basını önlemeyi amaçlıyor Yasa, terörleıııimücadeleedecek,basmla mı? T BMM Adalet Komisyonu'nun bugünkü toplantısında ele alınması beklenen Terörle Mücadele Yasası'nda değişiklik öngeren taslağa göre terörlemücadelenin sihirli formülü basını iyiden iyiye susturmak. K oalisyon ortaklannın hazıfladığı taslak üzerinde uzun süren pazarlıklar oldu. Sonunda anlaştılar. Birçok madde değişti. Geriye basına ağır para, hapis ve kapatma cezalan getiren maddeler kaldı. D emokratikleşme adma iktidara gelen DYP-SHPkoalisyonu, CMUK'da yapılan degişiklikle ileriye doğru attığı yanm adımı şimdi Terörle Mücadele Yasası'nda yapılacak degişiklikle geriye almaya hazırlanıyor. CELAL BAŞLANGIÇ Gelecekte. Türkiye'nin 1980- li yıllannı inceleyenler kolayca şu sonuca varabiürler: - O tarihlerde Türkiye'de ba- sın amma da terönstmiş... 1980'li yıllarda haarlanan anayasa, çıkartılan yasalar, sı- kıyönetim ve Olağanüstü Hal uygulamalan, 'Sansür ve Sür- gün Kararnameleri'. son olarak ANAP iktidannın 'Türk basın ve düşünce yaşanuna armağanı' Terörle Mücadele Yasası, kısıt- lamanın. yasaklamanın, ceza- nın en siv ri uçlanndan birini de basına çevirmeyı hiç ihmal et- medi. 'Demokratikleşme' adına ik- tidara gelen DYP-SHP koalis- yonu, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'nda yapılan de- gişiklikle ileriye doğru attığı yanm adımı, şimdı Terörle Mü- cadele Yasası'nda yapılacak değişikle iki adım geri almaya hazırlanıyor. Özel TV ve radyolarla ilgili yasada "yüzde beş ilan gelirinin kesflmesi^ne takılıp kalanlar , bugün toplanacak Adalet Ko- misyonu'nun gündemindeki yasa tasansıyia basına getirilen ağır para ve hapis cezalannı ne- dense görmezden geliyorlar. îlk değişiklik önerileri DYP'nin "Şahinler"i tarafın- dan büyük destek gören Terör- Tdsorının 8. madcieslfie eklenen 'Lalk' sözdlğüne karsı akıyorlar Şeriatçılara göre tasanyı AzizNesin hazırladı Şeriatçılann yayın organlan günler- dir "ZuHinı hortluyor" yaygarasıyla , Terörle Mücadele Yasası'nda yapıla- cak değişikliğe karşı çıkıyor. Ama ya- sanın düşünce ve basın özgürlüğünü kısıtlayan bunca maddesine değü. Tek bir maddesine. hatta tek bir sözcüğün eklenmesine karşı çıkıyor. Terörle Mücadele Yasası'nm 8. maddesi daha önce şöyleydi: "Hangi yöntetn, maksat ve düşûn- ceyle ohırsa obun Türkiye Cumhuriyeri Devletinin ûikesi»e milletiyle bölünmez bütünlüğfinü bozmayı hedef alan..." SHP'nin önerisiyle bu maddeye bir- tek "bdk" sözcüğü eklcnince madde şu duruma geldi: "Hangi yöntem, maksat ve düşün- ceyle olursa olstın Türkiye Cumhuriyeri Devlerinin laik niteliğini ve deıletin ül- kesi ve milleriyle bölünmez bütünlfiğü- nü..." Jşte bu bir sözcük bütün şeriatcılan ayağa kaldırmaya yetti. Kimı "Bu ta- san DYP'yi bitirir" diye manşet attı. kimi "PKK'yı laikiikle mi durduracak- sıruz" diye sordu. Bu cephenin umurunda değildi de- mokratik hak ve özgürlükler, basın özgürlüğü. Eğer tasanya "laikBk" sözcüğü ek- lenmeseydi, basını böylesine yasak ve ceza çemberine alan yasayı alkışlaya- cakJardı bile. Hatta salt laikJik'' sözcüğünden tutturarak düş guçlenni sonuna kadar zorladılar bıle. Işte laiklik karşıtı gaze- telerin birinden birkaç saür: u De\let, PKK'ya yöneleceği yerde cepbeyi genislerJvor. Askeri tabir Üe he- def küçülteceği yerde sürekli yeni he- defler üreriyor. Şimdi de aynı hatalar yeni Terörle Mücadele Kanun Tasa- nsfnda yapdryor. DYP-SHP insanla- nn hayat hakkından sonra gelen din \e vicdan hürriyetine yeni kısıtlamalar ge- tirmek peşinde. Hem de hiç açık olma- yan ve halk arasındaki tabiri Ue nereye çekersen oraya gelebilecek bir kanun tasansı Ue. Tasannın miman DYPIi De>let Ba- kanı Bekir Sami Daçe görünüyor. Oysa Daçe bu tasannın sadece aktörû. Tasarının asıJ mimarı .Aziz Nesin'dir, SHPdir. Sivas olaylandır. Sivas olay- lannı tezgahlayanlardır." le Mücadele Yasası'ndaki ilk değişiklik taslağı hükümetin önüne geldiğinde görüldü ki herşey ^erör suçu" sayılıyordu. tşte "terörist ada>İan"ndan bazı ömekler: Toplu vizite eylemi yapan, işi yavaşlatan işçiler... Yürüyüş yapan memurlar... Hükümeti eleştiren imamlar, hafızlar, hatipler... Devlet memurlanna mukavamet edenler... Kanu- nun cürüm saydığı fiilleri öven- ler... Sahte para basanlar ve bunlan tedavüle koyanlar... Hü\ıyet cüzdanlannı. pasa- portlannı değiştirenler. sahte kimlik kullananlar... Kimliğini yanlış beyan edenler... Yangın çıkaranlar... Nakil vasıtalannı engelleyenler... Hareket haün- deki nakil vasıtalanna ateşli ci- sim veya silah atanlar... Umu- mun sağlığıru tehlikeye sokan- lar... Gıdalan takht edenler veya bozuk gıda satanlar... Ölümle sonuçlanan kavgaya katılanlar... Hırsızlık malı satın alanlar... Başkasının malına za- rar verenler... Trafık işaretlenni tahrip edenler... Kamu hizmeti yapılan bina duvarlanna ve tra- fîk işaretlerine afiş yapıştıran- lar... Kepenk kapatma, kontak açmama, boykot, grev, lokavt veya benzeri hareketlere katı- lanlar... Taslakta aynca Türk Ceza Yasasfrun kaldınlan 140. mad- desi biraz daha Türkçeleştirile- rek "Yabancı bir ülkede devletin etkinliğini kıracak şekilde açık- lama yapanJann" cezalandınl- ması, yukanda sayılan suçlar da dahıl, " Terör suçlanndan dolayı gözaltına alınanların her halükarda ruruklanmalan". ga- zetelenn dağıtımdan önce mül- ki amirlerce denetlenmesi, "ge- rekli hallerde" dağıümlannın ertelenmesi ya da engellenmesi. yayın organlannın gerekirse sü- resiz kapatılması... gibi hüküm- ler de yaralıyordu. Elbette, tüm bu "terör suç- lan"nı işleyenlere verilen ceza- nın birkaç kat arltınlarak basın yayın organlanna uygulanması da unutulmamışü. DYP-SHP pazarbğı Bu taslak üzerinde uzun sü- ren bir pazarlık oldu. DYP tas- lağı konımaya çabşıyordu. SHP'nin amaa ise "yumuşat- mak"tı. Sonunda anlaştılar. Şoföründen imamına, kalpa- zanından hırsızına kadar olan grubun "terör suçiusu" sayıl- masmdan vazgecildi. Hakımlerin gözaltındaki "te- rör suçlularmı tutuklama zonın- luluğu" kaldınldı. Gazetelerin sansüre tabi tutulmalan, dağıtı- mının mülki amirlerce engellen- mesi ve süresiz kapaülmalan gibi hükümlerde kaldınldı. Za- ten gazetelenn süresiz kapatıl- malan anayasaya aykınydı. Geriye ne mi kaldı ? Ağırhklı olarak "basını ver- diği terör haberini sanki kendisi yapmış gibi sonımlu gören" bir Çalışlar'ın kitabında Apo ve Burkay'la röportajlar yer alıyordu 'KürtSorunu' adhkitaptoplatıhb Haber Merkezi - Gazetemiz yazarlanndan Oral Çalışlar'ın Abdullah Öcalan ve Kemai Bur- kay'la gazetemizde daha önce yayımlanan röportajlanndan oluşan "Kürt Sorunu" adh kita- bı, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce (LXîM) topla- tıldı. 3 Nolu LXJM, toplatma karanna gerekçe olarak. 1982 Anayasası'nın basın özgürlü- ğüyle ilgili 28. maddesini gös- terdi. Anayasa'nın bu madde- sinde "Devleti, ülkesi ve mille- tiyle bölünmez bürünlüğüne" aykın yaymlann acılen toplan- ması savunuluyor. Çalışlar'ın PKK lideri Ab- dullah öcalan ve PSK lideri Kemal Burkay'la yaptığı dizi röportajlar aylar önce gazete- mizde yayı- mlanmış ve bu dizilerle ilgili her- hangi soruşturma açılmamıştı. Avukat Fîkret Ükiz. toplatma karanmn kaldın- Iması talebiyle Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne başvurdu. Avu- kat İlkiz itiraz gerekçesinde şöyle dedi: "Yazar, kitabın önsözünde bu röportajlan hangi amaçla yaptı- ğmı açıklıyor. V azar, Türkiye'- nin böyle bir sorunu eözebilmesi, daha fazla kan dökülmesinin ön- lenmesi için bu kitapla katkıda buiunmak istiyor. Gerçeğin bü- tün çıplaklığıyla bilinmesinden vana. Söyleşi yaptığı kişjjerle 'tartışıyor..' Yazar, Kürt soru- nuna kaltcı ve banşçı bir çözüm bulunması için, çözümün de- mokratik olması için katkıda buiunmak amacında. Tartıştığı kişilerin günlük yaşamları. endi- şeleri, korkuları ve hatta cinsel yaşamları konusunda, aşk üzeri- ne ne düşündüklerini tartışarak okuyııcuya aktanyor. Bir başka deyjşle bihnmeyeni kamuoyuna tanrtrjor." Avukat İlkiz, İstanbul Cum- huriyet Başsavcıhğı'nın bu tür- den yayınlarla ilgili verdiği bir kovuşturmaya yer olmadığı ka- rannı ömek göstererek şu gö- rüşlere yer verdi: "3713 sayılı yasanın 6. *e 8. maddelerinde yer alan suçlann maddi unsunı propagandadır.' Görüşün yandaş kazanmak amacıyla başkasına aktarılması propagandadır. Fakat toplatma- ya konu kitapta böyle bir amaç bulunmadığından fiil propagan- da fiili olmaktan çıkınaktadır. Nitekim 8. maddede'• bütün- lüğü bozmayı he- def alan propa- ganda' tanonı, salt düşünce açı- klanmasınm bu suçu oluşturmaya- cağuıı göster- mektedir. Hiç kimse, resmi görü- şe uygun düşmek zorunda değildir. Aksi takdirde dü- şünce açıkla- roaJan her zaman suc sayılabilir. Kaldı ki resmi gorüşe aykın gö- rüş açıklayan ve söv leşide fikir- lerini beürten Abdullah öcalan ve Kemal Burkay'la ilgili olarak yazar 'Bu görüşmeler sırasında onlara en aykın gelebilecek so- rulan da sordum... Kafama yatmayan ve kamuoyuna ters gelen görüşleri eieştirmekten de geri durmadım. Bu tür bir tar- tışmanın görüşlerin netleşmesi- ne ve geri planda kalan konula- nn deşilmesine olanak sağladığı inancındayım' diyerek amacmı açıklıyor. tartışmadan ve söyle- şiden çıkan sonuç eğer çözüm üretmeye yönelikse bu propa- ganda suçu oluşrurmaz, bolücü- lük suçu ise hiç değildir." Avukat İlkiz, sözkonusu ge- rekçelerle toplatma karanrun geri alınmasını istedi. Hacı Ahmet Tatari Kız \ urdu'ndaki öğrenciler, sıkıntılarmı kamuoyuna duyurmak irin hazıriadıklan bildiriyi okudular. Kız yurdunda mahalleli tacizine isyan Yurtlanna giderken mahalleli gençlerin 'taciz'lerinden bunalan kız öğrenciler, arkadaşlan 'erkekle geziyor' diye dövülünce ayaklandılar. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdür- lüğü'ne bağL 700 öğrencinin kaidığı Haa Ahmet Tatan Kız Yurdundaki öğrencı- ler, yurt çevresinde dnsel tacize uğradı- klanru belirtıler. Öğrenciler. çevre halkının yuıtlan "fahişelerin birarada bu- lunduğu mekanlar" olarak gördüklerini anlatırken, yurt yönetiminin ilgjsizlığin- den yakındılar. Öğrenci yurtlannda yaşam zor. Hele kız öğrenci yurtlannda şartlar daha da ağır. Izmir Evka-1 yöresindeki yurtlanna girmeden önce mahalleli gençlerin laf at- malanndan. "tadz"lerinden bunalan kız öğrenciler. bir de arkadaşlan "erkekle ge- ziyor''diye dayak yiyınce ayaklandılar. Yurt yönetiminden de şikayetçi olan kız öğrenciler önce bir basın toplantısı düzen- leyerek, çevre baskısını kamuoyuna şika- yet ettiler. Yurt Müdürü Sevgi Şuılak. devlet me- muru olduğu için konuşamayacağmı. Kredi Yurtlar Kurumu Bölge Müdürü Metin Ayda, olayı "basit ve sffadan" ola- rak niteleyipyurt çevresindeki olaylardan sorumlu olamayacağını belirtirken kız öğrenciler adına konuşan Seçfl Egesıkıntılannj şövleanlatıyor: " Yurda geliş gidîşlerimizde yöre gençleri tarafmdan sürekli cinsel tacize uğruyoruz. Bu yüzden yurtlardan çıkmayı düşünüyo- nız ama kiralar çok yüksek. Ailelerimizin gonderdiği paralaria zor geçiniyonız. Bu yurtlarda kalmak zorundayız. Bizi potan- siyel fahişe olarak görüyorlar. Bize ahlak dersi vermeye kalkan mahalle halkı önce kendi gençlerine ahlak dersi versin." Dokuz Eylül Ünıversitesi'ne bağlı, Eği- tim, Hukuk, İküsadı ve İdari Biliinler fa- kültelerinde okuyan kız öğrenciler. sıkıntılanru kamuoyuna duyurmak için hazıriadıklan bildiride şu görüşleri dile getiriyorlar: "Biz, yurtlarda kalan kcdar, çeşirJi baskdara günden güne artarak eklenen yeni zorbalıklarla karşılaşryoruz. Sokakta cinsel tacize uğradığımız yetmiyormuş gibi, artık yurtlarda ş aşam çekihnez hak geidi. Kız öğrenci yurtlan, toplum tarafı- ndan potansiyel fahişelerin bir arada bu- lunduğu mekanlar olarak göriilür oldu. Yurtlann etrafmda dolaşamaz olduk. 10 Kasım 1993 günü bir arkadaşımızın erkek arkadaşıyla birb'kte İzmir Buca-Evka 1 halkı tarafından dövülmesi. eli sopalı in- sanlann Hacı Ahmet Tatari Kız Öğrenci Yurdu'nu basması artık sabnmızı taşmh. Soruvoruz. daha düne kadar bizlere, yurda girerken Evka- 1 sakinlerinin oğullan ta- rafmdan sarkıntüık edüdiğinde ve biz bunu yurt yönetimine ve emniyete götürdügü- rnüzdt neden sessiz kalındı? Bu namus bek- çileri neredeydi? Kadınlık ommınu ayaklar aftma alan tüm uygulamaları protesto edi- yor, bu insanlık dışı da\ranışlara karşı so- nuna kadar mücadele edeceğimizi ve arka- daşlarunıza destek oiacağmızı duyuruyo- ruz." CHP'den ijimeydoğupoHtüialanveKüHsonmu^raponı Haber Merkezi- CHP "Güneydoğu Politikalan ve KürtSorunu" başlıkh bir rapor hazırladı. CHPgenel Başkan Yardıması tsmail Cem tarafından açıklanan raporda Güneydoğu sorununun can gûvenliği. demokrasi, ekonomi, savunma. dış siyaset boyutlan bulunan karmaşık bir sorun olduğu belinilerek çözüm önerileri sıralandı. Raporda Güneydoğu sorununun aynı zamanda bir demokrasi sorunu olduğu belirtilerek şöyle denıldi: "Teröriin kurşunlanna demokrasi tek basına kalkan olamaz. Aynı şekilde demokratik girişimlerin gerçekleşmesi nedenivle terörün ortadan kalkması elbette beklenemez. Ancak • demokrasinin eksıkliğî, aynlıkçt şkldet harekerinin kendi açısından isrismar erfiği, omın işini koJa> laşûran bir otgudur. Demokrasinin eksiğini gidermek, teröriin yararlandığı bir dunıma son vermek işlevini taşıyacaktır." Raporda Olağanüstü Hal yasasının insan haklanyla çelişen özelliklerinın iptal edilmesi istenerek, işkenceye, kontr-gerilla uygulamalan na, yerinde infaza, faili meçhul cinayetlere ilişkin iddialann üzerine kararlılıkla gidilmesinin gerekliliği \'urgulandı. Koruculuk sisteminin çok yönlü sakıncalannın görüldüğü belirtilerek bu sistemden vaz geçilmesi gerektiği belirtilen raporda kalıcı işbirliğiin sağlanması için şu önerilere yer verildi: "KimUği ne olursa olsun. hangidili konuşursa konuşsun. kendini bu ülkenin vatandaşı kabul eden herkes > asalar önündeeşittir. Devletinernik tercÖB, inanç tercihi. \atandaşın özelliğine göre yan tutması sözkonusu olamaz. Bu anlayışla. ülkede akan kan durdunılmaJıdır. Banş, sevgi, uzlaşma ortamının yaratıbnası te uygulanması bedcfl alınmalıdır." Sorunu, buyük ölçüde askere havale ederek çözme poütikalannın başansız kaidığı savunulan raporda, yöreyi tanıyan demokrasi kültürünii almış. etkin birsivil güvenlik gücünün kurulması önerildi. Güvenlik güçlerinin iletişim ve hareket açısından ileri teknolojiyi kullanmalan gerekliliği üzerindedurularak sınırlann güvenlığine ilişkin "Türkive elindeki maddi ve askeri gücüyle sınırlarını daha iyi konıyabOmeu'dir. Mobilize savunma anlayışımn ihtiv açları dikkate alınarak, mevcut sınır karakollan yeniden düzenlenmelidir" denildi. Türkıye'nin gerek Batı Avrupa. gerek komşulanyla ilişkilerini Güneydoğu ekseninde değerlendirilmesinin zorunlu olduğu vurgulanarak "Teröre bu ülkelerden sağlanan açık-kapalı, dolayh, dolaysız destek >e hoşgörü, bizimbu ülkeierle ilişkilerimizde temei bir öiçü ohnaudır n görûşü savunuldu. Raporda. idari yapılanmada reform ihtiyaana dikkat cekilerek ekonomik önlemlerin dezaman geçirileden alınması istendi. Aynlıkçı şiddetin temei nedenleri arasında bölgenin fukaralığı ve feodal yapısının yeraldığı belirtilen raporda feodalizmin tasviyesine yönelik önlemler sıralandı. Bunun için demokratik kooperatifçiliği temei alan. tanm planlaması ve verimlilik artışını amaçlayan köklü bir toprak reformunun bölgede uygulanması önerildi. anlayışla getirilen maddeler... Basına ağır para ve hapis ceza- lan. gazete kapatmalar, yine- lendikçe artan yapunmlar... DYP-SHP Koalisyonu, "Te- rörle mücadelenin sihirli for- mülü"nü bulmuştu: - Basını iyiden ıyıye sustur- mak... Hatta, "Kürt sonınu"nun çö- zümü için "Ne ver kurtul, ne vur kurtul" sloganını ortaya atan SHP'nin Genel Başkanı Murat Karayalçm da TBMM'ye gön- derilen taslağın altına imza ata- rak, sanki yeni bir formülü des- tekliyordu : - Basını sustur, kurtul... Basına ağır ceza Önce suçlan sıralayahm: . İsim ve kimlik belirterek ve- ya beürtmeyerek kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağla- yacak surette kişilere karşı terör örgütleri tarafından suç işlene- ceğini veya terörle mücadelede görev almış kamu görevlileri- nin hüviyetini açıklayanlar ve- ya yayınlayanlar veya bu yolda kişileri hedef gösterenler... . Terör örgütlerinin bildiri ve- ya açıklamalannı basanlar veya yayınlayanlar... . Terör örgütüyle ilgili propa- ganda yapanlar, yardım eden- ler... . Hangi yöntem, maksat ve düşünceyle olursa olsun Türki- ye Cumhuriyeti Devletinin laik niteliğini ve devletin ülkesi ve milletiyle bölnmez bütünlüğu- nü bozmayı hedef alan yazıh ve sözlü propaganda yapanlar... Eğer bu suçlar bir aydan az süreli. gazete ve dergi gibi basın organlannca işlenirse bir önce- ki ay yaptığı ortalama günlük saüşın yüzde doksanı kadar ağır para cezası verilecek. Örneğin fiyatı yedi bin lira olan 100 bin satışlı bir gazete yukanda yazılı suçlardan birini. işlemesi durumunda sahibirifc 600 milyon liranın üzerinde pa- ra cezası verilebilecek. Aynı ga- zetenin sorumlu müdürüne. sa- hibine verilen cezanm yansı uy- gulanabilecek. Bunlar değişiklik tasansın- dan önceki yasada da vardı. Ancak DYP-SHP koalisyonu- nun tasansı olarak TBMM'ye gönderilen değişiklik önerileri- ne bir de gazetelere "kapatma cezası'' eklendi. Bir aydan az süreli yaymlar üç günden 15 güne kadar kapa- tılabılecek. Suçun tekran duru- munda ise hapis ve para cezala- n iki katına çıktığj gibi. kapat- ma cezası da üç katına çıkarak, günlük, haftalık. 15 günlük ya- yınlar bir aydan üç aya kadar kapatılabilecek. Taslak Adalet Komisyonu gündeminde DYP-SHP Koalisyonunun son bicimini verdiği Terörle Mücadele Yasası'nda değişik- lik yapan taslak bugün Adalet Komisyonu'na. daha sonra da TBMM'ye gidecek. DYP'nin "şahinfer"i tasanyı ilk biçimine çevirmek için eüe- rinden geleni yapacaklar. SHP'li milîetvekillerinin bir bö- lümü tasanyı değiştinne çaba- sında. Elbette tasanmn altını _ imzalayan SHP'li bakanlann ' durumu da şimdi tartışma ko- nusu olacak. RP . "laiklik''ten tutturup tasanyı kendi istekleri doğrultusunda değiştinne ça- basında. ANAP'lılann bir kıs- mı "Askeri yönetim bile son dö- nemlerinde gazete kapatma- mıştı" diyerek karşı çıkıyor ta- sanya. Diğer bir bölümü ise DYP'nin "şahinlerTyle işbirliği yapmanm yollannı anyor. Ta- sanya içtenlikle karşı olan CHP ise bu biçimiyle önce komis- yondan sonra da TBMM'den geçirtmeme karannda. MHP'- lilenn desteğı ise DYP'nin "Şa- hinleri"nin yanında. "Terörle mücadeleyi daha et- kili kıhnak" için. "Demokratik- leşme" adına ortaklık kuran SHP ve DYP'nin ortak tasansı şimdilik "Terörle mücadele''- den çok "Basmla mücadele"ye dönük. "Terörü önleme"dcn çok "Basını önleme''yi amaçlıyor. Son günlerdeki yasaklamala- n da anımsarsmak. ortaya çı- kan o ki "Terör" de basma karşı. "anri terör" de... "Terörle mücadele"de tartış- ma "\erip de mi kurtulalım" yoksa "Vurup da mı kurtula- um" boyutundayken, şimdi yeni bir aşama kazanıyor: - Basına ağır ceza verip de kurtulalım... Basını susturupda kurtulalım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear