22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KİM1993PAZAR * • * • CUMHURİYET SAYFA2 HABERLERIN DEVAM gjMHURİYETTEN OKURLARA OZGEN ACAR • Baştarafi 3. Sayfada saya çıkacak video oyunu için çok önceden siparîş ka- bulüne başlanmıştı bile. Video oyunlarının oynandığı araçlar da inanılmazbü- yük değişiklikler gösteriyor. Nintendo demode olmuş, yerini Super Nintendo almış. Saga Genesis her çocu- ğun rüyası... Şimdi yeni bir tür video oyun aracı piyasa- ya çıkıyor. Piyasayi altüst edecek ya da yapımcısını batı- racak bu projeye göre video oyunları bundan böyle (300) denilen, üç boyutlu görüntü veren araçlarda oy- nanabilecek. Oyuncu, kendisini ekranın içindeymiş gibi hissedecek. Bu projeye harcanan paranın 700 milyon dolar (yaklaşık8.5 trilyon lira) olduğu söyleniyor. Bu du- rumda ya Super Nintedolar, Saga Genesisler çöpe atıla- cak ya da (3DO)lar... Üç boyutiu gereç ötekilerine kıyasla oldukçapahalı. Üç yıl önce aldığım (20 MB) gücündeki 'nofeboofc'um bugün sıradan bir bügisayara dönüşmüş. Şu anda piya- sada (200 MB) gücündeki "notebook" bilgisayarlar, üs- telik benim üçyıl önce ödediğim dolara kıyaslaçok daha ucuz. Türkiye'nin günümüz teknolojisini yakalayabilmesi için bilgisayar ve her türlü iletişim araç ve gerecinin it- halinden alınacak verginin sıfırlanmasi gerekiyor. Bu- gün dünyada artık bir ülkenin gelişmişliği okuma-yazma oranının yüksekiiğiyle ölçütmüyor. Bir ülkedeki nüfusun "bilgisayar kullanma cehaleti", o ülkenin geri kalmışlı- ğını ortaya koyuyor. • • • Geçen hafta New York Times gazetesinin 150 saytayt aşan özel pazar sayısının tiyatı 1.5 dolardan (18 bin lira) 2 dolara (24 bin lira) çıktı. Gazete, birinci sayiadan koy- duğu duyuruda, bu zorunlu artış için "okurlann an/ayışı- na" sığınıyordu. Bugün biz de "okurlanmızın anlayışına" sığıntyoruz. Cumhuriyet'in fiyatı 23 nisandan bu yana 5 bin liraydı. Bu arada enflasyon tırmanışını sürdürdü. Doların önle- nemeyen yükselişi ise sürüyor. O tarihte 4.800 lira olan gazete kâğıdı, bu arada 4 kez artarak 6.120 liraya çıktı Telefon, laks, data hattı gibi iletişim harcamaları, film ve mürekkep gibi dolara endeksli yan harcamalardaki artış ise yüzde 100'ü geçti. Kasım 1990da Türkiye'ye döndüğümde kullandığım beşli jilet paketi 2.300 ve Cumhuriyet ise 1.000 liraya sa- tılıyordu. O tarihten bu yana jiletime her ay zam geldi ve bugün aynı jilet Ataköy Migros'ta 30.500, Bodrum Mig- ros'ta 33.500 liraya, köşedeki bakkalda 35.000 liraya sa- tılıyor. Cumhuriyet'in fiyatı ise bugün sadece 5.000 lira. Mad- di durumları çok iyi öteki gazeteler fıyatlarmı çoktan 7.000 lira yaptılar. Cumhuriyet'te bugün ne patron, ne arkasında bir ban- ka, ne bir pazarlama şirketi ve ne de bir TV istasyonu var. Bugün Cumhuriyet'in, arkasında siz okurlardan ve içirvde büyük özveriyle çalışanlardan başka bir dayana- ğı, bir başka gücü yok... Bugünden itibaren Cumhuriyet'i 7.000 liraya okuya- caksınız. Bizi anlayışla karşılayacağınıza inanıyoruz. Sağlıklı, mutlu ve başarıli günler dileğiyle... Polis,tahrifatauyffuntanıkpeşinde ÇiUer'denbirde ' J & * ^ 'BeyazKitap'ş f i 1. Sayfada "O gün temiziik günüydü. Ya- ni cumartesi, iyi hatırûyorunı'' diyen sitenin bakım görevlisi Orhan Aladağ. o gün yönetici- nin "operasyon var" uyansıyla temiziik yapılmadığını söyledi. Aladağ. 23 ocak günü saat 17. 00-18.00 sıralannda Mehmet Ali Şeker'i polis arabasında gördû|ünü ekledi. Ancak asıl ilginç olan Aladağ'ın kendisine herhangi bir soru yönelülme- mişken Uğur Murncu'dan hiç söz edilmemiş olmasına rağ- men, biT başka deyişle durup dururken "Bakın ben sosy al de- mokratHtı. Ben de MumcıTnun katili bulunsun istemem ıni? Val- lahi de bfllahi de doğru söylüyo- rum" demesiydi. Diğer bakım görevlisi Mehmet Gün de Aladağ'ın anlaıımmv yi- neledi: "O gün temizlik vardı, iyi hatırlıyorum." Ve o da Aladağ gibi, temiziik gününün cumartesi olması nedeniyle tarihı "iyi hatı- riadığınT söyledi. Üstelik o da Mehmet Ali Şeker'i 17.00-18.00 sıralannda polis arabasında gör- düğünü hatırladı. "Önceki gün neden polise gitt^im" sorduğu- muzda ise Mehmet Gün şunlan söyledi: "Gelditer bana. 'biz o adamı ne zaman gözaltına aldık?' dediler. Ben de hatıriayamadım. 'çavuşum Orhan'a sorayıın" de- dim. Orfaan dedi ki 'temizlik gü- nüydü, Cumartesi'ydi." Ben de 'birden hatırladım' dedim poüse." Yani Aladağ da Gün de. ope- rasyon gününü temizlik günü ol- duğu için hatıriadılar. Onlara göre tek temizlik günü de cumar- tesi. Oysa site sakinlerine göre ikinci bir temizlik günü daha var. o da salı. Salı günü ise 26 ocak oluyor. Polisin yakalama tuta- nağında da Şeker \e arkadaş- lanmn yakalanma tarihi 26 ocak olarak belirtiliyor. Sitede ikinci bir temizlik günü olduğunu ve bunun da sah olduğunu öğrenip yeniden görüşmek istedığjmizde ne Aladağ ne de Gün bızımle gö- rüşmeye yanaştı. Bundan sonra tek btr yanıt verdiler: "Yönetid Hayri Bey'le konuşun." Eski yönetici emekli polis Hay- ri Sancaktar ise icerde olduğunu öğrenmemize karşın kapıyı aç- mayarak görüşmek istemediğinı belirtmiş oldu. Aladağ ve Gün'ün bırbırinın tıpatıp aynı sözlerle "hatıriadık- ları" cumartesi günü 23 ocağa denk düşüyor. Mehmet Ali Şe- ker'in 17.00-18.00 sıralannda gö- rülmesinin anlamı ise polisin id- diası olan 24 ocak tarihı ıçın "Me- sai saati bitiminde otduğu için bir gün sonraki tarihle tutanak tan- zinı ediidi" dıyebılmek. Oysa gerekiree adlannı açik- layabileceklerini söyleyen çok sayıda site sakininin ortak gö- rüşü, polis operasyonunun hafta içinde yapıldığı şeklinde. lanleri- ni almadığımız için adlannı açı- klamadığımız B.Ç, S.E. ile bize adını açıkça yazabileceğimizi söyleyen Vildan Seven gibi kimi site sakinleri kesin tarih belirte- rek •'Operasyon salı gûnüydü" de- diler. Vıldan Seven daha da kesin konuştu: "Evet, 26 ocak salı gü- nüydü. İyi hatırlıyorum. Sonra uzun süre evde kaMılar. 10 gün fı- lan." Site sakinlerinin tümünün operasyonun saatı konusunda hatırladıklan da aynı: "Öğlen sa- aderivdi." Gözaltı tutanaklanndaki lah- nfatın Cumhuriyet'in yayımıyla sergilenmesinin ardmdan operas- yonun ille de L'ğur Mumcu'nun öldürülmesmden "önce" düzen- lendiğini kanıtlama çabasma gi- rilmesi ilgi çekici ve anlamlı bulu- nuyor. Hele bu konudaki soruş- turmayT İstanbul DGM Savcüığı yürütürken Adalet Bakanı Seyfi Oktay ın "İriemek için İstanbuV- da" dediği Ankara DGM Savcısı Ülkü Coşkım'un ızlemek yerine "sonışturmaya konu olan kendi kararlannı desteklenıek için'''' ka- nıt toplamaya çahşması en azı- ndan ^pek de olağan olmayan" bir tutum. Bilindiği gibi Ülkü Coşkunun baglı bulunduğu An- kara DGM Savcıhğı, sürpriz tamk \yhan Aydm'ın Uğur Mumcu'nun arabasınm yanında ve "altında" gördüğünü söyleye- rek teşhis ettiğj sanıklardan Meh- met Ali Şeker ve Ayhan Usta, "L'ğur Mumcu öldürûldûğünde. İstanbul potisinin lutanaklarma göre gözetim alttnda bulunuyor- lardı" gerekçesiyie soruşlurma kapsamının dışında bırakılmı- şlardı. Sıvaskoıııisyoııııîrticayı tarbşıyor • Baştarafi 1. Sayfada metin üzerinde henüz anlaşma sağlanamadı. Sert tartışmalara sahne olan komisyonda, bazı RP ve DYPli üyelerin, olaylan u Aziz Nesin'in luşkırtması- PKK'nın girişiıni" şeklindeki rapora yansuma eğilimi için- de olduklan öğretuldi. Ko- misyonun. geçen çarşamba günü son şekÜ verileceği bildiri- len taslak raporunda. yönetici- lerin ihmali görüldüğü. bazı it- faiye erlerinin. Madımak Oteli yangını sırasmda su hortum- İannı kestikleri ve vanalan ka- pattıklan bilgisine yer verildi. Sert tartışmalarla geçen gö- rüşmeler sıra&mda RPU ve bazı DYP'li komisyon üyelerinin olayt "Aziz Nesin'e tepki" ola- rak sınırlandırma eğjliminde ol- duklan. komisyonun SHP'li üyelerinden Erzincan Milletve- kili Mustafa Kulun ise bu yak- laşıma karşı çıkuğı öğrenıldi. Sıvas komisyonunun bazı ANAP'lı üyeleri calışmalaTa katılmadılar. ANAPMı üyelerden Fahrettin Kurt. komisyon top- lantılanna hıç katılmazken. Bü- lent Akarcalı'nın sadece Sıvas'a gıttiği, sonraki toplantılann hiç- birine katılmadtğı bildirildi. Edinilen bilgiye göre. komis- yon çalışmalan sırasında SHP'li üyelerden Mustafa Kul ile RP'li ve bazı DYP'li üyeler arasında sert tartışmalar çıktı. RP'li ve DYP'li üyelerin. olaylan "Aziz Nesin'in kçkırtmasT olarak ko- misyon raporuna yansıtma eğili- mi içinde olduklan belirtildi. Bu üyelerin. "Pir Sultan Abdal Der- neği, nicin Aziz Nesin gibi sadece inananlann değil. herkesin karşı olduğu, herkese hakaret eden, Tiirk milletiyle alay eden bir adamı buraya davet ettiT" görüşü- nü savunduklan, olaylann bir "tertip oJduğuv yaklaşımına ke- sinlikle katılmadıklan kaydedil- di. Ahnan bilgilere göre, SHP Er- zincan Milletvekili Mustafa Kul, görüşmelerde, yaklaşık 50 say- falık taslak raporda. "bir tek keli- meyle bile gericilikten, irtica tettli- kesinden söz edilmemesine" karşı çıktı. Çalışmalar sırasında. Atatürk büstünün kaldınlması konusu da tartışmayarattı. Komisyon rapo- runda önce. "Atatürk böstih^in eylenıciler tarafından devrildiği söylentileri varsa da, bunlan doğ- nıİayan bir kanrt görüunemiştir. Büstün ci\atalannın özel olarak sökülüp kaldınlması gerekmekte- dir. Bunun göstericiler tarafından yapıldığına dair kanıt yoktur" ifa- desine yer \enldı. Ancak bu ko- nuda tartışmalar uzayınca Ata- türk büstüyle ılgili 3.5 sayfalık bölüm kısaîtılarak. "Atatürk büs- tu devrilmiştir, ancak ne zaman, kimler tarafından devrildiği konu- sunda bilgi-belge bulunmamak- tadır" bıçıminde özetlendi. Komısyondaki RP'H üyelenn olaylan PKK"\a bağlama, "PKK, Alevi-Sünni çekişmesi ya- ratıp kendine taban bulmak isti- yor" görüşünü savunmalan ve bu görüşlere taslak raporda da yer verilmesi lartışma yarattı. Uzun tartışmalar sonunda PKK ile ilgi- li değerlendirmeler rapordan çıkanldı. Komisyonun son toplantı- sında ortak bir metin üzerinde anlaşmanın güçlükleri bır kez daha ortaya çıkınca. SHP'li Mus- lafa Kul'un muhalefet şerhı ko- yabileceği belirtildi. Bunun üzeri- ne RP'li üyeler. raporun yeniden Nazılmasını istediler. RP'li üyeler- den Abdüllatif Şener'in de protes- lo amacıyla komısyondan çekıl- dığı. ancak. Şencr'e bunun müm- kün olmadığı anlatıldığı ıfade edildi. Komisvonda daha sonra. "Bu TRMM'nin raponı olacaktır. Biraz daha uğraşjaİHn" görüşü ağırlık kazandı. Komisyon, 5 ekim salı günü bır araya gelerek rapora son şeklini vermeye çalı- şacak. Ancak, bu toplantıda da uzlaşma sağlanmasının zor ol- duğu, SHP'li üye Mustafa Kul'- un yanısıra. RP'li üyelerin de mu- halefet şerhi koyabilecekleri be- lirtildi. Kulun. "Bu tarihi bir bel- ge olacak. Bir tek kettme dahi yaniış olsa imza atmam" dediği öğrenıldi. Komisyon üyeleri Sıvas olaylan ile ilgili TBMM'de oluşturulan Araş- tırma Komısyonu üyelen ile partilere dağjhmlan şöyle: Başkan Ostnan Seyfi (DYP- Nevşehir), İsmaü Köse (DYP- Erzurum), Mehmet Cemal Öz- taylan (DYP-Balıkesir), Kadir Bozkurt (DYP-Sinop), Bülent Akarcah (ANAP-lstanbul), Fahrettin Kurt (ANAP-İstan- bul), Münir Doğan Ölmeztop- rak (ANAP-Malatya), Mustafa Kul(SHP-Erzincan), Nami Ça- ğan (SHP-İstanbul), Haydar Oyınak (CHP-Amasya), Ab- düllatif Şener (RP-Sıvas). Muğla Kültür Şenliği Demiral görevden ahnsın' îçişleri Hizbullah kampını reddetti ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Muğla Kültür Şen- liğı'nde konuşan gazetemiz ya- zarlanndan tlhan Selçuk ve Cey- han Mumcu 'L ğur Mumcu cina- yeti' soruşturmasının DGM Baş- savası Nusret Demiral'dan alı- nması gerektığinı bıldirdıler. Av. Mumcu. "Hiçbir demokratik ül- kede, bir sa»cı 4 bin 779 faili meç- hul cinayeri sırtuıda taşıyamaz" dedı. Geleneksel Muğla Kültür Şen- liği'nin 8'incisi sürüyor. Şenükte yer alan 'Uğur Mumcu Söyleşisi'- nın açış konuşmasını yapan A\. Mustafa tlker Gürkan, "Uğur Mumcu, Mustafa Kemal'inoğluy- du. Her ikisinin de naçiz >ikutlan toprak oldu. Ama eserleri ilelebet yasayacak. yaşahlacak" dedi. Tarihı Konakaltı Kültür Mer- kezi'nde yapılan söyleşıde söze, "Uğur Mumcu ve Muğla Kültür Şenliği bir araya gddi'" diye baş- layan İlhan Selçuk, "Bu nasıl olur? Bir şenlikte beraberiz. Bağ- daşır mı, diye sorulur. Bağdaşır. Hüzun ve sevinç bir arada y aşanır. ŞenUk adı üstünde. kültür ve sana- ta dönük. Kültüre ve sanata ne ka- dar dönersek, ne kadar \önelirsek, Uğur'un ruhu o kadar şad olur. Uğur burada yok, ama düşüncde- ri, yakınlaru dostları var" diye ko- nuştu. Konuşmasmda. "Burada faili mechul bir cinayetin analirini yapıyonız. Böyle bir devlet, böyle bir adalet, böyle bir toplum: ol- maz. Buna bir çare lazun" diyen İlhan Selçuk şöyle devam etıi: "Çareyi bu parcalanmışhkta, bölünmüşlükte nasıl bulacağu? Medya kargaşasında nasıl bula- cağız? P l I'nin ikinci Tsini satı- yorlar. Bütçe açığıru kapamak için vergi alacaklarına, ikinci Tyi satiyorlar. Sonııç ne olacak? Satı- ştan gelen dolarları kim paylaşa- cak? Siz paylaşraayacaksınız. Bu gerçekleri söyleyen gazetecileri yaşatmıyorlar.. Üğur, bunlan en korkusuzca söyleyen insandı. Uğor'u PTTnin ikinci Tsini sat- mak için öldürdüler. Siz okumayın diye öldürdüler. Bir > a/ara saldırı. okuruna da saldındır. Bir ülk«de. bir cumhtiTbaşkanı gelip, zenginle- ri severim derse. ülkenin aydınlan, değerli insanlannı faili mechul ci- nayetler alıp görürürse, nereye gi- diyoruz diye sormamn zamanıdır. Böyle uyuşuk, bölük pörçük yaşa- ma zamanı değil. Eğer bu üîkede onunla yaşamak. Uğurlann ölme- mesini, çocukların ölmemesini is- tiyorsak, nep birlikte küreğin sapı- na yapışmalıyız. Bölük pörçüklü- ğe, dağınıklığa son vermeliy iz. Sol birleşmeli \e Uğur'un vasiyetini yerine getinneli. Solun, Kenıalist- lerin, sosyalistlerin birliği, Uğur'a en büyük Fatiha olacaktır." tlhan Selçuk, 'Uğur Mumcu ci- nayeti'ne değinırken de "Uğur, pek çok kere Nusret Demiral'ın görevden alınmasını istemişti. Şimdi o savcı Uğur: Mumcu ci- oayetini sontşturuyor. Buna katianmak zorunda kalıyoruz. Eğer insanlar, solcular, sosya- listler. Kemalistler birbirleriyle uğraştnaya devam ederlerse. el- bette meydan ötekilerin elinde kalır"dedı. Av. Ceyhan Mumcu, Uğur Mumcu'ya son zamanlanrida. sağ basının ilgi gösterdiğjni. Hür- nyet'ten ve Asû Nadir'den iyi bir teklıf aldığını, ama kabul etmedı- ğmi söyledi. Av.Mumcu. "Büyük transferlerie başka gazetelere gi- dip yazanlar, rahat yazmazlar. •Patron ne der' diye düşünürler. Cumhuriyet'te bu soru sorulmaz. O nedenle Uğur hep Cumhuriyet'- te yazdı" dedi. "Biz Uğur'u de>tetin ne kadar çok sevdiğiıü. öldükten sonra ga- retelerden öğrendik" diyen Av. Ceyhan Mumcu. Nusret Demi- ral'm görevinden ahnmasını is- tediği konuşmasmda şöyle dedi: "Nusret Demiral, aile dostum' diyor. Yalanladık tabii. Demiral'- ın bu sözcük üzerine Uğur'un yazı- lannı kanştırdun. Muammer Ak- soy için "Nusreı Demiral değlş- mezse, bu cinayet aydınlanmaz' demiş. Nusret Demiral, Uğur için 'bır yıl zaman gerekir' diyor. Ben de niye bir yıl diye İlhan Abi'ye sordum. 'Siz solda paramparça olursanız, Nusret daha bekler' dedi. 3 ekim 1990 günü Bahriye Üçok. ocak 1991de Aksoy öldü- rüldü. Ardından Uğur'u yitirdik. Savcı aynı savcı. Yunanistan'da bu tür cinayet işlendi. Olay savcı tarafından hemen çözüldü. Bir daha da siy asal cinayet işlenmedi. Olaf Palme olayında iki yıl gecin- ce, olayı çözemeyen savcı istifa etti. Bizde, efendim, o örgüt, o savcmın tahminine göre yeniden cinayet işleyebilimûş. O zaman tesadüfen suçlular y akalanırlar- mış. Yeni bir cinayet için bir yıl ge- rekirmiş. Yavuz Donat'a yapttğı açıklamada savcı böyle diyor. 4 bin 779 cinayeti hiçbir sa\o sırtında taşıyamaz. Bu bir utanctır. Bu faili mechul cinayetle- rin çozülmesi için bütün özgürlük- lerimizden fedakarhk yaptığımız bir devlet mahkemesi var. Sonuç yok." Muğla Kültür Şenliği'nin dün- kü bölümünde, ağırlıklı olarak çocuk elkinlikleri yer aldı. Ço- cuklar, duvar resimleri yaptılar, belediye parkmda çam heykel çalışması gerçekleşlırdiler. İSEM Çocuk Grubu'nun 'Ağaçlann Dansı" adlı oyununu ızledıler. Gece gerçekleştırilen 'Türk- Yunan Halk Oyunlan Gecesi'nde Şadan Gökovalı Muğla türküleri- nın oykulerini anlatlı. Makbule Kaya türküleri okudu. Belediye Halk Oyunlan ekibtnin oyunlan ile Yunan ezgilerini Suavfnin konsenizledi. Gece bır konuşma yapan Bele- diye Başkanı Orhan Çakır, "Bu gece burada halk oyunlan izliyo- ruz. Politik oyunlann halklan düşman ettiğini biliyoruz. Bura- dan politikacılara sesleniyonız, halklann arasmdan çekilin" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - İçişleri Bakanlığı, Bat- man'ın Gercüş ilçesine bağlı. Seki, Gönüllü ve Çiçekli köyle- rinde Hizbullah'a ait kampla- nn bulunduğu ve bu örgütün jandarma bırlikleri tarafından desteklendiği iddialannı red- detti. Bakanhktan yapılan açık- lamada, bu iddialarda bulu- nanlar hakkmda yasal işleme başvurulduğu bildirildi TBMM Faili Mcçhul Cinayet- leri Araştımna Komisyonu Baş- kanı Sadık Avundukluoğlu ise Batman Emniyet Müdürii ve Vali Yardıması'nın Sekı. Gö- nüllü ve Çiçekli köylennde Hiz- bullah'a ait kamplann bulun- duğu yolundaki açıklamalan- nın ses bantlannı yayımlayan basın-yayın organlannı iıırsız- lıkla* suçlarken araştırmaya za- rar verildiğini söyledi. İçişleri Bakanlığj'ndan dün yapılan açıklamada, Batman bölgesinde Hizbullah kampı bulunduğu ve örgütün jandar- ma bırlikleri nce desıeklendiği iddialannın tamamen gerçek dışı olduğu öne sürüldü. Açık- lamada şu görüşlere yer verildr. "Son günlerde bazı basın ve yayın organlarında, Batman Ui Gercüş ilçesine bağlı Seki, Gö- nüllü \e Çiçekli köylennde yasa- dtşı Hizbullah örgütüne ait kamplann bulunduğu ve bu ör- gütün jandarma bırlikleri tara- fmdan desteklendiği şeklindeki haber ve programların yer aldığı izlenmiştir. Söz konusu yerlerde ve diğer bölgelerde beUrtildiği şekilde kamp mevcut olmadığı gibi, jandarma biıiiklerince bu ve buna benzer y asadışı herhangi bir örgüte destek verildiği şeklin- deki iddialar da tamamen ger- çek dışıdır. Bu haber >e prog- ramların güvenlik kuvvçtlerimi/i yıpratmay a y önelik maksatlı bir kampanyanın üninü olduğu de- ğerlendirilmektedir. Asılsız id- diaları ileri sürenler hakkında yasal işleme başvurulmuştur." A\ıındukluoğlu basını suçladı TBMM Faili Mechul Cina- yetleri Araştırma Komisyonu Başkanı DYP Kınkkale Millet- vekili Sadık Avundukluoğlu. Batman Emniyet Müdürü ve Vali Yardımcısrnm Hizbullah kampı ile ilgili açıklamalannın ses bantlannı yayımlayan basın ve yayın organlannı sert bir dil- leeleşürdi. Komisyonun konuya ilişkin incelemelerinin k sır olarak sak- landığınr belirten Avunduklu- oğlu. ses bantlannın yayımlan- masmı 'hırsızlık' diye nitelen- dırdı. Ses kayıtlannın yayımla- narak "konunun çarpıtılmaya, peşin hükümle, kamu kuruluş- larının töhmet altında bırakı- Imaya çalışıldığmr" öne süren Avundukluoğlu. "Her türlü emare veya delil, komisyonu- muzca, bilgisayara kayıt edile- rek ülke genelinde işlenmiş faili belli olmayan siy asal cinayetler arasındaki irtibat ve bunlann fa- illeri araştinlmaya çalrşılırken sır olması gereken ses kay ıtlarını 'çalarak" gazetecilik admaiyibir iş yaptığını sananlar, araştı- rmamua büyük zarar vermişler- dir" görüşünü dile getirdı. Ses bantlannın yayımîanmasının "gerçeği bulmaktan çok ortalığı kanştırmak" olarak değerlen- dırildığini ıfade eden Avunduk- luoğlu bu olayda. "Balçığı duva- ra vur, tutarsa da hoş, tutmazsa da hoş' mantığmın egemen ol- duğunu öne sürdü. Avundukluoğlu. şu görüşleri dıle getirdr. "Görev alanına giren her türlü iddiayı, isnadı veya ithamı in- celemeye istekli. azimli ve ka- rarlı komisyonumuzun. Batman Emniyet Müdürü ile Yali Yardımcısı'nın aldıkları istihba- rat üzerine yaptıklan araştı- rmanın sonuçlanndan hareketle, 'Hizbullah'ın bir askcri bırliğın yanında eğitim kampı olduğu- nu' araştırması ve bu konudaki tespitkrini. zamanı geldiğinde TBMM'ye ve ilgili mercilerle kamuoyuna açıklaması beklen- meden; hırsızlıkla ele geçirilen ve içeriğinde de ihbardan öte bir şey bulunmayan ses bandındaki be- y anlara day anılarak hüküm ve- rilmesi ve bununia 60 milyon in- sanın zihinlerinde soru işaretleri yaratılması, gerçeği bulmaktan ziyade, ortalığı kanştırmak. araştımıalarımızı etkilemek veya yönlendirmek amacına ma- tuf bir davranış olarak görül- müştür. İddia, savunma ve hüküm, adalet cihazını işletcn temel un- surlardır. Hırsızhkla veya başka yollarla ele geçirilen ihbar veya bilgilerle kişilere veya kuruluşla- ra suç isnat etmek, 'balçığı du- vara vur, lutarsa da hoş. tut- mazsa da hoş" demek, insaf öl- çüleriyle bağdaşmaz. Bütün dii- riist ve namuslu gazetecileri ten- zih ederek belirtmek zorun- dayım ki, bu ülkede. düriist. na- muslu insanlar, sadece birkaç gazeteci veya televizyon yapımctsından ibaret değildir. Hiçbir art niyet taşımaksızm TBMM Araştırma Komisyo- nu'na biMiğini, gördüğünü, duy- duğunu söy leyen kamu görevlile- rinin. duyduklarmı hiçbir yan delil araştumaya gerek duy- maksızm doğru kabul etmek ta- mamen şartlanmışlığm. saplan- tıların ve çifte standardın açık bir tezahüıiidür. Hukuk düzeni, İnsan Haklan EvTtnsel Beyannamesi ve bunu izleyen çeşitli metinlerle hep yargısız infazı önlerneye çalışmıştır. Dürüsdük, namus, adalet gibi sözleri dilkrinden dü- şürmeyenlerin, ancak işlem veya eykmİeriyle bu kavnunlara layık olabileceklerinde şüphe yoktur. Hukuk dışı uygulama- İarın varlığına dair ihbarlar alır almaz, olayın araştınlmasına başlayan cesur, düriist ve fazilet- li insanlann araştırmalarının sonucunu beklemeden, sözlerini ifşa edenlerin. bu araştırmanın sonuçlanndan zarar görmemek için bu yolu seçtiklerine dair şüp- heler yoğunlaşmaktadır. Zira, zamanı geldiğinde Türk milleti- nin bilgisine arz edilecek olan ses bantlarında araştırmayıgerekti- ren yüzlerceolay mevcuttur. Bunlardan en fazla tepkiye, sansasyona yol açacak olanı seç- mck. ses ve ışık oyunlarıyla zi- hinleri bulandırmak, istifhamlar yaratmak, hiç kimseye, hiçbir kunıluşa ve ülkeye yarar sağla- maz. Bant hırsızlarının. ellerin- deki kara fırça ile onu bunu ka- ralayanlann, uzun vadede elde edecekleri hiçbir fayda yoktur. Bunlar ancak, ülkeye ve hv sanımıza ettikleri kötülüklerle anılacaklardır." ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tansu Çiller, kamuoyunda büyük tartışma- lara neden olan riişvet ve yol- suzluk olaylannın hıçbirinin, kendi hükümeti döneminde meydana gelmediğini savuna- rak "Bu olaylann sahibi AN AP iktidarlandır" dedi. Hükümeti- nin 3 aylık icraatlanru "Beyaz Kitap" adlı bir dosyada değer- lendıren Çiller. DYP-SHP hü- kümetini, Mesut Yılmaz baş- kanhğındaki ANAP hüküme- tinden ayıran en somut ve çarpıcı özelliğin, rüşvet ve yol- suzluklann üzerine cesaretle gidümesi olduğunu vurguladı. Çiller, İSKİ rüşvet olayınm ANAP iktidan döneminde baş- ladığmı, İstanbul'daki arsa alı- mı yolsuzluğu nedeniyle hakla- nnda kamu davası açılan İLKSAN yöneücilerinin de ANAP hükümeti zamanında ış başına getirildiğini kaydetti. Başbakan Çiller,ikina DYP- SHP koalisyon hükümeünin ilk 3 ayhk icraatlanru, "Beyaz Ki- tap" adıyla basına dağıulan bir dosyada değerlendirdi. Terör- den. özelleştirmeye. eğıtimden, dış polıükaya kadar gerçekleş- tırilen icraatlann anlalıldığı dosyada Çiller. ağırlıklı olarak. kendisine "masalcı bacr eleşıi- nsıni getıren ANAPGenel Baş- kanı Mesut Yılmaz'a yüklendi. Çıller'in. Yılmaz'a yönelik eleş- ürileri özellikle yolsuzluk ve rüşvet, şeffaf devlet yapısı ko- nulannda oldu. 40 sayfalık değerlendirmesin- de. hükümetlerinin temel amaçlanndan bınnin devlet yö- neuminde dürüstlüğü ve şef- faflıgı her kademede tam sağla- mak olduğunu vurgulayan Çil- ler. "Demokrasilerde toplumun çürümüşlüğü olarak görülen ve Türkiye'de hiçbir şekilde hoşgö- rii ile karşılanmay an, son günle- rin en güncel olaylan olarak karştmızda duran rüşvet ve yol- suzluk olaylarırun hiçbirinin sa- hibi biz degiliz" görüşünü sa- vundu. Çiller, şunlan söyledi: "Bu olaylann hiçbiri. 3 aylık hükümet dönemimizde cereyan etmemiştir. Bu olaylann sahibi ANAP iktidandır. Hangi parti- den olduğuna bakmadan y akası- na yaptşan, hakkında soruştur- ma açao, mahkemeye sevkeden, TBMM'ye dosya hazırlayan, mahkûm'eden ise 3 ayhk DYP- SHP hükümetidir. Rüşvet ve yplsuzluğun üzerine, hangi dö-, Telefonlar • Baştarafi 1. Sayfada yok. İstanbul'da da alan kodu Trakya yakasında 212. Anado- lu yakasında 216 oldu. Alan kodu 242 olan Antal- nemde meydana geldiğine, olay-; lara adı kartşanlann hangi siyasi • partinin adamı olduğuna bak-' madan cesaretle gidiyonız., ANAP hükümetleri de bu tfirl olaylann üzerine uyguladtğmuz; ve savunduğumuz şekilde gitmiş' otsaydı bize 146 yolsuzluk dos- yası intikal etmez ve bunlardan'' 97'si hakkında kamu davası açı- Imazdı." tSKt yolsuzluğu ANAP döneminde başladı İSKİ rüşvet olayının baş-' langıcının ANAP dönemindVj olduğunu da kaydeden ÇillerJ» arsa ahmı yolsuzluğu nedeniylej haklannda kamu davası açılan -? İLKSAN yöneücilerinin de,. ANAP hükümeü döneminde,, işbaşına geürildiklerini, 1989% , da MilH Egitım Bakanhğı'nca,1 , gerçekleştırilen deneum sonu-,^ cunda İLKSAN'ın yönetim ve^ denetleme kurullanmn fesihl&;H rinin istendiğini. ancak v ANAP'lı Milli Eğitim Bakanı%,J nın hazırlanan müfetüş rapori-(3 lannı hasıraltı ettiğini anlatü. ,v? Başbakan Çiller, teröre ihV^ kin görüşlerini aktanrken ise. muhalefet partilerini eleştırdL>İ Koalisyon hükümetinin büyülf bir cesaret ve kararlıhkla soru-3» nun çozümü için çahştığını, an-'i cak bu konuda sorumluluğun'-ı sadece kendilenne ait oWL madığını ifade eden Çiller, buı amaçla tüm siyasi partılen ziya-;'j ret ettiğini ve görüşlerini ögren*>r ) mek istediğini, ancak yeterK i desteği bulamadığjnı vur- ı guladı. Çiller. buna rağmen Y terörün artık can çekişmeyev başladığını ve yurtdışı temaslanrj sayesinde PKK'nın artık "ter&-t» rist örgüt" damgasını yediğini^ söyledi. 'j Başbakan Çiller. 40 sayfalık.*, değerlendirmesinde önümûz-^ deki aylarda gerçekleşürilecek,, çalışmalar konusunda da bilgiN(; verdi. Çiller, Halk Bankas\ ^ araahğıyla ekim-arahk döne-l() minde iş kurmak isteyen genç-^ lere 1 trilyon lira, ev hanımlan-.t na ise 500 milyar lira kredi^ dağıtılacağını bildirdi. Çiller^. bu uygulamanın 1994 yıhndasj da sürdürüleceğini kaydetti. ^ Çiller, yapılacak düzenleme-^. lerden sonra. basının "yalanha-' her yazamayacağmı", kişileri-| eleştiri sınınnın ötesinde1 "küçük düşünkû ifadeler ile' suclayamayacağtnT bildirdi. •Jj yakınlannı şehirlerarası koduy- la arayacak. Bir süreden beri kademeli olarak devreye soku- lan yeni kod sistemine göre Av- rupa yakasından Anadolu ya- va'da 27, 29. 41. 42. 43. 47. 48. kasıru aramak isteyen aboneler 58'le başlayan numaralann önüne 2 geldi. İlk numarası 21. 22.23,25,26. 30. 32.34.39,40. 44, 45. 46. 49 ile başlayan nu- maralann önüne 3 geürildı. Antalya'nın çeşitli ilçelerınde ise telefon numaralannın önü- ne gelen rakamlar $öyle:" Alan- ya 51, Fınike 35. Kaş 83. Ke- mer 81. Beldibı 82. Manavgaı 74,ve Side 75." İstanbullular, bugünden itibaren karşı tarafta oturan once "ö". ardından Anadolu yakasının kodu olan "216" ve aradığı telefonun numarasıru çevirecek. Anadolu yakasındaki abone- ler de Asrupa yakasıru aramak için "212" kodunu kullanacak. İstanbul'da telefonu şehirlera- rasına kapalı aboneler de her iki yakayı kodlu olarak arayabile- cek. İsianbul'da yakalararası kodlu aramalarda şehiriçi ücre- ti ödenecek. Ceylan:Silahla çözüme karşıyız anlattı.BATMAN (Cumhuriyet) - Sendikasınm temsilciler kurulu toplantısmda konuşan Petrol- İş Genel Başkanı Münir Cey- lan, teröre kimden ve nasıl gelir- se gelsin karsj olduklannı \ ur- gulayarak. "Iktidar değtşikUk- lerine karşın Kürt sorununun çö- zümünde izlenen yöntemlerde belirgin bir değişiklik yok. Bu sorun özgürce tartışılmak zo- rundadır"dedi Petrol-İş Sendikasınm bölgesel temsilaler kurulu top- lantısı, dün iki faili mechul ci- nayetin birden işlendigi Bat- man'da, gergin bır ortamda şubeden başkan- Türkiye'nin geri bıraklı- nldığı ve emperyalizmin boyun- duruğunda olduğu için eksik ve geri bir demokrasi ile yönetil-- diğjni belirten Ceylan, Petrol- İş'in sınıf ve kitle sendikacıhğını ilke edindiğine dikkat çekti» TPAO'da 1138 taşeron İŞÇISK nin çahştmldığıru anlatırken- "sendikasızlaştirmaya dönük çabalar" diye tammladığı taşe-j; ronluk sisteminin sakıncalanrı^ değinen Münir Ceylan, taşe-Ş ronlaşmaya karşı neler yapı-; Iması gerektiği konusunuî; Türk-İş yönetimine götüre^ ceklerini belirtti. •• Konuşmasımn önemli Musa Anter Gazetedtik ödüüeritikerdeverildi İstanbul Haber Senisi - Musa Anter Gazetecilik Ödülü yanşmasında dereceye girenlere ödülleri dün düzeiüenen bir törenle verildi. Özgür Gündem gazetesinin, 20 Eylül 1992'de Diy arbakır'da öldüriilen gazeteci Musa Anter anısına düzenlediği yanşmamn ödül töreni, Mecidiyeköy Kültür Merkezi'ndeyapddı. DEP MilletvekiÛ Leyla Zana. İHD Genel Başkanı Akın Birdal. ya/ar Valçın Küçük ve bir çok davetlînin katıldığı ödültöreninde, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi kısa bir konuşma y aptı. Ekşi şöyle dedi: "Musa Anter ile tanışmamıştık. Merhumun pek sevdiği gazeteciler arasında olmadtğrmı biliyorum. Ama inandığı dav anın yürekli btr savaşçrsıolmasından dolay ı kendisine hep saygı duymuşumdur." Beş dalda düzenlenen yanşmada birincilik ödülü alanlar şöyle: Haber dalında: Aktüel dergisinden Ali Çağatay, Röportaj dalında: Özcan Sapan. Araştırma-İnceleme dalında: Baran Aydın. Köşe ya/ısı dalında: Emin Karaca, Karikatür dalında: Mehmet Gölebatmaz. Özgür Gündem gazetesi "Musa Anter Onur Ödülleri"ni ise Özgür Gündem gazetesi dağıtıcılarından Mehmet Balamir ve \bdülkadir Altan'a verdi. (l -oloğraf: MEHMET DEMİRKAY A) KAŞ'TAYAZ+ K1Ş ŞİRİN BİR EVİNİZ VAR ANIMOTEL Yazın billur deniz sonbaharda doğada yürüyüş kışın Toroslaf da avcılık ve ilkbaharda emsalsiz medeniyetler yapılabildi. 7 İar ile 258 temstlcinin yeraldığı toplantının açılışını yapan ge- bölümünü bölgede yaşanan te- •" nel başkan Mühir Ceylan. sen- rör olaylanna veKürt sorunu-; dikalann ve özgürlüklerin, ger- na ayıran Türk-İş'e bağlı Pet-|> çek anlamda işleyen gerçek de- rol-İş Sendikası Genel Başkanı g mokrasilerde yeri olabileceğini Münir Ceylan. altını çizerek'. "Silahlı çözüm önenlerine ke-1 sinlikle kapalıyız" diye konuş- ^ tu Sıvas'ta aydınlann yakılmast1 ; olayını "devletin irticacı güçlere-; verdiği taviz" olarak değerlen-, diren Ceylan. Mehmet Sincar"-'.^ ın 4 eylülde Hizbullahçılar ta-;* rafından öldürülmesinide "mil-5 letvekillerinin bile can güvenlik-g lerinin kalmadığı bir ülkeyiz" C sözleriyle kınadı. Teröre kim-; den ve nereden gelirse gelsin.; karşı olduklannı da vurgula- - yan Ceylan. şunlan söyledi: » "Sendikamız, Kürt sorunu çö- ^ * I ııııı ınlalar balkonlu. du^lu. WCH • ' 2 i -uut Nirak »u ' PVNORAMIK MAN7.\RAI ICİCİBİR 1FR\S 2 kİŞİ ODA + KAHVALT1 (A<;ni BITE): 250.000- Tl.. 2 KtŞl ODA + K.4LT1 + AKŞAM YEMECI: 400.000- Tl.. TÜM CUMHURİYET OKVRLANM % 1 0 İNDİRİM Rezervasyon: 9 (322/ 61791 Kış için İstanbul: 338 85 07 idres: Rtcep Bilgin Cad. No: 12/B KAŞ zülmeden demokrasi sorununun ; çözümlenemeyeceği görüşünde-î dir. Önerimiz, Kürt sorununun'.i demokratik bir gerçekten özgür 3 bir ortamda tarttşılmasıdır. An-5 cak ülkemizdeki çeşitli iktidar^ değişiklikierine karşın Kürt -^ sorununun çözümünde izlenen 3 yol ve yöntemlerde belirgin bir'l değişiktik olmamıştır. Sorunaî silahlı çözüm önerilerinde srar * edilmekte, yara derinleşmekte^ ve giderek de kangrenlesmekte- â dir. Daha da kötüsü demokratik j çözümü savunarüara hain gözüyte .? bakınnaktadır."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear