25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 EKİM1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP Atom santrallarına hayır ADANA (Cumhuriyet Güney ÎUeri Bürosu) - CHP Seyhan İl- çe Başkanı Fehmi Kaya. geliş- miş Batı ülkelerinde alınan çok ciddi önlem ve denetimlere rağ- men, atom santrallannın tehli- keli bulunduğu için kapatılma- ya başlandığını belirterek "Çev- re bilincinin çok az olduğu Tür- kiye'de, diğer enerji kaynaklan kuUaıulmayı beklerken nükleer santrallar kuramayu. Yol aça- cağı tehlikeler düşünülürse atom santralı kurtnak cinayet olur" dedi. Fehmi Kaya, biri Enerji Ba- kanhğı ve Makine Mühendisle- ri Odası'nın birlikte düzenlefliği "knrultay", diğeri çevreci ör- gütlerin örgütlediği "Antinükle- er Hafta" olmak üzere An- kara'da iki etkinliğjn sürdüğü- nü belirterek "Epeydir Tür- keyi'nin gündeminde olan nükle- er santral olayı bir oldu bhtiye getirilemez" görüşünü vur- guladı. Zam aldatmaca Emeklilerin lıaval kırıklığı ÜMİTOTAN İZMİR- Maaşlanna yapılan zammın, ikinci üç aylık bölü- münü almaya başlayan memur emeklileri, büyük hayal kınkhğına uğradılar. Ocak-temmuz döneminde alu ayhk zam karşılığı ayda 500 bin lira alan bir emekli memur. ikinci altı ayhk dönemde ancak 300 bin liralık bir artış alabildi. o da iki ayn taksitle. Emekliler, hükümetin gü- cünün yalnızca kendilerine yet- tiğini belirterek "önce Uacunıza • göz diktiler, sonra da iki kuruş maaşanıza, bu ayıptır" dediler. Emekli dernekleri de emekliler- le ilgili bakanhğın kurul-' masının şart olduğunu. bunun 'için büyük çaba harcadıklanru belirttiler. Altı ayhk zamlann, üçer aylık dilimlere indirilmesinden sonra emekliler, zamlardan do- ğan farklannı gecıkmeyle alma- ya başladılar. Ancak zamlannı alan emekliler, yılın ilk altı ayına göre ne kadar "kazık'Vedikleri- ni de somut olarak gördüler. Yann da memurlar maaş- lannı alıyor. tkinci üç ayhk zamdan sonra ne kadar "kazı- klandıklannı" onlar da somut biçimde görecekler. Memur sendikalan da bu kandırmacayı protesto için eylem hazırlığı yapıyor. Sürgün Başörtüsüne hayır dedi tayini çıkü OLCAY AKDENİZ MİLAS - İmam hatip lisesin- de öğrencilere yönelik kıhk kı- yafet yönetmeliğini uygula- makta dırenen Müdür Halil tbrahim Işık. bakanlıktan gelen faks emri ile Bodrum Ortaoku- lu öğretmenliğıne tayin edıldi. Tayin, Milas'ta tepkiyle karşı- landı. Milas İmam Hatip Lisesi'nde olaylar durmuyor. Okul dışın- dan bazı çevrelerle bazı öğrenci velilerinin kışkırtması sonucun- da, kız öğrencilerin meslek dersleri dışında da başörtüsü takmak istemelerine ödün ver- meyen Müdür Halil İbrahim Işık'ın tayini çıkanldı. Geçen yıldan bu yana okul- daki pek çok öğretmen ile bir- likte şeriatçı kesimden tehdit te- lefonlan alan ve evi kimliği be- lirsiz kişilerce taşlanan Halil ibrahim Işık, Milli Eğitim Ba- kanlığVndan gelen faks emri ile Bodrum Ortaokulu'na tayin edildi. Muğla Milli Eğitim Mü- dürvekili Süleyman Işık tayinin bakanlıktan gelen emirle yapıldığını, bu konuda yorum- da bulunamayacağını söyledi. Öte yandan geçen hafta için- de Milas İmam Hatip Lisesi'ne gelerek Müdür Hahl İbrahim Işık ve bazı öğretmenleri. "Bu- rada bazı öğretmenierin kanlan suiandı. Sonunuz körü olacak" diye- rek tehdit ettiklen savı ile Refah Partisi Milas İlçe Başkanı Ne- caat Gezer, Mehmet AIi Türk- men ve Rasini Gürier hakkında başlatılan savcılık soruşturması da sürüyor. DPT, nükleer enerji planlarının hazır olduğunu ancak siyasiler tarafından uygulanmadığını bildirdi Nükleersantraldatop hükümette TOKTAMIŞATEŞ ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Devlet Planlama Teşkilau ve Enerji Ba- kanhğı teknisyenleri. nükleer santral konusunda topu hükümete atü. DPT. Türkiye'de nükleer enerji kullanımına ilişkin planlann hazır olduğunu. ancak siyasiler tarafından uygulanmadığını belirtiyor. Enerji Bakanlığı da çeşitli enerji kullanım senaryolannın bulun- dugunu, seçimin hükümete ait olduğu- nu bildiriyor. Nükleer Enerji Kurultayı'nın ilk gü- nünde yapılan "Enerji Planlan ve Nûk- leer Enerji'' konulu panelde. Türkiye'de nükleer enerji kullanımına ilişkin siyasi kararlann işlerlik kazanamaması ve bu- nun nedenleri tartışıldı. Panele DPT adına katılan Vedat Şahin. "Enerji plan- lanmız var. Niçin uygulanmıyor? Bu, stratejik bir karar. Siyasilere sormak ge- • Nükleer Enerji Kurultayrnın ilk gününde yapılan "Enerji Planlan ve Nükleer Enerji' konulu panelde, Türkiye'de nükleer enerji kullanımına ilişkin siyasi kararlann işlerlik kazanamaması ve bunun nedenleri tartışıldı. rekir. Türkiye'de nükleer enerjiye ilişkin yatırım planlan, belirii bir olgunİuk düze- yine ulaşmış durumdadır" dedi. Şahin, i t- hal kömür ve nükleer teknolojilere karşı kamuoyunun bilinçlendirilmediğini de vurgulayarak "Kamuoyunu kim bilinç- lendirecek? Onun, önemli bir sahibi yok. Bu görev nasıl ve kim tarafından yerine getirilecek? Bu beürsiz" diye konuştu. Planlama açısından bir sorun olma- dığını kaydeden Şahin. uygulama aşa- masında sorun olduğunu söyledi. Enerji Bakanlığı yetkilisi Emine Ay- bar da Bakanhk"ta 10 yıldır enerji plan- lama çahşmalan yapıldığjnı ifade ede- rek sözlerini şöyle sürdürdü: •'Enerji planı olmadan, nükleer enerji planı olamaz. Biz, genel enerji taJep pro- jeksivonlarını çıkanyoruz. Bunu da ika- me edebilecek tüm kaynaklar dikkate alınıvor." Aybar. bu planlann Türkiye Elektrik Kurumu tarafından 5 ayn senaryoya dönüştürüldüğünü ve "karar vericiİere" sunulduğunu söyledi. Aybar. bu senar- yolardan seçim yapmamn "hükümetin politik tercihi" olduğunu ileri sürerek şunlan söyledi: "Bu senaryolar içinde yerli kaynakla- ra, ithal kaynaklara, nükleer enerjiye, öncelik veren modeller var. Senaryolann duyarlüık analizleri ile fiyat seviyeleri ya- pılmış \e poütikacılara sunulmuştıır. Po- lirjkacıların karar >ermemesi ile 'bir şey yapmıyoru/' denilemez. Biz Bakaniık olarak varsayım altında çalıştınbnayan referans çözümü öne aldık. Bu çö/ümde iki adet nükleer santral yapılması öngö- riilüyor. Ama zamanlaması ileride. Mo- dele ne verirseniz onu alırsınu. Model çıktısı olan nükleer santral zamanlaması için hemen harekete geçmemiz gerekmi- yordu. Polirikacılann önüne böyle bir model konmamtştır." Aybar, Türkiye'de yerli kaynaklann tükenmesi durumunda peş peşe nükleer santral kurulması zorunluluğunun do- ğacağını öne sürdü. 1 1 * " * * Küçükçekmece Bekdiyesi işçileri biriken maaşlan ve sosyal haklannı alamadıklan için aileleriyle birlikte başkanlık binasına yüriidüler.(Foto: AHMET ŞIK) Belediye işçilerinin 'hak' arama eylemleri İstanbul Haber Senisi- Biriken 6 aylık maaşlan ile diğer sosyal hak- lannı alamadıklan için iki haftadır iş durduran ve vezne eylemi yapan Küçükçekmece Belediyesi işçileri, dün de aileleriyle birlikte başkanlık binası- na yürüdüler. Yol Yapım Onanm Amirliği ile Te- mizlik lşleri Müdürlüğü'nden baş- layarak belediye binasımn önüne ka- dar yürûyen işçi ve aileleri. yol boyun- ca "İşçiler burada, hırsızlar nerede", u Vur vur inlesin. hırsızlar dinlesin", "İşçiyiz. haklıyız. kazanacağız" şeklin- de slogan atülar. Ellerinde "Başkan sözünü tut, 6 ay- lık ücretimizi öde". "Yalanlardan bıktık, 6 ay lık maaşımız ödensin" > azılı pankartlar taşıyarak belediye yöneti- mini protesto eden işçiler, yürüyüş sı- rasında megafonla yaptıklan anons- larda ise ilçe halkından ve siyasi parti- lerden kendılenne destek verilmesini istediler "Değerli halkmıızın dikkati- ne" diye yapılan anonslarda. toplan- mayan çöplerin sorumlusunun işçiler değil. 6 aydır maaş ödemeyen belediye yönetiminin olduğu vurguİandı. Yürü- yüş sırasında, çevrede bulunan güven- lik görevlilerinin. çocuklara slogan attınlmaması için uyanda bulunduğu dikkat çekti. Yol boyunca, çalıştıklan halde maaşlannı ve diğer sosyal haklannı alamadıklanru anlatan bildiriler dağı- tan işçiler, daha sonra belediye binası önüne geldiler. Belediye-İş Sendikası Basın Yaym ve Halkla İlişkiler Genel Sekreteri Ali özgül, burada işçiler adına bir açıkla- ma yapü. Küçükçekmece Belediyesi'- nin 6 aydır maaş ödemeyerek işçileri açlığa mahkum ettiğini ve yaptığı "an- garja" uygulaması ile anayasa suçu iş- lediğini savunan Özgül. "İstanbuPun yaşam koşullannda >e enflasyonun yüz- de 70'lerde seyrettiği ülkemizde, 6 aydır maaş almadan nasıl > aşanır" diye sor- du.. Özgül'ün konuşmasından sonra söz almak isteyen DİSK Genel-İş 9 Nolu Şube Başkanı Asal Turan'ın, Belediye- Iş yöneticileri tarafından engellenmek istemesi üzerine tartışma çıkü. Tartış- mada. kendilerinin de konuşmaya hak- lan olduğunu belirten Turan, mikrofo- nu alarak konuşmasını yaptı. 26 mart seçimlerinden bu yana maaşlannı ala- bilmek için her ay direniş yapmak zo- runda bırakıldıklannı vurgulayan Tu- ran, demokratik taleplerinin sürekli ih- lal edildiğini ve toplusözleşmenin rafa kajdınldığını söyledi. Öte yandan, Mersin Büyükşehir Bele- diyesi'nde çalışan ve 2 aydan bu yana ücret alamayan 5 bin dolayında işçi de dün sabahtan itibaren iş bırakarak vez- ne önünde bekleme eyleminc başladılar. Eylemin, ücretler ödeninceye kadar de- vam edeceği bildirildi. Konak Belediyesi'nde çalışan bin 400 işçinin ise maaş ve vergi iadesi ödemele- rindeki tıkanıklık nedeniyle eylem ha- arlığı içinde olduğu öğrenildi. Bele- diye'den kişi başına 30 milyon alacaklı bulanan işçilerin, bu ay içinde gerçekleş- tirecekleri eylemlerin, vezne önünde kuyruk oluşturmayla başlayacağı ve ai- lelerin yapacağı eylemlerle devam ede- ceği bildirildi. Adana'da eylem Yüreğir Belediyesi'nde işçiler, 3 aylık maaş ve sosyal haklanrun ödenmediği gerekçesiyle önceki gün yaptıklan vizite öyleminden sonra. dün de öğleye kadar vezne önünde kuyruğa girerek ey- lemlerini sürdürdüler. işçilerin alacak- lannın bir kısmının pazartesi günü ödeneceği bildirildi. Bu arada DİSK'e bağh Sosyal-İş Sen- dikası. Seyhan Beledıyesi'ne bağh mavi marketlerde çahşan büro ışçilerini, Borçlar Yasası'ndaki hükümleri ışlete- rek örgütledi. 'Elektroansefelografi' cihazı ile 1 saat içinde beyindeki rahatsızlıklann saptandığı bildirildi Beynin gizeıııiııiıı çözülmesine yönelik yenîlîkler • İstanbul Tıp Fakültesi'nce düzenlenen 12. Tıp Kurultayı'nda dünyada yaklaşık 2.5 yıl, ülkemizde ise 6 aydır kullanımına başlanan 'elektroansefelografr cihazı sayesinde beynin faaliyetine eşlik eden değişikliklerin kolaylıkla saptanabildiğine dikkat çekildi. İstanbul Haber Senisi- Saçh deriden bilişsel faaliyeti kayıt eden "elektroansefelografî" ile Japonya'nın geliştirdiği beynin haritasını çizen "magnetansefe- lografi" adlı cihazlann "beynin gizemi"nin çözülmesınde önemli adımlar olduğu vurgu- İandı. Bu bilgisayarlı cihazlar sayesinde, I saat süren haritala- ma metoduyla beyındeki çeşitli rahatsızhklara tanı konulabili- yor "İstanbul Tıp Fakültesi 12. Kurultayı" bilimsel toplantılan dün The Marmara Otelinde başladı. Kurultayın ilk günün- de düzenlenen " l.Tûrk Sinir Bi- limleri Kongresi"nin açış ko- nuşmasını yapan Sinirbilimci- ler Dünya Federasyonu (IB- RO) Genel Sekreten Prof.Dr. David Ottoson. Balkanlar. Ka- radeniz ve Ortadoğu'da bölge- sel beyin araştırmalan sinır bı- limleri kuruluşunun merken olarak Türkiye'ye ağırhk veril- mesini, federasyon eğihmi ola- rak belirlediklerini açıkladı. Prof.Ottoson, öngörülen deste- ğin içinde hem eğitim hcm de maddi yatınmın yer alacağını vurguladı. Geniş bir katılımla gerçekle- şen kongrede dün "beynin gi- zemi"nin çözülmesine yönelik yenilikler detaylanyla tanıtıldı. 12.Tıp Kurultayı Organizas- yon Kurulu Başkanı Prof.Dr. Nuran Gökhan. dünyada yakla- şık 2.5 yıl, ülkemizde ise 6 aydır kullanımına başlanan "elektro- ansefelografi" cihazı sayesinde beynin faaliyetine eşlik eden de- ğişikliklerin kolaylıkla saptana- bildiğine dikkati çekti. Prof. Gökhan, beklenti ve beyine düzenli gelen uyannın kesilmesi gibi potansiyel deği- şimlerin varlığının yeni cihaz sayesinde farkedildiğini belirte- rek şunlan söyledi: "Yeni cihaz savesinde örne- ğin, bir görme özürlü kişinin hangi nedenden örörii görme bo- zukluğuna sahip olduğunu çöze- biliyoruz. Bir başka deyişle yeni cihaz, görme özürünün göz mer- kezinden mi, ağ tabakasından mı kaynaklandığını bubnamızı sağlıyor. Yine aynı sayede işitme özürüne yol açan nedenleri de saptayabiliyonız. Beyin harita- lama yöntemi ile de beyindeki bozukluk tam yerinde tespit edi- yyor." Üç salonda gerçekleştırilen kurultayda bir başka önemli konu "inmemiştestis"lerdi. Ko- nuyla ilgili açıklama yapan İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabih'm Dalı öğre- tim üyelerinden Doç.Dr. Tansu Salman. erkeklerde üreme or- ganı olan testisin çeşitli neden- lerle aşağıya inmemesı duru- munda ameliyatın şart olduğu- nu belirterek şöyle konuştu: "Clkemizde inmemiş testise bin- de 7 oranında rastlanıyor. Bu bir başka deyişle her 150 çocuktan birisinin. inmemiş testisle doğ- ması demektir. Eğer bu durum- daki bir erkek çocuk 2 yaşına kadar ameliyat olmazsa ileride- ki yaşlarda kısır kalma ya da kanser obna tehükesiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle anne \e babalar, çocuklarında inmemiş testislerle ilgili olarak çok dik- katli olmalılar. Aslında inmemiş testisin yerine oturtubnası yak- laşık yarım saat süren bir ope- rasyonla gerçekleşiyor. Bu ne- denle inmemiş testise sahip olan erkek çocuklarda. 1 yaşına ka- dar yerine oturma kendi kendine sağlanamazsa 2 yaşını geçiıme- den mutlaka amelivat edUmeli.1 " Sularmuzjnyüzde 70'i sağhğa zararh Hıfzıssıhha raporlarma göre, yiyecek maddelerinin de yüzde 15'i sağhğa uygun değil ANKARA (AA) - Refık Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı'nca yapılan tahlil sonuçlanna göre içme ve kaynak sulanmızın yüzde 70'i. gıda maddelerinin de yüzde 15'i sağlığa za- rarlı bulundu. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yarduncısı Dr. Ahmet Miski, Refık Saydam ve Hıfzıssıhha MerkezTnin Türkiye'nin en eski ve en büyük labora- tuvarlardan biri olduğunu belirterek bu merkezde gıda, ıçecek. kozmetık ve aşı gibi çeşitli ürünlenn tahlillerinin yapıl- dığını bildirdi. Miski, merkezin yeniden reorganize edilerek Türkiye'nin bır nu- marah araştırma laboratuvan olacağını da kaydetti. Refık Saydam Hıfzıssıhha Merkezi'- nde bu yıhn dokuz aylık bölümünde yapılan incelemelere göre 643 örnek su- dan 441'ini oluşturan yüzde 70 oranı- nda su, sağhğa zararlı bulundu. Uz- manlar. sulann ve gıdalann gıda mad- deleri tüzüğüne göre incelendiğini belir- terek. sağhğa zararlı bulunanlann sert- lik dereccsinin yüksek. klor oranının ise düşük olması nedeniyle bu sınıfa girdik- lerini bıldirdiler. Gıda Güvenliği ve Beslenme Müdür- lüğü'nün biyokimya laboratuvarlan- nda incelenen 800 gıda maddesinden de 110'unun sağhğa uygun olmadığı sap- tandı. Yapılan incelemelerde şeker ve şekerli gıdalann yaklaşık yüzde 25'i, bitkisel gıdalann yüzde 40'ı, baharat- lann da yüzde 10'unun sağhğa uygun olmadığj görüldü. Kozmetikler İncelenen bebek mamalannın ta- mamı sağhğa uygun bulunurken, koz- metik ürünlerinin ise yüzde 10'unun sağlığa zararlı olduğu bildirildi. Uz- manlar. bu maddelerin içindeki katkı maddelerinin belirtilen oranlardan yük- sek olduğunun belirlendiğini. bu neden- le sağhğa zararlı bulunduğunu söyle- diler. Uzmanlar. içme sulannın kaynatıla- rak içilmesi tavsiyesinde bulunarak. özellikle çocuklann açıkta satılan şeker ve şekerli gıdalardan uzak durmalan gerektiğini hatırlattılar. Uzmanlar tü- keticilerin pastorize edihnemiş süt ve kontrol edilmemiş et ve et ürünlerini al- mamalannı tavsiye ederken. Sağlık Ba- kanlığfnın onayını almamış kozmetik ürünlerinin de kullanılmamasını iste- diler. Kobyına Solculuk...Viyana'nın Stephan Platz adı verilen ünlü meydanın- dayım. Bir yanımda yüzyıllara meydan okuyan görke- miyle Stephan Kilisesi'nin kulesi göklere yükseliyor. Bir kısım insanlar, alışverişin telaş ve heyecanı içinde. Bir kısım insanlar, benim gibi, bir kahveye oturmuş bir şey- ler okuyorlar. Çocuklar güvercinlere yem atıyor. Kısaca, Viyana'nın keyifli bir sonbahannı yaşamaktayız. Birden bir davul zurna sesi yükseldi meydandan. Ne- reden çıktı şimdi bu? Oturduğum kahveden kalktım ve birikmeye başlayan insanların arasına karıştım. Kızlı er- kekli genç bir grup, geleneksel giysileri içinde, Antep yöresinin oyunlarını oynuyorlardı. Biraz daha yaklaş- tım. Baktım, orta yaşlı ve orta yaşını geçmiş birtakım adamlar da bazı bildiriler dağıtıyorlardı. Yere atılmış bildirilerden birini aldım. Herzaman duy- duğumuz savlar. "Emperyalist Türk Devleti", "Kürthal- kının kaderini belirleme hakkı", "Şaniı Kürt direnişi"vb. Tabii Avusturya'nın göbeğinde "tüketim toplumunun" tüm nimetlerinden yararlanarak "Kürtçülük" yapmak kolaydı. Ve orada Antep havası eşliğinde, bu genç in- sanları izleyen Avusturyalılar. kurşunadizilen iki yaşın- da bebekleri, ateşe atılan üç yaşındaki çocuğu görmü- yorlardı. Bildirilere pek ilgi duymasalar da oynayanları belli bir sevecenlikle izliyorlardı. Aynı akşam Alman televizyonu ZDF'de bir program izledim. Köln'de Türklerin yoğun olarak yaşadıkları (sa- nıyorum) Korbstrasse'deki uyuşturucu ticaretini konu alıyordu. özellikle küçük yaşta çocukların uyuşturucuya nasıl alıştırıidıkları ve nasıl kurye olarak kullanıldıkları işleniyordu. Mahallenin sakinleri, son'birkaç yılda orta- yaçıkan bu gelişmelerı, "mültecilere" bağlıyor ve siya- setin getirdiği kötülükler olarak değerlendiriyorlardı. Eğitimciler ve polis, tam bir çaresizlik ıçindeydi. "Durun bakalım" dedim, kendi kendime. "Durun ba- kalım, daha neler görecek ve yaşayacaksınız.'' 1980- 1990 arasında 650 bin insan gözaltına alınır ve on binler- ce insan en utandırıcı, en zalim işkenceler altında yaşar- ken insan aklının almayacağı bir zulüm uygulanırken bunları "insan haklarının ihlali" olarak değerlendirme- yen Federal Almanya, PKK propagandasına böylesine açılmışsa bunun elbette bir maliyeti olacaktı. Ancak işin ilginç yanı bu "uyuşturucu"trafiğinin görünen sorumlu- su Kürt asıllı Türk vatandaşlarıydı. Galiba Almanya bir "Frankeştayn" yaratmıştı. Türkiyedeki ve yurtdışındaki Kürt asıllı vatandaşları- mızın bir kısmının sempati ile baktıkları. bir kısmının destekledikleri ve bir kısmının da içinde yer aldıkları Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) ne gibi talepleri olduğu- nu net bir biçimde anlamak mümkün değildir. Kimi za- man bağımsızlıktan söz edenler varsa da en üst düzey- de genellikle "aynlıkçı bir hareketolmadığı" ifade edil- mektedir. Yani ne hedef bellidir ne yöntem. Ama bana öyle geliyor ki uzun dönemde hedef, ba- ğımsız bir Kürt devleti kurmaktır. insan böyle bir devle- tin nasıl yaşayabileceğini düşündüğü zaman, akla hiç de hoş olmayan şeyler gelmektedir. Irak ve Iran toprak- larında yaşayan Kürtlerin durumu. Türkiye'de yaşayan Kürt asıllı vatandaşlarımızdan çok daha kötüdür. Harita- larda belirii bircoğrafi bolgeyi "Kürdistan" olarak isim- lendirmek, belki hoş bir şeydir, ama bu Kürdistan'ın hangi olanaklarla ayakta durabileceğini de hesaplamak gerekir. Bölgede ne doğru-dürüst bir sanayi vardır ne yeterlj tarım vardırye.r)e,dŞ-yete''ince doğal zenginfikley vardlr, Cı|ız bir pjetrfll^,dayanarak bağımsız de,vle,t glun^ maz. Ama ABD'ye güvenerek ve ABD'nin Ortadoğu uiantısı olarak bir Kürt devleti kurulmak isteniyorsa em- peryalizmin ileri karakolu olarak kurulacak böyle bir devlete destek olmayı "solculuk" olarak isimlendirmek tek kelimeyle zavallı bir düşüncedir. ABD'nin Türkiye üzerine oynamak istediği oyun açık- tır. Suudi Arabistan, Israil veTürkiye'den oluşan bir "şey- tan üçgeni" oluşturmak istemiş, ama biraz daTurkiye'- deki kamuoyu baskısıyla bunu becerememiştir. Işte şimdi oyuna yeni bir asker sürülmek istenmektedir. 1930'lardan 1960'lara kadar süren bir "inkar" ve "ce- halet" dönemi sonrasında Türk solu, kendini bir türlü to- parlayamamıştır. 1960'ların TİP rüzgan ve Ecevit sol- culuğu, 12 Eylül darbesi altında bir ölçüde dağıldı. Sol- culuğun "coşkusu", yerini yılgınlığa, ınkara, karalama- ya ve cehalete bıraktı. Ve Türk solunun bir bölümü, Tür- kiye'nin geleceğini planlamak, yenilginin nedenlerini tartışmak ve yeni politikalar üretmek yerine, Apo'nun ve ABD'nin kuyruğuna takıldılar. "Solcu olmak" marifet değildir, şart da değildir. Aynı biçimde "solcu olmamak" ayıp bir şey değildir. Ama bi- zim birtakım "aklı evvellerın" yaptığı kolayına solculuk- tur. Ve ayıp olan ve gülünç olan şey budur Emin Başer ve yardımcısı beraat etti • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- KİT y onetıcılerirun memur sayıhp sayılmayacaklanna ilişkin tartışma sürerken görevde bulunduklan dönemde Alo Bilgi firması ile usulsüzve yetkilerini aşan anlaşmalar yaptıklan savıyla haklannda dava açılan. eski PTT Genel Müdürü Emin Başer ve eski Genel Müdür Yardımcısı Osman Gözüm de "KIT yöneticilerinin memur olmadıklan için görevi kötüye kullanma suçundan yargılanamayacaklan" gerekçesiyle beraat ettiler. Yücel Tekbaş sengisi I Külrür Senisi - Emekli öğretmen ressam Y ücel Tekbaş'ın resim sergisi Taksim Vakıfbank Sanat Galerisi'nde yann sona erecek. Bıga doğumlu Yücel Tekbaş. resim derslerine ressam Mahir Güven'le Çizgi Atölyesi'nde başladı. Mehmet Pesen, Cemalettin Tandoğdu ve Gonca Sezer'le calışmalar yaptı. Mahir Güven'le desen ve yağhboy a çalışmalannı sürdürdü. 1992'den buyana Grup Pentür atölyesinde çalışmalanna devam ediyor. 1990'dan buyana karma sergilere kaulan sanatçı ilk kişisel sergısini açtı. Öğretmen açığına protesto • İZMİT(AA)- Kocaeh'nın Gebze ılçesindeki Yunus Emre Ortaokulu'nda öğretmensizlik nedeniyle derslerin boş geçrnesini protesto eden veliler. topluca Milli Eğitim İl Müdürlüğü'ne gelerek öğretmen açığının kapatılmasını istediler. Oğrena velilerinden oluşan yaklaşık 100 kişilik bir grup, dün sabah İzmite gelerek Milli Eğitirnjl Müdürü Himmet Coşkun Çakır'ın makamına çıktı. Öğretmensizlik nedeniyle derslerin büyük bölümünün boş geçtiğıni ve çocuklannın mağdur olduğunu söyleyen veliler. bin 200 öğrencinin öğrenim gördüğü okulda, sadece 5 öğretmenin bulunduğunu belirttiler. Trafik kazasında 5 liseli öldû • MALATYA (Cumhuriyet) - Lise öğrencilerini taşıyan seryis otobüsünün aşın hız yüzünden virajı alamayarak devrilmesi sonucu. 5 öğrenci yaşamını yitirdi. 17'si öğrenci, 18 kişi yaralandı. Akçadağ ilçesi Körecik kasabası yakırunda dün sabah 07.00 sıralannda.GürkaynakKöyü'nden Kürecik Lisesi'ne öğrenci götürmekte olan Hasan Hüseyin Kadem yönetimindeki 23 P 0810 plakalı servis otobüsü. virajı alamayarak şarampole yuvarlandı. Kazada, Oya Başyurt (17). Gülay Alün (11) ve Haydar Karapınar (16) olay yerinde. Yıldız Çolaİc (14) ve Mehmet Altın kaldınldıklan hastanelcrde yaşamlannı yitirdiler. Yaralanan otobüs sürücüsü Hasan Hüseyin Kadem ile Sinan, Rıza, Gültekın Çetin ve Seyhan Kadem, Nuran ve Murat Uğur. Yalçın Çolak, Sinan, Ahmet ve Abdullah Altın. Gazap Pazar. Kamil ve Hüseyin Erdoğan. Orhan Büte. Bülent Polat. Gökmen KöseSSK ve Devlet hastanelerinde tedavi altına ulındılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear