Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 KASIM1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Otomobil ünetimi
tamgaz
•ANKARA (UBA)-
Otomobil üretimi tam gaz
gidiyor. Otomotiv
sektöründe ocak-ekim
döneminde üretim 353 bini
bulurken, döneminde 4
otomobil fabrikasında geçen
yılın aynı döneminde göre
yüzde 28 artışla 270 bin 1S19
adet otomobil üretildi.
Otomotiv Sanayii
Derneğfnden alınan bilgiye
göre, sektörde on aylık süreç
içinde en büyük üretim artışı
yüzde 40 ile traktörde, yüzde
50 ile kamyonda. yüzde 74 ile
deçekicide gerçekleşirken,
otobüs üretiminde de yüzde
46düzeyindeartış
gerçekleştı. Otomobilde
Tofaşl55bin569adet
üretimle liderliği korurken
bunul03bin759adetle
Oyak-Renault,9bın300
adetle General Motors ve bin
491 adetle de Otosan izliyor.
Dar gelirti bu kış
yandı
• ANKARA (LBA) - KJŞ
aylanrun aile bütçesine
faturası 15 milyon liraya
yükseldi. Orman İş Sendikası
tarafından >apılan piyasa
araşürmasında havalann
soğumasının aile bütçesine
büyük bir yük getirdiği
belirtildı. Araştırmaya göre.
Türkiye'nin normal iklim
bölgelerinde bu kış 100
metrekare bir dairede
oturanlarısınmak için 150
gün linyit kömürü y akarlarsa
2 milyon 239 binlira
ödeyecekler. Bu arada
ısınmak için en pahalı yakıtın
da 17 milyon 695 bin lira ile
elektrik olduğu ortaya çıktı.
BakkaHardan
KDV'yetepki
• ADANA (AA) - Türkiye
Bakkallar ve Bayiler
Federasyonu Fenel Başkanı
Bendev i Palandöken, KDV
oranlanndaki yüzde 2'lik
artışın. zorunlu tüketim
maddelenne yüzde 10 olarak
yansıdığını
savunarak, "Temel gıda ve
zorunlu tüketim
maddelerinde. KDV
yeknesak bir oran şeklinde
uygulanmalı" dedi.
Palandöken. K.DV
uygulanmasındakı
farkllhklann gıda
ürünlerinde bir fıyat
istikrarsızlığına yol açtığmı
ilen sürdü.
Bayrak
degişimi
• ANKARA (AA) - Diinya
Bankası'nın Türkiye
temsilciliği. görev değişimine
sahne oluyor. 3 yıldan fazla
bir süredir Ankara"da görev
yapmakta olan tspanyol
asılb Fransız temsilcı Luis De
Azcarate'mn görev süresi bu
ay ortasında sona enyor.
Azcarate'mn yerine,
bankanın Türkiye
temsilciliği görevine,
Washington"daki merkezden
ABD'li Fred Temple atandı.
Temsilcilik süresinin 3 yılla
sınırlı olması dolayısıyla,
Türkiye'deki görevini 1990
ekim ayından bu yana
sürdürmekteolan Azcarate.
Washington'a tayin edildi.
Tekirctağ'dan
ihracat
• Ekonomi Servisi -
Tekirdağ limanından geçen
ekim ayında 204 milyar 667
milyon 917 bin 802 lıralık
ihracat gerçekleştirildi. (16
milyon 176 bin 724
Amerikan Dolan). Tekirdağ
Gümrük Müdürlüğü'nden
alınan bilgiye göre
Tekirdağ'dan yapılan 204
milyar677 milyon 917 bin
802 liralık ihracatın büyük
bölümünü bölgede üretilen
Floatal ile pencere camı
oluşturuyor. Tekirdağ'dan
ihraç edilen diğer tanm ve
sanayi ürünleri arasında
buğday unu. margarin.
ayçiçek yağı, baklava.
patates, kabak çekirdeği,
büyük çuval. çeşitli giyim
eşyası, porlant çimento,
panel radyatör. inşaat
demiri. diskli ibzer. traktör
aksamlan, iç-dış lastik,
buzdolabı ve yedek aksamı
yer alıyor.
Müteahtiitler için
"oda"
• İZMİR(AA)-İzmir
Ticaret Odası Meclis üyesi
Kasım Kutlu. müteahhitlik
mesleğinın sorunlanna
çözüm getirilmesi için.
Müteahhitler Meslek Odası
kurulması gerektiğini
söyledi. Türkiye'de hemen
her mesleğin bir meslek odası
bulunduğunu ifade eden
Kutlu, "Büfecilenn,
faytonculan. kuaförlerin ve
dahabaşkahertürlü
mesleğin odası bulunuyor"
dedi.
Dolarlatasamıf 'ev'lendirecek
• Emlakbank, Türkiye'de ilk kez kuracağı 'Yapı Tasarruf Sandığı'nı dövize endeksleyecek.
BÜLENT KIZANLIK
Orta ve alt gelır gruplarının
da konut sahibi olabilmesinı
sağlayan, ancak Türkiye'de he-
men hiç bilinmeyen bir sistem
dünyada başanyla uygulanı-
yor. Düşük gelirlilerin de ev sa-
hibi olmasını "mucize" olmak-
tan çıkaran ve Batılı ülkelerde
120 yıl önce doğup gelişen bu
sistem "Yapt Tasamıf Sandığı"
olarak adlandınlıyor.
Emlak Bankası. Almanya'-
nın bu alanda önde gelen kuru-
luşu Wustenrot Bausparkasse
ile ortaklaşa olarak bu yeni ko-
nut edindirme modelınin Tür-
kiye'de de uygulanması konu-
sunda hazırlıklannı tamamla-
mak üzere. Türkiye. ay başında
Meclıs'e sunulacak yasa ta-
sansının kanunlaşması halinde
gelecek yıl ilk kez yapı tasarnıf
sandığı ile tanışmış olacak.
Avrupa ve Amerika'da dev-
let desteğinde kurulan yapı ta-
sarnıf sandıklanna konut sahı-
bi olmak amacıyla başvuranlar.
öngörülen belli bir tasarnıf
miktannı aylık taksıtler halinde
ödüyorlar. Ödeme sürelen
örneğin Almanya'da 2 yıldan
başhyor. 7-8 yıla kadar uzanl-
yor. Bu sürede bıriken tasarnıf-
îan. sandık organizasyonu çe-
şitli yatınm araçlanyla değer-
lendiriyor ve sağlanan değer
artışı birikime ekleniyor.
Ev sahipliği yolu açüdı
Öngörülen birikim süresinin
sonunda, elde edilen toplam ta-
sarrufla birlikte. bununla oran-
tılı olarak belirlenen kredi tu-
tan da tasarnıf sahibine ödene-
rek. bununla bir konut alması
sağlanıyor.
Tasarnıf sahibi, kullandığı
krediyi birikim süresi ve kredı
miktan ile orantılı bir vade sü-
resi ve düşük faiz oranlan üze-
rinden yapı tasarnıf sandığına
aylık taksitlerle gen ödüyor.
Geri ödeme süreleri, İngiltere
örneğindekı gibi 50-60 yıla ka-
dar uzanabiliyor.
Emlak Bankası Yönetim
Kurulu Başkanı Şükrü Kara-
hasanoğlu, yapı tasarruf sandığı
uygulamasını Türkiye'ye ge-
tirebilmek için Alman Wusten-
rot kunıluşu ile 1 > ılı aşkın süre-
dir ortak çalışma içinde bulun-
duklannı ve bunun için gerekli
yasa tasansının gelecek ayın
başında TBMM'ye sunula-
cağını söyledi. Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtlayan Emlak-
bank Yönetim Kumlu Başkanı
Karahasanoğlu. yüksek enfias-
yonun tasarruflan eritmesi ve
enflasyonun üzerinde değer
artışı sağlamanın zorluğu nede-
nıyle. sıstemi Türkıye'de dövize
endeksli olarak kurmak zorun-
da kalacaklannı soyledı. Buna
göre, tasarnıf sandığı
aracılığıyla konut sahibi olmak
isteyenler. dolar ya da mark
üzerinden birikimde buluna-
caklar.
Emlakbank Yönetim Kum-
lu Başkanı ortanın altındaki ge-
lır gruplannın dövizle tasarruf-
ta bulunmaya güçleri yetmeye-
ceği için başlangıçta bu sistemin
dışmda kalacaklannın farkı-
nda. Ancak Şük-
rü Karahasa-
noğlu, enflasyo-
nun zamanla
düşmesi halinde
Türk Lirası üze-
rinden tasarruf-
lann değer kaza-
nacağını ve bu
durumda alt ge-
br gruplannın
da bu imkândan yararlana-
cağını umuyor. Böy lece 20 bin
kişiyle başlayacağı tahmin edi-
len sistemin yıllar içinde mil-
yonlara ulaşması hedefleniyor.
rar verdiğini vurguladı.
Yapı Tasarnıf Sandığı uygu-
lamasının önündeki en büyük
engelin enflasyon olduğunu sa-
vunan Şükrü Karahasanoğlu,
"Türkiye'de yapı tasarruf sandığının en
büyük problemi enflasyon. Önce bu
sistemi kuralım. Sistemi dövize endeksli
olarak bir başlatalım. Bir havuzu
oluşturalım. Bu enflasyon bir alın yazısı
değil."
Batı'da böyle bir riskin bulun-
madığını kaydederek şunlan
söyledi:
"Batı'da enflasyon oranı yüz-
de 2,3. Yüzde 2-3 enflasyon var-
de enflasyon Türkiye'de çok is-
tikrarsız seyrediyor. Batı iilke-
lerinin yıllık enflasyonu bizim
aylık enflasyonumuzdan daha
düşük. Böyle olunca tasamıfçu-
nun parasını aca-
ba nerede değer-
lendirmeli sorusu
çok riskli hale ge-
üyor.
Şimdi biz hazi-
ne bonosuna
y atırmışsak bu
halkın nemasını
eğer enflasyonun
altında kalırsa
veya değerlendirdiğimiz enstü-
rümanlar döviz sepeti olsun, çe-
şitli başka alternatifler olsun
enflasyona göre artış sağlamaz-
sa sizin yatırdığınız para aynı,
t TASARRUFLAR AYLIK TAKSİTLER
HALİNDE YATIRILACAK
SANDIK TASARRUFLARI YATIRIM ARAÇ-
LARINDA DEĞERLENDİRİLİYOR.
A SANDIKTA BİRİKEN TASARRUFLAR VE
7* BUNLARIN GETİRİSİNE BİR DE ÖNGÖ-
RÜLEN KREDİ EKLENEREK BELİRLE-
NEN SÜRENİN SONUNDA EV ALMASI
İÇİN TASARRUF SAHİBİNE ÖDENİYOR.
/>» TASARRUF SAHİBİ EVİNETAŞINDIKTAN
*» SONRA ALDIĞI KREDİYİ DÜŞÜK FAİZLİ
AYLIK TAKSİTLERLE SANDIĞA GERİ
ÖDÜYOR.
Karahasanoğlu'na göre. dar
gelirlileri konut sahibi yapmak
için devlet desteği şart. Bunun
için haika sübvansıyon olarak
ifade edilen çeşitli kolayhklar
sağlanması ge-
rekiyor. Dar
gelirlileri konut
sahibi yapmak
için Toplu Ko-
nut İdaresi'nin
fınansman des-
teğınm yeterli
olmadığını ve
bu kuruluşun
konut yapımı-
na ağırlık verdı-
ğini savunan Karahasanoğlu,
konut kredilerinde uyguladığı
sübvansiyonlann da Emlak-
bank'm bankacılık faaliyetle-
rivle celistimni ve bankava za-
sa, diyelim ki yıllık faiz yüzde 5
ise (libonın üzerine bir koyalım)
bunu 5-6'yla değerlendirince artı
değer oluşuyor. O artı değer ga-
rantili oluşuyor, çünkii staM ol-
"Bu sisteme
Konut Edindirme Yardımı (KEY)
hesaplan da fon olarak gelebilir. Bugün
Emlakbank'ın KEY hesaplan bu sisteme
girerek bunun amortismanını, yapı tasarruf
sandığı sisteminin deviet sübvansiyonu
bölümünü oluşturabilir."
muş bir sistern. O değer tasarru-
fun değerini hem koruduğu, hem
de arttırdığı için bir nema da olu-
şuyor.
Türk sistemine dondüğümüz-
hatta aşağı bile gitme ihtimali
var. İşte en büyük risk burada."
Bu durumda sistemi dövize
endeksli olarak oluşturmanın
zorunlu hale geldiğını. bunun
da kitlelere ulaş-
mayı zorlaştır-
dığmı kaydeden
Emlakbank Yö-
netim Kurulu
Başkanı, şöyle ko-
nuştu:
"En büyük
problemi yapı ta-
sarruf sandığının
Türkiye'de enflas-
yon. Bunu yenmek
için ne yapmak gerekir sorusu
karşımıza şunu çıkanyor. Önce
bu sistemi kuralım. Sistemi dövi-
endeksli olarak bir başla-ze
talm. Bir havuzu oluşturalım.
Bu enflasyon bir alın yazısı değil.
Orneğin bu seneki 1994 bütçe
teküflerinde yüzde 55 seviyele-
rinde bir rakam öngöriilüyor.
Hatta yıl sonu enflasyonu 48
tahmin ediliyor. Olur mu, neden
olmasın? Bu sene olmazsa 95'te
olabilir. %'da olabilir. ama bir
yerinden bu sistemi orurtturup
bir yerinden başlamak gerekir"
Emlakbank'ın yapı tasarruf
sandığı kurulduktan sonra da
kredi vermeye devam edeceği-
ni, ancak faiz oranlarını piyasa
koşullanna uyduracağını anla-
tan Şükrü Karahasanoğlu şun-
lan söyledi:
" Emlak Bankasrnın o zaman
konutla olan işlevi direkt ticari
hale dönüşecektir. Emlak Ban-
kası bana göre müşavirlik yapa-
caktır. kontrol yapacaktur. Pro-
jeler yapacaktır.
Kredi de >ereceğiz. Bugün Ak-
bank veriyor kredi> i, V'apı Kredi
de veriyor, 15 banka veriyor. Biz
de vereceğiz. Hatta biz onlardan
imkânımız olursa daha da düşük
vereceğiz. Ama bizim şu anda pi-
y asa faiz 7-8 iken yüzde 3'le kre-
di >erme imkânımız mümkün de-
ğil. Banka batar. Halkın vergi
mükelleflerinin kamu fonlarıyla
kurulmuş bir müessese. Biz bun-
lara zarar ettiremeviz, buna
hakkımtz da yok.
Yani Emlak Bankası, Yapı
Tasarruf Sandıkları kunılduğu
takdirde piyasa şartlanna uygun
ama tabiatıyla önderliğinin de
ciddiyeti içerisinde, örneğin bir
banka konut kredisini yüzde 6 ile
veriyorsa biz mutlaka bunu 5.45
ile 5.5 ile >ereceğiz. .\ma biz 31e
veremeyeceğiz, 4'le veremeyece-
ğiz, bu kesin".
Bağunsız yönetim
Kurulacak yapı tasarruf san-
dığında çoğunluk hisse Emlak
Bankası'nda olmasına rağmen,
kuruluşun bağımsız bir organı-
zasyona sahip olacağmı da dile
getıren Şükrü Karahasanoğlu.
sandığı polıtik etkilerden koru-
mak için yasa tasansında ge-
reklı önlemlere yer venldiğıne
deişaretetti.
Karahasanoğlu, dövizle ta-
sarrufun Türkiye'de döviz
sıkıntısı ve kurlarda olağanüs-
tülük yaratmayacağını da savu-
narak şöyle konuştu: "Dövizin
değerini veriyorsa, dövizin değe-
rine göre konuta bu bölümü
ayırıyorsa bana göre hiç prob-
lem değil. Enflasyonun altında
olduğu sürece ve enflasyon da
önemli bir noktayı geçmediği sü-
rece problem yok. Türkiye'de
1978-79 senelerindeki darboğaz.
..Biz dövize gerçek değerini ver-
mediğimiz için dolar serbest
kuru uygulamadığımız için bun-
lar başımıza geldi."
Türkiye'de konutu olmamak
kaydıyla herkesin Yapı Tasar-
ruf Sandığı kapsamına ahnaca-
ğını da ifade eden Karahasa-
noğlu, sağlanacak kredilerin de
bugünkü ekonomik koşullar
çerçevesinde tasarruf miktan
kadar olabileceğini belırtti.
Dövizinize îktisat Faizi.
Dolarınıza Markınıza
3
6
1
Ayhk
Aylık
Yıllık
%5
%5.
5
5
3
6
.1
Aylık
Ayhk
Yıllık
%7.
%7.
%6.
5
25
İKTİSAT
BAINKASI
Merkez Şube Tel 0212 274 70 20
Bahçekapı Şubesl Tel: 0212 512 01 60
Elmadağ Şubesl Tel: 0212 230 0918
Ankara Şubesl Tel: 0312 417 99 80
Bayrampaşa Şubesl Tel: 0212 565 14 30
Bakırköy Şubesl Tel: 0212 543 53 93
Adana Şubesl Tel 0322 458 27 84
Gazlantep Şubesi Tel 03422324718
Izmlr Şubesl Tel: 0232 463 69 69
Bursa Şubesi Tel 0224 255 70 80
Karaköy Şubesl Tel' 0212 251 72 38
Kadıköy Şubesl Tel: 0216 368 26 82
Oenlzll Şubesl Tel: 0258 265 14 73
EKONOMYEBAKIŞ
TANER BERKSOY
Avrupa Tavnmız
Bu hafta Türkiye'nin Avrupa Topluluğu ile olan ilişkile-
rinde önemli bir aşama geçiliyor. Topluluk ile Gümrük
Birliği oluşturma niyetimize daha da somut nitelik ka-
zandıracak bir süreç başlatılıyor.
Avrupa Topluluğu ile olan ilişkilerimizin tarihi otuz yılı
aşıyor. Bu, nettercihlerin sergilendiği, uygulamaya akta-
rıldığı, sonuçların alındığı bir süreç olmadı hiçbir zaman.
Tersine, değişik tarihierde karşılıklı olarak farklı kaygıia-
rın, çekincelerin. kararsızlıkların ağırlık kazandığı sorun-
lu bir ılişki türü yaşadık topluluk ile.
1960larda başlayan ve sonuçta tam ortaklık ile sonuç-
lanması öngörülen resmi sürecin ilk evresinde, Avrupa'-
nın hevesli görünmesine karşılıkTürktarafı çekingen, ka-
rarsız ve biraz da oyunbaz görüntü veriyordu.
O tarihierde yazdığım yazılarda Türk tavrının çift kişilik-
li, giderek şizofren olarak nitelenebilecek özellikler gös-
terdiğine işaret ediyordum. Daha sonralan da sürdü bu
tavır ve devletin resmı belgelerine, anlaşmalarına da
yansıdı.
Avrupa ile imzaladığımız Ankara Anlaşması ve Katma
Protokol'de ekonomiyi aşamalı olarak dışa açmayı öngö-
rüyorduk. Avrupa Topluluğu uygulaması, kendi içinde ta-
lep ettiği serbest ticaretin yanı sıra üçüncü ülkelere de
düşük oranlı ortak gümrük tarifesi uygulanmasını zorunlu
kılıyordu İmzaladığımız anlaşmalara yansıyan Avrupa
vizyonumuz, serbest ticaret ile kalkınmayı öngöruyordu.
Avrupa anlaşmalarına imza attığımız tarihler hep kal-
kınma planlan yapıp uygulamaya koyduğumuz yıllara
rastladı. Plan belgeleri kalkınma stratejimizi belirliyor,
hedeflerimizi nasıl gerçekleştireceğimizi karara bağlı-
yordu.
Planlardaki kalkınma vizyonumuz, Avrupa vizyonumu-
zun tam tersi oldu hep. Şizofren olarak tanımladığım tavır
da buydu işte. Avrupa'ya dönüktavrımızda benimsediği-
mizi ilan ettiğimiz serbest ticaret planlarımız hiç sempatik
olmadı. Tersine, koruma duvarları arkasındâ yerli sa-
nayilerin kurulmasını, ithal ikamesi yöntemiyle kalkı-
nmayı öngörüyorduk plan stratejisinde.
Uygulamaya planlar egemen oldu. Gittikçe tırmandırdı-
ğımız koruma duvarlarınm arkasındâ, serbestini bırakın
ticaretten bile kopuk olarak yerli sanayilerimizi kurduk.
Bu yönde attığımız her adımda, resmi belgelere yansıyan
Avrupa vizyonumuzdan uzaklaştık.
1960ları ve 1970'lerın bir bölümünü bu çift kişılikli, şi-
zofrenık tavırla geçirdik. 1970'lerin öteki bölümünde de
ilişkilerimız hep askıda kaldı. Biz anlaşmaların öngördü-
ğü uygulamalara hiç yanaşmadık. Avrupa'yı uyutmayı
seçtik. Krize sürüklenen Avrupa ise içine düştüğü yeni
kaygılarla uğraşırken uyumaya razı olup bize dönük he-
vesini yitirdı.
1980lerde dünya daha hızlı dönmeye başladı. Devran
değişti. Ekonomileri serbestleştirip dışa açmak genel bir
eğilim haline geldi. Bunun dışında kalamazdık. Ekonomi-.
mizi kısmendeolsadışaaçtık ithalatımızdaki miktarkısıt-
lamalarını kaldırdık Gümrüklerimizi yenıden düzenledik.
Katı korumadan geri döndük. Avrupa anlaşmalarımızçık-
mazdayken, bu kez biz o yöne yöneldik. Anlaşmaların ör-
görduğü oyun kurallarını uygulamaya koyulduk. Giderek
tam pazara katılmanın koşullarıyla, topluluğa katılmanın
koşulları farklıydı. Salt ekonomik bazda tanımlanan paza-
ra ortak olma koşullarının yerine, toplumsal öğeleri ve si-
yasal süreci de kapsayan topluluk üyesi olma koşırtlan
geldi. Bunlarda 1980liyıllardayeniden Avrupa'nınkapi-
sını çaldığımız ilk adımda önümüze kondu. Sanki, pazar
ortaklığı koşullarını bile yerine getirmekten yan çizen Tür-
kiye'nin oyunun bu yeni kurallarını hiç beceremeyeceğin-.
den emin bir hali var Avrupa'nın.
Avrupa'nın bu yeni tavrını da pek ciddiye aldığımız söy-
lenemez. Bu kez biz Avrupa'nın üstüne gidiyoruz. Son
otuz yıldır oyunbaz bir tarzla ıska geçtiğimız ve ortaklığın
ilk adımı olan gümrük bırliğinı, adeta tek taraflı olarak ger-
çekleştirmeye çaba gösteriyoruz.
Ülkenin bir yoresinde insanlanmızın üstüne topla, tü-
fekle giderken, Katma Protokol hükümlerine can verme-
nin Avrupa uyeliğine yeteceğini umuyoruz Oysa artk
masada temel hakveözgürlükler, ınsan hakları vb. koşul-
lar var. Otuz yıldır ekonomi alanında sergilediğimiz çift
kişilikli, şizofren tavrımızı bir otuz yıl da toplumsal vesiya-
sal uyum sürecinde göstereceğimizden korkuyorum.
Prof. Şen'den AT ile pazarlık konusunda uyanlar:
4
Sanayimiz zorlanabilir
9
Ekonomi Servisi- Türkiye
Araştırmalar Merkezi Direk-
törü Prof. Fanık Şen, Türkiye'-
nin Avrupa Topluluğu'na tam
üye olmadan gümrük birliğine
gitmesine karşılık, Topluluğun
sosyal ve bölgesel fonlanndan
mali kaynak talep etmesi gerek-
tiğini söyledi. Şen. 50 milyar
ECU'luk AT bütçesinin yüzde
32"sinin aktanldığj bu fonlar-
dan yararlanmak için tam üye
olma şartı arandığını belırtti.
Ancak. Topluluğun bu kay-
nağı Doğu Avrupa veMagripül-
kelerıne de kullandırdığına da
dikkatçeken Şen, "Bi-
zim de gürük birliğinin
getirdiği etkilere
karşılık bu fonlardan
yararlanmamız gerek.
Bunu pazarlık gücü-
müzle elde edebiliriz"
dedi.
Şen. gümrük birliği
sürecinde Türkiye'nin
bazı sektörlerde koru-
manın sürmesi ve ser-
best dolaşım konu-
lannı pazarlık masası-
na getirmemesi
uyansında bulundu.
Şen, ışgücünün ser-
best dolaşımının an-
cak Türkiye'nin AT-
ye tam üyeliğinden 10
yıl sonrası için "ger-
çekçi' bir hedef olabileceğini
sözlenneekledi.
Beklenen sorunlar
Faruk Şen. dün Basın Mü-
zesi'nde düzenlediği basın top-
lantısında Türkiye'nin AT ile
1995 sonunda gerçekleştireceği
gümrük birliği nedeniyle "Sa-
nay isinin zora gireceğine, üçün-
cü ülkclerden yapılan ithalattan
alınan gümrük >ergisi geürinin
AT kasasına aktaracağına ve
sektörel bazdaki çökmeler nede-
niyle bölgesel \e sosyal sorunlar-
la karşılasacağına" dıkkat çek-
ti.
Bu olumsuzluklara karşılık.
topluluğun sosya! \e bölgesel
yapısallık fonlanndan kaynak
elde edilebileceğıni belirten Şen.
bu fonlardan projelenn yüzde
50'sinin karşılanabildieinı söy-
ledi.
Gümrük birliği nedeniyle it-
halatın artması ve bırçok işyeri-
nin iflas etmesi sonucunda do-
ğacak işsizliğin önlenmesi için
hazırlanacak bir projenin yüz-
de 50'sinin Türkive tarafından
riyle doğrudan rekabete gjrecek
ve olumsuz yönde etkilenecek
sektörlerin rekabet güçkrini
arttırmalarını sağlamayı amaç-
lay an eğitim, teknoloji transferi
gibi konulardaki projeier için
kendisi fon ayırmalı ve AT'den
fon talebinde bulunmalıdır."
Şen. bufonlardanyararlanma
hakkı ısteyen Türkiye'nin AT
bütçesine yapacağıkatkılannda
2Öz önünde bulundurulması ge-
rektiğini belirterek "Eğer 1989'-
da tam üye okaydık üçüncü jil-
kelerden yapılan ithalattan alı-
nan vergilerden AT kasasına
Prof. Dr. Fanık Şen
• Türkiye
Araştırmalar
Merkezi Direktörü
Prof. Faruk Şen, AT
ile ilişkilerde
Türkiye'nin pazarlık
gücünün yüksek ol-
masına ve "serbest
dolaşım" ile
""korumacılık"
konulannı masaya
getirilmemesine
dikkat edilmesi
gerektiğini söyledi.
karşılanması halinde. kalanının
da AT'den sağlanabileceğini
kaydeden Şen şöyle devam etti:
"Örneğin Almanya Ruhr hav-
zasındaki kömür, çelik madenle-
rinin kapatılması nedeniyle AT-
den bölgesel striiktür fonundan
para alıyor. Orada yeni kurula-
cak ışletmelere yüzde 4 faizle 20
yıl süreli kredi veriyor. Türkiye
de gümrük birliğinden etkilene-
cek sektörlerde işsizlikle karşı
karşıya kalacak insanların yeni
beceriler kazanması için, güm-
rük birliğinden sonra AT ülkele-
569 milyon ECU'luk katkmız
olacaktı. Bu, AT gümrük gelir-
lerinin yüzde 5'ini oluştura-
caktı" diye konuştu.
Şen, gümrük birliği sürecinde
Türkiye'nin bazı sektörterde
koruma talebinde bulunma-
ması uyansında bulunarak aksi
takdirde AT'nin de tekstil kota-
lanna devam edeceğini söyledi.
Şen. serbest dolaşım hakkı
konusunun da artık tamamen
gündemden çıkartılması gerek-
tiğini belirterek "En korktuk-
ları konu bu" dedi.