22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 1993 PAZARTESİ HABERLER Personelsiz prner • ANKARA(UBA)> Personelsiz çalışan bankalann ardından, personelsiz PTTler de hizmete giriyor. Özellikle yaz aylannda nüfusu 4-5 kat birden artan turistik bölgelerdeki aşın talep ve bu talebı karşılayacak oranda personcl bulunmamasj nedeniyle, personelsiz PTT'lerde öncelik bu bölgeiereverilecek. PTTnin yeni hizmeti olan "personelsiz" PTT üniteleri, posta ve telefon haberleşmesini aynı anda verebiliyor. Üniteler aynca 3 buçuk metre yükseklığinde dev bir mantar görünümü ile de büyük ilgi çekiyor. Konya'daHalı Müzesi kuruluyor • KONYA(AA)- Konya'da, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile Müzeler Müdürlüğû'nce iki hali müzesi kurulacak. Vakıflar Bölge Müdürü Erdoğan Çalışkan. yer belirleme çalışmalannın son aşamaya geldiğini beürterek, mûze için personel tahsisi yapıldığıru söyledi. Ellerinde 8 bin antika hab stoku bulunduğunu ifade eden Çalışkan, çahşmalann bu yıl içinde lamamlanmasının planlandığını kaydetti. Müzeler Müdürü Erdoğan Erol da, Konya Etnografya Müzesi"nin birbölümünün antika halı müzesi olarak düzenleneceğini, bu konudaki çahşmalann tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi. GöPtne özöplülere okul • ERZURUM(AA)- Erzurum'da. görme özürlüler için okul yapünlacağı bildirildi. Altı Nokıa Körler Derneği Erzurum Şubesi Başkaru İsrafıl Bayrakçı. yaptığı açıklamada. okulun ihale işlemlerinin tamamlandığını belirtli. I995yılındaöğretime açılacak okuldan, Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan 200 civanndaki görme özüriü öğrenci yararlanacak. Okul binasının. Erzurum-Çat karayolu üzerindeki 21 bin 600 metrekare alana inşa edilecek. Gömrâğe terk edilen mallar • ANKARA(AA)-Maüye Bakanlığı-Tasiş Genel Müdürlüğü İstanbul Tasfiye İşletme Müdürlüğü, gümrüğe terk edilen bazı mallan açık arttırma ile saüşa çıkardı. Resmi Gazete'de yayımlanan ilana göre aralannda siyah-beyaz TV tüpleri, radyo-teyp aksamlan. deri çocuk kemerieri, sebze tohumlan, kimyevi maddeler, oto yedek parçası, kütük demir ve ateş tuğlası gibi çok değişik tip ve miktardaki mallar, 19 ekim salı gunü açık arttırma ile satışa çıkanlacak. Satışa sunulan mallann saüşa esas bedellerill2bin5281iraile 413milyon570binlira, arttırmaya katılabilmek için yaünlması gereken teminat miktarlan ise 51 bin Iiraile20milyon 679 bin lira arasında değişiyor. Abhazya dayanışma mitingi •tSTANBUL(AA)- Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi Başkaru Dr. Cemalettin Ümit, Türkiye'den Abhazya'yı tanıması, ekonomik destek vermesi, hava ve deniz köprüsü kurulması ile çifte vatandaşlık ilkelerini kabul etmesini istediklerini bildirdi. Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi tarafmdan Bağlarbaşı Meydanı'nda düzenlenen "Abhazya dayanışma mitingi"nde konuşan komite başkanı Dr. Cemalettin Ümit, Türkiye'nin kendilerini sıcak savaş sırasmda yeterince desteklemedigini önesürdü. Ümit, "Şimdi devletimizden Abhazya'ya her konuda destek bekliyoruz. Türkiye'nin Abhazya Cumhuriyeti'ni lanımasını, ekonomik açıdan destek vermesini, Abhazya'ya hava ve deniz köprüsü kunılmasını ve burada yaşayan insanlanmızın çifte vatandaşlık ilkelerinden yararlandınlmasını istiyoruz" dedi. Sen ıııisiıı insan lıakları diyen... ÜMtTOTAN İZMİR - "İşkenceciy e iblis demişsin", "De- mokratik bir anayasa için im/a toplamışsın", "İnsana saygı gecesinde. insana saygıdan söz edip işkenceyi kınamışsın". "İnsan Haklan Sergisi'nin pankartını dışanya asmjşsm", "Gel bakalım buraya; söyte, sen misin insan haklan diyen?»" Alpaslan Berktay'm işi aslında "insan bede- nâyle" ilgıli. Berktay doktor. Ama o, insan haklanna gelebilecek en küçük tehdite karşı durmayı "mestek" edinmiş. Sonra mı? Gelsin sorgular, davalar. 42 sorgulama ve 11 davadan "geçen" Berktay, "Sorgular da sor- gulanmalıdır" dıyor... Tam 70 yaşında Alpaslan Berktay. tnsan haklanna saygı ve bunun için ödenmesi gere- ken "faturalar" babasından, daha çok da an- nesinden "miras1 " kalmış: "Babam, düz, sade, önyargısız ve yalansodı. Ona çok şey borçluvum. Haksızlığa başkal- drıvı, direnmeyi annemde tanıdım. sevdim. Çektiğimiz rtim acıların. kovuşturmalann, tu- tuklama ve sürgünlerin koleksiyonu onun üze- rineydi. Annem, bir isyan bayrağı gibiydi. 1. Şube'de Ahmet Topaİoğtu'larla. Davutpaşa kışlalarında sıkıyönetimcilerle dişe diş müca- dele ederdi. Demirkırafın 'demokrasisini' aile- ce dolo dolu yaşadık kısacası." Üç sorgudan sonra gelen kalp krizi Babası. üç sorgulamada, üç kalp krizi ge- çirmiş ve sonuncusunda yaşamını yitirmiş. Sonra Berktay'ın Türk Solu dergisi, Demok- ratik Devrim Demeği, "Nato'ya, 6. FBo'ya Hayır", toprak mitingleri yıllan başhyor. 12 Mart"ta sekiz ay tutukluluk ve en sonunda İnsan Haklan Derneği... "İnsana karşı olan her şeyden. ırkçıhktan, militarizmden. şotenizmdeo, sömürüden, ezen- lerden >e savaştan tiksinirim, kendimi bildim bileli" diyor ve insan haklanru dernekle değil. Alpaslan Berktay: ÖzeUeştirmeye iki günde giden iktidar, iki yılda insan haklarının neresindedir? Aslında doktor ama işini sorduğunuzda yanıtı "insan haklan savunucusu" oluyor. Alpaslan Berktay 70 yaşında, insanlann bedenlerine "hak"lanna ne zaman bir tehdit olsa karşısına dikilmiş. Karşıbğında da gelsin sorgular, davalar. Berktay sorgulardan bıkkın, "sorgular da sorgulanmalıdır" diyor. doğumla başlayıp ölümle süren bir bayrak yanşı, maraton olarak görüyor Alpaslan Berktay. Bu maraton o kadar kolay değil. Ağır bir faturası var. Anne ve babasının başına ge- lenleri, gözleri yaşararak yeniden yaşayan "İnsan Haklan Derneği İzmir Şubesi'nde üç yda yakm başkanlık yaptun. İnsan Haklan Vakfı kurucu üyesiyim. Aynca Nüsed. Türk Tabipler Birliği ve TYS'nin de üyesiyim. Ağzımızı her açtşımızda suçlu olduk. Ne ya- parsak yapalım soluğu emniyette alıyoruz. Ne- ibtis demişim. Panel için duvara yapıştırdığunız, afiş mi yoksa biküri miymiş? Bu böyle süriip gidiyor. Artık evdekiler alıştı. Şu saate kadar gebnezsem, şunlan şunlan arayın, diyorum." Berktay, sıra kendini anlatmaya gelince, denbasına şöyle biraçıklama yapmışıın;çalı- "jşkencecilere iblİS demişsin" oturduğu yerden doğruluyor, o yaşlı be- şma paneline katıumşım; böyle bir panelin — ^ ^ Alpaslan Berktay, sorgu sayısını yaklaşık olarak 42 olarak arumsıyor. 11 ayn davadan deninden beklenmeyen devinimle heyecanla ve yumruğunu sıkarak sürdürüyor: İHD ile ne alakası varmış? MC adındaki öğ- renciye işkence yapıldı diye demeç vermişim. da yargılanmış. "Panelde öcret abmşsın", "Mitinge çağn yapmışsın". "Işkencecilere ib- lis demişsin", "Sen ne hakla bartşı savunur- sun", "Açlık grevindekileri nasıl desteklersin", "İnsan haklan üzerine konuşma" davalan bit- miş. Sırada. bir kongreye başkanhk ederken haziran listesinde bulunmayan birinin seçil- mesine göz yummak dayası var. I kasımda da "Afiş mi, bildiri mi?" davasında yargılana- cak Alpaslan Berktay. Ömür biter dava bitmez "Ömûr biter, yol bitmez" tekerlemesini yanlış bularak, "Ömür biter, dava bitmez" diye yorumlayan Berktay, "sorgulann da sor- gulanmasını" istiyor: "ÖzeUeştirmeye iki günde girişen iktidar, iki ydda insan hâklannın neresindedir? Sorgu- lar da sorgulanmalıdır. Bir Baki Erdoğan. 10 günde nasıl olur da gözaltında tüberkülozdan ölüverir? Nerede, başlangıçtaki sağlık raporu? Nerede, hastane- ye giriş kaydı? Hastanede, savcdıkta gizlilik. Saydamhkbumu? Adalot mekani/ması, baskı aracı olarak gö- rülmemclidir. I BMMdeki İnsan Haklan Ko- misyonu. ne is yapar? Niçin gözaltı merkezleri- ni incekmezler? Ben diyorum ki, 12 Eylül yargılanmadıkça, insan haklarından söz edilemez. İmam çıkar- masj gereken okullardan \ali, emniyet müdürü ve savcı çıktıkça, ne Uğur Mumcu'nun, ne de diğerlerinin karilleri bulunamaz." Alpaslan Berktay, 70 yaşında bir genç. Günlerini, davalara hazırlanarak geçiriyor. Koltuğundan yavaşça doğrulup kapıya doğ- ru ypnelırken. son sözü söylüyor: "İnsanın temel haklanna gelebilecek en küçük bir tehdit karşsında bile ayağa kal- kamıyorsanız. kılınız kıpırdamıyorsa, siz nastl oluyor da 'insanım" diye ortalarda dolaşabili- yorsunuzT' Okıılla yâşam arasında Çiıı Seddi var nsanlanmızın değişmesindeyenieğitim sisîemi, büyük görevlere ve sorumluluklara sahip olacaktır. Kalkınma açısından son derece önemliolan ara insan gücününyeterli sayı ve niteliğe ulaştırılması, insan haklanna saygılı, demokrat (farklı siyasal ve ideolojikgörüşlere karşı hoşgörülü) velaik (farklı inançlara karşı hoşgörülü) in- sanlann yaratüması, sistemin anagörevini oluşturmaktadır. -7- Bu uygulamanm sonucu olarak, okullarda başansızhk damgası vurulmuş bulunan bu ço- cuklanmız, kendine güvensiz, çevredekiler ta- rafından küçümsendiği kanısına kapılmış; her konuda başkalanna bağımlı olma ve bâşka- lanndan destek arama, hatta kopyacıbk ve ez- bercilik alışkanhğı kazanmış; yctenekleri ve ya- raüalıgı körelülmiş; korku, nefret, kin, aşağılık duygusu gibi yıkıcı duygular edinmiş; kitaptan, okuldan. eğitimden nefret eden bir insan ola- rak aramıza kanşacaktır. Cumhuriyeün başından beri sırufta kalma- lan azaltacak ya da tamamen önleyecek ciddi önlemlenn almması için 199O'U yıllara dek bek- lenmiş olması büyük bir hatadır. Ortaöğretim- de ders seçme ve kredi sistemının 1991 yazın- da kabul edihnesi. öğrenciyi başanh kılmak ve sınıfta kalmayı önlemek açısından devrim sayı- labilecek bir adım olmakla biriikte, bakanlık bu adımı hiçbir ön haztrlık yapmadan atmış, sistemin başansına başından gölge düşmesine yol açmıştır. Öğretmenlik mesleği Eğitim Sisteminjn Acıklı Durumu Prof.Dp.Yaöya KemalKaya Yeeni eğitim düzenini uygulamaya geçirirken, yönetim reformu çahşmalanna başlayarak, zaman,para ve enerjimizi israfeden mevzuatın değiştirilmesi, ülkenin her köşesinde istihdam kapasitesiyaratacak sanayinin özendirilmesi, köy kalkınmasının temeliolan öğretmen, muhtar ve imam arasında işbirliğinin gelişîirilmesine öncelik verilerek "okulile hayatarasındaki Çin Seddi'nin •:• kaldınlması" ilkesinin işlerliğe kavuşturulmasıgerekir. eğitim yöneticilenrun önderliğine bırakılma- sından sonra gerçekleşeceğine içtenlikle inan- maktayım. 1978'de yazdığım ve Türk eğitim sisıeminin örgütsel ve yönetimsel şorunlannı inceleyen ve eğitim yöneticisi yetiştirmeye iliş- kin bir eğitim programı rnodelini de içeren "Eğitim Yöoetimi: Kuram ve Tûrkiye'deki Uy- gulama" adlı kitabım bu inancın ürünü ol- muştur. 14. Milli Eğitim Şurası'nda eğiıim yönetimi ve yöneticiliği konusunun gündeme getirilmiş olması, konunun çeşitli yönleriyle tarüşılması. profesyonel bir yönetici kadronun oluşturul- masına ve ülkemizde özellikle ortaöğretimin yeniden örgütlenmesine yönelik çeşitli model- lerin önerilmesi açısından yararlı olacaktır. Kurumlaşmış bütüntoplumsal faaliyetler içinde eğitim, insanın mutlak olarak en önemli' olduğu alandır. Eğitimde en önemli oian, insan unsuru ile öğretmendir. Eğitimin özelliğinden dolayı bu unsurun yerini başka bir şeyle değiş- tirmek olanağı yoktur. öğretmenlik, özel bir hizmet öncesi eğitimini gerektiren ve sürekliliği olan bir meslektir. An- cak, öğrenci savjsında görülen patlamalar ve siyasal etkiler, sık sık öğretmen açığının değişik kaynaklardan, değişik yöntemlerle sağlan- masım zorunlu kılmış ve öğretmenliğin top- lumdaki statüsünü ve niteliğini geriletmiştir. Eğitim tarihımizde, öğretmen olabilmek için sadece okuma-yazma bilme şartının arandığı dönemler olmuştur. 1950'lerde, ortaokuldan belgelilerle ortaokul mezunlan vekil öğretmen adıyla sınıfa sokulmuşlar, sonradan çıkan bir kanun uyannca bu vekil öğretmenler kısa bir kurstan geçirilerek asil öğretmen statüsüne ka- vuşturulmuşlardır. Yedeksubay öğretmenlik, mektupla öğretmen yetiştirme, Yay Kur yo- luyla öğretmen yetiştirme, hızlandınlmış eği- tim programlanyla birkaç hafta- da öğretmen yetiştirme, 30 yıllık planh dönemde görülen uygula- raalardan banlandır. Sonunda, 6 Kasırn 1981de, 2547 sayıb Yük- sek Öğretim Kanunu ile öğret- men yetiştiren kurumlar üniversi- teye devredilmiştir. Böylece görûlüyoT ki uzun sü- redir ülkemiz, tutarlı bir öğret- men yetiştirme politikasından yoksundur. öğretmen yetiştirme yöntemleri, süreleri, öğretmenle- re verilen idealler ve bilgiler sık sık değiştirilmekte, sürekülik ka- zanamamaktadır. Öğretmene ve- rilecek ve öğretmenin sürekli ola- rak aktaracağı temel değerlerde ısrar sağla- namamış. fıkir tartışmaîan temel değerleri sarsıntıya uğratabilrmştir. Yeni öğretim metot- lanmn ve bilgilerinin kazandınlmasmdaaktar- macılıktan kurtanlamamıştır. Çağdaş yöntem- lerin uygulanması amacıyla yapılan değişiklik- lerde uygun secimin yapılması, düzenlilik, tu- tarlılık ve yaygınlık sağlanamamıştır. Böylece, gençler tarafmdan tercih edilen bir meslek olmaktan çıkan ve satın alma gücü git- tikçe küçülen öğretmenin, yaşama stan- dardınm gerilemekte olduğu apktır. Eğer yet- kililerce önlem alınmazsa, geleceğin Türkiye- Sonsöz si'ni yaratmakla görevli bulunan eğitim sis- temimizin, öğretmenlerimizin bu durumlan- ndan olumsuz olarak etkileneceğini tahmin et- mek hiç de kehanet sayılmayacaktır. Eğitim yönetimi Yöneticilik ve eğitim yöneticiliği artık dün- yada ayn bir meslek ıken, Türk eğitim siste- minde yöneticilik görevleri, yöneticilik eğitimi programlanndan geçirilmeden, geleneksel ola- rak asıl mesleği öğretmenlik olanlara verilmek- tedir. İstekli ve yetenekli öğretmenlerin seçi- lerek kapsamh hizmet içi eğitim programlan ile yöneticilik görevlerine hazırlanmalan her dö- neınde ihmal edilmiştir. Yönetici atamalan- nda, özellikle 1973-1980 döneminde egemen değildir. Yönetim görevlerine gelebilmek için öğretmen olmanm dışında başanlı öğretmenlik yıllanndan sonra eğitim vönetım: alanında ser- tifıka. lisans, bilım uzmanhğı >a da doktora dereceleri gerektiren yasal koşullar bulunma- ması nedeniyle her yönetim görevi için fıilen 400 bini aşkın adav bulunmaktadır. Meslekte esas olan öğretmenlik Böylece. genel kamu yönetimınde olduğu gibi eğitim sistemimiz de "meslekte esas olan öğretmenliktir" felsefesi nedeniyle bir bakıma amatörler tarafmdan yönetilegelmektedir. Bu da, sistemin işleyişinde israfçı sınama-yanılma yöntemine başvurulmasına neden olmuş. yö- netim görevlerine gelenler, iktidar ya da bakan değişikliklerinde görevlerini bile tam öğrenme- . Eğitim düzenimizin, ülkenin sosyo-eko- nomik gelişmesine ve toplumun siyasal ya- şamına etkılı katkılarda bulunmasını engelle- yen önemli yetersizliklerden biri, eğitim ve okul yöneticiliğinin meslekleşmemiş olmasıdır. 2. Eğitim ve okul yöneticiliğinin ülkemizde bir meslek olarak gelişmeyişinin ve eğitim yö- netımimizde yapı ve davranışa ilişkin sorun- lann giderek önem kazanmasınm temel ne- deni. dünkü ve bugünkü eğitim yöneticilerinin kendilerini yönetim görevlerine hazırlayan hiz- met öncesi bir temel yöneticilik eğitimi prog- ramlanndan gecmemiş olmalandır. 3. Eğitim sistemimizdeki yönetim kadro- lannın, yönetimde uzmanlaşmamış ya da belir- li bir yöneticilik formasyonu kazanmamış kim- seler tarafından doldurulması geleneceği, siya- sal güçlerin eğitim üzerindeki olumsuz etkileri- 14. MüH Eğitim Şûrası niçin önentK?Eğitimimizin önceki bölümlerde dile getirilen sayısal ve niteliksel yetersizlikleri, cumhuriyet döneminde. heyet-i ilmiyelere, Milli Eğitim Şuralan tarafından alman kararlara, çeşitli reform komisyonlan tara- fından hazn-lanan raporlara. Dünya Bankası tarafından destekli çeşitli projelere karşın, hiçbir siyasal iktidar tarafından çözümlenememiştir. Özetle eğitim sistemimiz. 1926 başında 3. Heyet-i İlmiye'nin koyduğu ilkelerin çok uzağında kalmıştır. Gerçekten de geçen zaman içinde: 1. Okul ile hayat arasındaki setler kaldınlamamtştır. 2. Ders konulan çevreden, kendimizden alınmamtştır. 3. Kızlanmızın eğitimdeki eksiklikleri giderilememiştir. Her basamakta. ktzlarımız arasında okullaşma oranının düşük olduğu görülmüştür. 4. Eğitimde fırsat ve olanak eşitiiği sağlanamamıştır. 5. L retici eğitim gerçekleştirilememiştir. 14. Milli Eğitim Şûrası sona ererken ve Türkiye Cumhuriveti'nin 70. vılını kutlamava hazırianırken egjtimünizin durumu kalın çizgilerle böyleydi. Eğitim sistcnıimizin bu dunımundan da. her şeyden önce kuşkusuz eğitim yönetimi sorumludur. Bu nedenle İ4. Milli Eğitim Şûrasrnın gündemindeki ana konulan, daha önceki şuralarda ele alınmamış bulunan eğitim yönetimi hâlâ çözüm bekleyen okul öncesi eğitiminin oluşturması buyük önem taşımaktadır. olan siyasal ve ideolojik tercihler. takas kuramı gereğince siyasal amaçlı isteklerin artmasına yol açmış: bu siyasal istek ve baskılar, görevle- rinde kalmak isteyen yöneticileri partizan dav- ranışlara itmiştir. Bu tür davranışlar. toplu- mun her kesimine sıçrayarak en sonunda ülke- mizi 11 eylüle getirmiştİr. Araştırma bulgulan; ülkemizde yönetim görevlerinde bulunanlann bile yöneticiliği bir meslek olarak görmedikle- rini, dolayısıyla bir meslek bilincinin gelişmedi- ğini ortaya çıkarmışür. Gerçekte durum, Mali- ye, Savunma ve Dışişleri bakanlıklan dışında kamu yönetiminin diğer alanlannda da farklı den değiştirilmiştir. Örneğin; cumhuriyet dö- neminde ortalama olarak her 1 5 yılda bir milli eğitim bakanı, her 2 yılda bir müsteşar, bir il- köğretim ve ortaöğretim genel müdürü değiş- miştir. Oysa araştırmalar, bir yönetıcinin göre- vini tam olarak öğrenebilmesi için en az 2-2.5 yıllık bir sürenin geçmesi gerektiğini ortaya çıkaımıştır. Yöneticilerin sık sık değiştirilmesi, çeşitli örgütsel ve yönetimsel sorunun doğ- masma yol açmıştır. Kuşkusuz, bu yönetimsel sorunlar da, bu yazı dizisi boyunca tartışılan eğitim sorunlanna büyük ölçüde kaynaklık et- miştir. Özetle: ni kolaylaştırmaktadır. 4. Türk eğitiminin, dolayısıyla toplumumu- zun bugünkü bunalımdan kurtanlabilmesi için eğitim alanındaki yönetim kadrolanna atama- lann, yasal niteliği olan belli ölçütlere da- yandmlması zorunludur. Profesyonel bir eğitim yönetimi kadrosunun oluşturulmasını, eğitim sistemimizi içinde bu- lunduğu çıkmazdan kurtarmada, dolayısıyla gelecek kuşaklann kalkınma gereklerine, çağ- daş uygarlık düzeyine ve Türk ulusunun temel niteüklerine uygun olarak eğitilmelerinde bir güvence olarak görmekte; eğitimde tüm öteki gelişmelerin, eğitim sistemınin profesyonel Kalkınma planlannda devlet görüşü olarak dile getirilen "ülkemizin Batılı ülkeler düzeyinde bir kalkınmayr başarabılmesi şa da Büyük Atatürk'ün "Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkma" vasiyetmın gerçekleştırilmesi, her şey- den önce insanlanmızın değiştirilmesine bağlı- dır. İnsanlanmızın değişmesinde yeni eğitim sıstemi, büyük görevlere ve sorumluluklara sa- hip olacaktır. Kalkınma açısından son derece önemli olan ara insan gücünün yeterli sayı ve niteliğe ulaştınlması, insan haklanna saygılı, demokrat (farklı siyasal ve ideolojik görüşlere karşı hoşgörülü) ve laik (farklı inançlara karşı hoşgörülü) insanlann yaratılması, sistemin ana görevini oluşturmaktadır. Unutmamak gere- kir ki Türkiye"nin geleceği; memur adayı olan aydınlann coğalmasına değil. üretici faaliyetle- ri girişkenlikleriyle. yaratıcılıklanyla ve ülke sevgisiyle ilerletecek. sosyal. siyasal ve ekono- mik çevremizi huzur duyulacak bir ortama dö- nüştürebilecek elemanlann yetişmesine bağhdır. Bu nedenle geleceğin eğitim düzeni. Türki- ye'nin sorunlannı çözmeye yetenekli. araştına. düşünen ve düşüncelerini uygulayarak kişisel ve sosyal hayatı olumlu yönde etîcileyebilecek insan gücünü yetişünmeyi hedeflemiş ve bu he- defleri gerçekleştirebilecek kapsam ve nitelikle- re sahıp eğitim, öğretim ve ders programlany- la. yaygın liderlik potansiyelinin yaüığı bütün halka fıilen açık olacaktır. Kuşkusuz rehberlik. danışmanlık ve yönlendirme hiz- metleri. sistemi başanya götüre- bilecek en önemli etkenlerden biri olacaktır. Ancak, eğitim sistemini tek başına kalkınmayı sağlayacak sihirli bir araç olarak düşünmek, gerçekçi bir davranış sayılamaz. Yeni eğitim düzenini uygulamaya geçirirken, yönetim reformu çahşmalanna başlaya- rak. zaman, para ve enerjimizi is- raf eden mevzuatın değiştirilme- si, ülkenin her köşesinde istih- dam kapasitesi yaratacak sana- yinin özendirilmesi, köy kalkı- nmasının temeli olan öğretmen. muhtar ve imam arasında işbirliğinin geliştiril- mesi konulanna öncelik verilerek. 3. Heyet-i İlmıye"nin 1926 Ocak'ında geliştırdiğı. "okul ile hayat arasındaki Çin Seddi'nin kaJdınlması" il- kesinin işlerliğe kavuşturulması gerekir. Unutmamak gerekir ki Atatürk'ün belirttiği gibi: llköğretim ve ortaöğretim. mutlaka in- sanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilmi ve tek- niği versin. Fakat o kadar pratik bir tarzda ver- sin ki, çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalma- ya mahkum olmadığına emin olsun. BİTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear