22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 EKİM1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Avrupa göçrnenlere karşı duvar örüyor Batı Avrupa, her yıl yaklaşık bir milyon göçmenin, 700 bin sığınmacının kapıya dayanmasından usandı. Avrupa Topluluğu ülkeleri, yasalannda değişiklik yaparak dünyanın dört bir yanından daha iyi bir yaşam için gelen göçmenlere kapılannı kapatıyor. Topluluk içinde sınırlar açıiırken, gümrük birliğine geçilirken, gelişmekte olan ülkelerin vatandaşlan için yüksek bir duvar inşa ediliyor. tzx • (Uib*- B atı Avrupa, karşı karşıya ol- duklan en cıddi sorunun göçmen akını olduğunu dü- şünüyor ve bu sorun karşısında köklü önlemJer alıyor. Fransa. Al- manya ve İngiltere başta olmak üze- re Batı Avrupa ülkeleri, sınır kapı- lan açılan Doğu Avrupa'dan. Afri- ka ve Güneydoğu Asya'nın ekono- misi çökmüş ülkelennden gelen > üz bınlerce göçmen ve sığınmacının is- tilası karşısında kendılenni kuşatma altında hissediyor. Eskıden düşük ücretli temizlık iş- çiliğı gıbı ıstenmeyen işlerde yaban- cılann çalışmasına ses çıkarmayan Batı ülkeleri vatandaşlan, şimdı ya- bancılan kendilerine rakip olarak görüyor. Son yıllarda >aşanan eko- nomik durgunluğun yarattığı öfke yabancılar üzerine yöneliyor. Bu- nun sonucunda, Batı hükümetleri yeni yasalar çıkartarak. yeni strate- jiler izleyerek göçmen akınını dur- durrnayı hedefliyor Ne yaak ki yeni yasalar siyasi sığınma taleplen- ni büyük oranda geri çevrilmesı so nucunu doğuruyor. Köln dışında eski bir asken kampta. dünyanın her yerinden gel- miş 430 kişi kaderlerinin belırlenme- sini bekliyor. Kararbü>ük olasılıkla sınır dışı edilmeleri yönünde olacak. Aylarca süren gerginlik nedenıyle bazılan odalara zarar vermiş. tele- vizyonlan parcalamış. 19 yaşındaki Lıberyalı genç Aü İbrahim Jackson "Ne yapacağmn bilmivonım'" diyor. Üç ay önce. bir futbol yıldızı olma düşüyle Liberya'- dan Bremen'e gelmış Âli İbrahim, üç yıldır ıç savaşın sürdüğü ülkesine gen dönemeyeceğıni söylüyor. "So- kağa çıklığım anda ölü bir insanım" diyor. İ Sığınma Soğuk Savaş lüksü müydü? Balı Avrupa, kapılannı. yardıma gerçekten gereksinimi olanlara ka- patmakla. II. Dünya Savaşı'ndan sonra benimsenen yardımlaşma ıl- kelenne tersdüşüyor. İnsan Haklan Hukukçular Kurulu'nda sığınmacı- lar kurulunu yöneten Arthur Helton "Bu gülünç: Bütün dünvada Avrupa sığınmacıların vardım eli u/atmakta örnek olarak gösterilirdi. Bu değişim akla şu sormu getiriyor: Acaba sığın- ma hakkı bir Soğuk Savaş lüksü müydü?" diyor. Ekonomik güçlükler içindeki Av- rupalı. 17 ülkede kaçak olarak yaşa- yan 2 milyon 800 bin kişiye sırtını dönmüş durumda. Avrupa Toplu- luğu'na üye 12 ülkede gelecek yıl ış- sizliğın yüzde 12 olacağı öngörülü- yor Bu, en az 19 milyon kışınin işsiz olacağı anlamına geliyor. Sağ eğilimli partiler yabancılann kapı dışan edilmesi için kampanya- lar yürütüyor. Bugün için aşın sağcı partilerin iktidara gelmesi uzak bir olasılık gibi göriinüyor, ancak ikti- dardaki hükümetler göçmenler ko- nusunda sağcı görüşlere ödün ver- meye başladı. \\rupa Topluluğu'nun sınırlarına dayananlar arasında çingeneler önetnli yer tutuyor. Özellikle Romanya'dan Almanya'ya büyük bir akım var. Batı Avmpalı liderler. yabancı düşmanhğı ve ırkçılığın yükselişın- den. Neo-Nazi ve Dazlaklann ya- bancılara saldınlannın artmasından kaygı duyuyor. Sinırli bir bıçımde. aşın sağcılann. ülkelennın homo- jen. düzenlı ve bolluk içinde bulun- duğu eski dönemlerine duyduklan özlemi dile getıren konuşmalannı dınliyorlar. Batı Avrupa'nın değışen etnık ya- pısı artık geriye döndürülemez bir noktaya geldi. Kuşaklar boyunca Pakistanlılar İngıltere'de. Türkler Almanya'da. Cezayırlıler Fransa'da yaşadı ve bazı insanlar tarafından yabancı olarak görülseler de yaşa- yacaklar. IAvrupa Kalesi inşa ediliyor Avrupa TopAutuğu'na,uye, 12 ût ke, aralanndakı gümrükve •nnırlan ortadan kaldırarak bir birlik kur- mağa çahşırken. bünyelen dışında kalanlan dışlayarak bir tür "Avrupa Kalesi" oluştunma yoluna gıdıyor. Kendilerinden başka herkesı dışla- yan bu anlavış şu anda Avrupa Topluluğu'nu yönlendirivor. Güney Avrupa ülkelennin genç- leri bir zamanlar "djsarıya"1 ışçi ola- rak gittıklennde. karşılaştıklan ıtici davranışlardan yakınıyordu. An- cak, şimdı kendı ülkelerine gelen göçmen ve sığınmacılara karşı, aynı dar görüş ve bağnazlığı yansıtıyor- lar Örneğın. Madnd'ın banlıyösü Aravaca'da. "rapadas" denilen ırk- çılar, Dominikli göçmenlerin yaşa- dığı terkedilmiş bir binaya baskın yaptı. Roma'da ıse Nazı yanlısı gençler, parkta yatan Afrikalılan dövdü. Füdişi Kıyılan'ndan Roma'ya üç ay önce gelen Joel Guehi "Kağıtla- rım yok. Hiçbir iş bulamıvorum. Parkta uyuyorum ve her gece çok korkuyonım" diyor. Almanya'da II. Dünya Savaşı'- ndan sonra yürürlüğe konan ünlü XVI. madde, anayasada yapılan son değişiklıklerin ışığında geçersiz- leşti. Savaş sırasında etnik gruplara Almanlar tarafından yöneltilen kor- kunç saldınlann tekrarlanmasını engellemek için düzenlenen XVI. madde, siyasi baskı ve işkence altın- daki kişilere sığınma hakkı verilmesı ilkesine dayanıyordu. Geçen yıl bu madde çerçevesinde 438 bin siyasi sığınmacı Almanya'ya kabul edildi. Bu yıl Almanya'da I temmuzda yürürlüğe giren yeni göçmenler ya- sası. ötekı Avrupa ülkeleri içinde en katı \e sınırlayıcı olanı. Bu değişik- lik etkısıni hemen gösterdi: temmuz ayında sığınmacı olarak başvuran- lann sayısında büyük oranda düşüş oldu. Alman yetkililer. düşüşün sü- receğıni sanıyor. Fransa'da tarihi Fransız Dev- nmi'ne kadar uzanan yasaya göre "Fransız" olabılmck için yalnızca "Fransız topraklarında doğmak" ye- terh>dı. Ancak yasada yapılan son değişiklıkler ek koşullar getirdi. Fransa'da doğmasına karşın anne babası Fransız olmavan kişıler 16-21 yaşlan arasında vatandaşlık başvurusunda bulunacaklar. Bununla bırlikte, Fransa da göç- men yasasında yapılan değışiklikler yabancı düşmanlığına karşı alınmış önlemleri kapsamıyor: nısan ayında iktidara gelen iki sağcı partınin >ıl- lardır yüriittükleri yabancı karşıtı çalışmalannın bır sonucunu temsil ediyör. Hiçbir ülke Yunanistan kadar ile- ri gitmedi. Üç yıldır 200 bin Arna- vutun dağlık sınır bölgesini va\a olarak aşıp Yunanistan'a gelmesi karşısında paniğe kapılan Yunan hükümeti, çözümü Arnavutlan sı- nır dışı etmekte anyor. Baa Yunan vatandaşlan yasadışı yollardan ül- keye sızanlan polise bildiriyor. Ar- navutlar, sınır dışı edilmeden önce polıs tarafından dövülüp, soyulduk- İannj ileri sürüyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu"- nun bıldirdiğıne göre 1980 ile 1992 arasında 15 milyon kişi Batı Av- rupa'ya göç etmiş. Birleşmiş Millet- ler Yüksek Komiserliği ise her yıl bu sayıya 1 -2 milyon kışinin ekJendıği- nı belirtiyor. Nüfusu yaklaşık 350 milyon olan bir bölgeye bu denli bü- yük bır göç. istila anlamına geliyor. Siyasi sığınmacı sayısında da son yıllarda büyük artış görülüyor. 1951 'de yürürlüğe giren Cenevre Antlaşmasfna göre siyasi sığınma- cılann. ülkelennde siyasi baskı \e ış- kence altında olduğunu kanıtlaması gerekıyor. Söz konusu antlaşma hu- kümlerinden yararlanarak ekono- mik çöküntüden kaçan göçmenler Thacher içini döktü Thatcherizm devam ediyor LONDRA (AA) - İngiltere eski Başbakanı Margaret Thatcher, "tngatere'ye miras bıraktığım Thatcherizm hala devam ediyor" dedi. İngılız Yayın Kurumu BBCnın"PazarSabahı Sohbeti" televizyon programmda. gazeteci yazar David Frost'un somlannı yanıtlayan İngiltere eski Başbakan Thatcher. "Thatcherizm bütün hızıvla devam etmektedir" diyerek, muhafazakar parti üyelerinin, muhafazakarlığın hakiki temel ve ilkelerine bağlı olduklannı dile getirdi. IJohn Major'a zaman tanıyalım Demir Leydi Thatcher, gazeteci David Frost'un kendisine yönelttiği, "Sizce John Major iyi bir başbakan mı?" sorusuna cevap vermeNT ret ederek, sadece "John Major kendisinden beklenen başbakanlık görevini yerine getiriyor" yanıtıyla yetindi. Başbakanlığı süresinde, kendisine ihanet eden bakanlarla, destek veren sadık yakınlannı ve başından geçen ilginç ve çarpıcı anılannı kaleme aldığı "10 Davvning Ştreet Yıllanm" adlı kitabıyla, İngiltere siyaset sahnesinde fırtınalar koparan Demir Leydi Thatcher, David Frost'la sohbeti sırasında, "John Major'un kendtsini başbakanlık görevinde kanıtlaması içrtı ihtiyacı olan zamanı kendisine vererek sabırlı olmaya çalışalun" dedi. Güney Afrika'da devekuşu savaşlan Güney Afrika'nın Oudtsho- orn kentinde devekuşu her yerde karşmıza çıkıyor. He- diyelik eşya satan dükkanlarda de- vekuşu yumurtasından masa lam- balan, Safari Turist Çıftliği'nde de- vekuşu jokeyleri, devekuşu tüyün- den yapılmış Güney Afnka bayrağı. lokantalarda devekuşu bıfteği, cad- delerde devekuşu posterlen gözünü- ze hemen ilişıyor. Oudtshoorn kenti sakınlerinın kentlerini dünyanın de- vekuşu merkezi olarak tanıtmalan- na hiç şaşırmamak gerekiyor. Son elli yıldır dünya devekuşu kartelini elinde tutan bölge artık büyük bir tehdit altında: Rekabet. Güney Afrika'da ikı yeni rakip kuruluş, yTJrtdışına devekuşu yu- murtalannı kaçırarak Oudtshoom kentinın kurduğu karteli brmaya çalışıyor. Kartelin temsilalennden Chris M. Coetzee yeni devekuşu çiftliklerinin kısa zamanda zengin olma düşlerini ciddive almak gerek- liğjni belirtiyor ve rakiplennin pazar- da fiyatlan düşürdüklenni ileri sü- rüyor. Coetzee, Little Karoo Tanm Kooperatifı'nin başkanı. OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü), petrol konusunda ne denli önemliy- se Little Karoo Tanm Kooperatifı de devekuşu ticareti için aynı önemi taşıyor. IRekabet başlayınca işlerkarıştı Oudtshoorn'da yaşayan herkes gibi Coetzee'de devekuşu ışinin bir krizin eşığınde olduğunun bilincin- de. Kraliçe Victoria döneminde bir milyon dolaymda ehlileştırilmış de- vekuşu Little Karoo denilen ovada serbest olarak dolaşırlardı. Sekiz ay- da bir devekuşu tüyleri toplanır, Hollyvvood gıysılerine, şapkalanna malzeme oluştururdu. I. Dünya Savaşı sırasında kimse- de süslenecek hal kalmadığından, sanayı büyük bir durgunluk içine girdi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, pazar yeniden canlandığında talep çoğunlukla devekuşu derisıne kay- dı. 1945'dehükümetinverdiğıyetki- Günev Afrika'da Outdtshoorn bölgesi elli yıldır devekuşu ticaretini elinde rutmordu. \ncak yeni şirketlerin bu işe el atmasıy la rekabet kızıştı ye davanan kooperatif Güney Af- rika'dan tüm dünyaya devekuşu ti- careti yapmaya başlandı. Devekuşu kesimi ve derisinin ta- baklanması işlemi de kooperatifın denetimine verildi. Elektrik şokuyla sersemletılen hay\anlar kanı akma- yacak şekilde kesılip derisi yüzülü- yordu. Bugün gelişmiş bir devekuşunun değeri 350 dolar (4.5 milyon TL). Bu paranın büyük kısmı derisinden sağlanıyor Devekuşunun kanat tüyleri. bugün hala Rio Karnavalı'- nda gıyilen giysileri ve Folies Ber- gere'in dansçılannı süslemeye de- vam ediyor Vücut tüylen toz alma- ya >arı>or Eti ise kurutuluvor, ya da Avrupa'ya ıhraç ediliyor. Kooperatif Başkanı Coetzee tu- ristler için iki devekuşu çıfthği işletı- yor. Burada yabancılardevekuşuna bıniyor. devekuşu \anslanna katılı- yor. Oudishoorn'un sahip olduğu devekuşu tekeli ilk kez bu yıl Na- mibya'dan gelen bir darbe ile sarsıl- dı. Namıbya. ülkeye gelir sağlamak amaay la devekuşu ve yumurtasının dışsatımını yasallaştırdı. Yıllardır devekuşu tıcaretınin peşınde olan ABD. Güney Afrika'da çıfti bin do- lar eden devekuşuna 40 bin dolar ödeyerek ticareti kızıştırdı. Dolayı- sıyla kaçakçılık başladı. Namibya temmuz ayında dışsatı- mı >asakladı. Ancak kanel, kjçak- çılıgın bu yolla engcllcnmedığini be- lirtiyor. Nc\arkı>cnıkurıılan deve- kuşu çiftliklerı kartelın kınlarak li- caretin serbestçe yapılmasından yana. Hükümetlenn yasaklan kaldırması için aralannda sağlam bir dayanışmaya gidiyorlar. Bütün bu gelişmelerin ışığında bazı çiflçiler devekuşu tıcarelinin timsah tıcaretınin bugün içinde bu- lunduğu durunıa düşeceğinden kay- gı du\ uyor. Timsah üretiminde de- netimjn tümüylc kaldınlması so- nucu. fnatlar alabildiğince düşmüş Chris Coetzee devekuşu tıcaretinin bu gidişlc aynı sonu paylaşacağını ileri sürüyor. Bill Keller The New York Times siyasi sığınmacı olarak başvuruyor. Geçen yıl başvuru sayısı 700 bini buldu ve hükümetlere maliyeti 8 milyar 300 milyon dolara (100 tril- yon lira) ulaştı. Başvuranlar, işlem- lenn uzamasından yararlanarak uzun süre sığınma kamplannda ya- şayabiliyor. Bu süre içinde kamuflaj evlilikler gibi dolaylı vollara başvu- rarak sınır dışı olmaktan kurtulu- yorlar. Son yıllardaki göçmenler, nitelik olarak II. Dünya Savaşı'ndan son- rakilere benzemiyor. Irk ve din ola- rak çok faklı toplumlardan gelen göçmenler, Batı Avrupa'ya ujura sağlamakta güçlük çekıyor. Gece- kondu mahallelerinde birbırlenne yakın bir yaşam sürdüren göçmen- ler, içinde bulunduklan topluma, gi- derek yabanalaşıyor. 56 milyon nüfusu olan İngıltere'- de 2.6 milyon azınlık yaşiyor. Hint- liler. Bangladeşliler, Pakistanlılar gibi Doğululardan oluşan etnik gruplar toplam nüfusun yüzde beşi- nı oluşturuyor. Hemen hemen vansı İngiltere"de doğan azınlıklar kendi- lennı İngılız olarak görüyorlar; an- cak beyazlar aynı görüşte değıl Po- lis kayıtlanna geçen. göçmenlere yö- nelik şiddet eylemleri son hızla ar- tıyor. 1988'de 4383 saldın olayı ya- şandı, bu sayı 1992'de 7793'eçıktı. Göçmenlerden sorumlu Dev let Bakanı Charles \Vardk. İngilîere'ye göçün yıllar önce son bulduğunu açıkladı. Geçen yıl ülkeye kabul edi- len 52 bin kişinin aile birleşimi nede- niy le ya da özel yetenek söz konusu olduğu için geri çevnlmediğini ifade eden bakan Temmuz 1993'te yürür- lüğe giren yasayla sığınma başvuru- lanrun çok sıkı denetimden geçiril- diğını vurguluyor. IDünvada 100 milyon göçmen Ancak dünya çapında göçlerin durmadığını belirten Birleşmiş Mil- letler Nüfus Fonu yetkilileri en az 100 milyon kışinin. doğduklan ül- kenin sınırlan dışında yaşadığına ışaret ediyor Yetkililer. savaş. ku- raklık ve ekonomik yoksulluktan kaçıp. sınırlan aşan kişilerin çağın krizine neden olduğuna dıkkat çeki- yor. Göçmenleri büyük paralar karşı- lığı hedeflerine ulaştıracaklan konu- sunda kandıran yeraltı örgütleri. Çinlüeri Californıa'ya. Haitiliieri Florida'ya ulaştırmak için derme çatma teknelere doldurup büyük tehlikelere atıyor. Uluslararası göç- men örgütleri. insanlan bu tür soy- gunculardan korumak üzere süreklı uyanlarda bulunuyor. Ancak umut peşindeki insanlar bu uyanlara pek kulak asmıvor. Avrupanın dokuz ülkcsi bir ara- ya gelerek sığınmacılara karşı ortak bir politika belirleme yolunu seçi- yor. Bir ülkeye kabul edılcmeyen bir sığınmacı. antlaşmalı diğer ülkeler- de de kabul edilmeyecek. Bu antlaş- ma kapsamında polise olağanüstü yetkiler verilıyor. Polis. yabana ol- duğundan kuşku duyduğu herkes- ten belgelerini göstermesinı isteyebi- lecek. Hava yoluyla göç giderek güçleşi- yor, hatta 110 ülkenin vize uygula- ması nedeniyle neredeyse olanaksız duruma getiriliyor. İngiltere'de 1987'den beri geçerh olan uygula- maya göre, vızesiz yolcu taşıyan ha- vayollan 3 bin dolara kadar ceza ödüyor. Gözlcmcilere göre, Batı Avrupa"- da sığınmacılar için hala yer var. Ancak yabancılara karşı düşmanhk giderek arttığından. hükümetler, göçmenlere karşı daha sert önlemler almaya kendilerini zorunlu hissedi- yor. Toplumbilim uzmanlan bu gi- dişle Batı Avrupanın içine kapanık, hoşgörüsüz bir yapı sergileyeceğjn- dcn kaygılanıyor John Darnton
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear